Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8HAZİRAN1999SALI CUMHURİYET SAYFA
SAGLIK
llacın reçete yazma yetkisinin yalnızca ürologlara tanınması hekimlerin tepkisine yol açtı
Viagra'da denetim tarüşması• Viagra'nın satışında, "sağlık kurulu" koşulu kalkmasına
karşın tartışmalar sürüyor. Doktorlar, Viagra reçetesi yazma
yetkisinin tüm hekimlere tanınması gerektiğini belirtiyorlar.
Narkotik bir madde olmadığı halde, ilaç için yeşil reçete
koşulunun getirilmesi de hekimlerce yanlış bulunuyor.
SAADET LSLU
Büyük bir bekleyişin ardından Tür-
kiye'de piyasaya çıkan Viagra, tartış-
malan da beraberinde getirdi. llacın
sadeee ürologlartarafından yeşil reçe-
teyle verilecek olması hekimlerin tep-
kisine neden oldu. Sağlık Bakanlığı,
tepkiler üzerine sadeee sağlık kurulu sar-
tını kaldınrken Viagra'nın bütün dok-
torlar tarafından verilmesi isteniyor.
Psikiyatrist Dr. Cem lncesu, ilacın bu
kadar kısıtlamalarla satılmasının kara-
borsayı desteklediğini söyledi. Karann
en önemli sakıncasının hekimler ara-
sında aynm yaratması olacağını vurgu-
layan lncesu, "Türkiye Cumhuriyeti
diptomasuu alan bütün hekimler bu ila-
cı yazabilmelL Her np disiplininin, ken-
di alanı ile daha yakından ilgili gördü-
ğü bir ilacınyazumnı tekeli altına alma-
ya kalkışması durumunda olacaklan
kestinnek hiç de zor değü" diye konuş-
tu. tlacın diğer ilaçlar gibi yan etkileri
olduğunu belirten Dr. lncesu, kötûye
kullanılmasını önleyecek önJemler alın-
masını, sorun yaratacak kısıtlamalardan
kaçınılmasını istedi.
Istanbul Tıp Fakültesi Iç Hastalıkla-
n Anabilim Dalı Diyabet ve Endokri-
noloji Uzmanı Prof. Dr. Hüsrev Hate-
mi narkotik olraayan ilaçlann yeşil re-
çete ile satılmaması gerektiğini savun-
du. 6 yıl eğitim almış hekime bir ilacı
yazma hakkının verilmemesinin çok
büyük yanlış olacağını da ifade eden Ha-
temi, "Bu ilaca gereksinim duyan has-
talarla endokrinologlar, geriatri uzman-
lan ve nörologlarda sıkhkla karşdaşmak-
talar. Uzmanlıksınırlaması kakünlma-
u, pratisyen hekimlere de ilacı yazabtt-
mehakkıverilmeli" dedi. Türkiye'de in-
sanlann testosteron (erkeklik hormonu)
için bile sıkıldıklannı kaydeden Prof.
Hatemi. devletin bu ilaç için güvence-
yi kaldırabileceğini de savundu.
Uroioji Derneği de karşı
Türk Üroloji Derneği Yönetim Ku-
rulu adına açıklama yapan Başkaiı Prof.
Dr. Sedat TeBaktğhı da reçete yazma yet-
kisinin sadeee ürologlara verilmesinin
çağdışı bir uygulama olduğunu belirt-
ti. "Bu uygulama birçok konuda degi-
şik uzmanük alanlannda görev yapan
meslektaşlan ve meslek örgütierini kar-
şı karşıya getirmek ve bunlar arasında
bir dkUşmeyi başlatmak anlamına ge-
YALNIZCA UYARILMADA ETKİLt
Viagra,, tüm cinsel
sonııılan çözmüyor
Gündeme geldiğınden bu ya-
na büyük bir merakla beklenen
Viagra'nın, bütün sorunlann çö-
zümü olmadığı vurgulandı. Cin-
sel Eğitim Tedavi ve Araştırma
Derneği Sekreteri Dr. Cem İn-
cesu, cinsel birleşme için "is-
tek, uyanlma ve orgazm'ın ge-
rektiğini belirterek *VIagra,bun-
lardan sadeee uyanlma üzerin-
de etkilidir" dedı. Erektil dıs-
fonksiyon (sertleşme) sorunu
olan hastalarda kullanılacak Vi-
agra, yanlış kullanımında hem
sağlık sorunlan çıkartabiliyor
hem de etkili olmuyor. Dr. ln-
cesu, özellikle, içinde "njtrat"
maddesi bulunan ilaçlan alan-
lann Viagra kullanmaması ge-
rektiğini vurguladı. Viagra'nın
cinselliğin sadeee uyanlma aşa-
masında etkili olduğuna dikkat
çeken lncesu, "Bunun dışında
probtemi olanlarda ise yaranu-
yor. Ama insanlar cinsefliği tek
bir problem gibi düşünüyor. O
nedenle hekim kontrolü şart. Vî-
agra doğal sekseenyakın ilaç. Do-
ğal süreç var" dıye konuştu.
Cinsel sorunlar
Türkiye"de erkeklerin en çok
hekime başvurma nedeninin
sertleşme sorunu olduğunu be-
lirten Dr. lncesu, toplumda gö-
riilen cinsel işlev bozukluklan-
nı ise şöyle sıraladı.
• Cinsel istek azlığı: Cinsel
ilişki kurmavecınsel fanteziler
gibi cinsel etkinlikleri ya hiç is-
tememe ya da çok az isteme,
kadınlarda daha sık görülür. Top-
hımumuzdadaha çok kültürel ve
sosyal nedenlerle cinselliğin ya-
saklanması ve baskılanmasıy-
la. istek dışı evlilikler ve eş red-
diyle yakın bağlantılıdır. Me-
nopoz dönemınde hormonlar
riedeniyle de sık görülür.
' • Cinselliktentiksinme:Cin-
sel ılişkı kurmaktan tiksinme,
iğrenme ve bu nedenle cinsel
ihşkiden sürekli olarak kaçınma.
Seyrek görülür.
• Cinsel birleşme sırasında
ağrı duyma: Birleşme sırasın-
da, öncesınde ya da sonrasında
cinseL'üreme organında ağn. Be-
densel bir nedeni olabıhr.
Kadında görülenkr
• Uyanlma bozukluğu: Ye-
terli bir cinsel istek ve uyan ol-
masına karşın bir cinsel etkin-
liğin kadın cinsel organlannda
yeterli tepkiyi oluşturmaması.
Psikolojik nedenlerle ve cınsel-
lik konusundaki bilgisizlığe bağ-
lı olarak ortaya çıkar.
• Orgazm bozukluklan: Ye-
terli bir cinsel isteğin ve uyanl-
manın olmasına karşın kadının
sık olarak ya da sürekli biçim-
de orgazma ulaşmada güçlük
çekmesi ya da hiç ulaşmaması.
Genellikle psikolojik kökenli,
sık karşılaşılan bir sorundur.
• Vajinismus: Vajina kasla-
nnın kontrolsüz biçimde kasıl-
ması ve vajina gırişini kapama-
sı nedeniyle cinsel birleşmenin
gerçekleşememesi. Psikolojik
kökenlidir ve cinselliğin baskı-
landığı toplumlarda sık görülür.
Erkeklerde görülenler
• Erektil disfonksiyon (sert-
leşme bozukluğu): Cinsel is-
teğin olmasına karşın kişinin bir
cinsel etkinliği başlatabilmeye
ya da sürdürebilmeye yetecek
kadar ereksiyon sağlayamama-
sı. tleri yaşlarda daha sık görü-
lür. Altta yatan bedensel bir has-
talık olabılir. Organık ve psiko-
lojik etkenler birlikte rol oynar.
• Erken boşalma: Erkeğın
boşalmasını kontrol edememe-
si, istediğinden ya da planladı-
ğından önce boşalmasuiır. Süre,
erken boşalmayı belirleyen tek
ölçüt olmamakla birlikte, peni-
sin vajmaya girişinden önce ya
da ginşten sonrakı ılk 3 dakika
içerisindeki boşalmalar bu tanı-
ma girer. Her yaşta görülmesi-
ne karşın genellikle yetersiz cin-
sel deneyımle ilgılıdir ve cinsel
yaşamanın başlangıcındaki genç-
lerde daha sık görülür.
• Boşalmanın ketlenmesi:
Yeterli cinsel etkinliğe karşın
erkekte orgazmın gecikmesi ya
da hiç olmaması.
Vîagra'nm da her ilaç gibi yan etkileri olabDeceğini befirten doktorlar, ilacın kötüye kullanılmasına
karşı önlemler alınarak. sorun yaratacak kısırJamalardan kaçınılması gerektiğini dile getiriyoriar.
lecektir" diyen Tellaloğlu, şöyle de-
vam etti: "tşin ilginç bir başka yönü ise
tophunumuzun cüısellik konusuna ba-
kışı. suskunluğu ve eğitimsizliğidir. He-
kime başvurmakta bile kararsızük için-
de olan ve sıkınd çeken bu insanlan sağ-
hkkurulunase\ketmek.onlanfışlemek-
le eşdeğer bir işlemdir. Bu durumda
Türk insanının yine sorunu ile başba-
şa kalması ve yasadışı yollardan ilacı
temin erme yolunu seçmesi kaçınılmaz-
dır. Reçetesiz sabşlann ciddi şekilde de-
netlenmesi, yasal müeyyidelerin uygu-
lanması gerekmektedir."
Türkiye Endokrinoloji ve Metaboliz-
ma Yönetim Kurulu da sertleşme so-
run unun tıbbın pek çok alanını ilgilen-
dirdiğini vurgulayarak ilacın kullanımı-
nın bir grup hekime mal edilemeyece-
ğini savundu. Iç Hastalıklan Uzmanlık
Derneği Başkaru Prof. Dr. DinçerFmtt,
sertleşme sorununun iç hastalıklannı
ilgilendiren bazı hastalarda görüldüğü-
ne dikkat çekerek u
tlacın bilinen ölüm-
cül olabilen sorunlan iç hastalıklan uz-
manlannı ilgilendiriyor. Hipertansiyon
gibi ilacın kullanımında sorun yarata-
bilecek hastalıklar iç hastalıklan uz-
manlannca takip >e tedavi edilmekte-
dir. Bu gibi hastaükların sorumluluğu-
nun üroloji uzmanlanndan çok iç has-
tahktan uzmanlannı flgilendirdiği açık-
Or" dedi.
lstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Bilim
Dah'ndan Doç. Dr. Tank Esen de ila-
cın bütün hekimler tarafından verilme-
sinin doğru olacağını söyledi. Esen, her
gün bırkaç hastaya ilacı verdiklerini be-
lirttı. Amenkan Hastanesi Üroloji Uz-
manı Doç. Dr. Doğan Başak ise ilacın
sadeee ürologlar tarafından verilmesi-
nin doğal olduğunu söyledi. İlacı bir-
çok hastaya yazdığını belirten Başak,
"Sonuç olarak sertleşme ûrologlan ilgi-
lendiren bir hastalık. Bu yüzden bizün
yazmanuz doğal. Ancak yeşil reçete ve
sağlık kurulu gereksiz" dedı.
Eczacılar ne diyor?
Türkiye'de eczanelerde satışına izin
verilmesinin üzerinden yakiaşık bir ay
geçmesine karşın birçok engelin aşıl-
masının gerekliliği satışı etkiliyor. Ba-
zı eczaneler Viagra'yı soranm çok ol-
duğunu, ancak yeşil reçete ve yeni kal-
dınlan sağlık kurulu şartı nedeniyle al-
madıklannı belirtirken, bazılan sanlma-
dığı için henüz eczanelerine getirtme-
miş. lstanbul Eczacılar Odası Başkanı
Erkan Önsel de ilacın bu sartlarda sa-
tışının mümkün olmadığmı savTuıüyor.
Kendi eczanesinde ilacı bulundurma-
dığını belirten Önsel, "Değişikliklerya-
ptlmalı. Ne olacağı belli değil. Bu ne-
denle ilacı bulundurmuyoruz. Üstelik
Viagra yeşil reçete gerektirecek bir ilaç
değil. Ruhsat erektil fonksiyonlann bo-
zukluğu nedeniyle verilmiş. Yeşfl reçe-
te ise narkotik ilaçlar içindir" dedi.
Haca 84 ülke ruhsatverdiViagra 'ya şu ana dek 84 ülke
ruhsat verdL Bunlardan
65'inde ise ilaç eczanelerde
satümaya başlandu 62 ülkede
Viagra bütün uzman ve
pratisyen hekimler tarafından
verilebiliyor. Kuveyt ve Birleşik
Arap Emiriikleri 'nde reçete
yazma yetkisi tüm uzman
hekimlere verüirken, fuhuş
sektörünün çokyaygın olduğu
Tayland'da ise ilacı ürolog,
kardiyolog, endokrinolog ve
psikiyatristler reçete edebiliyor.
FDA 'in (Food and Drug
Administration) verilerine
göre Ekim 1998 itibanyla tüm
dünyada Viagra için 6 milyon
reçete yazıldı ve 50 milyondan
fazla tablet kullanıldt 130
ölüm olayı görüldü. Ölenlerin
tamamının, \ iagra 'yı, nitrat
içeren ilaçlarla birlikte
kullandığı belirlendi.
Dörder adetlik olarak satüan
Viagra 'ntn 25 miligramının
satış/îyatı 10 milyon 250 bin
lira, 50 miligramı ise 16
milyon 400 bin lira. tlacın
aiımında birçok prosedür
getirilmesi karaborsanın
artmasına neden oldu. Henüz
Türkiye 'de ruhsat verümeden
önce bile kaçak olarak satüan
Viagra'nın Tahtakale
piyasasındakifiyatı biraz daha
düştü. Ruhsat verilmeden
önce tanesi 8 milyon liradan
satüan ilaç 5 milyon liraya
düştü.
İl Sağlık Müdürlüğü su ve besinlerle bulaşan hastalıklar konusunda hastaneleri ve belediyeleri uyardı
IstanbuFda yaz hastahklarma öıılemlstanbul Haber Servis - tstanbul 11 Sağ-
lık Müdürü Dr. MehmetSalman. yazdö-
neminde su ve besinlerle bulaşan, ishal-
le seyreden, çok kolay yayılabilme ve
salgınlara yol açma özelliklerine sahip bu-
laşıcı hastalıklarla ilgili olarak bir dizi ön-
lem alındığını belirtti. Salman. yazmev-
simi süresince denetimlerin sürdürüle-
ceğini kaydetti.
11 Sağlık Müdürü Salman, yaptığı ya-
zılı açıklamada, her ay İl Sağlık Müdür-
lüğü. Bölge Hıfassıhha Enstitüsü Müdür-
lüğü, Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Sağlık Daire Başkanlığı ve İSKI Genel
Müdürlüğü elemanlanyla yapılan İl Umu-
mi Hıfassıhha Meclisi toplantısının bi-
rinci gündem maddesini, "tlin genel sağ-
hk durumufleiçmeve kuüanmasulan ana-
liz sonuçlannın değeıiendirflmesi" konu-
sunun oluşturduğunu belirtti.
Su örneklerine inceleme
Salman, ortak yürütülen çalışmalar
çerçevesinde, su rezervleri ve şehir şebe-
ke suyundan alman örneklerin 3 ayn la-
boratuvarda değerlendirildiğini bildirdi.
Bu çalışmaların yaz boyunca devam ede-
cegini kaydeden Salman, kirli dere sula-
n ile sebze bahçelerinin sulanmasının
önlenmesi, lstanbul Sebze ve Meyve Ha-
li ile Toptancı Gıda Hali'nin sürekli kont-
rol altında tutularak örnekler ahnması ve
burada çalışanlann portör muayeneleri-
nın yapılması konusunda, ilçe belediye
başkanlıklan ile Büyükşehir Belediye
BaşkanlığVnın da gerekli önlemleri ala-
cağını ifade ettı. Salman aynca, işyeri
hekimlerinden de çalıştıklan işyerlerin-
deki yemekhaneleri sürekli kontrol et-
melerinin istendiğini kaydetti.
Açıktan gıda satışlannın önlenmesi ve
semt pazarlan dağıldıktan sonra bıriken
çöplerin toplanması konusunda ilçe be-
lediye başkanhklanna uyanlarda bulun-
dukJannı belirten Salman, II Hıfzıssıhha
Kurulu'nda yapılan programlama ile Sıt-
ma Eradikasyon Birimi ve Büyükşehir Be-
lediye Başkanlığı'nın başlattıfı çalışma-
lann yaz boyunca devam edeceğini bil-
dirdi.
Sağlık grup başkanlıklannın kireç kay-
mağı ve orthotolidin ihtiyaçlannın da
karşılandığını anlatan Salman. yaz mev-
simi süresince yapılacak çalışmalarla il-
gili şunları kaydetti: "Sağlık Müdürlüğü
bünyesindeki mobil ekiplerce deniz, ba-
raj, göl ve yüzme havuzlanndan belli pe-
riyodarla numuneahnması. plajlarm kont-
rolü, ekmek fabrikalan. yemek fabrika-
lan, gıda üretim yeıierinin denerimi, su
sabs, yerleri, su kaynaklan ve su taşryan
tankeıierin denetimL numune almması
ve portör muayenelerinin yapılması yaz
boyunca sürdürülecektir. YazokuOannın
kapanmasından sonra, su deposu olan
okullann depolannın temizlenerek de-
zenfekte edilmesi, çevre sağhğı önlemle-
rinin ahnması sağlanacakür."
lstanbul İl Sağlık Müdürü Salman, tüm
özel ve resmi hastanelere yazı yazılarak,
su ve besinlerle geçen bulaşıcı hastalık
teşhis etmeleri halinde, İl Sağlık Müdür-
lüğü'nün Epidemiyoloji Şubesi'ne bil-
dirimde bulunmalannın istendiğini belirt-
ü.
Y e n i y ö n t e m l a p a r o s k o p i S i g a r a y l a d o ğ r u o r a n t ı l ı
Kasıkfıtığına kansız ameliyat Kadınlarda akciğer kanseri arttt
VURALAHI
Ülkemizde oldukça yaygm olan
kasık fıtıkJan kann alt duvannın
çeşıtli nedenle zayıflaması veya
yırtılması sonucunda oluşuyor.
Oluşumuna neden olan etmenler
arasında, ağır yük kaldırma, spor
sırasında ters bir hareket
yapılması ve yaşın ilerlemesi
başta geliyor.
1Ü Cerrahpasa Tıp Fakültesi
Cerrahi Bölûmü ögietim üyesi
Doç. Dr. Metin Ertem, finğa
gûnümüze kadar çeşitli cerrahi
tedavi teknikleri uygulandığım ve
bugün için hastaya en az zarar
veren, geliştirilmiş bir yöntem
olan Laparoskopinin
kullanıldığını belirterek şu
bilgileri verdi:
"Kann duvannda oluşan
yırtıklardan kannzannın
(periton) dısanyu doğru çıkmtı
yapmasına ntık diyoruz. Çıkmü
oluşturan bu kannzan içinde
sıkhkla bağırsaklar
bulunmaktadır. Dar bir yırtık
bölgesinden geçen bagırsaklann
halk arasmda bağn-sak
dûğümlenmesi olarak
isimlendirilen hastankta şiddetli
kann ağrtsu kusma. gaz ve dışkı
çıkanlamaması durumu sık
görülmektedir.''
Erkeklerde en sık sperm yolunu
takip eden endrrekt fitıklar
görülürken kadınlarda femoral ve
direkt fıtıklann sık gÖTÜldüğünü
söyleyen Metin Ertem, "Her Bd
dns karşılastınhrsa kasık fiöklan
erkeklerde daha çok
görülmektedir. Erkeklerde
gorülen endirekt kasık fitjklan
sperm yolunu takiben gelişerek
torbalara kadar uzanabüır'' dedi
lstanbul Haber Servisi -
Erkeklerin kanseri olarak bilinen
akciger kanseri, kadınlarda da
sıklıkla görülmeye başladı. 10-15
yıl önce 1 erkeğe karşıhk 13
kadında akciğer kanseri
görülürken bu rakam günümüzde
4 kadına düştü. Cerrahpasa Tıp
Fakültesi Akciğer
Polikliniği'nden Prof. Dr.
Mustafa Yaman. "Kanserin en
önemli nedeni sigaradır. Kadınlar
eşitiiği sigara içiminde göz ardı
etsfader" dedi Türkiye Solunum
Araştırmalan Demeği'nin 25.
ulusal kongresi Çırağan Otelt'nde
devam ediyor. Yurriçinden ve
dışından yaklaşık bin hekimin
katıldığı kongrede akciğer
kanseri, tüberkûloz tedavisi,
aleriik astım gibi konular
hakkında bilgi alışverişinde
bulunulacak. Kongrenin en
önemli konulanndan birinin
akciğer kanseri olduğunu belirten
Prof. Yaman, "Özeilflde hastaltğm
kadmiarda görfifane sıkuğının
artması dikkat çekici" dedi.
Bunun nedeninin genç kuşak
kadmlardaki sigara ıçiminin
artması olduğunu söyleyen
Yaman, "Kadınlarda da en
öldüriicü kanser akciğer kanseri
Hastahğa neden olan sigaraya
karşı shü toplum örgütleri ve
devlet ciddi olarak mücadele
etmelL Geçtiğimiz yıl ABD'de 165
bin yeni vaka tespit edüdi Bu
hastalığın yüz binde 150 kişide
görülmesi demek. Türkiye'de de
durumun pek farkh olduğunu
sanmıyorum. Yeni vakalann
yüzde 80'i ise 1 yıl içinde fflüyor"
diye konuştu. Yaman. akciğer
kanserinde erken teşhisin
önemine dikkat çekti.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
ŞehiUere Dua
Bugünden sonra son aşamasına girmesi bek-
lenilen Imralı'daki duruşmalardan sanırım üçün-
cüsünde, bir müdahil avukatının yersız ve densiz
sorusunu, mahkeme başkanı sorulmamış varsa-
yarak terörist başına da yöneltmedi; tutanağa da
yazdırmadı.
Ama o soru, çağdaş bir yapı olması ile övündü-
ğümûz mahkeme salonunun duvarlannı aştı ve sa-
deee duruşmayı izleyen insanların değil; medya
mensuplannın mikrofonlanyla bütün ilgi duyanla-
rın kayıtlanna geçti.
Yersiz ve densiz soru, teröristbaşının babasının
etnik kökeni ile ilgiliydi. Kendi kafatasının ölçüle-
rini, baro kimliğinin içinde taşıdığını tahmin ettiğim
avukat, otuz bin kişinin öjdürülmesine dolaylı, do-
laysız izin vermiş olan Öcalan'ın babasının Er-
meni kökenli olup olmadığmı öğrenmek istemiş-
ti.
Birkaç gün sonra, Yalçın Bayer'ın Hürriyet'te-
ki köşesinde adını vermeyen Ermeni asıllı bir yurt-
taşımızın, çağdışı kalmış bu politik görüşlerini çok
önemli bir davada malzeme olarak kullanmak is-
teyen o densizlik karşısındaki içten isyanını oku-
dum. Askerliğini yapmış, vergisini veren ve bu
topraklan sevdiğini söyleyen Ermeni asıllı bir ışa-
damının dert yanışıydı, o bir paragraflık mektup-
ta yazılanlar.
Dün aynı gazetenın bir tam sayfasını boydan bo-
ya kaplayan Kayseri çıkışlı bir haberde, kenttekı
Surp Kirkor Lussavoriç Kilisesi'ndö yapılan bir pa-
zar ayininden söz ediliyordu. Ayini yönetmek için
Istartbul'dan gelen Başpapaz Dermiron Ayvaz-
yan, yaklaşık 300 kadar Ermeni yurttaşımızın ka-
tıldığı ayin sırasında şöyle dua etmişti:
"Bu yüce vatanı kurmakta, canlan, kanlan pa-
hasına şehitlik mertebesine ulaşmış tüm aziz şe-
hiHerimizin ruhlan şad olsun. Rabbimizden, bu hu-
zur dolu ülkemize karşı girişilen hain eylemlerin-
den ve bu düşünceye sahip herkesten tüm vata-
nımızı korumasını diliyorum. Bu benzeri eylemler-
de şehit düşenlerimizin yakınlanna yüce Rabbi-
mizden teselli etmesini niyaz ediyorum. Tann,
devletimize, milletimizezevalvermesin. Yüce Tür-
kiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacak, ezan ve çan
ses/eriy/e insanlan hep birlikte ibadet etmeye de-
vam edecek. Içte ve dışta birliğimizi sağlayan
kahraman Türk Silahlı Kuvvetlenmizin daima mu-
zaffer olması için dua edeceğiz."
Bu sözlerin, bir kilise ya da camide, ya da bir si-
nagogda söyienmiş olması, söyleyenin de hoca
efendi ya da papaz, ya da bir haham olması, se-
mavi dinlere inanmış bir insan için farklı algılama-
lara yol açar mı?
O dinlere inanmış herhangi bir Türk yurttaşının,
Kayseri'deki Surp Kirkor Lussavoriç Kilisesi'nde-
ki Ermeni asıllılarla birlikte ellerini kendi inançları-
na uygun olarak Tann'ya yöneltip yüreklerinden ge-
len "amin" yanıtlannı vermeleri kadar doğal olan
ne vardır?
Öyle sanıyorum ki, birbirlerinden ayn yer ve za-
manda oluşan iki olaydan ilkinin kahramanı olan
müdahil avukatı da, sorusunu yersiz bulduğunu
söyleyen Mahkeme Başkanı Turgut Okyay'ın tep-
kisinden daha çok, Kayseri'deki ayinden gazete
sayfalanna geçen o "Kilisede şehitlere dua" ha-
beri yüzünden mahcup duruma düşmüştür.
Kime nasıl anlatmalı ki, vatan sevgisinin ya da
bu deyişin yüzde yüz karşıtı olan "hıyanet-i vata-
niye"nin etnik kökeni de, dini de, mezhebi de yok-
tur. Imralı'da yargılanan otuz bin kişinin katjlinın ana-
sının benim anneannem gibi Türkmen olması, ona
gözünü kırpmadan kan dökme emrini verdirtme-
ye de, güç karşısında dizlerinin bağının çözülme-
sine de engel değildir.
O, dizlerinin bağı çözülmüşterör başının dudak-
larından dökülen sahte sözcüklerin başında gel-
diği apaçık belli olan Atatürk milliyetçiliğinın "Ne
mutlu Türkûm diyene" ilkesini, kimi sözde aydın-
lanmızın Türkiyeli" olarak çarprtma çabalan ile Im-
rah'daki müdahil avukatının sordurtmak istedigı den-
siz ve yersiz sorunun arkasında gizlenmış amaç
arasında fark yoktur.
öyle görülüyor ki, 1933 yılının 29 Ekim'inde Ata-
türk'ün yüreğinin derinliğinden geldiği bilinen o söz,
ikibinli yıllarda bizim ülkemizin çimentosu olmayı,
belkj ilk söylendiği günden çok daha gereksinme
duyduğumuz bir vazgeçilmez olarak sürdürecek-
tir.
Dermiron Ayvazyan'ın pazargünkü duası. oge-
reksinmenin ne ölçüde vazgeçilmez olduğunu
göstermiyor mu?
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgit@do.net.tr.
EPİLEPSİ İLE SAVAŞ HAFTASI
'Sarautanılacak
bir hastalık değil'
lstanbul Haber Servisi -
Türk Epilepsi ile Savaş
Derneği Başkanı Prof. Dr.
Esat Eşkazan, epilepsinin
(sara) tıbbi ve toplumsal
boyutuyla önemli birkonu-
ma sahip olduğunu kayde-
derek bugün için epilepsi
nöbetlerinin tedavisinde
kullanılan ilaçlar ile hasta-
lann yüzde 70-75' ınde nö-
betlerin kontrol altında alı-
nabildiğini, hastaların ve
ailelerin bundan utanma-
masını istedi.
Türk Epilepsi ile Savaş
Demeği'nin dün tstanbul
Tabip Odası'nda düzenle-
diği toplanüda, 8-14 Hazi-
ran tarihleri arasında ya-
pılacak olan "EpOepsi ile
Savaş Haftası" etkinlikle-
ri hakkında bilgi verildi.
Prof. Eşkazan, Dünya
Sağlık Örgütü verilerine
göre, dünya genelinde 40
milyon epilepsi hastasının
var olduğunu ve yüzde
85'inin gelişmekte olan ül-
kelerde yasayan bu hasta-
ların dörtte üçünön, ekono-
mik nedenlerden dolayı te-
davi görmediğini belirtti.
Hastalığın, merkezi smir
sistemi hastalıkları içinde
gerek sık rastlanması \e
gerek yarattığı tıbbi sorun-
lar, gerekse toplumsal bo-
yutuyla önemli birkonuma
sahip olduğunu vurgula-
yan Eşkazan. "Şu anda
yurdumuzda 600-650 bin
epilepsi hastas olduğu tah-
min edilmektedir. Bu has-
tahk bazen doğası gereği
çocukhıkve buluğçağında
sönme eğüimindedir. Bazı
tiplerde ömür boyıı sür-
mektedir" diye konuştu
Prof. Eşkazan, ülkemiz-
de birçok sara hastasının
hekime gitmeden önce ya
da hastalığının bir bölü-
münde üfürükçü, medyoım
ya da cinci denen kişilere
başvurduğunu ve tedavi-
den vazgeçtiğini bunun so-
nucunda da ölümle sonuç-
lanan vakalar görüldüğünü
de söyledi.
8-10 Hazıran tarihleri
arasında Cerrahpasa Tıp
Fakültesi Oditoryumu'nda
"Çocukluk ve Yaşlılıkta
Epüepsiler" konulu bir
sempozyum düzenlenecek.