25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8HAZİRAN 1999SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / eKonon*(q cumhuriyet.com.tr 13 Borç ve faiz bataklığına saplanan devlet, sektörde kamu yatınmlanndan vazgeçiyor Enerji gözden çıkarıbyorANK4RA (Cumhuri>etBürosu)-Borç ve faiz bataklığına saplanan de\ let. bu sü- reçte en kolay vazgeçilen kamu yatınm- lan arasında gördüğü enerji sektörünü tamamen gözden çıkanyor. Yıllık net kâr toplarru 507 milyon dolar olan enerji sant- rallan 1.2 milyar dolara devrediliyor. 1998 kâr hedefi 14 milyar dolan aşan elektrik dağıtım şirketlen de 30 yıllıgi- na yalnızca 2 milyar 625 milyon dolara özel sektöre veriliyor. MülkiyelilerBirliği'nin çikardığı "Mffl- ldye" dergısınin son sayısında yer alan. araştırmacı Mahmut Üstün'ün "Enerji Fo- litikaları veOzeUeştirme" adlı makalesın- de, neo-lıberal politikalar sonucu özel sektörden vergi alınmamasıyla kamu har- camalannda oluşan açığın borçlanmav- la finanse edildiğinin altı çizilerek "Sı- fir faizlc vergi olarak aknmayan kaynak- lar, yüzde 180-200 faizle borç olarak ahn- mıştır. Tiirk ekonomisi böylece borç ve fa- iz bataklığına çakılmış. sonuç olarak da devlet altyapı. enerji, eğitim \e sosval gü- venlik \annmlan yapamaz konuma sü- rûkfcnmiştir"' yorumuna vanldı. Bu sü- reçte en kolay vazgeçilen kamu yatınm- • Yılhk net kâr toplamı 507 milyon dolar olan enerji santrallan, 20 yıllığına 1.2 milyar dolara devrediliyor. 1998 kâr hedefi 14 milyar dolan aşan elektrik dağıtım şirketlen de 30 yıllığına yalnızca 2 milyar 625 milyon dolara özel sektöre veriliyor. • İnandıncı kılmak için yıllardır sektöre yatınm yapılmazken, özelleştirme öncesi Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'nin (TEDAŞ) 29 dağıtım şebekesinin bakım ve onanm işlemlerini tamamlamak için sektöre 96 trilyon liralık yatınm gerçekleştirileceği ileri sürüldü. ğınadevırbedelinin 1.2 milyar dolar ola- cakür. İşletme hakkı devredilen 10 sant- cağının altını çizilen makalede. şu sap- ralın bugünkü fıyatlaria kunıluş maliye- lan arasında enerjinin geldığine değıni- len makalede, "1989-1995 yıllan arasın- da birincil enerji tiiketiminin yüzde 212 oranında artmaana karşın. üretim yalnız- ca yüzde 7.4 oranında artmışör. Sektöre ber yıl 3-5 milyar dolar yatınm yapması gereken Türkiye, son 8yıida vabuzca 1 mfl- yar dolarla yetinmiştir" demldı. Satış için hazırtık "k.a\nak vok, kamu beceriksiz" ge- rekçelenni ınandırıcı kılmak için yıllar- dır sektöre yatınm >apılmazken, özel- leştirme öncesi Türkiye Elektrik Dağıtırn AŞ'nın (TEDAŞ) 29 dağıtım şebekesinin bakım ve onanm işlemlerini tamamla- mak için sektöre 96 trilyon liralık yatı- nm gerçekleştirileceğinin açıklandığı vurgulandı. 10 termık santralın 20 yılh- tamalara yer venldı: "Bu santrallann yıllık net kâr toplam- lan 507 milyon dolardır. Devlet, 1.2 mil- yar dolan 23 yıl bile dolmadan kendi ka- zanacakken. santrallan 20 yıllığına dev- retmeye kalkmaktadır. 12 santralın devir bedeli olarak 1.6 milyar dolar saptanmış- ür. Buna karşüık devredilecek santrallar- da TEAŞ'ın yapımını üstlendiği antım tesisi vb. gibi yaünmlann rutan 2 milyar dolardır. Aynca 2.2 mihar dolar dış bor- cu da de\let üstlenmektedir. Bu dunım- da santrallar düşiik bir fiyatla bile değil. zaranna sanlmış olmaktadır. Zira de\ let ûsdendiği yaünmlan tamamlayabilmek vedış borçlan ödeyebflmek için alacağı pa- ranın üç kaünı harcamak zonında kala- ti 6J mihar dolardır. 10 santralın devir bedeli ile bugün bir tek büyük ölçekli sant- ralkurmakolanaksızdır. Bugünkü fiyat- laria kunıluş maK>eti450 mflyon dolarolan Çatalağzı ve Kangal santrallan 75 milyon dolara, Çayırhan 75 mihon dolara, yine bugünküfiyarJarlamalrveti 66 milyon do- lar olan Soma-A 15 mihon dolara. maB- yeti 643 mihon dolarolan Tunçbilek sant- ralı 100 milyon dolara, maliyeti 945 mil- yon dolar olan Yatağan santralı 160 mil- yon dolara \e malheti 630 mihon dolar olan Yenikö) santralı da 100 mihon do- lara 20 yıllığına devredilmektedir." tşletme hakkı devri yolu\la yapılan elektnk dağıtım şırketleri özelleştirme- lerinde de yağma ve talan açısmdan sant- ral ihalelerinden farklı bir görüntü oluş- madığı vurgulanan makalede, bu konu- ya ilişkin şu bilgiler verildi: Dağıümda da talan "25 dağrtun şirketinin 1996 yıh kân 73 trilyon 799 mihar 652 mihon 322 bin B- radır. Dağıtım şebekelerinin 1998 yılı kâr hedefi ise 14 mihar 700 mihon doİar ola- rak öngörülmektedir. Bu şirketkrin 30 \ ıllığına devir bedelleri ise 2 milvar 625 miKon dolar olarak saptanmışür. İhale- yi kazanan firmalann deviete devir para- sı olarak ödeyeceği 1 mihar 610 milyon dolann 950 milyon dolannın peşin, kala- nınm da ikişer yıllık taksirJerle ödenece- gi göz önünde bulundurulacak olursa, dağrtım şirketleri ihaJesinin sermaye grup- lan için nasıl bir ballı börek olduğu daha iyi anlaşılacakür. A grubu ihaleleriyle 30 \ılda 1.5 katrihon lira kâr edecek olan 7 bölgenin dağıtım şebekeleri, 30 yüuğına 310 trilyon liraya özel sektöre devredfldi. B gnıbundaki ihalelerde de 13 ili kapsa- yan 5 bölgedeki dağıüm şebekeleri 32 ay- hkkârlan karşuığında 30yıUjğma özsd ser- maveve arm Yola 'yap-işlet'le devam ediliyor ANKARA(AA)- Enerji sektöründe "yap-iş- let-devTet" yöntemiyle yapımı tamamlanan Geb- ze, Marmara Ereğlisi (2 adet) ve Esenyun sant- rallanmn ardından, Danıştay'ın onay verdiği başvuru aşamasındaki 30 yenı santralın vaşa- mageçirilmesi bekleniyor. "Yap-işlet-devlet" pro- jelerinin hayata geçmesiyle. Türkiye'nm yıllık mevcut elektrik üretiminın yaklaşık ikiye kat- lanacağı ve yılda 84.3 milyar kilovatsaatlik elektrik üretimi gerçekleşeceği belirtildı. Proje değerlendirmeleri sürüyor Enerji Bakanlığı'ndan alınan bılgıye göre. sözleşmesi ımzalanan Karadenız Ereğlisi. Kırk- larelı. Eskişehir, Yalovadoğalgaz santrallan ile Konya-Ilgın linyit santralının Danıştay'ın ona- yından gecmesi halinde yılda 7.7 milyar kılo- vatsaat elektnk üretimi kapasitesine sahıp ola- cağı kaydedildi. Sözleşmesi parafe edilen 1.4 mil- yar kilovatsaat yıllık üretim kapasitesine sahip Aliağa fuel-oil santralı için de Danıştay'dan gö- rüş beklendiği bildırildı. Enerji ve Tabıı Kaynak- lar Bakanlığı'nın yıllık toplam üretim kapasi- tesi 42.3 milyar kilovatsaat olan 15 projeye iliş- kin değerlendirmesinin de sürdüğü öğrenıldi. Istenirse kredibulunabiHyor Özel sektör enerji yaünmlannı desteklemek amacıyla Avrupa Yatirun Bankası'ndan 40 mflyon Euro'luk kredi sağîandı. İSTANBUL(AA)-Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Sınai Yatınm Bankası (SYB) ve Avrupa Yatınm Bankası (AYB) arasında imzalanan anlaşmayla. 40 milyon Euro tutannda kredi sağlandı. TSKB'den yapılan açıklamaya göre söz komısu sınai ısı ve elekt- rik üretim kredisi, özel sektör ener- ji yatınmlannm desteklenmesinde kullanılacak. Kredi ileyatınmcıla- nn kendi ihtiyaçlannı karşılamak üzere temiz enerji üretmeîeri ön- görülüyor. Krediden, kombine çev- rim ya da kojenerasyon teknoloji- lerini kullanarak elektrik veya bu- har üretecek özel sektör fırmaİan ya- rarlanabilecek. Krediyi kullanacak fırmalann, otoprodüktör veya otop- roduktörgrubu statüsünde bulunma- lan gerekiyor. Fonlar, fırmalara fı- nansal kiralama ya da kredi şeklin- de kullandınlabilecek. Avrupa Ya- tınm Bankası 'ndan sağlanan kredi- nin. Hazine tarafindan garanri edil- diği bildirildi. _„ t Çimentoda söz savunmanın Ekonomi Servisi - Paralel fîyat uygulamala- n ve pazar paylaşımı yoluyla rekabeti ihlal et- tılden savıyla Rekabet Kurulu tarafindan hak- lannda soruşrurma başlatılan çımento fabrika- lan "son kez kendilerini savunacaklar". Yann Rekabet Kurulu'nda yapılacak olan ve tarafla- nn hazırbulunacağı toplantıda. çimento şirket- len sözlü savunma yapacaklar. Bu toplantının ardından Rekabet KuruluH 5 gün içerisinde çi- mento konusunda nihai karara varacak. Rekabet Kurulu karara varacak Rekabet Kurulu, LPG"den sonra çimentoda da son noktaya doğru gidiyor. tzmır Ticaret Odası'nın, aralannda Sabancılar'ın Akçansa'sı başta olmak üzere Çimentaş, Batıçim ve Deniz- li Çimento Fabrikalan gibi dev çimento şirket- lerinin paralel fiyat belirleyerek rekabeti ihlal ettiği yönündeki Rekabet Kurulu'na şikâyet başvurusuyla başlatılan soruşturma tamamlan- mak üzere. Kurulun 25 Aralık 1997'deki top- lantısında soruşturma karan aldığı çimento ola- yı ile ilgili yapılan çalışmalarçerçevesinde Re- kabet Kurulu uzmanlan, Batı Söke Çimento Fabrikasf nın da aynı kapsamda değerlendiril- mesi gerektiğini tespit ettL. ,„ rt » 444 0 532 Turkcell Müşteri Hizmetleri'nin yeni numarası. IMF heyeti ilk turuna başlıyor WASHTNGTON (AA) - Türkiye Masası Şefı Carlo Cotterelli başkanlığındaki IMF heyeti. 15-28 Haziran tarihlerinde yeni hükümet ile "ilk tur" görüşmelerine başlayacak. Görüşmelere. IMF heyetinın yanı sıra Avrupa Bölgesi lcra Direktörü WUly Kiekens da katılacak IMF'nin son gün görüşmelerine katılacak olan Avrupa Bölgesi lcra Direktörü Kiekens, heyetın yapacağı ziyaretin bir anlaşmaya zemin oluşturabileceğini söyledi. Kiekens, "Hükümet ile yapılacak bu ilk tur görüşmelerde, yapısal reformlar ve antienflasyonist politikalarda kararhuk göriirsek, daha sonra bir anlaşma yaparak mali destek sağlayabiliriz" diye konuştu. Yeni hükümetın. Türkıye'nin ekonomik sorunlannın çözümü için gerekli, yapısal reformlan yaşama geçirmesi gerektiğini belirten Kiekens, "Bu ekonomik politikalaruı parlamento tarafindan onaylanması hükümetin kararlılığını gösterecektir" diye konuştu. Türkiye ile IMF arasında daha önce imzalanan 18 ayhk "Yakın tzleme Anlaş.masf nın süresi bu ay sonunda sona eriyor. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Gidiş Nereye? Tetevizyon haberterinde kulağma hiç takılmadı. ama kimi gazete köşesinde birkaç satııiık haberler ola- rak gözüme ilişmekte. Sonunda konfederasyon ge- neJ kurulunda noktalanmak üzere sendikalann ge- nel kurullan yapılıyor. "Kimlergidiyor, kimlerkalıyor'u bile pek merak eden yok. Eskiden hiç değilse siyasetçiler sendikalar ge- nel kurullannı kendileri için arena olarak görür, boy gösterirlerdi. Genel kurullara katılan başbakan, ba- kanlar, milletvekilleri sayesinde, haberlerin arasına gündemdeki kimi işçi sorunlan da sokuşturulurdu. Daha bir eskilerde ise her genel kurul önemli ha- berdi. Genel kurullar sayesinde, gerek hazırlanan çalışma raporian, gerekse genel kurullarda alınan ka- rariaria, emeği ilgilendiren, yani yaşamın her alanı- na yönelik emek bakış açısı ile sorunlar gündeme gelirdi. Sendikalar genel kurullanndan gazetelere yansı- yan haberler, günümüzde ne yazık ki yeni yönetim- lerin, sendika çalışanlannı işten atması ya da yolsuz- luklara ilişkin birkaç satır. Demek ki eşyanın tabiatına aykırı olması gereken, işçi haklannın çıkar örgütünde yolsuzluk bıle, günü- müzde eşyanın tabiatına uygun, olağan vaka haline gelmiş. 'Genelgidişat nereye doğru?" derseniz, özetle ve- reyirn: Sendikalanmızda genel kurullar ile kirli sendika- cılık temizlenmiyor. Tam tersi en kirliler ödüllendiri- lip temiz, işçiden, sendikal yapıdan yana olanlar tas- fiye ettiriliyor. İşçi kendine, sınıfına, çıkarlanna yaban- cılaşmış, 12 Eylül'ün deforme ettiği antidemokratik yapı içinde, olumsuzluğa prim veriyor. Zaten kenarda köşede yapılan araştırmalar da hâ- lâ sendikal haklannı kullanabilen, artık milyonlarla de- ğil ancak yüz binlerie sayılan ve örgütsüz milyonla- nn yanında en bilinçli olması gereken sendikalı işçi- ler arasında dahi hızla bir sağa, hem de ırkçılık ile şeriatçı eğilimlere kayışın olduğunu ortaya koyuyor. Hafta sonu yine sendikal kamuoyunun bile ilgisi- ni çekmeyen bir yuvariak masa toplantısında, sen- dikal yaşamdaki gidişin ipuçlannı veren kimi gerçek- lerdile geldi. "Sendikacılık alanında yürütülen araş- tırmalar ve araştırmalann sendikal eğitim çalışma- lanna yansıması" gibi bir konuda, hâlâ kendini bu alana adamış aydınlar, uzmanlar, araştırmacılar sa- yısının daha bir kalabalık olacağını düşünüyordum. Gerçekçi olursak, sendikacılığımızın içinde bulun- duğu çöküşü, bir tek lider, kadro deformasyonu ile açıklamak çok yüzeysel bir yaklaşım olur. Küresel sel ile 12 Eylül'ün giderek daha kurumlaşan yapısını ana nedenler olarak görmek gerek. Ama biraz da yerle- şik kültürün, kurumlaşmanın refleksleri, karşı duruş- lan olmalı, değil mi? Toplantıda ömek olarak alınan Almanya'daki emek- ten yana araştırmalar yapan enstrtü (WSI). Sendika- larda işveren araştırma merkezleri ile yanşan, emek- ten yana araştırma yapan enst'ıtüyü ayakta tutacak para kalmayınca, işçilerin işyerlerinde oluşturdukla- n işyeri komiteleri devreye girmiş. Işyeri temsılcileri bu görevleri ile bağlantılı olarak aldıklan yönetıme ka- tılma katkı ücretlerini bilimsel, emekten yana araş- tırmalann kesintiye uğramaması için bu kurumaba- ğıslamışlar. işyeri temsilcileri, sendikacılık haneketinin geriye püskürtüldüğü bir süreçte bile, ayakta kalmanın yo- iunun bilim ve araştırmadan geçtiğinin bılincinde. Yıl- lardır emekten yana, ama sermaye ve devlet örgüt- leri ile yanşarak bilimsel çalışma yapan merkezin uzmanlanndan Worfgang Lecher, sendikalann pa- rasal kaynaklannın yetmemesinin ardından, sendi- ka temsilcilerinin gönüllü fınansmanı ile çaltşmala- rında aksaklık olmadığını, eskisinden daha etkili araştırmalann sürdüğünü anlatıyor. Türkiye'de emekten yana gerçeklerin ortaya çık- ması, araştırma, bilimsel çalışmadan herkesin ödü kopuyor. Medya doğrudan emekten yana gerçek- lere, bilimsel verilere sırt çevırerek, apaçık yapılan sınıriı araştırmalara, sonuçlanna sansür uyguluyor. Sendıkacı ciddi bilimsel çalışmadan, gerçeklerin or- taya çıkmasından, hele de işçinin bilinçlenmesi, ay- dınlanmasından korkuyor. Sistem kendi kaosunu üretiyor. Sendikalar öylesine etkisiz, işlevsiz kurumlar ha- line getiriliyorlar ki bir zamanlar oy almak uğruna ol- sa dahi peşlerinde koşan siyasetçiler, genel kurul- lanna uğramak gereğini bile duymuyoriar. Durma- dan üye kaybeden sendikal hareket, bir de olumsuz yönetim kadrolan, yolsuzluklarla darbe yiyor. Emek örgütlülüğünün bu hali belki meydanı boş bulmak, istedikleri gibi at koşturmayı hedefleyenler için çok çekici geliyor. Bunun sonunun nereye va- rabileceği kulak ardı ediliyor. Bu gidişin sonunun sermayeye de yaramayacağı, hiç ama hiç iyi ol- mayacağı nedense atlanıyor. Romanya'dan Hindistan'a Batı nın kuresellesmeci politikalarına bakış IMF'ye boyun eğmekya da eğmemek OZLEMYTZAK 444 0 532'vı aradıgınızda fatura bılgılerı, kayıp ve çalıntı bılgılerı, PUK numarası ve SIM kart bılgılen, Turkcell tanfelerı ve dıger ucretlendırmeler, abonelık ışlemlen, telesekreter ve yazılı mesaı bılgılerı, uluslararası dolaşım gıbı pek çok konu hakkında ayrıntılı bilgı aiabılırsınii. Turkcell Müşteri Hizmetleri'nı cep telefonunuzdan ararken bulundugunuz şehrın alan kodunu cuşlamanız (0 XXX 444 0 532) gerekmektedır. #TURKCELL Türkiye'nin güvenilir, lider GSM operatörü Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşar- lığı'mn davetlisi olarak 1 haftahğma Türkiye'ye gelen 26 ülkeden 34 ga- zeteci. gezılerinin ilk durağı Istan- bul'da Türk meslektaşlan ile bir ara- ya geldiler. Svvissotel'de gerçekleştirilen top- lantıda konuştuğumuz Hindistan Kit- le lletişim Enstitüsü Başka- nı \e aym zamanda Yeni Del- hi 'de yayımlanan The Obser- ver gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Balbir Punj ve Romen gazeteci Vîctor Ci- utacu ile üç ülkenin ekono- mileri hakkında küçük bir sohbet turu gerçekleştirdik. Ekonomi konusunda uzman her iki gazetecinin de yakın- dıklan ana konu, IMF ve Dünya Ban- kası "nın politikalan oldu. 10 yıl ön- ce güçlü bir endüstrileri olduğunu vurgulayan Romen gazeteci Ciutacu, "LMF ve Dünya Bankası'nın Roman- ya'ya el atmalan. ülkede sanaviyi yok olma noktasına getirdi" diye konuş- tu. Ülkenin bugün geldıği noktada Romen halkının yalnızca ikı sözcük, "iş ve para" üzerinde yoğunlaştığını söyleyen Ciutacu. bir kıskaç içinde olduklannı, yabancı yatınma büyük gereksinim duyduklannı, bunu sağla- yabilmek için de IMF reçetelerine ba- ğımlı olduklannı belirtti. Ülkesinin en önemli sorununu 'Şoburiuklar*ola- rak tarumlayan Ciutacu'ya göre bugün- kü siyasi portreye bakıldığında, gele- cekynllar "umutverici"birtablooluş- turmaktan uzak. 23 milyon nüfiıslu Romanya'da bugün ortalama ücret 100 dolann altmda. "Asya'nu en büyük güçleri hangi CİUtaCU: Bir kıskacın içindeyiz. Yabancı yaünmcıyı çekmek için IMF reçetelerine uymak zorundayız. Ancak sanayimizi bu tür politikalann öldürdüğünü de biliyoruz. Hİnttl Punj: Biz kendi kendisine yeten bir ülkeyiz. IMF geliyor, konuşuyorlar. Biz de dinliyoruz, sonra çekip gidiyorlar. ülkeler" sorumuza Hintli gazeteci Punj, "Çin,Japonyave Hindistan" di- ye yanıt verdi. Bir zamanlar "Asya kaplanlan" diye tanımlanan ve bu- gün büyük bir çöküş yaşayan Güney Asya ülkelerinin küçük ve dışa ba- ğımlı ülkeler olduklannı, kendilerini IMF politikalanna teslim ettikleri ve hesapsızca açıldıklan için bu nokta- ya geldiklerini söyleyen Punj, "IMF ve Dünya Bankası bize de geliyor. He- yetler konuşuyor, biz de dinliyoruz. Sonra gidijorlar" sözlennı keyifle sarfetmeden de duramadı. Punj 'a gö- re IMF, Amerikan emperyalizminin en büyük göstergesi. Hindistan'ın bu- gün ayakta sağlam olarak durabılme- sini "ülkenin kendi kendisine yeten bir ekonomisi" olmasına bağlayan de- neyimli gazeteci, merkeziyetçi ekono- miden serbest ekonomiye bilinçli ve altyapıyı hazırlayarak geçiş yaptıkla- nnı kaydetti. Neredeyse bir milyara ya- kın bir nüfusu bünyesinde banndırmasına, emık ça- tışmalann yer yer sürme- sine, kırsaldaki halkın hâ- lâ çok güç şartlar altmda yaşam sürmesine karşın Hindistan'da ekonomi kontrol altına ahnmış du- rumda. Enflasyon yalnız- ca yüzde 4'lerde. Özellik- le yazılım ve tekstil sektö- ründe büyük bir patlama yaşanıyor. Sohbet sırasında. Hindistan'da özel- likle medyadatekelleşmenin önünü al- mak için bilinçli bir çaba sarfedildi- ğini söyleyen Punj. bir gazete sahibi- nin televizyon kurma hakkının yasa- larla engellendiğinı de sözlerine ek- ledi. Programlan çerçevesinde Istan- bul'da tMKB ve TÜSİAD yetkilileri ile bir araya gelecek olan yabancı ga- zeteciler, Ankara, tzmir ve Antalya'da incelemelerini sürdürecekler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear