22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1999 CUMA 14 JVlJLiJ. U K . kultur(a cumhuriyet.com.tr Görgün Taner, konser ve mekân sayısını geçen yıla göre daha da arttırdıklan belirtiyor 4 Geçmişteld dengeyi koruduk9 CUMHUR CANBAZOĞLU 6. L luslararası tstanbul Caz Festivali, 7 Temmuz'da Açıkhava Tiyatrosu'ndaki Breziha Gece- si'yle açılıyor. Her yıl cazm ya- nında diger miizık türlerine genış yer verdığı içın eleştirilen festı- val bu yıl cazseverleri memnun edecek zengın bır hsteye sahip. Festivahn yönetmenı Görgün Taner ise cazla dığer türler ara- sındaki dengenın bu yıl da ko- runduğu görüşünde. Belirttiğine göre bilet satışlanndaki artış da yelpazenin genış tutulduğunun dığer bir kanıtı. - Bu yü festivale caz dışı türler- den davetedilen yüdız isimkrin az- hğıdikkatçekiyor. Cazm ağır bas- masuun belli bir nedeni \-ar mı? Cazmüziğı buyıl Atatürk Kül- tür Merkezi Büyük Salon'daki flaş konserlerle biraz daha öne çıktı. Aslında programa dikkatle bakıldığında geçmiş yıllardaki dengenin korunduğu görülecek- tir. Caz festivalinin karargâhı ni- teliğindeki Açıkhava Tiyatro- su'nda caz konserlerinin yarun- da Latin ağırlıkh üç konsere, Pat- ti Smith ve Suzanne Vega gıbı ozanlara. dünya müzığınden Kha- kd'e. BenHarperve BSndBoys'la neredeyse ılk defa blues ve gos- pele yer venyoruz. Cazdakı yenı akımlar. düşünceler nereye gidı- yor dıye düşünenlen de kulüple- re davet ediyoruz. Geçmışteki denge korunuyor böylelikle. Projeler gerçekleşmeyince - Ancak trip-hop gjbi uç türier- de müzik dinleven binlerce kişi- yi Açıkhava\a çeluniş festivaL bu yü 'çok dunlT bir liste\le bu insanlan unutmuş gözüküyor_ Bu türlenn olmaması özellik- le verilmiş bir karar değil; prog- rama gırmesını düşündüğümüz sanatçılann çeşitli nedenlerle ls- İSTMİBBİ CftZ FESTİVAIİ konserlerine, Latin ve Küba Müziği Gecesi'ne büyük ilgi var. Bence Marc Ribot, ChuchoValdes'in konseri olağanüstü... Üç yıl sonrasımn Keith Jarrett'ını dinlemek isteyen varsa Brad Mehldau'nun birinci sınıfkonserine gitsin diyorum. tanbul'a gelemeyişinden kaynak- lanıyor. Alanis Morissette vardı örneğin listede. Biz Morıssette ıçin festivali geç bile bıtirmeyi planladık, ama turneyı on yedi- sinde kesıyor ve Amerika'ya dö- nüp VVoodstock'ta çalacak. Nlck Cave yıne son anda olmadı. Ay- nca MassiveAttack ve Björk'den sonra Jamiroquai\ ı düşünüyor- duk. Onlann da basçısı aynldı, bu sene turne yapmıyorlar; gelecek sene gezecekler. tşte görüldüğü gibi listedeki isimler bunlardı. Projeler gerçekleşmeyince onla- nn yerine devreye Suzanne Ve- ga, Patti Smith girdı. - Bu değşikliklerde Türkiye'de bombalann patlamasınınetlda o(- dumu? Bu konuda çok faks geldi, gü- venlikle ilgılı bılgı alındı ama. Türkiye'de terör var. Bu neden- le gebnjyonım' diyen çıkmadı. -Türkiye'nin riskHülkelerara- smda gösterttmesi sanatçılar için yapılan sigorta harcamalannı yükseltrvor mu ? Sanatçılardan ilave sigorta is- teyen de olmadı şu ana kadar. Onlara biz yeterli gûvenceyi ve- nyoruz, onlar da sözüne güveni- lir bir kuruluş olduğumuz bil- diklerinden ekstra bir şey iste- meden gelıyorlar. - Bu yü Avnıpa'daki savaş ne- deniyk festrvallerin genelinde bir rahatsızhk>aşanıyor. Maddi aç>- dan hedeflerinizde bir küçülme varmı? Bilet satışlanna iki hafta önce başladık, ne olacağını bilmek mümkûn değil. ama gördüğüm kadanyla tam tersine ilgi arttı. Konser ve mekân sayrmızı ge- çen seneye göre daha da arttırdık. Mesela caz konserlerine bütü- nüylebirilgi var. Eski yıllarda Le- gends konseri ağzına kadar do- larken bazılan bin kişide kalır- dı. Şimdi Duke EUington gece- sine, Latin müziği konserlerine bir hayli ragbet var. Bu da bızi memnun edıyor doğrusu. t Seçenek sunuyonız' - Rox>, Dukinea, Babylon gibi küçükmekânlardan neterbekli- yorsunuz? Birtakım müzikler mekânla birlikte anlam taşıyor. Cazda son dönemde mekânlar bm, beş yüz- lük salonlara dönüşüyor. kulüp- ler de ayn birönem kazanryor. Bi- zim programdaki kulüplerin her birinin ayn kimliği var. Konser serisine bakıldığında kimlikler ortaya çıkıyor. Roxy daha dans ağırlıklı, Babylon biraz cazın avangard kısmına yönelik, Dul- cinea ise elektronik caz ve 2001 cazını sorgulayan konserler ağır- lıklı mekânlar. Insanlara seçe- nek sunmayı, oradan oraya gi- dip türlü müziklen izleme im- kânı yaratmak ıstıyoruz. Bunlar dünyada çalınan türler. bizde de dınleyicisi var. - Mekân deyince aklımıza gel- di. İki yılönce Maçka Parkı'nı ca- za açma gibi bir projeniz vanü. Bugün hangi aşamada ? O proje olmadı, çünkü bu se- ne Istanbul Caz Festivali"nın ku- lüp yönüne ağırlık verdik. So- kaklara taşma projesinı de ıleri- ye bıraktık. Parklarda yapacağı- mız konserler ücretsiz olacağın- dan, takdir edersiniz ki mali bir ağırhk getirecek. Onun için büt- çe sıkışıklığını ilk atlattığımızda projeyi ele alacağız -Getelim agırtoplara. Bu yılfes- tivalin ağuiığını kimler taşı>acak sizce? Tahminlerimin aksine bu yıl Latin \e Küba Müziği Gecesi büyük ilgi görüyordınleyıciden. Açık söyleyeyim. LaBandaMu- nkipal de Santiago de Cuba, Ar- turo Sandoval konserinin bu ka- dar satacağını tahmin etmıyor- dum. Suzanne Vegave Khaled de ılgı görüyor, ama bu normal. - Sizin kac.ırmayacağınız kon- sener hangUeriolacak? tki kon- ser soyleveceğım, bınncisi Marc Ribot, Chucho Valdes yanı 12 Temmuz akşamı Açıkhava Ti- yatrosu Bence bu olağanüstü bir konser. tkıncısı 8 Temmuz ak- şamı Brad MehMauTrio. Bu kon- senn ızleyıcısinın az olacağını tahmin ediyordum, hakikaten de öyle olacak. Ancak bence birin- ci sınıf konser; üç yıl sonrasının Keith Jarrett'ini dinlemek iste- yen varsa Brad Mehldau konse- nne gıtsın diyorum -Gelecekier arasında özel istek listesi gönderen oklu mu ? Bu yıl ensfrüman açıstndan festivalin durumu nedir ? Ne yalan söyleyeyim,*yiyece- ğim. içeceğhn şu obun' diye is- tekler var, ama öyle özel bir is- tekte bulunan olmadı. Enstrü- man açısmdan sorun yok. Her yıl eksıklerimızi hiraz daha ka- patıyoruz ve donanımımızı art- tınyoruz. Yurtdışından gelen enst- rüman talepleri o yılki gelişme- lere endeskli oluyor, biz de on- lan takıp etmeye çalışıyoruz. Tek- nik altyapı açısmdan bu yıl hiç- bir sorun yok. - Festrval hediyelik neterhazır- ladı izleyicikrinc ? Bu yıl bir tişörtümüz var. Be- hiç Ak çizdi önündeki desenı. Hula hop yapan bır kurbağa bu, neşeli bir tişört yani. Broşürle katalog arası bir yayınımız da olacak. o da bır hafta ıçinde çı- kacak. Kep. rozet gibi eşyalar bizde pek yaygın talep görmedi- ğinden yalnızca tişört yapıyoruz. 'Savaş ve Banş: 15-19. Yüzyıl Osmanlı-Polonya îlişkileri' sergisi Türk ve Islam Eserleri Müzesi'nde Osmanh'nın Polonya'daki izleri...Kültûr Servisi - Istanbul Türk ve Is- lam Eserleri Müzesi, Osmanlı Devle- ti'nin kuruluşunun 700. yılı kutlama- lan çerçe\esinde Polonya koleksiyo- nundaki Osmanlı yapıtlannı konu alan ve üç ay süreyle açık kalacak Savaş ve Banş: 15-19. Yuzyıl Osmanlı-Polonya ttişkileri baijhklı bir sergıye ev sahipli- ği yapıyor. 1683'ten bu yana Polon- ya'daki 26 müze, arşiv, kilise ve kütüp- hanelerde bulunan yapıtlardan derlenen 382 sanat yapıtından oluşan sergi, Cum- hurbaşkanı Süle>Tnan Demirel, Kültür Bakanı İstemihan Talay, Polonya Bü- yükelçisi Miroslavv Palasz, Polonya Kültür Bakanı Yardımcısı Stanislaw Zurwvski, Sakıp Sabancu Şakir Ecza- abaşı, Nail Güreli, Murat Bardakçı, Stefanos Yerasimos ve birçok davetli- nin katılımıyla açıldı. Sergınin kalıcı- lığını sağlamak amacıyla Türkçe ve tn- gilizce katalog hazırlandı. Haçh Ordusu pey etmişti 1995 yılında, Polonya Cumhurbaşka- nı'nın Türkiye'yi zıyaretı sırasında ım- zalanan Polonya-Türkiye Kültür An- laşması çerçevesinde açılan bu sergıy- le 15. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlanna ka- dar Polonya Koleksiyonlan'nda bulu- nan eserlenn gün ışığma çıkanlması amaçlanıyor. Serginin en ilgi çekıci bölümü, bu- gün önemli bir kısmı Polonya müze, ar- şiv ve kütüphanelennde saklanan ve 2. Viyana seferi sonrasmda Polonya'nın payına düşen Osmanlı ganimeti. Viya- na Müzesi'nden gelen Sadrazam Mer- zifonlu Kara Mustafa Paşa'nm portre- sinin yanı sıra sadrazama ve maıyetin- deki yüksek rütbeli komutanlara aıt çe- şitli eşyalar, Viyana'yı kuşatmadan kur- tarmak üzere oluşturulan ve çeşitli Av- rupa krallık, prenslik ve dükalıklann ka- tıldığı Haçh Ordusu'nca pay edilmiş, en büyük ganimet ise Leh kralı III. Jan Sobieski tarafından Polonya'ya götürül- müştü. Dev boyutlu ışlemelı çadırlan, halı ve kumaşlar, değerli taşlarla süslü kı- lıç, miğfer, kalkan ve her türde askeri teçhizat, kaftanlar, at koşum takımla- n, altın ve gümüş eşyalar, Kuran ve çe- şitli el yazmalannın yer aldığı bu hazi- nenın yanı sıra daha sonrakı yıllara ait, karşıhklı savaş ve banş ilişkileri sonu- cu kraliyet ve kilise hazinesinde, mü- ze. arşiv ve kütüphanelerinde yer alan çeşitli eşyalar, iki devlet arasındaki res- mi yazışma örnekleri. fermanlar da Po- lonya'daki eserler arasmda bulunuyor. Sultan portrekri ve mektuplar 'Savaş ve Banş: 15-19. Yüzyü Os- manhPolonyatBskfcri' sergisi, atlar üze- rinde dönemin tüm teçhizatlanyla do- natılmış mankenler; kumaş, halı, yas- tık ve el işlemeleriı fermanlar, el yaz- malan ve Kuranlar; harita, plan ve gra- vürler; Mihrumah Sultan, Sultan 1. Mustafa. Sultan II. Osman, Sultan IV. 'usergiyle 15. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlanna kadar Polonya Koleksiyonları 'nda bulunan eserlenn gün ışığına çıkanlması amaçlanıyor. En ilgi çekici bölümü 2. Viyana seferi sonrası Polonya'nın payına düşen Osmanlı ganimeti. Mehmed, Sultan DL Murad. Sultan III. Mehmed ve Kanuni Sultan Süley- man'ın portreleri; huzura kabul resim- leri; Viyana kuşatmasına ait resim, tab- lo ve belgeler, Varna. Estergon, Ka- maniçe, Karlofça savaş ve banşına ait resimler; Hotın Savaşı ve banşına aıt büyük boy tablolar; 1414 Çelebi Meh- med döneminden itibaren sefaretna- meler; aralannda Fatih Sultan Meh- med'in 1456 tarihli Sırpça mektubu ile Mihrimah Sultan'ın Kral Sigismund Aııgust'a gönderdiği mektubun da yer aldığı mektuplardan oluşuyor. Türkiye'de nüshası olmayan Karlof- ça Banş Antlaşması'nın Mehmed Ra- miEfendi tarafından imzalanan orjinal metni, ressam Chlebonvski'den ders alan Sultan Abdûlaziz'in resim defte- rinin yanı sıra , diplomatik ilişkileri gösteren yazışma ve kitap ömeklen, el yazmalan, 19. yüzyıl Polonya resim sanatında Hotin ve Viyana seferlerini konu alan gravür ve tablolann büyük ilgi çekmesı beklenıyor Polonya Büyükelçisi Miroslaw Palasz yaptığı konuşmada sergıyı 'yüzyıunen önemli sergilerinden biri' olarak de- ğerlendirdi. Polonya Kültür Bakanı Yardımcısı Stanislav. Zurovvski ise sergınin iki ülkenin ılişkilerini anlattığını. sa- vaş ve banşın çağımızın da soru- ' nu olduğunu söyledı. Kültür Bakanı tstemihan Ta- lay da sergınin son yıllarda ülke- mize getirilen sergıler arasında en güzel tarihsel, kültürel birikım- leri yansıttığını behrtti. Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel Osmanlı Devleti'nin 700. yı- lı kutlamalannda amacın tarih içın- deki fetihleri. savaşlan, kavgalan ye- niden yansıtmak olmadığını belir- terek büyük bir uygarlık olan Os- manlı Devletf nın diğer uygarhk- lan etkiledığinı ve bu uygarlıklar- dan etkiiendiğini anımsattı. Tarih- ten ders çıkarmanın bır yolu- nun da kültür alanında y apılan işbirliği olduğuna dikkat çe- ken Demirel, Türkiye Cum- huriyeti'nın 75 yıl boyunca banşı koruduğunu. bundan sonra da koruyacağını belirt- ti. Bu sergiyle unutulanlann hatırlandığmı ve iki ülke dostluğunun bugünkü du- rumunun yansıtıldığını söyleyen Demirel. Türkiye'nin Polon- ya'nın NATO ülke- si olmasını des- teklediğıni açıkladı. Mihrimah Sultan Degas 'nut Dinlenen Balerin'ine rekorfiyat Sanatçının çerçevesini de yaptığı eser Sotheby s'desatıldı Balerinler dûdsinin bir parçası olan resim, kâğıt üzerine pastel boya. Kültür Servisi - Edgar Degas'm kâğıt üzenne pastel boyayla yaptığı balerin resmi geçen hafta 17.6 milyon sterlıne satılarak bugüne dek kâğıt üzerine yapılan en pahalı ikinci resim oldu. Pans'in dışına hiç çıkmamış olan 'Danseuse au Repos' (Dinlenen Dansçı) başhkh resmin 5-7 milyon sterlin arasında alıcı bulması bekleniyordu. Resim aynı zamanda bugüne dek en yüksek fîyata giden Degas yapıtı olma özelliğine sahip. Bugüne dek kâğıt üzerine yapılan resimler arasında en yüksek fiyata alıcı bulan resim ise 1998'de 19 milyon sterline satılan Picasso'nun akrobat ve soytan resmı olmuştu. Sotheby's Müzayede Salonu'nda düzenlenen bir müzayedede sattlan tablo Degas'ın 1870'lerin sonunda yaptığı balerinler dizisinden bir parçaydı. Yapıtın 4 milyon dolar olan başlangıç fiyatı kısa sürede 16 milyon dolara yükseldi ve resim komisyon payının da eklenmesiyle 17.6 milyon sterline, müzayedeyeye telefonla katılan ve adını açıklamayan bir koleksiyoncuya gıttı. Tablonun bir başka özelîiğı ise onjinal çerçevesinin de Degas tarafından yapılmi:, olması. \brgun bır dansçının oturarak bıleğme masaj yapışını gösteren resmin 1879 yılında tamamlanmış olduğu tahmin edilıyor. Resim 1885 yılında Degas" ın bır dostu olan ışadamı Jules-Emile Boivin tarafından 1.200 franka satın alınmıştı Fransa'da ilk şeker fabnkasını kuran Boivin, resmi Fransa'nın ızlenımcı yapıtlara ılk yer veren Durand-Ruei Gallery'den satın aldı. Tablo o tanhten beri Boivin aılesının elinde bulunuyordu. Aynı müzayedede Degas'ın 'Femme Assie Devant un Piano' (Piyano'nun Önünde Oturan Kadın) başhkh tablosu da 3 mılvon sterline satıldı. YAZI ODASI SELJM İLERİ Geçmişin İlanları Sevgili Radyo Cumhuriyet'te, Kırk Ambar'ı, ba- zı pazariar geçmişin ilanlarından örnekler vererek bitiıiyorum. Geçmişin ilanlannın Türkiye'de toplum- bilimsel anlam taşıdığına inanıyorum. Nasıl değişip gitmiş, şimdi artık büsbütün sona eımişbiryaşama... Bakın, meşhur sözmüş: Bir kadın ucuz diye is- termiş, pahalı diye istermiş, moda diye, antika di- ye, herkeste var diye istermiş, kimsede yok diye istermiş. Fakat! Fakat bir kadın... ... Şaheser Romanlar'ı en güzel romanlar oldu- ğu için istermiş! 1960 yılı. Şaheser Romanlar'ın listesine göz ata- lım: Flaubert'in Madame Bova/y'si en başta. Onu, Cennet Yolu izliyor, Steinbeck. Oğul Dumas'tan elbette Kamelyalı Kadın, Zola'dan pek sevdiğım Nana, Tolstoy ve Diriliş'i, Pasternak'ın DoktorJi- vago'su ikinci baskıya ulaşmış, Notre Dame'ın Kamburv, Silahlara Veda... Bugünün hanımlanna -ve beyierine- andıgım ro- manları okutmak kolay mı? Bugünün insanlan te- levizyon kanallannın birbirinden pespaye dizileri em- rinde. Roman okumak, belki de "çağdışı" o\du. Üs- telik daha o zaman, kırk yıl önce de beyler pek ro- man okumuyoıiarmış ki, Şaheser Romanlar'ın ila- nı yalnızca hanımlara seslenmiş... Fotoğrafta gayet şık giyinmiş, güzel, alımlı iki ka- dın. Kravatlı, ceketli, yelekli garson, elinde tepsi, küçük pizalar, börekler, sandviçter ikram ediyor. Alt- ta şu yazı: "Filtreli Samsun sigarası nefis harma- nı ve tatlı biçimi ile yemeklerinizin en iyi tarrtam- layıcısıdır. T.C. Inhisartar Idaresi." Zavallı Samsun, zavallı Maltepe. Eski gözağnmdı Maltepe. Radyatör üstünde ku- rutur, fosur fosur içerdim. Sonra Kent, derken Mal- boro, hazin özenti. Ömrümün sonuna kadar Mal- tepe'den vazgeçmeyen biricik Armağan'ı, son soy- lu Armağan llkin'i gel de anma. Biz Kent, Dun- hill, Philıp Morris derken, Armağan sobasınınke- narında Maltepe'lerini kurutmayı sürdürürdü. Bir başka ilan, traş losyonu ilanı. Türk erkeği traş losyonuyla herhalde yeni tanışıyor. Traştan sonra rahatlamak için Sensir! Her traş- tan sonra yüzünüze "bir miktar" Sensir sürecek- siniz. Yorgunluk ve kınşıklık izlerini Sensir "berta- raf edecek, cildinize hayatiyet, serinlik, ferahlık ve- recek. Ava Gardner, "Hoilywood'un sihiriisinema yıl- dızı" dıyor ki: "Ben, Lüks tuvalet sabununu kulla- nınm." Çocukluğumuzun en ilanlı, reklamlı Sana neba- ti margarin, gazetelerde, dergılerde yemek tarifle- riyle boy göstenyor. Sana'yla yemeklerimiz "daha nefis" olacak. Işte Sana'lı değırmenci omleti: Kullanılacak malzeme, 3 yumurta, 3 çorba ka- şığı un, 3 çorba kaşığı süt, ınce kıyılmış mayda- noz ve dereotu, tuz, biber, 75 gr. rende gravyer ve- ya kaşar, 75 gr. Sana'dan ibaret. Yumurta, un, süt, maydanoz, dereotu, tuz, bi- ber, peynir hep beraber kanştınlarak "vurulur." Ta- vaya Sana nebati margann konacak, eritilecek, üzerine omlet harcı dökülecek. Sıcak ofarak ser- vis edilecek. Arzu ederseniz, omlete küçük doğ- ranmış sucuk da ilave ediyorsunuz... O zamanlar Sana'nın, Vıta'nın, artık hangisinin- se, kâğıdı mı, kapağı mı ne toplanılır, fabrikaya gönderilir, karşılığında yemek kitabı hediyesine ka- vuşulurdu. Bu yemek kıtapları, renklı yemekfotoğ- raflan oylesine çekici gelirdi ki... Kırk yıl geçmiş. Ama bana daha dün gibi geli- yor. Dingin yaşamayı özlüyorum, sessiz kenti, ses- siz, taşıtsızyollannı (stanbul'un. Işe giden, işten dö- nen baba, çarşıya giden, yemek pişiren anne, ders çalışan abla, çocuk parkı, arkadaşlıklar, çocuk- luk... Cahit Srtkı altmış yıl önce yazmış "Robenson" şiirini: "Robenson, akıllı Robenson 'um, I Ne imreniyo- rum sana bilsen! I Göstersen adana giden yolu; I Başımı dinlemek istiyonjm." Tam o havadayım. Ama şiirin son dörtlüğü ger- çekliğe çağınyor: "Robenson, halden bilir Robenson, I Adan hâ- lâ batmadıysa eğer, I Alıp götürsen beni oraya, I Deniz yolu kapanmadan evvel!" Ada batmış. Kapandı gitti deniz yoiu. Takvimde lz Bırakan: "Ve nerede yanılmış, nasılaldanmışsam I Genç- liğimi görüp çok çok uzaklarda I El sallayaca- ğım..." Nedret Gürcan, Beş Çayı, Broy Yayınevi, 1999. Renoir'm tahlosu satridı • Kültür Servisi - Renoir'ın son 20 yıldır hiçbir yerde sergilenmeyen 'Young Girl On a Bench' adlı tablosu. Chnstie's'de düzenlenen bir müzayedede 4.7 milyon dolara satıldı. 1875 tarihli tabloda ünlü ressam en gözde modeli Nina Lopez'i Paris'teki stüdyosunda çiçekler arasında tasvir ediyor. Sanatçının 'Le Moulin de la Galette' adlı tablosu 1990 yılında 45 milyon pounda ahcı bulmuştu. K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K Â M t L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear