25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 NİSAN 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ^KULTUR 15 Istanbul Devlet Tiyatrosu'nda Marguerite Duras'ın 'Ayrılık Müziği' sahneleniyor "Yaşamdaki tutkunun oyunuŞAFAK ERUYAR *Ya sen, sen anımsıvor musun. eve ta- şuıdığımız ilk günden beri çekip ghmek- ten söz ettin, her gün gitmekgftmek_ Be- nim öykümü her zaman kendibaşına yaz- dın_" Çağdaş Fransız edebiyatçısı Mar- guerite Duras'ın Aynlık Müziği adlı ovunu. tutkulu bır aşkın sonunun baş- langıcında, kadın ve erkeğin anılarla yüklü Hotel de France'in bannda yıllar sonra bir araya gelişlerinin buruk bir öyküsüdür. Boşanma günü yaşanan bu karşılaşmada AnneMarieRoche'un he- yecanlı, duygulannı çok çabuk dışa vu- ran, sabırsız, sarsak ve duyarlı kışiliği ve Michel Nollet'in gizemli, şakacı, ınat- çı. soğukkanlı değişken kimliğı ile ta- nışınz. Ikısi de buluşma için hazırlıklı ve kendilerinden emin, planlı bir görü- nüm sergilemelerine ragmen gece ağır ve yoğun geçer. Kadın ve erkek kaçın- lan fırsatlann, ılk heyecanlann ve tut- kunun peşındedir. llışkide söylenme- miş, gizli kalmış öyküler, aldatmalar. yalanlar, nefretler, kav galar acımasızca hatırlanır. Geceden sabaha dek süren buluşmada, kadın ve erkek ya vazgeçil- mez bırlıkteliğe va da kaçınılmaz ayn- lığa karar verecektır. Nflıat tleri'nın yönettıği Nesrin Kazan- ka)r a ve Yetkin Dikinciler'in oynadığı Aynlık Müziği AKM Oda Tiyatrosu'nda sergileniyor. - Sayın Nihat tleri, Aynlık MüzigTnin asaJ düşüncesi nevdi ve bu sahnede na- sıl bir cevap buldu? - Sevgi kavramının giderek içinin bo- şaltıldığı ve bir değer olmaktan çıktığı günümüzde çölleşme tüm evrenı ve in- sanlığı kuşatmakta ve yok etmektedır. tçinde yaşadığımız bu sorun bana göre Aynlık Müziği'nin de asal sorununu oluşturmaktadır. Oyun, yalnızca kadın yun, yaşamdaki tutkunun ve enerjinin çölleşmesini kadın-erkek ilişkisi düzlemmde ele alıyor. Bir kadın ve bir erkeğin ölüm pahasına tutkulannın, ilk heyecan ve anlann peşinden gitmesi, çölleşmeye bir başkaldın ve karşı duruştur. ve erkeğin birbırine olan tutkusunun tü- kenmışliğini değil, yaşamdaki tutkunun ve enerjinin çölleşmesini kadın-erkek iliş- kisi düzleminde ele almaktadır. Oyu- nun bu asal düşüncesi prova ve doğaç- lama sürecinde oluştu. Aktörler ilişki- de yiririlen tutkunun arayışına girdiler. Bana göre tutku kavramının tek başına bir cevabı olamaz, yaşamdaki tutkunun yitırilerek insani olandan uzaklaşma ve sonucunda yaşanan çölleşme tiyatro- nun da dirim kaynağını oluşturmakta- dır. Aynlık Müziği işte bu noktada iki insanın derininde yaşadığı çölleşmeyle ve yalnızlık duygusuyla amansız bır mücadeleye girişerek, keskin virajlarda- ki hesaplaşmasını yaşamsal bir çarpış- maya dönüştürmektedir. Bir kadın ve erkeğin ölüm pahasına tutkulannın, ya- şam enerjisinm, ilk heyecan ve anlann peşinden gitmesi, çölleşmeye bir başkal- dın ve karşı duruştur. Bana heyecan ve- ren de bu serüvendir. -Sayın Kazankaya,oyunda Anne Ma- rie Roche figürüyle nasıl bir buluşma ya- şadınız? Anne Marie Roche. çok yakınımızda duran ama zor fark edebıleceğimiz bir kimlik. Türkiye dahil, bütün Batı ülke- lennde hâlâ alt edilememiş erkek ege- men toplumda, önlenemez maço algı- layış biçimiyle karşı karşıya Anne Ma- rie Roche. Durum bizzat içinde yaşadı- ğımız bir durum. Buna direniş yöntem- lerinde kuşkusuz farklı olduğumu bili- yorum ve kendi dışımda bir fıgürii ya- ratmış olmak da çok güzel bir macera oldu benim içın. Sarsak, güvensiz, plan- sız, inisıyaki, anarşıst, zayıf fakat bek- lenmedik tepkileriyle şaşırtacak denli güçlü bir kimlik. Yönetmenm kımlik- leri keskin ve sınırlarda dolaşan bir yo- rumla ele alması, rolle buluşmamı zor, ama daha zevkli bir hale getirdi. - Sayın Dikincüer. sizhı Michel NoDet figfiründe kendinize uzak ve vakın ge- len neterdi? - Benım Marguerite Duras'tan ema- net aldığım ve özenle seyirciye ulaştır- maya çalıştığım Michel Nollet. yönet- menin yorumu ve yapılan dramaturgi doğrultusunda pek de yakınında durdu- ğumbirkimliksayılmazaslında. Yönet- menin yorumladığı sahnedeki ilişkide keskinleşen bir Michel Nollet benim için 'eteştirel bakışla' çok iyi tanıdığım biri dıyebılınm, kokenınde etkin çevre- sel ve toplumsal edınilmişliklerin yat- tığı ve bu edinimlerin kadın erkek iliş- kisinde, erkeğe başrol verdiği, erkek egemen bir dünyada ben de kendi de- rinliklenmdekı ya da alışkanlıklanm- daki üstünlük kurma eğiliminı araştıra- rak role ve oyuna yakınlaşmaya çalış- tım. Ama asal olan sevgıyi, tutkuyu, ilk anlan aradığını düşünen ve zaman za- man duşündürten Michel Nollet'nın sa- dece aldatılmada yaşadığı acılan değil, çok özel ve öznel gibi görünen ama ka- dınla erkek arasında çok sık görebile- ceğimiz. onlan aynlığa götüren neden- lerin öyle pek kolay başlıklarla açık- lanamayacağını, incelikli ve duyarlı bir şekilde sahneye getırrnekti. Sinemada ve tiyatroda farklı Faustyorumları Kültür Servisi - Alman dılinin en ünlü şairlerin- den Johann \\blfgang von Goetfae doğumunun 250. yılında çeşıtli etkinlikler- le anıhyor. Yıl içinde çe- şitli etkinlikler düzenleye- cek olan Goethe Enstıtü- sü'nün ılk etkınliği olan Faust Günleri 15 Nısan'a dek sürecek. Etkinlikte filmlerin yanı sıra konfe- ranslar da gerçekleşecek. 1899 yılında Goethe'nin 150. doğum yılı kutlanır- ken Faust filmleri bır dü- zineyi geçmiyordu. Bu filmlerin yönetmenleri Lo- uis Lumiere. Georges Me- Hes ve GeorgeAlbertSmith gıbı edebiyat uyarlamala- nnın gelenegini başlatan Fransız ya da Ingiliz sıne- ma öncülenvdi. Faust ilk edebi ve popüler filmin konusuydu Günümüzde ise dünyada yüzlerce Go- ethe filmi var. Faust Günlen çerçeve- sınde bugün saat 19.00'da Atflla Dorsay 'Sinemada Eanst\yann saat 19 00 "da da Prof Dr Şara Sayın 'Edebiyatta Faust' konu- lu birer konferans \ erecek- ler. 14 Nisan Çarşamba gü- nü 1960yapımı 128daki- kalık,PeterGorski'nin yö- nettiği Gnstaf Grûnd- gens'in Deulshes Schaus- pıeihaus Hamburg'da sah- neledıği Faust yer alacak. FılmdeWİHQuadffiegFa- u&t'u Gustaf Griindgens ıse Vlephısto'yu canlandı- nyor. 15 Nisarı Perşembe gü- nü yine saat 19.00'da Ist- van Szabo nun 1981 ya- pımı, 1981'de En İyi Ya- bancı Film Oscar'ını alan Mephisto adlı fılmi ızle- nebilır. 11. Uluslararası Istan- bul Tiyatro Festivali de Go- ethe'nin doğumunun 250. yılı kutlamalan nedeniyle programında ikı Faust yo- rumuna ev sahıplığı yapa- cak. Festivalin açılışı Ka- talan tiyatro topluluğu La Fura Deb Baus'un sunaca- ğı 'F@ustSürûm3.0' ad- lı oyunla gerçekleşecek. 'F@ust Sürüm 3.0' bilgi- sayar dünyasına dev ek- randa yapılan bir yolcu- luk Almanya'dan Düsseldorf Schauspielhaus, festival izleyicisinin daha önceki yıllarda Kamaşma adlı oyunuyla hatıriayacağı ün- lü Polonyalı yönetmen Ja- nusz Wisniewski'nin yo- rumuyla farklı bır Faust sunacak festivalde. Faust I ve II yapıtlannı 2 saatlık bır gösteriye dö- nüştürmeyi başaran Wisni- ewski 70 kişilik ekibiyle bugüne dek festivale konuk olan en kalabalık toplulu- ğu oluşturuyor. Birbirinden tamamen farklı bu iki Faust yorumu izleyıciye yaratıcılığın sı- nır tanımazlığını gösterir- ken Prof. Dr. Şara Sayın, Goethe yılı nedeniyle Fa- ust üzerine bır konferans verirken Alex Oöe ve Ja- nuszVVısnievvski kendi Fa- ust yorumlan üzenne birer konuşma yapacaklar. Ankara, Diyarbakır ve Bursa Devlet Tiyatrosu, Istanbul Devlet Tiyatrosu'nda ÇeşitM sahnelerde turne oyunları Kültür Servisi - 9 Mayıs 'ta sezo- nu kapatacak olan Istanbul Devlet Tiyatrosu, nısan ayında Ankara, Bursa ve Dıyarbakır'dan gelecek oyunîara ev sahipRği yapacak. Nâzun Hikmet'ın yazdığı Kuva- yiMilfiyeDestanı 17Nisanve 1 Ma- yıs'ta AKM Büyük Salon'da sahne- lenecek. Cumhuriyetin 75. yıl kut- lamalan kapsamında sahnelenen oyunun yönetmeni Ergin Orbey. Ankara Devlet Tiyatrosu, Aziz Nesin'in öykülerinden yola çıkarak Yücel Erten'ın oyunlaştınp yönet- tıği Azizname adlı oyunu 25 Nisan Pazar günü AKM Büyük Salon'nda sahneleyecek. Oktay AravKi'nın yazdığı, Can Gürzap'ın yönettiği "Bir un Tophnnsal Anatomisi' 20,21,22 Ni- san'da Yayla Sanat Merkezi'nde iz- lenebilecek. Nâzım Hikmet'm yazdığı Yücel Erten'm yönettiği Ferhad üe Ştrin ise 13-17 Nisan tanhlen arasında Taksim Sahnesi'nde izlenebilecek. Bursa Devlet Tiyatrosu taranndan sahnelenen Bir Şehnaz Oyun 20- 25 Nisan tarihleri arasında Taksim Sahnesi'nde oynanacak. Turgut Özakman'ın yazdığı müzikli oyu- nun yönetmeni Engin Cezzar. Ankara Devlet Tiyatrosu tarafin- dan sahnelenen, Antonio Buero Val- lejo'nun yazdığı, SakirGürzumar ın yönettiği Goya, Akıl Uyuyunca 27 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Taksim Sahnesi'nde izlenebilecek. Cüneyt Gökçer'in yönettiği ve yine Ankara Devlet Tiyatrosu tara- findan sahnelenen Maria Callas: Ustalar Sınıfi 4-9 Mayıs tarihleri arasında Taksim Sahnesi'nde. 23 Nisan Çocuk Haftası kapsa- mında ise Aziz Nesin'in yazdığı, FaikErtenerin yönettiği Oüdükçü- lerie Fırçacüann Savaşı adlı oyun, 21 Nisan tarihınden itibaren izlene- bilecek. George Tabori'nin yazdığı, Cû- nevt Çalışkur'un yönettiği Bir Ca- susa Agrt, 13-17 Nisan arasında AKM Aziz Nesin Sahnesi'nde, 5- 6-8 Mayıs'ta Ankara Irfan Şahinbaş Atölyesi'nde sahnelenecek. Nisan ayı sonunda Dıyarbakır Devlet Tiyatrosu tarafindan sahne- lenen Yotaı adlı oyun İstanbullu iz- leyicilerin karşısına çıkacak. Nâ- zım Hikmet'in yazdığı oyunun yö- netmeni Gürol Tombul. Ankara Devlet Tiyatrosu 4-9 Ma- yıs tarihlerinde Aziz Nesin Sahne- si'nde Jules Feiffer'm yazdığı, Ab- met Mümtaz Taylan'ın yönettiği Olağan Cinayetler'i sahneleyecek. PeterSchafTer'inKaranhktaKo- medi'sı ise 20 Nisan-2 Mayıs ara- sında AKM Oda Tiyatrosu'nda ız- leyicilerle buluşacak. Oyunun yö- netmeni Lavvrence TU1. Marguerite Duras ın AyrüıkMü- zigi adlı oyunu, Nihat tkri'nin reji- siyle 4-9 Mayıs tarihleri arasında AKM Oda Tiyatrosu'nda izlenebi- lecek. malzemenin kendi dili var. Hiç kimyasal madde kullanmadım. Sanat ölüme hayır demektir. Arkanızda bir şeyler bırakırsanız sonsuza dek yaşarsınız. Yaşamı çok seviyorum. 2000'den sonra çok ayçlınlık bir dünya bekliyor bizi. 'Sanatölümehayırdemek' NURDAN CİHANŞÜMUL Iranlı heykeltıraş BabekSobhi, 1991 yılında Iran'da sergi açamadığı için 'Binbir Gece Ma- sallan'nı anımsatan tstanbul'a geldiğinde bir sergi açıp geri dönmeyi düşünüyordu. Ancak kalmaya karar verdi. İlk kişisel sergisini Orta- köy'de küçük bir galeride açan sanatçı, bugüne dek 7 kişisel sergi açtı. tstanbul'da bir atölye kuran Babek Sobhi yedi yıldır bu şehirde. 14 yıldır heykelin yanı sıra kısa film ve çe- vin çalışmalan da yapıyor. 1993 yıluıda ilk fil- mini Kadıköy sokak çocuklanyla çeken Sobhi, Kapadokya'yı anlatan 13 dakikalık 'Yankı', 94 yılında Hindistan'da düzenlenen 'Ah Güzel ts- tanbul' etkınliği için hazırladığı 'Istanbul Eşit DeğO Istanbul', Çekül Vakfı için çektiği l Xt Gû- neşin Kalbi Kabardı' adlı kısa filmlerin de sa- hibi. Italyan mimar RaknondoD'Aranco'nun ya- şamını konu ettiği 20 dakikalık 'Journey- Yoi- culuk' adlı bır kısa filmle Macaristan'da düzen- lenen Medya Film Festivali'nden ve Marmara Üniversitesi'nden ödül aldı. Film aynca Alnn Por- takal Film Festivali'nde de gösterildi. İyi Şey- ler Yaymcılık içın Ahmet Şamlu'nun 'Ova Büs- bütûn Sis' adlı yapıtını Zehra Demird ile Türk- çeleştirdi. Babek Sobhi, önümüzdeki günlerde Paris'te bir sergi açmayı ve Istanbul Bıenalı'ne katıunayı tasarlıyor. Projeleri arasında uzun met- rajlı bir film yer alıyor. - Istanbul'a getmeye nasıl karar verdiniz? 1991 yılında Istanbul'a geldim. tran'da hiç sergi açmadım. O dönemde altı kişiyle birlikte bir atölyede çalışıyorduk. Arkadaşlanm karma ve kişisel sergileryapıyorlardı. Üzerimizde çok fazlabaskı vardı. Önceden yapıtlan görüp han- gilerinin sergileneceğıne karar veriyorlardı. Bu da bana ters geliyordu. Heykeli sevdığim için çok yoğun çalışıyordum ve bir hayli birikimim ol- muştu. Bu yüzden Istanbul'a gelerek sergi aç- maya karar verdim. tstanbul'u çocukken oku- duğum kitaplardan bihyordum. Biraz 'Binbir Gece MasaDan' kenti gibiydi ve çok çekıci ge- liyordu. Bir sergi yapıp iki üç ay içinde dönme- yi düşünürken yedi yıldır buradayım. -tstanbul beklediğiniz gibi miydi? Hıçbir şey hayal ettiğinız gıbı olmuyor. Bin- bir gece masallan diye bir şey olmadığmı görü- yorsunuz. Ama Istanbul'u seviyorum. Benim için bir keşifti. İlk defa ikinci vatanım gibi his- settim. Çok iyi dostlanm ve sevdiğim insanlar varburada. - Heykel çahsmalannın yanı sıra firnı cahşma- laruuzda var_ Sinema hâlâ en çok yapmak istediğim şey. Bugüne dek 6 senaryo yazdım. Filmlerim deda- ha çok beden diliyle anlatmayn tercih ediyorum. Artık sinema yapmak istiyorum. Kısa roman ya da öykü çekmek istiyorum. Senaryosunu yaz- dığım ve yönetmenliğini üstleneceğim kısa fılm- de, balerin ve baletler rol alacak. - Neden beden dilini tercih edryorsunuz? Dansın hayatla bağlantısı var. İnsanın konuş- madan önceki iletişim dilı. İnsanlar, beden di- li yetmediği anda konuşmaya başlıyor. - Çeviri çahşmalanıuz nasıl başladı? Bir arkadaşım Iranlı şair Ahmet Şamlu'nun şiırlerini çevirmemi istedi. Zehra Demirci ile birlikte çeviriyi yaptık. Farsçaolarakyazdığim şiirlerin çevirisini yapmayı düşünüyorum. - tran'a geri dönmeyi düşünüyor musunuz? Istanbul'u ne kadar benimsesem de köküm orada. Oraya ait bir şeyler var hem yapıtlanm- da hem yazdıklanmda. tran'ı çok sevdiğimden dolayı buradayım. Düşlerimde nasılsa öyle kal- sın diye. Sistemden gelen sıkıntılanm vardı yal- nızca. Iran'a âşığım hâlâ ve geri dönmeyi düşünüyorum. BUAŞAMADA ŞUKRAN KURDAKUL Seçme Özgürlüğümüz Kürsüde Samet Ağaoğlu, Burhan Belge ve ötekiler... Elli üç yıl öncesinin tenha Izmir'i, otuz bini aşkın özgür insani hangi sokaklanndan göndermişti Ata- türk Alanı'na? Sesler, bir nefret rüzgârı gibi iktidardaki Cumhu- riyet Halk Partisi kodamanlannın suratlarında pat- lıyor: "Biz bunlan seçmedik.." Birden fazla partinin katıldığı 1946 seçimlerin- de karşılaştığı alicengiz oyunlarına halkın bu gör- kemli tepkisi demokratikleşmenin güvencesi ola- rak görünmüştü. Bize de. ••• "Bazen tek bir oy bile gözleriniaçarinsanlann.." demiş Rosa Luxemburg. Yeter ki, usun aydınlı- ğından gelsin. • • • Seçme özgürlüğümüze gölge düşürmek iste- miyorsak kendimiz olmaya bakalım. • • • Insana en aykın seçim savaşta. Öldürecek miyim, öldürülecek mi? Ayırdında değil miyiz, herseçımin içeriğinde bu sorulann gızlendiğinin. • • • Gazetenin sürgün de görmüş, parmaklıklar ar- kasında da tutulmuş yazı müdürü Kemal Sülker soruyor: "Gaziantep'ten gelen haberieri duydun mu?" "Duymadım" diyorum. "Şehirayakta. Halk, oyunu yürütenlerden hesap soruyor." Emektar Tan gazetesındeyız. Yıl 1957. Bu seçım- lerde de iktidardaki Demokrat Parti kabadayıları- nın alicengiz oyununa getirilmek isteniyor halkımı- zın oylan. Adnan Menderes "sabık başbakan" olmak istemediğini gızlemiyor. ••• Demokrasinin birincıl koşulu bireyin iradesine say- gı. Hahileylehiçesayılmış, hazorlamayasalaryo- luyla. Aynmı mı var? • • • Eskiden sol gösterip sağ vuruyordu. Şimdi de- mokrasi gösterip seçme özgürlüğüme vuruyor. Bi- reyin seçme eylemi barajlarla marajlarla engelle- nen bir toplumun ön kapısı orman yasalarına çı- kar, arka kapısı buyrukıstana. Nutuk demokrasisi ile uyutmaya çalışacakları- na bireyin tek oyuna bile değer vermeyı öğrensin- ler. Demokrat mısın, seçim yasasını değiştirerek ka- nıtla! Ulusal artık sıstemini yenıden getir de göre- lim. ••• Gel de Tevfik Fikret'in dizelerini yineleme: "Çiğnendi yazık yine mılletin ümmıdi bülendi Kanun diye, kanun diye kanun tepelendi." • • • "Ayn ayn bakınca değer vermediğimiz kimse- lere, bir araya geldikleri zaman değer vermekten daha büyük budalalık olur mu?" (Çiçero/ Sabahattin Eyüboğlu) Çocukla ketisim Sempozyumu • Kültür Servisi - Anadolu Universitesi (AU) İletişim Bılımleri Fakültesı tarafindan düzenlenen 'Yaşam İçinde Çocukla lletişım" konulu sempozyum 13-15 Nisan tarihlen arasında AÜ Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Sempozyumda, çocukla iletişim konusu, aile çevresınden kıtle iletişim ortamlannın etkilenne kadar geniş bır kapsamda ele alınacak. Bu kapsam içinde aıle ile iletişimde ortaya çıkan sorunlar, çocuğun anadılıyle ilişkisi, iletişim ortamlannın çocuğun tüketıcılık yanını körüklemesı, çocuk ve genel olarak içinde yaşadığı ortam, kentlileşme sürecinde çocuk, çocuk haklan sözleşmesi, çocukta edebiyat eğitimi ve çocuk edebiyatı, çocuk ve sanat eğitimi, teknolojinin öğrenme açısından çocuğa etkileri, Internet erişimi ve çocuk gibi değişik konular bağlamında incelenecek. Sempozyuma Anadolu, Ege, Istanbul, Gazi, Hacettepe, Uludağ üniversitelerinden ve UNICEF'ten bilim adamlan ve uzmanlar katılıyor. Devlet Ifyatpoları'ndan KosovaMara destek • Kültür Servisi - Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü 12-17 Nisan günleri arasında tüm Türkiye'de sahnelenerı 33 değişik oyunun toplam 136 temsilinin gişe gelirini 'Kosova İçin El Ele' kampanyasınabağışladı. Mutlu Son'dan Zengin Mutfağı'na, Goya'dan Ferhad ile Şirin'e, Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe'den Ceza Kanunu'na, Çocuk • ve Balık'tan Şarkılanmız Ölmesin'e kadar 33 değişik oyunun 12-17 Nisan günleri arasındaki gösterimleri için bilet alan sanatseverler de bu yolla soykınmdan kaçan Kosovalılara katkıda bulunacak. Paul Rjcoeur'dan konferans • Kültür Servisi - Ünlü Fransız düşünürü Prof. Paul Ricoeur bugün saat 19.00'da Istanbul Fransız Kültür Merkezi'nin yeni salonunda 'Bellek ödevi mi, bellek çalışması mı?' başlıklı bir konferans verecek. İ913'te doğan Ricoeur, 'Karl Jaspers' ve 'Varoluş Felsefesi' adını taşıyan ılk yapıtlannda varoluşçuluğa ve fenomenolojiye yakın oldu. Husserl'in 'Idden' adlı yapıtını Fransızcaya çeviren Ricoeur, 1951-1960 yıllan arasında üç ciltlik 'Iskoç Felsefesi' adlı yapıtını yayımladı. Bu yapınyla yorumbilım (hermenötik) çızgısıne yerleşen düşünür, bu tarihlerden sonra dil olgusuyla daha derinden ilgilenmeye başladı. Bu konuda "Canlı Metafor' adlı yapıtı yayımlanan Rıcoeur'un diğer yapıtlan, Freud'un felsefesiyle hesaplaştığı 'Yoruma Dair. Freud Üzerine Deneme', çağdaş felsefenin önde gelen yapıtlan arasında gösterilen üç ciltlik 'Zaman ve Anlatı' ve etik düşünceye önemli bir katkı niteliğini taşıyan son yapıtı 'Başkası Gibi Kendi'. okundu MFÖr ABO'de konser verecek • Kültür Servisi - Mazhar Fuat Özkan Üçlüsü, 15 Mayıs'ta Amerika Bırleşik Devletleri'nin Nevv York eyaleti, Manhattan'da bulunan Life konser salonunda bir konser verecek. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Türk Haftası programı çerçevesinde gerçekleşen Türk Yürüyüşü sonrası verilecek konserden elde edılecek net gelır, Amenka'da bulunan, Türk hükümetı yetkilılen denetiminde Kosova'da zulüm gören halka verilecek. Konser, Türkiye'den Doğulu Productions; Amerika'dan da Soon Productions işbirliğı ile düzenleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear