25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 1999 PERŞEMBE mmm İSTEK vakfı'mn 14. kunuluş yıldönümü • İstanbul Haber Servisi - İSTEK Vakfrnın 14. kuruluş yıldönümü Acıbadem Lisesi'nde dün düzenlenen törenle kutlandı. Törende konuşan İSTEK Vakfı'mn kurucusu ve başkanı Bedrettin Dalan, Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürkçü eğitim verilen gençlerle ilelebet yaşayacağını söyledi. " . ValiÇevik taburcu oldu • Yurt Haberieri Servisi - Uğradığı bombalı saldında agır yaralanan Çankın Valisi Ayhan Çevik, tedavi gördüğü Hacettepe Lniversitesi Hastanesi'nden dün taburcu oldu. Bu arada, BingöTdeki diger bombalı saldmdan yara almadan kurtulan Bingöl Valisi Süleyman Kamçı, saldınnm huzuru bozmaya yönelik olduğunu belirterek "Hiç kimse huzurumuzu bozamaz. Buna yeltenenlerin hevesleri kursaklannda kalacak" dedi. Lösemi hastası için kampanya • İstanbul Haber Servisi - Yaklaşık 8 ay önce lösemi olduğunu öğrenen Ali Kaya Süzer için yardım kampanyası başlatıldı. lşsız olduğunu söyleyen baba Hıdır Süzer, oğlunun Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tedavi gördüğünü söyledi. Yeşil kartlı olduğu için gereklı bazı şeyleri üniversite hastanesinde karşılayamadığını söyleyen Süzer, yurttaşlardan yardım istedi. Süzer'e yardım etmek isteyenler, Ziraat Bankası Vatan Caddesi Şubesi 0960.0003.0003.3756.953 No'Iu hesaba bağışta bulunabilirler. Eminönü'nde simit satışı • İstanbul Haber Servisi - Eminönü Belediyesi. simıtlerin tüketiciye el değmeden ulaşmasını sağlamak amacıyla poşet uygulaması başlattk Beledıyeden yapılan açıklamada, ılçe sınırlan içinde izinli satış yapan seyyar simitçilere. beledıyenin hazırlattığı özel poşetlenn dağıtıldığı belirtilerek simitlerin yanı sıra açma, çatal, poğaça gibi yiyeceklerin de poşetlere konularak satılacağı belirtıldı. Özgüp Radyo'nun yayını • İstanbul Haber Servisi - Özgür Rad>o Genel Yayın Yönetmeni Filiz Aslan. Basın Müzesi'nde yaptığı açıklamada, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK)radyolannın yayınını 1 yıl süreyle durdurma karannın, halkın haber alma özgürlüğünden, müzik beğenisine kadar genış bir alana müdahaleyi ifade ettiğini belirtti. Sınav sonuçlam belli oldu • İstanbul Haber Servisi - Özel Dershaneler Birliği Derneği'nden (ÖZDEBİR) yapılan açıklamada, 14 Mart pazar günü gerçekleştirilen ÖSS deneme sınavı sonuçlarının belli olduğu belirtildi. Açıklamada, sonuç belgelerinin sınava giren adaylann baş\ urduklan dershane müdürlüklerine gönderildiği bildınldi. Selnas yöntemi Türkiye'de • İstanbul Haber Servisi - Doğacak bebeğin cinsıyetınin belirlenmesi amacıyla 1960'lardanbu yana yürütülen bılimsel araştırmalar sonucunda Fransız bılim adamlannın geliştirdiği. sperm hücreleri ile ovül arasındakı elektnksel ilişkiye dayanan "Selnas Yöntemi" adı verilen metodun uygulanmasına Türkiye'de de başlandı. İP'den açıklama • İstanbul Haber Servisi - Işçi Partısı Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, Türk-lş'in 'Ozelleştirmeye Karşı Sosyal Devleti Koruma Komisyonu' ile ilgili yapılan anketinde lşçi Partisi'nin yüzde 77.38 oyla ozelleştirmeye karşı parti olduğu belirtildi. Konuşııyorlar ama söylemiyorlar Yanıtlan alınamayan îstanbul sorulannı adaylara yeniden yöneltiyoruz • Altı partinin İstanbul büyükşehir belediye başkan adaylan çağnlarak düzenlenen seçim programına Gürtuna ile Özdemir "Biz yalnız çıkmak istiyoruz" diyerek katılmadılar. Böylece verdikleri sözlerin tartışılmasından" da kurtuldular... IETT otobuslerı, metro ve trsmvay Bu bayram da OtkKafes 3. Boğaz köpnisü Orman Talanı "Dalan hayranT ve DYP adayı Yalçın Özer, Dalan'm 3. köprûsüne. Gökkafes'ine veorman talanına karşL- (iisrte solda) MHP adayı Ahmet Vefîk Alp, yüzer otoyol projesini çizdiği "T cetveU" ve uzunluk hesabını yaptığı bflgisayann "klavyesi" ile™ (üst- te, sağda) FP adayı Ali Müfit Gürtuna da İETT duraklannda belediye hizmetini "başkan" kimliğh le duyururken_. (yanda). OKTAY EKİNCİ NTV kanahnda Murat Birsel'in yönet- tiği "Başkanlar Tarüşryor" dizisinin İs- tanbul büyükşehir belediye başkan aday- lan için düzenlenen 3. ve son programı ge- çen cumartesi (3.4.1999) günü "ikieksik- le" yapıldı. FP adayı Ali Müfit Gürtuna ile ANAP adayı AK Talip Özdemir tartış- maya katılmazlarken, CHP adayı Adnan Ptrfat, DSP adayı Zekeriya Temizel, DYP adayı Yalçın Özer ve MHP adayı Ahmet Vefik Alp,4 kişilik gazeteci ve uzman gru- bunun sorulannı canlı yayında yamtladı- lar... Acaba FP'li ve ANAP'lı adaylar da ka- tılsalardı ve süre de yeterli olsaydı, Istan- bul"u yönetmek için oylanmızı isteyenler hangi sorulanmıza yanıt vermeye çalışa- caklardı? Programın ardından telefonla arayan dostlann bu meraklannı giderirken, Cum- huriyet okurlannı da bilgilendirmiş ola- lım. Ali Müfit Gürtuna eğer gelseydi, "se- çim tarihi belli otöuktan sonra art arda onayladığı imar planı değişikliklerinin içe- riği ve amacı hakkında" açıklama yapma- smı isteyecektik. Şu kalan iki haftalık hiz- met süresi için "belediye mülklerinin han- gi gjderleri karşılamak üzere ardı ardına satışa çıkanldığuıı" soracak, içme suyu havzalannı ımara açan yönetmeliğin mah- kemece iptalinden sonra neden "yeniden devreye sokulduğunu" da anlatmasım bekleyecektik... Ali Talip Özdemir ise tartışmaya katıl- ması durumunda "söz verdigi projeteri" hakkındaki kaygılanmızı giderecekti. Ör- neğin "500adetkathotopark yapacagun" derken, bunlan "hangi imar planına" gö- re ve "neretere" inşa edeceğini de açıkla- yacak. aynca 5 yılda 200 bin konutu ve 60 bin öğretmene lojmanı da yine "hangi ka- mu arazflerinde" planladığını anlatacak- tı. Programa kaülan diğer 4 adaya vakit kalmadığı için soramadığımız en önemli soru ise "3. köprü" üzerineydi. Polat, Te- mizel, Özer ve Alp (bu arada Gürtuna ve Özdemir de) hep birlikte 3. köprüye kar- şıydılar, ama acaba "parti üderieri" ne düşünüyorlardı?.. 3. köprü hemen "tûm partilerin" ikti- darlan paylaştıklan 199O'lı yıllardaki "her hükümet döneminde" bir merkezi yönetim dayatması olarak gündeme gel- diğine göre bu partilerin adaylan Bay- kal'm, Ecevit'in, ÇiDer'in, Yümaz'ın ve Kutan'ın da artık kendileri gibi düşün- dükleri ve köprü yerine tüp geçişi gerçek- leştirecekleri "güvencesinT İstanbul hal- kına verebiliyorlar mıydı?.. Folat'ın 'gökddenT Tartışmada Adnan Polat'a yöneltilen "Fulya Vadisi'ndeki gökdelene nasıl ruh- sat akünız" şeklindeki soru ise aslında 18 Nisan 1999 sonrası için yine tüm adayla- nn söz verdikleri "katüımcı yönetim" an- layışına örnek olacak bir yanıt için eşsiz bir firsattı. Polat ve diğer adaylar, bu tür imar izin- leri için "vereceğinr ya da "vermeyece- ğün" türden bireysel açıklamalar yerine, "Meslek odalan ve ünhersitelerin kaüb- mrvla oluşturacağımız imar danışma ku- rulunun ilk gündem maddesini bu tür ya- pılar oluşturacak ve ahnacak karar ırygu- lanacak..." diyebilselerdi, katıhmcılıği sözde değil, "özde* savunduklannı da ka- nıtlamış olacaklardı... TemizeTin 'maHyecP deneyimi DSP'li Zekeriya Temizel'e yine süre yetmediği için yöneltemediğimiz sorular arasında en önemlisi ise "vergi yasası" üzerineydi. Maliye Bakanlığı'mn "tarihsel üriinü" olan son vergi reformu yasasında "imar rantmın" yine "ver- gjye esas kazançlar dısmda tutulmasına" onay veren Temizel, acaba şimdi "ran- ta karşı çıkan" bir yerel yö- netim adayı olarak bundan "pişmanhk" duyuyor muydu? Yine Temizel'in lstan- bul'u "düırya finans mer- kezleri" arasına sokma he- defı eğer gerçekleşirse, bu hizmet için gerekli "yeni gökdelenJerin" inşa edile- bileceğive "nâzım plan U- kelerine uygun" arazi plan- laması da acaba hazır mıy- Ömerli'de yurttaşlann sorunlannı dfle getirmek için düzenlenen toplantılara gendfikk kadmlar kabtayor. ÖmerU 9 desiyaset kadma endeksü LEY1A TAVŞANOĞLU Omerli. İstanbul'un Anadolu yakasında ay- nı adı taşıyan barajın da bulunduğu güzel bir belde. Beton yığınına dönen Istanbul'da talan edilemeyen ormanlara sahip, yeşilin hâlâ ko- runabildığı ender yörelerden birisi. Türkiye'nin her yanında olduğu gibi Ömer- li'de de seçim heyecanı gittikçe tırmanıyor. Nüfusu 4000, seçmen sayısı da 1547 olan bu güzel beldenin insan yapısı ise çok ilginç. Beldede önümüzdeki öğretim yılında eğitime açılacak bir lise yeni yapılmış. Yaptıran kişi de ANAP'tan belediye başkanîığına adayhğı- nı koyan Erdal Ydmaz. Hani, Şişli Belediye Başkan Veküliği döneminde Giilay Anğ ya da yeni kocasmm adıyla Gülay Ashtürk'ün bü- tün yolsuzluklannı açıklayıp istifa eden Er- dal Yılmaz. Geçen gûnlerde Ömerii'de vatandaşlann sorunlantu dile getirmek amacıyla düzenle- dikleri toplantılara katıldık. Hele de kadınla- nn toplantılanna. Siyah saten pardösülü, tür- banlı değil, ama eşarphkadınlar... Diyorlar ki: "Böyle gjyindığimbg bakmavm. Biz teset- türiü değiliz. Afieden kalma ahşkanhkla bun- lan giyiyoruz. Ama kız çocuklanmızı da çag- daş gi> inme>e. çağdaş düşünmeye ve okuma- ya özendiriyonız." 200 kadar Ömerlili kadının katıldığr açık hava toplantısında konuşmalar disiplin çerçe- vesinde yapıhyor. "Biz cahil gibi görünebili- riz. Ama değffiz. Sij asetle de çok ilgilrviz." Gerçekten öyle. Ömerlili erkek siyasete ne kadar kayıtsızsa kadın tam tersi... üstelik ka- dın, seçilecek olanlardan kendisi için bir şey istemiyor, istedikleri hep çocuklan ve belde- nin yaran için... Türkiye genelinde yaşanan siyasette erkek egemenliği Ömerli'nin de gerçeği. Erdal Yıl- maz bundan yakınarak bize şunlan anlatıyor: "Beledhe Mecüsi'ne kadın üye adayı ara- dım. Bunda çok ısrarlrv dını. Bir bankada ça- hşan Fatma Küçükbirinci'yc Oye adayhgı önerdim. Ama eşi Murat Küçükbirinci kabul etmedL" Murat Küçükbirinci'yi bulup bunun nede- nini soruyoruz: "Benim olmadığnn yerde karun da ornıaz." İstanbul'un burnunun dibindeki ömerii'de kadın siyasete girmek için 2000'e bir kala hâ- lâ kocadan izin almak zorunda... Ömerii'de 18 Nisan"da ilk kez belediye se- çimi yapılacak. Erdal Yılmaz dışında aday- lıklannı koyanlar şöyle: CHP: Murat Aytemiz DSP: Tevfik Yılmaz FP: Mahmut Yılman DYP: Burhan Ktnlaraba BBP: Asım Çam MHP: Şinasi Doğan Görünen o ki Ömerli gibi beldelerde parti- ler değil, adaylar kişilikleriyie oy alacaklar. "Kimin şansı daha fazJa" derseniz bir tahmin yapmak güç. Ama dediğimiz gibi şans ada- yın kişilıgine gülecektpartisine değil. Yazımızın baştnda Ömerli'nin hâlâ yeşilin ve ormanın korunduğu bir belde olduğunu yazmıştık. Beldede Hazine arazisi ve Köy Tüzel Kişiliği'ne ait orman alanı yaklaşık 2000hektar. Amaumanz,bizbunuyazd»kdi- ye arazi ve orman mafyası ilgi alanuıı Ömer- li'ye çevirmez. Ömerli gerçekten koruma al- tına almması gereken güzel bir belde. Arazi ve orman mafyasına orada geçit oknamalı. HADEP adayı Güleç, Istanbul'da STÖ'lerin yetkilerini arttıracağını söyledi 6 Istanbul'u birlikte yöneteceğiz' BARIŞ DOSTER HADEP İstanbul büyükşehir be- lediye başkan adayı Veli Haydar Güleç Istanbul'un başta Mimarlar Odası olmak üzere kent \ e çevrey- le ilgili meslek odalan ile yönetil- mesi gerektiğini belirterek "Shil toplum örgütlerinin kent \ önetimi- ne katüımlannın ve yetkiltrinin art- bnlması hem \erimliliği ve say dam- lığı getirir hem de halkı vönetimin içine sokar" diye konuştu. Güleç, kentteki temel sorunun çarpık kentleşme olduğunu belirte- rek "İstanbul'un sorunlan sistem- den kaynaklanıvor \e ülkemizin ge- nel sorunlanndan soyutlanamaz. Sorunlann çözümü, siyasal ve eko- Domik sistemden bağunsız olarak düşünukmez" dedi. Kentın altya- pı ve trafık sorunlannın her semt ve her gelir grubu için geçerli ol- duğunu anımsatan Güleç şöyle de- vam erti: "Özel şoförtü araba\a binen de, belediye otobüsüne binen de trafik- ten ve geç kalmaktan yakınıyor. Bunknn çözümü için metroya, ray- lı sisteme >e en önemlisi de deniz ulaşımına ağuiık vermek gerekli." 3. köprüye karşı olduklannı ifa- de eden Güleç, köprülerden geçi- şin parasız oLmasını önerdiklerini, bu sayede zamandan ve hızdan ka- zanmayı amaçladıklannı vurgula- dı. Güleç, tüp geçitten çok, deniz üstündeki trafıği önemsediklerini belirterek "Deniz ulaşımının hızı artar, niteliği yükselirse insanlar buna yöneürter" dedi. Hazine ara- zilerinın belediyelere devTedihne- sini öneren Güleç, belediyelere iş bulma merkezi olarak değil. hiz- met kurumu olarak baktıklannı söyledi. Işe göre adam alınmasının gerektiğini savunan Güleç, kimse- ye ayncalık tanınmadan herkese eşit hizmet götürülmesi gerektiği- ni vurguladı. Güleç, başta Sulta- nahmet olmak üzere İstanbul'da ta- rihi ve kültürel birçok bölge oldu- ğunu. bunlann özel şekilde korun- ması gerektiğini, bu bölgelerde ye- ni yerleşim ve iş alanlan açıhnası- na karşı olduklannı öne sürdü. Gü- leç şunlan söyledi: "İmardan çe\reye. planlamadan korumaya kadar kentle UgUi tüm meslek odalaruun ve shil toplum örgütlerinin, belediye yönetimlerin- de en az yönetkfler kadar >etki ve sözsahibiolması gerekir. Halkı baş- katürlü yönetime katamazsmız. Bu durum, bem her türlü yolsuzluğu. kirnligi önler; hem saydanüığı, ka- tüuncıuğ) artünr bem de hizmetin niteliğini ve verimMIigi yükseltir." 'Uluslararası profesör* Alp Programda "vüzer oto- yol", "Haliç altında oto- park" vb. gibi çarpıcı pro- jelenyle yine "mimar aday farklılığınr sergılemeye çahşan MHP'li Ahmet Ve- fık Alp'e yöneltme firsatı- nı bulamadığımız "temel sorumuz" ise propaganda afişlerindeki "söylem" ve "poztanyla'' ilgiliydi. Afişlerde "on parma- ğmda on marifet" denerek tanıtılan Alp'inbirincima- rifeti olarak vurgulanan "uluslararası profesör" acaba ne demekti? Bilim çevrelerinin yanı sıra mi- marlık etiği ve mesleki ah- lak ılkelen açısından da mimarlar arasında "garip" karşılanan bu "işhilme- miş" unvanla poz veren Alp, elinde "bügisayar klavyesi" ile "T cervelmi" tuttuğu afışlerini de yüzer otoyol gibi acaba kendisi mi tasarlamıştı?.. DaJan-Erdoğan'ın 'sentezi' Yine bilboardlardaki dev afişlerde "3. köprüye, Gökkafes'lere veorman ta- lanuıa hayır" diyen DYP adayı Yalçın Özer'in "Ben Dalan'ın, Erdoğan"ın sen- tezi bir belediyecilik anlay> şını savunuyorum" demesi de önemli bir soruyu öne çıkardı, ama ona da süre yetmedi. Eğer olanak bu- lunsaydı, özellikle 3. köp- rünün ve Gökkafes'in "Dalan'm temel projeteri" olduğunu ammsatacak ve Özer'den de şu konuda açıklama yapmasını iste- yecektik: "Orman talanını da FP yanhsı kaçak kentleşme sa- kinleri sürdüriirken, ÇUler de kızılağaç ve kestane or- manlannı halka dağıtma sözleri veriyor... Bütün bunlar Dalan, Er- doğan ve ÇUler hayranhğı- nızm seçim sözlerinizle çe- liştiğjni de göstermiyor mu?.."Bakalım bütün bu sorulara 18 Nisan'a dek yanıt alabilecek miyiz? PERŞEMBE ORHAN BURSALI Köşeyi Hızla Dönme Tepörü " :•-. l Herkes binmiş, on beş dakika geçmiş, uçak kalkmıyor. Başından beri söylenip duran yanımdaki genç köpürmeye başladı: "Mutlaka bir milletvekili veya bakan bekleniyordur!''... Dayanamadı, kabin görevlilerine seslendi, onlar da, şimdi kalkıyoruz efendim, dediler, bir on dakika daha geçti, derken ön giriş hareketlendi, ara perdeler çekildi, bekle- nen konuklar sonunda gelmişti, bir süre sonra uçuşa geçtik. "Hepsi moruk" diye söylenmesini sürdürdü genç. Bu bakış açısı, ilginç geldi. Okumaya çalıştığım Hermann Hesse'nin seçme sözlerini içeren kitapçıktan başımı kaldırdım. "Tutucu... iş takipçisi... kayırmacı... dolandıncı... işe yaramaz... gerici... düşüncesiz... bütün bunlan ve benzerlerini dersin, anlanm, ama monık niye" diye sordum. Verdiği yantrtan, sorunun tipik bir yaşlı-genç ça- tışması olduğu anlaşıldı. Üniversite üçüncü sınrf öğrencisi, ekonomi oku- yor, boy pos yerinde, atılgan, gözleri alev, vurdu mu devirir cinsinden. Milletvekilinin veya bakanın, düşüncesiyle, icra- atıyla, kişiliğiyle, yetenekleriyle, beceriksizliğiyle, başansızlığı ile falan ilgilenmiyor. Derdi yaşıyla! Gözlerimin önüne, TV'de yayımlanan, İstanbul Üniversitesinde öğrencilerin ve hocalannın da ka- tıldığı tartışma programında, hocasına, "Bize gölge etmeyin ve önümüzden çekilin" diyen genç hukuk öğrencisi geldi. Öyle anlaşılıyordu ki, hocalannın odasına çat kapı girebiliyor, okul öğrenci temsilci- siydi; hocalannın geniş hoşgörüsüne sahipti. Ama, hocalar yaşlı insanlardı ve o gençti. Yaşlılar çekip gitmeli, yerlerini gençlere bırakma- lıydı. Hemen her alanda yaşanıyor bu çatışma. Magazin dergilerinin ise başlığı hazır: "Gençlik terörü!" Hayır, belki de görüntü çağının terörü. Gençliğin dinamizmini bütün reklamlarda kulla- nan tüketim toplumunun terörü. Özellikle de günümüz toplumunda körüklenen, köşeyi hızla dönme felsefesinin terörü! • • • 40'ın 50'nin üzerindeki kuşağın -belki de 30 yaş- lan kuşağı da!- gençlerin yükselmesinin önünde fi- ziksel bir engel olduğu bir gerçek. Ama fiziksel engeli aşmanın yolu, onun fiziksel olarak ortadan kalkmasını istemek değil, tabii. Toplumsal sistem öyle çalışsa, 25'lik genç de 20'li- ğin önünde fiziksel engel olarak duracak! Sorunun, öncelikle kafa yapısı, mesleki birikim, başan, yetenek ve bütün bu özelliklerle "öndekine" meydan okumak, onu geçmek olması gerekmez mi? Nice "genç", yaşlı bir kafaya sahip oiabildiği gibi, nice "yaşlı" da gençlerden daha genç •! bir kafaya, bakışa, üretkenliğe sahip değil mi? Gençlik, hemen sonuç istiyoıi I Yazıyı yazarken, yanımdaki masada oturan Tan Oral'a takıldım, "Tan" dedim, "artık yaşımız ileriedi- ğine göre, gençliğe sataşan yazı yazabiliriz ve tep- kilerini çekebiliriz!" Gülüştük. "Keşke tepkilerini çekebilsek" dedi ve ekledi "Sonuçla ilgilenmeseler, işleri üzerinde yoğunlaşsa- lar ve derinleşseler, sonuç kendiliğinden getecek". Sonuç! Hem de bir an önce sonuç! Ama sonuca varmanın doğru yöntemini nasıl öğrenecekler? Hermann Hesse'nin ne yazık ki şu an yanımda olmayan kitabındaki bir paragraf bu yöntemi gös- tenyordu. Ozetle: Sabır. Sabırla, işini bütün ayrmtılarında en iyi yapma çabasını göstermek. Çalışmak, sabırla en güzeli yaratmaya çalışmak. Dünyadaki bütün iyi şeylerin ebesidir sabır. Dünyayı izlemek, okumak, biriktirmek, meslek üzerinde yerel değil uluslarara- sı boyutta yoğunlaşmak ve çalışmak. Engelleri aşmanın başka yolu var mı? Öğrenciler ders yapamıyor Adaylar yasak dinlemiyor İstanbul Haber Servisi - Siyasi partilerin ve adayla- nn propaganda amacıyla seçim araçlanndan yaptık- lan yüksek sesli müzik ve slogan yayını nedeniyle okullardâ ders yapılamadı- ğı belirtildi. Çok sayıda öğretmen ve okul müdürü, seçim araçlannm ve kon- voylann çıkardığı gürültü kirliliğinden şikâyet ede- rek "Dersin en kritik anın- da sokaktan duyulan Ge- liyor. geliyor, falanca geli- yor" anonslan,öğrencilerin tüm konsantrasyonunu alt- ûst ediyor" dediler. Yük- sek Seçim Kurulu yetkili- leri "Bu müzik w anonsla- nn kesinlikle halkı rahat- sız etmeyecek şekilde yapü- ması gerekiyor, ancak gü- venlik görevffleri bu konu- da üzerierine düşeni yeri- ne getirmiyor" diye konuş- tular. Yasalara göre "yüksek sesle korna çaunanın" bile yasak olduğu halka açık alanlarda, partilerin ve adaylann propaganda araçlanndan yüksek sesle yaptığı yayınlar, okullar başta olmak üzere kamu kurumlannda çalışanlan, yaşlı ve hasta vurttaşlan rahatsız ediyor. Oğretmen- ler, ders sırasında en olma- dık anda sokaktan geçen seçim araçlannın çıkardığı gürültülerin, öğrencilerin tüm dikkatini dağıttığmı belirtiyorlar. Özellikle ya- zılı ve sözlü sınav sırasın- da dışandan gelen şarkı- türkü seslerinin öğrencile- ri olumsuz etkilediğine dikkat çeken öğretmen ve okul müdürleri. "Seçildik- ten sonra bir faydalan za- ten dokunmuyor, bari se- çilmeden önce de okulkr- daki egitimi aksatmasın- lar" görüşünü savunuyor- • lar. İstanbul Milli Eğitim • Müdürü ÖmerBahbey, ko- nuyla ilgili kendılerine bu- güne dek yazılı bir şikâyet gelmediğini ifade ederek "Ancak tabii ki bu seslerin, okullann önünden geçer- ken azaralması gerek" de-! di. YSK'li bir yetkili ise ; 298 sayılı seçimlerin temel' hükümlerine göre açık yer- lerde seçim propagandala-; nnın "halkı rahatsız ctme- , yecek şekilde ve ilçe seçim kurullanndan izin alına- ', rak"yapılması gerektiğini ' söyledi. ! Bu yasağı delen adayla- ' ra güvenlik kuvvetlerinin ve valiliğin müdahale et- mesi gerektiğini belirten yetkili. "Ancak güvenlik kuvvetlerinin bu konuda görevûû yapmaması. siya- silere bulaşmak istemcme- leri nedeniyle yasalar uy- gulanamıyor" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear