25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 TEMMUZ 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakanlar Kurulu, TBMM'ye 24 yasa tasansı sundu... Çetelerle mücadele tasansı ilk görüşülecekler arasında Uluslararası tahkhne öııcelilANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ba- kanlar Kurulu'nda, pişmanlık yasa tasan- sı üzerinde tartışma yaşandı. MHP'lilerin, tasannın yalnız yasadışı örgütlere yardım ve yatakhk suçunu kapsaması yönündeki önensıne, DSP ve ANAP'lılar "O zaman yasa pişmanhkyasası ounaz" diyerek kar- şı çıktılar. Kurul, daha önce kadük olan 24 yasa tasansmı yeniden TBMM'ye sunar- ken örgütlü suçlarla mücadele ile ulusla- rarası tahkimin de tamamlandıktan sonra öncelikle ele alınmasını benımsedi. Bakanlar Kurulu, dün Başbakan BüJent Ecevit başkanlığında toplandı. Yaklaşık 2 saat süren toplantıda Ecevit, hükümetin USİAD'den tepki 'Egemenlikten vazgeçiliyor' tstanbul Haber Servisi - Ulusal Sanayi ve tşadamian Derneği (USİAD) Genel Başkanı Kemal Özden. uluslararası tahkimin, ulusal egemenlıkten vazgeçmek anlamına geldiğini belirterek "ülkeyi yönetenlerin, birbiri ardına uluslararası tahkimi onaytayan açıklamalannı hayretle izKyonız" dedi. Kemal Özden yaptığı yazılı açıklamada, ülkeyi yönetenlerin ve siyasi parti temsilcilerinin IMF dayatması karşısında boyun eğişlerinin ve uluslararası tahkimi dünyanın bugünkü gerekliliği adına onaylayan açıklamalannın, 75 yıl önce yedi düvele karşı destan yazılarak kazanılan bağımsızlığın hovardaca harcanması olduğunu öne sûrdü. 'Bugün de yeıulecekler' Uluslararası tahkimin savunuculanrun fikir babalan, 79 yıl önce Sıvas Kongresi'nde nasıl yenildiyse. bugün de ulusal bırlik ve direniş karşısında yenilmeye rnahkûm olduklannı vurgulayan Özden, "lluslararası tahkim savunuculan, şimdiye değin tarihte büyük emperyalist devlet sözcülerinin aldığı yeri abnaya, ulus önünde utanç içinde kalmaya mahkûmdurlar" dedi. özden, çokuluslu şirketlerin globalleşme sözcülerinin söylediği. "Benim olan benimdir, seninki tarüşdabilir" dayatmasına boyun eğişi kmadıkiannı kaydetti. DSP ve MHP'ye suçlama ANAP'ta emeklilik yaşı rahatsızlığı • ANAP Başkanlık Divanı toplantısında üyeler, sosyal güvenlik reformu tartışmalannın ve konunun emeklilik yaşında tıkanmasının ANAP'a zarar verdiğinden yakındılar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Başkanlık Divanı'nda, sosyal güvenlik taslağının yalnız yaşa indirgenmesi ve buna da hükümet ortaklannın sahip çıkmamasından duyulan rahatsızlık dile getirildi. ANAP Genel Başkanı Mesut Vılmaz başkanlıginda gerçekleştirilen ve yaklaşık 3 saat süren başkanlık divanı toplantısından sonra açıklama yapan genel başkan yardımcısı Ahad Andican. "Sosyal güvenlik Taner'in açıklaması TBMM'ye sunacağı öncelikli yasalarla il- gili bilgi sundu. Kunıl, uluslararası anlaş- malar. örgütlü suçlar ve terörle mücadele için gerekli yasalar, uluslararası tahkime ilişkin anayasa ve yasa değişikligi, Milli Akreditasyon Konseyi'nin kuruluşu ve haksız rekabetin önlenmesiyle ilgili yasa tasanlannın öncelikle ele alınmasını ka- rarlaştınrken uluslararası tahkimle ilgili bir komısyon oluşturuldu. Pişmanlık yasa tasansının da tartışıldı- ğı toplantıda, MHP'liler.yasanın eylemci- lere değil, yardım ve yataklık edenlere yö- nelik çıkanlmasmı önerdiler. MHP'li bir bakanın,"Yasa bu haliyie dağdaki teröris- ti indiremez" dediği öğrenildi. DSP ve ANAPIı bakanlann da, MHP'lilerin eleş- tiriierine karşılık "Szin tstediğmiz şekflde yasa pişmanlıkyasası obnaz" dedikleri be- lırtildi. Tartışmalann ardından Adalet Ba- kanlığı ve Içişleri Bakanlığı'nca sürdürü- len çalışmalann halkın vicdanını rahatsız eüneyecek ölçülerde olması yönünde gö- rüş bildirildi. Devlet Bakanı Mehmet AH İrtemçefik, Insan Haklan Koordinasyon Ost Kuru- lu'nun hazırladığı ve TBMM'ye gönderi- len 4yasatasanlânyla ilgili bilgi verdi. Bu sırada, terör ve terörle mücadeleden doğan zararlarm karşılanmasrna ilişkin yasa tas- lagında da görüş aynlığı çıktı. Devlet Ba- kanı Hikmet Liuğbay ve MaliTasan, Dev- let Bakanı, Maliye, Dışişleri, Milli Savun- ma ve Adalet bakanlanndan oluşan ko- misyona havale edildi. Toplantıda, Hazine arazilerinin rayiç bedel üzerinden ve taksitle kullananlara satılmasına ilişkin uygulamanın yasayla 2 yıl daha uzanlması kararlaştınldı. Önce- likli tasanlar arasında kamuya 70 bin kad- ro alımı ve memurlann disiplin suçlannın affinı öngören düzenlemeler de bulunu- yor. Kurulun öncelikli görüşülmesi iste- miyle TBMM'ye yeniden sunduğu 24 ya- sa tasansı şöyle: "1615saydıGümrükYa- sası'ndacfeğişikfikJthidattaHaksızReka- 1ĞNEIİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Arkasında 'Adnan Hocacılar'ın olduğu betiıienen OktarBabtına kan kampanyasuıda her gün yeni bir usulsüzlük ortaya çıkanhyor. ANAP lstanbul Mil- letvekili Güıteş Taner 3 Temmuz günü gazete- mizde yayımlanan "Ra- zarhktaraporskandah* adlı haberde, kendisinin Hazine Müsteşar Veki- li'nden bir IMF raporu olarak ANAP Genel Başkanı'na verdiği yo- lundaki iddiayı yalanla- dı. Taner şu açıklama- yı yaptı: "Bu haber ta- i mamen hayal mahsulü olup hiçbir gerçekk bağdaşmamaktadır. " Hazine Müsteşan'm son iki aydır görmedi- ğim gibi kendisinden hiçbir bilgi almadıın. Arük Türkiye'de eko- nomik bilgi sızdınna ihtiyacı son iki senedir ortadan kalkmıştır. Eğer bihpsayar kulla- nan birisinin yardnnını sağlayab3irseniz,lnter- net Web siteterinde olan Hazine, TC Mer- kez BankasL, DTP ve DİE teşkilatiaruun ho- rne page'Jeri ülke eko- nomisi ile ilgili her tür- lü bilgiyi bütün dünya- ya sunmaktadıriar." reformu yalnızca yaşla sınırlı değUdir. Sorun bir sistenı sorunudur. Bu nedenle sorunun yaşla sınıriandınlması dddiyetten uzaklaşmak anlamına geür" dedi. Andican, sosyal güvenlik sorununun Türkiye'nin geleceğiyle de yakmdan ilgili oldufunu belirtirken Türkiye'deki insan yaşamı dikkate alınarak emeklilik yaşmın saptanacagını söyledi. Andican, emeklilerin daha onurlu ve rahat bir yaşam sürdürebilmesi için yeni bir sisteme gerek olduğunu söyledi. Andican, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı YaşarOkuyan'a da sosyal güvenlik sistemini iyileştirmeye yönelik çalışmalannda kamuoyunun destek olması gerektiğini, kendilerinin de bakanın arkasında olduklannı vurguladı. Başkanlık divanında sosyal güvenlik reformunun kamuoyuna sunuluş tarzından ve bu reformu yalnız ANAP istiyormuş gibi bir hava yaratılmasından ve getirilecek sistem değişikliğinin olumlu yönlerinden söz edilmemesinden duyulan rahatsızlıklar dile getirildi. Üyeler, sosyal güvenlik reformu tartışmalannın ve konunun emeklilik yaşında tıkanmasının ANAP'a zarar verdiğini söylediler. Genel başkan yardımcılan aynca, hükümet ortaklannın tasanya sahip çıkmamasını eleştirerek "Herkesin, efini taşın altına koyması lazun" görüşünü dile getirdiler. Toplantıda Yılmaz'ın da "62 yaş tartışması. partirnize zarar \wdi" değerlendırmesinde bulundugu bildirildi. KAPALI KAPILAR ARDINDA SİYASET, EKONOMİ ve DIŞ POLITIKADA KONUŞULANLAR HURRIYET GAZETESI YAZARI EMİN ÇÖLAŞAN SABAH GAZETESİ YAZARI YAVUZ DONAT HÜRRİYET GAZETESİ ANKARA TEMSİLCİSİ SEDAT ERGIN www.ntv.com.tr BU AKŞAM 21:05 Hk, tskân Yasa Tasansı. Diyanet Işleri Baş- kanbğı'nın kuruluş \ç görevieri hakkmda- ki yasanui bir maddesüun değiştirilmesi, Diyanet işJeri Başkanhğı Kuruluş ve Gö- revleri Hakkmdaki Vasa'ya bir ek madde ekknmesi, Muhtaç Çiftçilere Ödünç To- humlukVerilmesi Hakkmdaki Yasa'dade- ğişildik. MuhtaçÇiftçilere ÖdünçTohum- lukVtrilroesi HakkmdakiYasa'dadeğişik- Hk, Srtma \e Frengi llaçlan için Yasa'nın yürürtükten kaMınlması, Çiftçi Mallan- ıun Korunması, Zirai Mücadele w Zirai Karantina, Maden Yasası na bir madde ekJenmesi, Kadastro Yasası ile Gend Kadro ve Usulü Hakkmdaki Kanun Hük- münde Kararname'de deği- şikfikyapıhnası. KöyHizmet- leri Genel Müdürlüğü Yasa- sı'nın bir maddesinin değiştj- rilmesu Memurlar ve Diğer Kamu Göreviilerinin Disip- lin Cezalannın .-Vfn. Aile Araşbrma Kurumu Genel Müdürlüğü Teşidlat ve Görevleri, Kadının Statüsû Geod Müdürlüğü Teşidlatve Görevleri, Tanm Bakanhğı Ziraat Işkri Genel Müdür- lüğü OeZirai Mücadeiev«Zi- rai Karantina Gend Müdür- töğüne Bap Kurum-Okul ve Kumluşlara Döner Sermaye Verilmesine İlişkin Yasa'da değişiklik, 190 sayıh genel kadro ve usulü hakkmdaki KHK'ye birgecki maddeek- lenmesi Istiklal Madalyası verimiş olanlara \atani hiz- met tertibinden şeref ayuğı baglanması hakkmdakivasa- da değişiklik, Türk Tkaret Yasası'nın baa maddekrinin değiştirflınesi, 181 sayTİı Sağ- hk Bakanhğı'nın Kuruluş ve Görevleri Hakkmdaki KHK'de değişiklik, Danıştay Yasası'nda ve 190 sayüı KHK'ye bağh cetveUerde değişiklik, Tanm Bakanhğı kuruhış ve göre\leri hakkm- daki KHK'dedeğişiklik, Mil- liEğjtim Bakanhğıdönerser- maye işletmeleri, Telsiz Yasası'nm bazımaddderinuı degtştirUmesi hakkmdaki yasa tasanbn." ( YÖK Başkanı Gürüz 'Kredilerin kullantiması amaca uygundeğtt' ANKARA (Cumhuriyet u) - Türkiye'nin, başta nya Bankası olmak üzere ıldığı dış kredileri yerinde kullanmadığı bir kez daha dogrulandı. MHP Milletveki- li, eski Yüksek Öğretim Kuru- lu (YÖK) Personel Dairesi Başkanı Mustafa Gül ile YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gü- rüz arasındaki söz düellosu, kredilerin amaca uygun ola- rak kullanılmadığını, Türki- ye'nin dış kredi alırken kendi çıkarlannı gözetmediğini or- taya koydu. Gürüz, eski YÖK Başkanı Mehmet Sağlam dö- neminde Ingiltere'den alınan 66 milyon sterlinlik krcdinin amacına uygun kullanılmadı- ğını, malzemelere ilişkin şikâ- yetlerin sürdüğünü doğrular- ken, kendi döneminde gerek- li önlemlerin alındığını söyle- di. Türk ünjversitelerindekı 29 fen ve mühendislik fakültesi- nin laboratuvar ve atölyeleri- nin yenilenmesi için Ingiliz Bankası Chartered VVest LB'den alınan kredinin amacı- na uygun kullamlmadığı sap- tandı. Laboratuvar ve atölye malzefneleri yerine "piastik" aletler gönderildiğini kayde- den fakülte yetkilileri, kulla- namadıklannı belirttikleri malzemeleri depolarda yığ- dıklannı, bu konuda önlemler alınmasını istediklerini söyle- diler. Yanlış malzemeleri de- poda bekleterek tngiltere'ye geri gönderemeyen Türkiye, borçlanarak aldığı milyonlar- ca sterlini boşa harcadı. Eski YÖK Personel Daire- si Başkanı, MHP Milletvekili Mustafa Gül'ün Gürüz'e yö- nelik öfkesi nedeniyle ortaya koyduğu iddıalar, konununye- nidengündeme gelmesini sağ- ladı. Gürüz, Sağlam dönemin- de yapılan anJaşmanın yanlış- lanna dikkat çekerek, alınan malzemelere ilişkin şikâyetle- rin hâlâ sürdüğünü söyledi. Gürüz, 2 Eylül 1991 yılında yapılan anlaşma ile Ingiliz Bankası Charted West LB'den alınan 66 milyon sterlinlik kredinin. "teçhizatlann lngil- tereden ithal edilmesi kaydıy- ta" verildigine dikkat çekti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ 68li (Hmak... Geçen hafta, Sivil Toplum Kuruluşlan Birliği ile il- gili olarak dile getirdiğim kimi görüşlerim. 68'liler Vakfı'ndan kimi arkadaşlanmı üzmüş. Özellikle vak- fın başkanı, değerli arkadaşım Haşmet Atahan'ın "sözcülüğünü" eleştirmeme takılmışlar. Aslında, Haşmet bu konuda bir şey söylemedi ama, ben ge- ne de bu konuda bir şeyler yazmak gefBğini duy- dum. a 68'liler", henüz vakıflaşma sürecinde iken; bir metin de ben yazmış ve "Günümüzde 68'li Olmak" başlığı ile Cumhuriyet'in 2. sayfasında yayımlamış- tım. Daha sonra, "O heyecanı yitirmeyenlere..." adadığım, "68'li Olmak" başlıklı krtabımın başına o yazıyı almıştım. Kitabın "önsöz"ünde şöyle diyorum: "... '68'li olmak' ne kuru kuruya övünûlecek, ne deyerinilecekbir şeydir; sadece bir olgudur. 1940 7; yıllarda doğan, sözde demokrasi içınde 1950'lerin baskısını yaşayan ve 1961 Anayasası'nın özgüror- tamı içinde yeni bir dünya kurabileceğini sanan, bir bölüm genç insanın yaşadığı; umut ve sevgi dolu, heyecanlı birmacera idi, '68 olaylan'. 1990'larda '68'liler', hep özledikleri eski günleri daha canlı birbiçimde anımsayabilmek için birara- ya gelmeye çabaladılar. Ancak herkesin içine sin~ direbileceği, ortak bir biidirinin yazılması konusun- da ciddi sıkıntılaroldu. Bu arada, ben de bir metin kaleme aldım. Bu metin arkadaşlar arasında genel birkabul bulmasa bile, genellikle beğenildi. Ve ba- zı arkadaşlanm bu metninyayımlanmasını istediler. Işte bu kitaba da başlığının ilhamını veren, 'Günü- müzde 68'li Olmak' yazısı böyle ortaya çıktı..." Şimdi bu yazının; kelimesi kelimesine bugün de paylaştığım bu yazının, ikinci bolümünü sizlerle pay- laşrnak istiyorum: "... Hareketin önder kadrosuna baktığımız za- man, genellikle toplumun üst ve orta sınıflannın çok, iyi eğitim görmüş nitelikli çocuklannı görüyorvz. Ruhlanndaki yurt ve insan sevgisiyle birieşen 'ön- der özellikleri' onlan, belki de kendilerinin olmayan' bir kavganın önderliğine getirmişti. y Ve yenildiler. Ama bu öyfe biryenilgi oldu ki; ye- nenler, yenilenlerin gurur ve mutluluğunun yanına' bile yaklaşamadılar. Bu öyle biryenilgi oldu ki; ye- nilenler bayraklaşır ve büyürken yenenler unutuldu • ve silinip gittiler. Ancak yaşam sürüyordu ve zaman' denilen amansız çark, 1968'lileri ezip ufaltmaya başlamıştı. Ve 90'lı yıllara gelindi. Dünyanın birbölümü, yüz- yıllardır unutulan vahşi ve insanlık dışı bir kapitaliz- min bayraktariığını yaparken, SSCB ve Doğu Blo- ku da sorunlannın çözümünü, pıyasa ekonomisi yaJanının ardında arar olmuştu. Toplumsal öncelik- ler ve endişeler, yerini 'birey'e bırakmıştı. Bir 'sivil toplum' efsanesi içinde, tüm değerieraltüst olmuş- tu. 1968% bu dönemiderin birıstırapla karşıladı ve uymaya çalıştı. Bir yanda; insanı insan yaptığına inandığı veyoluna baş koyduğu değerier; öte yan- da, birsûrü sorumluluğun dayattığı dış dünya... Bir kısmı, bu dünyaya ve gelişmelere karşı inatla diren- di, ağır faturalar ödedi ve ödüyor. Bir kısmı, iki ku- tup arasında denge kurmaya çabalarken kaçış yol- lananyordu. Ve bir kısmı da, terdhini kolaydan ya- na kullandj. Acaba diğerteri de, fırsat bulsalar our nu yapaıiar mıydı? Bilmiyorum, sanmıyorum da. Yıllargeçtikçeözlemlerdebüyüdü. Kimileh, 'nos- talji' diye dalga geçedursun; insanlar o arkadaşlık, dostluk, yığitlik, özveri ve erdem günlehni gitgide daha fazla araroldular. Bu arada; özelyaşamlar, da- yanılmaz fırtınalar geçirdi, kimi aileler bu sert rüz- gâriar karşısında dağıldı. İnsanlar dostluğu, daya- nışmayı.o dostluk ortamlannı, mutluluğu paylaşma günlehni arar oldular. Gerçekten, ekonomik çıkariann belihediğı, sah- te dostluklardan kurtulup, ortak amaç ve umutlar- la beslenen gerçekdostluklara duyulan özlem; gün- lük ekmekendişesinin sıkıntılanndan sıynlıp, büyük beklentilerin heyecanına duyulan özlem; silinip git- menin acısından kurtulup, 'biz vanz, hep vardık ve hep var olacağız', diye haykırabilmeye duyulan öz- lem, 1968'lileri, 1990'larda gene bir araya getirdi. Bizim biriikteliğimiz, belki de nesli tükenmekte olan birinanç topluluğunun son direnmeleridir. Ola- bilir. Ama bizleri bir araya getiren şey; sevgimiz ve özlemimizdir. Bir kısmımızın hiç ayak uyduramadı- ğı; ayakuyduran bir kısmımızın da, içine sindireme- diği kaypak bir düzende duyduğumuz huzursuzluk ve belki de yalnızlıktır bizleri bir araya getiren. Bizler, zaman zaman büyük mutlulukları; zaman zaman da, sonradan biraz mutlulukla anımsadığı- mız büyük acılan paylasan insanlanz. Bizi kaynaş- tıran ve kenetleyen budur. Ve hangi ad altında ve ne biçimde olursa olsun; bizi bir araya getiren ve yüreğimizi kavuran duygu, geçmişimize duyduğu- muz özlem, kendimize ve yaşadıklanmıza duydu- ğumuz saygıdır. 1968'liler Biriiği'ni, böyle değeriendirmek gere- kjr. Bizler, bir zamanlar yetersiz birikim ve eksik de- neyimlerimize karşın; kocamanyürek ve heyecanı- mızla Türktye'yi sarsmış, bir umut şenliği yaratmış- tık. Şimdi farklı yer ve zeminlerde (ki bu farklar her zaman vardı) olsak ve kavgamızı sürdürsek bile; omzumuzda dost bir elin sıcaklığını anyoruz ve bu- nu burada. birbirimizde bulabiliriz. Bizi, bu duygular bir araya getirdi ve umanm bir arada tutacaktır." Başta Haşmet Atahan olmak üzere; 68'liler Vak- fı'nın tüm üyelerini, yukarda dile getirmeye çabala- dığım duygularla kucaklıyor; selam ve sevgiler su- nuyorum. Bunun ötesi de, "lafügüzaf" Alatoırdaıı Musevilerin aşağılaıımasına tepki tstanbul HaberServisi- tşadamı tshak Alaton, 4 Temmuz tarihinde Hürri- yet gazetesinde "32 yıflık aa birders" başhğıyla ya- yımlanan haberde, Muse- vilerin suçlanmasına sert tepki gösterdi. Alaton, "Kötülük yapmak yalnız MuseviasdUara nuyasak- nr" diye sordu. Hürriyet gazetesinde yayımlanan haberde, 1967 yılında Italya'ya sa- tılan zeytinyağında maki- ne yağı çıktığı iddialan- nın yeniden gündeme ge- tirilerek skandala kanşan şirketlere "Musevi" asıllı işadamlannın ortak oldu- gunun vurgulanması, Ala- ton'u kızdırdı. Alaton, ha- berin yayımlandığı Hürri- yet gazetesinin Genel Ya- yın Yönetmeni Özkök'e "Avrupa'daki ırkçıhkla mücadetedeiddialı oianla- nn, öncelikle kendi evleri- nin önünü süpürmelerige- rekmez mi" sorusunu yö- neltti. Alaton, yaptığı açıkla- mada, "Kötüfükyapmak yalnız Musevi asılhlara mı yasaktır? Kötü insanlar kötülüklerinden dolayı nu, yoksa dinsel ve ırksal kö- kenkrinden dolayı nuyar- gılanırlar? 'iyi' Jaklin'ler ve Dani'ler, yurtdışında ödül aldıklaruıda gazete- nizde 'Türk' olarak man- şetten allaşlanırken, kö- tü'lerneden Ermeni' ve- ya 'Musevi' olarak dışla- mrtor?"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear