Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25NİSAN1999PA2AR
14 KULTUR
Bülent Erkmen'in bir gelenek haline getirdiği kişisel sergilerinin dördüncüsü üzerine
Tasanmcnnn ürethn baglamı
AYKUT KÖKSAL
Mimarlığı bir yana bırakırsak, tüm tasanm di-
siplinlerinin ortaya çıkışı ve gelişimi sanayileşme
süreciyle doğrudan ilişki içindedir. Türkiye'de çağ-
daş grafik tasanmının 1960'lardan başlayarak ilk
ürünlerini \ermesı de yine bu koşutluğu gösterir.
1970'li \ e özellikJe 19801i yıllarda reklamcılık sek-
törünün gelişmesi grafik tasanmının öteki tasanm
disiplinlerinin de önüne geçmesıne yol açar ve
Tiirk tasanmcılan, bienallerde, yanşmalarda, sa-
yısız uluslararası başannın sahibi olur. Ne var ki.
son derece paradoksal bir biçimde. bu başanya yol
açan çalışmalann önemli bir bölümü gelişen sa-
nayinin ve iletişim sektörünün taleplerine yanıt
veren ürünler değil. sanat ve kültür alanına yöne-
lik tasanmlardır. Bu olgu daha ilk yıllardan baş-
layarak kendini gösterir. Uluslararası başanlar ka-
zanan çalışmalar. 1960'larda Yurdaer Amntaş'ın
ilk tiyatro afişleriyle ve aynı çızgide yeralan Men-
gii ErteTın afişleriyle başlar, Sadık Karamusta-
fa'nın, Bülent Erkmen'in ürünlerine dek de nere-
deyse kesintısız bir izlek süreklıliği oluştunır.
Yeniden ürettiği ürünlerden özerk kitap
tşte Bülent Erkmen'in 1997-1998 çalışmalan-
nı sergıledigı. İCabataş Kültür Merkezi'ndeki son
sergisınde de yıne sanat ve kültür bağlamına gi-
ren tasanmlar mutlak bir ağırlık taşıyor. Bu sergi.
Erkmen"in bir gelenek haline getirdigı kişisel ser-
gilerinin dördüncüsü. Bülent Erkmen 1991-1992
çalışmalannın yer aldığı ilk sergisini 1992'de aç-
mış, bunu ikişer yıllık dönemleri içeren 1993-
1994\e 1995-1996sergileri izlemiştı. Erkmen'in
son sergisınde biryandan geçen sergılenndekı ça-
• Anlaşılan, Erkmen'in logosunu şu ya da bu nedenle beğenmeyen
sipariş sahipleri, 75 rakamını ay-yıldızdan kopararak, üstelik bu durumda
tümüyle anlamsızlaşan deformasyonu koruyarak, "yeni" bir logo
yaratmışlar. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti, her tür estetik ölçüden ve
anlamdan uzak bir 75. yıl logosu kazanmış...
lışmalanyla bağlantı içindeki tasanmlar bulunu-
yor. bir yandan da yeni üretim kanallan açılıyor.
Arredamento Dekorasyon/Mimarlık dergisinin ka-
paklan. Devlet Tiyatrosu, Güldiken dergisi ve
Uluslararası Okçuluk Şampiyonası için
gerçekleştirdiğı çahşmalar
Erkmen'in yapıtındaki sürek-
liliği. ama aynı zamanda da
değişimi gösteren tasanm-
lar. Arredamento Mimarhk
kapaklan, Erkmen'in ya-
pıtında hem program-
dan özerkleşme hem
de kavTamsal alana
gırme olarak or-
taya çıkan eğili-
min örneklerini
oluşturuyor. Sergi-
lenen çalışmalar arasında yer alan ISBN 975-342-
142-7 başlıklı kitap ise Bülent Erkmen'in kendi
yapıtınabakışını gösterirken, üretimini anlamlan-
dırmaya da olanak veren bir "iş" niteliğı taşıyor.
Erkmen, son dönemde gerçekleştırdıği en önem-
li çalışmalanndan biri olan bu kitabın içenğini
kendi tasarladığı logolardan oluşturmuş. Ne var ki
kitap. her bıri farklı bir soruya, farklı bir progra-
ma yanıt vermek üzere tasarlanmış logolan "ser-
güeme" işlevinin ötesine geçi-
yor, Erkmen'in kendi çalış-
malanru yeniden üretti-
ği, içerdiği ürünler-
den bağımsız,
özerk bir nesne kı-
taba dönüşüyor. Bu
kitabın da açıkça gös-
terdiğı gibi. Bülent Erk-
men son yıllarda kendi an-
lam bağlammı oluşturan, ya-
ni tasanm disiplininin çerçe-
vesınden gıderek kurtulan bü-
tünsel bir yapıta doğru gidı-
yor. Fol dergisinin "Duvar"
konulu sayısı için gerçekleştir-
diği iki sayfa ve David Tartako-
ver'in "Bavul" projesi için yaptığı kavramsal ça-
lışma, Erkmen'in bu bağlama giren işleri arasın-
da. Bu bütünsel yapıt. Everest My Lord'un sah-
neye uyarlaması gibi Erkmen'ın temel çizgısine
karşı duran bir çalışmaya rağmen, kendi ana ek-
senı üzerinde kesintisiz yol alıyor. Tasanm bağla-
mına giren çalışmalar ise sanat ve kültür alanmın
taşıdığı özgürleşme ve özerkleşme olanağıyla bu
bütünsel sürece eşlik ediyor.
Peki, Bülent Erkmen'in tasanm çalışmalannda
üretim bağlamını sanat ve kültür alanıyla sınırla-
ması kendi mutlak seçimi mi? Eski sergilerinde-
ki Eczacıbaşı ve Kurukahveci Mehmet Efendi ça-
hşmalannı, her sergide yer alan Tekfenbank faali-
yet raporlan dizisini arumsarsak böyle bir seçimin
söz konusu olmadığıru rahatlıkla söyleyebiliriz. Iş-
te bu noktada tasanmcıyla sipariş sahibinin iliş-
kisini sorgulamak gerekiyor. Türkiye'de artık en-
düstriyel tasanmdan grafik tasanma dek, tasanm-
cının ürettiği bilgiye gereksinim duyulduğu bili-
niyor. Ne var ki bu bilgi üretimi, giderek tasanm
olgusu ve tasarlanmış ürün, henüz doğru bir de-
gerlendirme bakışmdan alabildiğine uzakta duru-
yor. Bunun çok açık bir örneğini de yine Erk-
men'in sergisinde görüyoruz: Sergide Erkmen'in
Cumhunyet'in 75. yılı için tasarladığı bir logo yer
alıyor. Logonun yanına ise şöyle bir not düşülmüş:
"Tasanmanın bügisi ve isteği dışında değiştirile-
rekkuüanıktu" Logoda 75 rakamını çevreleyen, ku-
caklayan ay-yıldız görünüyor. Ay-yıldızın hılali,
75'in çevresinde dönen yıldızın izine dönüşmüş.
Bu tasanmı gerçekleştirebilmek için Erkmen ay-
yıldızı yatırarak perspektif kazandırmış. Ay-yıldı-
zın bu deformasyonu Erkmen" in logosunda anlam-
lı bir yere sahip. Anlaşılan, Erkmen'in logosunu
şu ya da bu nedenle beğenmeyen sipariş sahiple-
ri. 75 rakamını ay-yıldızdan kopararak. üstelik bu
durumda tümüyle anlamsızlaşan deformasyonu
koruyarak (hem de bu deformasyonu 75 rakamı-
na da aktararak) "yeni" bir logo yaratmışlar. So-
nuçta Türkiye Cumhuriyeti. her tür estetik ölçü-
den ve anlamdan uzak bir 75. yıl logosu kazanmış...
Bülent Erkmen, tasanm üretimini. sanat ve kül-
tür alanımn daha değerbilir sipariş sahiplerine sun-
mayla yetinirken pek haksız olmasa gerek.
52. Cannes Film Festivali
y
nde 'Harem Suare' ve 'Gemide' yarışma dışı gösterilecek
Amiiikan bağımsı:UınAvrııpah ustakmı kaıy
V^CDİ SAYAR
12-23 Mayıs tarihleri arasında düzen-
lenecek 52. Cannes Film Festivali'nin
resmı programı, Paris'te yapılan basın
toplantısı ileaçıklandı. Festival yönet-
meni Gilles Jacob'un açıkladığı prog-
ramda A\ rupa sinemasının usta yönet-
menlerinın yanı sıra Amerikan bağım-
sızlannın ürünleri de yer alıyor. İlk ba-
kışta son derece dengeli kurulmuş ve
fazla risk içermeyen bir program. Ya-
ni, tanınmamış yönetmenlere pek yüz
verilmemiş bu yıl.
Pedro AJmodovar, Leo Carax, Atom
Egoyan, David Lynch, Manoel de Oli-
veira, Tım Robbins. Raoul Ruiz, Mic-
hael VVinterbottom, Chen Kaige, Jim
Jarmush, Takeshi Kitano, Arturo Rips-
tein, Mohsen Makhmaibaf ve Peter
Greenavvay gıbı yönetmenlerin ürün-
lerinin yer aldığı yanşma bölümüne
seçilen 22 filmin çoğunluğunu Avru-
pa ve Asya filmleri oluşturuyor, Ame-
rikan ve tngiliz firmlerinin sayısı sa-
dece 7.
Yanşmalı bölümde yeni keşif ola-
rak ıkı Fransız yönetmen yer alıyor.
"İnsanük" adlı fılmi ıle Bruno Du-
mont ve "Mutlu Yaşamlanmız" adlı
filmi ile Jacques Maillot'nun yanı sı-
ra ilk filmleri ile dünya çapında ün ka-
zanan genç yönetmen Leos Caras "Po-
ia X"le, Latin Amerika kökenlı Raoul
Ruiz "Le Temps Retrouve" (Geçmişe
Yolculuk dıye çev irebiliriz, ama en iyi-
si filmleri izlemeden Türkçe adlan ko-
nusunda bir karara varmamak) adlı fil-
mi ile Fransız sinemasını Cannes'ın
resmi bölümünde temsil ediyorlar.
Yanşmada yer alan diğer Avrupa ül-
keleri ise çoğunlukla usta yönetmen-
lerin son yapıtlan ile temsil edılecek-
ler Cannes'da. tspanva'dan Pedro AJ-
modo\ ar "Todo sobre mi Madre" (An-
nem Hakkında Her Şey). Italya'dan
Marco Beliochio "La Baiia". tngilte-
re'den Peter Greenaway'ın Fellini'ye
gönderme yaptığı "81/2 Wwnen" (Se-
kiz Buçuk Kadın). Michael VVınter-
bottom "VVonderiand" (Harıkalar Di-
yarı). Portekiz'den Manoel de OHvera
"A Carta", Rusya'dan Atexandre So-
kurov, Hitler ve Eva Braun'u anlattı-
Açüış filmi Mikhalkov'un 'SibiryaBerberT.
ğı"Motoch" adlı filmle-
ri ile yanşacaklar.
Ortadoğu'dan
Amerika'ya
V
M. anşmalı
bölümde ünlü
yönetmenlerin
filmleri yer
alıyor. 'Belirli
Bir Bakış'
bölümünde
Ferzan
Özpetek'in
'Harem
Suare',
Eleştirmenler
Haftası'nda ise
Serdar Akar'ın
'Gemide' adlı
filmleri
yanşma dışı
gösterilecek.
Iranlı üç yönetmen,
Mohsen Makhmaibaf,
Abolfaz Djalili ve Nas-
ser Taghvai'nin "Ghes-
seHayeKish" (Kish Ma-
sallan), Cannes"da ilk kez
yanşacak Israil sinema-
sından yönetmen Amos
Gitai'nin "Kadosh" ad-
lı fılmi ile katıldığı yanş-
mada Amerika kıtası bu
yıl oldukça iddialı görü-
nüyor. Amerikan bağım- Atom Egoyan'
sızlannın ünlü isimlerı
Jim Jarmush "Ghost Dog: The Way of
the Samurai" (Hayalet Köpek: Samu-
rai 'nin Yolu). John Sayles "Lunbo" ad-
lı filmleri ile yanşıyorlar. David Lynch
"The StraightStory" (Gerçek Bir Öy-
kü), Tım Robbins "Cradk VVill Rock"
Takeshi Kttano'nun "Kikujiro'nun Yazı' yanşacak.
(Albaya Kimseden
Mektup Yok) adlı yeni
filmi de bu yıl Croiset-
te'de (Cannes sahili) me-
rakla beklenen filmler
arasında.
Kanada sineması da
Ermeni asıllı usta yö-
netmen Atom Egoyan'ın
"Felicia'sJourııey''(Fe-
lıcia'nın Yolculuğu) ile
temsil edilecek yanş-
malı bölümde.
ın Felicia'nın YokuJuğu' da yanşma fUmlerinden.
adlı filmleri ile bu yıl Cannes'da çok
ses getirmeye aday yönetmenler arasın-
da yer alıyorlar.
Meksikalı Arturo Ripstein'ın bir
GabrielManjuezuyariamasıolan "EI
Coronel No Tiene quinen le Escriba"
Uzakdoğu'nun
yıldızlan
Bu yıl yanşmada Al-
tın Palmiye'yi kazan-
ması sürprizolmayacak
iki aday, Uzakdoğu'dan geliyor. Çin si-
nemasının ünlü ismi -"Eh/eda Cari-
yem"le Altm Palmıye kazanmış- Chen
Kaige. bu yıl da "L'Empereur et l'As-
sassin" (tmparator ve Katil) ile iddialı.
"HanaBTadh filmi ile 1997'de Ve-
nedık'te Altın Palmiye kazanan Japon
yönetmen Takeshi Kitano da "Kikuji-
ro no Natsu" (Kikujo'nun Yazı) adlı
filmle Cannes'da yanşacak.
Bir başka Uzakdoğulu, Yu Iik Wai
ise "Love Will Tear us Apart" (Aşk
Bizi Arayacak) adlı filmi ile keşfedil-
meyi bekliyor. Yanşmalı bölümün bir
baska bilinmeyeni ise "Rosetta"nın
yönetmenleri Luc ve Jean-Pierre Dar-
denne.
12 Mayıs akşamı bir Amerikan fil-
mi yerine ünlü Rus yönetmen Nikita
Mikhalkov'un Rus-Fransız-ltalyan-
Çek yapımı "Sibirya Berberi'' fılmi ile
açılacak olan festival, 12 günlük ma-
ratonun ardından, gene bir yanşma dı-
şı gösterimle, Oliver Parker'ın "An
Ideal Husband" (Ideal Koca) adlı fil-
mi ıle kapanacak.
Bu yılkı resmı programın ilginç bir
bölümü de Sean Connery'ye saygı bö-
lümü.
Jüri başkam Cronenberg
Türk sinemasının yer almadığı ya-
nşmalı bölümün filmlerini değerlen-
direcek olanjünnın başkanlığını ünlü
Kanadalı yönetmen David Cronenberg
yapıyor. Jürinin diğer üyeleri ise Fran-
sız oyuncu Dominique Blanc. Alman
yönetmen Doris Dörrie, Isveç 'ten ope-
ra sanatçısı Barbara Hendricks. Ame-
rikalı oyuncu Holly Hunter. Fransa'dan
yazar Yasmina Reza. Amerikalı oyun-
cu JefTGoMblum. Avustralyalı yönet-
men George Miller, Jtalyan yönetmen
Maurizio Nichetti ve Fransız yönet-
men Andre Techine'den oluşuyor.
Türk sineması şrmdilik ("Yönetmen-
lerin On Beş Gûnü" programı henüz
açıklanmadı) iki filmle temsil edile-
cek.Yusuf Şahin'ın filmiyle açılacak
"Belirfi Bir Baktş"ta Ferzan Özpetek"in
"Harem Suare" kapanış filmi olarak
gösterilecek. "Eleştirmenler Hafta-
sı"nda 100 film arasında seçilen 7 film-
den biri olan Serdar Akar'ın "Gemi-
de" si Altın Kamera adaylanndan. Can-
nes 99'un diğer bölümlerinin progra-
mını bir başka yazıya bırakarak tüm ka-
tılımcılara başanlar dileyelim. Umanm,
sinema dünyası için bereketli, yenilik-
çi bir yıl olur.
Rap, şiir, doğaçlama ve sokaklar
Slam, Sundance ve Cannes'dan ödül almış bir film.
Kültür Serviâ - Festıvalde edebi-
yatla refah toplumunun armağanı
günlük sorunlann iç ıçe geçtiği fılm-
lerden oluşan yoğun bir program var
bugün.
Atias'la başlayalım. Vlrginia W>-
oh"un ünlü romanmdan beyazper-
deye aktanlan Bayan Dalloway, ta-
rihte ıleri gen hareket ederek 1890'dan
1923 'e dek Clarissa Dallovvay' ın ya-
şadığı aşklan. serüvenieri anlatıyor.
Hollandalı Marleen Gorris'in (Anto-
nia'nın Yazgısı'yla 1995 'te Oscar ka-
zanmıştı) kıtaba azami sadık kala-
rak biraz risksiz yorumladığı fılmde
Ingiliz sinemasının yıldızlarından
Vanessa Redgrave kahramanın yaş-
lılığını ovnarkan genç Clarissa'yı
Natascha McEUıone canlandınyor.
.-Ukazar'dakj Hhchcock sensınde bu-
gün Yaşamak tstiyoruz var. Naziler
taranndan okyanusun göbeğınde ba-
tınlan İngiliz gemisinden sağ kalan
dokuz insanı fılikada toplayan Hitch-
cock denizin ortasına kamerayı da
getirerek demokrasi ıle faşizm, ah-
lakla teknik arasında bir seçım sunu-
yor seyirciye. John Steinbeck'in bir
öyküsünden yararla-
narak çektiği böyle
zor bir yapıtta bile
'usta' prensibini boz-
muyor ve gazetedeki
zayıflama ılanındakı
fotoğrafiyla iki sani-
ye de olsa kendini
gösteriyor.
Emek'in programmdaki AşkŞey-
tandır sanat, aşk. cinsellik üçgenın-
de iki erkeğin ilişkisi şeklinde özet-
lenebilır. Kadınlar ise Portekizli yö-
netmen Luis GaNao Teles'in başan-
lı beş işkadınınm orta yaş sendro-
munu ve sorunlannı anlatıyor.
Emek'in son fılmi Slam. Montaj-
cılıkla sinemaya giren Marc Levin'in
ikinci uzun metrajlısı Slambol ödül-
lü bir çalışma. Geçen yıl Sundance
Festival'den büyük ödülü. Cannes'dan
Alan Kamera alan Slam. Washıng-
ton'un gettolanndaki zenci şairlenn
yaşamını dünyaya tanıtıyor. Genç
rapçi Ray Joshua da onlardan biri.
Uyuşturucu ticareti suçuyla hapse
düşüyor ve burada karşılaştığı hoca-
nın yardımıyla iyi bir slamcı (rap ve
18.0LISUUMR/IS!
fSTAMBOl
FİLM FESTİVALİ
İ t
şiir kanşımından
çıkan doğaçlama
yapıt) oluyor.
Slam.gettokültü-
rünün yalnız du-
varlardaki graffi-
tilerden oluşmadı-
ğını,popülersana-
ta şiir yoluyla da katkıda bulunabil-
diğini anlatan yan belgesel çalışma.
Atlas güne Siteom'la başlıyor. KJ-
sa fılmden François Ozon'un bu ilk
uzun metrajlı yönetmenlik deneme-
sinde beyaz minik fare yardımıyla
bir aile psikolojik ve cinsel sorunla-
nnı çözmeye kalkınca işler hayli ka-
nşıyor. Atlas'ın diğer fılmi Kış Uy-
kusundaidler, festival in adına bölüm
ayırdığı genç Alman yönetmen Tom
Tykwer'in Alpler'in arasına sıkışmış
köyde fazla para kazanmaya çalışan
bir grup insanın çabasını, hayatı ve
aşkı sorgulaması üzerine kurulu.
Beyoglu'nun 10.00'da başlayacak
sabah kuşağı Ydmaz Güney'ın Aç
Kurtlar'ına aynlmış. Ingmar Berg-
man'ın son filmi Bir Palyaço'nun
Öniinde'nin çekim öyküsünü anlatan
yönetmen Pia Ehmall'ın belgesiyle,
yazdığı ve başrolünü oynadığı Şar-
kımla Dans Et'in gösterimi için Can-
nesFılmFestivaM'ne kaölan özürlü He-
ather Rose'un belgeseli kaçınlma-
yacak yapıtlar. Robert Stone'un on
yıl önce Berlin Duvan'nın yıkılma-
sıyla ortaya çıkan yeni dengelerden
uluslararası bir anlaşmazlığın patlak
vermesi olasılığından hareketle yap-
tığı 3. Dünya Savaşı da günün sıra dı-
şı yapımlanndan biri.
Modanın bugünkü flaş filmi Ge-
ri Zekânlar'da 'normal toplumda"
bir grup Danimarkalı genç aptallığın
erdemini ortaya koyabilmek için ha-
rekete geçiyor ve hiçbir otokontrol
mekanizmasına başvurmadan yaşa-
maya başlıyor.
El kamerasıyla toplanmış görün-
tüler karşısında midenizin bulanma-
sı ihtimaline hazırlıklı olarak ızle-
menizi önerdıgimiz film Avrupa'nın
birçok yerinde oyunculann çıplak
göründüğü ve seviştiğı sahneler ke-
sılerek yayımlandı. Oyunculan etki-
lemek için Von Tryer de bu sahnele-
ri çıplak yönetmiş.
Ted Hughes 'un
son isteği...
• Francis Ford
Coppola yeni
fılminde Küba'yı
anlatacak. Coppola,
politik gerilim
türündeki fılmi" 13
Days'in başrolünü
Kevin Costner'a
vermiş.
• Ted Hughes un
son isteği, küllerinin
Dartmoor'da belirli bir
yere gömülmesi ve
adının büyük bir
mermere yazılarak
buraya dikilmesiydi.
Ancak Hughes'un
istediği yer Savunma
Bakanlığı'naait.
Hughes'un, Savunma
Bakanlığı'nın
Dartmoor'dan gitmesi
için böyle bir istekte
bulunduğu da
söylentiler arasmda.
Dartmoor Ulusal Park
yetkilileri bu isteğe
olumsuz yaklaşmasalar
da bu mekânın zıyaret
edilmesınin güç
olacağını söylüyorlar.
• Kim Baslnger bir
korku filminde
oynamaya hazırlanıyor.
Chuck Russel'ın
yöneteceği 'Bless the
Child' adlı filmin,
belleklerden silinmeyen
"Rosemary'nin
Bebeği'ni anımsatacağı
söyleniyor.
• Leonardo
DiCaprio
yönetmenler tarafından
paylaşılamıyor...
DiCaprio ilk önce
Martin Scorsese'in
yöneteceği 'Gangs of
New York' isimli
fılmde Robert De Niro
ile başrolleri
paylaşacak, daha sonra
Ueîe Tamahori'nin yeni
fılmi 'The Standford
Prison Expenment'ta
oynayacak. James
Cameron da hazırlıklan
süren 'Örümcek
Adam'ın başrolünü
DiCaprio'ya vermek
ıstiyor.
• Nicholas Cage
bağımsız fılm
yapımcılığına
hazırlanıyor. Cage'in
şirketi Saturn Film'in
finanse edeceği, 10
milyon dolar bütçeli
'Shadowofthe
Wampire'da başrolü
John Malkovich
üstlenecek. Elias
Merhing'in yöneteceği
fılm Lüksemburg'da
çekilecek. Cage'in bir
sonraki projesi ise
romantik komedi
niteliğindeki
'Heartbreaker'.
• Mlke FlggİS yeni
filminın hazırlıklanna
başladı. Figgis'in,
August Strindberg'in
ünlü oyunu 'Miss
Julie'den sinemaya
aktaracağı filmde
başrolleri Saffron
Burrows ve 'Benim
Adım Joe' filmiyle
yıldızı parlayan Peter
Mullan paylaşacaklar.
• Kandinskymn
suluboya ve diğer
çahşmalan Royal
Akademi'de 4 Haziran'a
dek sergilenecek.
Londra'daki ilk büyük
Kandinsky sergisinde
sanatçının suluboya,
guaj çalışmalannın yanı
sıra baskı ve soyut
çizimleri de yer alıyor.
• BOb Dylan. Tom
Petty. JefT Lynne ve
George Harrison,
efsanevi grup
Travelling Wilburys'i
gelecek yıl yeniden bir
araya getirmeyi
tasarlıyorlar^Roy
Orbison'ın da içinde
bulunduğu grup, 1988
ve 1990 yıllannda iki
albüm yapmış ve
sürprizbirçıkış
gerçekleştirmişti.
• DraCUla nın
yaratıcısı Bram
Stoker'ın ilk romanı
gün ışığına çıkanldı.
"The Primrose Path'
isimli roman,
Dracula'nın yaratılışı ve
Stoker'ın korku
öykülerine ilışkın
saplantısı üzerine
ipuçlan veriyor.
Stoker'ın Dracula'dan
20 yıl önce. henüz 27
yaşındayken yazdığı
roman kısa bir süre
sonra Dublin'de
yayımlanacak.
• Robert Redford.
başrolünü oynayacağı
yeni filminin
yapımcılığını da
üstleniyor, ancak bu kez
filmı yönetmeyecek.
Redford Ben
Maclntyre'ın 'Master
Thief adlı romanından
sinemaya aktanlacak
fılmde, Victoria
döneminde yaşayan bir
hırsızı canlandıracak.
• Brian De Palma
3u kez bılımkurgu
nitelığinde bir gerilim
filmı için kollan sıvadı.
De Palma filmde
Mars'a giden iki
adamm öyküsünü
anlatacak. Başrol
oyunculan. Gary Sinise
ve Don Cheadle.
• OZ BÜyÜCÜSÜ nün
devamı çekiliyor. 'Oz'a
Dönüş' konseptinde
gerçekleştirilecek olan
filmde, Elizabeth
Taylor'ın, yıllar
sonrasının yaşlı
Dorothy'sini oynaması
tasarlanıyor. Büyücüyü
bu kez büyük olasılıkla
Demi Moore
canlandıracak.
• II. Dünya
SavaŞI'nı anlatan bir
film daha... 'Er Ryan'ı
Kurtarmak' ve 'İnce
Kınnızı Hat'ın
ardından. Universal
Pictures bir Amerikan
askeri gemisi ekseninde
gelişen 'U-571'in
yapımını üstleniyor.
Jonathan Mostow*un
yönettiği filmde
başrolleri Matthew
McConaughey, Harvey
Keitel ve Jon Bon Jovi
paylaşıyorlar.