25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25NİSAN 1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Peride Celal'in yeni öykü kitabı 'Melahat Hanım'ın Düzenli Yaşamı' yayımlandı ' Aşk, yaşamda mutlaka gereldf CÜLERÇETİN Öyküleriyle. romanlanyla üç kuşak >etiştirdi Peride Celal. Okurlan yaşlandı ama o yazdık- larıyla, hissettiklenyle. hıssettir- <Jikleriyle hep genç kaldı. Daha çok aşk temalı yapıtlanyla tanı- nan Celal son olarak günlük ya- şamdan beslenen öyküleriyle çık- n okurun karşısına. Pende Ce- lal'Ie Can Yayınlan'ndan çıkan 'Melahat Hanım'ın Düzenli Ya- şamı' adlı öykü kitabı üzerine söyleştik: - Kitabınıza adını veren öykü- nûzde evlilik hayatı boyunca öz- lemini çekmesine karşuı Mela- hat Hanım'ın düzenli yaşanunı sürdürememe nedeni ne? Melahat Hanım yaşamını sür- dürebılmek için gerekli olanak- lara sahıp, ancak bütün ömriibo- yunca bekledıği düzenli yaşamı öldürücû bir şey aslında. Oysa kocasından nefret ettiğinı sandı- ğı. ona kızdığı. söylendiğı. ondan sıkjldığı bölümler gerçek yaşamı onun. Çünkü duygu var orada. Kocasımn ölümünden sonra sür- dürdüğü yaşam ise gereğinden fazla dizenlı ve yapay Bu ne- denle de sürdüremiyor bu düzen- li yaşamı. Bir de bizim kadınla- ntnız kocalannı öldükten sonra seviyoriar. Onlara kızdıklan nok- talan unutup daha duygusal da\ - ranıyorlar. Melahat Hanım biraz da. daha çok burjuvazıde görü- len bu tip kadınlann simgesi. Umutsuzluğun simgesi -Büyükada'yıanlattıgını/ Toz Duman' adlıöyküde ülkenin ber köşesiniyansıtıyorsunuz asknda. Toz duman mı gerçekten yaşam- lannuz? Benceöyle. Büyükada'nın bü- tün doğal güzelliğine karşın içın- deki iki insan çokmutsuzlar. Öy- küde ada, içinde bulunduğumuz A kargaşanın ve umutsuzluğun bir simgesi yalnızca. Bürun ülkede durum bu. Pek iyı görmüyorum durumumuzu. - *Ağaç' adlı öykünüzdeki ağa- a evinbdegörüyoruz. Ağacın ger- çek oyküsünü anlatır mısmız? Bir dostum yaklaşık 25 yıl ön- ce küçücük bir şey getirmişti. Sonra bu bitkı yavaş yavaş büyü- dü, saksılar değişmeye başladı. Her saksı değışıminden kısa bir süre sonra daha büyük saksıya koymamız gerekti. Son olarak güzel bir saksısı vardı ama o da yetmediği içın bu acayıp, fıçı gi- bi şeye koymak zorundia kaldık. Ama memnun kalmadı ağaç. küs- tü. Simdi yine yıllardır yaptığım gibi her gün banşması. yaşama- sı içın dil döküyorum ona. Kitap- takı Ağaç ise bir yalnızlık öykü- sü. O kadar büyük bir yalnızlık kı tek bag ağaçla kurulabiliyor. - Bir televizyon programınaçı- kanlan temizlikçikadırun değişen yaşamını konu alan 'Açık Otu- rum'da getirdiğiniz eleştirilere karşın eğlenceli bir anlatımınız var. Öykünün çıkış noktası ney- di? Durmadan çoğalan kanallar, durmadan açıkoturumlar düzen- lemeye başladılar. Ama hiçbir şey konuşmuyorlar Düzenleyen kışıler soru sormuyor. Açıkotu- rum yapmak için ortada konu bi- le yok. Hayret ediyorum. Aktü- el bir yanı var bu öykünün. Ar- tık yalnızca bildiğim yazariann. düşünürlerin, sanatçılannbir ara- ya geldiği açıkoturumlan izliyo- rum. Eskiden kendim çıkardım ama artık hiç çıkmıyorum. Med- ya denen o gülünç şeyi en güzel Orhan Pamukkullandı. Çok gü- zel pazarladı kitabını. Çok da iyi yaptı. Ben onu sevenm çünkü. Her şeye katıldı. Hayretler ıçin- dekalıyordum izlerken. Edebiyat adına sevindim. Bir aşk romanı yanyorum - Kitapta o bildiğimiz kadın er- kekarasindakiaşktemasındanyo- la çıkanbir öyküyok. Özet bir ne- deni var mı? Şu anda yalmzca aşkı anlattı- ğım biraşk romanı yazıyorum. Bir kadının deliliğe varan aşkını, tut- Lşkabakışım hiç değişmedi. Her zaman söylediğim gibi aşksız kadın kuru bir şeydir. Aşk mutlaka gerekli yaşamlanmızda. Yalnız kadm erkek aşkından da söz etmiyorum. Benim bu ağaca âşık olmam gibi... Ten meselesinin de ötesinde bir şey aşk. Kısa da olsa yaşamak gerek. kusunu ele alanbir roman olacak. Adı 'Deli Aşk'. Öykü kıtabımda da doğrudan aşk öyküsü olmasa da öyküler aşktan yoksun değil- ler. 'Iskele'de bir aşktan sonra gelen bir kopuş var. 'Aşk mıydı, değD miydi?' dıye bir sorgu- lama. Aynı öyküde Maria'nın kı- zının kocasına duyduğu da aşk bence. Aşkın sınırlannı genişle- tirsek Ağaç"ta da aşk var. - Bütün yazın seriiveniniz sü- resince aşka bakışınız hiç değişti mi? Aşka bakışım hiç değişmedi. Her zaman söylediğim gibi aşk- sız kadın kuru bir şeydir. Aşk mutlaka gerekli yaşamlanmız- da. Demin de belirttiğim gibi yal- nız kadın erkek aşkından da söz etmiyorum. Benım bu ağaca âşık olmam gibi... Eve her girişimde onu gördüğüm zaman çok mut- lu oluyomm. Ten meselesinin de ötesinde bir şey aşk. Kadın erkek arasında olduğu zaman daha da güzel bir şey. Kısa da olsa yaşa- mak gerek. -Yannayabaşladığınızanılan- nız ne dunımda? Otuz kırk sayfasını yazdım. Benim anılanm başka türlü ola- cak. Adını da 'AnüarParampar- ça' koydum. Yani oradan oraya at- layacağım. Bir resımden içeri gi- rip çok uzaklara gideceğım. Ora- dan bir mektuba uzanacağım. So- nunda bütünleşecekler elbette. - Yeni romanınız ne 7jtman çj- kacak? 1966'da yazmış olduğum 'Gûz Şarlası'nın yeni baskısı Can Ya- yınlan'ndan çıkacak. Onun dü- zeltmelerini yapıyorum. Geçen süre içinde Türkçe değişti ve an- laştı. Bu beni sevindiriyor. Ben de bu dili takıp etmeye büyük özen gösteriyorum. Sonbahariçin de 'Deli Aşk'ın yazımını tamam- hyorum. -Öyküve romanyazmaarasın- da bir tercihiniz var mı? Öyküyle başlamıştım ben ya- zına. Zaman zaman 'keşkeöykü- lerdekalsaydım' dediğim oluyor. Öykü yazmak romandan güç. Ro- manda açılabiliyorsunuz. O kişi- den bu kişiye atlayarak çok da- ha genişletebiliyorsunuz konu- yu. Hattabazen gevezeleşiyorum ben romanda. Oysa öyküde bir noktada başlayıp bitirmeniz ge- rekiyor. Özellikle bu son kita- bımda öykü gibi öyküler yazma- ya özen gösterdim. Yazdıktan sonrabirçok bölümlerini attım, kı- salttım, doğru yerde bitirmeye çalıştım. Öykü, kısalığı içinde çok daha vurucu oluyor. Sonuç- ta dahaçoköykü yazan olarak gö- rüyorum kendimi. Ankarada Belçika Haftası yarın baslıyor iÇizgi film kahramanları çocuklarla buluşacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Bel- çika Büyükelçiliği'nce, ülke nin çeşitli yönlerini tanıt- mak amacıyla düzenle- nen-BekakaHaftasT yann Ankara'da baş- İıyor. Belçika Haftası. ülkenin en önemli ge- leneklerinden bıri olan çizgi roman sanatını Ankara'ya taşıyacak. Belçıka'da yaşayan geruş Türk topluluğu ve ülkenin Türkiye ile geçmişe daya- nan bağlan göz önüne alı- narak düzenlenen etkin- lik, öncelikle Belçika'nın yaşam kültürünü tanıtma- yı ve en özgün miraslanndan birini Ankara halkı ile paylaşmayı amaç- lıyor. Belçika Haftası kapsamında, Belçi- ka'nın, kaynağı 60 yıl öncesine uzanan çizgi roman sanatı "BirSanatOlarakBeW çikaÇizgi Romanlan" başlığı altında top- lanan sergiyle tanıtılacak. Etkinlik ile çiz- gi romanın başkenti sayılan Brüksel'de birçok evin duvannı da süsleyen çizgi ro- man kahramanlan Tenten, Red Kit, Şirin- kr,BlakeveMortimer,S«skeenWKke,AİK, Gaston Lagaffe,Nero, Boule ve BiD' in ye- niden keşfedilmesi ve bundan sonra da aynı ilgiyle izlenmesi hedefleniyor... Çizgi roman. Belçika'daki yaratıcı gü- cun en önemli ürunlerinden biri. Tenten'in yaratıcısı Herge, 9. sanatın yayılmasınm miman, Avrupa çizgi romanının mane\ ı babası olarak gösteriliyor. Morris (Red Kit). Peyo (Şirinler), Jacobs (Blake ve Mortimer). VandersteenlSuske en \Viske), Martin (Alix). Franquin (Gaston Lagaf- fe),Sleen(Nero),Roba da (Boule veBıll) Belçika çizgi roman ailesinin önemli ısim- lerinden. Köklerini. Belçika kültürü. eleştin. alay- cılık ruhu ve doğal bir gerçeküstücü eği- lımden alan çizgi romanlar. vTirtdışında en iyı satan Belçika ürünleri unvanını yıllar- dır ellerinde tutuyorlar. Dünyanın, 25 bin- den fazla kitabın bulunduğu en büyük Çiz- gi Roman Kütüphanesi Brüksel'de bulu- nuyor. Belçika'da toplumsal bir olgu kımliğine sahıp olan çizgi roman. ekonomik ve sosyal olaylarda ya- kaladığı güncellik- le, aynı zamanda önemli bir araştır- ma konusu olarak görülüyor Gazete ve dığer süreli ya\inlarda baş- layan Belçika çızgı romanının kaynağı 60 yıl öncesine dayan- makta. 1940"larda Spirou gazetesı ve Tenten dergısinın, ka- rikatüristler ve yazar- laraaçtığı fırsatlardö- nemıni savaş sonrasında Red Kit, Şirinler. Alix; 60 ve 70'lerde ise Bruno Brazil, Buck Danny gibi kahra- manlann doğuşu ızlıyor. Bu dönem. Bel- çika'da çizgi romanın olgunlaşma döne- mi olarak anılmakta. Karikarünstlereğlen- ce. politika ya da erotizm gibi çeşitli ko- nular üzennde çalışmaya başhyorlar ve bu yeni anlatım. düzenleme ve renklendir- me alanlanndaki gelişmeyi de beraberin- de getiriyor. Günümüzün genç Belçikalı karikatünstlen de bu değişimi çok iyi ya- kalamışlar ve kendi tarzlanna yansıtmak- talar. Sergi. yarm Kültür Bakanı İstemihanTa- lay ve Belçika Fransız Topluluğu Ulusla- rarası tlişkiler Müsteşan Phiüppe Suinen tarafından açılacak. Sergı. Çankaya Bele- diyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde 27 Kisan-15 Mayıs tarihleri arasında izlene- bilecek. Hafta kapsammdaki tek konu başlığı Belçika'nın çizgi roman sanatı değıl. Hil- ton Oteli Marco Polo Restaurant'ta yann- dan başlay arak \ Mayıs'a dek sürecek bir "BelçikaYemekFesth'ali'' gerçekleştırile- cek ve elektrik gitarda Pierre Lognay. basgitarda Nicolas UHerbette ve davulda BUou Doneus'tan oluşan 'The Pierre Lognay Trio' Belçika cazını tanıtacak. KonserODTÜ KonserSalonu'nda 30 Ni- san günü saat 20.00'de gerçekleştirilecek. Kısa, amayoğunprogram 11. Ankara Uluslararası Film Festivali yarın kısametrajlılarla başlıyor. Resmi açılış 30 Nisan 'da CUMHUR CAINBAZOĞLU 11. Ankara Uluslararası Film Festiva- li pazartesı günü kısa film ve belgesel bölümüyle başhyor. 30 Nisan'da bu bö- lümün yanşmaları bittikten sonra res- mi açılışını yapıp uzunmetrajhlar prog- ramına geçecek olan festıval 9 Mayıs'ta sona erecek Geçen yıl 10. yaşını kutlayan festival, geniş sponsor desteğiyle zenginbirprog- ram sunma olanağı bulmuştu; bu yıl ise para sorunu yine gündemde. Bütçe kı- sıtlaması nedenıyle bazı bölümlen ip- tal etmek zorunda kalan yönetım. yine de ilginç bir programla sinemaseyerle- rin karşısına çıkmayı başanyor. Örne- ğin, aralanndaTenekeTrampetSvvan'ın Aşkı, Bir SatKinın Ölümü. Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru'nun da bu- lunduğu sekiz filmlık Volker Schlön- dorffretrospektifi ile doksanlarda dün- ya sınemasına ağırlığmı koyan tran sı- neması ve çok az ızleme olanağı bul- duğumuz Yunan sineması örneklerinin toplandığı program, kaçınlmaması ge- reken gösterimlerin başında geliyor... Para sorunu nedeniyle 'küçülrnekzo- rundakalan' fesnvalin başkanı Mahnnıt Taü Öngören'den bu yılki program, ödül- ler ve altyapıyla ilgili bilgi aldık. - Festrvalin lokomotifi olan kısamet- raj neden önce başlıyor? Her iki bölümü ızlemek ısteyenler, programlann aynı saatlere, günlere gel- mesınden şikâyet ediyorlardı. birinci neden bu. îkincısi ise festivali yürüt- mek açısından bu aynm daha rahatlık sâğlıyor. Önce kısa film. belgesel yanş- malanna. ardından bu bölümlerin ser- best gösterilerini yapmak. ikınci hafta ulusal uzunmetrajlı film yanşmasma ve dünya smemasından örnekler bölü- müne geçmek işimizi kolaylaştıyor. Av - nca kapanış töreninde kırk tane ödülü birarada dağıtmak zorunda kahyorduk, tören ağırlaşıyordu. Kısa fılmler ücretsiz izlenecek - Bu yıl hangi salonlarda düzenlene- cek festival? Uzunmetrajlı filmler için üç salonu- muz var: Metropol. Megapol ve Anka- pol. Kısa filmler ve belgeseller de Al- man Kültür Merkezi. Fransız Kültür Merkezi. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Uğur Mumcu Araş- tırmacı Gazetecilik Vakfı'nın salonun- da göstenlecek. Son saydığım iki salo- nu ilk kez kullanacağız. Kısametrajlılar ve belgeseller ücretsiz, uzunmetrajlı filmler öğrenci bir milyon, tam 1.5 milyon liraya izlenebilecek. - Jürflerde kimler var? Belgeselde CanDündanTüün Erars- lan.Nilgün Makdav. MargaretaLindner, FarukKalkanvar. Belgeselde bu yıl ılk kez profesyonellerin yapıtlanyla öğren- ci filmlerinı ayrı ayn değerlendiriyo- ruz. yanı üç yenne altı ödülümüz ola- cak. Bu dalda 20 öğrenci, 12 de profes- yonel filmı yan şacak. Nad Özer.Adnan TöneLKerime SenyüceiArtunYeres, Vu- estival geçen yıl, geniş sponsor desteğiyle zengin bir program sunma olanağı bulmuştu; bu yıl ise para sorunu yine gündemde. Bütçe kısıtlaması nedeniyle bazı bölümlen iptal eden yönetim, yine de ilginç bir programla sinemaseverlerin karşısına çıkmayı başanyor. suf Akçurakısa film yanşmasınınjüri- si. Uzunmetrajlı jürisi ise Çetin Oner, Agâh Özgüç, Cameron Pearson, Ayla Kutlu, Necmettin Varh'dan oluşuyor. - \nkara. en fazla ödül veren festival- lerden biri. Jüriler baa teknik dallarda ödül vermeye yeterli mi sizce? Bu yıl ılk kez film müziği yapan bi- risini de jüriye almak istedik, fakat her- kesm kendine göre mazereti oldu. ge- lemedi. Böyle bir insanın olmasında ya- rar var. İdeali, jürinin her konunun uz- manından oluşması. ancak olmayınca, görüntü yönetmeni. ışığı ve en iyi sa- nat yönetmenınijüriye çağırdığımız yö- netmen sayısınde çözümlemeye çahşı- yoruz. Bazen bir oyuncunun deneyim- ieri de bize bu konularda yardımcı olu- yor. - Emek ödülleri kirnlere veriliyor? Azız Nesin Emek Ödülü Agâh Özgüç ve ZekiÖkten'e verildi. Özgüç. Türk si- nemasıyla ilgili tüm aynntılan. bilgile- ri kitaba aktarmış, araştırmacı bıri. Ömür boyıı süren bir çaba sonucu bıze bir bil- gı bankası hazırlamış durumda. Zeki Ökten ise çok duyarlı yönetmen. Iş film- lerinde bile bu duyarlılığını. dikkatini elden bırakmadığmı düşündüğümüz ve uluslararası alanda da başarılar kaza- nan filmler yaptığı için verdik. Festi\alin sponsorlan azaldı - Bu yıl film getirirken politik anlaş- mazlıklar nedeniyle Avrupa'yla sorun- lar yaşandı mı? Politik anlaşmazlıkla ilgili sorunla karşılaşmadık,ama karşılaşacagımıza da- ir ızler oldu. Sonra yanıldığımızı anla- dık, her şey kurallanyla yürüdü. - Geçen yılki geniş sponsor desteğin- den sonra tam festival rayına oturdu derken bu yıl yine para sorunu yaşanı- yor. Sponsoıia ilişküer neden bir türlü oturmuyor? Geçen yû sponsorkatkısıbakımından altın yılımızı yaşadık. şu anda içinde bulundugumuz daireyi bile satın alma olanağı bulduk. Bu yıl çeşitli nedenler- le destek devam etmedi, Çumhuriyetin 75. yılı münasebetiyle hem devlet ke- simindeki kurumlar hem de özel sektör çok para sarf etmişler. Özel sektör ay- nca ekonomikkriz üzerinde durdu. Baş- bakanlık'ın tasarruf genelgesi de var. Ba- zılan da seçimleri gerekçe gösterdi. Do- layısıyla son derece az sponsorla ve geçen yıldan kalan işlettiğimiz parayla yapıyoruz. Bir ara hiç yapmamaya ka- rar verdik, ama bunun yaratacağı sıkın- tıyı gözden geçirip devam karan aldık. -Sonuçtakimler kakhsponsorlar ara- sında? Parasal olarakbizi destekleyenler ara- sında birinci sırada Kültür Bakanhğı geliyor. Ikincisi, ödüllennparasıru sağ- layanÇankaya Belediyesi. Bunlann dı- şında TRT birtakım hizmetlen ücretsiz olarak sâğlıyor ve kapanış törenini ya- yımlıyor. Medya sponsorlan arasındayeT alan Kanal E de açılış törenini yayım- layacak. Hizmet veren kurumlann ara- sında TR-Net şirketi. Ata Kurye. GA- LA adlı bilgısayar şirketi var. Bunlarrn dışmda Class Otel, Demirci & Demir- ci basımevi, Lal Cafe destek veriyor. Her yıl en az üç açık oturum yapıyor- duk, bu yıl sadece 'Belgesel Sinema ve Gdecek'başlığıyla Belgesel Sinemacılar Birliği'yle açık oturum düzenleyeceğiz. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Caz ve Cuz Üstüne Duke Ellington'ın yüzüncü doğum yılı kutlanı- yor bugünlerde dünyanın çeşitli yerlerinde. Yirmi dokuz Nisan 1899'da doğmuş, yirmi dört Mayıs 1974'teölmüş. Bütün bir yüzyıla damgasını vurmuş sanatçı sa- yısı pek fazla değildir. Her dönem. önemli/ değer- li, çok önemli/ çok değerli sanatçılar çıkarabilir el- bette. Ama bütün bir yüzyılı kapsayacak degerde ürün vermiş sanatçı sayısı azdır. Duke Ellington sa- natıyla, yapıtıyla yirminci yüzyılı kapsayan bir in- sandı. Popüler müziği caz sanatıyla, caz müziğini çağdaş müzikle, çağdaş müziği Afro-Karaib-Ame- rikan müziğiyle, bunlann tümünü de Avrupa mü- ziğiyle harmanlayarak evrensel bir müzik sentezi- ne ulaşmış, yüzlerce üst düzey yapıt vermiş bir bes- teci, orkestra şefi, piyanist. Akıl/ Duygu/ Mizah kanşımı dev bir eser bırak- mış ardında. Macerası hiç eksilmeyen bir dahi besteciydi. Birinci sınıf bir piyanist, gerçek bir caz aristokratı. Ellington'ıonlarcaönemli caz bestecisinden ayı- ran olgu nedir? Duygusal balladlarını, tanınmış dans parçalannı, ağır ve enfes ve ağdalı caz süit- lerini, klasik müziğe yakın duran dini yaprtlannı, en hızlı ve svvingli, çalınması pek zor, yorumlanması daha da zor parçalannı dinlediğimiz zaman olağa- nüstü bir "yapısal bütünsellik" görürüz Ellington müziğinde. Kişiliklı, derin bir müziktir bu. Caz ta- rihinde başka hiçbir orkestra daha çalmaya baş- lar başlamaz kendini bu kadar net olarak ele ver- memiştir. Ellington orkestrasını tanımamak müm- kün değildir. On beş kişilik bir orkestranın bu tınıyı, sonorite- yi yüzlerce, binlerce kez ve çalınan parça ne olur- sa olsun sürekli yakalaması kolay iş değildir. Bu- rada müzik "yazmak" meselesine geliyoruz. Bü- yük bir üslup ustasıdır Duke Ellington. En yakın dos- tu Billy Strayhorn'un söyledıği gıbı:" Duke piya- no çalar, ama asıl çalgısı orkestrasıdtr." Ellington'ı Ellington yapan olgulann başında or- kestrası gelir. Elli küsuryıl, yarım yüzyıl gibi bir bü- yük zaman diliminde yalnızca bu orkestrada ça- lışmış büyük müzisyenler vardır. Bariton saksofo- nun büyük ustası Harry Camey örneğin. Ya da sak- sofonu ama en çok da kiametıyle çaldığı müzikte Duke'un imzasını taşıyan Jimmy Hamilton. Trom- peti, kemanı ve sesiyle orkestranın aynlmaz par- çası olan Ray Nance. (Ray Nance orkestranın iki trompet devi olan Rex Stevvart ile Cootie Willi- ams'ın izini sürer bir bakıma.) Ellington ile onca yıl geçimsiz bir kan-koca gibi beraber var olmuş, caz tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Johnny Hodges. Ayık çaldığı zamanlar çok seyrek olan bir tenor saksofon ustası Paul Gonsalves. Trombon ustalan Juan Tızol ve Lawrence Brovvn. Modern kontrabasın mucidi Jimmy Blanton. Ben Webs- ter, Barney Bigard... Uzayıp gider bu liste. Bu in- sanlar ve diğerleri tek başlarına bir orkestrayı ön- lerine katıp götürecek yetenekte, son derece önem- li müzisyenterdirve nedense hepsi Duke Ellington'ın müzik şemsiyesi altında kalmayı yeğlemişlerdır. ••• Cazseverlerin Duke Ellington'ı yeniden ve yeni- den keşfetmesi, bu müziği kesintisiz dinlemesi, bütün plaklan bitince başa dönüp bir daha dinle- mesi ne iyi olurdu diye düşünüyorum. Bu düşün- cemde yalnız olmadığımı bilmek biraz olsun se- rinletiyor yüreğimi. "Yeryüzündeki bütün müzisyenler yılın bir gü- nü bir araya gelip diz çökmeliler ve Duke'a şük- retmeliler" demiş Miles Davis. "Siyah Amerikalılar tarafından yaratılmış birsa- nat, yanm yüzyılı aşan bir süreçte beyaz Ameri- kalılar tarafından küçümsendi, itilip kakıldı. O za- manlann müzik tarihi kitaplannda adı bile geçiril- meyen bu müzik, şimdi Ellington adlı deha yüzün- den toplumsal açıdan bile en yüksek noktaya yer- leştiriliyor. Bu radikal değişimi neye borçluyuz?" Bu soruyu soran da büyük caz eleştirmeni Le- onard Feather. • • • Devlet Bahçeli başbakan olur mu? Mehmet Ağar kimdir? Zürfu Livaneli CHP'nin başına ge- çer mi? Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller anlaşırsa Agâh Oktay Güner yeniden Kültür Bakanı olur mu? Süleyman Demirel, Kafka'yı okumuş mudur? Idam cezası iyi bir ceza mıdır? Milliyetçilikle yurt- severlik arasındaki kavramsal farklar nelerdir? Amerika Birieşik Devletleri zannettiğimiz kadar *önem/("ve"değeri/"mıdir?DukeEllington'ı>Mic- hael Jordan'ı ve Richard Feynman'ı çıkanmış bir toplumu anlamak gerekmez mi? Cumhuriyetçiler aptal mı? Pee VVee Russell kim oluyor? Kırlangıç kuş mudur, balık mı? Haftaya Richard Feynman'ı konuşuruz, siz o güne kadar milliyetçilikten uzak durun, Duke Ellington dinleyın, aklınızı yitirmeyin lütfen. BUGUN • CRR Konser Salonu'nda saat 20.00'de Hasan CihatÖrter'in konseri izlenebilir. (232 98 30) • NÂZBM KÜLTÜRE\1'nde saat 16.00'da Mios Forman'ın yönettiği 'Guguk Kuşu' adlı film gösteriliyor. (414 51 50) • YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 20.30'da Erol Bingöl yönetimındeki Münir N ureddin Selçuk'u Anma Konseri dinlenebilir. (559 20 23) İSTANBUL FİLM FESTİVALİTÜDE BUGÜN • EMEKSİNEMASI'nda saat 12.00 ve 18.30'da Kadınlar. saat 15.00'te AşkŞeytandır, saat21.30'da Slam adlı filmler izlenebilir. (293 84 39) • ATLAS SİNEMASI'nda saat 12.00 ve 18.30Yla Kış Uykusundaküer. saat 15.00 ve 21 30'da SHcom adlı filmler göstenlecek. (252 85 76) • ALKAZARSİNEMASI'nda saat 12.00 ve 18.30'da Bayan Dallovvay, saat 15.00 ve 21.30'da Yaşamak İstiyoruz adlı filmler izlenebilir. (293 24 66) • BEYOĞLU StNEMASFnda saat 12.00 ve 18.30'da 'Bir Palyaçonun Önünde'nin Yapımı ve Heather Rose Cannes'a Gidiyor', saat 15.00 ve 21.30'da 3. Dünya Savaşı adlı filmler gösteriliyor. (25132 40) • MODASİNEMASrnda saat 12.00'de Geri Zckâlılar. saat 15.00'te Hibar} ve Jackie, saat 18.30'da Tango Dersi, saat 2 L30'da Herkese Karşı Tek Başına adlı filmler izlenebilir. (337 01 28)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear