25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 1999 SALI HABERLER Bergama'da siyanürle altın tartışması • BERGAMA(AA)- Eskı Bergama Belediyesi ve Spor Kulübü Başkanı SefaTaşkın, "Sıyanürlü altın her şeyi satın aimak ıstiyor" dedi. Taşkın, yaptığı açıklamada, Bergama Belediyesi Spor Kulübü'nün. Bergama'da siyanürle altın madeni ışletmek isteyen Eurogold şirketi tarafından satın alınmak ıstenmesinin ibret verici bır girişim olduğunu savunarak "'Bergama köylülerinin canlannı ve çevrelerini korumak içın on yıldır verdikleri mücadeleyi söndürmek için her yola başvuran çokuluslu Eurogold şirketınin bu girişimi. her şeyi altınla satın almaya kalkışan mantığın tipık bir ömeğidir" diye konuştu. Doğu Akdeniz-de Güvenlik' • İstanbul Haber Servisi -An Hareketfnden yapılan yazılı açıklamada, Begin-Sadat Stratejik Etüdler Merkezi ve Friedrich Naumann Vakfi ile ortaklaşa düzenlenecek olan 'Doğu Akdeniz'de Güvenlik ve Işbirliği" konulu konferans yann ve perşembe günü The Marmara Oteli'nde yapılacaği belirtıldi. Batman Havaalanı'nda yangın • BATMAN(AA)- Batman Havaalanı'nda. bir uçağın motorundan çıkan kıvılcımlann otlan tutuşturması sonucu yangın çıktı. Yangın, itfaiye tarafından kısa sürede söndürüldü. Yangın'da Ankara'dan gelen, THY'ye ait uçak yoğun duman tabakası nedeniyle Diyarbakır Havaalanfna iniş yaptı. 2000 AHe Kurultayı • ANKARA(ANKA)- Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, 2000 yılında "2000 Aile Kurultayı" başlıklı bir kurultay düzenleyecek. Kurultaya, Tûrkiye'nin çeşitli yörelerinden aileler ve aile, sağlık gibi alanlarda örgütlenmiş sivil toplum kuruluşlan "delege" olarak katılacaklar. Delegeler kurultayda rapor ve proje hazırlamada görev alacaklar. Hazırhk çalışmalan süren kurultayda geleneksel ve çağdaş Türk ailesinin karşı karşıya kaldığı sorunlar ve Türk aile yapısının gelecek kuşaklara hangi ölçüde örnek olabileceği konusu da ele alınacak. İstanbul'da su kesintisi • İstanbul Haber Servisi - Gaziosmanpaşa ana ısale hattında branşman vana bağlantılan yapılacağından yann bazı semtlere 12 saat süreyle su verilemeyecek. İSKt'den yapılan yazılı açıklamada, saat 08.00'den 20.00'ye kadar su verilemeyecek yerler şöyle: Yıldıztabya, Kartaltepe, Pazariçi, Yenidoğan, Kangal, Bağlarbaşı, Gaziosmanpaşa Merkez, Sangöl. Bağlarbaşı. Şemsipaşa. Yenimahalle, Hürriyet, Fevziçakmak mahalleleri. TekiPdağ VaKsi'ne kınama • tstanbul Haber Servisi -Tema Vakfı'ndan yapılan yazılı açıklamada, önceki gün düzenlenen "Trakya Topraklar Kurtarma Kampanyası-Çorlu Mitingi'"ninkonser bölümünde sahne alacak olan Rojin'e ismi nedeniyle Tekirdağ Valisi Zeki Şanal tarafından sahne izni verilmediği belirtıldi. Açıklamada, Tekirdağ Valisi'nin bu tutumunun kınandığı bildirildi. Fethiye'de yapılacak dev marina için hazırlanan raporu uzmanlar ciddi bulmadı Marmaya fal gibi ÇED raporuASUMAN ABACIOĞLU İZMİR-Fethiye Körfezfnde, özel çevTe koruma bölgesi kapsamında ya- pılacak olan bini aşkın yat kapasite- li marinanın ÇED raporu, "gayri cid- di ve 0260582" bulundu. 17 Mayıs'ta yöre halkmın dikkatine sunulan ÇED raporunu eleştiren meslek odalan ve çevre kuruluşlan, "âdetyerini bulsun kabiKnden yaprinuş etütlerie ve yao- nm planlanyla*' marina inşaarmı ger- çekleştirmenin, yalnız Fethiye'nin de- ğil Tûrkiye'nin de geleceğini yok et- mekle eşanlamlı olduğunu bildirdiler. DLH Genel Müdürlüğü'nden Fet- hiye Yat Limanı ihalesini alan AH Haydar Veziroğhı'na ait Vinsan şirke- tinin hazırlattığı ÇED raporu, tartış- malara yol açtı. ÇED raporunu değer- lendiren Gemi Mühendisleri Odası Izmir Şube Başkanı Gökdeniz Neşer, " Denizselve karasal çevrenin yatuım öncesi durumunu saptayacak ve yati- nmcuun.yaarunın oiası çevfesd etki- lerine karşı vereceği taahhütlerdeesas alınacak'baselıne' ciddi bir şekilde or- taya konamamıstır" dedi. Özellikle mendirek inşaatı için yapılacak tara- malardan çıkan malzemenin denize döküleceği yerin hangi kriterlere gö- re seçildiğinin anlaşılamadığını, ay- nca dökümde ve sonrasında yaşana- cak kirlenmenin irdelenmediğini kay- deden Neşer, sadece bu yüzden bile ortaya konulan ÇED etüdünün "an- bmsKİaştığını" söyledi. Marinanın yer seçiminin yanhşlı- ğını vurgulayan Neşer, marinanın ka- pasitesi ve fıziksel boyutlannın dahi • ÇED raporunu eleştiren meslek odalan ve çevre kuruluşlan, "âdet yerini bulsun kabilinden yapılmış etütlerle ve yatınm planlanyla" marina inşaatını gerçekleştirmenin, yalnız Fethiye'nin değil Tûrkiye'nin de geleceğini yok etmekle eşanlamlı olduğunu bildirdiler. yapımcı fırma tarafından tam olarak verilemediğine dikkat çekti. "Sayısı- nı tam olarak bilmediğiııiz yaoann çevresel etkisini ancak fal açarak de- ğerlendirebSrsiniz- diyen Neşer, ÇED etüdünde yer almayan tersane bölü- münün de marinadan da etkili, başlı başına bir kirletici unsur olduğunu vurguladı. Yatınmcmm, "aük yöne- timine" ilişkin bir bilgisi ve fikri ol- madığuu belirten Neşer, şu görüşle- re yeT verdi: "Evsel niteükli aoklarla, marinala- nn çevTeye en ciddi tehdidi olan pet- rol türevi aüklann aynı tesblcrde an- ülaeağına dair sunulan >aklaşım, eid- diye alınamaz. Sonuç olarak, bunca özensiz, âdet yerini bulsun" kabilin- den yapılmış etütlerleveyaünm plan- lanyla bir işe kalkışmak, emrivaki yapmak,yalnız Fethiye'nin değil Tûr- kiye'nin, hatta gezegenimizin gelece- ğini yok etmekle eşanlamİKÜr." Mimarlar Odası Fethiye Temsilci- si Cahit Engin, Fethiye Körfezi'nde 50 hektarlık alanı kapsayan yat lima- nının. kent imar planıyla entegrasyo- nu olmadığını ve 12 metrelik cılız bir yolla kente bağlanan limanın sosyo- . ekonomik bakımdan kente ne gibi ya- rar sağlayacağı açısından kuşkulan bulunduğunu dile getirdi. Inşaat sıra- sında denizden çıkanlacak 600 bin metreküp çamurun yine denize bıra- kılacağına dikkat çeken Engin, bu- nun ekolojik dengeleri bozacağını söyledi. Yat limanımn, Fethiye'nin doğasına uymayan beton bir yapı ola- cağını da vurgulayan Engin. aynca projenin, iki milyon metreküp taş dö- külmesiyle deniz dolgusu yapımını da içerdiğini, oysa dünyada daha ge- lişmiş örnekler çerçevesinde mendi- rek ve iskelelerin "yüzer sistende" yapılabileceğini bildirdi. Engin. yat limanı antma tesisinin, şehrin antma tesisine bağlanmasının önerildiğini, ancak Fethiye'nin antma projesinin daha görüşme aşamasında olduğunu da vurgulayarak **limanın sintine artıklan ve tersane bölümün- den çıkacak ldmyasallann da aük so- runu var. Bunları nasıl çözeceklerini şirket vetkilileri açıklayamıyoriar" de- di. Öte yandan, Fethiye Yat Lımanı projesinin 500 yatlık kapasıtede olma- sını öneren, bu kadar büyük ve beto- narme bir yat limanımn bölgeye ya- kışmayacağı yönünde görüşleri bulu- nan Özel Çevre Koruma Kurulu'nda altı ay önce görev değışikliği yapıl- dığına da dikkat çekildi. ICurula yeni atanan kunıl yetkililerinin ise yat li- manına ilişkin görüşlerinın bilinme- diği belirtildi. 4 Çevre katlianıında devlet elT Peyzaj Mimarları Odası Koordinasyon Toplanîısı Sonuç Bildirgesi'nde, hem merkezi hem de yerel yönetimlerin, uygulamalarında çevresel gerçek açısından büyüksonımsuzluksergilemesi nedeniyleyıhcı bir talana yol açtığı bildirildi ADANA (CumhuriyetGüney İDeriBüro- su)-TMMOB Peyzaj Vlimarlan Odası Ge- nel Merkezi ile Adana, İstanbul. Antalya ve Izmir şubelerinin Adana'da yapılan koordi- nasyon toplantısının sonuç bildırgesi açık- landı. Bildirgede, "Tiirkhe yeşil katiiam cenneti haline devlet eliyle getirilmektedir" denildi. Peyzaj Mimarları Odası Koordinasyon Toplantısı sonuç bildırgesınde, hem merke- zi hem de yerel yönetimlerin, uygulamala- nnda çevresel gerçek açısından büyük so- rumsuzluk sergilemesi nedeniyle yıkıcı bir talana yol açtığı. kamusal açık-yeşil alan- lann meta haline getırildiği, insana yaraşır çevre üretiminin es geçildiği vurgulanarak şöyle devam edildi: "Merkeayönetimlerçev- resel talanı olagan hale getirmektednier.Ör- negin 23 v a> lanın turizm bölgesi Uan edihne- si. İstanbul'da Kuruçeşme gibi kentsel park- lann. özel bir yasası olmasına rağmen An- kara'da Atatürk Orman Çiftüği'nin top- raklannın önemli bir bölümünün elden ÇH kanlması. İzmit SEKA Fıdanlığı'nın Ford- Koç'a \erilmesi, Akkuyu veÇamhhemşin'in enerji adına feda edümesi gibi u\ gulamalar gosterivor ki Türkiye yeşil katliam cenneti haline devlet eliyle getirilinektedir." Yerel yönetimlenn de toplum yaranna kullanımlar yenne partizan tutıunlarla peş- keş çekerek açık-yeşil alanlan anlamsız bi- çimde tükettiğine dikkat çekilen bildirge- de, "Örneğin, Izmir Kordonboyu beton ile doldunılmuş, Antalya falezlerinin üstfinde otelleryükselmiş. Adana Seyhan Baraj Gö- lü'ndeki Sevgi Adası'nuı (yıkım kararı bile varken) neye hizmet ettiği anlaşüamanuş, Bursa'da Yeşil Şehir Projesi tanm alanlan üzerine kurulmuştur" görüşü dile getırildi. Merkezi ve yerel iktıdarlann büyük ya- tınm projelerinde, meslek odalan ve sivil toplum örgütlerinin görüşlerine kulak tıka- yarak, bilimsel bilgilerin toplumsallaşma- sını engellediği, halkı çaresiz ve edilgen bı- rakmayı amaçladığı kaydedilen bildirgede şu görüş ve istemlere yer verildi: "Günü- mûzdeki demokratikleşme taleplerine: ye- relsij'asetbağlamındaAvnıpa Kentsel Şar- h, Yerel Yönetimler Özerklik Şarti gibi ulus- lararası belgelerdeki yapılanmalar da mut- lak suretle eklenmelidir. Kenti demokratik katriım ve yönetim anla}işında; Yerel Gün- dem 21, Kent Konseyl Kent Pariamentosu gibi örgütlenmeler söz,yetki ve karar sahibi ounaJıdırlar. Clkemizin dört bir yanında in- sanlar, çevre ve kentli haklanna say gılı. top- hıma ve kente karşı suç kavramının bilincin- de, sosyal hukuk ilkelerine bağlı, çıkar koruma değil değer korumayı amaç edinen siyasetçiieri görmeveyaratmaademhKİedir" Çevrecilerden 3. köprü karşıtı eylem 5 Haaran Dünya Çevre Günü etkiıüikleri kapsamında çevrecüerin eylemleri sürüyor. Amavutköy Semt Girişimi de önceki gün İstanbul BoğazTna 3. köprü karşıtı bir eylem yapt. Çevrecilerin çok sa> ıda tekney le gerçekleştirdiği eylemde yapılan açıklamada, Amavutköyiülerin gösterdiği tepkiler nedeniyle Tmansman yetersizliğinden yeni hükümet kunıluncaya dek köprü yapımının ertelendiği anamsatılarak "Yeni hükümet kuruldu. Finansman sorunu giderildiğinde 3. köprüyü day atacak nusınız? Yıllardan beri köprünün bir aldatmaca olduğunu anlatan bilim insanlannın, meslek odalannın. sivil toplum örgütlerinin görüşlerini hiçe mi sayacaksmız" denikiL (Fotoğrâf: UĞUR DEMİR) SFT alanında yapılaşmaya suç duyurusu NECATİAYGIN İZMİR-ÖDP Dıkih llçe Yöne- tim Kurulu, SİT alanlannı yapılaş- maya açtıklan savıyla Dıkilı Bele- diye Başkanı ve Dıkili Kaymaka- mı hakkında suç duyurusunda bu- lunacak. ÖDP Dikili llçe Yönetim Kurulu'nun savunmanlığını üstle- nen Avukat AHAskerAlkan." Yar- gı kararlannı uygulamay an betedi- ye başkanı ve ilçe kaymakamı suç işliyor. Her iki yönetici hakkında Dikili Cumhuriyet Savcılıgı'na suç duyurusunda bulunmak için tüm haariıklanmızı yaptık" açıklama- smı belirtirken, Kaymakam SaBh Gürhan. inşaatlann mühürlü ol- duğunu. çalışmalann sürmesınin mümkün olmadığını belirterek, in- şaat çalışmalannın kaçak olarak sürdürülmesi halinde yöneticiler hakkında gerekli işlemin yapıla- cağını söyledi. Dikili Belediye Meclisi. imar planındaU SİT Alanı" ve tanm ala- nı olan. Dikili, Uzunburun köyü Kanlıçukur mevkiinde 271, 272, 274.279,280 ve 281 parsel sayıh taşınmaz ve çevresine ait 11'5000 öl- çekli nâzım imar planı tadilatı ve 1 1000 ölçekli imar planını ona- yarak ımara açtı. Bu bölgede, SS Diyarbakırlı Doktorlar Sahil ve Sayfıye Evleri Konut Yapı Koope- ratifi'nin, konut yapmasına izin verilmesi üzerine, ÖDP Dikili ll- çe Yönetim Kurulu harekete geçe- rek, Dikili Belediyesi aleyhine yü- rütmeyi durdurma ve karann ipta- li için Izmir 4. tdare Mahkeme- si'ne başvurdu. Izmir 4. tdare Mah- kemesi'nce yapılan incelemede, bölgenin bir bölümünün StT alanı olduğu görüşüne vanldı. Mahkeme heyeti 21.4.1999 tarihli karannda yürütmeyi durdurma ve iptal kara- n verdi. Bu arada Dikili Kaymakamı Sa- lih Gürhan, kooperatif inşaatlannın mühürlü olduğunu belirterek. "Mahkeme karan henûz bize gel- medL Betedry^ye gehnişolabBir. Za- ten şu anda inşaat yasağı var. tnşa- aun devam ernıesi mümkün değil. Kaçak olarak yapılıyorsa. koopera- tif yöneticileri hakkında gerekli iş- leniyapılır.Eğerburadabeledi>«ıin bir ihmali varsa onlar hakkında da gerekli işlem yapılır" dedi. IRMIK /AYDIN ENGİN aenginfa doruk.net.tr. Finlandiya'yı yenen milli futbol takımı- mız yurda döndüğünde, onlan Atatürk Havalimanı'nda karşılayanlar arasında, göğüslerine bastırdıkları Türk bayrakla- n ile "şehit analan" da üstelik futbolse- ver kimlikleriyledeğil, "şehitanası" kim- likleriyle yer almasalardı da bu yazı ya- zılacaktı. 1 Ama belki bu kadar öfkeli olmaya- caktı. Günlerdir utanç verici bir "acı ticare- ti" sürdurülüyor. Analahn (ve babalann) yüreklerindedüğümlenmiş gözyaşlan, ar- sız zorlamalarla akrtılıyor: dal gibi oğul- lannı yitirmiş analann (ve babalann) acı çığlıklan siyasal rant ya da TV ratingi uğruna mıncıklanıyor... Ortaya "müdahilavukatlan" denen bir- takım adamlar çıktı. Aralannda "işken- cecipolis" olarak ünlenmiş, polisliği bı- raktıktan sonra avukatlığa soyunup, bu kez de başka işkenceci polislerin sa- vunmalannı üstlenerek ünlerine ün kat- mışlar ve katmakta olanlar var. Aralann- da Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nın ünlü MHP iddianamesinde, 1980 önce- si marifetlerine paragraflar, saytalar ay- nlmışlar var. Terörü, siyasal mücadele yöntemi ola- Şehit Analarını Rahat Bırakın! rak seçmiş bir örgütün elebaşısının yar- gılanmasında, oğullarını yitirenlerin mü- dahil olması hukukun bir gereği. Onla- nn bu "müdahaleyi" hukukçular yani avukatlar aracılığıyla yapmalan da son derece doğal. Gel gör ki ortada hukukçular değil, analann (ve babalann) acılanndan, siya- sal rant süzmek için çırpınan birtakım adamlar var. Mahkeme salonunda ne temsil ettik- lerı analann (ve babalann) çektikleri acı- nın hukuksal diyetini anyorlar, ne de dur- maksızın boy gösterdikleri TV ekranla- nnda hukukçu kimlikleri ile bir yargı sü- recinin tarafı olabiliyorlar. Mahkeme salonunda, "yargıç" kimli- ğine bugüne dek gölge düşürmemiş bir hukukçu, mahkeme başkanı Turgut Ok- yay'ın çileden çıkmasına kadar uzanan, hukukla uzaktan yakından ilintisi olma- yan marifetlerdumnaksızın sergileniyor. Sırtında hukukçu cüppesj taşıyan bi- ri tutuyor, terör suçunun yargılandığı bir mahkemede, sanığın soyunda "Erme- ni" olup olmadığını soruyor. Bu hukuk ayıbını düzeltmek yargıca düşüyor. Bir başkası kalkıyor, Türklerin Anado- lu'nun kapısını 1071'de açtıklan ilkokul tarih kitaplanndabileöğretilirken, "Tûrk- lerie Kürtlerin 4 bin yıldır bir arada ya- şadıklannı" ileri sürüyor. Cam hücrede siyasal pazarlıkyaptığıhı sanan, zembe- reği boşalmış "fmralı sakini" de tutuyor, söylenenin ne, söyleyenin kim olduğu- na bakmaksızın, bunlara tümüyle katıl- dığını söylüyor... Duruşma bitiyor. Bu kez de Mudan- ya Iskelesi'nde, sineğin yağından ha- ber çıkarmak için meslek ahlakının en temel ilkelerini bile umursamayan ra- ting bezirgânları kollan sıvıyor. "Müda- hil avukatı" denen zatlara kameralan yönettip, ekranlannı teslim ediyorlar. Ha- ber-röportaj kılıfı altında mide bulandı- ncı bir ırkçı gösteri başlıyor. O günkü duruşmada olup bitenler değil, sanık Öcalan'ın suçlan değil, bir halka yöne- len aşağılamalar, ırkçı kusmuklarekran- lardan evlerimize taşınıyor... Aynı anda bir başka ekranda şehit analanndan (ya da babalanndan) bir TV şovu isteniyor. Ana acısı, medya malı- na dönüştürülüp pazarianıyor. Bir rating avcısı, görüntüyü zenginleştirmek için eli- ne geçirdiği bir Türk bayrağını, bir ana- nın göğsüne şal gibi tutuşturuyor, bir babanın omzuna işporta malı gibi ası- yor. Olan bayrağa oluyor; olan ekran başındaki bizlere oluyor ve... Ve olan, oğlunun dinmeyen acısını bir yumruk gibi yüreğinde saklayan analara (ve ba- balara) oluyor. "Kanı kanla yumazlar" bir atalar sö- züdür. Hiç kuşkumyok, bunu ilk, bir ana söyledi. Ancak bir ana duyarlığı böyte- sine bir bilgelik üretebilir. Umudumu diri tutmak istiyorum. Şiddetin ve terörün yok olduğu, acı- lara yeni acılar katmayacak bir Türkiye, şehit analarının (ve babalarının), acı- lardah, hıçkınklardan, kin ve nefret da- mıtan siyaset ve rating bezirgânlannın elinden kurtulup, örneğin "Cumartesi Anneleri"y\e kucaklaşıp, "Bütün bunlar niye oldu ve bütün bunlar bir daha na- sıl olmaz" sorulanna yanıt aradıklannda doğacak. Umudumu diri tutmak istiyorum. Ana yüreğinden başka sığınacak ne- yimiz kaldı şu ülkede!.. (^ANAKKALE-tZMtR KARAYOLU Tarih ve doğayı yok edecek • Çanakkale-tzmir karayolunun Ayvacık- Küçükkuyu arasındaki bölûmünü deniz kıyısından geçiren proje, SİT alanlannı tahrip etmesi nedeniyle Kültûr ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kanunu'nu, kıyı dolgusu yapılmasını öngörmesi nedeniyle de Kıyı Kanunu'nu ihlal ediyor. tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Yapımına başlanan Ayvacık-Behramkale-Küçükkuyu yolu, kuzey Ege'de binlerce zeytin ağacının sökülmesinin yanı sıra tarihi ve doğal StT alanlannın da yapılaş- mayaaçılmasına neden olacak. Yöre halkının ve ye- rel yöneticilerin karşı çıktığı yeni yol. Kazdağı üze- rinden geçen mevcut yolun rampalı ve virajlı olma- sı gerekçe gösterilerek deniz kenanndan geçıriliyor. Yerel yöneticiler, mevcut yolun çok daha az bir ma- liyetle ve doğaya zarar vermeden rahatlatılabilece- ğini söylüyoTİar. Çanakkale-îzmir karayolunun Ay- vacık-Küçükkuyu arasındaki bölûmünü deniz kıyn- sından geçiren proje, StT alanlannı tahrip etmesi ne- deniyle Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Ka- nunu'nu, kıyı dolgusu yapılmasmı öngörmesi nede- niyle de Kıyı Kanunu'nu ihlal ediyor. Yeni yolun, 400 binden fazla zeytin ağacının da sökülmesine yolaçacağı, ancak en önemli tahhbatının. kuzey Ege'de tek bakirkalmış alanlan yapılaşmaya açma- sı olduğu savunuluyor.Yolun, 1. derece doğal StT alan- lanndan geçmesine karşın. projeye Bursa KTVK Kurulu'nun onay verdiğine dikkat çekihyor. Yola karşı çıkan Altınoluk Belediye Başkanı ts- mail Aynur. 17 kilometre olan Ayvacık-Küçükku- yu arasındaki mevcut yolun yalnızca yedi kilomet- relik bir bölümünde sıktntı bulunduğunu, geri kala- nının ise her türlü gereksinime yanıt verebilecek ni- telikte bir yol olduğunu belirtti. Yerel çevre kuruluşu GÜMÇED'in Körfez Şube Başkanı MehmetAldfÖznal da, 1. derece doğal SİT alanından geçecek yolu. "göz göre göre o böigeniıı yağmalanması amaav lageçirflen bir rantyohı" ola- rak nıtelendirdi. Yetmiş beş yıllık özlem ŞEVKİAVCI POÇA - Foçalılar 75 yıllık özlemlerini mutlulu- ğa dönüştürmek için Limni (Lemnos) ve Midilli (Lesvos) adalannl ziyaret ettüer. Karşıuklı değjşim- den (mübadele) 75 yıl sonra Foça Belediyesi Tarih Araştırma Merkezi SorumlusuNevm Köylünün gi- rişimiyle gerçekleşen geziye, dördü Limni doğum- lu. birçoğu Limni ve Midilli kökenli 49 kişi kaöldı. Limni dogumluRaşttKenıafiBonnevaLLimnrnin 1912 yılında Yunanistan'a geçtiğıni, 1924"e kadar tek tük üzücü olaylaruı yaşandığmı ailesinden öğ- rendiğini belirterek anılannı şöyle aktardı: "13 Ma- yıs 1924'te. vani bundan 75 yıl önce limni'den ayrd- mak zorunda katan 1636 Idşnun icinde ben, Musta- fa Kozlu, Hilmi Özbek, Hüseyin lyigün ve bu gezi- ye katüamayan Hayri Gür de vanü. Kırzade isimli gemiyleFoça"yagittik. Göç zorunluydu. Sevdiklerin- den aynlmak istemey en iki genç kızm dcjinda bütün Türkler adadan aynklılar. Bu dunım gidenler için dezordu, kalanlar içinde. Asırlann liirikiminu dost- luklan-sevgileri geride bırakmak iki taraf için de zor okiu.Büj'ükJerimYunankomşulanvlaolansevTCen- Hlderinden söz ederterdL 1912'de ada Yunanistan'a geçtikten sonra yaşanan btrkac oiavm az sayıdaki ırkçı Yunanlı tarafından çıkarhkhğını: Yunanlılann çoğunluklaTürklerk'iviilişkilcriçinde olduğunu da büyüklerinıden dinledim. Limni'deki caminin yeri- ne kahvt yapümış.Foca'daki kilisderden hiçbiri kat- mamış. Bu anlamda da Yunanhlar \e Tfirkler birbi- rimize çok benzjyoruz." Foçahlann geldiğini öğre- nen Mypina Kasabası Belediye Başkanı Sabalos Kostas. belediye meclisi salonunda konuklara bir kokteyl verdi. Kostas. Foçahlann gelişinden duydu- ğu memnuniyeti belirterek "Hepiniz, sevgi>'le,dost^ lukla boşgetdiniz'" dedi ve konuklara ziyaret anısı- na bir plaket verdi. 75 yıldır özenle saklanmış fotoğraflar ve tarifler üzerine evler, bahçeler arandı. 5 yıl önce Foça'ya gelen Foça doğumiu Yunanhlar, kiliselerini bula- mayınca şaşırmadılar. Çünkü onlar Yunanıstan'da- ki catniterin yıkıldığına tanık olmuş, ama karşı çık- mamışlardı. Limni'ye giden Türkler de şaşırmadı- lar. Çünküonlarda Foca'daki kiliselerin yıkımına ta- nık olmuş ve sessiz kaimışlardı...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear