25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
r J^T-f Ü\Ü a Kaumjna ı hch. mmçsk n doğru seçim 21 NİSAN 1999ÇARŞAMa Mea Culpa ORHANBARLAS CHPüyesiyim. l8Nisan'ın ertesi günü (on dokuzuncu gü- nü) CHP'li olmak kolay değil; vurgun yemiş bıri kolay kolay gerçekçı, doğru yorumlarbula- maz; yarariı, uygulanabilirçö- zümleröneremez. Ne var ki bi- zim yaşımızda CHP'Iıler, bir gûn bile gecikmeden akhmız- dan geçenlen açıklamak zorun- dayız. Söyleyeceklerim yerli yenne konulsun diye "nasl bir CHPTT olduğumu biraz daha açacağım... Parti içinde ele ge- çirebildiğım en yüksek "ınev- Jd" kurultay delegelığidır; baş- kan, yönetim kurulu üyesi filan olmadım. Başka hiçbir partiye girmedim... Birkez 1965'tepar- tımden istifa ettim, ama yıllar- ca emek verdigim partıye zarar vermesin, partidaşlanm ıncın- mesin diye tam seçim günü ay- nldım. tleri-geri şurda-burda söylediklerimle partinin tuttu- gu yol uyuşmuyordu, makas da günden güne açılıyordu. Bana göregerekenı yaptım, ama son- ra gün geldı, yıne CHP'li ol- dum. Şımdi sadedegelebilirim. CHP, son seçunde (ve seçim- den öncekı beş a!tı yıl ıçinde) hiç beklemediğı kimselerden ağıreleştıriler, suçlamalar, yer- gıler gördü; bazen bunlar kara çalma, çamur atma düzeyine vardı. Biz genellikle sustuk. Çünkü bir geçmişimiz vardı, birde gelecekten bekledikleri- miz... Ne var ki bu karaçalma, bazen sinsi bir anlatımla. ba- zen şirret bir dille günden gü- ne tırmandı... Peki sonunda ne oldu? Hiçbiryen tabelasına uy- mayan, yani ne "demokratik", ne "sol" ne de "parti" olan bir garip bileşim iktidara geçtı... Bu ılginç alaşım, "Neyse sözü keseyim, ne dediğim anlaşıl- mıştır. CHP'yi hıç mi hiç sevme- yenler, beğenmeyenler ne kadar sevinseler yeridir; zil takıp oy- nasalar bile kimseye batmaz. Çünkü baraj mı, sed mi, ne di- yorlar, onu geçemedik. Peki, böylelikle CHP tarihe mi gö- mülmûş olacak?.. CHP'nin ne- lerde payı var, şöyle birgöz ata- lun... Cumhuriyet CHP'nin işi- dir. Bağimsızlık CHP'nin işi- dir... Genel oy, demokratik yö- netim CHP'nin elinden çıkmış- tır... Insan hakları, Anayasa Mahkemesi vb. kavramlarda en büyük pay CHP'nindir. Demok- ratik yönetime toplumsaJ ıçenk katmada en etkili görevi CHP yapmıştır. Şöyle de denebilir: CHP bel- li temeller üzerinde geleceğe yönelmiş özlemleri en iyi uy- guJayacak, yaşama geçirebile- cek kuruluşrur, "kuruluştu".. peki bu defter kapandı mı ? Par- timiz çiti aşamadı diye cumhu- riyetten mi, yoksa geleceğe yö- nelmiş isteklerden, tasanlardan mı vazgeçecegiz? llkin şunu iyice anlamaya ça- lışmak gerek: Acaba yeryüzü- nün ve ülkenın ağalan, beyle- ri, CHP'nin kimliğinden, kışi- liğinden, temsil etrigı değerler- den tedirgin mi idıler? Az çok bulaşığı bile olsa sol, bağım- sızlık, özelleştırmelere mmn kınn etmek gölgede gizlenmiş azman güçlen ıncitıyormu idi? Sonra, "mttty*"deojk]eri!.. Bu- rada aynntıya gıremeyız... Ig- gacio Ramonet'm son yapıtı- na, Naom Chomsky'ye, ben- zerlerine şöyle bir bakmak bi- le az çok izlem bırakabilır... Sonra şu da var: Avrupa mı, ABD mi?Bunlan böyle bıraka- lım Gerçekte, az çok serinkan- )ı düşünmeyeteneğini koruyan- lar, başına gelenlerden şunu bu- nu sonımlu tutmaz, hele hele "hasnn" saydıklannı hiç tut- maz... Çünkü onlann "zaten" bunu istediklerinı bilir... CHP'nin başına gelenlerden salt seçimde görev alrruşlan da sorumlu tutmak gerçekçi ol- maz. Bana kalırsa bu bıreski öy- küdür... CHP epeydir "ryi" de- ğıldir, günden güne artan "sağ- lık" sorunu vardır. Nedir bun- lar? Tartışma kolaylığı olsun diye yalnız bırine değineceğim. CHP'nın başına gelen ilk so- run "başkanhksendromu"dur. Günü yılı önemlı değil, bir dö- nemde CHP birçok belediye başkanlığı kazandı... Ülkenin iki kanş "toprağmda" başka- nımdan, sayın başkandan ge- çilmez oldu... Başkanlar gün oldu, "hükümdar"lık düzeyi- ne yükseldiler... onlardan "iş beldejen" binlerce ınsan da bu sonuca seve seve boyun eğdi- ler... Elbet genel başkanlık so- runu ve sık sık kurultay lar. Seçimde boncuk gözlü bir kız CHP'ye oy verdiğımi ania- dı, gözü parladı, yüzü ışıdı; çı- karken, dayanamadı, sırtımı sı- vazladı... Sonra baktım, o san- dıkta da çitten aşağıd^vız» ma- vi gözlü birine daha borcum var, burada onun adını ağzıma almaya elim varmaz.. Ela göz- lü, kara gözlü, yeşil gözlü da- ha milvonlarca "arkadaşıma" borcum var. Çünkü "sııçlıı be- nhn", "suçhı biziz''-(Mea Cul- pa, Latince, "suçlu benim" de- mekmiş...) PENCERE Artık Bitsin, Bu Kan Davası... Din kitaplannda yazılıdır, ahlâk öğütleri arasın- dadır, derter ki: - Kin tutmayın!.. Intikam duygusu erdemden sayılmaz; kan da- vası ilkelliktir; Ânadolu'nun yoksul yörelerinde ge- çerii olan bu töreyi kim savunabilir?.. MHP'nin 18 Nisan'da oy patlaması yapması, ay- dın kesimden nicelerini kaygıya sürükiedı; çoğu ki- şi kanlı anılanndan kurtulamıyor. Birdostuma seçim sonuçlanna ilişkin düşünce- sini sordum; gözleri bulutlandı: - Bozuk çalıyorum.. - Niçin?.. - Bana kurşun atanlar, bu seçimde kazandılar, şimdi Meclis 'e giriyoriar.. • Izmir, 9 Eylül 1922'dekurtanldı. Anadolu'daYu- nan'ın akıttığı kanın ve söndürdüğü ocağın haddi hesabı yoktu. "HalaskârGazj" kurtanlmış şehre gi- rince sevinç gözyaşlanyla karşılandı. Yunan Kralı Konstantin'ın kaldığı Karşr/aka'daki köşkte Mus- tafa Kemal'ı ağırlamak istedıler. Gazı, köşkün ka- pısınavardığızaman gordü ki, evingirişindekitaş- lığa Yunan bayrağı serilmiş... Sordu: -Bu nedir?.. - Yunan bayrağı Paşam. Bu eve yerleşen Yu- nan Kralı Konstantin'in ayağının altına da Türkbay- rağı serilmiş, Kral bayrağımızı çiğneyerek eve gir- miş... Gazi: - Hata etmiş, dedi, ben bu hatayı tekrar ede- mem, bayrağı kaldınn.. Dökülen onca kana karşjn, Kurtuluş Savaşı'ndan sonraAtatürk ıte Venczetos Türk-Yunan dostluğu- nu kurdular. Venizelos, NobelBanş ödülü'ne Mus- tafa Kemal'i aday gösterdi. • Biz tarihsel okjulan kitapiarda okuruz. ama ders almaktan kaçınınz. Son on beş yıtda yaşadıgımız "düşükyoğunluk- lu çatışma" süreciride on binlerce insanımızı yitir- dik. Ölenlerkimlerdi?.. Anadolu çocuklan!.. Bizim çocuklanmız!.. Bir mahallede banş için- de yaşaması gerekenleri birbirine düşmanlaştıra- rak kan davası yaratmak isteyenlerin kımler oldu- ğunu biliyoruz; amaçlanna enşmeteri olanaksızdır. insana banş yakışır. Geçmişin düşmanlıklanndan kaynaklanan kin duygulanna güdülenerek geleceğin kuşaklanna intikam duygusu aşılamaktan büyük cinayet olur mu?.. • MHP'ye oy veren milyonlarca kişiyi yönlendiren duygular nedir?.. Sol düşmanlığı mı?.. Hiç sanmıyorum. Geçmişte deviet stratejisi olarak "iti kurda kır- chfmak" karannı verenler, o dönemin cumhurbaş- kanryta başlayan sıvil-asker hjyerarşinin iç içe geç- miş haikalarrydı. Vaktıyie yukarıdan aşagıya doğ- ru buyurganbğın türettjğidöşmanlıklan tarihe göm- meliyiz. Türkiye bugün büyük iç ve dış tehdıîler al- bndadır. MHP banşa, dostluga, kardeşJige açılmak- ta içtenlikliyse, uzattığı el boşlukta kalmamalıdır. So) ile sag banş sürecine gırmeden bir ülkede demokrasi nasıl gerçekleşebilir?.. MHP irtica ile işbirliği dönemini kapayıp toplu- magüven verdikçe. geleceğin Türkiye'sinde olum- lu bir simgeye dönüşebilir; güç bir iş; ama, bekte- yelim, görelim... Bu ülkedeki kan davalan bitsin artık... ACI KAYBMIZ Ceraıyetııniz üyesı, değerli arkada^ımız TEKÎNARAL19 Nısan 1999 günü vefat etmıştır. tstanbul'da 1941 yilında doğan ve meslege 1956 yılında Dolmuş dergısinde başlayan Tekın Aral Vatan, tstanbul Ekspres, Yeni Sabah, Akşam, Yenı Tanın ve Günaydın gazetelennde çalıştı. Ağabeyi Oğuz Aral ile bıriıkte Gırgır dergısını. ardından Fırt dergısını çıkaıttı. Taş, Kankatür, Tef dergılennde de çalışan Tekin Aral yaratöğı npler olan "Tarzan" ve "Ara Kadri" albümlenni jayımladı. 1995 yılından bu yana Hûmyet Gazetesi'nde yazar-çızer olarak meslegını sûrdürûyordu. Vefatı cami- amızda buyûk üzuntü yaratan Tekin Aral 'in cenazesi 21 Nisan 1999 Çarşamba gûnü öğle namazından sonra Levent Camiı'nden ahnarak toprağa venlecek. Tekin .^ral'a Tann'dan magfiret, değerlı ailesine ve üyelerim- ize başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİVETt TÜRK GENÇLtĞİNE HİZMET VAKFI TÜRK MÜZlĞfNlN UNUTLfLMAYAN SESLERİNDEN ÖRNEKLERLE TAŞ PLAK DİNLETİSİ AÇILIŞ : VakjfBaşkanı Dr. Hüsamettin Can Öztûrk Programı Hazırlayıp Sunan Vasfiye Özkoçak Prof. Dr. Güngör ŞaOroglu Tanh : 22 Nısan 1999 Saal : 18.00 Yer : Istanbul Teknik Oniversitesj Maçka SosyaJ Tesıslen Konferans Salonu ŞİŞLİ3.ASLÎYEHUKUK HÂKtVHJĞl'NDEN 1998315 Davacı Yasın Ünal vekılı taraitadan davalı Elvan Ünal aleyhine açılan boşanma davasınm yapılan açık yargılama- smda \enlen ara karan gereğınce, Yakapınar Köyu Nallı- han/Ankara adresınde ıkamet eder davalı Elvan Onal'a gön- denlen tebligat bıla teblıg jade edılmış olup. zabıta manfetı ile yapılan tahkıkatta da açık adresının tespıt edılemediğı bıl- dınlmış olmakla. Hakımlıgımızce dava dılekçesmm ılanen teblığıne karar venlmıştır Karar gereğmce davalı Elvan Onal'm duruşma günü olan 23 06 1999 gûnü saat 14 OO'te mahkememızde haar bulunması veya kendısını bir vekılle temsil ettırmesı. bellı edılen gûnde geçerlı bır özütü olmak- sızın mahkemede hazır bulunmadıgı takdırde duruşmalann yokluğunda devam edeceğı ve yoklugunda cereyan eden ıs- lemlere ıtıraz edemeyeceğı, yokluğunda karar venleceğı hu- susu HUMK'nun 213 ve Tebligat Kanunu'nun 30 maddele- n uyannca dava dılekçesı yenne kaım olmak üzere ılan olu- nur. 24.03.1999 Basın-16247
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear