29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen Müdurü. lbrahim Yıldız • Sorumlu Mudur. Fikret İlkiz 0 Haber Merkezi Müdurü Hakan Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser lstıhbarat: Cengiz Yıldınm 0 Ekonoraı: Özlem VÜ7ak • Kü't'jr Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme: Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bilgı-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu. Ilhan Selçuk (BaşkanV Orhan Erinç, OkUy Kurtböke Mikmet Çetinkaya, Şnkran Sontr, lbrahim Yıldız, Orhan Bureab, Mustafa Balbav Hakan Kara. AnkaraTemsilcısi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No 125, Kat:4, Bakajihklar-Ankarâ Tel 4195020(7 bat), Faks: 4195027 0 Izmır Temsılcısı: Serdar Kızık, H.Z\yaBl\.1352S 2/3Tel:4411220, Faks.4419117 0 Adana Temsılcısı. ÇetİR Yiğenoğlu, Inonü Cd 119 S NolKat 1, Tel: 363 12 11, Faks. 363 12 15 Müessese Müdurü. C'stün Akmen # Koordınaör Ahmet Konıbaı • Muha- sebe Bfiient Yewr»Idare Hrâyin Gürer» Bılgı-Ulem Naü lnal • Bılgı- sayarSısfcm Mmüvct Çier#Sabş: FaâMKnza MEDYA C: • Yönetim Kurulu Başkanı - Genel Müdûr Gülbin Erduran # Koordınatör Reka Ifitman 9 Genel MüdûrYardımcısı SevdaÇoban Tel. 514 07 53 - 5139580-513846^61,Faks 5138463 Ya>ımla>aD \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basm \e Yayıncılık \ Ş Türkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lstanbul PK 246 - Sırkecı 34435 lsıanbul Tel (0 2121 512 05 05 (20 hal» Faks (0 212,513 85 95 www.cumhurivet.com.tr 5TEMMUZ 1999 tmsak:3.30 Güneş: 5.30 Öğle: 13.16 tkindi: 17.13 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.38 Erkeklerde kısırlık sorunu • NEWYORK(AA)-Bir araştırmaya göre, sperm sayısı yelersiz olduğu için tedavi gördükten sonra çocuk sahibi olan erkeklerin erkek çocuklannda da kısırlık ortaya çıkıyor. Araştırmayı yürüten heyete başkanlık eden, Massachussets'teki Cambridge Whitehead Enstitüsü uzmanlanndan Dr. David Page, erkeklerin yüzde 10-15'inde sperm yetersizliği görüldüğünü ve bunun Y kromozomundaki bir bozukluktan ileri geldiğini ifadeetti. Uzmanlar, kadmlann babalannın sperm yetersizliğinden etkilenmediklerini, çünkü babalanndan Y değil, X kromozomu aldıklannı belirtiyorlar. Halkoyunları yarışması • KIRKLARELİ (AA) - Kırklareli'nde yapılan ve 16 ilin halk eğitim merkezlerinin halkoyunları ekiplerinin katıldığı Türkiye Kupası Halkoyunlan Yanşması'nda, lstanbul'dan Beşiktaş. Halk Eğitim Merkezi ekıbi birinci oldu. Yanşmaya katılan tüm folklorculara birer sertıfıka verilirken, ilk üç dereceye giren Beşiktaş Halk Eğitim Merkezi, tzmir Menemen Halk Eğitim Merkezi ve Trabzon Akçaabat Halk Eğitim Merkezi'ne birer plaket verildi. Stresin belirtileri • tSTANBLL(A\KA)- Amerikalı bilım adamı Paul Rosch, yaptığı araştırma sonucunda, stres nedeniyle ortaya çıkabilecek 50 belirtiyi saptadı. En sık görülenler, "'Baş ağnsı, diş gıcırdatma, kekemelik, sırt-boyun ağnsı, baş dönmesi, cinsel isteksizlik, iştahta değişimler, unutkanhk, hızlı konuşma, sindirim sorunlan, idrar sıkıştırması" olarak sıralanıyor. Almanya'da yaşayan eğitim psikolojisi profesörii Kurt Singer'e göre, bastınlan duygular nedeniyle ortaya çıkan hastalıklarsa şöyle: Sırt ağnları, boyun sertliği, omuz kaslannda gerginlik, bel ağnlan. siyatik ve sabah görülen kas gerginliği. Konut ihtiyaci • ANKARA(ANKA)- Batıbirlik Başkanı Malik Şat, Türkiyedeher yıl 500 bin yeni konuta ihtiyaç duyulduğunu, ancak bunun yalruzca yansının karşılanabildiğini belirtti. Konut açığının birikerek 2.5 milyona ulaştığını belirten Şat, açığın 5-10 yıl sonra 7-8 milyona ulaşacağını öne sürdü. Kooperatiflerin yılda 75 bin konut ürettiğini söyleyen Şat, devlet desteğiyle sayının iki katına çıkanlabileceğini sa\Tjndu. Şat. kaçak yapılaşmanın engellenmesi için imar aflannın önlenmesinin anayasa güvencesine alınması gerektiğini açıklayarak, yerel yönetimlerin gecekondulan özendirdiğıni ileri sürdü. Gençler seyahati seviyop • ANKARA(ANKA)- Türkiye Seyahat Acentelen Birliği'nin (TÜRSAB) yaptığı araştırmaya göre, yurtiçi veya yurtdışı seyahate çıkan her 5 kişiden l'i 15-24 yaşlan arasında bulunuyor. lş seyahatine çıkanlann ise yüzde 62*si 25-44 yaş grubuna giren erkek ve kadınlardan oluşuyor. Bunlann çoğu ücretliler, esnaf ve işverenler. Öğrenim amaçlı seyahatlerde ise 1993 yıhna göre yaklaşık 10 katlık bir artış oldu. Izmir, Ankara, Muğla ve lstanbul, eğitim amaçlı seyahatlerin en sık gerçekleştiği iller olurken, yurtdışı çıkışlarda da en çok tercih edılen ülkelerin arasında ABD, Almanya ve Ingiltere başı çekiyor. 10 Temmuz'da Rodos'ta yapılacak toplantıda, Akkuyu'yla ilgili son gelişmeler de tartışılacak Nüldeerden aruımıs AkdenızİZMİR (Cumhuriyet Ege Üleri Bürosu) - "Nükleerden Aruumş Akdeniz ve Akku- yu NûkJeer Santndı'nın Riskleri" konulu toplantı 10 Temmuz'da Rodos'ta yapılı- yor. Toplantıya Türkiye, 'Kanada. Yuna- nistan ve Italya'dan çevre örgütleri, nük- leer karşıtlan, bilim adamlan ve konunun uzmanlan katılıyor. Akkuyulular da tüm duyarlı insanlan Türkiye gündemine yer- leşen "uluslararasıtahkinre karşı çıkma- ya çagırdı. Akkuyu'da 7-8 Ağustos'ta gerçekleşti- rilecek "Nükleer Karşrtı Şenlik*'in bu yıl- ki ana konusunun "uluslararası tahkim" olduğu belirtildi. tki yıldır Büyükecelı'de "Atomun Karşısındaki Ev"de nükleer kar- şm çalışmalannı sürdüren TimurDamş. şen- likle ilgili çahşmalann büyük ölçüde ta- mamlandığını söyledi. Nükleer karşıtıyken "çarkederek" nükleer yanlısı olan Büyü- keceli'nin eski Belediye Başkanı KemalGü- dûl'ün seçimı kaybetmesiyle göreve gelen yeni başkan Himmet Büyük'ün de çalış- malara büyük destek \ erdiğini belirten Da- • Rodos toplantısında, Akdeniz'in nükleer santrala karşı korunması için nelerin yapılacağı tartışılacak. Akkuyulular tüm duyarlı insanlan Türkiye gündemine yerleşen "uluslararası tahkim"e karşı çıkmaya çagırdı. nış. "Yeni başkan pınl pınl Akdeniz'e nük- leersantral yapdmasını istemediğini söylü- yor. Himmet Büyük, Yeşilovacık Beiediye Başkanı Halil tbrahim Yetkin'le büükte yetküilere gerekli itirazlan yapmış. Yöre- de iki yıkhr yaptığun göztemkr sonucu hal- kuı bihük çoğunluğunun da santrala kar- şı olduğunu tespit ettim" dcdı Büyükeceli Çe\Te Koruma Derneği Baş- kanı Ahmet Budakda yeni başkanın nük- leer santrala karşı tutumunun yörede bü- yük memnunluk yarattığını \urgulayarak "Yalnız gündemimizde çok önemli bir so- nın var: Ulusiararası tahkim. Bu dayat- manın boşa çıkanlması için tüm duyarh in- sanlan, bilim adamlanm. hukukçulan hal- kı aydınlatmaya cağınyoruz" dedi. Akkuyu ihalesine katılan üç konsorsi- yumun büyük heyecanla bekledikleri ulus- lararası tahkimin gerçekleşmesi durumun- da Bergama'da verilen hukuk savaşımının artık yaşama geçirilemeyeceğini savunan Arkadaş Çevre Grubu, DoğuAkdeniz Çev- recileri'nin toplantılannda konunun sü- rekli gündemde tutulduğunu, nükleer şen- likte de en önemli gündem maddesi oldu- ğunu açıkladı. Akkuyululara konuyla ilgili en önem- li destek sendikacılardan geliyor. DtSK Ege Bölge Temsilcisi Musa Çsun, ulusla- rarası tahkimin gen kalmış ve gelişmekte olan ülkelere karşı uygulanan yeni bir em- peryalist düşünce anlayışının ürünü oldu- ğunu savundu. Söz konusu yaklaşımın, ulus-devletlerin yok edılip sömürge ülke- lerinin yeni baştan yaratılması anlamını taşıdığını belirten Çam, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu vaklaşım. geri kalmış ve geüşmek- te olan ülkelerde enerji, petroL telefon ve diger stratejik işlerin yabancı sermayeye peşkeş çekiunesi, o işkoUanndayer alan iş- çikrin kölegibi çalısünlmasu ulusal hiçbir mahkemede hak aranamaması sonuçlan- nı doğuracakür. Bu bir yeni emperyalizm- dir. Kapitülasyonlann geri gelmesidir." Mustafa KuiKtakçı da, kurulla birlikte iç hukukun rafa kaldınlıp uluslararası huku- kun devreye gireceğini savundu. Rodos'ta 10 Temmuz'da gerçeklestirile- cçk toplantıya Akdenizli çevTeci ve nük- leer karşıtlannm yam sıra Kanada'dan da katılımcılar olacak. Türkiye'ye CANDU tipı reaktör satmaya ve Akkuyu ihalesini kazanmaya çalışan Kanada'da kamuoyu- nun nükleer satış girişimlerine büyük tep- ki gösterdiği biliniyor. Rodos toplantısın- da, Akdeniz'in nükleer santrala karşı ko- runması için nelerin yapılacağı tartışılacak. Toplantıda, Doğu Akdeniz'in tek nükleer santralı olmaya aday Akkuyu da gündeme alınacak. Muğla 20yılda 65 bin hektar orman alanıyandı • 20 yılda en çok orman yangını 1992 yılında meydana geldi. Çıkan yangın sayısı fazlahğına karşın aynı yıl yanan alan miktan 1500 hektarda kaldı. En az yangının çıktığı 1983 yılında ise 133 hektar orman alam yitirildi. ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Ülkemizde or- man yangınlannda en has- sas bölgelerden biri olan Muğla'da son 20 yıl içinde meydana gelen 5 bin 601 yangında 65 bin 112 hek- tar orman alanınm yok ol- duğu belirlendi. Sadece 1979 ve 1996'da meydana gelen iki büyük orman yan- FransaBisikletTuru'nda birinci gelen sporcu, 150 müyarUralık paraödüJükazanacak.(Fotoğraflar: REUTERS) 3 temmuzda başlayan Fransa Bisiklet Turu sürüyor BisUdeteevet, dopingehayvr UĞURHÜKÜM PARİS - Temmuz 1998'de yapılan dünyanın en prestijli bisiklet yanş- ması, 'Tour de France- Fransa BisikJrtTuru', bir dı- zı doping tespitı ve çok sa- yıda ünlü sporcunun yanş- ma dışı bırakılmasıyla ta- mamlanmıştı. Tur, son yıllarda tican nedenlerle Irlanda, Ingil- tere, lspanya, Isviçre, Al- manya. Belçıka gibi ülke- lere de 'hafifçe' yayıldı. 1999'da, her bırı dokuz sporcudan oluşan 20 ekibin yanştığı 20 etaplık 86. tur, Fransa içinde kalmayı ter- cıh edip doğal sınırlanna çekildı. Her son etapta bi- rinci gelenin 'Yeşil Mayo', genel sınıflamada birinci durumda olanın ise 'San Ma>D' giydiğı turdan. 25 Temmuz'da Paris'ın Champs - Elyses Cadde- si'ndeki bitime başanyla ulaşacak sporcu. 2.2 milyon frank (yaklaşık 150 mılyar TL) kazanacak. 9.8 milyon franklık (655 mılyar TL) bir toplam da diğer ilk dereceye girenler arasında paylaş- tınlacak. 1900 yılında tura katılan en hızlı bı- sikletçinin hızı. saatte ortalama 25.451 kilometreyken bu hız 1930'da 30 km, 198O'de37km'yeyükselmiş. 1990 yı- lında en yüksek ortalama hız 39'u bu- lurken geçen yılın birincisi, Italyan bi- sikletçi Marco Pantani'nin 40 km'yi Geçen vılki doping skandalının baş yıldızı Mrenque, Ulus- lararası Bisiklet Birliği'nin isteğiyle bu vılki tura kahkh. tutturmasına ramak kalmış: 39.983 km. 3 Temmuzda başlayan, toplam 3680 km uzunluğundaki 86. Fransa Bisik- let Turu, yöneticilerine göre bu yıl anndırma kürüne (!) girecek. 180 ya- nşmacının hepsi, her gün olmasa bi- le sistemli olarak doping kontrolüne tabi tutulacak. Turu düzenleyen özel 'Societe du Tour' şirketi. 2 hafta önce Fransa'nın en popüler iki bısikletçisin- den, geçen yılki skandalın baş yıldızı Richard Vıren- que'in de içinde olduğu, ad- lan dopinge kanşmışbirçok başka sporcuyu yanşmaya almayacağını duyurmuştu. Fakat Uluslararası Bisik- letçılik Birlığı (UCI), bu karara karşı çıkmış ve Vi- renque'ın tura dahil edil- mesinı istemişti. 1995 yıh itibanyla 2634 kulüpte 100 binın üstünde lisanslı bisikletçinin var ol- duğu Fransa'nın futboldan sonra en popüler iki spo- rundan biri olan bisiklet sporu, herkese tavsiye edi- len bir spor, özellikle kalp için. Fakat son 25 yılda üst düzey bisiklet sporculan arasmdaki kalpten ölümle- ri nasıl açıklayacağız? Av- rupalı 2363 profesyonel bi- siklet sürücüsü arasında ya- pılan bilimsel bir araştır- manın sonuçlanna göre, 25- 44 yaş grubundakı normal insanlara oranla. kalpten ölen bisikletçiler 2.5 misli daha fazla. Uzmanlar tek cevapta bir- leşiyor. Artan yanş temposu. üstün performans adına uygulanan beslen- me yöntemleri. Bir başka deyımle doping. Onun ar- dında da sponsor ve reklamlanyla ti- can ve endüstriyel devler... Fransa turunu ızlemek üzere yol ke- narlanna dızilen milyonlarca meraklı ve amatörden mesaj van Bisiklete evet, ölümleyanşahayır!.. Türkiye'de atıklann geri kazanılmasma önem verilmiyor Çöpün değerini bilmiyoruz AMCARA (ANKA) - Gelişmiş ül- kelerde çöp geri kazanılırken, Türki- ye'de buna önem verilmediği bildiril- di. Sanayiciler, yerel yönetimlerin bu konuda üzerine düsen görevi yerine ge- tirmediğini savunurken. tüketicinin bilinçsiz olmasının da gen kazanımı azalttığıbelirtilıyor. Yapılan araştırmalarda, atıklann de- ğerlenmesinin Türkiye'de yeterince önemsenmedıği ortaya çıktı. Sanayi- ciler, yerel yönetimlerin bu konuda üzerine düşen görevi yapmadığmı sa- vunurken, bazı çevreler sanayicı. bı- rey ve belediyelerden oluşması gere- ken atık toplama zincirinin henüz ku- rulmadığını vurguluyorlar. Uzmanlar. geri kazanılabilir atığın değerlendiril- memesinin Türkiye'ye getırdiğı eko- nomik maliyetin çok yüksek olduğu- na işaret ederken, yılda 12 milyon ton- dan fazla evsel atık üretildiğini belir- tiyorlar. Araştırmalara göre. bu atık- lann 1.5 milyon tonu gen kazanılabi- lir nitelikli kâğıt. karton. metal. plas- tik ve cam malzemelerınden oluşu- yor. Çöpü yüzde 50 azahtılar Almanya ve Japonya'nın yeniden kullanım yöntemlenyle çöplenni yüz- de 50 azalttıklan belırtilivor. Türkive'de ise yeterli çaba gösterilmediği için atıklann çok az miktan yeniden kul- lanıma sokulabiliyor. Uzmanlar, Tür- kiye'nin yıllık çöp üretiminin 20 mil- yon ton civannda olduğunu tahmin ediyorlar. Devlet Istatistik Enstitüsü ça- hşmalanna göre ise kazanılabilir atık- lann yüzde 46'sı kâğıt, yüzde 20'si plastikler. yüzde 16'sı cam, yüzde 9'u ise metallerden oluşuyor. Uzmanlar, değerlendirlebilir atık- lann birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi genel çöp ile kanşmadan kayna- ğında ayn toplanmasını sağlayacak sıstemlerın kurularak geliştirilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Aııtik kent yakınnıa organize sanayi bölgesi OZANOTAN İZMİR - Torbah'daki antik Metropolis kentinın çok yakınına organize sanayi böl- gesi kurulması çalışmalan büyük tepki top- ladı. Antik kentteki kazılann başkanlığını yürüten Prof. Dr. Recep Meriç, sanayi böl- gesi yapılması planlanan bölgede küp me- zarlar bulunduğunu belirterek, bu çalışma- lardan vazgeçilmesini istedi. Belediyelerin "tmar Yasası"nın kendile- rine tanıdığı yetkileri kullanarak sanayileş- meye göz yumması sonucu doğal ve tarihi alanlar talan edilirken, Metropolis Antik Kenti de tam anlamıyla gün yüzüne çıkanl- madan üzeri sanayi ile örtülmek isteniyor. Torbah'nm Yeniköy ve Özbek kövleri ara- sında yer alan Metropolis'te 1989 yılında başlayan kazılar sonunda tiyatro, stoa, Ro- ma çağına ait hamam, gymnasion ve erken Bizans dönemine ait bir kilise ortaya çıka- nldı. Bronz çağından Helen dönemine ka- dar çeşitli zamanlarda yaşamış uygarlıklann izlerinin banndığı Metropolis kentinin tari- hi, MÖ 2000 yılma uzanıyör. Kazılan yıllarca sürecek antik kentin 2.5 kilometre yakınına sanayi bölgesi kurulma- sı çalışmalannı doğrulayan Izmir Sanayi ve Ticaret ll Müdürlüğü yetkililen, "Yörede zaten daha önceden sanayileşme başlaolmış- ti" mazeretine sığındılar. Metropolis'te yü- rütülen kazılann başkanlığını yapan Prof. Dr. Recep Meriç de sanayi bölgesiyle ilgili yürütülen çalışmalara karşı çıktı. gınında 28 bin 74 hektar ormanın yitirildiği vurgula- nırken, yanan alanlann ta- mamına yakınının ağaçlan- dınldığını belirten Muğla Orman Bölge Müdurü Ca- vit Tığ,"Yanan alanlan he- men bir >il içinde ağacian- dınyoruz" dedi. Son 20 yıl içinde Muğla bölgesinde meydana gelen orman yangınlanmn değer- lendirmesini yapan Muğla Orman Bölge Müdurü Ca- vit Tığ, 20 yılda en çok or- tnan yangınının 1992 yılın- da meydana geldiğini söy- ledi. Çıkan yangın sayısı fazlahğına karşın aynı yıl yanan alan miktan 1500 hektarda kaldı. En az yan- gının çıktığı 1983 yılında ise 133 hektar orman alanı yi- tirildi. Türkiye'nin en büyük yangınlan olarak nitelen- dirilen iki yangın Marma- ris'te meydana geldi. 1979 yılında çıkan yangında 19 bin 108 hektar alan kaybe- dilirken, 1996 yılında da 8 bin 955 hektar orman ala- nı yok oldu. Çıkış nedenle- ri ile ilgili verilen bilgilere göre, yangınlar ya ınsanla- nn ihmalinden ya da yıldı- nm düşmesi sonucu mey- dana geliyor. SÖYLEŞİ ATTİLÂ ILHAN 'Uluslararası' Hangi 'Camiâ'?.. Oşözü, "Islâm'da 'kavmiyet'yoktur" sözünü; ilk önce, nerede, ne zaman duymuş, ya da oku- muştum? Hayır, okumuş olamam; hafızamda, ses titreşimleriyle kalmış, birisinden işitmiş olmalıyım. Acaba Esat Dayı'm mı söylemişti? Birden, Me- nemen'deki (Izmir) ev, akşam gizlice iniyor; sulan- mış taşlık, gün boyunca emdiği güneşi, görünmez bir buhar halinde salıvermektedir; ilk yıldızlar, yuka- nda, irili ufaklı belirmiş; pufla minderiere yayılmış, onu dinliyoruz. O, -gerçekte annemin dayısı- 'seferber- liği', 'Çanakkale Müdafaası' ve 'Suriye Bozgunu' olarak yaşamış. bir 'gâzi'; Işgal'de, başını Yunan Di- van-ı Harb-i Orfisi'nden kıl payı kurtarabilmiş, bir 'silahlı direnişçi'; sarkık bıyıklannın attında, müsteh- zi bir gülümseme saklar; çocuklarla şakalaşmayı, çok severdi. Kulağımdaki ses, onun sesi; acaba ne mü- nasebetle söylemişti? 'Kavmiyet', Islâm terminolojisinde 'milliyet'\ ifade ediyor; 'Islâm kardeşliği' demezler mi, onun kayna- ğı da, o! Müslüman mısın, Boşnak, Amavut, Arap ya da Hindu olman, fark etmez; aranızda kaıdeşlik işlemeli! Sözgelişi, Miltî Mücadele sırasında, Os- manlı Müslümanlan'yla, Hint Muslümanlan arasın- da ışlemiştir: lyi de, Bosna/Hersek ve Kosova (Av- rupa) Muslümanlan ile Arap Muslümanlan arasın- da, şimdi acaba niye işiemiyor? Cemiyet-; akvam'ı kim hatırlıyor? Yokcanım, 'kavmiyettenbahsetmeyeceğiz, ko- numuz Cemiyet-i Akvam! Başka deyişle, 'Mil- letler Cemiyeti' Çocukluğumuzda, uluslarüstü o ilk gezegen çapındaki örgütü, gazetelerden 'Cemiyet- i Akvam' olarak öğrenmiştik; yâni 'milletler' değil, 'kavimler1 cemiyeti olarak; Osmanlı'dan müdevver kürtür üst/yapısı, ümmet mantığıyla çalışıyor, Soci- ete des Nations'u, doğru Türkçesi olan 'Milletler Cemiyeti' olarak değil, 'Cemiyet-i Akvam' olarak tercüme etmiş! Düşünüyorum da, 30'lu yıllarda dahi, Batı 'kafa- sı' ne kadar 'katı', ne kadar 'kapitalist', en önemli- si. ne kadar 'Avrupa/merkezci' imiş! Bilir misiniz ki, 'Milletler Cemiyeti'ndehiçbir'maz/umm/7/ef'tem- sil edilmiyordu; 'bolşevikliğinden' dolayı, -maazal- lah!- Sovyetler Birliği'ni aralannda istememişlerdi; bir bakıma, cemiyet, 'milletler'm değil, tâbir-i mârû- fu ile 'beyaz, Hıristiyan ve liberal 'Sistem'in 'cemi- yeti': ne faşist Italya'nın Habeşistan'a ve Arna- vutluk'a saldınsında etkili bir rol oynayabilmiştir; ne de General Franco ve falanjistlerinin, Madrid cum- huriyetçilerini doğradığı. ispanya iç savaşında! Hatırtanm: Habeşistan Savaşı sürerken, 'Millet- ler Cemiyeti', hatya'ya karşı, 'Zecri Tedbırter'e baş- vurmuştu; yâni üçüncü ülkeler, Itatya'yı uluslarara- sı ekonomik ve siyasal ilişkilerde, soyutlayacaklaıi Roma, 'Zecri Tedbirler'e kulak asmadı; Alman- ya'da Nazizm'in yükselişi, o 'cem/yef'e meydan okudu. II. Dünya Savaşı, kör ve bencil, aslında 'za- vallı' bu uluslarüstü ilk örgütün sonu olmuştur. San Francisco Konferansı'nda II. Dünya Savaşı erte- sinin yeni düzeni tartışılırken, daha etkili ve yetkili, çok daha kapsamlı bir uluslarüstü örgüt tasarlandı; Birleşmiş Milletler Teşkilâtı! Tuhaftır, aynı zaman- da hazindir: gidiş geliş, NATO'nun, -aslında Birle- şik Amerika'nın-; gezegenin, bu en üst düzey ör- gütüne karşı tavn; 30'lu yıllarda faşist ve Nazi ülke- lerin ('Mihver'), Milletler Cemiyeti'ne karşı, takın- dığı tavra benzemektedir. 0 'irade' gerçekten 'evrenser mi? Bunun tepkisi olmamış mıdır? Olmaz olur mu? Biz, kim ne diyor, sadece dedikodu tarafına merak- lı olduğumuz için, 'hayati' bazı tepkileri çok rahat at- lanz. Bu da onlardan birisi. Philip S. Golub, soru- na eğilenlerden, şöyle ciddi ve önemli bir 'fesb/f'i var "... NATO'nun siyasi yöneticileri, Belgrad'dan, 'uluslararası camiâ'nm ileri sürdüğü koşuUara baş eğmesini istedikleri zaman, acaba hangi 'ca- miâ'dan bahsediyorlar? Birleşmiş Milletler Teş- kilât'mn temsil ettiğinden mi; yoksa Atlantik Pakt'nın (NATO'nun) temsil ettiğinden mi? Ba- ta'lı sözcülerin verdikleri demeçler, birbirini izie- yen anlam kaymalarıyla; NATO'yu, çoktaraflı uluslararası kuruluşlaria kanştınyor; NATO'nun aldığı kararlan da, ne olduğu açıkça anlaşılama- yan, 'evrensel bir irade' ile! Böyie bir özdeşleş- trmenin, birini diğerinin yerine koymanın; çok taraflı hayli engelleyici bir düzeni devre/dışı bı- rakmak isteyenlerce, elbette pratik yaran görü- lebilir ama; bu, o ünlü 'uluslararası camiâ'nm parça parça dağıldığı gerçeğini saklayamaz..." "... Kosova bunalımı sırasında Birleşmiş Mil- letler Teşkilâtı'nın devre/dışı bırakılmış olması; dünya siyaset sahnesinde, önemli roller oyna- maya namzet pek çok ülkede, Bat'ya karşı, bir güvensizlik yaratmıştır, çünkü onun bu tavnnı, bir tek başına egemen olmak' iradesi sayıyor- lar. Bunlann başını elbet, Rusya çekiyor ama, işin içinde Çin de var, Hindistan da var, Vıetnam ve Güney Afrika da var; üçü nükleer güç sahibi olan bu ülkelerin tamamı, hem BM TeşkilâtTnı ve Gü- venlik Konseyi'ni devre/dışı birakan bu davra- nışa; hem de NATO'nun gerçekleştirdiği bombar- dımanlara karşı olduklannı, açık açık, bazen de şiddetle vurguladılar..." (Le Monde Diplomatique, Haziran 1999) Philip S. Golub, yazısına ilginç bir başlığı. uygun görmüş: 'Uluslararası Dedikleri Şu Camiâ!...'; ger- çek şu ki, 'Milletler Cemiyeti', vaktiyle ne kadar 'li- beral', ne kadar 'Baf/'/ı ve 'Avrupa/merkezc/'yse; Birleşmiş Milletler Teşkilat da. Kuzey/Güney ana çelişkisinde, o kadar Kuzey'den yana bir örgüt; bu da, Güney'dekilerin -yâni Mazlumlar'ın elbette tep- kisine neden oluyor. bir kalemde, size bir sürü ga- zete başlığı, bir o kadar demeç aktarabilirim ya, ge- rek yok, sadece Güney Afrika'yı temsil eden Nel- son Mandela'nın, neler dediğine bir bakalım: "... Beigrad rejiminin tslediği cürümleri tel'in edi- yorum, ama; NATO da, Yugoslavya'nın köprüle- rini ve ekonomik alt/yapısını tahrip edip, siville- rini öldürerek, Miloşeviç ne yapıyorduysa bir benzerini yapmıştr." (Bussines Day, 4 Nisan 1999) 'Uzun farları' yanan polftikacı yok mu? Uluslararası uyuşmazlıklarda etkili rol oynayacak, güçlü ve tarafsız yeni bir örgüt oluşturmak! Şim- di uluslararası kamuoyunda, tartışılan bu! NATO gi- bi, başına buyruk örgütlerin, 'insancı olduğunu' id- dia ettikleri amaçlarla, ortalığı kanştırmalannı önle- mek; ancak, genişletilmiş ve güçlendirilmiş bir BM Teşkilat ve Güvenlik Konseyi ile olabilir, ümidi besleniyor. Sözgelişi, BM'in beyni sayılabilecekGû- venlik Konseyi'nin, şimdi olduğu gibi, beş üyeti de- ğil; veto hakkına sahip on iki üyeli olması isteniyor ki, bu üyelerin arasında Hindistan, Japonya, Bre- zilya, Nijerya ve Güney Afrika'nın da yer alrnası, düşünülmekte imiş! lyi de, Türkiye nerede? 'Ikincisınıf muamelesi gör- düğü NATO'da mı, itilip kakıldığı Avrupa Birliği'nde mi; yoksa, esamisınin bile okunmadığı, BM Teşki- lâtı'nda mı? Bu ülkede, 'uzun farian' yanan, bir politikacı yok mudur? http:// www. bilgiyayinevi. com. tr/ailhan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear