Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
8 yıllık kesintisiz eğitimin ikinci yıldönümünde, derslik başına düşen öğrenci sayısı düşürülemedi
Eğitimde hedeflere ulaşılamadı• Milli Eğitim
Bakanhğı, 'Çağı
Yakalama 2000
Projesi' hedeflerini
gerçekleştiremedi.
30 kişilik sımflar
ve her okula 1
bilgisayar
laboratuvan vaat
eden bakanlık,
bilgisayar ihalesine
2 yıldır son noktayı
koyamadı.
EBRU TOKTAR
ANKARA - Kamuoyunun
büyük desteği ile 18 Ağus-
tos 1997'dekabul edilen 8
yıllık kesintisiz temel eğı-
tim, ikinci yıldönümüne gı-
rerken Milli Eğitim Bakanhğı eğitim
hedeflerinde çok ağıryol alıyor.
Okullaşma oranını arttıran ve kırsal
kesımde 6. sınıfa giden öğrenci sayısı-
nı yüzde 81.7 oranında arttıran bakan-
lık. aynı başanyı "EğitimdeÇağı Yaka-
lama 2000 Projesi"' hedeflerinde göste-
remiyor. 30 kişilik sımflar ve her okula
1 bilgisayar laboratuvan vaat eden ba-
kanlık. bilgisayar ihalesine 2 yıldır son
noktayı koyamazken Marmara Bölge-
si'nde 10, Güneydoğu Anadolu'da 73,
Akdeniz Bölgesi'nde 61'e dayanan sı-
nıf mevcutlannı da hâlâ aşağı çekeme-
di vebilgi teknolojisi sınıflannı kurama-
dı.
8 yıllık kesintisiz temel eğitimde öğ-
renci sayısını geçen yıla göre yüzde 13.3
diizeyinde arttırmayı başaran bakanlık,
Egitim-Sen, alınacak 30 bin öğretmenin yeterli olmadıgını savundu
'Öğretmen açığı kapanmadıy
ANKARA (ANKA) - Egitim-Sen
Genel Sekreteri Kemal UnaL,
Türkiye'de branş ögretmeni açığı
bulunduğunu belirterek alınacak 30 bin
öğretmenin varolan açıgı
kapatamayacağını savımdu.
Kemal Ünal, Milli Eğitim
Bakanlığı'nın 30 bin öğretmen
alınacağına ilişkin açıklamasının
sevindirici, fakat yeterli olmadıgını
söyledi. Türkiye'de sekiz yıllık
kesintisiz eğitime geçişle büyük
miktarda branş ögretmeni sıkmtısı
yaşandığını dıle getiren Ünal, köklü bir
çözüm bulunmadan Türkiye'deki
öğretmen açığımn kapanmayacağını
söyledi. Öğretmen adaylannm merkezi
sınava tabi tutulmamasuun sevindirici
olduğunu, aksi bir uygulamanm yanlış
olacağını ifade eden Unal,
öğretmenlerin zaten birçok sınavdan
geçerek öğretmenlik mesleğini hak
ettiğini söyledi. Matematik, Türkçe,
Ingilizce gibi ana derslerde büyük
öğretmen açığı yaşandığına işaret eden
Onal, özellikle bu alanlardaki öğretmen
açığınm kapatılması gerektiğini
kaydetti. Sosyal güvenlik yasa
tasarısının gündeme gelmesiyle birlikte
birçok öğretmenin emekliye aynldığmı
söyleyen Onal, yıün ilk yansında 500
öğretmenin emekli olduğunu, yıün
ikinci yansında da aynı sayıda
öğretmenin emekli olduğunun tahmin
edildiğini kaydetti. Kemal Onal,
öğretmen açığının köklü çözümJer
getirilerek giderilememesi halinde
sürekli bir öğretmen açığı yaşanacağını
ileri sürdü. Yapılacak 30 bin öğretmen
atamasmm sevindirici olduğunu
vurgulayan Ünal, bunun asla yeterli
olmadıgını söyledi.
diğer hedeflerinde belirlenen zamandan
sapıyor. İlk aşamada en az 2 ilköğretim
okuluna olmak üzere 2 bin 541 okula 2
bin 828 bilgi teknolojisi smıfi oluştur-
mayı planlayan bakanlık, aradan 2 yıl
geçmesine karşın beklenen etkinliği gös-
teremedi.
Tamamlanan ihale için Dünya Ban-
kası'ndan onay bekleyen bakanlığın la-
boratuvarlan, bu yıla yetiştirmesi de
mümkün görünmüyor.
8 yıllık eğitime kaynak için 1997 yı-
lında oluşhırulan eğitime katkı payı uy-
gulamasma 31 Aralık 2000'de son ve-
riliyor. Tasıt alım vergileri, Spor Toto.
Spor Loto, at yanşlan, silah ruhsatlan,
kara avcılığı, havayolu, tstanbul Men-
kul Kıymetler Borsası'yla ilgili işlem-
ler, cep telefonlan, RTÜK tarafından
alınan reklam gelirleri, tapu işlemleri,
eğitim. gençlik ve spor hizmetleri ver-
gisinden yapılan kesintilerle oluşturulan
eğitime katkı payı. bakanlığa büyük kay-
nak sağlıyor. Bakanlığın gerek bağış,
gerekse eğitime katkı payı kanalıyla
akan gelirleri yeterince etkin ve venm-
li kullanamadığı da eleştiriler arasında
yer alıyor. 8 yıllık kesintisiz temel eği-
tim sonrasında şu gelişmeler oldu:
öflrencl sayısı
Geçen yıl ilkögretim öğrenci sayısı 1
milyon 342 bin 618 iken, bu sayı 1998-
1999'da 1 milyon 352 bin 221'e çıktı.
6. sınıfa giden öğrenci sayısında ise bü-
yük arnş sağlandı. 5. sınıftan sonra oku-
la giden öğrenci sayısı köylerde yüzde
81.7, kentte yüzde 41.1 oranında arttı.
13 Doğu ve Güneydoğu Anadolu Böl-
gesi'ndeki 19 kentin köylerinde birinci
smıf öğrenci sayısında büyük artış ol-
du.
Derslik başına düşen
öflrencl sayısı
Şanlıurfa'da derslik başına düşen öğ-
renci sayısı 82. Adana ve Batman'da 80,
Bursa'da 78, Kocaeli'de 77, Diyarbakır
ve tstanbul'da 76, Yalova'da 75, Hakkâ-
ri'de 73, Mardin ve Şırnak'ta 70, Osma-
niye ve Van'da 68, Kocaeli'de 66. ilk iki
yılda derslik başına düşen derslik sayı-
sında çok küçük bir düşme gerçekleşti-
rilebildi. Ankara'da 63'ten 61'e, Gazi-
antep'te 82'den 75'e, lçel'de 66'dan
62'ye, Istanbul'da77'den 76'ya, tzmir'de
65'ten 63'e, Konya'da 55'ten 50'ye, Şan-
lıurfa'da 86'dan 82'ye,
Van'da 72'den 68'e, Bat-
man'da 88'den 80'e düşü-
rüldü.
Bitlis, Bilecik, Burdur,
Hatay, Kırşehir, Rize, Ar-
dahan ve Karabük illerinde
öğrenci başına düşen öğren-
ci sayısında hiçbir oynama
olmadı.
öflretmenler
Ingilizce ve rehberlik öğ-
retmen açığı kapatılamadı.
Ingilizce öğretmen açığını
kapatmak için getirilen söz-
leşmeli öğretmenlik uygu-
laması işlemedi. Rehberlik
servisleri çoğaltılamadı ve
etkin hale getirilemedi.
Yönertme
8 yıllık eğitim sonrasın-
da yapılan yöneltme siste-
mi tam olarak oturamadı.
Öğrencilerin yüzde 6O'ı genel liselere
yönelmeye devam etti. Rehberlik servis-
İeri etkin hale getirilemediği için öğ-
renci dosyalan da tutulamadı.
Kuran fcursları
Danıştay'ın aynı yöndeki yönetme-
lik ve genelgeleri iptal etmesine karşın
6. sınıfa geçen öğrencilerin Kuran kurs-
lanna gitmesini öngören Diyanet Işleri
Başkanlığı Yasası kabul edildi. Hükü-
met, Danıştay'ın benzer mevzuatlan 8
yıllık kesintisiz temel eğitimin ruhuna
ve çocuklann pedagojik gelişimine ay-
kın bularak iptal edince, çareyi yasal
değişiklik yaparak buldu. Yasanın Res-
mi Gazete'de ilan edilerek yürürlüğe
girmesi ile 8 yıllık kesintisiz eğitim
bölündü.
CHP hükümeti sucladı
İktidar
belediyelerine
ayrıccdık
MUTLU SERELİ
ANKARA - lller Bankası'nca belediyelere
yapılan yardımlann dışında 50 bin nüfusun
altındaki yerlere gönderilmek üzere Maliye
Bakanhğı bütçesinde oluşturulan kaynağın
dağıtılmasında iktidar partili belediyelere
ayncalık yapıldığı bildirildi. Yaklaşık 3 bin
belediyeyi kapsayan ve 35 trilyon lira olarak
belirlenen kaynağın dağıtılmasma ilişkin
ölçiitler açıklanmadı. Maliye Bakanhğı da
yardımlann partilere göre dağılımı konusunda
bilgi isteyen CHP've yanıt vermedi.
'Yerel Yönetim Birimi'
CHP'de yeniden yapılanma programı
kapsamında yer alan "Yerel Yönetim
BirimTnin (YBB) oluşumu tamamlanarak
aktif duruma getirildi. Merkez Yönetim
Kurulu (MYK) üyesi AB Dinçer'in başkanlığa
getirildiği birimin üyeliklerine Genel Başkan
Yardımcısı Yüksel Çakmur, MYK üyesi
İbrahim Tez, PM üyeleri Nurettin Sözen,
Nazmiye Halvaşi. Necla Pur, Cavidan Demirağ,
AB Ozcan ve yüksek disiplın kurulu (YDK)
üyesi İsmet Çanakçı getirildi. Kurul. kuruluş
ve çalışma raporunu 12 Ağustos 1999
Perşembe günü CHP Genel Sekreteri Tartaan
Erdenı'e sundu. Yerel yönetimlerin bütçeleri,
kaynak kullanımlan, hükümetle ilişkileri gibi
konularda çalışmalaryapılması, izlenmesi;
partili yerel yönetimlerin çalışmalannda
işbirliği \e dayanışmanın gerçekleştirilmesi;
yerel yönetimlere gereksinim duyulan her
alanda danışmanhk yapacak ekiplerin
oluşturulması: sosyal demokrat yerel yönetim
anlayışının evrensel ılkeler doğrultusunda
Türkiye'ye uyarlanabilmesı için araştırmalar
yapılması ve projeler hazırlanması YBB'nin
amaçlan arasında yer aldı.
YBB'nin ilk çahşması
YBB. ilk çalışmasını Maliye Bakanhğı'ndan
belediyelere venlmek için aynlan 35
trilyonluk kaynağın hangi ölçütlere göre
dağıtıldığı konusuyla ilgili olarak başlattı.
Konuyla ilgili bilgi veren YBB Başkanı
Dinçer. Maliye Bakanlığı'nın 1999 yılı
bütçesinde "Belediyelere yapılacak yardım ve
ödemeter" başhğı altmda bir kaynak
aynldığını ve bakanın yetkili kıhndığını
kaydetti. Temmuz ayında ödeneğin bir
kısmının kullanıldığım anlatan Dinçer. 50 bin
nüfusun altındaki yerleşim birimlerinde her 2
bin 500 nüfus için 2.5 milyar liradan başlayan
ve aynı oranda arttınlan bir düzenleme
yapıldığını belırttı. Ödeneğin dağıtılmasında
bu düzenlemeye uyulmadığını ve iktidar
partisine mensup DSP, MHP ve ANAP'lı
belediyelere ayncalık yapıldığını kaydeden
Dinçer. yalnızca gönderilen illerin bazı
milletvekillerine bilgi verildiğini belirterek,
CHP'nin konuyla ilgili başvurusunun ise
yanıtsız bırakıldığını aktardı. Dinçer, Maliye
Bakanlığf ndan bilgi alamadıklan için tek tek
iller bazında bir çalışma başlattıklannı ve
yardım miktarlannı illerden öğrendiklerini
söyledi. Bazı illerde dağıtılan yardımlardan
Dinçer'in verdiğı ömekler şöyle: "Kocaeti'nin
20 bin 400 nüfuslu Güzeltepe Uçesinde CHP'li
belediyeye 4 milyar lira verilmesine karşın,
Niğde'nin 64 bin 300 nüfuslu Bor ilçesinin
MHP'H belediyesine 50 milyar Bra, Afyon'un
50 bin 950 nüfuslu Emirdağ Uçesinin CHP'li
bdediyesine 15 milyar lira verilmiştir."
Şair Can Yücel, Datça'da günebakan çiçekleriyle son yolculuğuna uğurlandı
' Vakitsiz yaürtnayın benFOZAN YAYMAN
DATÇA- Türkiye'nin önde ge-
len şairlerinden Can YüceL sövme-
sini, saymasını, sevmesini ve daha
'• 'güzel günlere olan ürrudi öğrettiği
ülkesinin topraklanyla buluştu. Bu-
luşma töreninin yansıttığı, "Yalan-
sn bir dünyanın", "öte dünyaya"
alkışlarla uğurlanması oldu. Ege'nin
kültür zengini topaklanna Can Yü-
cel'le birlikte biryenisi dahaeklen-
di. Binlerce seveni, ömrünün son yıl-
lannı geçirdiği Datça'ya gömülen
Yücel'i son yolculuğunda yalnız
bırakmadı.
tzmir'de perşembe gecesi hayata
gözlerini yuman ünlü şairin son yol-
culuğu Datça'ya oldu. Vasiyeri üze-
rine bu şirin beldede gömülmek
üzere tzmir'den yola çıkanlan Yü-
cel'e çok sayıda seveni yol boyun-
ca eşlik etti. Can Yücel'in kısa sü-
re önce "Beni Datça'ya, son yolcu-
luğumda Bodrum'dan mavi yoku-
lukla götürün" demesi üzerine dü-
zenlenen program, matem havasın-
da değil, eşi Gûler Yücel'in söyle-
diği gibi "Bu dünyada Can Yücel'e
şahit ohnanın mutluluğu içinde" geçti.
Can YüceVin ölüm haberini alan ve şairin son
yolculuğunda bulunduklan yerden geçecek olma-
smı öğrenen sevenleri, güzergâhtaki Torbalı. Sö-
ke ve Milas'ta da karşılama törenleri düzenlediler.
Bu yerleşmelerden son kez geçen Yücel, yine alkış-
larla karşılandı. uğurlandı.
Mavi yolculuğun başlama noktası Bodrum'da ise
Yücel'i yüzlerce kişi ellerinde Günebakan çiçek-
lenyle karşılandı. Çünkü, vasiyette son yolculuğunun
•günebakan' çiçekleriyle yapılması yer alıyordu.
Yücel'in Bodrum Kalesi önünde yaldaşık bir sa-
at duran tabutu önünde en çok yinelenen alkışlar
oldu. Alana, şiir okuyanlar, fotoğraf çekerek son
yolculugu belgeleyenler ve üzgün bakışlar ege-
mendi. Ancak, bir şey görülmedi: Gözyaşı yoktu.
Eşinin dediği gibi, insanlar Can Yücel'i tanıma-
nın onurunu yansıttılar. Bodrum Kalesi önünde
toplananlardan bazılan Can Yücel'i özetlerken şu
kısa değerlendirmeleri yaptılar:
Oğhı Hasan Yücel: Dünya denen gezegende da-
ha güzel bir yaşam için uğraştı; iyi bir dünya va-
tandaşıydı.
ikizkardeşiCanan Yücel: Paylaşmayı anamızın
karnında öğrenmiştik, hiç bu kadar yalnız kalma-
mıştım.
Şair tlhan Berk: Unutulmayacak
bir insan ve şairdi. En önemlisi, can
dosttu.
ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras:
Her zaman eşitlik ve hürnyet müca-
delesi yaptı. Başlı başına bir örgüt-
tü. Bize verdiği değerler doğrultu-
sunda el ele vermeliyiz.
tnönü Vakfi Başkanı Özden To-
ker:Türkiye'nin yaşadığı süreci, öf-
kesiyle, sevgisiyle hepimizden da-
ha iyi ifade ediyordu.
Bodrum'da mavi yolculuk önce-
si kale önünde düzenJenen törene
katılan kalabahk grup, şaire olan
duygusunu iki heceyle yansıtıyordu;
"Aşkolsun sana!" ve herkes aynı şe-
yi dillendirdi:
"BİZİ yalnız bırak."
Mavi yolculuğun başladığı Bod-
rum Iskelesi'ne kadar kale önünden
grup eşliğinde getirilen Yücel'in ta-
butu, buradan çiçeklerle, alkışlarla
Datça'ya uğurlandı. Yolculuk süre-
sınce üç feribotu dolduran Yücel' in
yakınlan ve sevenleri yol boyunca
Can Yücel'le özdeşleşen Kuzguncuk Çınaralü Kahvesi'nde şair için defter açıldı. (Fotoğraf: ALPER TURGUT)
şairin şiirlerini okudular, ortak anılannı aktardılar. estetiğini yapü" oldu.
Eşinin, Can Yücel'in şuurunun gidip geldiği son Datça'da tören düzenlendiği suada "Şarabi Eş-
günlerde. "Bana Aziz Nesin'in telefonunu verin"
istemini anımsatması üzerine sevenleri, şairin ya-
şama olan eşsiz mizahi bakış açısını ortaya koy-
duğu görüşünde birleştiler.
fici saat süren yolculuğun sonunda Datça'ya ula-
şan Yücel'in tabutu kent ıskelesini dolduran yöre
halkınca, "Mekânına boş gekün" pankartıyla ve gü-
nebakan çiçekleriyle karşılandı, alkış yağmuruna
tutuldu. Datçalılar şairi çok sevdiği belde sokak-
lannda son kez dolaştırdılar. Ardından, Datça'da-
ki evine götürülen şair. bir süre burada bekletildi.
Gece de Datça Devlet Hastanesi'nde bekletilen
Can Yücel için dün toprağa verilmeden önce evi-
nin bulunduğu eski Datça Mahallesi'ndeki alanda
bir tören düzenlendi. Burada toplanan yaklaşık 3
bin kişi hep bir ağızdan şairin şiirlerini okudu.
Tören sırasında şairin yakınlannın ve sevenle-
rinin duygulu anlar yaşadığı gözlenirken. cami ye-
rine köy meydanında cenaze namazı kıhndı.
Tören sonrası omuzlar üzerinde mezarlığa gö-
türülerek toprağa verilen Can Yücel için Datça'da-
ki egemen görüş, "Sıkıh duran yumruğunda ha-
yaün kendisi vardı ve hiç ara vermeksizin isyanın
taya"nın 2. mekânı Kuzguncuk'taki Çınaraltı Kah-
vesi'nde ÖDP üyeleri, dostlan ve sanatçı arkadaş-
lan tarafından bir uğurlama töreni düzenlendi.
Istanbul Haber Servisi'nin habenne göre şair
Can Yücel ile özdeşleşen Kuzguncuk'taki Çınaral-
tı Kahvesi'nin içi ve çevTesi dün dostlanyla tıklım
tıklım doluydu. Gözyaşlan arasında Can Yücel
için açılan deftere duygu ve düşüncelerini yazan
partili ve sanatçı dostlan ile okurlan Yücel'in ken-
di sesinden şiirlerini dinlediler. "Yaşlıgözistemez,
çeknk melenk lazun değil, susun sıra neferi uyu-
sun" ve -
Aşkolsun Can Baba aşkolsun^ yazılı dö-
vizleri taşıyan çocuklar ise Can dedelerinin kaybı
nedeniyle hüzünlüydüler.
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Asena,
"Onun mücadelesini aşka büyütecek ve yüceitece-
giz. Onun gibi ölürken arkamızda güzellikler bıra-
kacağız. Arük onunla birlikte'Geçmiş senin olsun.
gelecek benim' diyebileceğiz" dedi.
Şair Orfaan Alkaya ise Yücel'in gerçek bir sos-
yalist ve deha olduğunu, üniversitelerde halen
çevirilerinin tartışüdığını vurgulayarak Yücel'in şiir-
lerini okudu.
Yurttaşlar, vasiyeri üzerine Datça'da toprağa verilen Can Yücel'i alkış yağmuruna tuttu. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN)
GÖRÜg
CUNEYT AKALIN
YOK 6eç Bile Kaldı!
Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Ömer Batı-
rel'in istifa haberini, rastlantısal olarak, tatil için bulun-
duğum bir taşra kentinde öğrendim. Çaybahçesinde
yanımdaoturantemizyüzlü, kumral, sakallı genç, tür-
banlı bayan arkadaşlanna kaygılı bir sesle "rektörün
istifası"n\ haber veriyordu. Önce anlamadım, o kent-
teki üniversitenin rektörü sandım; taşradaki kentte
gençterin aralannda geçen konuşmada kastedilen kişi-
nrn Istanbul'daki Marmara Üniversitest'nin rektörü Prof.
Ömer Faruk Batırel olduğunu ertesi gün gazeteden
öğrendim.
Birkaç gün sonra, Marmara Üniversitesi Senato-
su'nun eski Rektör Prof. Ömer Faruk Batırel'e sahip çı-
kan bildirisinı gazetede görünce doğrusu yadırgadım,
ama şaşırmadım. Senatörlerie onlan (en azından bir bö-
lümünü) oraya getiren rektor arasında bir kader bırliği
söz konusu olabilirdi. Öyle olmasa bile, vefa duygusu,
hocalan böyle bir tepki veımeye itmiş dabilirdi...
Taşra kentinden Istanbul'a dönüp de arkadaşlanm-
dan kimi Marmaralı öğretim üyeterinin, Prof. Batırel'in
yeniden göreve getirilmesi için imza topladıklarını du-
yunca dayanamadım, kaleme sanldım. İstifa eden bir
rektörün ardından bu satırlan yazmak hoş kaçmasa da
düşüncelerimi kamuoyu ile paylaşmak zorunda hisse-
diyorum kendimi.
Marmara Üniversitesi ayncalıklı mı?
Marmara Üniversrtesi, Istanbul'un Istanbul Üniver-
sitesi'nden sonra ikinci büyük üniversitesidir. Bu üni-
versitede öğretim, kentin çeşitli semtlerine dağılan
kampuslardasürdürülmekteclir. Üniversitenin en büyük
kampusu ise Göztepe'dekıdir.
Üniversite ile az çok ılişkisi bulunan herkes, Gözte-
pe Kampusu'nun uzun süreden beri Islamcı mılitanla-
nn denetimi altında olduğunu bilir. Dahası ve belki de
en vahim olanı, kampus içındeki faküttelerin durumu-
dur. Göztepe kampusu içindeki kalabahk Atatürk Eği-
tim Fakültesi ve fen-matematik fakültelerinde türban-
lı öğrenciter nerdeyse çoğunluktadır. Bu fakültelerde
YÖK'ün kıyafet yönetmeliği ile ilgili yazılan, duyuru tah-
talannda solmaya terk edilmektedir. Geçen yılki me-
zuniyet törenine öğrenciler türbanlı katılmıştır. Gözte-
pe kampusunun bir Iran üniversitesinı andırdığı herkes-
çe ifade edilmektedir. Rektör Batırel'ın eşinin türbanlı
olduğu, kendisinintarikatçı olduğu, sosyal bilımlerala-
nında kritik mevkileredincileri yerieştirdiğı, Istanbul'da
üniversitelerle az çok ilişkisi dan herkesçe bilinen şey-
lerdir.
Dahası, YÖK'ün uyansı üzerine türbanlı öğrencileri,
ikna etmek üzere üniversitede kurulan komisyonun
üyesi bir öğretim göreviisi silahlı saldınya uğramış, fa-
kat bu olay da örtbas edilmiştir.
Prof. Batırel'i savunanlar, "kendisinin öğretim üye-
lerince seçildiğini, üniversite içinde demokrat tavıhar
aldığını, sağcıya da solcuya da kanşmadığını" öne sü-
rüyorlar. Batırel'i savunan kimi akademisyenlere göre
lü'de sık sık olay çıkması buna karşılık Marmara Üni-
versitesi'nde olaya rastlanmaması, Marmara Üniver-
sitesi'nin puanını yükseltmektedir. Bu da aynı kişilere
göre, Batırel'in başansı olarak görülmelidir!
Birkısım kendine "solcu" diyen akademisyenin des-
teğini akjığına göre, Prof. Batırel'in usta bir politikacı
olduğunu teslim etmek gerekir. Ne var ki bu, Batırel'in
ustalığından çok, üniversite mensuplannın bir bölü-
münün yanlış bakış açısından da kaynaklanıyorolabi-
lir. Kemal Alemdaroğlu'nu, gerici ve "Ikitelli" bastnı ile
birlikte boy hedefı yapan Öğretim Üyelen Derneği ve
öğretim Etemanlan Sendikası'nın, bu konudaki suskun-
luğu, olsa olsa "çifte standart"\a açıklanabilir.
Ne var ki eski Rektör Batırel'i savunanlann argü-
manlan çürüktür. Marmara Üniversitesi'nde olay çık-
mıyor, çünkü özellikle Göztepe Kampusu islamcılann
denetimindedir. Ülkede huzuru boyte mi sağlayacağız?
Batırel'in öğretim üyelerinin çoğunluğunca seçildiği
doğrudur, ancak bu Batırel'e cumhuriyet yasalan önün-
de ayncalık kazandırmaz. Seçim demokrasinin "o/-
mazsa o/maz" koşuludur, ama tek başına demokrasi
üretmez. Hiüer'in sandıktan çıktığını, Humeyni'nin bü-
yük bir kitle desteği ile ıktidara geldığini unutmayalım.
Marmara Üniversitesi'ni
yeniden düşünmek
YÖK, Prof. Ömer Faruk Batırel'i görevden almakta
geç kalmıştır. Istanbul'un göbeğındeki görünümler,
Anadolu'daki birçok taşra kentındeki görünümlerden
bile geridir. Bunun sorumluluğunun bir bölümünün
Prof. Batırel'e ait olduğunu, her insafsahibi teslkn ede-
cektir.
Prof. Batırel'in görevden alınış biçimi ile ilgili olarak
imza toplamaya çalışan öğretim üyelenne gelince: As-
Inda bunadafazla şaşırmamak gerekir. Medyadaki Nev-
val Sevindi-Fethullah Gülen Meclis'teki Mrş. Mer-
ve Kavakçı olaylannın benzerlen, üniversitelerde uzun
süredir yaşanıyor. YÖK'ün yetersiz biçimde de olsa, ola-
yın üzerine gitmeye başlaması üzerine takke düşmüş,
kel göaınmüştür.
"Görevden alınış biçimi" hoş değilmiş, "Batırel kim-
seye kanşmıyormuş". Şeklen demokratikolsun da ge-
risinin önemi yok! Kendisine dokunmadıkça, kimi ay-
dınlanmızın Erbakan gelmiş, Bahçeli gitmiş umurun-
da değil.
Gençliğin ve halkın ezici çoğunluğu laik-demokra-
tik üniversiteden yanadır; dinciler, arkalanndaki devlet
desteği çekildikçe ne yapacaklannı şaşınyorlar. Bunu
görmek için soğukkanlılıkla çevreye şöyle bir bakmak
yeter!
YÖK Marmara Üniversitesi'nde geç bile kaldı!
12 kişi gozaltına alındı
'Muşlu Şeref
çetesine operasyon
tstanbul Haber Servig-
Istanbul Organize Suçlar
ve Kaçakçılık Şube Mü-
dürlüğü ekiplerinin, tah-
silat amaçlı adam kaçır-
ma olaylarına kanşan
'Muşlu ŞereP çetesine yö-
nelik düzenlediği operas-
yonda, 12 kişi gozaltına
alındı.
Çıkar Amaçlı Suç Ör-
gütleriyle Mücadele Ya-
sası'na muhalefet ederek
cürüm işlemek üzere si-
lahlı teşekkül oluşnjrmak,
adam kaçırmak, alıkoy-
mak, çek-senet tahsilatı
yapmak suçlanm işleyen
'Muşlu ŞereF grubu üye-
lerine karşı operasyon dü-
zenleyen güvenlik güçle-
ri, 12 kişıyi gozaltına aldı.
Gozaltına alınan kişilerin
üzerlerinde ve gösterdik-
leri yerlerde yapılan ara-
malarda, 2 adet tabanca.
2 adet av tüfeği, 36 taban-
ca fişeği, 65 av tüfeği fî-
şeği, 5 adet şarjör, 1 adet
kelepçe ve 1 adet sahte
plakalı otomobil ele geçi-
rildi. Gözaltındaki kişile-
rin yapılan sorgulan so-
nucunda, tahsilat amacıy-
la 4 kişinin kaçınlması, bir
kişinin Maltepe'de bulu-
nan kahvehanesinin kur-
şunlanması, bir kişinin ba-
cağından kurşunlanması,
zor kullanarak 7 milyar
120 milyon liraya ve bir
otomobile el konulması
olaylanna kanştıklannı iti-
raf ettikleri belirtildi.