Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 1999 PAZARTESİ
HABERLER
'Saglıkta aölım
yrtıoiacak'
• OSMANİYE(AA)-
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş, I999"un, Türkiye
için ekonomik sıkıntı ve
yokluk yılı olduğunu
belirterek, "2000 yılı,
Türkiye için sağlıkta büyük
bir atılım yılı olacaktır"
dedi. Bakan Durmuş,
Osmaniye Belediyesi'nce
Zorkun Yaylası'nda
dûzenlenen '"15. Çocuk
Şenliği"nde yaptığı
konuşmada, Türkiye'de
halen 13 milyon insanın.
sağlık gûvencesinden
yoksun olduğunu söyledi.
Sağlık güvencesi olmayan
bu kişileri sosyal güvenlik
şemsiyesi altına alacaklannı
belirten Bakan Durmuş.
"Bunlara vereceğimiz
sosyal güvenlik kartıyla
memur ve emeklilerin
faydalandığı sağlık
hizmetlennden eşit şekilde
yararlanmalannı
sağlayacağız" diye konuştu.
1ten devrildi:
20 yaralı
• SELÇUK/ESKİŞEHtR
(AA) - lzmir'in Selçuk
ilçesinde, Denizli-tzmir
seferini yapan, 200
yolcunun bulunduğu tren
devrildi. Kazada, 20 kişi
hafıf yaralandı. Denizli'den
Izmir'e giden makinist
Hüseyin Çevik
yönetimindeki 32202 sefer
sayılı motorlu tren. Selçuk
Bayrakhkule mevRiinde, bir
virajda yoldan çıkarak
devrildi. Lokomotif araziye
devrilirken. arkadaki iki
vagon da raylar üzerinde
yan yattı. Kazada makinist
Hüseym Çevik (55), 2.
makinist Süleyman
Karakaya (43), trenin depo
sorumlusu Mehmet Tunç
(41), yolculardan Eşref
Güçlü(25) ve löyolcu
yaralandı. Selçuk Devlet
Hastanesi'ne kaldınlan
yaralılardan 19"uayakta
tedavi edilirken, makinist
Hüseyin Çevik lzmir
Atatûrk Eğitim
Hastanesi'ne sevk edildi.
Soruşturma sabotaj olasılığı
da dikkate alınarak
sürdürülüyor.
TTK'de inceleme
|ZONGULDAK(AA)-
Türkiye Taşkömürleri
Kurumu'nda (TTK), 159
bin ton kömür yolsuzluğu
olduğu iddiasıyla ilgili
inceleme başlatıldığı
bildirildı. TTK Genel
Müdürlüğü yetkılilerinden
alınan bilgıye göre,
Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu
tarafından 1997yılında
yapılan denetimlerde, TTK
sahalannda röde\
r
ans
(kiralama) usulü maden
ocağı çahştıran özel kömür
işletmecilerinin. kira bedeli
olarak ödemeleri gereken
159 bin ton kömürün
rödevans payının
verilmediği tespit edildi.
Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu'nun
tespitlerinin ardından, TTK
Genel Müdürlüğü Teftiş
Kurulu Başkanlığı
tarafindan da kurum
bünyesinde inceleme
başlatıldı.
Gazeteci Umay
toprağa verildf
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazeteci Engın
Cemal Umay, Ankara'da
toprağa verildi. Umay'ın
Hacıbayram Camii'ndeki
cenaze törenine, eşi Ülkü
Umay, oğullan Anıl ve
Ahmet ile, yakınlan ve
arkadaşlan katıldı. Öğle
namazının ardından kılınan
cenaze namazından sonra
Umay'ın cenazesi,
Karşıyaka Mezarlığı'na
götürülerek toprağa verildi.
67 yaşında ölen Umay, İKA
ve SER ajanslannın
sahibiydi. Ankara Sanayi
Odası ve Basın-Yayın
Genel Müdürlüğü'nde de
görev yapan Umay, Basın
Şeref Kartı taşıyordu.
PPOI. Ataöv'den
açMama
• Gazetemizin önceki
günkü sayısında 'Tartışma
akademık sınırlar içinde
olmalf başhklı haberde
Prof. Türkkaya Ataöv'ün
Doğu Akdeniz
Üniversitesi'ndeki görevine
son verildiği belirtilmişti.
Konuyla ilgili bir açıklama
yapan Ataöv, eğitimle ilgili
bazı ilke anlaşmazhklan
nedeniyle bölüm
başkanlığından
aynlmasının istendiğini,
ancak sözleşmesinin
yenilenmesini uygun
görmeyerek görevini
bıraktığını söyledi.
Kutan hukukçulann, Erbakan'ın bağımsız aday olabileceğini belirttiğini söyledi
FP> düşimceye de af isliyorANKARA (CumhuriyetBürosu)-FP Ge-
nel Başkanı Recai Kutan. Başbakan Bülent
Ecevit'in "Hayal görüyor" dediği Necmet-
tin Erbakan için hukukçulann bağımsız a-
day olabileceği yönünde görüş bildirdikle-
rini savundu. FP Grup Başkanvekili Büknt
Annç, aralannda Recep Tayyip Erdoğan ve
bazı aydınlann da mahkûm olmalanna ne-
den olan Türk Ceza Yasasf nın (TCY) 312.
maddesinin afkapsamına alınmasını istedi.
Kapatılan RP'nın lideri Necmettin Erba-
kan'ın olası secimlerde bağımsız aday olup
olamayacağı tartışmalan sürüyor. FP lideri
Kutan, dün partisinin genel idare kurulu
(GtK) toplantısmm ardından gazetecilerin
sorulannı yanıtlarken Başbakan Bülent
Ecevit'in, SPY'de yapılan değişikliğin Er-
bakan'ın bağımsız aday olmasına olanak
tanımadığı yönündeki açıklamasının sorul-
• FP Grup Başkanvekili Bülent Annç, "Başbakan, türbanlı
öğrencilerle ilgili olarak sorumsuz cümleler sarfetti. 75'lik
devrimciye de bu yakışır" dedi.
ması üzerine şöyle konuştu: "Bukonudabu
kadar aceteridavranması ve hüküm venne-
sL doğrusu \adırganacak bir şey. Yetkiifler,
hukukçular ve uzman olanlar Erbakan'a
böyle bir imkânın doğduğunu ifade ediyor-
lar. Bazıian "Hayır, böy le bir ımkân dogmu-
yor' djyor" Ecevit'in hukuk otoritelerinin
bu konuda bir uzlaşmaya varmalannı bek-
lemesi gerektiğini savunan Kutan, "Dolayı-
sıyia kendisinin şûndiden kesine yakın bir
hüküm vermesi kabul edilecek şey değU"
dedi.
Bülent Annç dün genel merkezde düzen-
lediğı basın toplantısında bir yıldan beri ko-
nuşulan af konusunda ortaklar arasında bir
uzlaşma olmadığını savundu. Düşünceyi
suç sayan zihniyetin düşünce suçlannı af
kapsamı dışında tutmaya çalıştığını söyle-
yen Annç, 312. maddesinin yeniden düzen-
İenmesi gerektiğini savundu. Annç, "312.
maddeden hüküm giyen siyasi parti liderte-
ri, belediye başkanlan. gazeteciier ve düşü-
nürierin, adeta bir cüzamlı gjbi affin kapsa-
mı dışuıda tutuhnası toplumsal bartşı zede-
leyecektir. Affin anlamı da kalmayacaknr"
dedi. Annç, Ecevit'in türbanlı öğrenciler
için söylediği "Başörtöterini açarlarsa, af-
tan yararlanıriar, açmazlarsa faydalana-
maztar" beyanatını "sonunsuzca'' buldu.
Ecevit'i yadırgadığını söyleyen Annç,
"75lik devrimciye de bu yakışır'' eleştiri-
sinde bulundu. Annç, türbanlı öğrencilerin
koşulsuz olarak afkapsamına alınmasını is-
tedi.
'Çok başhlık su yüzüne çıkü'
Alınan bilgiye göre, FP GtK toplantısın-
da söz alan üyeler Erbakan'ın müdahalesin-
den rahatsızlık duyan bazı başkanlık diva-
nı üyelerinin istifasıyla partide "çok başfe
görûntününsuyüzüne çıknğT görüşünü di-
le getirdiler. Erbakan'a tepki nedeniyle FP
genel başkan yardımcılıklanndan daha ön-
ce istifa eden Abdunah Gül ile Abdulkadir
Aksu'nunyerine CevatAyhanileGtKüye-
si Ertan Yülek getiıildi.
Öte yandan FP, 1999 yılı bütçe yasasının
bazı maddelennin iptali için Anayasa
Mahkemesi'ne başvuracak.
Sosyal güvenlik yasa tasansı
Emekli maaşlan
TÜFE'ye bağlandı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel
Kurulu, sosyal güvenlik yasa tasansının 9 maddesi-
ni daha kabul etti. Büyük tepki çeken, yetim aylığı
alanlann başka bir sandıktan maaş alamayacaklannı
öngören madde tasandan çıkanldı. Emekli Sandığı,
SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin ayhklannın DtE'nin
tüketici fıyatlan endeksi (TÜFE) oranına göre, her ay
arttınlması benimsendi. Tasannm, emeklılikle ilgili
geçiş hükümleri de kabul edilirken emeklilik hakkı-
nı kazandığı halde halen çalışanlarla emekliliğine i-
ki yıl kalanlann kazanılmış haklan korundu. Bir haf-
tadır kesintisiz olarak 10.00-24.00 saatleri arasında
çalışan mületvekilleri yorulunca, gruplann anlaşma-
sı üzerine dün akşam çalışmalara ara verildi.
TBMM Genel Kurulu'nun pazar günkü çalışma-
lannda da FP ve DYP gnıplannın sosyal güvenlik ta-
sansını engelleme çabalan sürdü. Ancak, daha önce
alınan karar gereği soru sorma süresi ile elektronik
oylama için tanınan sürenin kısaltılması muhaleferin
engelleme girişimlerini yavaşlaştı.
Tasannın 4 fıkradan oluşan 16. maddesi yaklaşık
2.5 saat sürede görüşülerek kabul edildi. Her fikra ile
ilgili 4 önerge verme hakkından yararlanan muhale-
fetin tüm engelleme girişımlerine karşın madde ka-
bul edilerek SSK Yasasf na 4 madde eklendi. Buna
göre, SSK emeklilerinin maaşlan, DtE'nin belirleye-
ceği TÜFE oranına göre her ay artnnlacak. Kabul edi-
len diğer ek maddelere göre, iş güçlüğü bulunan mes-
lek kuruluşlannda çalışanlara en fazla 5 yıl itibari
hizmet süresi hakkı tanınacak. Bu süre. kişilerin
emekli olacaklan yaştan indirilecek.
Geçiş hükümleri de benimsendi
Tasannın, emeklilikte geçiş hükümlerini öngören
17. maddesi de kabul edildi. Buna göre, yaşhlık ay-
lığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalı-
lık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ve sigor-
talılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hak-
kında, bu yasa yürürlüğe girmeden önce yürürlükte
bulunan hükümler uygulanacak.
Geçiş sürecinde. yaşhlık aylığı bağlanabilmesı için
öngörülen yaş ve prim gün sayısı şöyle:
- Emekliliğine 3 yıldan az kalan kadınlann 41, er-
keklerin 45 yaşını doldurmalan ve en az 5000 gün
prim ödemeleri gerekiyor.
- Emekliliğine 4 yıldan az kalan kadınlann 43, er-
keklenn 46 yaşını doldurmalan ve 5000 gün prim
ödemelen gerekiyor.
- Emekliliğine 5 yıldan az kalan kadınlann 45, er-
keklenn 50 yaşını doldurmalan ve en az 5000 gün
prim ödemelen gerekiyor.
- Emekliliğine 6 yıldan az kalan kadınlann 47, er-
keklerin 50 yaşını doldurmalan ve en az 5150 gün
pnm ödemeleri gerekiyor.
- Emekliliğine 7 yıldan az kalan kadınlann 48, er-
keklerin 51 yaşını doldurmalan ve en az 5300 gün
prim ödemeleri gerekiyor.
- Emekliliğine 8 yıldan az kalan kadınlann 49, er-
keklerin 52 yaşını doldurmalan ve en az 5450 gün
prim ödemesi gerekiyor.
- Emekliliğine 9 yıldan az kalan kadınlann 50, er-
keklerin 53 yaşını doldurmalan ve en az 5600 gün
prim ödemeleri gerekıyor.
- Emekliliğine 10 yıldan az kalan kadınlann 51, er-
keklerin 54 yaşını doldurmalan ve en az 5750 gün
prim ödemeleri gerekiyor.
- Sigortalılık süresi 10 yıldan fazla olan kadınlann
52. erkeklerin 56 yaşını doldurmalan ve en az 6000
gün prim ödemeleri gerekiyor.
Öte yandan aynı maddenin bir diğer hükmüne gö-
re ise 15 yıllık sigortalılık süresini dolduran kadın ise
50. erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün prim
ödemış bulunanlara, istekleri halinde yaşlılık aylığı
bağlanacak.
1ĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
EfC&UCAM
"UB0
Hak-Iş Genel Başkanı Uslu: Sorunlar anarşiyle çözülmez
'Sosyaldevlet için kara leke
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Emek Platformu'nu oluşturan 15 ör-
gütün şube başkanlan, genel başkan-
lar başkanlığında bugün toplanarak,
hükümetin ısrarcı tutumuna karşı iz-
leyecekleri yöntemi belirleyecekler.
Geçen hafta. daha önceden alınan ka-
rar doğrultusunda, emekçiler bir gün-
lük iş bırakma karannı yaşama geçir-
mişlerdi. Emekçiler. hükümet "yap-
dm oidu" politikasında ısrarlı olsa bi-
le, Sosyal Güvenlik Yasa Tasansı'na
karşı eylemlerinin "kararh bir şekü-
deveürmandınlarak'' sürdürüleceği-
ni vurguladılar.
Emek Platformu temsilcileri bun-
dan sonra yapılacak eylemlerin ken-
dilerini de aştığını ve toplumsal bir
boyut kazandığına dikkat çektiler.
Türk-tş Genel Merkezı'nde bugün
toplanacak olan genel başkan ve şu-
be başkanlan "bölgesel olarak" da ya-
pılacak eylemlenn biçım ve takvimi-
ni netleştirecekler.
DtSK'e bağlı sendikalann yöneti-
cileri de sosyal güvenlik yasa tasan-
sını protesto etmek amacıyla bugün
Ankara'da olacaklar. DtSK Ankara
TemsilciliğTnde toplanacak olan şu-
be ve merkez yöneticileri, buradan
Akay Kavşağı'ndaki TESK binasının
önüne gidecekler. DtSK yöneticile-
rinden oluşan bir heyet, Genel Başkan
Vahdettin Karabay başkanlığında
TBMM'ye giderek temaslarda bulu-
nacak.
Platformun aldığı bu karar doğrul-
tusunda, Hak-tş'e bağlı sendikalann
tüm şube başkanlan da bugün Anka-
ra'ya gelecek. Emek Platformu tara-
findan alınan karar uyannca Anka-
ra'da toplanacak şube başkanlan Sos-
yal Güvenlik Yasa Tasansı ile ilgili
tepkilerini dile getirecekler. Şube baş-
kanlannın katılımıyla. Hak-tş Genel
Merkezi'nde "Gcnişletümiş Başkan-
lar Kurulu Toplanüsı'' gerçekleştiri-
lecek. Hak-lş Genel Başkanı Samn
Uslu da bazı maddeleri TBMM'de ka-
Hak-lş Genel Başkanı Safim Uslu.
bul edilen Sosyal Güvenlik Yasa Ta-
sansını eleştirerek, reform adı alün-
da Türkiye'ye dayablan yasanın, sos-
yal güvenlik sistemini düze çıkar-
maktan çok, birilerine mesaj verme-
yi amaçladığını söyledi.
Emeklilik yaşının yükseltilmesine
karşın, hükümetin iş güvencesine ait
bir düzenlemeye yanaşmamasını
eleştiren Uslu, bu durumun Türki-
ye'de sosyal devlet, hukuk devleti ve
demokratik Türkiye açısından tarihe
"kara bir teke" olarak gececeğini vur-
guladı. Uslu, "Demokratik youardan
verdiğimiz mücadelemiz ise görulme-
miş, hatta anarşi olarak nitelendiril-
miştir. Böylece sendikalar başta ol-
mak üzere, srvil tophım örgütteri de
yok sajTİmışûr" dedi. 58-60 emekli-
lik yaşının Türkıye'ye dayatıldığını,
"çahjânfar sahaya inroetidü-" diyen-
lerin demokratik mücadeleleri anarşi
olarak gördüklerini anlatan Uslu, şun-
lan söyledi: "Dün kendflerini halkçı
oiarak tanıtanlar, bugün halkın fer-
yadanna kulak asmamakta, rantiye-
ye gösterdiği aşın duyarfauğı halkDin
esirgemektedir. Türkiye bir yaz- boz
tahtası değiklir. Dün savunduklannı
bugün inkâredenlerin kesin dönüşle-
ri ve çark edişteri değişini mazseretiy-
le açıklanamay. Bu açık şekilde tutar-
sızhkür."
ŞIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Kayınbirader Ali Şener'in
Büyükada'daki evi. Ortadaki
kottukta Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel ve eşi Naz-
miye Demirel oturuyor. Yan-
lannda Ali Şener'in oğullan,
yani yeğenleri. Arkada ayakta
üç çift duruyor. Kâmuran
Çörtük ve eşi, Cavit Çağlar
ve eşi, Ali Şener ve eşi.
Bu topluluk Ali Şener'in Bü-
yükada'daki evinde gazeteci-
lere hatıra fotoğrafı çektiriyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel gazetecilere; "Bu bi-
zim aile fotoğrafımız" diyor.
Fotoğraflar çekiliyor, flaşlar
patlıyor, 1999'un Ağustos ayı-
nın Türkiyesi'nden birfotoğraf
tarihe not düşüyor.
Bu fotoğrafın çekildiği saat-
lerde ülkemizin yaşayan en
büyük şairi Can Yücel yaşa-
ma veda ediyor. Can Yücel,
Süleyman Demirel'e hakaret-
ten, şiir yoluyla hakaretten
mahkûm olmuştu. Hastalanıp
yataklara düşmeseydi, şimdi
Bir Türkiye Fotoğrafı mı?
belki de hapishanede olacak-
tı.
Can Yücel, bir gün olsun Kâ-
muran Çörtük'le ve Cavit Çağ-
lar'la hatıra fotoğrafı, aile hatı-
rası fotoğrafı çektirmedi. De-
mirel, keyifle aile bireyleri orta-
sında kameralara poz veriyor.
Fotoğraftaki diğer aile bireyle-
rine bakıyorum. Hepsi tanıdık.
Özellikle son dönemde Susur-
luk dosyalarına yansıyan ma-
ceralarıyla tanıyoruz onlan.
Kâmuran Çörtük'ün Susur-
luk skandalı sırasında ortaya
çıkan eylemlerini gazete arşiv-
lerinden araştınyorum. Kork-
maz Yiğit'le olan ilişkilerini
okuyorum. Hakkındaki iddialar
sayfaları dolduruyor. Cavit
Çağlar'la ilgili iddialar, hâlâ ta-
zeliğini koruyor.
Nesim Malki cinayeti henüz
tam aydınlanmadı. Çağlar'ın
adı sık sık geçiyor. Interbank
olayı, hortumlanan trilyonlar,
birer iddia olarak gazetelere
yansıyor.
Cavit Çağlar ve Kâmuran
Çörtük dosyaları arşivlerde
duruyor. Ali Şener hakkında da
iddialar duyuluyor. Demek ki
diyoruz, bütün bu iddialar, bi-
rer karalamadan ibaret. Bu ül-
kenin en deneyimli siyasetçi-
lerinden ülkemizin babası"
onlan "evlatlan" olarak benim-
sediğine göre, mutlaka bir bil-
diği vardır. Haksızlık ve ceha-
let ise biz gazetecilerde. Bugü-
ne kadar, haklannda verilmiş
bir mahkûmiyet yok. Şimdiye
kadar hapse de girmediler.
Demek ki, her şey "fasafi-
so "ymuş. Demek ki her şey bir
hayalden ibaretmiş.
•••
Süleyman Demirel'in fotoğ-
rafına bakıyorum. Can Yücel'i
düşünüyorum. Can Yücel, De-
mirel'e hakaret mi etmişti? Sü-
leyman Demirel'in Büyüka-
da'da geniş aile bireyleriyle fo-
toğrafçılara verdikleri poz,
acaba birTürkiye fotoğrafı mı?
Gelir dengesizliğinin olaga-
nüstü boyutlara ulaştığı işçile-
rin, emekçilerin kuru ekmeğe
muhtaç edildiği, Türkiye'nin en
yakın müttefikleri dahil herkes-
le kavgalı hale geldiği bir dö-
nemin aile fotoğrafı bu. Bir
Türkiye fotoğrafı. Herkesle
kavgalı hale gelen Türkiye, tu-
rizmde büyük bir çöküş yaşı-
yor. Ekonomi bıçak sırtında.
Türkiye, dünya eroin trafiği-
nin yüzde yetmiş beşinin geç-
tiği ülke olarak suçlanıyor. Ka-
ra para aklamakla suçlanıyor.
Şair Can Yücel, Süleyman De-
mirel'e hakaretten mahkûm
oluyor.
• • •
Süleyman Demirel, Kâmu-
ran Çörtük ve Cavit Çağlar'la
aile fotoğrafı çektiriyor. Baş-
bakan Bülent Ecevit, Süley-
man Demirel'in bir dönem da-
ha cumhurbaşkanlığı yapma-
sı için anayasa değişikliği öne-
riyor.
Uygundur diye düşünüyo-
rum. Çağlar maliyenin, Çörtük
de ekonominin başına geçer-
se daha da iyi olur.
• • •
Süleyman Demirel'in aile fo-
toğrafına bakıyorum. Yanında-
ki çocuklanna...
Gazetenin sayfalannı çeviri-
yorum. Can Yücel toprağa ve-
riliyor. ölmese, Süleyman De-
mirel'e hakaretten hapse gire-
cekti.
Can YüceTin babası büyük
eğitimci, çağdaşlaşmanın ön-
cülerinden Hasan Ali Yü-
cel'di.
Çörtük ve Çağlar'ın babası
Süleyman Demirel.
Garip ama gerçek.
BE BİZE...
ERDAL ATABEK
Sömüpge Psikolojisi...
Tahkimyasası' ile ilgili tartışmalar, birtumusol kâ-
ğıdı gibi toplumdaki eğilimleri açığa çıkardı. Tahkim
oiayının tartışılması elbette doğrudur. Yabancı ser-
maye ile iş yapmak istediğiniz zaman onlann öne sü-
receği koşullar kuşkusuz önem taşır. Ancak bütün
bunlar tartışılırken 'nasıl bir tavır takınılacağı' çok
önemlkjir.
- Çıkarian masaya yatıran, görüşme refleksi güç-
lü, hersöyieneni kabul etmeyen, tersine, kendi çıka-
nnı öne sürebilen, karşısındakilerin nasıl hareket et-
tiklerini iyi bilen, özgüvenli, yapıcı, karartı bir tutum,
elbette 'hem akılcı hem onuriu bir tutum 'dur. Ulusal
çıkarlannı öne çıkaran, ülkesinin ve insanlannın ya-
rannı gözeten, tarihine ve coğrafyasına sahip çıkan
'karartı, bilinçli, hareketli bir tutum', karşısındakileri
de dikkatle düşünmeye ve hareket etmeye yönettir.
Bu tutum, 'parayı veren düdüğü çalar' teslimiyet-
çiliğinin reddidir. Bu tutumu desteklemek, hamaset
yapmak değil, akılcı davranmaktır. Geçmişin solu
da, öyte 'bunlar renkli teievizyona da, köprüye de
karşı çıkmışlardı' diye hafifsenecek bir olgu değildir;
tersine, bugünlere de'ışık tutacak bir gerçekçiliktir.
Renkli televizyonunuz oldu da hangi programlan
gösterebiliyorsunuz? Köpruler yaptınız da trafiğiniz
düzekji mi? Bunlar içi boş konuşmalardır, geçelim.
- 'Yaoanc/ sermayenin gelmesini istiyorsanız, on-
lann öne sûreceği şartlan kabul etmenizkaçınılmaz-
dır. Zaten bütün dünyaüa da bu böyledir. Buna kar-
şı çıkmak boşunadır. Böyle itirazlara bakmadan ne
gerekiyorsa yapmak doğrudur. Ekonominin içinde
bulunduğu çıkmazdan kurtuluş yolu da budur" di-
yen anlayış ve tutum 'önkabule dayalı teslimiyetçibir
tutumdur".
Bunu böyle olduğu gibi kabul etmek, Türkiye'de
yaşayan insanlann tümünü de 'basit tüketiciler' ola-
rak kabul etmektir. Türkiye'nin o sermayeye kazan-
dıracaklannı görmezden gelmektir. Bu, sermayenin
'bir yere gitmek, orada işletilmek, orada ürün ver-
mek, orada pazar bulmak zorunluluğunu' göz ardı
etmektir. Türkiye'nin yabancı sermayeye gereksin-
mesinden daha fazlası, buraya gelecek sermaye için
geçeıiidir. O sermaye de keridisine yer, insan ve alan
bulmak zorundadır.
Bu, işin ekonomik mantığıdır. Konunun uzmanla-
n günterdir bütün bunlan ayrmtlanyla açıklamayı sür-
dürüyorlar.
İşin çok önemli bir yanı daha var ki, belki de dik-
katimizi hiç çekmiyor. O da, 'tahkim yasasının da,
benzer durumlann da kaçınılmaz, hatta iyi olduğu-
na ilişkin sessiz bir uzlaşmanın variığı'ûv.
Tıpkı koka-kola gibi (pepsi- kola da olabilir), McDo-
nald's hamburgerleri gibi, Amerikan basketbolü gi-
bi, FBI gibi, CNN gibi, Intemet gibi USA markasını
taşryan her sembolün toplumsal bilinçattına yerteş-
mesi olgusunun tamamlandığını düşündüren sessiz
bir uzlaşma yaşanıyor.
Yıllar boyunca ürünteriyle, özlemleriyle, hayalle-
riyie, tarihiyle, coğrafyasıyla, mısır gevreğiyle, iç sa-
vaşıyla ekranlardan, marketlerden, okullardan, şir-
ketlerden, sinema perdelerinden içimize giren 'Sec-
ret Identity -Gizli Kimlik', artık bize oralardan gelen
her şeyi 'doğru, haklı, kaçınılmaz, olması gereken'
olarak kabul ettiriyor.
- Artık anadilimizi değersiz sayıyoruz, 'kutsal Ingi-
lizce' önünde saygıyla eğiliyoruz. Çıkın caddelere
bakın, kendinizi nerede hissediyorsunuz?
- Kendi kültürümüzü önemsiz sayıyor, küçümsü-
yoruz, ama 'Amerikan kültürü' üstün bir saygınlıkla
spor ayakkabtdan çocuklanmızın oynadığı Barbie
bebeklere, PovverRangers'lara kadar heraianaege-
men olmuş durumda.
- Gelecek hayalterimizi 'Amerika'da doğum yap-
mak', 'Amerika'da iş bulup çalışmak', 'Green card
sahibi olmak' süslüyor. Bir toplumun hayalleri, top-
lumun hangi küttürün etkisi altında okjuğunun önem-
li bir göstergesidir.
- Tasada ve kıvançta birlik, bir kültürün önemli işa-
reti. Tasalanmız ve kıvançlanmız üzerinde araştırma-
lar yapılmaİKJır. Bu önemli alanda da kendimize ya-
bancılardan sonra yer verdiğimiz ortaya çıkarsa şaş-
mamalıyız.
- Meslek ve iş alanında durum çok açıktır. Ameri-
ka başta olmak üzere bütün gelişmiş ülkeler 'tartı-
şılması bile gerekmeyen fetişler' durumundadır.
Bu belirtiler, toplumumuzun bir 'sömürge psiko-
lojisi' içine sürüklendiğini göstermektedir. Bu psiko-
loji, yetişen yeni kuşaklar başta olmak üzere bütün
toplumu 'davranışlan, beklentiieri, umutveumutsuz-
luklan' ile yeni bir 'sosyal kimlik' doğrultusunda et-
kilemektedir.
'Sömürge psikolojisi'; doğru-yanlış, yarartı-yarar-
SE, iyi-kötü değerlerini 'bizimkiler değersiz-onlann-
kideğehi' ekseninde biçimler. Böylece 'kimliksiz, ki-
şiliksiz, güyensiz, özdeğersiz' bir toplumsal davra-
ntş modeli sessizce gelişir ve paylaşılır.
Bu durumun yarattığı tehlike, bütün kayıplann ya-
ratacağı tehlikeden daha büyüktür. 'Ulusallık mı-Kü-
rese///>cm/?'tartışmasının arka planındayatan bu psi-
kolojiyi görmekte geç kalmamalıyız.
Asıl tehlike bu değil mi?
e-mail:erdaJata(5 cumhuriyet.corn.tr
Faks:0 212 513 90 98
PKK silahlı eylemlere başlamıştı
Güneydoğu'da
15 Ağustos sakiıı geçtî
DtYARBAKIR(Cum-
hnriyet Bürosu) -PKK '-
nin silahlı eylemlere baş-
lamasının yıldönümü
olan 15 Ağustos nedeniy-
le başta Güneydogu ol-
mak üzere bütün yurtta
geniş güvenlik önlemleri
alınırken herhangi bir o-
lay meydana gelmedi.
Güneydogu'da sürdürü-
len operasyonlar sonucu
Almanya'dan Türiaye'ye
15-16 Ağustos'ta eylem
yapmak üzere geldiği bil-
dirilen iki PKK bombacı-
sı yakalandı, 8 terörist öl-
düriildü.
PKK'nin 15-16 Ağus-
tos 1984'te Siirt'in Enıh
ve Hakkâri'nin Şemdinli
ilçesinde gerçekleştirdi-
ği kanlı eylemlerin ardın-
dan başlattığı terör hare-
keti 15 yılını tamamlar-
ken, yıldönümü nedeniy-
le bölgede herhangi bir
terörist eylemin meyda-
na gelmediği bildirildi.
Bölgenin birçok yerleşim
biriminde 15 Ağustos ne-
deniyle arttınlan güven-
lik önlemleri, dün daha
da sıkılaştınldı.
Özellikle Diyarbakır,
Batman ve Van illeri ile
bölge genelinde kent
içindeki kavşaklar, polis
panzerleriyle donaöldı.
Olası inrihar saldınlanna
karşı halka açık yerlerde
kimlik soruşturmalan
sıklaştınlırken, kent giriş
çıkışlannda ise özellikle
toplu taşıma araçlan
arandı.
Gaziantep Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mü-
cadele Şubesi ekipleri ta-
rafından dûzenlenen bir
operasyonda da Alman-
ya'dan Türkiye'ye 15-16
Ağustos'ta eylem yap-
mak üzere geldiği bildiri-
len iki PKK bombacısı
yakalandı.