25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25NİSAN1999PA2AR 14 KULTUR Bülent Erkmen'in bir gelenek haline getirdiği kişisel sergilerinin dördüncüsü üzerine Tasanmcnnn ürethn baglamı AYKUT KÖKSAL Mimarlığı bir yana bırakırsak, tüm tasanm di- siplinlerinin ortaya çıkışı ve gelişimi sanayileşme süreciyle doğrudan ilişki içindedir. Türkiye'de çağ- daş grafik tasanmının 1960'lardan başlayarak ilk ürünlerini \ermesı de yine bu koşutluğu gösterir. 1970'li \ e özellikJe 19801i yıllarda reklamcılık sek- törünün gelişmesi grafik tasanmının öteki tasanm disiplinlerinin de önüne geçmesıne yol açar ve Tiirk tasanmcılan, bienallerde, yanşmalarda, sa- yısız uluslararası başannın sahibi olur. Ne var ki. son derece paradoksal bir biçimde. bu başanya yol açan çalışmalann önemli bir bölümü gelişen sa- nayinin ve iletişim sektörünün taleplerine yanıt veren ürünler değil. sanat ve kültür alanına yöne- lik tasanmlardır. Bu olgu daha ilk yıllardan baş- layarak kendini gösterir. Uluslararası başanlar ka- zanan çalışmalar. 1960'larda Yurdaer Amntaş'ın ilk tiyatro afişleriyle ve aynı çızgide yeralan Men- gii ErteTın afişleriyle başlar, Sadık Karamusta- fa'nın, Bülent Erkmen'in ürünlerine dek de nere- deyse kesintısız bir izlek süreklıliği oluştunır. Yeniden ürettiği ürünlerden özerk kitap tşte Bülent Erkmen'in 1997-1998 çalışmalan- nı sergıledigı. İCabataş Kültür Merkezi'ndeki son sergisınde de yıne sanat ve kültür bağlamına gi- ren tasanmlar mutlak bir ağırlık taşıyor. Bu sergi. Erkmen"in bir gelenek haline getirdigı kişisel ser- gilerinin dördüncüsü. Bülent Erkmen 1991-1992 çalışmalannın yer aldığı ilk sergisini 1992'de aç- mış, bunu ikişer yıllık dönemleri içeren 1993- 1994\e 1995-1996sergileri izlemiştı. Erkmen'in son sergisınde biryandan geçen sergılenndekı ça- • Anlaşılan, Erkmen'in logosunu şu ya da bu nedenle beğenmeyen sipariş sahipleri, 75 rakamını ay-yıldızdan kopararak, üstelik bu durumda tümüyle anlamsızlaşan deformasyonu koruyarak, "yeni" bir logo yaratmışlar. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti, her tür estetik ölçüden ve anlamdan uzak bir 75. yıl logosu kazanmış... lışmalanyla bağlantı içindeki tasanmlar bulunu- yor. bir yandan da yeni üretim kanallan açılıyor. Arredamento Dekorasyon/Mimarlık dergisinin ka- paklan. Devlet Tiyatrosu, Güldiken dergisi ve Uluslararası Okçuluk Şampiyonası için gerçekleştirdiğı çahşmalar Erkmen'in yapıtındaki sürek- liliği. ama aynı zamanda da değişimi gösteren tasanm- lar. Arredamento Mimarhk kapaklan, Erkmen'in ya- pıtında hem program- dan özerkleşme hem de kavTamsal alana gırme olarak or- taya çıkan eğili- min örneklerini oluşturuyor. Sergi- lenen çalışmalar arasında yer alan ISBN 975-342- 142-7 başlıklı kitap ise Bülent Erkmen'in kendi yapıtınabakışını gösterirken, üretimini anlamlan- dırmaya da olanak veren bir "iş" niteliğı taşıyor. Erkmen, son dönemde gerçekleştırdıği en önem- li çalışmalanndan biri olan bu kitabın içenğini kendi tasarladığı logolardan oluşturmuş. Ne var ki kitap. her bıri farklı bir soruya, farklı bir progra- ma yanıt vermek üzere tasarlanmış logolan "ser- güeme" işlevinin ötesine geçi- yor, Erkmen'in kendi çalış- malanru yeniden üretti- ği, içerdiği ürünler- den bağımsız, özerk bir nesne kı- taba dönüşüyor. Bu kitabın da açıkça gös- terdiğı gibi. Bülent Erk- men son yıllarda kendi an- lam bağlammı oluşturan, ya- ni tasanm disiplininin çerçe- vesınden gıderek kurtulan bü- tünsel bir yapıta doğru gidı- yor. Fol dergisinin "Duvar" konulu sayısı için gerçekleştir- diği iki sayfa ve David Tartako- ver'in "Bavul" projesi için yaptığı kavramsal ça- lışma, Erkmen'in bu bağlama giren işleri arasın- da. Bu bütünsel yapıt. Everest My Lord'un sah- neye uyarlaması gibi Erkmen'ın temel çizgısine karşı duran bir çalışmaya rağmen, kendi ana ek- senı üzerinde kesintisiz yol alıyor. Tasanm bağla- mına giren çalışmalar ise sanat ve kültür alanmın taşıdığı özgürleşme ve özerkleşme olanağıyla bu bütünsel sürece eşlik ediyor. Peki, Bülent Erkmen'in tasanm çalışmalannda üretim bağlamını sanat ve kültür alanıyla sınırla- ması kendi mutlak seçimi mi? Eski sergilerinde- ki Eczacıbaşı ve Kurukahveci Mehmet Efendi ça- hşmalannı, her sergide yer alan Tekfenbank faali- yet raporlan dizisini arumsarsak böyle bir seçimin söz konusu olmadığıru rahatlıkla söyleyebiliriz. Iş- te bu noktada tasanmcıyla sipariş sahibinin iliş- kisini sorgulamak gerekiyor. Türkiye'de artık en- düstriyel tasanmdan grafik tasanma dek, tasanm- cının ürettiği bilgiye gereksinim duyulduğu bili- niyor. Ne var ki bu bilgi üretimi, giderek tasanm olgusu ve tasarlanmış ürün, henüz doğru bir de- gerlendirme bakışmdan alabildiğine uzakta duru- yor. Bunun çok açık bir örneğini de yine Erk- men'in sergisinde görüyoruz: Sergide Erkmen'in Cumhunyet'in 75. yılı için tasarladığı bir logo yer alıyor. Logonun yanına ise şöyle bir not düşülmüş: "Tasanmanın bügisi ve isteği dışında değiştirile- rekkuüanıktu" Logoda 75 rakamını çevreleyen, ku- caklayan ay-yıldız görünüyor. Ay-yıldızın hılali, 75'in çevresinde dönen yıldızın izine dönüşmüş. Bu tasanmı gerçekleştirebilmek için Erkmen ay- yıldızı yatırarak perspektif kazandırmış. Ay-yıldı- zın bu deformasyonu Erkmen" in logosunda anlam- lı bir yere sahip. Anlaşılan, Erkmen'in logosunu şu ya da bu nedenle beğenmeyen sipariş sahiple- ri. 75 rakamını ay-yıldızdan kopararak. üstelik bu durumda tümüyle anlamsızlaşan deformasyonu koruyarak (hem de bu deformasyonu 75 rakamı- na da aktararak) "yeni" bir logo yaratmışlar. So- nuçta Türkiye Cumhuriyeti. her tür estetik ölçü- den ve anlamdan uzak bir 75. yıl logosu kazanmış... Bülent Erkmen, tasanm üretimini. sanat ve kül- tür alanımn daha değerbilir sipariş sahiplerine sun- mayla yetinirken pek haksız olmasa gerek. 52. Cannes Film Festivali y nde 'Harem Suare' ve 'Gemide' yarışma dışı gösterilecek Amiiikan bağımsı:UınAvrııpah ustakmı kaıy V^CDİ SAYAR 12-23 Mayıs tarihleri arasında düzen- lenecek 52. Cannes Film Festivali'nin resmı programı, Paris'te yapılan basın toplantısı ileaçıklandı. Festival yönet- meni Gilles Jacob'un açıkladığı prog- ramda A\ rupa sinemasının usta yönet- menlerinın yanı sıra Amerikan bağım- sızlannın ürünleri de yer alıyor. İlk ba- kışta son derece dengeli kurulmuş ve fazla risk içermeyen bir program. Ya- ni, tanınmamış yönetmenlere pek yüz verilmemiş bu yıl. Pedro AJmodovar, Leo Carax, Atom Egoyan, David Lynch, Manoel de Oli- veira, Tım Robbins. Raoul Ruiz, Mic- hael VVinterbottom, Chen Kaige, Jim Jarmush, Takeshi Kitano, Arturo Rips- tein, Mohsen Makhmaibaf ve Peter Greenavvay gıbı yönetmenlerin ürün- lerinin yer aldığı yanşma bölümüne seçilen 22 filmin çoğunluğunu Avru- pa ve Asya filmleri oluşturuyor, Ame- rikan ve tngiliz firmlerinin sayısı sa- dece 7. Yanşmalı bölümde yeni keşif ola- rak ıkı Fransız yönetmen yer alıyor. "İnsanük" adlı fılmi ıle Bruno Du- mont ve "Mutlu Yaşamlanmız" adlı filmi ile Jacques Maillot'nun yanı sı- ra ilk filmleri ile dünya çapında ün ka- zanan genç yönetmen Leos Caras "Po- ia X"le, Latin Amerika kökenlı Raoul Ruiz "Le Temps Retrouve" (Geçmişe Yolculuk dıye çev irebiliriz, ama en iyi- si filmleri izlemeden Türkçe adlan ko- nusunda bir karara varmamak) adlı fil- mi ile Fransız sinemasını Cannes'ın resmi bölümünde temsil ediyorlar. Yanşmada yer alan diğer Avrupa ül- keleri ise çoğunlukla usta yönetmen- lerin son yapıtlan ile temsil edılecek- ler Cannes'da. tspanva'dan Pedro AJ- modo\ ar "Todo sobre mi Madre" (An- nem Hakkında Her Şey). Italya'dan Marco Beliochio "La Baiia". tngilte- re'den Peter Greenaway'ın Fellini'ye gönderme yaptığı "81/2 Wwnen" (Se- kiz Buçuk Kadın). Michael VVınter- bottom "VVonderiand" (Harıkalar Di- yarı). Portekiz'den Manoel de OHvera "A Carta", Rusya'dan Atexandre So- kurov, Hitler ve Eva Braun'u anlattı- Açüış filmi Mikhalkov'un 'SibiryaBerberT. ğı"Motoch" adlı filmle- ri ile yanşacaklar. Ortadoğu'dan Amerika'ya V M. anşmalı bölümde ünlü yönetmenlerin filmleri yer alıyor. 'Belirli Bir Bakış' bölümünde Ferzan Özpetek'in 'Harem Suare', Eleştirmenler Haftası'nda ise Serdar Akar'ın 'Gemide' adlı filmleri yanşma dışı gösterilecek. Iranlı üç yönetmen, Mohsen Makhmaibaf, Abolfaz Djalili ve Nas- ser Taghvai'nin "Ghes- seHayeKish" (Kish Ma- sallan), Cannes"da ilk kez yanşacak Israil sinema- sından yönetmen Amos Gitai'nin "Kadosh" ad- lı fılmi ile katıldığı yanş- mada Amerika kıtası bu yıl oldukça iddialı görü- nüyor. Amerikan bağım- Atom Egoyan' sızlannın ünlü isimlerı Jim Jarmush "Ghost Dog: The Way of the Samurai" (Hayalet Köpek: Samu- rai 'nin Yolu). John Sayles "Lunbo" ad- lı filmleri ile yanşıyorlar. David Lynch "The StraightStory" (Gerçek Bir Öy- kü), Tım Robbins "Cradk VVill Rock" Takeshi Kttano'nun "Kikujiro'nun Yazı' yanşacak. (Albaya Kimseden Mektup Yok) adlı yeni filmi de bu yıl Croiset- te'de (Cannes sahili) me- rakla beklenen filmler arasında. Kanada sineması da Ermeni asıllı usta yö- netmen Atom Egoyan'ın "Felicia'sJourııey''(Fe- lıcia'nın Yolculuğu) ile temsil edilecek yanş- malı bölümde. ın Felicia'nın YokuJuğu' da yanşma fUmlerinden. adlı filmleri ile bu yıl Cannes'da çok ses getirmeye aday yönetmenler arasın- da yer alıyorlar. Meksikalı Arturo Ripstein'ın bir GabrielManjuezuyariamasıolan "EI Coronel No Tiene quinen le Escriba" Uzakdoğu'nun yıldızlan Bu yıl yanşmada Al- tın Palmiye'yi kazan- ması sürprizolmayacak iki aday, Uzakdoğu'dan geliyor. Çin si- nemasının ünlü ismi -"Eh/eda Cari- yem"le Altm Palmıye kazanmış- Chen Kaige. bu yıl da "L'Empereur et l'As- sassin" (tmparator ve Katil) ile iddialı. "HanaBTadh filmi ile 1997'de Ve- nedık'te Altın Palmiye kazanan Japon yönetmen Takeshi Kitano da "Kikuji- ro no Natsu" (Kikujo'nun Yazı) adlı filmle Cannes'da yanşacak. Bir başka Uzakdoğulu, Yu Iik Wai ise "Love Will Tear us Apart" (Aşk Bizi Arayacak) adlı filmi ile keşfedil- meyi bekliyor. Yanşmalı bölümün bir baska bilinmeyeni ise "Rosetta"nın yönetmenleri Luc ve Jean-Pierre Dar- denne. 12 Mayıs akşamı bir Amerikan fil- mi yerine ünlü Rus yönetmen Nikita Mikhalkov'un Rus-Fransız-ltalyan- Çek yapımı "Sibirya Berberi'' fılmi ile açılacak olan festival, 12 günlük ma- ratonun ardından, gene bir yanşma dı- şı gösterimle, Oliver Parker'ın "An Ideal Husband" (Ideal Koca) adlı fil- mi ıle kapanacak. Bu yılkı resmı programın ilginç bir bölümü de Sean Connery'ye saygı bö- lümü. Jüri başkam Cronenberg Türk sinemasının yer almadığı ya- nşmalı bölümün filmlerini değerlen- direcek olanjünnın başkanlığını ünlü Kanadalı yönetmen David Cronenberg yapıyor. Jürinin diğer üyeleri ise Fran- sız oyuncu Dominique Blanc. Alman yönetmen Doris Dörrie, Isveç 'ten ope- ra sanatçısı Barbara Hendricks. Ame- rikalı oyuncu Holly Hunter. Fransa'dan yazar Yasmina Reza. Amerikalı oyun- cu JefTGoMblum. Avustralyalı yönet- men George Miller, Jtalyan yönetmen Maurizio Nichetti ve Fransız yönet- men Andre Techine'den oluşuyor. Türk sineması şrmdilik ("Yönetmen- lerin On Beş Gûnü" programı henüz açıklanmadı) iki filmle temsil edile- cek.Yusuf Şahin'ın filmiyle açılacak "Belirfi Bir Baktş"ta Ferzan Özpetek"in "Harem Suare" kapanış filmi olarak gösterilecek. "Eleştirmenler Hafta- sı"nda 100 film arasında seçilen 7 film- den biri olan Serdar Akar'ın "Gemi- de" si Altın Kamera adaylanndan. Can- nes 99'un diğer bölümlerinin progra- mını bir başka yazıya bırakarak tüm ka- tılımcılara başanlar dileyelim. Umanm, sinema dünyası için bereketli, yenilik- çi bir yıl olur. Rap, şiir, doğaçlama ve sokaklar Slam, Sundance ve Cannes'dan ödül almış bir film. Kültür Serviâ - Festıvalde edebi- yatla refah toplumunun armağanı günlük sorunlann iç ıçe geçtiği fılm- lerden oluşan yoğun bir program var bugün. Atias'la başlayalım. Vlrginia W>- oh"un ünlü romanmdan beyazper- deye aktanlan Bayan Dalloway, ta- rihte ıleri gen hareket ederek 1890'dan 1923 'e dek Clarissa Dallovvay' ın ya- şadığı aşklan. serüvenieri anlatıyor. Hollandalı Marleen Gorris'in (Anto- nia'nın Yazgısı'yla 1995 'te Oscar ka- zanmıştı) kıtaba azami sadık kala- rak biraz risksiz yorumladığı fılmde Ingiliz sinemasının yıldızlarından Vanessa Redgrave kahramanın yaş- lılığını ovnarkan genç Clarissa'yı Natascha McEUıone canlandınyor. .-Ukazar'dakj Hhchcock sensınde bu- gün Yaşamak tstiyoruz var. Naziler taranndan okyanusun göbeğınde ba- tınlan İngiliz gemisinden sağ kalan dokuz insanı fılikada toplayan Hitch- cock denizin ortasına kamerayı da getirerek demokrasi ıle faşizm, ah- lakla teknik arasında bir seçım sunu- yor seyirciye. John Steinbeck'in bir öyküsünden yararla- narak çektiği böyle zor bir yapıtta bile 'usta' prensibini boz- muyor ve gazetedeki zayıflama ılanındakı fotoğrafiyla iki sani- ye de olsa kendini gösteriyor. Emek'in programmdaki AşkŞey- tandır sanat, aşk. cinsellik üçgenın- de iki erkeğin ilişkisi şeklinde özet- lenebilır. Kadınlar ise Portekizli yö- netmen Luis GaNao Teles'in başan- lı beş işkadınınm orta yaş sendro- munu ve sorunlannı anlatıyor. Emek'in son fılmi Slam. Montaj- cılıkla sinemaya giren Marc Levin'in ikinci uzun metrajlısı Slambol ödül- lü bir çalışma. Geçen yıl Sundance Festival'den büyük ödülü. Cannes'dan Alan Kamera alan Slam. Washıng- ton'un gettolanndaki zenci şairlenn yaşamını dünyaya tanıtıyor. Genç rapçi Ray Joshua da onlardan biri. Uyuşturucu ticareti suçuyla hapse düşüyor ve burada karşılaştığı hoca- nın yardımıyla iyi bir slamcı (rap ve 18.0LISUUMR/IS! fSTAMBOl FİLM FESTİVALİ İ t şiir kanşımından çıkan doğaçlama yapıt) oluyor. Slam.gettokültü- rünün yalnız du- varlardaki graffi- tilerden oluşmadı- ğını,popülersana- ta şiir yoluyla da katkıda bulunabil- diğini anlatan yan belgesel çalışma. Atlas güne Siteom'la başlıyor. KJ- sa fılmden François Ozon'un bu ilk uzun metrajlı yönetmenlik deneme- sinde beyaz minik fare yardımıyla bir aile psikolojik ve cinsel sorunla- nnı çözmeye kalkınca işler hayli ka- nşıyor. Atlas'ın diğer fılmi Kış Uy- kusundaidler, festival in adına bölüm ayırdığı genç Alman yönetmen Tom Tykwer'in Alpler'in arasına sıkışmış köyde fazla para kazanmaya çalışan bir grup insanın çabasını, hayatı ve aşkı sorgulaması üzerine kurulu. Beyoglu'nun 10.00'da başlayacak sabah kuşağı Ydmaz Güney'ın Aç Kurtlar'ına aynlmış. Ingmar Berg- man'ın son filmi Bir Palyaço'nun Öniinde'nin çekim öyküsünü anlatan yönetmen Pia Ehmall'ın belgesiyle, yazdığı ve başrolünü oynadığı Şar- kımla Dans Et'in gösterimi için Can- nesFılmFestivaM'ne kaölan özürlü He- ather Rose'un belgeseli kaçınlma- yacak yapıtlar. Robert Stone'un on yıl önce Berlin Duvan'nın yıkılma- sıyla ortaya çıkan yeni dengelerden uluslararası bir anlaşmazlığın patlak vermesi olasılığından hareketle yap- tığı 3. Dünya Savaşı da günün sıra dı- şı yapımlanndan biri. Modanın bugünkü flaş filmi Ge- ri Zekânlar'da 'normal toplumda" bir grup Danimarkalı genç aptallığın erdemini ortaya koyabilmek için ha- rekete geçiyor ve hiçbir otokontrol mekanizmasına başvurmadan yaşa- maya başlıyor. El kamerasıyla toplanmış görün- tüler karşısında midenizin bulanma- sı ihtimaline hazırlıklı olarak ızle- menizi önerdıgimiz film Avrupa'nın birçok yerinde oyunculann çıplak göründüğü ve seviştiğı sahneler ke- sılerek yayımlandı. Oyunculan etki- lemek için Von Tryer de bu sahnele- ri çıplak yönetmiş. Ted Hughes 'un son isteği... • Francis Ford Coppola yeni fılminde Küba'yı anlatacak. Coppola, politik gerilim türündeki fılmi" 13 Days'in başrolünü Kevin Costner'a vermiş. • Ted Hughes un son isteği, küllerinin Dartmoor'da belirli bir yere gömülmesi ve adının büyük bir mermere yazılarak buraya dikilmesiydi. Ancak Hughes'un istediği yer Savunma Bakanlığı'naait. Hughes'un, Savunma Bakanlığı'nın Dartmoor'dan gitmesi için böyle bir istekte bulunduğu da söylentiler arasmda. Dartmoor Ulusal Park yetkilileri bu isteğe olumsuz yaklaşmasalar da bu mekânın zıyaret edilmesınin güç olacağını söylüyorlar. • Kim Baslnger bir korku filminde oynamaya hazırlanıyor. Chuck Russel'ın yöneteceği 'Bless the Child' adlı filmin, belleklerden silinmeyen "Rosemary'nin Bebeği'ni anımsatacağı söyleniyor. • Leonardo DiCaprio yönetmenler tarafından paylaşılamıyor... DiCaprio ilk önce Martin Scorsese'in yöneteceği 'Gangs of New York' isimli fılmde Robert De Niro ile başrolleri paylaşacak, daha sonra Ueîe Tamahori'nin yeni fılmi 'The Standford Prison Expenment'ta oynayacak. James Cameron da hazırlıklan süren 'Örümcek Adam'ın başrolünü DiCaprio'ya vermek ıstiyor. • Nicholas Cage bağımsız fılm yapımcılığına hazırlanıyor. Cage'in şirketi Saturn Film'in finanse edeceği, 10 milyon dolar bütçeli 'Shadowofthe Wampire'da başrolü John Malkovich üstlenecek. Elias Merhing'in yöneteceği fılm Lüksemburg'da çekilecek. Cage'in bir sonraki projesi ise romantik komedi niteliğindeki 'Heartbreaker'. • Mlke FlggİS yeni filminın hazırlıklanna başladı. Figgis'in, August Strindberg'in ünlü oyunu 'Miss Julie'den sinemaya aktaracağı filmde başrolleri Saffron Burrows ve 'Benim Adım Joe' filmiyle yıldızı parlayan Peter Mullan paylaşacaklar. • Kandinskymn suluboya ve diğer çahşmalan Royal Akademi'de 4 Haziran'a dek sergilenecek. Londra'daki ilk büyük Kandinsky sergisinde sanatçının suluboya, guaj çalışmalannın yanı sıra baskı ve soyut çizimleri de yer alıyor. • BOb Dylan. Tom Petty. JefT Lynne ve George Harrison, efsanevi grup Travelling Wilburys'i gelecek yıl yeniden bir araya getirmeyi tasarlıyorlar^Roy Orbison'ın da içinde bulunduğu grup, 1988 ve 1990 yıllannda iki albüm yapmış ve sürprizbirçıkış gerçekleştirmişti. • DraCUla nın yaratıcısı Bram Stoker'ın ilk romanı gün ışığına çıkanldı. "The Primrose Path' isimli roman, Dracula'nın yaratılışı ve Stoker'ın korku öykülerine ilışkın saplantısı üzerine ipuçlan veriyor. Stoker'ın Dracula'dan 20 yıl önce. henüz 27 yaşındayken yazdığı roman kısa bir süre sonra Dublin'de yayımlanacak. • Robert Redford. başrolünü oynayacağı yeni filminin yapımcılığını da üstleniyor, ancak bu kez filmı yönetmeyecek. Redford Ben Maclntyre'ın 'Master Thief adlı romanından sinemaya aktanlacak fılmde, Victoria döneminde yaşayan bir hırsızı canlandıracak. • Brian De Palma 3u kez bılımkurgu nitelığinde bir gerilim filmı için kollan sıvadı. De Palma filmde Mars'a giden iki adamm öyküsünü anlatacak. Başrol oyunculan. Gary Sinise ve Don Cheadle. • OZ BÜyÜCÜSÜ nün devamı çekiliyor. 'Oz'a Dönüş' konseptinde gerçekleştirilecek olan filmde, Elizabeth Taylor'ın, yıllar sonrasının yaşlı Dorothy'sini oynaması tasarlanıyor. Büyücüyü bu kez büyük olasılıkla Demi Moore canlandıracak. • II. Dünya SavaŞI'nı anlatan bir film daha... 'Er Ryan'ı Kurtarmak' ve 'İnce Kınnızı Hat'ın ardından. Universal Pictures bir Amerikan askeri gemisi ekseninde gelişen 'U-571'in yapımını üstleniyor. Jonathan Mostow*un yönettiği filmde başrolleri Matthew McConaughey, Harvey Keitel ve Jon Bon Jovi paylaşıyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear