29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ 4 HABERLER ANAP'ta 13 Şubarta onseçim • İstanbul Haber Servisi - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı. Istanbul'da milletvekıli adaylannı tespıt etmek amacıyla 13 Şubat Cumartesi gûnü önseçim yapılacağını bildirdi. ANAP İstanbul ll Başkanı lbrahim Taşkın da. 13 iiçede 102 bin civannda mükerrer yazılım tespit ettiklerini ve bu konuda yasa! müracaatlann ilçe seçitn kurumlanna yapıldığını belirni. Tum partilere aym uzaklıhtayız' • ANKARA(AMCA)- Atatürkçü Düşünce Derneği(ADD) Genel Başkanı Yekta Güngör Özden. Türkiye'de siyasi partı enflasyonu yaşandığını belirtti. ADD'nin yansız bir baskı grubu olduğunu .vurgulayan Özden, "Bız şiyaseti etkiler. siyaset yapmayız. Solda güçbirlıği çalışmalan içınde ya da karşısında olmayız" dedi. Solda Güçbirlıği Kurultayı'na ilişkin sorulan yanıtlayan Yekta Güngör Özden, kurultaya katılan partilerin kendı çızgıleri doğrultusunda birleşmesi gerektiğini belirtti. Özden, Solda Güçbirlıği Kurultayı'na kişisel ,katılımlana olabilecegini, ancak kuruluş adına katılımın olmayacağını vurguladı. TBMM'de bu hafta • ANKARA (AA) - Uzun süredir yasa çıkaramayan TBMM'Genel Kurulu'nda. bu hafta çarşamba günü, yeterli çoğunluk sağlanırsa Bankalar Yasası ile gazilerin. şehit dul \e yetimlerinin sosyal durumlannın iyileştirilmesini öngören yasa tasanlan görüşülecek. Partilerarası görüşmelerde. seçim sonrasında gelecek olan hükümetin kendi bütçesini hazırlaması yönünde eğilim belirmesine karşın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu yann toplanarak 55. hükümetin hazırladığı Bütçe Yasa Tasansı'nın son bölümü olan Maliye Bakanlığı ile gelır bütçesini ele alacak. Anayasa'nın 83. maddesindeki milletvekili dokunulmazlıklannın sınırlandınlmasını öngören Anayasa değışıkliği teklifinin görüşülmemesini protesto için 28 Ocak perşembe günü 18 saat genel kuruldan çıkmayarak eylemyapan CHP millervekillerinin, bu eylemlerini hafta içinde sürdürmeleri bekleniyor. SİP'ten açıklama • İstanbul Haber Servisi - Sosyalist Iktidar Partisi (StP) tarafından Paşabahçe direnişinin 33. yıldönümü nedeniyle yapıian açıklamada, "1966yılmda2bin200 lşçinin gerçekleştirdiği Paşabahçe direnişi, Türkive işçi sınıfının Jarihinde yeni bir dönemin yıabercısi olmuştur. Otuz <üç yıl sonra Paşabahçe İşçisinin mücadelesi Jgüncelliğinı koruyor. Otuz üç yıl sonra bugün işçi 6inıfı ve sınıf sendikacılığı yenı bir silkinişin feancılannı çekiyor. StP blarak direnişin yıldönümü dolayısıyla bu görevlerin güncelliğini bir İcez daha vurguluyoruz" denildi. GOZLEM Bilmece UGUR MUMCU " Aşağıdakjyazısı24Mart 1990*da Cumhuriyetga- zetesinde yayımlandı: "Abdullah Çath, İsviçre'de ZugCezaev i'nden kaç- mış. KimbuÇatb? Çath, 12 Eyiül öncesinde kısa adryla ÜGD olarak tanınan "'Ülkücü Gençlik Derneği" genel başkan yardunctsmh. Çath, 9 Ekim 1978 günü Ankara'nın BahçeUevler MahaDesi'nde TİPIi 7 geocin kaçırüıp öUürülniefcri olaymdan aramnaktaydı. ÜGD Genel Başkan Yardımcısı'nm Isviçre'de ce- zaevinde bulunmasırun nedeni "uyuşturucu madde kaçakçıhğı' suçuydu. tsviçre'nin Basel kenrindcki davada Çath ile birlikte Mehmet Şener de yargüan- nuş. BaseTde 25 Ekim 1984 günü 5 yıl ağır hapis ce- zasına carpünlan Şener"in bu cezası üst mahkenıe ta- rafindan bozuhnuşru. Şener, o gün bugün serbest Kimdir Şener? Şener, tpekçi cinayetini planlavan ülküeüdür. Şe- nel ve Çatiı bu cinayetten sonra izterinı kaybettirip yurtdışına kaçmışlardı.Çatb veŞener,22 Şubat 1982 günü Zürih'te yakalandılar. Abdullah Çatlı'nın, he- men Türkiye'ye 'iadesi' gereldyordu. Ancak ne ol- duysa oJdu.. Çatk, 24 Şubat giinö serbest bfrakıkfa. MehmetŞener'in Türkiye'ye' iadesi' İsviçre Fede- ral Mahkemesi'nin 23 Mart İ983 gün ve 455/82/KL sayılı karan ite önlendi. Gerekçe neydi? Gerekçe Şe- ner'in 'Kürt kökenli' oiuşuydu! M. Ali Ağca, Oral Çelik "ve Mehmet Şener. Bu dört ternristin ardında 12 Evlül öncesinin terör bthnecesi saklıdtr. Ağca, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ab- di Ipekçi'nin öldürülmesinden sonra bir 'ihbar' üze- rineyakalaıunışo. Ağca'yı güvenlik örgütlerine ihbar eden Ramazan Gündüz, bir süre sonra öldürüldü. M. Ali Agca da tutnklu bulunduğu Maltepe Aske- ri Cezaevi'nden kaçınlmıştı. Agca">ı cezaevinden ka- çıran örgürün içinde Oral Çelik de > ardı. Çelik. Ma- latya kökenli bir ülkücü teröristtL İpekçi cinayetinde Oral Çelik de\ardı. Ağca, istanbul'da önce Çatiı"nın evinde kahr: son- ra da 34 RF 601 plaka sayılı araba ile Ankara'ya gö- türülür. Bu araç, Mehmet Şener'in kardeşi Hasan Hüseyin Şener'in üzerine kayıtlıdır. Bu araç, Yalçın Özbey adındaki bir ülkücü tarafından Hasan Hüse- yin Şener'e sablnuşör. Yalçın Özbej 'in Agca ile or- tak banka hesaplan okluğu, poösve MİT'çe de bifin- mektedir. Ağca, Papa suikasbndan önce Ispanya'nın Mavor- ka adasına niçin gitmişti? İpekçi cinavetini araşüran istihbarat görevlisinin o sıralar Mayorka'da bir tu- rizm bürosunda çahşır görünmesi de acaba rasöan- tı nuydı? Ağca ve öteki ülkücülere 'kımlik kartlan' verdigi ileri sürülen Şahin Tolonoğlu'nun MTTteki görevi neydi? Bu konular hiçbir zaman aydınlanmadı; bu gidiş- le hiçbir zaman da aydınlanmayacak... Bu konular, Çatlı'nın cezaevinden kaçışıyla daha da karma$ık hafc gelmiştir. Çath*yı,öncekigün Isviçre'de cezaevmden kaçıran- lar khnlerdir? Çath, hiç kuşku yok. tsviçre'deki cezaevinden yine bir örgüt tarafindan kaçınlmıştır. Bu örgüt, bugün- lerde, AvTupa'da ve Türkiye'de büyük yankılar ya- pacak yeni cinavetkr işleyebiHrr (Cumhuriyet, 24 Mart 1990) Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Abdi İpekçi cinayetini değerlendirdi 'Tetik çektîren bulunanıadı9 DEVTttMSEVtMAV Gazeteci Abdi İpekçi cınayeti- nin işlendiğı dönemde İçişleri Bakanı olan Hasan Fehmi Gü- neş. İpekçi cinayetinin failleri- nın yargılanmasına karşın olayın hâlâ karanlıkta kaldığını belirte- rek, "Çünkü emri verenler orta- yaçıkanlamadı. Olayın bir ucun- da Ağca var. Peki başında kinı var? Bu sorunun yanıtı bence di- ğer aydın cinayetlcrinin. toplu katliamlann,>ani bugünkü adr,- la Susurluk'un da yanıtı olacak- tır" dedi. Hasan Fehmi Güneş 20 yıl ön- ce yaşanan ve hâlâ üzerindeki gizperdesi kaldınlamayan İpek- çi cinayetiyle ilgili sorulanmızı şöyle yanıtladı: - Soruşturma sırasında engel- lerfe karşılastınız mı? - Birincısı doğal birengelimiz vardı. Emniyet yapısı henüz or- ganize suçlan çözmeye yönelik bir tecrübeye, arşive. telaîoloj iye sahip değildi. Adi bir olayı he- men buluyorduk ama böylesıne örgütlü bir yapıyı ortaya çıkar- mak daha zordu. Burada güçlük- leryaşadığımızı itiraf etmek ge- rekir. - Buna karşın 5 ay içinde fail- ierin bir kısmını yakaladınız» - Evet, eylem sürecindekiler yakalandı ve olayın bu son aşa- masını çözdük. Aslmda ipekçi cinayetinin bu yönüyle diğer ay- dın cinayetlennden farklı birya- nı var. Kim öldürdü? Mehmet Ali Ağca. Agca nerede? Hapiste Bu sorulann yanıtlannı verebilı- yoruz. Hatta Ağca'ya kim yar- dım ettı, silahı nereden aldı, ki- me verdi, onu cezaevinden kim- ler kaçırdı. kimier pasaport ayar- ladı. nasıl yurtdışma kaçınldı, yurtdışında neler yaptı? Olayın bu yönü çözülmüş durumda. Sa- dece bir şey var. o da eylemdeki 3. kişinin kim olduğu bılinmesi- ne karşm, mahkemede kanıtla- namadı. Biliyorsunuz, yıllar son- ra bir görgütanığı ortaya çıktı. 3. kişinin Oral ÇeHk olduğunu ifa- de etti. Ancak hiç korumaya alın- madı. can güvenlıği sağlanmadı ve yüzleştirme sırasında ifadesi- ni değiştirdi. Bu nokta dışında • Ağca ve diğerlerinin kollandığını ve sorgulama sürecini tamamlamalanna izin verilmediğini söyleyen Güneş "Olayın bir ucunda Ağca var. Peki başında kim var? Bence ölüm emrini kimin verdiği, Susurluk'un da anahtan" dedi. İpekçi cinayeti aydınlanmış gö- rünüyor. - Peki neden kamu vicdam ra- hat değil, neden hâlâ İpekçi'nin faillerine 'meçhul' gözüyle bakı- uyor? - Çünkü emri verenler ortaya çıkanlamadı. Çünkü Ağca'yı ve diğerlerini kollayanlar ortaya çı- kanlamadı. Ağca'nın ifadeleri- caktır. ' • - -Ağca sizin elinizde>dL Sorgu- lama sürecinde bu yanıta ulaşa- madınız mı? - Sorgulama sürecini tamam- lamamıza izin verilmedi ki... O dönemde sorgulama süresini uzatmak için Sıkıyönetim Ko- mutanlığrndan izin alınması ge- rekıyordu. Ve Sıkıyönetim bize da olan yapı daha ciddi biçimde tartışılmaya başlandı. Bu tartış- ma en üst düzeyde yapıldı. Kar- şımızdaki örgütlenme herhangi bir ülkücü eylemi olarak tanım- lanamazdı. Ama hep bizi bu be- denin ayak parmaklanyla ilgi- lenmeye yönlendiriyorlar. Bunu Susurluk olayında da yaptılar. Abdullah Çath üzerine odaklan- Bundan 20 yıl önce öldürükn gazeteci Abdi İpekçi davası üzerindeki giz perdesi aralanamadı. ne bakacak olursanız olayı plan- layan Mehmet Şener'dir. Bu mümkün değil. Şener sadece iki uç nokta arasında iletişimi sağ- layan bir kablo gibi. Kablonun bir ucunda Ağca \ ar. Peki başın- da kim var? Bu sorunun vanıtı bence diğer aydın cinayetlennın. toplu katliamlann, yanı bugünkü adıyla Susurluk'un da yanıtı ola- Ağca'yı sorgulamaya devam et- memiz için ek süre iznini verme- di. Daha sonra da zaten ceza- e\inden kaçınldı. - Birelyakahvor. diğeri sahyor. \e bu iki el de a>nı bedene ait. Bunu nasıl değerlendiriyorsu- nuz? - İpekçi cinayetiyle birlikte devlet içinde ve sivil uzantılan dı her şey. Önemli olan isimler değil. Çatlılara, Ağcalara emir verenlerin ortaya çıkanlmasıdır, vani yapılması gereken bedenin "beyni"nı ortaya çıkarmaktır. - Ağca'mn daha sonra MHP lideri Alparslan Türkeş'e' Emri- nızi yenne getirdim' şeklindebir mektup gönderdiği öne sürüldü. Türkeş'in inkâr ertiği mektubun Ağca tarafindan yazıldığı Türki- ye'deki iki resmi kurum tarafin- dan doğrulanırken, Itarya'daki mahkeme Ağca'ya ait olmadığı- nı öne sürdü. Bu konuda size ula- şan bir bilgi var mıydı? - Bakın sizin bu sorunuza baş- ka bir olayla yanıt venmek istiyo- rum. MHP Davası'nda Mamak Adli Emaneti'nden silahlaryok edildi, çalındı. Mamak Adlı Emaneti tıpkı Ağca'nın kaçınl- dığı askeri garnizon gibi çok iyi korunan bir garnizondu. Bura- dan silahı çalmak imkânsız bir şeydir. Üstelik az sayıda da de- ğil. 30-40'tan fazlaydı. Çalınan silahlann özelliği henüz balistik araştırmalannm yapılmamış, suç haritalannın çıkanlmamış olma- sıydı. Bu silahlar bulunamadı. Bir askeri mahkeme, bır garni- zon içinde görev yapıyor ve önemli şıddet olaylanndan sa- nıklar yargılanıyor ıken. bu şid- det olaylannda kullanıldığı ileri sürülen çok sayıda silah yok olu- yor ise bunun sıradan bir örgüt olduğunu düş'üriernezsiniz Kım- se düşünmesin lütfen. O mahke- melerde verilen mahkûmiyet ka- rarlan da ınfaz edilememiştir. Çünkü dosyalar zamanaşımına uğradı. Bir dosya Mamak"tan AnkaraSavcılığı'na lOyıIdage- lemediyse resmi korumalı bir ör- gütle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini kimse yadsımamalı. - İpekçi cinayetini aydınlarma- sı neklenen Oral Çetik'leilgili bil- gilerin emniyetten mahkemeye bir tüıiü ulaşamamasmı, sürpriz tanığm koruma altına alınama- masını da tanurüadığınız yapuun devam ertiği anlamını mı taşıyor? - Ben olayı Oral Çelik ya da bir başka isme indirgemek istemi- yorum. Çünkü olayın bütününün gözden kaçınlmasından korku- yorum. Ismini söyledığiniz ya da başka kişilerin yargılanıyormuş gibi yapıldığı ancak asıl yapıla- nın onlann aklanması olduğunu zaten kamuoyu da biliyor. Yurt- dışından getirip burada aklıyor- lar. Bu o yapının korunduğunun bir göstergesidir. Onun için bey- ne bakmak lazım, ayak uçlann- da bir şey aramamak lazım, di- yonım. Abdi İpekçi 20. ölüm yıldönümünde anılıyor Başında yeniliklerin öncülüğünü yaptıFaşıst tetikçıler tarafından katledilen ga- zeteci Abdi İpekçi, 20. ölüm yıldönümünde anılıyor. İpekçi için Türkıye Gazeteciler Ce- mıyeti. ailesi ve çalışma arkadaşlan. Zincır- lıkuyu'daki mezarı başında bugün saat 11,00'de bir anma töreni gerçekleştirecek. TGC tarafından düzenlenen anma etkin- liği ise saat 14.30'da cemıyetin Cağaloğ- lu'ndaki Burhan Felek Konferans Salo- nu'nda başlayacak. Yazar Çetin Altan "Ab- di İpekçi Suikastı ve Faiü Meçhullerin Si- yasal Kökenlerî", Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi Izet de "20 Yılın Tanıklı- ğı" konulannı irdeleyecekler Türk basınında saygın gazeteciüğin sim- gelerinden biri olan Abdi ipekçi. 1 Şubat 1979'da Teşvikiye'deki e\ ine giderken oto- mobilinde öldürülmüştü. İpekçi'nin katil zanlısı olarak 5 ay sonra 25 Haziran'da Meh- met Ali Ağca yakalandı. Ancak Ağca, 23 Kasım'da Maltepe Asken Cezaevi'nden iki er ve iki astsubay tarafından asker elbisesi giydirilerek kaçınldı. Mahkeme gıyabında sürdü. 28 Haziran 1980'de Ağca, "tasarlayarak adam öldürmek" suçundan idam cezasına. suç ortağı Yavuz Ça>lan da suçluyu bildir- memekten dolayı 3 yıl hapse mahkûm oldu. Ağca, 13 Mayıs 1981'de Roma'da Papa'yı vurdu ve ömürboyu hapis cezasına çarptı- rıldı. Ağca hâlâ Italya'dâkı cezaevinde kalı- yor. Türkiye'nin 1950-1979 yıllan arasını kapsayan dömemine etkin bir gazeteci ola- rak imzasını atan Abdi İpekçL 9 Ağustos 1929 yıhnda Istanbul'da doğdu. 1948 yılın- da Galatasaray Lisesi'ni bitiren ipekçi. öğ- rencilik yıllan boyunca karikatür sanatıyla ilgilendi. Bir süre IstanbuJ Cniversitesi Hu- kuk Fakültesi'nde okuduktan sonra çeşıtli gazetelerde muhabirlik, sayfa sekreterliği, yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1954'te Milliyet Gazetesi Yazı İşleri Mü- dürlüğü'ne, çok geçmeden de Genel Yayın Yönetmenliği'ne yükseldi. Aynı yıllarda ga- zetenin başyazarlığinı da üstlendi. Yazılannda Atatürk ilkelerine bağlı kalın- masını, devlet yönetimındepartızanlığınbı- raktlarak akılcı ve çağdaş birtutum izlenme- sini, iktidar ve muhalefet liderleri arasında uzlaşmacı tutum aranmasını savıındu. Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türki- ve Basın Enstitüsü başkanlıklan da yapan İpekçi. "İhtilalin İçvüzü" (1965) ve "Dün- yanın Dört Bucağmdan" gibi yapıtlara da imza attı. Özellikle Yunanıstan ve Türkiye arasın- da banş ortamının yaratılması için bir gaze- teci olarak katkı sağlamaya çabalayan ipek- çi anısına her yıl "Abdi ipekçi Banş Odül- leri" düzenlenıyor. 0 Galatasaray taraftan olan Ipekçı, ilk olarak spor haberlerine tam sayfa ayınp, ar- ka sayfaya yerleştirdi. Sporu gazetenin ikin- ci vitnni halinegetirdi. # Türk basınında ABGevgilili'nin editör- lüğünde ekonimiye bir sayfa ayıran, yine Abdi ipekçi oldu. Oral Çelikİn ipekçi davası 9 Şubafta İstanbul Haber Servisi - Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve başyazan Abdi İpekçi' nin öldürülmesinin üzerinden 20 yıl geçmesine karşın olayın tüm failleri ve tanıklan yargı önüne çıkanlamadı. Abdi ipekçi'nin öldürülmesiyle ilgili olarak açılan davalardan 2*si yıllar önce sonuçlandınlırken, dosyası o önemde aynlan suikastın faillerinden Oral Çeük'in yargılanmasına Türkiye'ye getirildikten sonra başlandı. Ülkücü Oral Çelik hakkında Abdi tpekçi suikastına kanştığı iddiasıyla istanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava, halen devam ediyor. Zaman aşımı tehditi altmdaki davada Çelik'in "öldörme eylemine iştirak" ten 20 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptınlması isteniyor. İpekçi suikastı davasına 9 Şubat 1999 tarihinde devam ediJecek. # Milliyet onun zamanındadüzenli ola- rak ekler yayımlamaya başladı. Ingiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in Türkiye'ye yaptı- ğı ziyaret nedeniyle, ofset baskı tekniğinı kullanarak kraliçe hakkında özel bir ek çı- karan İpekçi'ye Elizabeth, şu sözleri söyle- di: "Yazık. İngiliz basun henüz bu sisteme geçmedi. Oysa bu baskı ne kadar farklı ve ne kadar güzeL" 0 Gazete içindeki çalışmalann. değişık- liklerin duyurulduğu köşenın yaratıcısı da Ipekçi'ydi. Herpazartesi günü "MiIByet'ten Mekrup" köşesinde gazetevle ilgili gelış- melere okuyuculara du>-urdu. 0 "Düşünenlerin Düşüncesi" başlığı al- tında gazete dışındaki kişılerden uzmanlık alanına giren konularda yazı almaya ilk o başladı. 0 "SözSu^sı"' isimli birköşe açarakmu- habir, sayfa sekreteri, karikatürist gibi gaze- te çahşanlarına da yazı yazma imkânı tanı- dı. 0 Gazetelerde yayımlanan "Pazar Soh- betieri"nin yaratıcısıydı. 0 Gazeteciüğin temel kurah sayılan "5N+K" (Kim, ne, nerede, ne zaman, neden, nasıl) kuralını muhabirlerin haber yazmak için kullandığı kâğıtlann üzerine bastırdı. 0 Haberde kaynağın güveniliriiğine bü- yük önem veren ipekçi, kaynağı belirsiz ha- berleri kaldınp, yerine kaynağı mutlaka be- lirtilmış ve iki taraflı dogrulatılmış haber il- kesini getirdi. BİZBİZE. ERDAL ATABEK Paranın Kölesi Olunca... Insan bir anda paranın kölesi olmaz. Önce başarının parayla ölçüldüğünü öğrenir. Toplumsal değerin daha çok para kazanmak ol- duğunu görür. Parayla satın alınan şeylerle daha iyi yaşandığı- nı kabul eder. Daha çok parası olanın daha çok tanındığını çev- resinde yaşar. Böylece para; yaşama amacının, başan hırsının ekseni oiur. Artık o insan, paranın kölesi olmuştur. Para için her şeyi yapar, çünkü para salt kendi değerini değil, başarıyı, ünü, sosyal değeri, refahı, iyi yaşamayı da içermektedir. Çevrenize bakınız, dillerinde başka söylemlerol- sa da 'paranın kölelerini' her yanda göreceksiniz. Çünkü artık 'paranın köleliği' yaygın bir ideolo- jidir. ••• atv'nin yarışma programı 'Tumike'üe Güner Ümit, kadın kılığına girerek sunuculuk yaptı. Izle- yenler önce çok tuhaf oldular, yadırgadılar, itildiler, sonra da sinirlendiler. Sonradan Güner Ümit, bu davranışının bir protesto olduğunu, sunuculuğun hafife alınmasına karşı tepkisinı boyle gösterdiği- ni açıkladı. 'Anlayanlar anladı' dedi. Biz anlama- yanlardanız. Anlamadık, tepki gösterdık, tepkı gös- teriyoruz. Bu program/ izleyen çocuklara, gençle- re ne söylenebileceğini düşünüyoruz. Bu tür dav- ranışlarla nelerin nasıl tahrip edildığini düşünme- ye davet ediyoruz. Güner Ümit de, program yöne- ticileri de bunları yeniden yeniden düşünmelidır. Bir kabarede, bir özel kulüpteyapılabılecek davranış- lann televizyon ekranında yapılmasının sosyal psi- kolojik sonuçlan elbette düşünülmelıdir. Bir yarış- ma rekabeti içinde her şey yapılabilir mantığı ka- dar yanlış bir şey olamaz. Bir toplumun temel de- ğerleriyle böyle sorumsuzca oynanmamalıdır. Kanal D'nin 'Çarkıfelek' programında da Meh- met Ali Erbil, şovlarını yanşlmanın dışına taşıya- rak, cinselliği gıdıklayan, dürtükleyen çağrışımlar- la yarışı kazanma çabasına girmiştir. 'Yatağa atı- yorum' basitliklerine eşcinselliği belirgın birisiyle sarmaş dolaş yatma pervasızlığı eklenerek izleyi- d toplamak nasıl birsorumsuzluktur? Bir toplumun ahlak değerlerinin böyle yıpratılması ne uğruna ya- pılmaktadır ve sonuçlarını kimier ödeyecektir? Böyle pervasız, cüretkâr davranışlar nasıl yapıla- bilmektedir? Gördüğünü taklit etme dönemindeki çocuklar, kimlik arayışı içindeki gençler bu görü- lenlerden nasıl etkileneceklerdir? Her iki programda sergilenen görüntülere 'dur' diyecek hiçbir sorumlu, hiçbir yetkilı yok mudur? Buna 'televizyonlann kapatma düğmesi de var' demek yanıt değildir. Bu toplumun üniversiteleri, sosyal kurumlan. meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, sendikaları neden susmaktadır? Bu olan bitene susmak hoşgörülü davranmak değil, bağnaz gericiliğin daha da yaygınlaşmasına yoi açmaktır. Acaba laik kesim ahlakının kendini ko- ruma gücü kalmamış mıdır? Bu olayterda Güner Ümit'in de, Mehme^AIİ 'pt- bit'in de hiçbir önemi yoktur. Onfar da olayın fiğû- ranlandır. Bu iki yetenekli sunucu, bu iki yetenekli ekran göstericisi sadece başanlı figüranlardır. Bü- tün bunlar, kanalların daha çok reklam alması için yapılmaktadır. Bu olan bitenin tek amacı 'biraz da- ha para kazanmak'Ur. Olayın içinde yer alan her- kes için konu bundan ıbarettir. 'Paranın köleliği'ka- bul edilmiştir, artık bunun için her şey yapılacaktır. Bir değer sistemi üzerine oturmuş sanat etkinli- ğiyle, birlikte eğlenmek amacıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan 'düzeysiz sululukyanşlan' içinde her şey yapılabilir. Programlar birbirini zorladıkça da- ha duyarlı sınırlar da aşılacak, izleyenin dudağını uçurtacak daha neler yapılacaktır. Siz yıllardır televizyon ekranlannın en önemli sa- atlerinde insanı geliştiren, düşündürten, duygula- nnı olgunlaştıran herhangi bir program anımsıyor musunuz? TRT'nin (Türkiye Radyo Televizyon Ku- rumu) kanallan şu anda en iyi kanallar durumun- dadır. Discovery Chanal insanlara soluk aldırmak- tadır. Bunca emek, bunca araç gereç, bunca elekt- rik enerjisi, bunca para neler için harcanmaktadır? Insanlann bunca zamanı nelerle doldurulmaktadır? Sonra da hiç utanmadan. hiç sıkılmadan 200O'lı yıllardan, dünya uygarlığına katılmaktan, gelece- ğin hedeflerinden nasıl söz edilebılmektedir? Siyasal partiler, sizin bu olup bitenlerden habe- riniz yok değil mi? Sahi, siz Türkiye'de yaşamıyor musunuz? İpekçVden Susurlukf a ilginç ilişkileryumağı 1980 öncesinde Doğan Öz'le başlayıp Kemal Türkler'le sona eren sen aydın cinayetleri arasın- da önemli bir yen bulu- nan Abdi İpekçi olayı il- ginç ilişkiler yumağınıda beraberinde banndınyor. Bu ilişkilerden bazılan şöyle: • İpekçi dosyasında adı geçen Ağca, Çath, Çelik. Ozbey ve Şener'in 1980 Ağustos ayında sahte pa- saport aldığı Nevşehir Emniveri'nde, Susurluk sanığı eski Özel Harekât Dairesi'nden tbrahım Şa- hin 'in de ayı dönemdegö- rev yapagı ortaya çıkO. • Ağca'nın Papa'yı vurmasının ardından pa- saportlann kaynağının anlaşılması üzerine, Nev - şehir Emniyeti yönetici- leri hakkında dava açıldı. Ancak. lbrahim Şahin'in de görev yaptığı sırada pasaport şubesinde yan- gın meydana geldi ve tüm evraklar yok oldu. • Şahin'in bu görev sı- rasında ise işkenceden 2 yu" hapis ve 1 yıl memuri- yetten men cezası aldığı da belüiendi. Ancak Yar- gıtay karan "dosyada sayfa eksik" gerekçesiyle bozdu ve Şahin zaman aşunı\la kurtuldu. • Abdi ipekçi ve Papa cınayetine adı kanşan ve hâlâ yurtdışında kaçak olarak yaşayan Yalçın Özbey'in çocukluk arka- daşı ve kuryesi olan eski polis memuru Abdüha- hap Dogu. eski Cumhur- başkanı Turgut Özal'a suikast vapan ülkücü Kartal Demirağ'la Öz- bey'in aynı günlerde Top- kapı'dakı karşılıklı otel- lerde kaldıklanna dikkat çekti • Malatya nüfusuna kayıtlı Doğan Yıldinm, .Ağca'nın cezaevinden ka- çınlmasında rol alıyor. Ytldırun'ı da tanrvan Abuzer Uğurlu Ağca'yı Aksaray bölgesisorumlu- su \apı\or. Eski MİT'çi Mehmet Eymürise L'ğur- lu'nun 1974-79 yıUan arasuıda Yıldınm kod adı Ue MİT'e çalıştığını söylü- vor. Uğurlu'nun Yalçın Özbej, Oral Çelik ve Ab- dullah Çath'yla da ilişki- si biliniyor. • Ağca'yı Maltepe Ce- zaevi'nden kaçıranlar arasında adı geçen Hanıh Kökenç için Kutlu Sa- vaş'ın hazırladığı Susur- luk Raporu'nda MİT a- janı olduğu belirtiliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear