25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet lmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörir Hikmet Çetinkaya • Yazuşlen Müdüru: tbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz 0 Haber Merkezi Müdürü- Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen: Fikret Es«r Istıhbarat: Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı. Özlem Yüzak • Kultür Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Sami Karaören • Dûzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bilgi-Belge: EdibeBuğra• YurtHaberieri. Mehmct Faraç Yayın Kurulu. han Sdçuk (Başkan), Orhan -rhç, Oktay Kurtböke, Hikn tÇettaloy», Şflkran Soner, rgnn Balcı, tbrahim Yddtz. O 1un Barsab. Mustafa Balbay, 1 sakan Kara. AnkaraTemsılcisi.MusUfaBıübay Atatürk Bulvan No. 125, Kat 4, BakanUdar-Ankara Tel: 4195020 (7 hal), Faks 4195027 •tzrnirTemsilcısi:SerdarKızık, H.ZiyaBlv. 1352 S.2/3Tel:4411220, Faks:4419117 • AdanaTemsılcisı: Çetin Ytğenoğlu. inönüCd. 119 S.No.lKaf.l.Tel. 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Mudüru Üstin Akmcn • Kocrfmalör Ahmct Koralsan 0 Muba- sebe Bâknt Ycner • tdare Höseyin Gürer* Rılgı-i,km Nail İn*l • Bılgı- sayarSıaon Mürövct ÇB«r#Saaş. FazOctKnza MEDYA C: • Yöneum Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gttlbin Erduran • Koordınatör Rtha Eşıtnıan # Genel MudurYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-513846ft«l,Faks:5138463 >ayımla)an \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Ya>mcüık A.$ Turkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lsl PK 246 Sırkecı lstanbul Tel 10 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 85 95 12NİSAN1999 Imsak: 4.52 Gûneş: 6.24 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.51 Akşam: 19.46 Yatsı: 21.13 kimlikleri • ANKARA(AA)- Ögrenci Seçme Sınavı'na (OSS) girecek adaylardan 15 Nisan Perşembe gûnüne kadarellerinel999-ÖSS Sınava Giriş ve Kimlik Belgesi ulaşmayanlar, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'ne (ÖSYM) başvuracak. Sınava Giriş ve Kimlik Belgesi. 15 Nisan Perşembe günü mesai bitimine kadar ellerine ulaşmayan adaylar, bu belgeyi alabilmek için 15- 19 Nisan tarihleri arasında ÖSS Kılavuzu'nun 24. sayfasmdaki açıklamalara uygun olarak, ÖSYM'ye başvuracaklar. 26 Nisan 1999 Pazartesi akşam ına kadar Smava Giriş ve Kimlik belgeleri hâlâ ellerine geçmemiş olan adaylar. ÖSYM numarasıyla birlikte merkezin Karyağdı Sokak No:28 Aşağı Ayrancı adresındeki bürosuna bizzat gelerek veya yakmlannı göndererek, elden teslim alabilecekler. Tanm alanları yok edüiyor • ANKARA (AA) - Konut alanlan ve sanayi tesislerinin büyük çoğunluğunun verimli topraklar üzerinde kurulmasından kaynaklanan amaç dışı kullanımlar sonucu, tanm alanlannın bir daha kullamlmayacak şekilde yok edildiği bildirildi. Çevre Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, aynca ikincil konut talepleri doğal güzellikleri yok ederken bu alanlann ekonomik potansiyellen de azalıyor. Heyelan tehlikesi • ERZURUM(AA)- Erzurum'un Pasinler ilçesi Yukan Çakmak köyünde yaşanan heyelan tehlikesine karşı, yeni bir bölgede yapımına başlanan evlerin tamamlanması istendi. Köy muhtan Rıfat Güler, köylerinin uzun süredir heyelan tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, evlerdeki hasar oranının her geçen gün biraz daha arttığını söyledi. Yapılan tespit ve incelemeler sonucu 55 haneli köyün başka bir yere nakli için yeni projeler uygulamaya konulduğunu belirten Güler, "Köyün heyelan tehlikesi olmayan bölümüne 35 konutun yapımı için 1997 yılında temel atıldı. Ancak, burada bir yıldır inşaat durdu. Heyelandan korkuyoruz. Yeni binalanmız bir an önce bitirilsin" dedi. Marangozun rekoru • VVELLrNGTON (AA) - Yeni Zelandalı emekli bir marangoz. hiç durmaksızın 25 saat bir konu üzerinde konuşarak bu alanda dünya rekoru kırdı. Michael Morel adlı 64 yaşındaki emekli marangoz, "hayat" konusunda hiç aralıksız 25 saat konuşarak, bu alanda 1957 yılında Strom Thurmond tarafindan kırılan 24 saat 19 dakikahk rekoru tarihe gömdü. Rekorunu bira içerek kutlayan Morel. daha sonra yatmak için evine gıtti. Doğal anıtiar • KONYA (AA) - Ankara Cniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Baki Canik, sulann. doğada özel koşullann varlığı ile aşındınp taşıyarak veya taşıdıklannı biriktirerek nilyonlarca yılda ülkemize kazandırdıgı '"doğal anıtlar"ın saniyede jok edildığini söyledi. Canik, sulann yeryüzü ve jeraltındaki serüveninde, Eşındırma ve biriktirme sonucu oluşan yeribacalan, kalyon, cüden, yeraltı su yolu, mağara, obruk, sarkıt, <iikit. sütun, mağara ile mağara çiçeklerinin }aşatılması gerektiğini klırtti. YÖK'ün raporuna göre üniversiteyi kazanamayan genel lise mezunlan potansiyel işsiz 'Başvurada patlama blacak'EBRUTOKTAR ANKARA - 8 yıla çıkanlan kesintisiz temel eğitim ve ortaöğretimdeki okullaş- ma oranının yükselmesinin, 2000'li yıl- larda üniversite kapısı önündeki yığılma- yı arttıracağı kaydedildi. Yüksek Oğretim Kunımu (YÖK), ge- çimlerini sağlayacak bilgi ve beceriden yoksun genel lise mezunlannın üniversi- teyi kazanamaması halinde "potansiyel içsiz" konumuna düştüğüne dikkat çekti. Üniyersiteye yönelim her geçen gün ar- tıyor. Üniversiteye giren aday sayısında son yıllarda yükselme olmamasma karşın, 8 yıllık temel eğitim ile lisedeki okullaşma oranının artmasına koşut olarak 2000 yı- lından sonra üniversiteye girecek aday sa- yısında patlama bekleniyor. YÖK raporunda, 1985-1986 yıllan ara- sında yüzde 32 olan ortaöğretimdeki okul- laşma oranının 1996-1997 yıllannda yüz- • YÖK raporunda, 1985-1986 yıllan arasında yüzde 32 olan ortaöğretimdeki okullaşma oranının 1996-1997 yıllannda yüzde 54.7'ye çıkanldığına dikkat çekilerek "Bu nedenle, yükseköğretime giriş için başvuran öğrenci sayısında önümüzdeki yıllarda artış beklenmektedir" denildi. > -: de 54.7'ye çıkanldığına dikkat çekilerek "Bu nedenle, yükseköğretime giriş için başvuran öğrenci sayısjnda son yıllarda görülen durağanlaşma egilimine rağmen önümüzdeki yıllarda artış beklenmekte- dir" saptamasına yer verildi. Raporda, Türk yükseköğretim sistemi üzerinde oluşan demografık baskınm, ge- nel lise mezunlannın herhangi bir yükse- köğretim kurumuna girememesi halinde işsiz kalmasından kaynaklandığı vurgu- landı. Genel lise mezunlannın, geçimlerini "Ulkemiz iş dünyasında. işe yeni girenler içindüzenlenenişeğitimi programlan yay- gın oimadığı gibi. genel lise mezunlannın da eğfömleri itiban ile bu tür programla- ra hazır olup olmadıklan tarüşma konu- sudur" değerlendirmesine yer verildi. Yüzde 4O'ı lise 3 öğrencisi sağlayacak mesleki bilgi ve beceriden yoksun olduğuna işaret edilen raporda, YÖK raporunda, ÖSS'ye giren aday sayısının yüzde 31.7-40'ımn lise son sı- nıf öğrencisi olduğu vurgulandı. Çok büyük sayıdaki öğrenci kitlesinin sınava ilk girişinde "deneme" amacını güttüğü, asıl hazırlığını mezun olduktan sonra yaptığı anlatılan raporda, "ÜıüVer- siteyi kazanan öğrencilerin 5te 1'i girdik- leri programlardan memnun değfl" denil- di. Sistemdeki köklü değişikliğin mesleki ve teknik okullann yeniden yapılanması ve öğrencilerin bu okullara yöneltilişi ile sağlanacağı kaydedildi. HÜ araşfarması Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakülte- si öğretim üyesi Prof. Dr. Ind Morgfl, Doç. Dr. Ayhan Ydmaz, Nilgün Seçken, Seda Yûcd tarafindan yapılan araştırma- da da, üniversite kazanmadaki dershane etkenine işaret edildi. Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan bilgi bi- rikımi eksikliğinin dershaneler ile gide- rildiğine dikkat çekilerek, öğrencilerin yeni sınav sistemi ile alanlan dışındaki so- rulan da yanıtlamak zorunda kalacağı vurgulandı. Ortaögretimde otokontrol sis- temine gereksinim olduğu belirtildi. e-posta : tan @ prizma. net tr Yüzmenin, akciğerierin güçlenmesini sağlayan spor dallanrun başında yer aldığı belirtiliyor. Akeiğerterinm koruyunÇeviri Servisi - Avrupa'yı kınp ge- çiren ve akciğer enfeksiyonu ya da zatürreeye dönüserek ölümle sonuç- lanan grip salgını, gözleri akciğer hastalıklanna çevirttı. Bunte dergi- sinde yer alan habere göre. günde 800 litre oksijeni hücrelere dağıtarak yaşamalannı sağlayan akciğerler, gü- nümüzde çok büyük tehlikelerle kar- şı karşıya. Araştırmalar, bugüne kadar mo- dern tıbbın yardımıyla kolaylıkla te- davi edilebilen akciğer hastahklan- nm, son yıllarda her 20 kişiden biri- nin ölümüne neden olduğunu orta- ya koydu. Özellikle çeşitli akciğer en- feksiyonlannın bu kadar yaygınlaş- masının en önemli nedenleri arasın- da artan çevTe kirlilıği, sigara kulla- mmı ve bakteriler bulunuyor. Akciğerler, bağışıklık sisteminin • Akciğer hastalıklanna yakalanmamanın önlemleri arasında öncelikle sigarayı bırakmak ve temiz çevre koşullannda yaşamak geliyor. zayıfladığı insanlarda, hastalanma oranı en yüksek organlar olarak ni- teleniyor. En ciddi akciğer hastahk- lan arasında zatürree, astım, yıllar sonra yeniden yaygınlaşan verem ve akciğer kanseri bulunuyor. Akciğer kanseri, uzmanlar tarafindan büyük oranda sigara bağımlılığı ve çevTe kirliliği ile ilintilendirilirken verem ve zatürrenin, mikrobik olduğu ve ba- ğışıklık sisteminin herhangi bjr ne- denle zayıfladığı bünyelerde görül- düğü ileri sürülüyor. Uzmanlar, ve- rem ve zatürreenin özellikle erken tes- his edilmeleri durumunda tedavi edi- lebilir hastalıklar arasında olduğunu, aynca uygun olmayan çevre koşul- lannda yaşamanın ve sigara kullan- manın bu hastalıklara da zemin oluş- turduğunu belirtiyorlar. Asüm, çev- re kirliliği ve nikotin bağımlılığından kaynaklandığı gibi alerjik nedenler- le de oluşabiliyor. Uzmanlar, akciğer kanserine yakalananlann yüzde 95'inin sigara bağımhsı olduğunun da altını çiziyorlar. Uzmanlara göre akciğer hastalık- lanna yakalanmamanın önlemleri arasında öncelikle sigarayı bırakmak ve temiz çevre koşullannda yaşa- mak geliyor. Çalıştıklan ortam do- layısiylatehlike altında olanlara, 6 ay- da bir akciğer taraması yaptırmala- n öneriliyor. 'Yurtdışında Övündüğümüz Doktorlar' paneli dün yapıldı 'Kalp Haftası9 bugün başhyor İstanbul Haber Servisi - Türk Kalp Vakfi Başkanı Çetin Yıkhnmakın. gü- nümüzde kalp ve damar hastalıklan- nın dünyanm bir numaralı sağlık so- runu olduğunu söyledi. Yıldınmakın, kalp hastalıklanna yeterince önem ve- rilmemesinden yakındı. • Resmi açılısı bugün Taksim Cum- huriyet Anıtı'na çelenk konulmasıyla yapılacak olan a ll.KalpHaftasın ne- deniyle dün The Marmara Oteli'nde "Yurtdışında Övündûğüınüz Doktor- lar" konulu panel düzenlendi. Panel- de konuşan Yıldınmakın, kalp ve da- Talu}\ Acarhn sergkini açtı tstanbulHaberServisi- Ressam İsmail Acar' ın "A>-asofya ve Sınal Izdüsümter" adlı resim sergisi Aya- sofya Müzesi'nde Kültür Bakanı tstemihan Talay tarafindan açıldı. Osmaniı Imparatorluğu'nunku- ruluşunun 700. yıl kutlamaları çer- çevesinde devlet, sanatçı ve özel sektörün işbirliği ile Kühür Bakan- lığı'nın ev sahıpliğinde açılan ser- giyi gezen Talay, sergjde olağanus- tü güzel resimlerin ve çahşmalarm yer aldığını belirtti. Talay, sergide yer alan eserlerin Ayasofya gibi ta- rihsel mekânla uyum içinde ve onu zenginleştiren, geçmiş birikimleri yansıtan bir özellik taşıdığını vur- guladı. Ayasofya 'daki restorasyon çalışmalan hakkında bilgi veren Talay, Ayasofya'nın yaklaşık 1500 yıllık bir yapı olduğunu ve ne ka- dar çok kaynak aktanlsa da bunla- nn hemen işe dönüşmesmin müm- kün olmadığını söyledi. Talay, 3 yıllık restorasyon projesine 1.5 trilyon liraya yakın bir kaynak ak- tardıklannı ve ihalesinin de yapıl- dığını bildirdi. Talay, kubbenin su almasınm önlenmesi ve restorasyo- nun da zaman içinde gerçekleşe- ceğinı kaydetti. Ressam Acar da "Ayasofya'naı 12-13 yıldır yaşatnğun ve resiınie- diğim dokusunu. Bakan TaLrv'm teşvikleriyie bu noktaya taşıdım" diye konuştu. mar hastalıklannmbüyük ekonomik ka- yıplara neden olduğuna dikkat çekti. Yıldınmakın toplum, devlet ve ba- sının konuya yeterince eğilmemesin- den şikâyet etti. ABD Oregon Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ad- nan Çobanoğlu, merkezde bugüne ka- dar 335'i kalp olmak üzere, toplam 355 organ nakli yaptıklannı anlattı. Hastalann yüzde 30'ununkalp bek- lerken öldüğünü hatırlatan Prof. Çoba- noğlu, ameliyat sonrası ölümlerin en büyük nedeninin ise takılan organın düzgün çalışmaması olduğunu belirt- ti. Çobanoğlu, "5-6 ay ömrü kalan has- ta. kalp nakli ile 5-6 yıl yaşıvor'" dedi. New York Mont Sinai Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Bölüm Başka- nı Prof. Dr. Ansan Ergin de aort prob- lemlennın oluşmasında sigaranm önem- li bir faktör olduğunu belirterek bu tür rahatsızlıklann daha çok yaşlılarda gö- rüldüğünü söyledi. Kalpten çıkan en bü- yük damar olan aortun patlamasının ölümlere kadar varan sonuçlara neden olduğunu kaydeden Prof. Ergin, son dö- nemde ameliyatlarda aort kapakçığı- nın değiştirilrnesi yerine, düzeltilerek muhafaza edilmesi yönteminin benim- senmeye başlandığuu ifade etti. Cumhuriyet Treni'nin yeni durağı istanbul ÇORLU / İSTANBUL (Cumhu- riyet) - T RT Çocuk ve Gençlik Vak- fi ile Devlet Demir Yollan'nın işbirli- ğiyle Kapıkule Gan'ndan yola çıkan "Cumhuriyet Treni" Çorlu ve Tekir- dağ'ın Çerkezköy ilçesinde coşkuyla karşılandı. Cumhuriyet Treni bu sa- bah tstanbul'a gelecek. Milli Mücadele'nin ve çağdaş Tür- kiye'nin tanıtımına yönelik bilgi ve belgelerin yer aldığı hareketli bir mü- ze olarak hazırlanan ve 5 Nisan 1999 günü Edirne Kapıkule'den yola çıkan tren, demiryolunun geçtiği kent ve il- çelerde durarak yurttaşlara dünün, bu- günün Türkıyesi'ni daha yakından ta- nıtıyor. Muratlı istikametinden gelen trenin içinde Tekirdağ Valisı Zeİd Şanal da bulunuyordu. Çoriu'da treni Kaymakam Sabahattin Yücel. Beledıye Başkan Yardımcısı Yüksel Pişkin, Çorlu Em- niyet Müdürü Ulvi Akcan, Çorlu îlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, okul öğrencileri, Çorlu'daki Atatürk- çüDüşünceve Çağdaş Yaşamı Destek- leme Dernefi. demokratik kitle kuru- luşlan, Atatürk'ün 4 Haziran 1936 ta- rihinde Çorlu'ya trenle gelişini hatır- • 5 Nisan 1999 günü Edirne Kapıkule'den yola çıkan ve demiryolunun geçtiği kent ve ilçelerde yurttaşlara dünün, bugünün Türkiyesi'ni yakından tanıtmayı amaçlayan Cumhuriyet Treni bugün Istanbul'a gelecek. layan ve halen hayattaolun Çorlulular- dan eskı Belediye Başkanı An Osman Çeteot avukat FaikGfildere ve eşi Sa- niyeGüldere ile esnaflardan tsnufl Cm karşıladı. Karşılayanlar zaman zaman gözyaşlannı tutamayarak, ''Atatûjrk'ü bizfer bu trenin getisjnde karşılanuşuk. Atamız bize bu haziran sıcağuıda beni görmeye gddiğiniz için size minnetta- nm diye hitap etnüşti" dediler. Karşılamada konuşan Tekirdağ Va- lısi Zeki Şanal, "Tekirdağ ili suurtan içindengeçen CumhuriyetTreni'nibem Murark hem deÇorlu ve Çerkezköy* koouketmekten rrmthryuz. L Ikeyi kur- taran büyük insanın bindigi Cumhu- riyet Treni'ni görmek ve gezip bilgi al- mak insan hayaünda ender rastlanan bir güzel konudur" dedi. Tren dün Çorlu'dan 09.30'da ayn- larak Çerkezköy'e gitti. Burada da, Çerkezköy Kaymakamı SafFet Kara- hisarü, Belediye Başkanvekili Musta- fa Çekbi, ilçe milli eğitim yetkilileri, ögrencilerve Çerkezköy hallo, treni bü- yük coşkuyla karşıladı. Garda düzen- lenen törende konuşan fCarahisarlı, tarihi bir gün yaşadıklannı belirtti. Cumhuriyet Treni bu sabah Çerkez- köy'denlstanbul'ahareketedecek. İs- tanbul Valiliği'nden yapılan yazüı açık- lamada, trenin lstanbul'a gelişi sırasın- da, Atatürk'ün milli eğitim danışma- nı olan ve onun bu amaçla düzenlenen tüm yurt gezilerine katılan öğretmen Refet Angpn'ın, onur konuğu olarak trende bulunacağı belirtildi. Sirkeci Gan'nda öğrenciler tarafindan tören- le karşılanacak "Cumhuriyet Treni", 13 Nisan Salı günü fenbotla Haydar- paşa Gan'na geçecek. 15 Nisan Per- şembe günü Pendik lstasyonu'na uğ- rayacak olan tren, 16 Nisan Cuma gü- nü tstanburdan aynlacak. Cumhuriyet Treni 23 Nisan*da Es- kişehir'de, 19 Mayıs'ta Samsun'da ola- cak ve bu turla Türkiye'nin büyük bir kesimi ziyaret edilmiş olacak. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'ına Sarmısak, 'Sol'una Soğan... 12 Mart sonraa, ilk yaz: 'inadına' güzel bir yaz! Ga- zetenin başyazılannı, 'Demokrat Izmir 1 imzasıyla, ben yazıyooım; bunlardan bınsı, şöyle başlıyordu:"... bil- diğiniz gibi, Atatürk solcu'ydu...". Meğer, kimse bil- miyormuş, bir kıyamettir koptu: kımisı, Gâzi'ye 'hain' de- diğımı sanıyor, kimisi 'komünist' dediğimı! Oysa anlatmak istediğim neydi, bence, zaten anlamış okkjğunuz: siyaset coğrafyasında 'So/', mutlak değil ris- bi, dogmatjque değil dialectique bir terimdir Gâzi Mustafa Kemal Paşa, Vladimir Ityiç'e göre, 'sağ'da- dır ama; Emperyatizm/Mazlum Miltetier çatışmasın- da, "so/'dayeralır,egerboyteolmasaydı, 1920'lerdeSSCB ve Türkiye'deki Kemalist Harekef, gözü kanlı Emper- yalizm'in 'ortak düşmanı' olur muydu? Soru, tersine de sorulabilir: eğer dünyayı kasıp kavu- ran 'büyük çelişki'öe, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Kuva-yı Milliye, 'So/'daolmasaydı; III. Entemasyonal ve Komintern, ona -komünist, hatta sosyalıst oimadı- ğı halde- arka çakar mıydı? Anti/emperyallst olmak yetmiçtir! Hem de. nasıl çıkmıştır Komintern Genel Sekreteri iavariş' Zinovyef, Sultan Galiyefin 'örgütlediği' Dogu Halkian Bakû Kurultayı'nda aynen şöyledemiş- tir. "... Mustafa Kemal Hükümeti'nin Türkrye'de yü- rüttüğü siyaset Komünist Entemasyonalı'nın, yâni bizim sryasetimiz degildir; fakat (buraya dikkat) Ingi- Hz Hükümeti'nin aleyhinde yürütülen bir inkılâp mü- cadelesi'neyardıma hazınz..." (1 Eylül 1920) Yetmedi mi? öyleyse, Vladimir llyiç'in, aynı yıllarda, Ankara'ya gönderdiği ilk Sovyet Elçisi'ne, söylemiş otduklannı, hatırlayacaksınız: "... Mustafa Kemal Paşa, tabii ki sosyalist degi(- dir; ama görünüyor ki, iyi bir teşkilatçı, kaabiliyetli bir liden 'Milli Burjuva Ihtilâli'ni (yânı Ulusal Demok- ratik Devrim'i) idare edryor; ilerici, akıllı bir devlet ada- mı. Bizim Sosyalist Inkılabı'mızın önemini anlamış olup, Sovyet Rusya*ya olumlu davranıyor..." "... O, istlâcılara karşı bir Kurtuluş Savaşı yapıyor (Buraya dikkat!) Emperyalistlerin gururunu kıracağı- na, Padişahıda yardakçrfanyla sHipsüpürecegine ina- nryorum. Ona, yâni Türk halkına yardım etmemiz gerekiyor..." (Bkz. 'Aralofun 'Hatıralan') Bu kadar basit ve açık: Ulusal Demokratik Dev- rim'le Sosyalist Devrim'in, omuz omuza buluştuğu saf, antj/emperyalizm'dir: 'milliyetçilik', eğer anti/em- peryaüst tam bağımsızlık' anlamını taşıyorsa; sos- yalist ya da komünistin, ona itirazı olabitemez; çün- kü bu 'itiraz' tarihin diyalektiğine ters düşer. 'Solaıluğu' paylaşamıyorlardı!.. Müdafaa-i Hukuk dergisinde, Çetin Yetkftı sorunu irdeliyor; yazısıntn ilk başiığı, 'Atatürk ve Sosya- lizm'; fakat, açık yaraya asıl dokunan, ikinci başlık: 'UKı- sal Güçbirliği mi, Yoksa Sol Güçbiriiği mi?'. Birbirin- den ilginç eserlerin yazan olan Çetin Yetkin, kimilerinin Gâzi'nin 'sosyalistliğini' el altından savunduklanna ta- tolmş'; 'değiidi' d'ıyor, '..aslaolmadı ama, bu gerçek, sos- yalistlerin onu desteklemesinı engellemez...'. Aklın yo- lu bir! O kadar bir ki, 'erken' Cumhuriyet döneminin, falihsiz' demokrasi deneyinde, 'iktidarTa 'muhalefefm, 'solculuğu' paylaşamayışlan, bunu gösteriyor. Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın (yâni, Muhalefet'in) lideri Fethi Bey (Okyar), ne demiş, bakar mısınız: "... fırkamız sola mütemayildir, münakaşa hüni- yetinin tesisine taraftar olmak ve hakikatte bu gibi hürriyetlerin câri (yürüriükte) olmasınıtetihdafetmek (amaçlamak) rtibariyte Soi'a müteveccihiz (yöneliyo- ruz)..." (Hâkımıyet-ı Milliye, 15 Ağustos 1930) Buna Cumhuriyet Halk Fırkası'mn (yâni Iktidar'ın) ver- d'ıği cevap şudur: "...bu memlekette padişahhğı, halifeliği, Şartdılığı kaldıran, dini dünya işlerinden ayıran, Latin harfte- rini alan, şapka giydiren bir fırkanın daha solu yok- tur. Ismet Paşa'nın Sol'una, ancak hürmet için ge- çttebilir..." (Hâkimıyet-i Milliye, 21 Ağustos 1930) Baktıklan açtdan, ikisı dehaklıdır 30'lann 'oforter'cum- huriyetinde, halk yönetimterinin 'o/mazsa o/maz' unsu- aı, özgürlüğü savunmak, fikir serbestliğinden yana ol- mak, elbette 'Solculuk'tur, aynen bunun gibi, ama 'Ulu- sal Demokratik Devrimi' gerçekleştırmek, laikliği uy- gulamakda, -'meşrûti' deolsa,- 'monarşı'ye karşı, 'sol- cu' bir çikıştır. Bence ilginç olan, iki yanı da 'solda' bir- leştirmiş olan 'ortak payda'dan, -*yâni anti/emper- yalizm'den,- her iki sözcünün de hiç bahsetmemiş olması; o 'tavır' olmasa, acaba ikisi de Sağ'öa kalmaz mıydı? Kaldı ki, sosyal ve ekonomik siyaset düzeyinde tartı- şılırsa, adı üstünde 'serbest' (liberal) olan 'muhâlefet1n, 'sag'da; hızlı sanayileşmeyi, kamu iktisadi teşebbüsle- rinin öncülüğünde gerçekleştirmeye yöneimiş 'iktidar'm ise 'so/'da olduğu sonucuna vanlabilir. Hem siz ne söy- lüyorsunuz, Allah aşkına? Trotskyst dostum Mark Ap- teVe göre, Fransız Komünist Partisi de, ünlü lideri MauriceTnorez de 'sağ'da idi; oysa, 'tombul'anarşist Magda, Bakunin/Kropotkin çizgisine göre, Trotsky'i de -Lenin, Stalin ve öteki 'bo/seWWer' gibi- kendi 'sa- ğında' göıvyordu. 'Kulaktan dolma' olunca!.. ( O oteu', ne Marksist demektir, ne sosyatist, ne ko- O münist! Terim, 'belli bir zaman ve yerde, belli sosyal ve ekonomik koşullann oluşturduğu, siyasi birduruma' göre,tariN 'ıçeriğini' kazarnr. Bizdekiyav lış, yani 'solcu'nun 'komünist* -o da bir şey mi, 'ha- in'in önde gkteni- sayılması, iki sebepten doguyor. llki daha önce değindiğim, gerçek: 'bHinç' düze- yinde değil, 'inanç' düzeyindeyiz; çünkü, 'bilinç' ön- ce metod ^öntem) gerektirir, sonra da onu doğru uygulayabihnek için, 'bilgi' ve 'gözlem'; oysa sağo- sıyia solcusuyla Türk 'aydını' -hepsi değil tabii, ama büyük çoğunluğu- 'kulaktan dolma' aydın, dolayı- sıyla hem 'yüzeyser hem 'yöntemsiz'; bu da ikinci sebebi, 'geçeıii' ve 'etkili' kılryon propagandayı! 'Solculuğun' sosyalistlik, ya da komünistlıkle bir tu- tulması, 'Soğuk Savaş'ın başımıza doladığı bir bela; hem akıl, hem siyaset sağlığımız açısından, bundan bir ayak önce kurtulmalıyız. Meraklısı için not: Bazılan, entemasyonal kelimesini 'Enternasyonel' diye yazıyor yanlıştır ve ayıptır, doğru- su Entemasyonal! Nasıl ki. Komünist Enternasyona- lı'ndan türetilmış Komirrtem'ı de, bazılannın yaptıgı gi- bi, 'Komüntem' yazmak, ayıptır ve yanlıştır. Bu bile, ne kadar 'kulaktan dolma' olduğumuzun bir işareti sayılamaz mı? http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.fr/-bilgryay/yazar/ailhan.rrtlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear