25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 NİSAN 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 İSKİ'nin otomobffleri Deniyor ki, Istanbul'un su ve Onalizasyon nizmetlerinden sorumlu olan İSKİ, belediyeye çok yakın bir taşımacılık şirketinden daire başkanları ve müdürler için "resmi hizmet" amacıyla 50 kadar Renault marka otomobil kiraladı... Yine deniyor ki, otomobillerin hepsi "UF" harf grubundan ve sivil plaka taşıyor... Ve yine deniyor ki, kamu yararına kullanılması gereken bu otomobiller istanbul'da Fazilet Partisi'nin propaganda çalışmalarında kullanılıyor, Fazilet konvoylarına eşlik ediyor. Bektronik posta: someposta.cumhuriyetcom.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Sağdaki partiferin yandaşlan arasında taşlı sopalı kavga başlamış... "Bana saöcılar taş attvor dedirtemezsiniz!" D evrimci Işçi Sendikalan Konfederasyonu Genel Başkanı Kernal Türkler'in katil sa- nığı olarak aranan Ünal Osmanağaoğlu, 19 yıl aradan sonra Kuşadası'nda yakala- nıyor. Ağaoğlu yakalandığında, Kuşadası'ndaki Di- lek Yanmadası Milli Parkı'nın işletmeciliğini yaptığı anlaşılıyor. Tansu Çiller'in Başbakan, Hasan Ekinci'nin Or- man Bakanı olduğu dönemde özelleştirme kapsa- mında açılan ihaleyi Ankara'dan bir şirket alıp Osmanağaoğlu'nun şirketine devrediyor. Kardeşi Tamer Osmanağaoğlu'nun kimliğini kullanan Ünal Osmanağaoğlu, üç yıllık kira sözleşmesi bitince ye- niden açılan ihaleye kendi şirketiyle katılıyor. 1997 yılındaki ihaleye bir şirket daha katılmak is- tiyor, ama ihaleye beş dakika kala firmanin temsil- cisi polis tarafından "yanlışlıkla" gözaltına alınınca ihaleyi Osmanağaoğlu kazanmış oluyor. İhaleye katılamayan şirketin şikâyeti üzerine dö- Milli Parklar nemin yine DYP'li Orman Bakanı Halit Dağlı, iha- leyi iptal etmek durumunda kalıyor. Yinelenen iha- lede şikâyetçi şirket fiyat artınmına gitmeyince Di- lek Yanmadası Milli Parkı'nın işletmesi Kemal Türk- ler'in katil sanığına veriliyor. İhaleyi yapanlar tabii ki, karşılarındaki kişinin Ke- mal Türkler'in katil sanığı olduğunu bilmiyor... Sonra Osmanağaoğlu yakalanıyor... Osmanağaoğlu'nun yargılanması sırasında gizli kalrrtış bazı ilişkilerin de ortaya çıkması bekleniyor. Bahçelievler katliamı sanığı Haluk Kırcı'nın yaka- lanmasından sonra adresi saptanan Osmanağaoğ- lu'nun Kırcı ile birlikte de yargılanacak olması ilişki- lerin boyutunu genişletiyor. Bu arada akla, Kema! Türkler'in öldürülmesi için Osmanağaoğlu'nu azmettirmekten yargılanan ve beraat eden Celal Adan geliyor. Adan, bir dönem il başkanlığını yaptığı Istan- bul'dan DYP milletvekili olmak için şimdilerde se- çim meydanlarını dolaşıyor. Öte yandan Adan adı da, Osmanağaoğlu gibi Or- man Bakanlığı'nın ihalelerinde geçiyor. Istanbul'daki Belgrad Ormanı'nın piknik alanları- nın işletmesini Celal Adan'ın aynı soyadını taşıyan yakın akrabalannın aldığı ve işletme süresi bittiği hal- de İstanbul'da yıllardır yeni ihale açılmadığı söyle- niyor. Orman Genel Müdüru Mustafa Karagül ve Milli Parklar Genel Müdürü Muzaffer Gürtekin, Belgrad Ormanı ihalesine ilişkin soruları yanıtlamak için te- lefona çıkmıyor. DSP'Iİ Orman Bakanı Arif Sezer, seçim çalışmalanndan başını kaldıramıyor... Dilek Yarımadası'ndan Belgrad Ormanı'na milli park ihaleleri Türkiye'nin son gururu oluyor! SESSIZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE 'Her satırında buram buram alın teri f Amerika'da elektrik mühendisiyken işini bırakıp yayıncılığa başladı Aydın llgaz; babası Rrfat llgaz'ın sağlığın- da Çınar Yayınlan'nı kurdu... Amaç, Rıfat llgaz'ın kitaplarını ola- bildiğince aracısız okura ulaştırmak- tı. Sonra, Sunay Akın'ın, Cezmi Er- söz'ün, Akgün Akova'nın ve daha birçok değerli kalemin kitabını okur- la buluşturdu... Aydın llgaz'ın en iyi bildiği şey dost- luktu; grafiker bir dostuna bilgisayar sistemi yatınmı yapması için kefil olun- ca ve dost bildiği dolandırıcı intihara kalkışıp ortadan kaybolunca hiç ilgi- si olmadığı halde milyarlık borçlar üs- tüne kaldı. ödeyebildiği kadannı odedi, ödeye- medikleri faiziyle katlanıp büyüyor. Çınar Yayınlan, zor bir dönemeçten ge- çiyor... Kredi, teşvik, ihale Aydın llgaz'ın bildiği çıkış yolları degil. Tek umut, Çınar Yayınlan'nın kitap- lannı daha çok okura ulaştınp, kefa- letini ödemek. Şu sıralar, Rıfat llgaz'ın ya da Sunay'ın, Cezmi'nin bir krtabı-A nı almanın, çocuk kitaplannı Çı- nar'dan seçmenin, birdostunu- za kitap armağan etmenin ve böylece Çınar Yayınlan'nı düze çı- karacak bir kampanyayı çevrenize duyurmanın zamanı... Rıfat llgaz'ın dediği gibi: "Tam çağı işe başlamanın doğan günle/ Bul içine tükürdüğün kitaplan yeniden/ Her satınnda buram buram alın teri/ Her sayfası günlük güneşlik/ Utanma, suçun tümü senin değil/Yırt otuzunda aldığın diplomayı/ Alfabe- lik çocuk ol!" Çınar Yayınlan'nı aramak isterse- niz, telefonu: 0 212. 293 28 96. Çımğan Oteli 'nde imza töreniyapıldı Bakû-Ceyhan için çalışma protokolü tSTANBUL (AA) - Türkiye ve Azerbaycan çalışma gruplan ara- sında, Azarbaycan ana ihraç, bo- ru hattı (Bakû-Tiflis-Ceyhan) ile ileili Istanbul protokolü imza- ffldM' Sfite1 ve Uluslararası Çalışmalar Mer- kezi'nce düzenlenen "Hazar Petrollerinin Batı Pazarlarına Taşınması: Türkiye'nin Rolii" konferansmda da Bakû-Ceyhan hattının önemi vurgulandı. Çırağan Oteli'nde düzenlenen törende, protokolü Türkiye adı- na Çalışma Grubu Başkanı Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zi- ya Aktaş ile Müsteşar Yardım- cısı Metin Eral. Azerbaycan ta- rafından ise Azerbaycan Petrol Şirketi SOCAR Başkan Yardım- cısı Valeb Alaskarov ımzaladı. ABD Başkanı Bill Clinton'nın Hazar Havzası Enerjı Danışma- nı Büyükelçı Richard Mor- ningstar da protokolü gözlem- ci sıfatıyla imza- ladı. Protokole göre taraflar, Bakû- Ceyhan ile ilgili bugüne kadar yü- rütülen "Hükü- metlerarası Ge- çiş Ülkesi Anlaş- ması" ile "Anah- tar Teslimi ve Hükfimet Ga- rantisi'" anlaşma- lanna ilişkin mü- zakerelerde sağ- lanan önemli ge- lişmelerden duy- dukları memnu- niyeti belirterek bu anlaşmalan 3 ay ıçerisınde so- nuçlandırmak için her türlü gayreti sarf etme konu- sunda görûş bır- liğine vardılar. Aynca taraflar, BOTAŞ'ın ana ih- raç boru hattı sis- temıne ilişkin anahtar teslimi müteahhit olarak görevlendiril- mesi hususunda anlaştılar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanı Ziya Aktaş. törenden önce yaptığı konuşmada, protokol ile Bakû-Ceyhan petrol boru hattı ile ilgili olarak sürdürülmekte olan çalışmalann son aşamaya geldi- ğinı belirterek çalışmalann kısa sürede sonuçlandınlması yönün- de önemli bir adım atıldığmı kay- detti. Washington'daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merke- zi'nce düzenlenen "Hazar Pet- rollerinin Batı Pazarlarına Ta- şınması: Türkiye'nin Rolii" konferansmda konuşan Dışişle- ri Bakanı tsmail Cem, artık Tür- kiye'nin misyonunun bir kenar ülke ve Avrupa'nın sınınyla be- lirlenmış olmadığını belirterek misyonun, yeni ortaya çıkan Av- rasya gerçeğinde önemli bir ro- lü olduğunu söyledi. JTM. zerbaycan ve Türkiye arasında Bakû-Ceyhan ile yapılan görüşmelerde vanlan anlaşmalann üç ay içinde sonuçlandınlması için her iki ülke çahşma grubu arasında bir protokol imzalandı. Taraflar, BOTAŞ'ın ana ihraç boru hattı sistemine ilişkin anahtar teslimi müteahhit olarak görevlendirilmesi konusunda da anlaşmaya vardılar. Hazarpetrollerinin Bakû-Cey- han boru hattı ile dış pazarlara ta- şınmasını, Türkiye ve ABD'nin destekledığıni hatırlatan tsmail Cem. bu konuda çok duyarlı ol- ^ükMftffl bildrriîî. CeW,"Hazar petrollerinin Boğazlar'dan geçi- rilmesınin yaratacağı tehlikele- re de dikkat çekerek son 20 yıl- da yüzlerce kaza olduğunu, 77 ki- şinin hayatını yitirdiğini. birçok maddi zarar meydana geldiğini, yılda450 tankerin geçiş yaptığı- nı, çe\Te ve kûltürel tehlıkenin de bulunduğunu anlattı. Cem, Bakû-Ceyhan petrol bo- ru hattı konusunda taraflann bir adım daha atmasına ve kararlı- lığın ortaya konulmasına ihtiyaç olduğunu bildirdi. Cem, "Belki önümüzdeki hafta, belki daha da yakın bir zamanda bu adım atılabilir" dedi. Bu adım konu- sunda daha açıklayıcı bılgi is- tendiğinde ise Cem, "Biraz da- ha taraflann kendilerini bağ- laması \egelece- ğe dönük yapa- caklannı biraz daha netleştir- meleri gerekiyor. Umarım bu adım da yakında atılır" diye ko- nuştu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ziya Aktaş da Ha- zar bölgesindeki ülkelerin refah için ekonomik ve politik istikrar ve uzun süreli kahcı birbanşaihtiyaç- lan olduğunu söy- ledi. Güvenli ve istikrarlı bir geçiş ülkesi olan Türki- ye'nin, Bakû- Ceyhan petrol bo- ru hattı projesini coğrafi avantajla- nndan yararlana- rak kalkındırmaya çahştığını be- lirten Aktaş, projenin sadece gü- venli bir yol olmakla kalmadığı- nı, petrolün uluslararası pazarla- ra ihraç edilmesinde çevre ve malıyet açısından avantajlı ol- duğunu söyledi. Aktaş, Bakû-Ceyhan hattının Bakû-Supsa'dan, Bakû-Novoros- sisk hattından daha uzun gibi gö- rünse de diğer olumluluklanyla bu olumsuzluğun aşıldığmı bil- dirdi. ABD Başkanı Bill Clinton'ın Hazar Havzası Enerji Danışma- nı Richard Morningstar da kon- ferasta yaptığı konuşmada, Ha- zar petrolü boru hatlanna, ileri- de bölgedeki ülkelerin bağım- sızlığının altyapısını hazırlayacak ve bölgede istikrarsızlığa karşı güvenlik politikalan oluşturacak bir yapı olarak baktıkJannı belirt- ti. Morningstar, bunun da ABD. Türkiye ve bölge ülkeleri için çok önemli olduğunu söyledi. KÎM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@turk.net ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBI SEMİH POROY BULUT BEBEK NVRAYÇtrrçl TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 14Msan fSPANYA'OA CUMHURİYET 193f'D€8U6UM, 188(,'PA TAHTA OTUBAN K£AL ALFON£o(xtU^, fSZ3-3O YlLLARJ ARASIUDA itcnOARI F'F 6EÇİRSN OitiTATÖIS. PR/MC DE &VE/&'NIN GÖLGESİUDE SC4U4/ÇTI. 193O'DA ıSTİFAm 2OBLANMIÇ, EH BELEPİYf S£ÇİMLE/& OE HAUİ.IN ES'LlMİK/l AÇIGÇA oeTAVM A&YMİ/Ç7V- BÜYÜK. SÖZ- TERJLSIS, kUTVAMALAB(ŞAĞDA') İÇİHDS CMMHUKİ ILAN BPİURKSN, KJSALLA P/ZrArt>/e SUfZGÛNE SÖH ~<EfZil-toİŞT/. İIÜ AY SONSA YAPtLACAK. OLAAİ Gİ- N£L S£ÇiMLE/e/ SQL_PAKrtLE& kAZAHACAlC, ALCALA ZAMOZA S£- YtL SoÛlZA İÇ SAVAÇIM PAT~ LAMAS/MI ' PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Umut Barajm Altında! Büyük mağazanın en üst katındaki lokantanın müşterileri, bir yandan yemeklerini yerlerken, öbür yandan da göz ucuyla, mutfak kapısıyla içki tez- gâhı arasındaki duvann önüne yerleştirilmiş bü- yük ekranlı televizyondan günün haberlerini izliyor- lardı. Istanbul'un kenar semtlerinden birinde, bir "//- kit gaz doldunım istasyonu"r\öa tüp patlamış, altı kişi yaralanmıştı. Televizyon habercisi, kazanın, "birişçinin elindeki kaynak aletiyle gaz dolu tüp üze- rinde çalışırken meydana geldiğini" anlatıyordu. Tüp "sızma yapmış", ateşle buluşur buluşmaz da patlamıştı. Sonuç, altı yaralıydı. Yan masada "pizza" yiyen iki çocuklu karı koca, karşımda "Italyan usulü sebze çorbası" içen kır saçlı adam ve görüş alanım içindeki diğer müşte- riler bu habere ilgi göstenmemişlerdi. Televizyon, hastanedeki yaralıları gösterirken, onlar, "hiçbir şey o/mamış gibi" yemeklerini yiyorlar, aralannda konuşup gülüşüyorlardı. Belki de haklıydılar. Bu ülkede her yıl binlerce in- san "tüp" kazasında, "trafık" kazasında can veri- yordu. Sürücüler, damarlarına alkol depolayıp yo- la çıkıyortar, masum insanlan öldürüyorlardı. "Sol- lama" işini bir türlü kıvıramadığımızdan, Anadolu yollan bayram tatillerinde cesetlerle doluyordu. In- sanlar bu tür haberleri artık kanıksamışlardı. Bu ha- berler belki Amerikalılar, Avrupalılar, Japonlar için "ilginç" olabilirdi. Biz ise "tuhaf ölümler"e alışmış bir millettik. Varsıl gençlerimiz, gecelerı, büyük kentlerin geniş caddelerinde babalarının pahalı arabalannı yarıştınrken yaşamlannı noktalıyorlar- dı. Yoksullan ise, yazları, "büyük arabesk şenlikle- ri'nde göğüslerine "jiletatıyoriar", damarlannı ke- siyortar, kafalannda dolu şarap şişeleri parçalayıp kan kaybından ölüyorlardı. Dünyada, "futbol kut- lamalan"na kurban veren kaç millet kalmıştı? Şimdi televizyon, "seçim haberteri"ne geçmişti. Ekranda, birbirinin peşi sıra "çıkma katlı" otobüs- ler beliriyordu. Otobüslerin çıkma katlan, koyu renk takım elbiseli erkekler ve "döpiyes"lı kadınlarla do- luydu. Bunlar, önlerinde konuşan, kendilerine "umur" ve "/foba/"vaateden "lider"\enn\ dinliyorlardı. Say- gılıydılar. Gemlemeye çalıştıklan heyecanları göz- lerinden okunuyordu. Liderleri, ellerinde mikrofon, kan ter içinde bir o yana, bir bu yana gidip geliyor- du. Kimi zaman çıkma katın panmaklığından sar- kıyor, hiç durmaksızın konuşuyordu. Anlatacak ne kadar çok şeyleri vardı bunlann? Lokantanın müşterileri ekrandaki görüntülere, sanki biraz önceki "tüp patlaması haberi'm izliyor- muşçasına, kayıtsızdılar. Elinde kaynak aleti, gaz dolu tüpü kaynaklama- ya çalışan tüpçü; sarhoş araba sürücüleri; yolları kan gölüne çeviren kamyoncular, otobüsçüler; gö- ğüslerini jiletleyen, damarlannı kesen, kafalannda şarap şışesi parçalayan yoksul varoş gençleri; ge- niş caddelerde araba yarıştıran varsıl aıle çocuk- ları; eli silahlı futbolseverler; çıkma katlı seçim oto- büslerinin tepesındekileri izleyen eli bayraklı kala- balıklar; yan masada pizza yiyen kan koca ve kar- şımda oturan kır saçlı adam üç gün sonra sandık başma gideceklerdi... Ulkemiz, önümüzdeki beşyıi, onlann "iradeleri" doğrultusunda yönetilecekti! Bugün yaşadıkları- mtz, onların iradelerinin sonucuydu. Böyie bir dü- zeni yeğlemişler, "demokratik haklan"n\ böyle bir düzen için kullanmışlardı. Sorsanız, ağız birliği et- mişçesine, "durumdan hiç memnun olmadıklannı" söyleyeceklerdi. Çok tuhaftı! Seçiyorlar, seçtikle- rinden memnun kalmayıp pişman oluyorlar, ama sandık başma grttiklerinde, seçtiklerine pişman ol- duklannı yeniden seçiyorlardı!.. Fakat daha tuhaf olanı, Müslüm Baba konserinde göğsünü jiletle- yen, "ortaokul ikiden terk" varoş genciyle, kendi- lerinden farklı davranışlar beklenen okumuş yaz- mışlann da aynı davranışı sergilemeleriydiL "Yahu, madem bu kadarpişmansınız, bu kezde, şimdiye kadar seçmediklerinizi bir deneyin!" dedi- ğinizde, yüzünüze bakıyorlar, verilebilecek en "şa- ş/rt/c/"yanıtıveriyoıiardı: "Oyumuzziyanolmasın!" Biraz şaşkınlıktan, biraz incelikten, biraz da yüre- ğinizi kaplayan acımaduygusundan, "Bekardeşim, sen zaten kendin ziyan olmuşsun..." diyemiyordu- nuz... Onurlu, erdemli, insanca birdüzene kavuş- manın, "olmazı o/ur"yapmaktayattığını anlatmak- tazorlanıyordunuz. "Barajtuzağı"nadüşmüşlerdi. Oysa Türkiye'nin aydınlık geleceğine giden yol, Fikri Sağlar'ın, Murat Karayalçın'ın, Halil Er- gün'ün, Hakkı Ulkü'nün, "öara//geçemez"denen partilerine güç vermekten; cumhuriyet devrimleri- nin savunucusu Işçi Partisi'ni omuzlamaktan; so- lun gökkuşağı Özgürlük ve Dayanışma Partisi'ni "ba- rajdan kurtanp" Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşımaktan geçiyordu. Umut, barajın altındaydı... Faks:0216-418 8410 BULMACA SEDAT YAŞAYA\ 1 2 3 4 5 6 7 8S0LD4NSAĞA: 1/ Merdiven biçiminde çı- kıntıları olan kubbe. 2/ Eski Mısır inanışın- da ana tann- ça...Kardeşka- nlarından her birinin ötekine 6 göre adı. 3/Bir j tür yün örgü- sü... Peygam- ° berleri Hud'u 9 dinlemedikleri için Tann tarafından yok edilen kavim. 4/ 1 Yiğit... Yol yapımında 2 kullanılanbirçeşityük- 3 leme makinesi. 5/ Ha- vadaki su buhan... Bir soru sözü... 6/ Nefesli bir çalgı. 7/ Bir pey- 6 gamber... Ispanyollann sevinç sözü. 8/ Bir no- 8 ta... Yapılarda yeraltı 9 deposu. 9/ Kayak... Gü- neydoğu Asya'da yaşayan iri bir kertenkele cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Düzeltilmiş bir ağaç pa- rçasının kenanna değişik aralıklarda paralel çizgıler çiz- mek için marangozlukta kullanılan el aracı. II Özsu... Sabahattin Ali'nin bir öykü kitabı. 3/ Pasak... Maden- cilikle ilgili kunıluşumuzun kısa yazılışı. 4/ Temel ni- teliğinde olan... Bir soru eki. 5/ Çikolata, şeker, su ya da sütle yapılan içecek. 6/ Bir element... Cıvanın sim- gesi. 7/ Aldatma işi, hile... Zorla benimsetilmiş olan. 8/Yelkenli biryanşteknesi... Eleme aracı. 9/Ilkel ben- lik... Çok hızlı yazmaya elverişli bir yazı sistemi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear