Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9MAY1S1999PAZAR
14 KULTUR
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
Savaşçı Osmanh / Sanatçı Osmanl
• Bu kez bambaşka bir ortamda
Topkapı'nın görkemi yaşatılıyordu
Paris'in Versailles Sarayı'nda.
Osmanhlann 700.yıl kutlamalan
çerçevesinde Paris'e taşman
Topkapı Sarayı'nın parçalan şimdi
bir başka kimliğe bürünmüş
duruyordu karşımızda.
PARİS-Çocukluğumuzdan bu yana Topkapı Sa-
rayı'nı kim bilir kaç kez gezmiş, geçmişimizin
hazinesini ve atalanmızın yaşamı üstüne deb-
debeli imgelerkurmuştuk. Bu kez bambaş-
ka bir ortamda Topkapı'nın görkemi ya-
şatılıyordu: Paris'in Versailles Sara-
yı'nda. Osmanhlann 700. yıl kutlama-
lan çerçevesinde Paris'e taşınan Topka-
pı Sarayf nın parçalan şimdi bir başka
kımlıge bürünmüş duruyordu karşımız-
da. Yalnız Topkapı degıl, Türkiye'nin
degişik müzelerinden de derlenmiş de-
ğerli parçalar vardı. Bütün butarih-
sel değerleri gezerken bir şeyin da-
ha altını çizmemiz gerekiyor. Tasa-
nmı. düzenlemesi ve sunumuyla
bugünkü Tük insanının değeri. Kül-
tür insanlanmızın, siyasetçilerimi-
zin, sanat ve bilim adamlanmızın bu
sergiyi bu düzeyde gerçekleştirmede-
kı başanlan. Başta FilizÇağman
ve Nazan Ölçer olmak
üzere Kültür Bakanı İs-
temihanTalay, Dışışle-
n Bakanhğı Kültür Da-
ıresı Başkanı Metin
Göker gibı emeği ge-
çen herkesın aklına. eli-
ne sağlık. Osmanlı lmparatorluğu'nun yalnız cen-
gâver, savaşçı özelliği değil. tüm sanat dallanru yü-
celten o incecik işlemeleri de sergi kapsamında yer
almış. Tüm savaş aletlerinin. kaftanlann heybetin-
den sonra o güzelim altın tahta ulaşıyorsunuz. Üs-
tünde ünlü zümrüt taşlannın ışıldadığı. Karanlık
geçitlerin çevrelediği puslu ışıktaki cam kutulann
içinde her bir el işi ayn bir devingenlik içinde pa-
nldıyor. Sanki o kaftanlar yürüyüşe geçmiş as-
kerler dizisini oluşturuyor. Sanki o el yazması Ku-
ran-ı Kerimlerin her birisi boşluğa asılmış ve yap-
raklan uçuşuyor. Dokumalar, çiniler, gümüş, al-
tın işlemeleri, ziynet eşyalan. minyatürler, her bi-
ri tematik birbütünlük içinde Osmanlf nın öykü-
sünüanlatıyor. Bu düzenleme için serginin ttal-
yan miman Roberto Ostinelli'yi de aynca
kutlamak gerek.
Elçilerle ilgili odayı geziyoruz. Os-
manh elçisinin Versailles Sarayı'nm
bahçesindeki kabulünü anlatan bü-
yük bir tablo. Versailles arşivınden. Ya-
nında bir Fransız elçisinin Osmanh
Sarayf ndaki kabulünü anlatan bir
tablo, Topkapı arşivinden. Öte yan-
da Istanbul'u 1660'larda zıyaret eden
Fransız elçisinin ve aynca eşinin Türk
giysileriyle yapılmış yaglı boya port-
releri. Kimbilir belki de bu elçiydi
Moliere'e ve Lully'ye bil-
gileri aktanp "Kibarhk
BudabsTadlı komedi-
balesi için esin veren!
Soma "Kibarhk Bu-
dalasTnın 1670'deki
temsiline ilişkin prog-
ram kitapçığı sergilen-
miş. Molier, kendisı Grand
Müftürolünde!
Serginin açılışında iki ülkenin cumhurbaş-
kanlan, kültür bakanları, müzecileri ve Türki-
ye'den kimi gazetecilerle işadamlan yer almıştı.
Versailles Sarayı'nın dehlizleri arasındaki merdi-
venlerden geçerek Marie Antoinette'in tiyatrosu-
na ulaştık. Fazıl Say'ın resitalin-
i dinlemeye koyulduk. Resitaldekı yapıtlar bugün-
kü Türk sanatçısının vardığı bireşimin örnegiydi:
Mozart'ın, sonu "alla hırca" (Türk Marşı) ile bi-
ten K 331 sayılı La Majör sonatı; Ulvi Cemal Er-
kin'ın "Duyı^Jar"ından seçılerek bir sonat formun-
da sunulan parçalan; Fazıl Say'ın piyanonun tel-
lerinden bağlama sesi yansıttığı "Karatoprak"
adlı yapıtı yer alıyordu. Bis olarak çaldıgı parça-
lar ise yine incelikle düşünülmüştü: Fransızlar'ın
sarayında. o tarihsel görkemin içinde modern bir
Fransız bestecisinden, Debussy'den "Sular Altın-
da Kalrrus KatedraP başlıklı prelüdü seslendırdı.
tzlenimci müzik akımının tüm öğelerini gözeten
yorumuyla, yüzyıllar boyunca sulann aşındırdığı
batık katedrali gün ışığına çıkardı. Resitalin en
başanlı yapıtıydı. Ve onca Osmanlı-Türk esinti-
leri arasında Fransız kültürüne güzel bir selam!
Versailles Sarayı'ndaki mûzik diıüetüeri
Serginin açılış töreninde Versailles Sarayı'nınbah-
çesinde yer alan Mehteran Bölüğü'nün dinletileri
9 Mayıs'a dek sürecek. Yüzyıllar boyunca banşta
ve savaşta olduğu gibi bugün de özgün giysileri ve
çalgılanyla yabancılan çok etkiliyorbu dinletiler.
22-23 Mayıs'ta KudsiErguner'in yönetiminde se-
mah gösterileri var. 25 Mayıs'ta Necdet Yaşartop-
luluğu 17. ve 18. yüzyıl saray müziğinden örnek-
ler verecek. 5 Hazıran'da Bezmara Topluluğu Di-
mitri Kantemir'in yapıtlannı seslendirecek.
Bundan sonra iki dinleti Türk müziğinin esiniy-
le yazılmış Batı müziği yapıtlanna aynlmış. Bir baş-
ka özellik de bunlan Fransız müzikçilerinin yorum-
layacak olması. 27 Haziran'da Couperin'in "La
Sultane"; Ratneau'nun "Les Indes Gallantes";
Lully'nin "Burgeoisgentilhomme*' adlı yapıtlan Ca-
riccio Stravagante Topluluğu tarafmdan seslendi-
rilecek. 3 Temmuz'daki program "alla turca" baş-
lığını taşıyor. Bu kez Mozart'ın "Saraydan KH
Kaçırma" operasından ve Rossini'nın "İtaiya'da
bir Türk" operasından uvertür ve bölümler Phili-
dor Topluluğu taraftndan çahnacak.
Böylece Versailles Sarayı'ndaki sergi görselli-
ği kadar sesiyle de Osmanh izlenimlerini ve Os-
manh imgesinin Batı'daki etkılerini ortaya koy-
muş olacak.
İDOB DAN HOFFMANN'IN MASALLARI
Düşle gerçek arasında
'ideal kadm'a ulaşmak
KültürServisi-lstanbul Dev-
let Opera ve Balesi. sezonu ye-
ni \e görkemli bir prodüksiyon-
la, Jacques Offenbach'ın ünlü
operası "Hoffmann'ın Masal-
Un" ile kapatıyor. Alman ro-
mantızminin ünlü temsilcilerin-
den şair. yazar E. T. A. HofT-
mann'ın üç hikâyesinden Jules
Barbierve MichelCarretarafin-
dan oyunlaştınlan "Hoflmann'm
Masallan" daha sonra opera
metnine dönüştürülmüştür. Fan-
tastik opera olarak tanımlanan
ve ilk sahnelenişi 10 Şubat
1881 'de Paris Opera Comique'te
gerçekleştirilen "Hoffmann'ın
Masallan". özellıkle operetleri
ile ünlü OfFenbach'ın, ölümün-
den önce bestelediği son opera.
Sanatçının düşle gerçek ara-
sındaki dünyasını ve ideal 'ka-
dın'a ulaşma çabalannı anlatan
"Hofftnann'ın MasaUan". ts-
tanbul Dev let Opera ve Balesi
tarafından 13 ve 15 Mayıs tarih-
lerinde Atatürk Kültür Merke-
zi Büyük Salon'da sergilenecek.
Ardından 3 Temmuz'da 6. As-
pendos Uluslararası Opera ve
Bale Festivali'nde temsil edile-
cek.
Başak Sigorta'nın sponsor-
luğunda gerçekleştirilen "Hoff-
mann'ın Masallan"nı lstanbul
Deviet Opera ve Balesi Müdüı
ve Genel Sanat Yönetmeni Vek-
ta Kara sahneye koyuyor. Ese-
rin orkestrasını konuk şef İvan
Anguelov yönetiyor. Dekor ta-
sanmı DuyguSağıroğlu'na. kos-
tüm tasanmı Sevim Çavdar'a
ait. Koro şefi ise GökçenKoray.
Koreografiyi Erdal Uğur, ışık
düzenini Ahmet Defne gerçek-
leştiriyor.
Eserde başhca rolleri Büknt
KütekçL, Cemakttin Kunıgüt-
Ki,Öztem Soydan, Efsun Öztop-
rak. Jakün Çarkçı, Mesut tktu,
Suat Ankan, Kenan Dağaşan,
KevorkTavitvan, AyHn Ateş, Şa-
mil Gökberk. Hülya Sancakh.
E\nen Ekşi. L>nn f. Çağlar,N0-
günArda,GökhanCrben,Çağ-
n Köktekin, Ahmet Yazıcı, Ali
Aybarve Nursel Söıunez payla-
şıyorlar.
MARSHA HUNT DERS VERECEK
Irlandalı mahkûmlar
yaşadıklannı yazacak
Kültür Senisi -
Yazar ve oyuncu
MarshaHunt trlan-
dalı mahkûmlann
kendi yaşamöykü-
lerini yazmala-
rı için ders
veriyor.
Mahkûmla-
nn toplu ça-
lışmalan,
"The Junk
Yard" adıyla
yayımlanacak.
nın sunulduğu bu kitabı çok et-
kileyici bulduğunu söylüyor.
Hunt'ın öğrencilerinın çoğu
genç yaşta uyuşturucu kullan-
maya başlamış ve çoğu uyuş.-
turucu parasını ödemek ama-
cıyla hırsızhk yaptığı için
hapishanede. Hunt. ilk
derslerinde öğrencilerine
şunlan anlatmış: "Bazıga-
zetecüerve senaryo \-azaria-
n, mahkûmlarve sizin günlük
yaşamınızıotuşturan u>ııştu-
rucu nakkında yaz-
dıklanylapara
Hunt.
geçen ekım ayından bu yana,
Dublin'de uyuşturucu bağımlı-
lannın bulunduğu Mounrjoy Ha-
pishanesi'nde 17 eroin bağım-
lısına, kendi yaşamöyküsünü
yazması için yardım etti.
Düzenli olarak Mounrjoy Ha-
pishanesi'ni ziyaret eden Hunt.
burada 23 mahkûmla vvorkshop
gerçekleştirdi. Kitabın önsözün-
de Hunt, bu çalışmaya başladı-
ğında yaşadıklannı anlatıyor;
mahkûmlann yaratıcıhklannı
geliştirmek için onlara şeker, si-
gara ve kitap gıbi hediyeler al-
dığını belirtiyor. Birmahkûmun
40. doğum günü nedeniyle pas-
ta götürdüğünde ise diğer mah-
kûmlann pastanın üzerindeki
mumlan çalarak eroin ısıtmak
için kullandıklarını aktanyor
okuyuculara.
Booker Ödülü sahibi Roddy
Dovle ise mahkûmlann yetişme
ortamlan, nasıl uyuşturucu ba-
ğımlısı olduklan ve yaşamlan-
kazanıyoriar.
Eğer insanlarbu konudabir şey-
ler okunıak istiyoriarsa siz >aşa-
dıklannızıyazm." Etersleri, kim-
senin bir diğennin yazdıklany-
la alay etmemesi gibi belırli ku-
rallar çerçevesinde gerçekleş-
tirdiğini belirtiyor Hunt.
Phıladelphiah birpsikiyatnn
kızı olan Marsha Hunt, Berke-
ley Üniversitesi'nde eğitim gör-
dü. Henüz 21 yaşmdayken Lond-
ra'ya taşınan Hunt bir süre Mick
Jagger ile birlikte oldu. Jagger,
Hunt için "Brmvn Sugar" adlı
şarkıyı yazdı.
Bir zamanlar "Hair" müzi-
kalinde soyunmasıyla tanman
Hunt, bugüne dek beş kitap yaz-
dı. Yönetmen sevgilisi Alan Gfl-
senan ile birlikte yaşamak için
Ingiltere'den Irlanda'ya taşın-
dı. MarshaHunt'ınkitaplan ara-
sında biyografısi ve 100 yaşın-
daki büyükannesinin yaşamını
anlattıgı "Repossesing Ernesti-
ne" yer alıyor.
SenegalliheykrftraşOsmaıı Sow'un63öyküanlatande%he>keli. (Fotoğraflar. İNCt ASENA)
Paris 'te Pont des Arts 'da çarpıcı bir açık hava sergisi
Osman Sow'un dev heykeUeri
• Köprü bir ucundan
öbür ucuna Zulu
yerlileriyle, çıplak Nuba
güreşçileriyle, Peul
göçebeleriyle, Masai
savaşçılanyla kaplı. Hepsi
boylan iki metreyi aşan
devasa heykeller. Aynca
•'Little Big Horn' savaşını
canlandıran 35 figür var.
İNCt ASENA
PARİS - Kıskançhk duygusuyla >ii-
rüyorum gene. Paris'e ne zaman gel-
sem bu duygu beni bırakmıyor; belkı
de onda kötü olanı görmememin ne-
deni bu.
Concorde Meydanf ndakı "George
Pompidou et Modernite" sergisinden
çıktırn, Rivoh Caddesi'nden aşağı doğ-
ru yürüyorum. Böylece Seine Nehri
kıyısına kadar indim. Hava soğuk, yağ-
mur yağıyor. Solda, ileride, Pont des
Arts. Yogun bir kalabalık seçiliyor üzerinde.
Uzaktan benim boyumda posumda insanlar-
la dolu olduğunu görüyorum köprünün. Bir
de daha kocaman insanlar seçiyorum. Çıp-
lak. yan çıplak...
Köprüye yaklaştıkça insanlarla heykelle-
ri ayırt etmeye başhyorum.
K.öprünün başında bir tabela var. Fransız-
ca. Senegalli heykeltraş Osman Sow' un hey-
kel sergisi olduğundan başka bir şey anlamı-
yorum. Neden yalnız Fransızca, diye düşü-
nüyorum. Belki de sanata ilişkin yapılan ne
varsa turistik bir amaç gürmüyor Fransa'da...
Sanat evrensel olsa da ve evrensel olduğu için.
Hareket ve anlatım gücü
Serginin daha ilk günü çoluk çocuk izle-
meye gelmişler.
Köprü bir ucundan öbür ucuna Zulu yer-
lileriyle, çıplak Nuba güreşçilenyle, Peul
göçebeleriyle, Masai savaşçılanyla kaplı.
Hepsi boylan iki metreyi aşan devasa hey-
keller. Gruplar halinde; tablo bi-
çiminde yapılmış ve yerleştiril-
mişler. Çocuğunu emziren anne,
dövüş sahnesi. aile yaşamı. din-
sel törenler, eşinin saçıru ören bir
Peul kadını. koç kesen çocuğa
yardım eden yaşlı bir adam.
Köprünün üzerinde aynca Be-
yaz Amerikalılarla Kızılderililer
arasında geçen ünlü "Little Big
Horn" savaşını canlandıran 35
figür var. Zafer kazanan Siular,
Çeyenler, General Custer'vnölü-
mü, yaralı atlar. tabanca düello-
su. atlar üzerinde Şef İki Ay... Et-
nik Afnka parçalanndan ayn-
lan Vahşi Batı sahnelen... Sovv,
"Hareketbeniilgilendiriyor" di-
yor. "Vahşi Batı bana bunu sun-
du. ÜsteUk zayıfin kazandığı bir
savaş. Sonunda tarih onlara i>i
davranmadı ama vakarladiren-
düer."
63 yaşındaki Osman Sow, on
bir çocuklu bir ailenin altıncı
çocuğu olarak Dakar'da doğdu.
Çocukluğundan beri heykel ya-
pan sanatçı, 22 yaşında Paris
Güzel Sanatlar Okulu'nda oku-
mak için oraya gitti, ama sanat-
la nasıl geçineceğini bilmediği
için fizyoterapist oldu. 26 yıl
yalnızca boş zamanlannda hey-
kelleuğraşanSov.. 1989'daisti-
fa edip kendini tümüyle heyke-
le verdı. Leni Ricfenstahl' ın Su- Heykellerin iskeletini demir payandalar oluşturuyor
danlı yerliler fotoğraflanndan esinlenerek
ilk dev boyutlu Nuba insanlan heykellerini
1980'de yapmaya başlamıştı. Güçlü kaslan,
dinamik. hareket halinde bedenleriyle ka-
dınlar. erkekler; boyalı yüzlü çıplak güreş-
çıler, oturan. ayakta duran, dövüşen figürler.
Sanatçının yapıtlanna inanılmaz hayat gû-
cünü veren, onun fizyoterapist olmasından
ileri gelen anatomi ve kas yapısı bilgisi. Ha-
reket ve anlatım gücü Sovv'un heykellerinin
en çarpıcı yanı. Geri dörıüşümlü. ucuz mal-
zemeden -plastik. kum. ip. saman. kil. renk-
lendirici çuval bezinden şeritler ve kendisi-
nin yıllar içinde oluşturduğu 20 niaddenin ka-
nşımı bir çeşit yapıştıncı- yapılan heykelle-
nn iskeletini demir payandalar oluşturuyor.
So\v ellenyle eğıyor, büküyor, yoğuruyor,
malzemeyi biçimlendiriyor. Ve sonunda san-
ki gerçekten Afrikatoprağından ftrlamış hey-
keller ortaya çıkıyor. "Sonucun nasıl olaca-
ğı hakkında belU beürsiz bir fikrim vanhr
ama" dıyor Sovv, "onlann biçimlerinin, ta-
vıriannm. anlanmlarmınfleriedikçeortaya çık-
malannı. gelişmelerini yeğlerim. Bittiklerini
hissettiğim zaman dururum." Sanatçı doğru
yüz yapısını elde etmek için kapalı bir ağız
yaptığı zaman bile içine tüm dişleri yerleş-
tiriyor.
Bir başı eğik olmama hali var
63 dev heykel. Öykü anlatan; gücü ve yu-
muşaklığı birlikte aktaran heykeller. Duyarlı
ama duygusal değil. Kin, intikam, gözyaşı
yok. Dizüstü yere çökmüş, arkaya doğtu bü-
külmüş Kızılderilinin üzerinde ne kurşun ne
kan izi; ama yüzünün sâkin ıfadesinden. göz-
lerinin garip, boş bakışından ölüm anmı ya-
şadığını anlıyorsunuz.
Her şeyden önce bir "vakar'' var heykel-
lerde, bir başı eğik olmama hali.
Köprünün üzerinde yürürken en çok bu
*vakar"ı algıladım.
Bilgileri "Tînıe''dergisininyazan TalaSka-
ri'nin yazısmdan aldım. Mart ayının çok so-
ğuk bir gününde Seine Nehri'nin
bir ucundan gelip öbür ucuna doğ-
ru giden rüzgâra göğüs germeye
çahşarak yağmurdan ıslanmış kü-
çük fotoğraf makinemle Pont des
Arts'ın üzerinde yürüyorum. Ken-
dimi ortama ve heykellere olduk-
ça yabancı hissederek yürürken
heykellerdeki gerçekliği, gücü ve
vakan görüyor, ama onlar hak-
kında hiçbir şey bilmiyordum.
Aklımdan çıplak heykeUeri şalla
örten deviet adamlan, ahlaka ay-
kın dıye açık alanlardan heykel
kaldırtan belediye başkanlan, ne
kültüriiymüş. ne mozayiğiymiş
diyen politikacılar, tarihi bir ya-
pının banyosundan "Bu eski püs-
kii şeyler buraya yakjşır mı!" di-
yerek her şeyi söktürüp pınl pınl
musluklar taktıran, yepyeni sera-
mikleryapıştırtan cumhurbaşkan-
lan; Taksim Meydanı'na yerleş-
tirilenkorkunç mermer sıralar, iş-
yerimin sokağmdaki Afiika Han'ın
parça parça çürüyüp dökülüşü,
her ay o ahşap yapıdan koca par-
çalannın yere düşüşü; kentirnde-
ki pislik, bakımsızhk, zevksızlik
ömekleri gelip geçivordu.
Belki bu sergiyi Istanbul'a da
getirmek isteyenler olabilir, Kızıl-
derililerin de Türk olduğuna ina-
nanlar arasında.
Olur a Paris'e giderseniz, ser-
gi 20 Mayıs'a kadar sürüyor.
Y A
Smith, Muhammed
Ali içinringeçıkıyor
• Sharon Stone,
Woody Allen'la ayru
filmde rol alabilmek için
normal ücretinin çok
daha altmda bir fıyata
çalışmayı kabul ettı.
Senaryosunu Bill
Wilson'ın yazdıgı ve
Alfonso Arau'nun
yönertiği filmde Allen.
kansı rolündeki Stone'u
ikiye bölebilmek için
illüzyonist olmaya
çahşan bir kasabı
canlandınyor.
• wuı smith. 20
yüzyılın en önemli
Amerikalı sporcusu
seçilen ve yine son 50
yılda dünya tarihine en
fazla damgasını
vuranlardan b;ri kabul
edilen profesyonel ağır
sıklet dünya şampıyonu
Muhammed Ali'nın
yaşamını anlatacak
filmde başrolü
canlandıracağını
açıkladı. Son dönemin
gözde oyuncusu ve rap
yıldızı Wıll Smıth'li
kadro bu yaz çekımlere
başlayacak.
• Noel Covvard ın
en önemli yapıtlanndan
biri olarak
değerlendirilen After
The Ball, ıızun bir
aradan sonra
önümüzdeki ay Covent
Garden Festivali'nde şef
John McGlinn
yönetiminde
seslendırilecek. Yapıtın
seslendirilmesıne 1954
yılında karar verilmiş,
ancakbukarar
uygulanamamıştı.
• Tom Cruise ve
Nicole Kidman, Stanley
Kubrick'in son fılmi
Eyes Wide Shot'daki aşk
sahnelerini çevirebilmek
için seks terapisine
devam ettikleri
yolundaki söylentileri
yalanladılar. Kubrick'in
ölümünden önce
çekimlenni tamamladığı
son fılmi Eyes Wide
Shut'ınprömiyeri
temmuz ortasında
Amenka'da
gerçeklesecek. Geçen
mart ayında yaşamını
yitiren yönetmenin
çekimlenni büyük bir
gizlilik ve titizlikle
tamamladığı fılm, cinsel
takıntılar ve kıskançhk
temalanndan yola
çıkıyor. Filmin gösterime
giriş tarihi yönetmenin
ölümünün ardından
tartışma konusu olmuştu.
• Leonardo
DİCapriO bu kez
yapımcılığa hazırlanıyor.
Kevın Baker'ın
'Dreamland' adlı
romanından sinemaya
aktanlan filmde,
Avnıpa'dan Amerika'ya
yolculuğu sırasında
Freud ve Jung'la a>Tu
gemıde bulunan bir
göçmenin öyküsü
anlatılıyor.
• Ray Fearonm
1959 yıhndan beri
Londra'da Othello'yu
canlandıran ilk siyah
aktör olması, tngiltere'de
ırk aynmcılığı
tartışmalannı yenıden
gündeme getirdi. Ancak
tartışma konusu bu kez
Othello rolûnün bugüne
kadar siyah oyunculara
oynatılmaması değil.
siyah oyunculann
metınde oyuncunun
siyah olduğunun
belirtilmediği
durumlarda rol
alamamalan. Ov'uncu
ajanslannda siyah
oyuncularla beyaz
oyunculann dosyalannın
a>n tutulmasma tepki
gösteren kesimler, lngiliz
tıyatro yönetmenlerinin
çoğunun Margaret
Thatcher'm çocuklan
olduklannı, onun
politikalannı sanata
taşıdıklarını söylüyor.
• Samuel L
JaCkSOII 70'h yıllann
fılm kahramanı dedektif
Shaft'ı canlandırmaya
hazırlanıyor. John
Sıngleton'un yönetecegi
filmde. öncekılerde
olduğu gibi yine Isaac
Hayes'in müzikleri
kullanılacak.
• Mlchael j. Fox
geçen yıl parkinson
hastalığını kontrol alttna
almak amacıyla geçirdiği
operasyonun başanlı
sonuç verdiğini.
ağnlannın hafıflediğini
\e artık çalışabilecek
durumda olduğunu
açıkladı.
• Adriano
CelentanO'nun yenı
albümü Italya'da
yayunlandı. Şimdiden
150 bin sipariş alan
albümün adı 'Io Non So
Parlared'Amore'.
• Don DeLillo,
Jerusalem Ödülü'nü
kazanan ilk Amenkalı
yazar oldu. Yapıtlan,
bireyin toplum içindeki
özgürlüğünü irdeleyen
yazarlara verilen ödüle
daha önce de Milan
Kundera. Mario Vargas
Llosa. V.S. Naipaul,
Graham Greene, Simone
de Beauvoir ve Jorge
Luis Borges değer ^
bulunmuştu.
• sinead O'Conner,
hac yolculuğuna çıkmaya
ve rahibe olmaya
hazırlanıyor. Bir
zamanlar Papa 2. John
Paul'un resmini yırtan
O'Conner, yeni bir
başlangıç olarak saydığı
bu yolculuk sayesınde
Rahibe Bernadette'nin
ruhuna ulaşmayı ıstıyor.
• Robert De Niro
geçen hafta yaptığı basın
açıklamasında.
Brooklyn'de bulunan ve
üç stadyum
büyüklüğündeki Navy
Yard tersanesini,
Hollywood dışında yer
alan en büyük fılm
stüdyolanndan birine
dönüştüreceklerini
bildirdi.
• Tomb Rlder adlı
video oyununun
kahramanı Lara Croft
beyazperdede...
Yapımcıhğını
Paramount'un üstlendiği
fılmi Stephen Herek
yönetecek. Croft
karakterini kimin
canlandıracağı ise henüz
belli değil.
• 21. Uluslararası
Moskova Film
FeStİVall, Rusya'daki
ekonomik kriz nedeniyle
iptal edileceği yönündeki
söylentilere karşın 19
Temmuz'da başlayacak.
1959 yılından bu yana
her yıl gerçekleşen 10
günlûk festivalin
düzenleme komitesinde
Başbakan Yevgeny
Primakov da yer alıyor.
Ünlü Rus oyuncu ve
yönetmen Nikıta
Mikhailkov geçen yıl
Rus Film Yapımcılan
Birliği'ni yönettiği
dönemde, festivalin
progTam bakımmdan
Cannes. Venedik ve
Berlin gibi Avrupa film
festivallerinin çok
gerisinde kaldığı
gerekçesiyle
ertelenebileceğini
açıklamıştı.