25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 1999 SALI 14 KULTUR Ahmet Karcılılar 'Yağmur Hüznü' kitabıyla Orhan Kemal Roman Ödülü'nün sahibi 'Roman bir bubnacadır'NURDAN CÎHANŞÜMUL 27. Orhan Kema! Roman Ödülü'nü. Yağ- mur Hüznü adlı kitabıyla Ahmet Karcıb- lar aldı. Orhan Kemal Roman Ödülü Se- çicı Kurulu Tank Dursun K.. Prof. Tahsin Yücel. Naim Tirali. Yıldınm Keskin. Ko- nur Ertop, Nurer Uğurlu ve Kemal Oğüt- çü'den oluşuyordu. Denizli doğumlu Ahmet Karcılılar, An- kara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakül- tesi'nden mezun oldu. Lise yıllannda baş- ladığı edebiyat çahşmalannın ilk yapıtlan yerel gazetelerin kültür sanat sayfalannda ve Hayalet Gemi adlı dergide yayımlandı. Bir yangında anne ve babasını kaybe- den küçük bir çocuğun bağnaz bir kasaba- da oturan teyzesinin yanına siğınmasıyla başlayan Yağmur Hilznü'nde, dinle, hacı- hocalarla ugraşarak yaşadığı kasabamn ka- dınlannın sorunlannı üfürükle. büyüyle çözmeye çalışan dul teyze ve annesinden gizli erkeklerle ilişki kuran kızının yaşamı okuyucuya sunuluyor. Bu iki kadının kişi- liği ve yaşam tarzı. teyzesinin evinde gör- dükleri küçük çocuğun üzerinde büyük et- kıleryaratır ve geleceğinı yönlendirir. Yıl- lar sonra kendini bir katil olarak bulan bu adamla ilgilenen psikjyatrist, adamın işle- diği suçun derinlerine inmeye, nedenleri- nı bulmaya çalışır. Birbirine paralel iki öy- küden oluşan kitapta hastadan doktora ge- çen düşünsel hastalık yavaş yavaş okura da bulaşır. Karcılılar. kitabın asıl öyküsünü oluştu- ran deneğin doktora anlattıklan bölümünü 1985 yılında yazdı. Işıklan, mekânlan, ka- rakterleri hazır bir senaryo biçiminde yaz- dı ğı İlk Aşkın Anılan adlı esas öyküyü si- nemaya uyarlamayı düşünen Karcılılar, 1993-1994 yıllannda edebiyata olan ilgi- sinin artması karşısında senaryoyu roman- laştırmaya karar verdi. Karcılılar,'Yağmur Hüznü'nden en büyükkazancının açbğı kapılarolduğunu söylüyor. - Orhan Kemal Roman Ödülü'ne değe'r bulundunuz. Böyle bir ödül beküjor muy- dunuz? Bu ödülü aldığım için kıvanç doluyum. Bunun üç nedeni var tlkj. OrhanKemal'in adı. Ikincisi. seçicı kurulda yer alan isrm- ler ve üçüncüsü bu ödülü kazanan diğer isım- ler. Taşradaki yazann metropoldeki yazar- lann hayatlanyla ılgili hayalleri vardır. Ben bu hayalleri kurarken, böyle bir ödülle il- gili hiçbır hayal kunmadığımı fark etn'm. An- cak ödüllerin daha iyi çahşmalar içın özen- dirici etkileri olduğunu düşünüyorum. - Yağmur Hüznü olumlu eleştiriler aldı~ Fethi Naci, Ömer Türkeş, Türker Erba- nşûran kitapla ilgili çok güzel eleştiriler yap- tı. Türkiye'de eleştirinın çok kısıtlı biralan- da yapıldığını ve bu alanda birkac yetkin isim olduğunu düşünürsek, bu yetkin isim- ler benimle ilgilendiler ve ben bununla onur duydum. - Sizi etkileyen anlatım ve yazm biçimle- ri neler oldu? Okurun söylenenlerden söylenmeyeni çıkarmasını bekliyorum. Roman bir bulma- cadır ve yazar bunun bazı parçalannı ve- rir. Okurun geçmiş yaşamdaki kendi öğren- meleri doğrultusunda kendi hıkâyesıni oluş- turmasını bekliyorum. Birbiriyle bağlantı- lı, ama birbirinden farklı öyküler içeren iz- lekleri romana sokmaya çalışıyorum. Bel- ki de okur, yazann aklına bile gelmeyen bir öyküyü çıkaracaktır. - tlk Idtabınızm yayımlanması yazm ça- hşmalannızı nasıl etkfledi? Yayımlanmış bir şeyin olmadığı bir dö- nemde yazınsal süreç gecikebilir. Keşke Can Yayınlan'yla daha önce tanışmış ol- saydık ve şu anda daha farkh eserlerle okur karşısında olabilseydim. Kitap yayımlan- dıktan sonra çalışmalanm, çalışma disip- linim daha da arttı. Şımdi daha iyi bir şey ortaya çıkarmak için daha fazla çalışmalı- ^ yım. Yagmur Hüznü, benden çok büyük şey- ^ ler alıp götürmesine rağmen bana kazan- Z dırdığı çok şey oldu. En büyük kazancım. < düşünsel çıkmazlar konusunda bana açtı- < ğı kapılar. ^ - Yazınsalrekabeteinanıyor musunuz? ^ Yazınsal rekabetdiye bir şey kabuletmi- •^ yorum. Ben kitabı ödül alacağım ya da ki- -^ tabım çok satacak diye yazmadım. Reka- '% beti, çok satmayı ya da okuru düşünseydim •gj iyi bir şey ortaya çıkaramayabilırdim. •g - Yeni projeleriniz neler? i . Rafa kaldırdığım çok projem var. Şu an Nuh Şehri adlı bir kitapla uğraşıyorum. Öyküleri. temayı, kahramanlan, kullanaca- ğim dili biliyorum, ancak bunlan okurun önüne nasıl koyacağım. Sonuçta okurla bir- likte adı Nuh olan bir şehre gideceğiz. Bu şehre giden birçok yol var. Benim zaman anlayışım, yollann hepsini birden kullana- rak şehre gitmeyi gerektiriyor. Birbirinden farklı izleklerin bir arada buluştuğu roman tekniğinden söz ediyorum. Mallerme, fa- siküllerden, sayfalardan oluşan bir kitap yaratma peşindeydi. Bir klasör kitap düşü- nün, okur fasiküllerin yerini değiştirdiğin- de farklı öyküler elde edecek. Mallerme bu düşünü hiç gerçekleştiremedi. Ben okurun bunu düşünsel olarak yapacağı hale getir- meye çalışıyorum. Tony Blair'ın heykelnıi Nicola Hicks yapacak Kültür Servisi - Lord Irvıne, ln- giltere Başbakanı Tony Blair'ı, hey- kelinın yapılması için ikna etme- ye çalışıyor. Farklı dönemlerden politıkacılann fotoğraf ve resimle- nnin yer aldığı Natıonal Portrait Gallery, 1997 yıhnda başbakan olan Tony Blaır'ın heykelinı de ko- leksiyonuna katmaya çalışıyor. Na- tional Portrait Gallery"de, Thatchcr, Peter Mandelson, ClendaJackson, John Major, Edvvard Heath, Ha- rold MacmiUan. James Callaghan gibi politikacılann resimleri ve fo- toğraflan sergılenıyor Tony Blair, model olarak otur- mak için çok erken olduğunu söy- lesede Lord Irvine şimdiden Tony Blair'ın heykelini yapacak sanat- çıyı belirledi. 38 yaşındaki hey- keltıraş Nicola Hkks. bu iş için lis- tede olan üç kişi arasından seçildi. Yaptığı köpek, kedi, at ve domuz heykelleriyle tanınan Hicks. 1980'li yıllarda kendisini keşfeden Eüsa- beth Frink ile karşılaştınlıyof. ' Royal College of Art'da eğiti- mini sürdüren Hicks'in heykelleri 6 bin pounddan başlayan fıyatlar- la satılıyor. Hicks'in son koleksi- yonu, gerçeğiyle aynı boyuttaki kangurular. Hicks, bu koleksiyonu hazırlamak için 7 ay boyunca Avust- ralya'da kangurulan gözlemlemiş. Blair, h^kelinin yapılmasına ik- na olmuş gibi, çünkü bu işin kısa sürede tamamlanacağını düşünüyor. National Portrait Gallery, eskizler ışiktan zarar gördügû için altı ay ser-1 • gileyecek. Irvine, Hicks ve Flovvers East Gallery yetkilıleri, Blair'a heyke- lin tercihe bağlı olarak yapılacağı- nı anlattı. Flovvers East Gallery'nin yöneticisi Matthew Flowers yap- tığı açıklamada "Nicola. Blair'ın hareketü heykelini >apmayı tercih eder. Blair gibi çalışkan birisinin harekeüi hevkelinin vapılması en uygunu" diyor. National Portrait Gallery'nin yö- konuşmasında "Tony Blair, Nicola Hicks'e modeJ olabileceğini söyle- di. Son karannı büyük bir heye- canla beküyonız" dıyerek düşün- celerini dile getinyor. Art Review'un editörü David Lee de konuyla ilgili düşünceleri- ni açıklarken Hicks'in böyle bir heykel yapmasının çok heyecan verici olduğunu söylüyor. "Hkks'in yapırJan geleneksettikten uzak. Na- tional Portrait Gallery için çok hevecan verici'' YAZI ODASI SELİM İLERt Yalçın Kaya Vaktiyle okumuştum. Balzac adı, 'yalçın kaya' anlamına gelen eski bir sözcükten türetilmiş. Doğumundan iki yüzyıl sonra Balzac da, romanla- n da yalçın kayalar gibi ayakta duru- yor. Kiraf edeyim, hep yoruldum Bal- zac'tan. Baştan sona bir çırpıda oku- yabildiğim romanlan azdır. Goriot Ba- ba yıllarımı aldı. Nahid Sırn'nın çe- virisinden başlamıştım, Cemal Sü- reya'nınkiyle sürdürdüm, yine yanm kaldı, ben de Goriot Baba'yı gençli- ğim göçerken bitirebildim... Oysa şimdi, bende Kral Lear gibi yaşıyor Goriot Baba. VadidekiZambak öyle olmadı. Ön- ce Türkçesi, sonra, bir kez de Fran- sızca özgünü. Vadideki Zambak'ı Re- şat Nuri'nin içli bir romanı gibi oku- muşumdur... Otuz Yaşındaki Kadın'\a İki Yeni Gelinin Hatıralan (üstelik Ataç çevi- risi) sürüklenmiş; Sönmüş Hayaller'ın dizisi akıp gitmiş; Tılsımlı Deri'den antikacı sayfaları tekrar tekrar okun- muştur. Bir ara gözdem Emile Zola'ydı. Zola'nın Balzac'tan üstün romancı olduğunu düşünürdüm. Örnekse Na- na'ya vurgumdum, Tazı Payı'na da. Mehmet Rrfat'ın büyük emek ürü- nü Honore de Balzac I Romancının Evreninden Sahneler (Kaf Yayınları) kitabını okuyorum. "Romancının", "Bir Romancının" değil de, roman- cının... Gerçekten tansıksı romancı Balzac. Roman sanatının ta kendisi. Geçen zaman Balzac'ın roman an- layışını yoklamış, şurasından burasın- dan değiştimniş, hatta tüketmiş ola- bilir; ne var ki, bu roman anlayışının yüceliği, edebiyat sürüp gittikçe, hiç zedelenmeyecektir. Kitapta, Aykut Derman'ın çeviri- siyle, "InsanlıkKomedyası'nın Onsö- zû" de yer alıyor. 1742'de kaleme alınmış müthiş önsözde Balzac diyor ki: "(...) zooloji tutkunlan herne kadar hayvanlann yaşayışlarının çok ilginç olduğunu kanıtlamışlarsa da, hay- vanlann alışkanlıklan, en azından bi- zim gözümüzde, her zaman binbiri- ne benzer; oysa birprensin, birban- kacının, bir sanatçının, bir burjuva- nın, bir papazın ve yoksul bir insa- nın alışkanlıklan, giysileri, kullandık- lan dil, oturduklan konut birbirinden bütünüyle farklıdır ve içinde yaşa- dıklan uygarlığa göre değişir." Balzac'ın ve yapıtın yalçın kayalar gibi ayakta duruşuna şu satırlar ye- terince açıklama getiriyor. Daha ilginci, hepi topu, elli bir yıl- lık bir yaşam ve çok kısa bir zaman dilimine sığdırılmış onca yapıt. Göz kamaştıncı bir çalışkanlık; kitapta saptandığı gibi, kalabalık bir roman kişileri kadrosu, geniş topografya, dört yüzyıllık roman süreci... Balzac'ın kahve, sigara, çay tirya- kiliği bilinir. Bir ara nargiieye tutul- muş. Hayatının çetin döneminde, George Sand'a konukluk; nargiieye orada alışmış. Değişik, iki, üç... yazı masalan var- mış. Bundaşu yapıt yazılıyorsa, öte- kisinde bir başka yapıt. Balzac roma- nına çalışmaktan sıkıldıkça, masa değiştirir, bir başka yaprtı üzerinde ça- lışırmış. Hep zengin olma tutkusu, batkıy- la noktalanan girişimcilik, soyluluk hayalı. 1831 'den sonra kibarlardün- yası. "Cassinisokağındaki evini gör- kemlibirbiçimde döşetti. Biratlıara- ba satın aldı. Ünlû terzi Buisson'a pa- halı giysiler ısmariadı. Ama bitip tü- kenmeyecekkorkunç borçlannı öde- meye başlama sırası da gelmişti." Bu ilginç yaşamöyküsünü Roman- cının Eyleminden Sahneler'de adım adım izliyoruz. Yapıta yansımış 'ger- çek' kişileri tanıma fırsatı buluyoruz. Balzac'ın mektuplanndan seçmeler, en güzel nuvellerinden olan "Bilinme- yen Şaheser" (Sema Rrfat'ın çeviri- si), Balzac sonrasındasinema sana- tının ustadan esinlenişleri, kitabın ki- mi bölümlerini oluşturuyor. Balzac bizde de çok sevilmiş, eni- konu okunmuş. Geniş kapsamlı bir Balzac kitabı bu sevgiye elbette bir bilgi çerçevesi çiziyor. Takvimde tz Bırakan: "Yaratma bir çeşit cezbedir. Sa- natçı için en önemli olay, onun şu an- da yapmakta olduğu resimdir, yaz- makta olduğu mısradır, yoğurduğu heykeldir, düşlediğıdiyalogdur. Dün- ya bir yana, eseri bir yana. Dûnya- nın geleceği sanki onun yaratacağı- na bağlıdır." Haldun Taner, Koyma Akıl, OymaAkıl/ Bılgı Yayınevi, 1985. Istanbul Festivali'nin aldığı yol, Türk toplumunun iyiye ve süzele olan özleminin bir-'•.••'•:-. t, . , •••*• kanıtıdır. Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, 15. Yıl Açılış Konuşmasr, 1987 Eczacıbaşı, Uluslararası İstanbul Müzik Festivali'nin sponsoru olmaktan gurur duyar. l|IEczacıbaşı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear