Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 1999 SALI
HABERLER
Bergama'da
siyanürle altın
tartışması
• BERGAMA(AA)-
Eskı Bergama Belediyesi
ve Spor Kulübü Başkanı
SefaTaşkın, "Sıyanürlü
altın her şeyi satın aimak
ıstiyor" dedi. Taşkın,
yaptığı açıklamada,
Bergama Belediyesi Spor
Kulübü'nün. Bergama'da
siyanürle altın madeni
ışletmek isteyen Eurogold
şirketi tarafından satın
alınmak ıstenmesinin
ibret verici bır girişim
olduğunu savunarak
"'Bergama köylülerinin
canlannı ve çevrelerini
korumak içın on yıldır
verdikleri mücadeleyi
söndürmek için her yola
başvuran çokuluslu
Eurogold şirketınin bu
girişimi. her şeyi altınla
satın almaya kalkışan
mantığın tipık bir
ömeğidir" diye konuştu.
Doğu
Akdeniz-de
Güvenlik'
• İstanbul Haber Servisi
-An Hareketfnden
yapılan yazılı açıklamada,
Begin-Sadat Stratejik
Etüdler Merkezi ve
Friedrich Naumann Vakfi
ile ortaklaşa düzenlenecek
olan 'Doğu Akdeniz'de
Güvenlik ve Işbirliği"
konulu konferans yann ve
perşembe günü The
Marmara Oteli'nde
yapılacaği belirtıldi.
Batman
Havaalanı'nda
yangın
• BATMAN(AA)-
Batman Havaalanı'nda.
bir uçağın motorundan
çıkan kıvılcımlann otlan
tutuşturması sonucu
yangın çıktı. Yangın,
itfaiye tarafından kısa
sürede söndürüldü.
Yangın'da Ankara'dan
gelen, THY'ye ait uçak
yoğun duman tabakası
nedeniyle Diyarbakır
Havaalanfna iniş yaptı.
2000 AHe
Kurultayı
• ANKARA(ANKA)-
Başbakanlık Aile
Araştırma Kurumu, 2000
yılında "2000 Aile
Kurultayı" başlıklı bir
kurultay düzenleyecek.
Kurultaya, Tûrkiye'nin
çeşitli yörelerinden aileler
ve aile, sağlık gibi
alanlarda örgütlenmiş
sivil toplum kuruluşlan
"delege" olarak
katılacaklar. Delegeler
kurultayda rapor ve proje
hazırlamada görev
alacaklar. Hazırhk
çalışmalan süren
kurultayda geleneksel ve
çağdaş Türk ailesinin
karşı karşıya kaldığı
sorunlar ve Türk aile
yapısının gelecek
kuşaklara hangi ölçüde
örnek olabileceği konusu
da ele alınacak.
İstanbul'da su
kesintisi
• İstanbul Haber Servisi
- Gaziosmanpaşa ana ısale
hattında branşman vana
bağlantılan
yapılacağından yann bazı
semtlere 12 saat süreyle
su verilemeyecek.
İSKt'den yapılan yazılı
açıklamada, saat
08.00'den 20.00'ye kadar
su verilemeyecek yerler
şöyle: Yıldıztabya,
Kartaltepe, Pazariçi,
Yenidoğan, Kangal,
Bağlarbaşı,
Gaziosmanpaşa Merkez,
Sangöl. Bağlarbaşı.
Şemsipaşa. Yenimahalle,
Hürriyet, Fevziçakmak
mahalleleri.
TekiPdağ
VaKsi'ne kınama
• tstanbul Haber Servisi
-Tema Vakfı'ndan yapılan
yazılı açıklamada, önceki
gün düzenlenen "Trakya
Topraklar Kurtarma
Kampanyası-Çorlu
Mitingi'"ninkonser
bölümünde sahne alacak
olan Rojin'e ismi
nedeniyle Tekirdağ Valisi
Zeki Şanal tarafından
sahne izni verilmediği
belirtıldi. Açıklamada,
Tekirdağ Valisi'nin bu
tutumunun kınandığı
bildirildi.
Fethiye'de yapılacak dev marina için hazırlanan raporu uzmanlar ciddi bulmadı
Marmaya fal gibi ÇED raporuASUMAN ABACIOĞLU
İZMİR-Fethiye Körfezfnde, özel
çevTe koruma bölgesi kapsamında ya-
pılacak olan bini aşkın yat kapasite-
li marinanın ÇED raporu, "gayri cid-
di ve 0260582" bulundu. 17 Mayıs'ta
yöre halkmın dikkatine sunulan ÇED
raporunu eleştiren meslek odalan ve
çevre kuruluşlan, "âdetyerini bulsun
kabiKnden yaprinuş etütlerie ve yao-
nm planlanyla*' marina inşaarmı ger-
çekleştirmenin, yalnız Fethiye'nin de-
ğil Tûrkiye'nin de geleceğini yok et-
mekle eşanlamlı olduğunu bildirdiler.
DLH Genel Müdürlüğü'nden Fet-
hiye Yat Limanı ihalesini alan AH
Haydar Veziroğhı'na ait Vinsan şirke-
tinin hazırlattığı ÇED raporu, tartış-
malara yol açtı. ÇED raporunu değer-
lendiren Gemi Mühendisleri Odası
Izmir Şube Başkanı Gökdeniz Neşer,
" Denizselve karasal çevrenin yatuım
öncesi durumunu saptayacak ve yati-
nmcuun.yaarunın oiası çevfesd etki-
lerine karşı vereceği taahhütlerdeesas
alınacak'baselıne' ciddi bir şekilde or-
taya konamamıstır" dedi. Özellikle
mendirek inşaatı için yapılacak tara-
malardan çıkan malzemenin denize
döküleceği yerin hangi kriterlere gö-
re seçildiğinin anlaşılamadığını, ay-
nca dökümde ve sonrasında yaşana-
cak kirlenmenin irdelenmediğini kay-
deden Neşer, sadece bu yüzden bile
ortaya konulan ÇED etüdünün "an-
bmsKİaştığını" söyledi.
Marinanın yer seçiminin yanhşlı-
ğını vurgulayan Neşer, marinanın ka-
pasitesi ve fıziksel boyutlannın dahi
• ÇED raporunu eleştiren meslek odalan ve çevre
kuruluşlan, "âdet yerini bulsun kabilinden yapılmış
etütlerle ve yatınm planlanyla" marina inşaatını
gerçekleştirmenin, yalnız Fethiye'nin değil Tûrkiye'nin de
geleceğini yok etmekle eşanlamlı olduğunu bildirdiler.
yapımcı fırma tarafından tam olarak
verilemediğine dikkat çekti. "Sayısı-
nı tam olarak bilmediğiııiz yaoann
çevresel etkisini ancak fal açarak de-
ğerlendirebSrsiniz- diyen Neşer, ÇED
etüdünde yer almayan tersane bölü-
münün de marinadan da etkili, başlı
başına bir kirletici unsur olduğunu
vurguladı. Yatınmcmm, "aük yöne-
timine" ilişkin bir bilgisi ve fikri ol-
madığuu belirten Neşer, şu görüşle-
re yeT verdi:
"Evsel niteükli aoklarla, marinala-
nn çevTeye en ciddi tehdidi olan pet-
rol türevi aüklann aynı tesblcrde an-
ülaeağına dair sunulan >aklaşım, eid-
diye alınamaz. Sonuç olarak, bunca
özensiz, âdet yerini bulsun" kabilin-
den yapılmış etütlerleveyaünm plan-
lanyla bir işe kalkışmak, emrivaki
yapmak,yalnız Fethiye'nin değil Tûr-
kiye'nin, hatta gezegenimizin gelece-
ğini yok etmekle eşanlamİKÜr."
Mimarlar Odası Fethiye Temsilci-
si Cahit Engin, Fethiye Körfezi'nde
50 hektarlık alanı kapsayan yat lima-
nının. kent imar planıyla entegrasyo-
nu olmadığını ve 12 metrelik cılız bir
yolla kente bağlanan limanın sosyo- .
ekonomik bakımdan kente ne gibi ya-
rar sağlayacağı açısından kuşkulan
bulunduğunu dile getirdi. Inşaat sıra-
sında denizden çıkanlacak 600 bin
metreküp çamurun yine denize bıra-
kılacağına dikkat çeken Engin, bu-
nun ekolojik dengeleri bozacağını
söyledi. Yat limanımn, Fethiye'nin
doğasına uymayan beton bir yapı ola-
cağını da vurgulayan Engin. aynca
projenin, iki milyon metreküp taş dö-
külmesiyle deniz dolgusu yapımını
da içerdiğini, oysa dünyada daha ge-
lişmiş örnekler çerçevesinde mendi-
rek ve iskelelerin "yüzer sistende"
yapılabileceğini bildirdi.
Engin. yat limanı antma tesisinin,
şehrin antma tesisine bağlanmasının
önerildiğini, ancak Fethiye'nin antma
projesinin daha görüşme aşamasında
olduğunu da vurgulayarak **limanın
sintine artıklan ve tersane bölümün-
den çıkacak ldmyasallann da aük so-
runu var. Bunları nasıl çözeceklerini
şirket vetkilileri açıklayamıyoriar" de-
di.
Öte yandan, Fethiye Yat Lımanı
projesinin 500 yatlık kapasıtede olma-
sını öneren, bu kadar büyük ve beto-
narme bir yat limanımn bölgeye ya-
kışmayacağı yönünde görüşleri bulu-
nan Özel Çevre Koruma Kurulu'nda
altı ay önce görev değışikliği yapıl-
dığına da dikkat çekildi. ICurula yeni
atanan kunıl yetkililerinin ise yat li-
manına ilişkin görüşlerinın bilinme-
diği belirtildi.
4
Çevre katlianıında devlet elT
Peyzaj Mimarları Odası Koordinasyon Toplanîısı Sonuç Bildirgesi'nde, hem merkezi hem de yerel yönetimlerin,
uygulamalarında çevresel gerçek açısından büyüksonımsuzluksergilemesi nedeniyleyıhcı bir talana yol açtığı bildirildi
ADANA (CumhuriyetGüney İDeriBüro-
su)-TMMOB Peyzaj Vlimarlan Odası Ge-
nel Merkezi ile Adana, İstanbul. Antalya ve
Izmir şubelerinin Adana'da yapılan koordi-
nasyon toplantısının sonuç bildırgesi açık-
landı. Bildirgede, "Tiirkhe yeşil katiiam
cenneti haline devlet eliyle getirilmektedir"
denildi.
Peyzaj Mimarları Odası Koordinasyon
Toplantısı sonuç bildırgesınde, hem merke-
zi hem de yerel yönetimlerin, uygulamala-
nnda çevresel gerçek açısından büyük so-
rumsuzluk sergilemesi nedeniyle yıkıcı bir
talana yol açtığı. kamusal açık-yeşil alan-
lann meta haline getırildiği, insana yaraşır
çevre üretiminin es geçildiği vurgulanarak
şöyle devam edildi: "Merkeayönetimlerçev-
resel talanı olagan hale getirmektednier.Ör-
negin 23 v a> lanın turizm bölgesi Uan edihne-
si. İstanbul'da Kuruçeşme gibi kentsel park-
lann. özel bir yasası olmasına rağmen An-
kara'da Atatürk Orman Çiftüği'nin top-
raklannın önemli bir bölümünün elden ÇH
kanlması. İzmit SEKA Fıdanlığı'nın Ford-
Koç'a \erilmesi, Akkuyu veÇamhhemşin'in
enerji adına feda edümesi gibi u\ gulamalar
gosterivor ki Türkiye yeşil katliam cenneti
haline devlet eliyle getirilinektedir."
Yerel yönetimlenn de toplum yaranna
kullanımlar yenne partizan tutıunlarla peş-
keş çekerek açık-yeşil alanlan anlamsız bi-
çimde tükettiğine dikkat çekilen bildirge-
de, "Örneğin, Izmir Kordonboyu beton ile
doldunılmuş, Antalya falezlerinin üstfinde
otelleryükselmiş. Adana Seyhan Baraj Gö-
lü'ndeki Sevgi Adası'nuı (yıkım kararı bile
varken) neye hizmet ettiği anlaşüamanuş,
Bursa'da Yeşil Şehir Projesi tanm alanlan
üzerine kurulmuştur" görüşü dile getırildi.
Merkezi ve yerel iktıdarlann büyük ya-
tınm projelerinde, meslek odalan ve sivil
toplum örgütlerinin görüşlerine kulak tıka-
yarak, bilimsel bilgilerin toplumsallaşma-
sını engellediği, halkı çaresiz ve edilgen bı-
rakmayı amaçladığı kaydedilen bildirgede
şu görüş ve istemlere yer verildi: "Günü-
mûzdeki demokratikleşme taleplerine: ye-
relsij'asetbağlamındaAvnıpa Kentsel Şar-
h, Yerel Yönetimler Özerklik Şarti gibi ulus-
lararası belgelerdeki yapılanmalar da mut-
lak suretle eklenmelidir. Kenti demokratik
katriım ve yönetim anla}işında; Yerel Gün-
dem 21, Kent Konseyl Kent Pariamentosu
gibi örgütlenmeler söz,yetki ve karar sahibi
ounaJıdırlar. Clkemizin dört bir yanında in-
sanlar, çevre ve kentli haklanna say gılı. top-
hıma ve kente karşı suç kavramının bilincin-
de, sosyal hukuk ilkelerine bağlı, çıkar
koruma değil değer korumayı amaç edinen
siyasetçiieri görmeveyaratmaademhKİedir"
Çevrecilerden
3. köprü
karşıtı eylem
5 Haaran Dünya Çevre Günü
etkiıüikleri kapsamında
çevrecüerin eylemleri sürüyor.
Amavutköy Semt Girişimi de
önceki gün İstanbul BoğazTna
3. köprü karşıtı bir eylem yapt.
Çevrecilerin çok sa> ıda tekney le
gerçekleştirdiği eylemde yapılan
açıklamada, Amavutköyiülerin
gösterdiği tepkiler nedeniyle
Tmansman yetersizliğinden yeni
hükümet kunıluncaya dek
köprü yapımının ertelendiği
anamsatılarak "Yeni hükümet
kuruldu. Finansman sorunu
giderildiğinde 3. köprüyü
day atacak nusınız? Yıllardan
beri köprünün bir aldatmaca
olduğunu anlatan bilim
insanlannın, meslek odalannın.
sivil toplum örgütlerinin
görüşlerini hiçe mi
sayacaksmız" denikiL
(Fotoğrâf: UĞUR DEMİR)
SFT alanında yapılaşmaya suç duyurusu
NECATİAYGIN
İZMİR-ÖDP Dıkih llçe Yöne-
tim Kurulu, SİT alanlannı yapılaş-
maya açtıklan savıyla Dıkilı Bele-
diye Başkanı ve Dıkili Kaymaka-
mı hakkında suç duyurusunda bu-
lunacak. ÖDP Dikili llçe Yönetim
Kurulu'nun savunmanlığını üstle-
nen Avukat AHAskerAlkan." Yar-
gı kararlannı uygulamay an betedi-
ye başkanı ve ilçe kaymakamı suç
işliyor. Her iki yönetici hakkında
Dikili Cumhuriyet Savcılıgı'na suç
duyurusunda bulunmak için tüm
haariıklanmızı yaptık" açıklama-
smı belirtirken, Kaymakam SaBh
Gürhan. inşaatlann mühürlü ol-
duğunu. çalışmalann sürmesınin
mümkün olmadığını belirterek, in-
şaat çalışmalannın kaçak olarak
sürdürülmesi halinde yöneticiler
hakkında gerekli işlemin yapıla-
cağını söyledi.
Dikili Belediye Meclisi. imar
planındaU
SİT Alanı" ve tanm ala-
nı olan. Dikili, Uzunburun köyü
Kanlıçukur mevkiinde 271, 272,
274.279,280 ve 281 parsel sayıh
taşınmaz ve çevresine ait 11'5000 öl-
çekli nâzım imar planı tadilatı ve
1 1000 ölçekli imar planını ona-
yarak ımara açtı. Bu bölgede, SS
Diyarbakırlı Doktorlar Sahil ve
Sayfıye Evleri Konut Yapı Koope-
ratifi'nin, konut yapmasına izin
verilmesi üzerine, ÖDP Dikili ll-
çe Yönetim Kurulu harekete geçe-
rek, Dikili Belediyesi aleyhine yü-
rütmeyi durdurma ve karann ipta-
li için Izmir 4. tdare Mahkeme-
si'ne başvurdu. Izmir 4. tdare Mah-
kemesi'nce yapılan incelemede,
bölgenin bir bölümünün StT alanı
olduğu görüşüne vanldı. Mahkeme
heyeti 21.4.1999 tarihli karannda
yürütmeyi durdurma ve iptal kara-
n verdi.
Bu arada Dikili Kaymakamı Sa-
lih Gürhan, kooperatif inşaatlannın
mühürlü olduğunu belirterek.
"Mahkeme karan henûz bize gel-
medL Betedry^ye gehnişolabBir. Za-
ten şu anda inşaat yasağı var. tnşa-
aun devam ernıesi mümkün değil.
Kaçak olarak yapılıyorsa. koopera-
tif yöneticileri hakkında gerekli iş-
leniyapılır.Eğerburadabeledi>«ıin
bir ihmali varsa onlar hakkında da
gerekli işlem yapılır" dedi.
IRMIK /AYDIN ENGİN aenginfa doruk.net.tr.
Finlandiya'yı yenen milli futbol takımı-
mız yurda döndüğünde, onlan Atatürk
Havalimanı'nda karşılayanlar arasında,
göğüslerine bastırdıkları Türk bayrakla-
n ile "şehit analan" da üstelik futbolse-
ver kimlikleriyledeğil, "şehitanası" kim-
likleriyle yer almasalardı da bu yazı ya-
zılacaktı.
1
Ama belki bu kadar öfkeli olmaya-
caktı.
Günlerdir utanç verici bir "acı ticare-
ti" sürdurülüyor. Analahn (ve babalann)
yüreklerindedüğümlenmiş gözyaşlan, ar-
sız zorlamalarla akrtılıyor: dal gibi oğul-
lannı yitirmiş analann (ve babalann) acı
çığlıklan siyasal rant ya da TV ratingi
uğruna mıncıklanıyor...
Ortaya "müdahilavukatlan" denen bir-
takım adamlar çıktı. Aralannda "işken-
cecipolis" olarak ünlenmiş, polisliği bı-
raktıktan sonra avukatlığa soyunup, bu
kez de başka işkenceci polislerin sa-
vunmalannı üstlenerek ünlerine ün kat-
mışlar ve katmakta olanlar var. Aralann-
da Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nın
ünlü MHP iddianamesinde, 1980 önce-
si marifetlerine paragraflar, saytalar ay-
nlmışlar var.
Terörü, siyasal mücadele yöntemi ola-
Şehit Analarını Rahat Bırakın!
rak seçmiş bir örgütün elebaşısının yar-
gılanmasında, oğullarını yitirenlerin mü-
dahil olması hukukun bir gereği. Onla-
nn bu "müdahaleyi" hukukçular yani
avukatlar aracılığıyla yapmalan da son
derece doğal.
Gel gör ki ortada hukukçular değil,
analann (ve babalann) acılanndan, siya-
sal rant süzmek için çırpınan birtakım
adamlar var.
Mahkeme salonunda ne temsil ettik-
lerı analann (ve babalann) çektikleri acı-
nın hukuksal diyetini anyorlar, ne de dur-
maksızın boy gösterdikleri TV ekranla-
nnda hukukçu kimlikleri ile bir yargı sü-
recinin tarafı olabiliyorlar.
Mahkeme salonunda, "yargıç" kimli-
ğine bugüne dek gölge düşürmemiş bir
hukukçu, mahkeme başkanı Turgut Ok-
yay'ın çileden çıkmasına kadar uzanan,
hukukla uzaktan yakından ilintisi olma-
yan marifetlerdumnaksızın sergileniyor.
Sırtında hukukçu cüppesj taşıyan bi-
ri tutuyor, terör suçunun yargılandığı bir
mahkemede, sanığın soyunda "Erme-
ni" olup olmadığını soruyor. Bu hukuk
ayıbını düzeltmek yargıca düşüyor.
Bir başkası kalkıyor, Türklerin Anado-
lu'nun kapısını 1071'de açtıklan ilkokul
tarih kitaplanndabileöğretilirken, "Tûrk-
lerie Kürtlerin 4 bin yıldır bir arada ya-
şadıklannı" ileri sürüyor. Cam hücrede
siyasal pazarlıkyaptığıhı sanan, zembe-
reği boşalmış "fmralı sakini" de tutuyor,
söylenenin ne, söyleyenin kim olduğu-
na bakmaksızın, bunlara tümüyle katıl-
dığını söylüyor...
Duruşma bitiyor. Bu kez de Mudan-
ya Iskelesi'nde, sineğin yağından ha-
ber çıkarmak için meslek ahlakının en
temel ilkelerini bile umursamayan ra-
ting bezirgânları kollan sıvıyor. "Müda-
hil avukatı" denen zatlara kameralan
yönettip, ekranlannı teslim ediyorlar. Ha-
ber-röportaj kılıfı altında mide bulandı-
ncı bir ırkçı gösteri başlıyor. O günkü
duruşmada olup bitenler değil, sanık
Öcalan'ın suçlan değil, bir halka yöne-
len aşağılamalar, ırkçı kusmuklarekran-
lardan evlerimize taşınıyor...
Aynı anda bir başka ekranda şehit
analanndan (ya da babalanndan) bir TV
şovu isteniyor. Ana acısı, medya malı-
na dönüştürülüp pazarianıyor. Bir rating
avcısı, görüntüyü zenginleştirmek için eli-
ne geçirdiği bir Türk bayrağını, bir ana-
nın göğsüne şal gibi tutuşturuyor, bir
babanın omzuna işporta malı gibi ası-
yor. Olan bayrağa oluyor; olan ekran
başındaki bizlere oluyor ve... Ve olan,
oğlunun dinmeyen acısını bir yumruk
gibi yüreğinde saklayan analara (ve ba-
balara) oluyor.
"Kanı kanla yumazlar" bir atalar sö-
züdür. Hiç kuşkumyok, bunu ilk, bir ana
söyledi. Ancak bir ana duyarlığı böyte-
sine bir bilgelik üretebilir.
Umudumu diri tutmak istiyorum.
Şiddetin ve terörün yok olduğu, acı-
lara yeni acılar katmayacak bir Türkiye,
şehit analarının (ve babalarının), acı-
lardah, hıçkınklardan, kin ve nefret da-
mıtan siyaset ve rating bezirgânlannın
elinden kurtulup, örneğin "Cumartesi
Anneleri"y\e kucaklaşıp, "Bütün bunlar
niye oldu ve bütün bunlar bir daha na-
sıl olmaz" sorulanna yanıt aradıklannda
doğacak.
Umudumu diri tutmak istiyorum.
Ana yüreğinden başka sığınacak ne-
yimiz kaldı şu ülkede!..
(^ANAKKALE-tZMtR KARAYOLU
Tarih ve
doğayı
yok edecek
• Çanakkale-tzmir karayolunun Ayvacık-
Küçükkuyu arasındaki bölûmünü deniz
kıyısından geçiren proje, SİT alanlannı tahrip
etmesi nedeniyle Kültûr ve Tabiat Varlıklannı
Koruma Kanunu'nu, kıyı dolgusu
yapılmasını öngörmesi nedeniyle de Kıyı
Kanunu'nu ihlal ediyor.
tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yapımına
başlanan Ayvacık-Behramkale-Küçükkuyu yolu,
kuzey Ege'de binlerce zeytin ağacının sökülmesinin
yanı sıra tarihi ve doğal StT alanlannın da yapılaş-
mayaaçılmasına neden olacak. Yöre halkının ve ye-
rel yöneticilerin karşı çıktığı yeni yol. Kazdağı üze-
rinden geçen mevcut yolun rampalı ve virajlı olma-
sı gerekçe gösterilerek deniz kenanndan geçıriliyor.
Yerel yöneticiler, mevcut yolun çok daha az bir ma-
liyetle ve doğaya zarar vermeden rahatlatılabilece-
ğini söylüyoTİar. Çanakkale-îzmir karayolunun Ay-
vacık-Küçükkuyu arasındaki bölûmünü deniz kıyn-
sından geçiren proje, StT alanlannı tahrip etmesi ne-
deniyle Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Ka-
nunu'nu, kıyı dolgusu yapılmasmı öngörmesi nede-
niyle de Kıyı Kanunu'nu ihlal ediyor. Yeni yolun,
400 binden fazla zeytin ağacının da sökülmesine
yolaçacağı, ancak en önemli tahhbatının. kuzey
Ege'de tek bakirkalmış alanlan yapılaşmaya açma-
sı olduğu savunuluyor.Yolun, 1. derece doğal StT alan-
lanndan geçmesine karşın. projeye Bursa KTVK
Kurulu'nun onay verdiğine dikkat çekihyor.
Yola karşı çıkan Altınoluk Belediye Başkanı ts-
mail Aynur. 17 kilometre olan Ayvacık-Küçükku-
yu arasındaki mevcut yolun yalnızca yedi kilomet-
relik bir bölümünde sıktntı bulunduğunu, geri kala-
nının ise her türlü gereksinime yanıt verebilecek ni-
telikte bir yol olduğunu belirtti.
Yerel çevre kuruluşu GÜMÇED'in Körfez Şube
Başkanı MehmetAldfÖznal da, 1. derece doğal SİT
alanından geçecek yolu. "göz göre göre o böigeniıı
yağmalanması amaav lageçirflen bir rantyohı" ola-
rak nıtelendirdi.
Yetmiş beş
yıllık özlem
ŞEVKİAVCI
POÇA - Foçalılar 75 yıllık özlemlerini mutlulu-
ğa dönüştürmek için Limni (Lemnos) ve Midilli
(Lesvos) adalannl ziyaret ettüer. Karşıuklı değjşim-
den (mübadele) 75 yıl sonra Foça Belediyesi Tarih
Araştırma Merkezi SorumlusuNevm Köylünün gi-
rişimiyle gerçekleşen geziye, dördü Limni doğum-
lu. birçoğu Limni ve Midilli kökenli 49 kişi kaöldı.
Limni dogumluRaşttKenıafiBonnevaLLimnrnin
1912 yılında Yunanistan'a geçtiğıni, 1924"e kadar
tek tük üzücü olaylaruı yaşandığmı ailesinden öğ-
rendiğini belirterek anılannı şöyle aktardı: "13 Ma-
yıs 1924'te. vani bundan 75 yıl önce limni'den ayrd-
mak zorunda katan 1636 Idşnun icinde ben, Musta-
fa Kozlu, Hilmi Özbek, Hüseyin lyigün ve bu gezi-
ye katüamayan Hayri Gür de vanü. Kırzade isimli
gemiyleFoça"yagittik. Göç zorunluydu. Sevdiklerin-
den aynlmak istemey en iki genç kızm dcjinda bütün
Türkler adadan aynklılar. Bu dunım gidenler için
dezordu, kalanlar içinde. Asırlann liirikiminu dost-
luklan-sevgileri geride bırakmak iki taraf için de zor
okiu.Büj'ükJerimYunankomşulanvlaolansevTCen-
Hlderinden söz ederterdL 1912'de ada Yunanistan'a
geçtikten sonra yaşanan btrkac oiavm az sayıdaki
ırkçı Yunanlı tarafından çıkarhkhğını: Yunanlılann
çoğunluklaTürklerk'iviilişkilcriçinde olduğunu da
büyüklerinıden dinledim. Limni'deki caminin yeri-
ne kahvt yapümış.Foca'daki kilisderden hiçbiri kat-
mamış. Bu anlamda da Yunanhlar \e Tfirkler birbi-
rimize çok benzjyoruz." Foçahlann geldiğini öğre-
nen Mypina Kasabası Belediye Başkanı Sabalos
Kostas. belediye meclisi salonunda konuklara bir
kokteyl verdi. Kostas. Foçahlann gelişinden duydu-
ğu memnuniyeti belirterek "Hepiniz, sevgi>'le,dost^
lukla boşgetdiniz'" dedi ve konuklara ziyaret anısı-
na bir plaket verdi.
75 yıldır özenle saklanmış fotoğraflar ve tarifler
üzerine evler, bahçeler arandı. 5 yıl önce Foça'ya
gelen Foça doğumiu Yunanhlar, kiliselerini bula-
mayınca şaşırmadılar. Çünkü onlar Yunanıstan'da-
ki catniterin yıkıldığına tanık olmuş, ama karşı çık-
mamışlardı. Limni'ye giden Türkler de şaşırmadı-
lar. Çünküonlarda Foca'daki kiliselerin yıkımına ta-
nık olmuş ve sessiz kaimışlardı...