Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
Hukuk çiğnenerek, resmen, depremdeki suç kanıtlan hızla yok ediliyor
Halknıkayhıgözden çıkanldı# Ölü ve yaralı, kamu zaran söz
konusu olduğunda hukuk
savcılıklann doğrudan harekete
geçmesini, suç kanıtlannı
toplamasıru öngörür. Depremde
yıkılan binalann enkazı, ortada
mühendislik, müteahhitlik,
haksız yapılaşmaya izin venne
türünden ne kadar suç varsa,
ortaya çıkması için başlıca suç
kanıtı. Bölgelere göre üç ayn
bakarun doğrudan sorumlu
olduklan, hükümet kararlan ile
çahşan kriz masalan, savcıhklar
bilirkişi eliyle suç kanıtı
oluşturmadan yıkılan binalann
enkazlannı hızla kaldırtıp
kanıtlan yok ettiriyorlar.
ŞÜKRANSONER
"Devtet suç işliyor. Resmi olarak sav-
cüıkJar soruşturma yapmadan, kanıt
toplamadan. resmi elden suç kanıtlan
yoketöiyorJ'
Depremden yıkılan binalarda ölen ve
yaralananlar, on bınlerle yıkıntımn, do-
ğal afet dışında sorumluluğu varsa bun-
lan ortaya çıkaracak iki meslek grubu-
nun, mimar ve mühendisler (TMMOB)
çatısı altında örgütlenenlerle hukukçu-
' lar (barolann başkanlan) böyle haykın-
yorlarsa, kamuyu uyarmak üzere çırpı-
nıyorlarsa, bunun ûzerinde durmak ge-
rek.
Televizyon, gazete haberlerinden, Is-
tanbul Barosu'nun depremzedeler için
'hukuk danışma bürolan' oluşturma gi-
rişimini, başkan Yücel Sayman'ın. hü-
kümetin suç kanıtlannı yok etmede na-
sıl ortak olduğunu anlatan açıklamala-
nnı izleyınce. bir gün ara ıle TMMOB
ekibı ıle yaptığım deprem bölgesı tara-
masını, bu kez hukukçu gözü ile göz-
lemleyebilmek üzere yineleme gereği-
ni duydum. Istanbul Barosu adına hal-
ka yönelik hukuk danışma bürolan oluş-
turulması çalışmasmı yakından izleme-
ye çalıştım. tzmıt yolunu aşarken Yücel
Sayman'dan önceki gelişmeler hakkın-
da bilgi aldım.. Depremde yakınlannı
kaybedenler, yaralananlar, evleri enkaz
# Depremden sonra, yaralı ve ölü
çıkarmak için mumla aranan
araçlar, kepçeler, öncelikle
yaralılann kurtanlamadığı, çok
sayıda ölûnün çıktığı enkazlann
başında, kalan ölü aynmını bile
gözetmeden, sıralar halinde
dizilmiş olarak yangından mal
kaçınrcasına enkaz kaldınyor,
kamunun resmi araçlan
kamyonlar seferber olmuş
enkazlan deniz ve çukur
doldurmaya taşıyorlar.
olanlar dava yolu ıle hak arayacaklarsa,
ki aramasalar bile ortada ölüm, yaralı,
kamu zaran söz konusu olduğu için ö-
lay otomatik ceza ve hukuk yargılama-
sı konusuydu. Sayılar on binlerle oldu-
ğu için de yaşanmış en büyük, dev bir
toplumsal bir yara olarak karşımızda du-
ruyordu.
Deliller yok edlldi'
Yücel Sayman, benzeri sözlerle Ba-
rolar Birliği ve diğer baro başkanlannın
da vurguladıklan gibi. depremin bilim-
sel, teknık sorumlusu mühendis mimar-
larla aynı gerçeğın altını çiziyor. "En-
kazlar kalküktan sonra. binalann yıkd-
masına iltşkin en önemli suç kanıtı yok
oluyor. Binanın depremin şiddetinden
mi, yoksa mühendislik hatası. müteah-
hitlik çalma prpmasından mı yıkudığı-
nın saptanması şansı ortadan kaUayor"
diyor.
Yücel Sayman, savcıhklar gereken
soruşturmayı yapmadan, suç kanıtlan-
nı toplamadan enkaz kaldırma işleminin
yapılmasınm suç ve delil yok etme ol-
duğunun altını çiziyor. Bu uyanyı önce
Adalet Bakanlığı'na yapmışlar; hukuk
açısından çok önemli bir suçun işlendi-
ğini. savcılık karan olmadan enkaz kal-
dırma işlemine geçilemeyeceği gerçeği-
ni onlara da onaylatmışlar. Bakanlık,
savcılıklann hemen harekete geçeceği
sözünü de vermiş. Gelin görün ki uygu-
lamada değişen bir şey olmamış. En-
kazlar kriz masalannın, daha dogrusu
Depremin Uk günlerinde yarah ve ölü çıkarmada mumla aranan enkaz kaldırma araçlan, şimdi yüzkrcesi bir arada
seferber olmuş enkaz kaldınyorlar. Depremin suç delilleri de, savcıhk delil toplamadan, hukuka aykın olarak. hükü-
met eliyle. kriz masalan uygûlaması olarak resmen yok edifaniş oluyor. Yarah ve ölü çıkarma işlemlerinde, insani yar-
dımda, çadırda geç kalan siyasi irade, suç kanıtlannı yok etmede neden böyle acele ediyor?
hükümetin karan ile akıl almaz bir hız-
la, seferberlık halinde kaldınlıyor. Suç
kanıtlannın hızla yok edilmesi çahşma-
sı resmen, hükümet sorumluluğunda
gerçekleştırilıyor.
Sayman'la körfezi, deprem bölgesini
tarama turumuzda, bir gün ara ıle T-
MMOB ile yaptığımız turdan çok daha
büyük bir hızla enkaz kaldırma işlem-
lennin sürdürüldüğüne her yerde tanık
olduk.
Izmit'te lzmit Barosu Başkanı ile bir-
likte Yücel Sayman'ın savcılığı ziyare-
tinde. hukuk açısından haklı olduklan
bir kez daha tes-
lim edıldi. An-
cak savcılığın
henüz göreve
başlamadığı, ba-
ro mühendis-mı-
marlardan olu-
şan teknik heyet
sağlayabihrse
hafta sonu da ça-
lışılarak uygula-
manın başlatıl-
masınm düşü-
nüldüğü ögrenil-
di.
lzmit Barosu,
tstanbul Baro-
su'nun Avcı-
lar'da başlattığı
depremzedelere
hukuk danışma
bürosu çalışma-
sından esınlene-
rek, gelen vatan-
daşlar ıçın örnek
savcılık başvuru,
şikâyet formlan
oluşturmuştu.
Baro odasına
akın akın gelen
depremzedelere
bunlardan verili-
yor, savcı ıle
kendi başlanna
delil tespitıne
gıtmeleri halin-
de, yıkılmış ev-
lerinden beton
ve demır parça
örnekleri alın-
masını sağlama-
lan öneriliyordu.
Oysa daha ön-
ce TMMOB uz-
manlan ile yap-
tığım tararna ge-
zısinden de öğre-
nebildiğim kadan ile bilıyordum ki, bi-
nalann çökme durumlan, enkazın bütü-
nü çok önemliydi. Kanıtlann yok edil-
meden uzman eliyle toplanması zorun-
luluğu vardı.
Daha sonra Gölcük'e geldiğimızde
ise en çok ölü ve yaralının çıktığı, nere-
de ise tüm binalann başına bırer makı-
nenin kondurulup enkazın hızla kaldınl-
maya çalışıldığına. kamu damgalı kam-
yonlann peş peşe hurda taşıdıklanna,
denıze ve çukuı alanlara taşmdıklanna
tanık olduk.
İlctldar sınrfta kaldı
Duyumlanmıza göre, savcılık delil
toplanmadan kaldınlmamasını istemiş,
ama kulak asan olmamıştı. Emir yuka-
ndan geliyordu Binalardan canlı yar-
dım isteyen insan seslen gelirken, dep-
rem bölgesine ulaşamayan kamu araç-
lannın yüzlercesini bir arada görmek
olanağı doğmuştu. Depremi telefonla
duymada, insan, ölü kurtarma, insani
her tür yardımı ulaştırma, şımdi de yağ-
Yıkılan ev sayısı, sığınma gereksinimi göz önüne ahndığında kurulmuş çadır-
lar gülünç sayıda kahyor. Ama depremzedelerin gereksinmelerine yanrt ver-
mede öylesine yetersiz ki. Çamur ve batakhk içinde, çok küçük, üstelik su sız-
dıran, içeride yatacak yeri, eşyası ohnayan çadırlara gece ayazında sığınmak
ne işe yarar? Ûstelik depremzede, yıkılmış evinin, altında \arsa ölüsünün, eş-
yasının yanında olmak istiyor. Cece ayazında, ışık. yenıek hizmeti de götürüle-
memiş Yalova sahili ûzerinde kurulu çaduiar çoğunlukla boş duruyordu.
mur altında çadır ulaştırma ve kurmada
geç kalan, sınıfta kalan iktidar gücü, en-
kaz kaldırmada seferberdi. Aceleleri ne
idı? Enkaz kaldırma, canlı kurtarmak,
ölüleri çıkarmak üzere acil olabilırdi.
Ama şimdi, TMMOB'nm dedığı üzere,
"bir 15 gün bekletilsin, bizim oluşturdu-
ğumuz gönüllü ekipler çöken enkaz ile
kuUanüamazolanlardaki teknik durum-
lan, ayakta kalanlan, nedenieri ik sap-
tayabflir" güvencesi neden kulak ardı
edıliyordu? Ya da barolann, hukukçula-
nn, "savcıhk delil tespiti yapmadan suç
kanıu yok edilemez, suçtur" uyanlanna
nasıl böylesıne vurdumduymazca sırt
çevriliyordu?
Barolar ve TMMOB'nin haykınşlan
karşısında gazetecilerin soru yönelttiği
sorumlu bakanlardan Yaşar Okuyan'ın
yanıtlanm, gece TMMOB'nin şantiye-
sinde, hukukçularla birlikte dinledik.
Anayollar açıkken, yıkım alanlannın tü-
mü ınsansızlaşmış, yaşanmaz bir ko-
numda iken, günlük işlevi olmayan en-
kazlar, kime neden batıyordu ki?.. Kal-
dı ki yalan söyleniyorsa, günahı yalan
söyleyenlerin boy-
nuna, kepçelerie bir
an önce enkaz kal-
dırma seferberli-
ğinde, çıkanlma-
mış,artıktamamen
çürüdüğü için de
kolayca parçalanan
cesetlerden parça-
lar enkaza kanşı-
yordu.
Bu insanlık ayıbı
savı Okuyan bile
tam yalanla>amadı.
Enkaz kaldınna te-
laşını da sadece
'yollan açmak' gi-
bi inandıncı olma-
yan bir gerekçeye
dayandırdı. Altya-
pının tamamen
çöktüğü, insansız-
laşmış, hepsi de yı-
kım ya da harabe
konumunda alan-
larda yollar kimin
için, ne için açıla-
caktı ki Kaldı ki,
bızim tanık olduğu-
muz bütün enkazla-
nn başında birer
kepçe ve kamyon
olarak, asıl yol ka-
patılması, bu acele
enkaz kaldırma iş-
lemi ile yaşanıyor-
du. Ölü ve yaralıla-
nn çok çıktığı bina-
lann enkazlannın
kaldmlması, suç
kamtmın yok edil-
mesindeki bu ışgü-
zarlıkla, hangı kirlı
çamaşırlar örtüle-
cekti ki?
Yücel Sayman'la
depremzedelere
hukuk yardımı, ücretsiz hukuk danışma
bürolan kurmak üzere çıktığımız, gün
boyu süren yolculuk. akşam geceyan-
sından sonra son bulurken, sabahki
umutlar umutsuzluğa dönüşmüştü. Si-
yasi ırade ağırhğını suçlularla, depremi
kaçmılmaz afetten, felakete dönüştüren
suçlarla hesaplaşılmamasından yana
ağırlığını, hem de çok kararh bir şekil-
de ortaya koymuştu. Deliller yok edile-
rek hukukun işletilmemesı için elden
gelen yapılıyordu.
Elbette karşı duruşlar, direnenler, hu-
kuk, hak arayanlar, hukuk işletmek için
uğraşım sürecekti. Ama siyasi iktidar
iradesi, ağırlığı tam tersi yönde, bilinç-
le, kararhlıkla oturtulmuştu. Deprem-
zede vatandaş tek tek, canını dişine ta-
karak, hakkını arayacak, hukuku, işlet-
mek üzere canını dişine takarak uğraşır-
sa elbette kimi sonuçlar alınabilecekti.
Ama iş çok zordu.
Bütün deprem merkezlerinde hukuk
danışma bürolannın oluşturlması, baro-
lann yardımı sevinçle karşılanıyordu.
Hele de tstanbul Barosu'nun, daha ön-
ce açık, hukukçu yanında sorgulama
hakkı için oluşturduğu ücretsiz örgüt-
lenme potansiyelinı kullanmaya hazır
olduğunu ortaya koyunca...
Klmliklerl bile yolrtu
Deprem bölgelerinde başından beri
çahşan gönüllü sağlık. çok boyutlu sos-
yal ekipler, hukukun çok önemli bir açık
olduğu kanısındaydılar. Depremzedenin
kimliği bile yoktu. Savcılığa suç duyu-
rusunda bulunma da dahil, veraset, ve-
kâlet, yıkılan binalann taksit, senet so-
runlan gibı sayısız acil çözümbekleyen
hukuksal sorunlan vardı. Kriz masala-
nnın kriz çözme değil. giderek daha ağır
boyutlarda knz yaratma masasına dö-
nüştüklen yargısı, sinirleri giderek bo-
zulan depremzedeler ûzerinde yerleş-
mişti. Zaten gün geçtikçe depremin ilk
şokunun hafiflemesı ile sorunlar da gö-
ze batarbir biçimde değişiyordu. Gönül-
lü, resmi sağlık hizmeti yapan bütün bi-
rimlerde, deprem şokuna, kayıplara bağ-
lı hastalıklann, depresyon belırtilerinın
dozu artmıştı. llaç dağılımmda, hastala-
ra verilen ilaçlarda, sinirleri yatıştıncı-
lar en büyük ağırlığa çıkmışn. Doktor-
lar. gönüllü gruplarda uzmanlık alanla-
nnı bu yana kaydırmışlardı. "Patiama
başladı, hastanelik vakalar bir bir çüa-
yor" dıyorlardı.
Gölcük'te depremin ılk gününden ön-
ce yaralı çıkarmada, sonra ölü kaldırma-
da, daha sonra da deprem şoku tedavi-
sinde grup hizmeti yapan, yanhş oku-
muyorsunuz, Fransız itfaiye ekibinin
9 Kriz masalannın kendisinin kriz
odağı olması çaresizlik
olmaktan çıkıp, bir politikayı,
yaklaşımı yansıtıyor: 'Evleri
başlanna yıkılanlann uğradığı
ZBrarlar, felaket çok büyük. Ne
kadar çok insan çaresizlikten
bölgeden göç edefT^SffdH"başınm
çaresine bakar. kayıplarının
hesabını sormaya kalkışmazsa,
halka ödenecek bedel o kadar az
olacak. Herkes kendi başının
çaresine bakacak.'
psikolojık danışmanlan, görevi bizım
psikologlara devrederken sık sık uyan-
yorlardı: ".Arada kesinti olursa bizim
başlatnğımız tedavi boşa gider. En kritik
günler gekü Lütfen grup teda%iyi kesme-
yin, deprem şokundan çıkmak üzere
olan insanlan bol bol konuşturun" tü-
ründen açıklamalar yapıyorlardı. Mer-
kezlerde, evlerinin başında hâlâ çıkma-
mış ölüleri ya da eşyalan için bekleyen-
lerin çok sınırlı yararlandıklan bu hiz-
metler çoğunluk için gündemde bile de-
ğıl. Köyler hepten gözden ırakta. Göçe
zorlanmış çoğunluk, gidecek yer bula-
bilenler kendi başının çaresine bakacak.
Gece yansından sonra feribota bin-
mek üzere giderken, bir yandan çadır
eksikliği dramı yaşanan bölgede, diğer
yandan kurulmuş pek çok çadınn boş ol-
duğunu görüyoruz. Soğuk ve içi çıplak,
çamur içindeki çadırda depremzede na-
sıl kalsın? Üstelik başından aynlamadı-
ğı, kurtarma umudu ile yaşadığı eşyası-
nın bulunduğu enkazın başından uzak-
laşarak. Deprem bölgesi kentleri her ge-
çen gün gözle görülür bir hızla insansız-
laşıyor. Ne kadar az insan için çadır yap-
ma zorunluluğu kalırsa, o kadar az pre-
fabrik ev, deprem konutu yapılacak.
Depremzedenin kaybettikleri karşılığı
asla olmayacak insani yardımın parasal
portesi. rakamlar düşecek. Kriz
masalannın kriz çözme değil, kriz yarat-
ma masası olarak işlemesi, ilk günlerde
belki beceriksizliktendi, ama artık
bilinçli bir siyasal seçimi, iradeyi yan-
sıtmıyor mu?
Papandreu'nun elçileri
'Türk devletine
elimizi umttyoruz*
tstanbul Haber Servisi - Yunanistan Dışişleri
Bakanı Georgios Papandreu'nun dörtkişilik özel
danışmanlarheyeti, lstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkam Ali Müfit Gürtuna'yı ziyaret ederek
DışişlenBakanı'nın"Hepnniz insan olduğumu-
zu hissettik, başınız sağolsun" mesajtnı iletti.
Alexandros Rondos, Yunan halkı olarak Türki-
ye'ye ve Türk halkına karşı kendilerini ortak so-
rumlu hissettıklenni söyledi. Yunanistan'ın ls-
tanbul Başkonsolosu Fotios Xidas da "Biz zayıf
ve güçsüz bir devlete değil. güçlü, kuvvetli oldu-
ğunu bildiğimiz Türk devletine elimizi uzatıyo-
ruz" dedi. Başkonsolos Xidas, iyi niyetlerini or-
taya koyduklannı belirterek uygun görülen doğ-
rultuda yardım vermeye çalıştıklannı kaydetti.
Başkan Gürruna da tstanbul halkı adına teşekkür
ederek bundan sonraki dönemlerde kalıcı dost-
luklann olmasun dilediğinı söyledi.
EMA VAKFI'NDAN TARTIŞMALI DANIŞMA TOPLANTILARI
'Sanayi yurt düzeyine dağıtümalı
9
tstanbul Haber Servisi - TEMA, büyük
depremle birlikte Türkıye'nin karşı karşıya
kaldığı çe\Te sorunlanna çözüm yollan
aramak. elde edilen sonuçlan ve çözüm
önerilenni ılgılılere ve topluma doğru bir
şekılde yansıtmak, bilmçli ve güçlü kamuoyu
oluşturarak devletin ve hükümetlerin hızlı ve
etkin çözümler üretmesini sağlamak
amacıyia bir dizi 'Tartışmalı Danışma
Toplantılan' düzenliyor.
Türkıye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma
ve Doğal Varhklan Koruma Vakfi (TEMA)
Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Karaca
ve Başkan Vekilı Nihat Gökviğit imzasıyla
yapılan açıklamada, sanayi ve yerleşimin
depreme dayanıklı zemin koşullanna uygun
olarak yapılmadığının ortaya çıktığı
anımsatılarak "Bu aşamada bir yandan
sanayi yurt düzeyine dağıtümah, diğer yandan
yeni kunüacak veya taşınacak sanayi,
yerleşim alty apı yatınmlannın ihtiyacuun
karşüanmasmda tanm alanlan amacı dışında
kul)anılmamal]~ denildi. Açıklamada özetle
şu görüşlere yer verildi:
"Sözkonusu yannmlaruı yine yanlıs, olarak
uygun zemin özelh'kleri taşunayan tanm
topraklan üzerine kurulması ihrimaB. bir
başka önemli çevre sorunu olan tanm
alanlannın yok olmasına yol açacak ve asıl
amacı gerçekkştiremeyecek nitelikte
gözükmektedir. Nitekim son günlerde başında
çıkan bu konudaka habeıierde, depremden
büyük yara alan sanayi üssü Marmara Körfez
Bölgesi'nin yeniden in^ası için devletin
harekete geçtiği, ilk aşamada bölgede bulunan
bir kısun sanay i tesislerinin yöre dışuıa
nakledileceği, bir kısun tesisin de yerleşim
yerieri dışına çıkanlacağı bOdirilmektedir.
Burada en önemli husus, yeni kurulacak
sanayi tesisi, kortut ve ahyapı yatınm ihtiyacını
karşüayacak zemin özellikierine sahip uygun
arazilerin seçUmesi ve aynı zamanda üstün
verünli tanm alanlan olan ormanlar ve
meralara zarar verilnıemesidir."
14 Eylül salı günü Etiler'de Tekfen Holding
AŞ'de yapılacak Tartışmalı Danışma
Toplantısı saat 10.00'dabaşlayacak. TEMA
Vakfi'nın görüş belirlemesine yardımcı
olmak amacıyia düzenlenen toplantıda
tartışmacılar kendi uzmanlık alanlannda
kendi seçtikleri konularda 20-30 dakikahk
sunuş yapabilecekler. Bildiri metinlerinin
daha sonra bir yayın haline getirileceği
belutildi.
Annesi,babaa ve ağabeyinin ötümünden ha-
bersiz 16 yaşındaki Tarkan Sanh'nın tek
amacı iyi bir futbolcu olmak.
Enkazdan kurtanlan çocuklar
'hayatta ben de vanm' diyor
Yaralar
sardıyor
SAADETUSLU
Marmara Bölgesi'ni sarsan depremde yara-
lanan çok sayıda yurttaş çeşitli hastanelerde
tedavi ediliyor. istanbul Tıp Fakültesi Sualtı
Hekimliği Bilim Dalı'nda tedavi gören hasta-
lar ise basınç odası olmadığı için ambulansla
başka yerlere gidip gelmek zorunda kahyor-
lar. Doç. Dr. Şamil Aktaş, bugüne kadar 15
hastaya yardım ettiklerinı belirterek, "Sadece
Çapa'da neredeyse 50 hastaıun baanç odası-
naüıtiyacı \ar. Eğer basınç odamızolsaydı çev-
rehastaneterdeki hastalara da yardımcı olabi-
Brdik*' diye konuştu.
Enkaz altında uzun süre kalan insanlann
basınç odalannda tedavi görmelerinin gereke-
bildiğini belirten Şamil Aktaş. yaklaşık bir yıl
önce meydana gelen kazantn ardmdan Ça-
pa'dabu birimin çalışamadığıru anımsattı. En-
kaz altında kalan insanlarda kompartman
sendromunun görülebildiğini söyleyen Ak-
taş,u
Burada kaslar oksijensiz kahp bozuluyor.
Kas gmplannda ödem oluşuyor. Enkazın al-
tmdan kişni çıkardığınızda görünürde birşey
yok, ancak ödem nedeniyle kaslardaki sinirler
ölüyor \e bacak ya da kolun kesihnesi gereke-
biliyor. Burada. fastiotonıi denen bir teknikle
kaslar kesiliyor ve buradaki basınç azambvor.
Bu da yetmediği için basınç odasmda tedsni ge-
reldyor'' diye bilgi verdi.
Yeniden başlamak
Göçük altında 80 saat kaldıktan sonra kur-
tanlan 11 yaştndab EHf Gündüz, tüm yaşa-
dıklannı unutup yeniden hayata bağlanmaya
çahşıyor. Depremi unutmak için depremzede-
lerle bile görüşmek istemeyen Elıf, etrafinda-
kilere espnleryapıyor. Israıl 'den gelen kurtar-
ma ekibi tarafindan Yalova'daki evınden 17 sa-
atlik bir çahşmayla kurtanlan Elif Gündüz.
halen annesi. babası ve kızkardeşınin öldüğü-
nü bilmiyor. Elif in teyzesi Ümmühan Yavaş,
yeğeninin çok girişken, popüler olmaktan hoş-
lanan biri olmasına karşın, şimdılerde içıne
kapandığını söylüyor.
Be$Ht kurtarmıs
On binlerce insanın öldüğü, binlerce aile-
nin parçalandığı depremden eşi ve kızıyla kur-
tulan şanslı(!) insanlardan biri Ayşe Vanol Va-
nol, depremin şiddetinin en yoğun yaşandığı
Gölcük'te beşinci kattaki evinden bebeğinin
beşiği sayesinde kurtulmuş.
Deprem anmda 20 aylık kızı Aysu Senan'ı
almak için hareketettiğini söyleyen Ayşe Va-
nol, "Ancak 2-3 adun atabildim. Ayagim di-
zhnden büküJdü ve beşiğin alrına girdL Tavan,
beşiğin üstüne düştü" sözleriyle 45 saniyeyi
anlatıyor. Eşinin bulunduğu yerde hiçbir şey
olmadığı içinonun yaralanmadığını söyleyen
Vanol ve bebeğini kurtaran da eşi olmuş. Eşi-
ninbir havadeliği açtığmı ve 6 saat sonra ken-
dilerini kurtardığını söyleyen Vanol, "Ayağı-
ma 6 saat baskı olduğu için şimdi basınç oda-
sı tedavisi görüyonım. Ancak ber gün başka
bir yeregitmek zorunda kabyonız. Burada bir
oda varken, bu halde sedyede ambulans bek-
lemek çok acı veriyor. Keşke burayı yeniden
yapsalar" diye konuşuyor.
"BeşHctaş'ta oynayacaflım"
Yaşanan deprem felaketiyle insanlann ço-
ğu hayata dair umutlannı kaybetmişken, 16
yaşındaki Tarkan Sanh en büyük hayali Be-
şikiaş'ta futbol oynamak için iyileşmek iste-
diğini söylüyor. Ağabeyi Serkan'ın doğum
gününü kutladıklan deprem gecesinde saat
02.30'da uykuya dalan Tarkan, babası Ahmet,
annesi Oya,ağabeyi Serkan'ı kaybettiğini bil-
miyor. O gece evde bulunmayan ağabeyi Ha-
kan tarafindan enkazdan 14 saat sonra kurta-
nlan ve tstanbul Tıp Fakültesi'nde tedavi gö-
ren Tarkan'a, şimdi Kıbns'ta askerlik görevi-
ni yapan ağabeyi Erkan bakıyor. Gölcükspor,
Değirmenderespor ve en son olarak da Koca-
elispor'un "C Genç" takımında top koşturan
Tarkan, depremde yaralanan sağ bacağının
iyileşmesiyle 7-8 yıldır oynadığı futbola ye-
niden döneceğini belirtiyor. Koyu bir Beşik-
taş taraftan olan Tarkan'ın başucunda takımı-
nuı renklerinden oluşan yastığı bulunuyor.
Depremden kurtulan Ayşe \ arol, bebeği ve
eşiyle yaşama dört elle sanlmış.