02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S^YFA CUMHURİYET 14MAYIS1999CUMA HABERLER DÜINYADA BUGUN VLİ SİRMEN «atı Kulüpçü'MilliGÖPÜŞ Merve'nın türbanı bir simge. Inanç kisvesi altın- oa laık düzeni yıkmak isteyenlerin simgesi. Olayın bu yönü açık. Ârna aynı zamanda Merve'nin türbanı ile neler gizlenmek istenmiyor ki? Arslan gizlenmek istediğinde, güneşeyatar. Av- cı gözüne gelen güneşten, arslanı fark edemez. Hayvansal içgüdü, zekâyı da aşarak özgün bir yöntem bulmuştur: Aleniyet ile gizlenme. Chate- aubriand, Elbe Adası'ndan kaçarak Paris'e doğ- ru yol alan kaçak Napoleon'un o görkemli yürü- yiişünü anlatırken bu yöntemı anımsar. Merve olayında öylesine gerçekler gizlenmek is- tendi kı, bu kez çöl arslanının yöntemının tam ter- sı gerçekleşti. Saklanmaya çalışılanlar alenı oldu. Bu genç kadının kör inadı, bütün dikkatleri üze- rine çekti. Herkes ona bakmaya başladı ve Merve örtünme ınadıyla bir sürü gerçegı çırılçıplak gözle- rirnızin önüne serdi. O bize kanıtladı ki, başını açmasını engelleyen inancı, yalan söylemesıne hiç engel olmuyordu. O ve benzerleri, kendileri ve başkaları hakkında her türlü yalanı mübah görüyorlardı. O bıze gösterdi ki, bu girişimlerınin halkın inan- ctyla hiçbir ilişkisi yoktur. Çünkü insanlanmızın ço- ğunluğu, bir yalan dolan düzeni içinde yaşıyor bi- le olsalar, hamdolsun. yalanı ve hileyi tutmuyoriar. Merve, önce milletvekili olmak için başvurmuş, FP'den seçılecek yerde adaylığı cebe koymuş, sonra koşmuş, doğru ABD'ye, Sam Amca'ya bağ- lılık yemini etmiş ve bu yemıninden sonra seçilip TBMM'ye girmiş ve ilk işi de laik Türkiye Cumhu- riyeti'nin temelini dinamitleme girişimi olmuş. Merve Kavakçı, 1996'da sonradan yeni ya da asıl vatanı olacak olan Sam Amcası'nın ülkesinde ABD'yi övmüş, laik Türkiye Cumhuriyeti ile kuru- cusuna da sövmüş. Ama bütün bunlar FP'yi rahatsız etmiyor, onlar, Amerika'nın Türkiye'nin dostu olduğunu söylüyor- lar. Hatta Nazlı llıcak Amerikan vatandaşlığını, la- iklik güvencesi olarak görüyor. Bir tek ABD'nin na- mahrem olmadığını söylemediği kaldı. Onu dinle- yenler, hani neredeyse, Türkiye'de laikliği ABD yer- leştirdi sanacaklar. Amerikalı olmak, laiklığın güvencesi oluyor 1999 Türkiyesi'nde. Insan aklını oynatacak. Merve'nin ardında kim var? Necmettin Erbakan. Necmettin Erbakan yıllarca politikasını ne üzeri- ne oturttu ve karşıtlarını ne ile suçladı? Erbakan yıllarca ABD'ye sövdü, Siyonizmi lanet- ledi, kendi yanlarında olmayanları ve laikleri Batı Kulüpçü olarak suçladı. Erbakan'a göre "Kuvvacılar ile onlann düşün- celerini hâlâ savunanlar Batı Kulüpçüler"d\. Sonra ne gördük? Gördük ki ABD'ye övgüler yağdırırken Türkiye'ye söven bir Amerikan vatandaşını, aday göstertiyor Erbakan. Erbakan kilolarca altın toplamış bir lider. Hakkı da var, belkı de başı sıkışınca bu altını bozdurup durumu kurtaracak. Ve herkese Batı Kulüpçü diye saldıran Erbakan, Amerikan vatandaşını Türkiye'de yasamanın içıne sokmuş olan kişi. Ve herkes bili- yor kı, Merve Kavakçı Fazilet'in tek Amerikalı ha- tun milletvekili değil. Üstelik önce RP'nın, sonra da FP'nin temsil et- tiği görüşün kendisine yakıştırdığı etiket 'Milli Gö- rüş 'tür. ABD uyruklu milli görüş. Hadi canım sen de! Bütün bunlan izlerken göz- lerimin önünde hep Hacıfışfış'ın görüntüsü, kula- ğımda sözleri. "Bunlann hepsiüaziz vatandaşlanm, taklittiir, Ba- tı Kulüpçüdür, siz Milli Görüş'e gelin..." Silkiniyorum ve elimde olmadan haykınyorum. - Hadi ordan sen de edepsiz, maskara, yalancı zibidi! 19 Mayıs kutlamaları Bandırma Vapuru Samsun'a yola çıkıyor Haber Merkezi - Ata- türk'ün Samsun'a çıkışı- nın ve Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcmın 80'inci yıl- döniimü nedenıyle düzen- lenen kutlamalar kapsa- mında, 16 Mayıs Pazar giinü, Atatürk Büstü, Ban- dırma Vapuru'yla Dolma- bahçe'den Samsun'a uğur- lanacak. ADD'nin Sam- sun'da düzenleyeceği et- kinlıklere katılmak için Ankara ve diğer illerden de otobüs kaldırılacak. Ameliyat geçıren ADD Genel Başkanı Yekta Gün- görOzden'ın 18 Mayıs Sa- lı giinü saat 15. 00"te Bü- >ük Samsun Oteli'nde konferans vermesi bekle- niyor. ADD,DenizKuvvetleri Komutanlığı ve Samsun S- por Eğitım ve Tanıtma Vakfi tarafından düzenle- nen tören. Atatürk'ün biis- tünün Şişli Halaskargazi Caddesi'ndeki evinden çı- kanlmasıyla başla>acak. Törene. Istanbul Valisi Eıol Çakır, Bırincı Ordu Komutanı Orgeneral Çe- vik Bir. ADD Genel Baş- kanı Özden. üniversite re<törleri, yazarlar, bilim acamlan, beledıye başkan- lan ve ADD şube başkan- lan da katılacak. Şişli'de artika bir arabaya konula- cak olan büst, Dolmabah- çe'ye doğru yola çıkanla- cak. Mustafa Kemal'i tı- yitro sanatçısı Hüseyin K5roğlu°nun canlandıra- cağı tören, saat 11.00'de Dolmabahçe Sarayı önün- de başlayacak. Atatürk'ün alana girişı sırasında tstan- bul Havacılık Kulübü'nün uçaklan geçiş yapacak. Meşaleli gençlereşliğinde alana girecek olan otomo- bil. asken bandonun çaldı- ğı marşlarla karşılanacak. Atatürk'ü canlandıran Kö- roğlu. 80 yıl önce olduğu gibi bir kayıkla açıkta bek- leyen Ya\Tiz Firkateyni'ne binecek. Firkateyn, Mus- tafa Kemal'i 19 Mayıs gü- nü Samsun'a bırakacak. Kutlamalar. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın katılımıyla 17 Mayıs'ta Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde devam edecek. Toprak- bank'm katkılanyla dü- zenlenen saat 18.30'dakı kokteylin ardından. Hava Harp Okulu Komutanlı- ğı'nın katkılanyla bando dinletisi gerçekleştirile- cek. Milli mücadelede Samsun Ondokuz Mayıs Üni- versitesi Atatürk tlkeleri ve tnkılap Tanhi Araştır- ma ve Uygulama Merkezi tarafindan düzenlenen "19 Mayıs ve Milli Mücade- le'de Samsun Sempozyu- mu", 20-22 Mayıs 1999 tarihleri arasında üniversi- tenin Atakum Kampusu Konferans Salonu'ndaya- pılacak. FP'li Nevzat Yalçmtaş'm, DYP adayı Ahmet İyimaya lehinde çekilebileceği ileri sürüldü Başkanhk için türban pazarhğı• FP'lilerin TBMM Başkanlık Divanı oluştuktan sonra üniversitelerde türbanın serbest olmasmı sağlayacak bir öneriyi gündeme getireceği, bunun gerçekleşmesi karşılığında MHP'li Somuncuoğlu'na destek verme pazarhğı yaptığı haberleri yayıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanlığı için gelecek hafta yapılacak son turlar öncesinde. türban ve hükümet formüllenne bağlı pazarlık- lar yoğunlaştı. Başbakan Bülent Ece- vit'in hükümet konusunda 17 Mayıs Pa- zartesi günü yapacağı ikinci tur sonun- da. TBMM Başkanlığı ile ilgıli duru- mun netleşmesi bekleniyor. 18 Mayıs günü yapılacak üçüncü tur- da son tura kalacak iki aday belirlene- ceğinden FP. DYP ve ANAP'ın bu rur- da oylannı hangi adaylar üzerinde yo- ğunlaştıracağı önem taşıyor. Hükümet pazarlıklannda öncelik tanınmayan DYP ve FP'nin Meclis Başkanlığı seçi- minde ittifak yapabilecekleri öne sürül- dü. FP adayı Nevzat Yalçuıtaş'ın. DY'P adayı Ahmet İyimaya lehinde çekilebi- leceği kulislerde dile getirildi. Meclis Başkanlığı yanşı için adaylar kulisçalışmalannı sürdüyor. Başkanlık seçiminde. birincı turoylamada MHP'li Sadi Somuneuoğlu. ikinci turda ise D- SP'nin adayı Uluç Gürkan öne çıktı. DYP, ANAP ve FP'nin 3. turda izle- yeceği tavır, sonucu belirleyecek. Bu turda hiçbir aday 276 oya ulaşamazsa, en çok oy alan iki aday 4. tura katılaca- ğından. partilerin oylannı iki aday üze- rinde yoğunlaştırması bekleniyor. DSP'nin kendi adayı Gürkan üzerin- de uzlaşma sağlayamaması durumunda, 3. turda ANAP'lı Akbulut'a destek ve- rebileceği bildirildi. Son tura Gürkan ve Somuncuoğlu'nun kalması duru- munda ise sağ oylann MHP'li adaya verileceği de vurgulandı. MHP'li Sadi Somuneuoğlu, başkan- lık yanşı için FP Genel Başkanı Recai Kutan ı ziyaret ederek destek istedi. Beraberinde MHP'li bazı milletvekil- leriyle FP Genel Merkezi'ne gelerek Kutan'la yaklaşık 45 dakika süren gö- rüşmenin ardından Somuneuoğlu gaze- ticilerin sorulannı yanıtladı. Kutan'ın destek istemine ne yanıt verdiğinin sorulması üzerine Somun- euoğlu, "Şu an bir cevap »•errae duru- munda değil. Zaten kendi partisindc bir değerii nıilletv ekili adaydır. Biz onu say- gıyla karşılıyoruz. Ancak şartiar el ve- rirse salı gününden sonra bir değerien- dirmeye tabi tutacaklannı sanryorum" dedi. Somuneuoğlu. bütün milletvekil- lerini telefonla arayarak destek istemin- de bulunduğunu kaydetti. DSP ve MHP'nin hükümet ortağı olarak ANAP'a öncelik tanımalan ne- deniyle FP ve DYP'nin Meclis Başkan- lığı seçiminde ittifak yapabilecekleri kulislerde dile getirildi. FP adayı Nev- zat Yalçıntaş'ın, DYP adayı Ahmet İy- imaya lehine 3. turda çekilebileceği id- dia edildi. DYP ve FP'lilerin. bu ittifak- la Somuneuoğlu ve Akbulut'un e- leneceği ve 4. tura Ahmet İyimaya ile Uluç Gürkan'ınkalacağı hesabı yaptık- lan belirtildi. Başbakan Ece\ it, 18 Mayıs Salı günü yapılacak 3. tur oylama öncesinde, 17 Mayıs günü hükümet için 2. tur görüş- meleri gerçekleştirilecek. Bu görüş- melerde TBMM Başkanlığı konusunun da netleşmesi bekleniyor Genel Başkan Recai Kutan: Iran 'daki eylemlerin Merve ile ilgisiyok KavakçıFP'fun 'JeanneD'Aıv'ıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı Recai Kutan. ABD yurttaşı türbanlı mil- letvekili Merve Kavakçı'yı. "dine karşı gelmek ve büyücülük" gerekçesiyle yakılarak öldürülen Fransa'nın ulusal kahramanı Jeanne D'Arc'a benzetti. Kutan, bir yazann bu vöndeki yazısını ömek göstererek "Türkiye'de yaşanan hadise bu- dur, aynen buna iştirak ediyorum" dedi. Olağa- nüstü toplanan FP grubunda milletvekilleri par- tının politikalannı eleştınrken "Net politikalariz- leyefim, sözümüzün arkasında duraum" dedıler Kutan. Ankara Tıcaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün'le görüşmesınde, kuruntularla ül- kenin gerçek gündeminin saptınldığını ileri sür- dü. Halkın savlandığı gibi irtica ve laiklik gibı tartışmalarla fazla ilgilenmedigini savunan Ku- tan, ekonomik sorunlan da her fırsatta dile ge- tirdiklerini. ancak son günlerde Kavakçı ile ilgi- lenen basının gerçek gündemi göz ardı ettiğinı ileri sürdü. Ekonominin son 2 yılda yanlış eko- nomik politikalarla mahvedildiğini söyleyen Ku- tan. olumsuzluklann giderilmemesi durumunda sosyal patlama olabileceğini ifade etti. Kutan, gazetecilerin sorulannı yanıtlarken de Başbakan Bülent Ecevit'ın Merve Kavakçı'nın yurttaşlıktan çıkanlmasıyla ilgıli karamameyi imzaya açmasıyla ilgili olarak şunlan söyledı: "Çok değerli bir meslektaşınız Gülay Gök- türk, bir yaasında olup biten hadisderi yülar ön- ce Avrupa'da yaşanan bir olaya Opaüp benzeti- yor. Jeanne D'Arc'ın çarmıha gerilip > akılması.» Şu anda Türkiye'de cereyan eden hadise budur. Dij'or ki 'Isimler değiştı. ancak fanatıkler avnı- dır'. Aynen buna iştirak ediyorum. Napılan. yar- gısız infazdır. 30-31 vaşındaid genç bir insana bü- tün bu güçlerin düşmanca hücum içinde oluşu- nun. insafla izah edilmesi mümkün değildir. Tür- kiye"nin bir numaralı gündem maddesinin bu oJ- masu Türkhe'ye vapılan en bü>1ik kötülüktür. Mesele maalesef Türki\e'\i yönetme iddiasında oianlann zihniyetidir, kafa yapısıdır." Kutan. bir gazetecinin "Gnıp toplantınızda, Başbakan'a Medis'te başka ABD vurttaşı olup oimadığını sordunuz. EUnizde bir bilgi var mı" sorusuna ise "hayır" karşılığını verdı. Kutan, gi- dıp ABD makamlanndan belge alanlann başka- lan için de aynı duyarlılığı göstermesi gerekti- ğini söyledi. tran'da bir süre önce Kavakçı'ya destek ama- cıyla vapılan gösterilerle ilgilı olarak da Kutan. "Oradaki hadiseleröğrenci hareketidir. Jran'da- ki ola> lar. Türkhe acısından onaytanacak bir du- rum değildir. Bununla Kavakçı arasmda irtibat kurulmak isteniyorsa bu vanlış ohır" dedi. ABD yurttaşlığını kabul eden birinın millet- vekili olmasının doğru olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine de Kutan, Türkiye'nin yeni po- lıtikası gereği çifte yurttaşlıgın özendirilen bir konu olduğunu söyledi. Kutan."Yasal bir imkân olduğu için herhangi bir sakınca görmüyorum" görüşünü dile getırdi. Kutan bir başka soru üze- rine de Kavakçı'nın ABD yurttaşı olduğunu ve ant ıçtiğini daha önce bilmediğıni söyledi. Milletveldllerinden eleştni FP grubu dün olağanüstü toplanarak partı po- lıkalannı değerlendirdi. Söz alan milletvekilleri parti yönetimıni eleştirerek net politikalar orta- ya konulmadığını söylediler. Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen, "Stratejimi- zi iyi beürleyelim. Bize tecavüze yettenerek sırn- mızdan politika >apı>orlar. Bunu önkmeliviz" dedi. Daha net politikalar ortaya konulması ge- rektiğini kaydeden Ergezen, "Söylediğûniz söz- lerin arkasında durmalıvTz. Arkasında durama- yacağınuz laflar söjlememeliyiz" dedi. Ergezen, Meclis'i olağanüstü toplavan küskün hareketıne değınirken de "Doğru dürüst potitikalar beBrie- sc>dik. küskünlerin oyununa gelmezdik. Küs- künlerin amacı Erbakan'ın affı degildi. Erba- kan'ın affi mesetesi başka amaçUr için kuuanıl- dı" diye konuştu. Konya Milletvekili VeyselCan- dan da, partinm bilimsel politikalar belirlemesi gerektığinı söyledi FP lideri Recai Kutan, Kavakçı'yı yakılarak öldürülen, Fran- sa'nın ulusal kahramanı Jeanne D'Arc'a benzetti. Dostlan, hayatmı sosyalizme adayan Anadol'u son yokuluğunda yalnız bırakmadL (H ATİCE TUNCER) Anadol alkışlarla uğurlandı tstanbul Haber Servisi - Yaşamı boyunca sosyalizm mücadelesini sürdüren, Türkiye Yazarlar Sendi- kası (TYS) Onursal Başkanı Zihni Anadol,dün Feriköy Mezarhğı'nda toprağa verildi. Dostlan. "sosj-aliz- min uzun yürüyüşçüsü" Zihni Anadol'u, Şişli Camii'nden Feri- köy Mezarlığı'na kadar yürüyerek uğurladılar. Yaalan, şiirleri. sendikal etkin- Iikleri ve Türkiye Komünist Parti- si, Vatan Partisi, Emeğin Parti- si'ndeki politik çahşmalanyla 81 yılhk yaşamını sosyalizme adayan Anadol, dostlan tarafindan son yol- culuğuna uğurlandı. Anadol'un ce- nazesi ikindi namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra alkışlar arasında cenaze arabasına konuldu. Ellerinde Anadol "un pos- terlerini taşıyan, çoğunJuğunu gençierin oluşturduğu topluluğun başlattığı yürüyüş. güvenlik kuv- vetleri tarafindan engellendi. Ce- naze, arabayla Feriköy Mezarlı- ğı'na ulaştınhrken topluiuk, kaldı- nmdan trafıği engellemeyecek bir biçimde Feriköy Mezarhğı'na ka- dar yürüdü. Saygı duruşundan sonra konu- şan Anadol'un oğlu Kemal Ana- doL babasının siyasal yaşamı bo- yunca cezaevlerine girdiğini ve iş- kence gördügünü belırterek "Feda edilmiş. harcanmış bir kuşağın son temsficilerindendi'' dedi. Kemal Anadol şöyle devam etti: "Adnan Menderes başbakanken Mc Carthy'd ABD Dışişleri Baka- nı Türkiye'ye geuneden bir gün ön- ce Amerikalılara şirin görünmek için babam\earkadaşlan hapisha- neve anldı ve on av savcı önüne bile çıkanlmadı. Onlara iadei itibar edikü, anıtmezarlardikML Biz amt mezar istemijoruz. onun anıb hal- kın yüreğinde.*' Emeğin Partisi Genel Başkanı Levent Tfizd, Anadol'un sol güç- lerin, sosyalistlerin bırleşmesını is- tediğini ifade etti. Türkiye Yazarlar Sendikası 2. Başkanı Kemal Özer de konuşma- smda, Anadol'un TYS onursal baş- kanlığından mutluluk ve onurduy- duğunu her zaman ifade ettiğini söyledi. Anadol'un cenaze törenine aile- si, eşi Naciye AnadoL Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Hüonet Çetinkaya, gazetemiz Yönetim Ku- rulu Başkanv ekili An'Ua Coşkan, ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras, StP Genel Başkanı Aydemir Güler, Işçi Partisi lstanbul ll Başkanı Tu- ran Özlü. Nâzım Hikmet Vakfi Ge- nel Sekreteri Kıymet Coşkua, film ve tiyatro oyuncusu Gülsen Tun- cer, yönetmen Engin Ayça, çok sa- yıda sendikacı, aydın, sanatçı ve sosyalist gençler katıldı. Bozdağ'da 'Anayasa ve Özgürlükler OrmanV İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Anayasa ve Özgürlükler Ormanfnın ikincisi Ödemiş'te kurulu- yor. tzmir\le bir araya gelen ve aralannda 1961 Anaya- sası'nın hazırlanmasında önemli rol üstlenen Ord. Prof. Dr. HıfzıYeldetVeti- dedeoğlu, Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya, Prof. Dr. Bahri Savcı'nın eşleri ile bu hocalann öğrencileri, Mustafa Kemal Sahil Bul- van'nda Özgürlük Par- kı'ndaki Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya'nın büstüne çelenk koydular. Eski tzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksd Çakmur'un da katıldığı et- kinliğe lstanbul'dan gelen- ler arasında Prof. Dr. Tank Zafer Tunaya'mn eşi Prof. Dr. Melahat Tunaya, Prof. Dr. Bahn Savcı "nın eşi Su- diye Sava, Prof. Dr. Lütfü Duran'ın eşi Hafize Du- ran, Gazetecı tlhami Soy- sal'ın eşi Bahriye Soysal. Prof. Dr. Yakup Kepe- nek' in eşi Nuran Kepenek. AbduUah Baştürk ün eşi Ayhan Baştürk, Avukat Hafit Çelenk'ın eşi Şekibe Çelenk. Avukat M. Lütfü KayKL Gazeteci Erol Şadi ve eşi Suna Şadi de yer al- dı. Konuklar, Büyükşehir Anayasa ye OzgürlükJer Ormanı'nın kuruluşu için bir heyet Ödemiş'e gitti. Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın Asansör'de verdıği yemeğe katıldıktan sonra Bozdağ'a gittiler. Ağaç dlktüer Konuklar. lstanbul Esenyurt Belediye Başka- nı Dr. Gürbüz Çapan'ın katkılanyla Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velıdedeoğlu, Prof. Dr. Tank Zafer Tuna- ya. Prof. Dr. Bahri Savcı ve Prof. Dr. Muammer Aksoy anısına kurulan or- mana ağaç diktiler. Heyet, Ahmet Pirişti- na'ya. Bozdağ'da kurduk- lan 'Anayasa ve Özgürlük- ler Ormanı'nda kendileri- ne katkıda bulunan İbra- him Çiftçi'ye ve Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş'e teşekkür ettiler. Ağabeyler birer birer giderken... AYDIN ENGtN Ağabeylerimizdiler. Yaşamın hangi dönemecinde, nerede. nasıl tanışıldığı anımsanmıyorbile artık. Onlann olgun- luk yaşları bizim kuşağın gençliğıne denk geldi. Kibirsiz ağabeylerimiz, gös- terişsiz öğretmenlerimiz oldular. Bazen bir sözcüğü düzelten öğretmenlerdi, "Camisi değil, camii oğlum, camii'"; ba- zen terminolojik bir gafı düzeltirlerdi, "Emperyalizmin küJtürü denmez. kül- tür emperyalizminden söz edebilirsin ol- saolsa»." Ağabeylerimizdiler. Artık çok yaşlı- lar. Birer birer aynlıyorlar aramızdan. Artlannda lekesiz bir ad bırakıp. bir kav- ganın adsız eri olabilmenin derslerle do- lu onuruyla birer birer gidiyorlar bu dün- yadan. Kalanlar bir elin parmaklan kadar ne- redeyse. Dün biri daha eksildi: Zihni Anadol Ağabeyimiz de bizi terk etti. Birkuşaktılar. Demokrasi fidesinin fi- liz bile vermediği yıllarda sosyalizme yaşam adamış bir kuşak: Zihni AnadoL Patriyot Hayati, Şevki Akşit Rıfat Ilgaz. Faris Erkmen. Abidin Nesimi, Mehmet KemaL Lütfi Erişçi, Kerim Sadi... Başka?.. Yalnız adlannı saymakla bu yazı biter. An, gazete yazısının bunaltı- cı sınırlan utansın... Zihni Anadol'u uğurlarken anılar anı- lara düğümleniyor. Troçkist Abidin Ne- simi ile Stalinist Patriyot Hayati'nin ke- yifli ağız dalaşına Leninist Zihni Ana- dol'un hakemliğini mi anlatmah? Bir kuşaktılar. Nâzım Hikmet'ten söz ederken "Bir gün Nâzım'la Halil Lütfi Dördüncü'nün yazıhanesinden çıkıp Eminötui Balıkpazan'na >Tİrürken_." di- ye; İsmail Bilen'in sözü açıldığında, "Laz İsmail, Adana'da Galip Usta diye anıhrdı. Gizlilik günleriydi biliyor mu- sun: yolda karşüaşbk. adını unutuvermi- şim, beni bir ter basn kL." diye başlayan cümleler kurarlardı ve bu cümleler ne kibir kokardı, ne üstü örtük bir ö\ r ünme; öylesine, olabildiğine doğal cümlelerdi. Birbirine komşu kuşakların çocuklany- dılar ve arkadaştılar... Bir kuşaktılar. Marksizme bağlanmış ve bir daha hiç kopmamış bir kuşak. Sen- deleyenlere hoşgörülü; döneklere acıma- sız; durmadan kendilerini didikleyen, kendi yapıp ettiklerini, söyleyip yazdık- lannı sorgulayan yiğit bir kuşak. Birkuşaktılar. 1 Mayıs arifesinde ken- dileri gibi görmüş geçirmiş çantacıkla- nna bir kat temiz çamaşır, beş-altı paket Birinci cigarası, bir san defter, bir kur- şunkalem koyup, Siyasi Şube polisleri- nin gelip kendilerini almalannı bekler- lerdi. Oç-dört günlük gözaltından sakal- lan uzamış, san defter dolmuş, kurşun- kalem iyiden iyiye ufalmış çıkarlardı. Ama siyasal hınzırlıklanndan hiç vaz- geçmezlerdi. Siyasi polis boş bulunup o yıl, içlerinden birini "almayı" unutursa, o mutlaka 1 Mayıs gecesi Paşabahçe'de "partili'' işçilerle buluşup Boğaz yamaç- lannda yıldızlara göz kırpan bir "1 Ma- yısateşi'" yakar, kısık sesle "Entemasvo- nal" söyleyip, polis basmadan tüyerler ve kıs kıs gülerlerdi. Bir kuşaktılar. Bu satırlann yazannm yönettiği bir günlük gazetede (Politika) düzeltmenliğe talip olan Zihni Anadol ile Patriyot Hayati, yazılann Türkçesini de, siyasal içeriğini de. ideolojik çürük- lüğünü de düzelttikten sonra, olanca cid- diyetleri ile Genel Yayın Yönetmeni'nin kapısını tıklatıp, ceketlerini saygıyla ilik- leyip iş raporlannı verir. uyanlannı ya- par, utancından kıpkırmızı olan "tifil" Genel Yayın Yönetmeni'ni fırçalarlardı: - Oglum, bu parti görevidir. Parti seni buraya müdür yapmışsa, bizim görevi- miz ona saygı duymaktır... Ama aynı akşam Beyoğlu Krepen Pa- sajı'nda Bayram'ın meyhanesinde aynı "Tıfll"ı zor bela masalarına kabul eder- ler; Tıfıl haddıni aşıp söze kanşmaya kal- kışırsa, "Kapa çeneni de dinlemeye bak. Belki bir şeyler kapar. istifade edersin" di- ye azarlarlardı. Bir kuşaktılar. Rakıyı adabıyla içme- sini bilen, rakı sofrasını siyaset-sanat halkalanyla donatmasını daha iyi bilen; bir de Feshane fabrikasının, Moskova KUTV îşçi Üniversitesi'nde "komünist- lik" eğitimi görmüş Çingene işçileriyle, çay bardağını avuçlannın içinde ustaca saklayıp susuz rakı içmesini en iyi bilen bir kuşak... Sonra kar tipisi altında, el kadar kâğıt parçalannın arkasına, evde ka>Tiatılmış nişasta sürüp gecenin kör karanlıklann- da elektrik direklerine yapıştınrlardı. Kâğıtlann üstünde eski ve gizli bir dak- tilodan çıkmış bir cümle: - Bütün Dünya İşçileri Birleşin! Yalnız yapıştıranlann ve bir avuç Ci- bali, Feshane. Gazhane ışçisinin ve po- lislerin okuduğu küçücük kâğıtlar. Bede- li aylar süren tabutluklar. yıllar süren ha- pislikler olsa da... Bir kuşaktılar. Birer birer aynlıyorlar aramızdan. İyiden iyiye azaldılar. Dün biri daha eksildi. Zihni Anadol Ağabe- yimiz bizi bırakıp ötekilerin yanına git- ti. Patriyot Hayati ile gene göriilecek bir hesabı vardır mutlak ve Abidin Nesi- mi'ye Troçkizmin niye çıkmaz sokak ol- duğunu kim bilir kaçıncı kez anlatmaya kararlıdır... Bir kuşaktılar. Ağabeylerimizdiler. Bi- zim "biz" olmamızda katkılan yadsın- maz ağabeylerimiz. Tıfıllan öksüz bıra- kıp birer birer aynlıyorlar aramızdan. Tıfıllardan birine düşen. Zihni Ağa- beyinin ardından yazı yazmak oluyor. Bir de arada bir gözlerini silmek...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear