22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 FEMMUZ 1999 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE Istsnbul PB 30 Edrne PB 32 Kocaelı A 31 Çanakkale A 32 Izmr A 32 Maiisa A 38 Aycın A 37 Denizli A 36 Zorguldak A 25 Antalya 0*9* Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas A A PB PB A A A A 25 27 26 25 31 31 32 27 Adana A 34 Kars Bütün bölgeleri- miz az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir deği- şiklik olmayacak. Rüzgâr küzey ve batı yönlerden hafif olarak ese- cek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brükse) Paris Bonn PB PB PB PB PB PB Y Y 25 24 21 27 25 26 27 28 Berlin PB 28 Moskova PB 22 Münıh Y 26 Zürih Budapeşte Madnd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB Y Y Y Y A 29 35 22 23 27 27 33 Y 26 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahıre A Y Y Y Y Y A 36 32 28 32 25 35 33 A 37 BufaBu kÇokbukiHu , Yağmuriu Kirt SUukar . Gök gürüttüB GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK H Baştarafi 1. Sayfada tihara giriştim" diye ifade verdiği basına hemen "sızdınkJı." Uluğbay'ın ifadesiyle Başbakan Ecevrt'in ilk gün- lerden beri öne sürdüğu intihar gerekçesi neredey- se sözcüğü sözcüğüne örtüşüyor. Ecevit son demeçlennde, henüz konuşamayan U- luğbay'la "Bakışarak anlaştık" dedi. Bu söylemlerden bir ders çıkarmak gerekiyor: De- mek ki, önemli konularda ailece dostluklar, bakışa- rak anlaşmayı sağlayacak kadar derın olabıliyor. Psikiyatri hocası Prof. Özcan Köknel "bakışarak anlaşma olayına" bılimsel nasıl bir yorum getirir, bi- lemeyiz. Ama gördüğümüz kadanyla Prof. Köknel ile Ece- vit arasında temel bir konuda ciddi fikir aynlığı var. Ecevit, ilk günden beri Uluğbay'ın sağlığına kayu- şur kavuşmaz "görevıne döneceğini" söylüyor. Üs- telik, bu konuda çok ısrarlı görünüyor. Prof. Köknel ise, "Uluğbay'daki tvhsal çöküntü- nün çok ciddi ve çok derin olduğunu" öne sürüyor. Köknel 'in daha ilen giden saptamalan dikkat çe- kiyor. Uluğba/ın Ecevıt'e "Siziüzdûğüme ûzüldüm" cümlesini Prof. Köknel "Depresyondaki bir insanın pişmanlık ve üzûntü duyması" diye yorumluyor ve bu durumun "geçmişe bağlı olduğunu gösterdiği- ni" söylüyor. Köknel "Depresif kişilerin iyilik durumlanna inan- mamak gerektiğıne" değiniyor ve "amaçlanna ulaş- makiçin ginşımlennı tekrarlayabilecekleri" uyansın- da bulunuyor. Bu uyanya kulak veren olacak mı? Sonuçlanyla göreceğiz. Sosyal Güvenlik Yasası ve memur zammı, Uluğ- bay olayını ikinci piana attı. Tasan açıklandığı anda, hemen hemen Türkiye nü- fusunun yandan fazlasını temsil eden işçi ve memur konfederasyonlarının sert tepkisiyle karşılaştı. Tasannın içeriğini uzun bir konuşmayla açıklayan Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan bir yerde böyle bir yasaya neden gerek görüldüğünü bir ömekle anlat- tı: "ABD'nin yürüriükte olan sosyal güvenlik yasala- nnın deviet yapısına 2025yılında yûkleyeceği sakın- calan saptayarak daha bugünden önlemler üzerin- de çalışmalara başladığım" söyiedi. Dün dündür, bugünse? ABD, 25 yıl sonrasını düşünüyor, bugünden önlem alıyor. Ülkemizde 25 ytl sonrasını düşünen devlet adamı dün ve bugün var mı yok mu sorusuna yanrt arama- yı bir yana bırakalım. Geçmiş 25 yılda; sosyal güvenlik konularryla SSK'nin bugünkü aciz duruma nasıf gefdiğine veya getirildığine kısaca göz atalım. 1970 başlannda BM adına uzman Macar Kaldor emekhlik yaşını inceledi, "Türkiye'nin emeklicenne- ti" olduğunu rapor etti. 1970'lerde Demirel de, Ecevit de başbakanlık yaptı. Üstelik Ecevit, işçinın, dar gelirlinin "babası" idi. Tehlike çanları o zamanlardan çalmaya başladı. "Zenginlen seven" Özal emeklilik yaşına kendine göre düzenleme getirdi. Demirel, seçimde vaat ettiği gibi, 1992'de emek- lilik yaşını kadında 38'e, erkekte 43'e ındirdi. 1992'deki oy marifetiyle SSK son darbeyi yedi. Bugünkü aciz duruma düştü. Bu konudaki sorumluluğu hâlâ üzennde taşıyan Cumhurbaşkanı, emekli yaşını yüksetten yasayı gö- nüt rahatlığıyla onaylayacak mı acaba? Yaşar Okuyan, ABD'den 25 yıl sonrasına değinen örnek vereceğıne, partisinin de içinde bulunduğu son 30 yıllık iktidarfar adına halkımızdan özür dileye- rek sözlenne başlamalıydı. Olay geçmişte kaldığı için hemalde Cumhurbaş- kanı bugün anımsamaz: SSK'ye 1952'den beri prim ödediğimi, ancak elime 50 milyonu zar zor bulan pa- ra geçtiğini, oysa TBMM'nin bir kapısından girip di- ğerinden çıkan milletvekillerinin emekli maaşının ne- redeyse bir milyan bulduğunu söylediğimde Demi- rel "Onlar seçiimiş insaniar" dedi. "Peki biz neydik?" diye sormadım. Şunlar bunlar mı? Demirel'den bu yanıtı aldığım gün; anayasanın 2. maddesi Türkiye'nin "sosyal hukuk" devleti olduğu- nu yazryordu. Hani şu; Demirel'in sürekli savunduğu 2. madde... Hükümet ısrarlı • Baştarafi 1. Sayfada dedi. Devlet Bakanı Rüştfl Ka- zıın Yücelen de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ya- şar Okuyan'ın göriişlenne aynen katıldığmı belirterek "Bakanımıan yanındayız, arkasındayız" dedi. Yüce- len, memur maaşlanna yapı- lan zamla ilgilı olarak "Da- ha fazlasını verebibeydik iyiydi. vermeyi de istiyoruz. Ancak bütçenin dununu uy- gundeğO" diye konuştu. Yü- celen, IMF'nin etkısinın ol- madığını ilerisürdü. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeü, partisinin merkez yürütme kurulunda yaptığı konuşmada, "Mev- cut bütçe imkânlan zorlana- rak yüzde 20 maaş amşı sag- lanmıştır. Gösterilen tepkivi haklı bulmamak münıkün depdir" dedi. Gazetecilerin eylemlen anunsatması üzerine Bahçe- li, sokaktan bir sonuç çıkma- yacağının anlaşılmakta ol- duğunu söyiedi. Maliye Bakanı Sümer O- ral. memur maaş zammının IMF'nin ısteğine göre değil, bütçe dengeleri ve enflas- yonla mücadele dikkate alı- narak belirlendiğini söyiedi. Bazı elestirileri doğal karşı- ladığını anlatan Oral, sosyal güvenlik yasa tasansı hazır- lanırken sendika liderleriyle uzun uzun konuşulduğunu kaydetti. Oral, "Mühim oian dogruyu yapmak" Antalya'nın Kundu Köyü yakınlannda yaptınlan bir otelın açılış törenine katılan ANAP lideri Yılmaz, "Me- mur maaş zam oraıuna gös- terikn tepkiyi anlıyorum. A- ma kimse başka bir çözüm yolu göstenniyor" dedi. Zamdan ötürü, bütçeye ek 214 trilyon lira daha açık geldiğini söyleyen Yılmaz, hükümetin bir yandan bütçe açığını kapatmaya çahşırken memur maaşlanna daha faz- la zam yapmasının mümkün olmadığını kaydetti. Hükümet ortaklan arasın- da tasan konusunda kesin uzlaşma bulunduğunu belir- ten Yılmaz, "Taslağm TB- MM'de degjşeceğini sannu- yorum.EmekMkyası62'den 58-60'a çekildi. Prim ödeme gün sayısı düşürûldü. Bun- danöteyapdacakolan biriyi- teştirme, taslağın reform oi- ma özelüğini ortadan kaldı- nr" diye konuştu. Tatil köyü ve otellere denetim • Baştarafi 1. Sayfada Ceylan Holding'e bağh Ceylan Tu- rizm Işletmeciliği Sanayi ve Tica- ret AŞ, Ulusoy Turizm lşletmeleri, AŞ ve Kiriş Otelcilik AŞ'nin de bulunduğu firmalann, Turizm Ba- kanlığı tarafindan 49 yıllığına tah- sis edilen Hazine arazısi üzerinde kurduklan turistık işletmeleri, söz- leşmeye aykın olarak "üçüncü Id- şüere" kiraladıklannuı tespit edil- diğinı bildirdi. Firmalan, sözleş- melerdeki aykınhğın giderilmesi konusunda uyardıklannı belirten Yaman, "Bu firmalar sözkşme hû- kûmkrini yerinegetirmedUderi tak- dirde, MaBye Bakanhğı ile yaptJda- nsözfeşmenin 'ırtifak hakkının' ip- taü istemiyk yargıyohına gideceğiz'' dedi. Yaman, aynca Belek, Manav- gat ve Alanya ılçelerinde de birçok işletmenin tahsisli araziler üzerinde kurduğu tesisleri üçüncü kişilere ki- raladıklannın tespit edildiğını ve bu firmalaria ilgili yasal işlemlerin sür- düğünü sözlenne ekledi. Şirketter Antalya Defterdarlığı tarafindan Kemer ilçesi ile Beldıbı, Tekirova ve Go> nük beldelerinde bulunan ve "üçüncü kişUere" kiralanan ve "ir- tifakhakia"nın ıptalı istenen şırket- ler şöyle: Camel Turizm, Endüstn Yaüninlan ve Işletilmesi (Nurol Kü- lüp, Salıma Tatil Köyü ve Turizm lşletmeleri AŞ), Bilinnır Bılkent Tu- rizm înşaat. Yatınm ve Ticaret AŞ (Bilkent Oteli), Tekirova Turizm Ya- tırunlan AŞ, Ulusoy Turizm lşlet- meleri AŞ, Olimpiyat 72 Turizm Sa- nayi ve Ticaret AŞ. Ceylan Turizm lşletme Sanayi ve Ticaret AŞ. Okan Tunzm Yatınm ve tşletmecıhğı AŞ, Otek Inşaat Yatmm Tunzm Ticaret ve Sanayi AŞ, Ayık Tur Tunzm In- şaat AŞ (Şampıyon Tatil Köyü), Belköy Antalya Beldibi Turizm Ya- tınm lşletmelen AŞ, Tattur Turizm ve Ticaret AŞ, Ünüvar Tunzm Tica- ret ve AŞ, As Turizm ve Ticaret AŞ (Ay ışığı), Okan Turizm, Yat ve Iş- letmeciliği AŞ. Kiriş Otelcilik AŞ, As Tunzm ve Ticaret AŞ (Ay ışığı). Tatköy Turizm ve Yat. Ticaret AŞ, Tek-Art tnşaat Ticaret ve Sanayi AŞ, Karasaç Turizm Yat. ve îşletme- ciligi AŞ, Bana Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ, Palmiye Tatil Köyü Tu- rizm ve Işletmeciliği AŞ, Selena Tu- rizm Yat. ve Işletmeciliği Ltd. Şir- keti, Özkayalar Tur-Yat lşletmecili- 8ı AŞ. OzerÇfller DYP Genel Başkanı Tansu Çü- ler'in eşı Özer ÇflJerin ortağı oldu- ğu AYTAŞ Tunzm Yatınm lşletme- len AŞ hakkında da Kemer ılçesine bağh Beldibi beldesınde kurulan "Kemer İNN" adlı pansiyonun üçüncü bir kişıye kıralanması nede- nıyle dava açılmıştı. Maliye Bakan- lığı'nın Kemer Asliye Hukuk Mah- kemesi'nde açtığı dava sonucu "Ke- mer İNN" adlı pansiyonun sözleş- mesi iptal edılerek tesıslenn Hazi- ne'ye devrine karar verilmışti. Bu konudaki son karan Yargıtay vere- cek. Iç tıırizın beldentiyi karşdamadı YUSUFÖZKAN İZMİR - Son yıllarda sıkıntılı bir dönem geçi- ren Türk tunzm sektörü, 1999 yazını kurtarmak ıçın 'son daJdka' rezervasyonlanna umut bağla- dı. Okullann kapanmasına karşm iç turizmden beklentilennin tam anlamıyla karşılanamadığım vurgulayan turizmciler, yurtdışı rezervasyonlan- nın gerçekleşmesi halınde ise uçak sıkıntısının baş- göstereceğinden endişe ediyorlar. Okullann kapanmasına karşın iç turizmdeki ha- reketlilik turizmcilenn beklentisini karşılayamadı. Iç açıcı bir tablonun ortaya çıkmadığını belirten Akdeniz Turistik Otelcıler Birlıği (AKTOB) Söz- cüsü ve Antalya Falez Ote! Genel Müdürü Mah- mut Veriroğlu. "Okullar kapanınca durum biraz fiuidı olurdiye beklemişiik. Ancak gerçekleşmedj" dedi. AbduDİab Ocalan'ın yakalanmasının ardın- dan yurtdışmdan ıptaller yaşandığına dikkat çeken Veziroğlu, 1999 yazıyla ilgilı değerlendinneyı yapmak için henüz erken olduğunu söyiedi. Vezi- roğlu, son dakika rezervasyonlannının ağırlıklı olarak agustos aymda yapıldığını anımsatarak "Sonradan başvunı olsa da 1999 yıb kayıpbr. Re- zervasyon olması haiindeise önemJi bir uçaksoru- nu yaşani)«r n diye konuştu. Eylül ayından sonra otellerin mali tablosunun daha net ortaya çıkacağını ve bazı otellenn kapa- nabileceğini belirten Veziroğlu, turizmde yaşanan Türkiye raporu geri çekildi BONN (AA) - Almanya Dışışleri Bakanı Joschka Fischer'in, bakanlığımn hazırladığı ve Türkiye'de insan haklan durumuna ilişkin ağır eleştınlerin yer aldığı 'Durum Raporu'nu durdurduğu ve bu raporun ancak üzerinde değişiklik yapılmasından sonra ilgili makamlara iletileceğı bıl- dırildi. Almanya'da haftahk ya- yımlanan Der Spiegel der- gismde çıkan habere göre, Dışişleri Bakanlığı nezdin- deki Devlet Bakanı Ludger Voilmer, geçen ay, Federal Parlamento Dışişleri Ko- misyonu üyelerine, Türki- ye hakkında yeni bir rapo- run hazırlanacağını söyie- di. Haberde, Vollmer'in Türkiye raporunda daha önceki raporlarda yer alan 'Güneydoğu sorunu' ifade- sinin yenne 'Kürt sonınu' ifadesinin yeralacağını be- lirttigi kaydedildi. Alman- ya Içişleri Bakanlığı'nın, Devlet Bakanı Voilmer başkanhğında hazırlanan rapor hakkında kuşkulannı dile getirdiği ifade edilen haberde, Fischer ve bakan- lığının üst düzey yetkilile- rinin, iki hafta önce yaptık- lan bir toplantıda. bundan sonra hazırlanacak bu tür raporlarda, söz konusu ül- kelerin insan haklan du- rumlanna ilişkin değerlen- dirmenin değil, sadece ob- jektifverilerin yeralması yönünde karar verdikleri belirtildi. Almanya Dışişleri Ba- kanlığı tarafindan hazırla- nan bu tür raporlar doğru- dan kamuoyuna açıklanmı- yor. llgili bazı makamlara gönderilen bu tür ragprlar, özellikle sığınmacılann kabulünden sorumiu Fede- ral Daire ile iltica başvunı- lannı değerlendiren idare mahkemeleri için referans niteliği taşıyor. sıkıntılann aşılması için sektör dışındaki alanlar- da da gelişmeler olması gerektiğını vurguladı. An- talya'daki özellikle 5 vıldızlı otellerin bu yıla öz- gü fiyat ındınmıne gıttıklennı bıldıren Veziroğlu, "Bu u> gulamanın SODUCU da önümüzdeki günler- de beüi oJur" dedi. Antalya ve yöresınde 5 yıldız- Iı otellenn gecelik ücreti 10-15 milyon arasında de- ğişiyor. Bu rakam bazı otellerde 25-30 milyona ka- dar çıkabiliyor. Bodrum Turistik Otelcıler Birliğı Başkanı Ha- Bl Özyurt iç turizmin Bodrum'u biraz canlandır- dığun söyiedi. Yurtdışı rezervasyonlann geçen yıl- lara oranla düşük olduğunu kaydeden Özyurt, sek- tördeki genel görünümle ilgili şu bılgilen verdi: "Bodnım'da şu andaki doluluk oranı yüzde 50- 60 düze>inde. Gelecek \iDarda değişik miktarlar- da daralmalar olacağı \ önünde elimize \eriler ula- şıyor. Türkrye Otelcıler Birliği >e Tûrkije Seyahat Acentalan Birligi darboğazı aşmak için tngfltere, Almanya \e Rusva da, tanınm amacıyla PR şirket- leriyle anlaşmalar yapû. Turizm Bakanlığı da des- tek verecek. Apo'nun yakalanısuıdan sonra uçak- lar Cezayir, Mısırve Avnıpa Ekonomik Topluluğu ülkelerine yönûnü cevırmişler. Ancak şimdi oralar doldu. Temmuzla birökte Türkiye'ye \önelik artış olacak. Son dakika rezer\as>onlannda uçak soru- nunu aşmak için de görüşmeler yapılıyor. Ek sefer- ler konulacakdiye düsünüyorum. Otel ücretkri de hazirana göre yüzde 20 oranında artt. Şu anda $ MJdızb oteOerin geceiik konaklama ücreti 20-45 mil- yon arasında değişiyor. Grup turizminin olduğu otellerde ise düşük ücret tarifesi uygulanabüiyor." Tunzm sektöründe ülke genelınde yaşanan sı- kıntının Kuşadası'nda dayaşandığını belirten Ku- şadası Ticaret Odası Başkanı AU ErguL otellerin şu andaki doluluk oranımn ortalama yüzde 50 do- layında olduğunu söyiedi. Turistik belgeli tesisle- rin faaliyet gösterdığini, belediyeden ızinli tesis- lerin ise henüz çahşmaya başlamadığını bildiren Ergül. "Onlann da temmuz ortalannda açılması- nı umuvoruz" dedi Ergül, Kuşadası'nda bu yılın ilk 6 ayındaki do- luluk oranı ortalamasının yüzde 10.8 olduğunu be- lirterek "Geçen sene bu rakam yüzde 20, birönce- ki yıl da yüzde 30 crtanndaydı. Tüm dünyada tu- rizm sektörü büyük gelişme sağlarken Türkiye bundan kendine düşen payı aimak için gerekJi po- titikayı arük oluşturmafa" diye konuştu. Yurtdışmdan yapılan son dakika rezervasyonla- nna da değinen Ergül, özellikle Hollanda'dan bu yönde rezervasyon talebi olmasına karşın, yeterli uçak bulunamamasından yakındı. Uçaklann yüz- de 80'inin Türk işçileriyle dolu olduğunu belirten Ergül, charter uçaklanmn yılbaşından bu yana Türkiye'de yaşanan gelişmeler nedeniyle rotalan- nı başka ülkelere çevırdiklenni anımsattı. Kuşada- sı'nda 5 yıldızlı otellerin bir gecelik yanm pansi- yon konaklama ücreti 10-15 mîlycn arasında. NAKLEN YAYIN G U N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafi 1. Sayfada vette! Haydi biraz canlan, dedikçe geriniyor... "Şirin" devleti de unutmamak gerek. Herkese şi- rin değil ama! Bu, çok çok özel bir yapı. Bundan herkesin yararlanması olası değil. Aslında çok da abartmamak gerek... Hazine'den milyar dolan aşan para götürebilecek kadar falan... "Vitrin" devlet var. Toplumu rahatlatmakta bire bir. öylesine güzel bir vitrin ki, bak bak yat! "Aspirin" devlet ise standart bir özelliğe sahip. Her türlü olumsuzluğa karşı ortak çözüm. Buna, kanseri de nezleyi de aspirinle tedavi etmek diyor- lar, ama bu çözüm yönteminin son derece demok- ratik olduğunu söyleyebiliriz. Bundan daha ciddi eşitlikçilik olur mu? "Naıin " devlete karşı dikkatli olmak gerekir. Faz- la üzmeye gelmez, hassastır. Ne diyorsa o doğru- dur. Tersi rejimi de etkiler! Bizim rejim narindir, ağır sözii kaldırmaz. Eleşti- rirsin üzülür, tekmelersin aldırmaz! Bunlan geçelim... Son dönemde bir durum da- ha ortaya çıktı: Sızma devleti Yok, hemen aMınıza "azma", "kazma" gibi söz- cükler gelmesin; bu halis sızma bir durum. Bunun, "derin" devlet çeşitleri gibi geniş biryel- pazesi yok, kendi içinde derinliği var. Sızma çeşit- lerine göre devlet biçimleniyor. Hani, ışığagöre renk değiştiren kumaşlarolur. Bu sızma devlet bulunmaz bir kumaş. Istediğini içine sızdınyor, istemediğini kızdınyor. Seçiciliğine de diyecek yok. Kendisine zarar verecekmiş, verme- yecekmiş, bakmıyor. Diyeceksiniz ki, madem istediğini sızdınyor, bu sızıntı neden? Elini kolunu sallaya sallaya girse ya Sızmak daha zor değil mi? Yanıldınız; değil. Sızmak daha kolay. Sessiz ve emin adımlarla giriyorsunuz, keyfinize bakryorsu- nuz. Gün gelir, sızanlann zarar verdiği anlaşılırsa bun- da da endişe verici bir durum yok. O zaman, ya- zının başındaki devlet çeşitleri devreye giriyor. De- rin devlet hareket etmekte zorlanıyor ya da karar- sızlaşıyor... VrtHn devlet, "bunda ne var" diyor. Na- rin devlet, "bizi incitmeyin" diyor. Gerin devlet, "hele biraz daha sızsın, sonra bakanz" diyor. As- pirin devlet, "önlem alıyoruz, merak edecek bir şey yok" diyor. Şirin devlet de sızıp girene soru- yor - Bir şeye gereksinimin var mı? Zeytinyağı... Sızmayla devam edelim... Hep devletin içine sız- ma olacak değil ya. Biraz da devletten dışan sız- ma olması gerekmez mi? Devletten dışan ne sızar? Ohhooo... Para sızar, bilgi sızar, belge sızar... Yine aynı soru akla gelebilir: - Kardeşim, bu söyledikleriniz nereye gidecek- se adam gibi grtse ya. Böyle sızarak gitmesine ne gerek var? Yoook... öyle olursa devlet hizmetinin anlamı kalmaz. Bir de bu tür sızmalann çoktan seçmeli iş- levi vardır. Aynen sızarsa ayn işe yarar, çarprtılarak sızarsa yine bambaşka bir işlevi olur. Çarpma, çar- pıtma sözcüklerini yanlış anlamayın. Sızarken yol bulmak için zikzak çizilmez mi? Tabii, devletten böyfesine yoğun hizmete daya- h sızma olunca toplumda da yoğun bir "sızıntı" başlıyor. Stzıntı, beraberinde "sızlanmayı" getiriyor. Toplum devletin yapısına ayak uydurmayacak mı? Uyduracak elbet. Yoksadevlet-toplum ilişkileri na- sıl kurulur? Toplum, içinde-dışında olup biteni sızlanarak karşıladığı için, doğal olarak sesini duyurmakta da güçlükçekiyor. Arada birsızım sızım sızlanıyor, se- sini birazcık yükseltiyor, o kadar! Sızma devlete haksızlık etmeyelim, bir de sızıp kalan kısım var. Ama şimdi buraya girsek çıkama- yız. Zaten sızıp kalmış, bırakalım devam etsin! Bu kadar çok sızıntı, akla ister ister istemez Or- han Veli'yi getiriyor. Artık bunlar sızma değil "kev- girleşme"\ Peki en tepedekiler... Onlar sızmanın neresin- de? Her yerinde, ama yukarıdaki tanımlara uygun değiller... Onlar sızma zeytinyağı! Ne yaparlarsa yapsınlar, en haklı onlar, en doğ- ru onlar, en dürüst onlar, en şerefli onlar, hep en üstte kalması gereken onlar! Sıcak daha da artaeak tstanbul Haber Senisi - Türkiye'nin yeni bir sıcak hava dalgasıyia karşı karşıya kalacağırıı belirten Meteoro- loji Genel Müdürlüğu yetkı- lileri, mevsim normalleruun üstünde seyreden hava sıcak- lığınnı 3-5 derece daha arta- cağı ve üç büyük kentte orta- lama 36 dereceye kadar çı- kabileceğıni söyiedi. Uz- manlar, saat ll.OOve 16.00 saatleri arasında dışan çıkıl- mamasını isterken, Türki- ye'deki sahil bölgelerinde yüzde 90'a kadar çıkan nem oranımn kalbi zorlayarak kriz rizikosunu arttırdığı kay- dedildi. Türk Kalp Vakfi Başkanı Çetin YıMuimakın yaptığı yazılı açıklamada, yaz aylannda yurdun sahil bölgelerinde acil yardım ola- naklannın yokluğunu, olsa bıle yetersizlığinı belirterek kalp krizlennin ani ölümlere neden olduğunu vurguladı. Yıldınmakın, turistik böl- gelerimizde kriz geçiren ki- şıye ilk nuidahaleyi yapabile- cek ve en kısa zamanda yeti- şebilecek gezıci ve motorlu sağlık ekipleri kurmak üzere gerekJi hazırlıklan yaptıkla- nnı bildirdi. Açıklamada, "TürkiyeYleki nüfusun yüz- de ll'inin tedaviyi hatta bir böhlmünün hemen ameny»- n gerektirecek derccede agır kalphastaaoWugu.l0^nül- yon Jn<anımi7ria kalp \Ç da- mar hastahklanran en büyük faktöriiolanhipertansivDaun bohınduğu" ifade edıldı. Va- kıf aynca, nüfiısumuzun yüz- de 21.81 'nin kolesterol (kan yağlan) düzeyinin nomıalin çok üstünde olduğunu ve ko- lesterol yükseklığinın kalp krizi riskini 4 kat arttırdığını söyiedi. Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabi- lım Dalı öğretim üyesi Prof. Ahmet Çefikkol, sıcakiann insanlarda sinirhlik, yorgun- luk, tahammülsüzlük ve dik- kat azhğı gibi depresyon be- lirtılerini ortaya çıkardığuıı belirterek, sıcakiann etkisiy- le öfkelenen biri karşısında toleranslı davranılması ge- rektığiru söyiedi. Yoğun sı- cakiann bir anlamda hasta- lıldara davetiye çıkardığuıı dilegetirenÇelikkol, fıziksel olarak görülen en önemli ra- hatsızlıklannbeyin ödemi ve cilt yanıklan olduğunu bil- dirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear