Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ
4 HABERLER
ANAP'ta 13
Şubarta
onseçim
• İstanbul Haber Servisi -
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Bülent
Akarcalı. Istanbul'da
milletvekıli adaylannı
tespıt etmek amacıyla 13
Şubat Cumartesi gûnü
önseçim yapılacağını
bildirdi. ANAP İstanbul ll
Başkanı lbrahim Taşkın
da. 13 iiçede 102 bin
civannda mükerrer
yazılım tespit ettiklerini ve
bu konuda yasa!
müracaatlann ilçe seçitn
kurumlanna yapıldığını
belirni.
Tum partilere
aym
uzaklıhtayız'
• ANKARA(AMCA)-
Atatürkçü Düşünce
Derneği(ADD) Genel
Başkanı Yekta Güngör
Özden. Türkiye'de siyasi
partı enflasyonu
yaşandığını belirtti.
ADD'nin yansız bir baskı
grubu olduğunu
.vurgulayan Özden, "Bız
şiyaseti etkiler. siyaset
yapmayız. Solda
güçbirlıği çalışmalan
içınde ya da karşısında
olmayız" dedi. Solda
Güçbirlıği Kurultayı'na
ilişkin sorulan yanıtlayan
Yekta Güngör Özden,
kurultaya katılan partilerin
kendı çızgıleri
doğrultusunda birleşmesi
gerektiğini belirtti. Özden,
Solda Güçbirlıği
Kurultayı'na kişisel
,katılımlana olabilecegini,
ancak kuruluş adına
katılımın olmayacağını
vurguladı.
TBMM'de bu
hafta
• ANKARA (AA) - Uzun
süredir yasa çıkaramayan
TBMM'Genel
Kurulu'nda. bu hafta
çarşamba günü, yeterli
çoğunluk sağlanırsa
Bankalar Yasası ile
gazilerin. şehit dul \e
yetimlerinin sosyal
durumlannın
iyileştirilmesini öngören
yasa tasanlan
görüşülecek. Partilerarası
görüşmelerde. seçim
sonrasında gelecek olan
hükümetin kendi bütçesini
hazırlaması yönünde
eğilim belirmesine karşın,
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu yann
toplanarak 55. hükümetin
hazırladığı Bütçe Yasa
Tasansı'nın son bölümü
olan Maliye Bakanlığı ile
gelır bütçesini ele alacak.
Anayasa'nın 83.
maddesindeki milletvekili
dokunulmazlıklannın
sınırlandınlmasını
öngören Anayasa
değışıkliği teklifinin
görüşülmemesini protesto
için 28 Ocak perşembe
günü 18 saat genel
kuruldan çıkmayarak
eylemyapan CHP
millervekillerinin, bu
eylemlerini hafta içinde
sürdürmeleri bekleniyor.
SİP'ten açıklama
• İstanbul Haber Servisi -
Sosyalist Iktidar Partisi
(StP) tarafından
Paşabahçe direnişinin 33.
yıldönümü nedeniyle
yapıian açıklamada,
"1966yılmda2bin200
lşçinin gerçekleştirdiği
Paşabahçe direnişi,
Türkive işçi sınıfının
Jarihinde yeni bir dönemin
yıabercısi olmuştur. Otuz
<üç yıl sonra Paşabahçe
İşçisinin mücadelesi
Jgüncelliğinı koruyor. Otuz
üç yıl sonra bugün işçi
6inıfı ve sınıf sendikacılığı
yenı bir silkinişin
feancılannı çekiyor. StP
blarak direnişin
yıldönümü dolayısıyla bu
görevlerin güncelliğini bir
İcez daha vurguluyoruz"
denildi.
GOZLEM Bilmece
UGUR MUMCU
" Aşağıdakjyazısı24Mart 1990*da Cumhuriyetga-
zetesinde yayımlandı:
"Abdullah Çath, İsviçre'de ZugCezaev i'nden kaç-
mış.
KimbuÇatb?
Çath, 12 Eyiül öncesinde kısa adryla ÜGD olarak
tanınan "'Ülkücü Gençlik Derneği" genel başkan
yardunctsmh. Çath, 9 Ekim 1978 günü Ankara'nın
BahçeUevler MahaDesi'nde TİPIi 7 geocin kaçırüıp
öUürülniefcri olaymdan aramnaktaydı.
ÜGD Genel Başkan Yardımcısı'nm Isviçre'de ce-
zaevinde bulunmasırun nedeni "uyuşturucu madde
kaçakçıhğı' suçuydu. tsviçre'nin Basel kenrindcki
davada Çath ile birlikte Mehmet Şener de yargüan-
nuş. BaseTde 25 Ekim 1984 günü 5 yıl ağır hapis ce-
zasına carpünlan Şener"in bu cezası üst mahkenıe ta-
rafindan bozuhnuşru. Şener, o gün bugün serbest
Kimdir Şener?
Şener, tpekçi cinayetini planlavan ülküeüdür. Şe-
nel ve Çatiı bu cinayetten sonra izterinı kaybettirip
yurtdışına kaçmışlardı.Çatb veŞener,22 Şubat 1982
günü Zürih'te yakalandılar. Abdullah Çatlı'nın, he-
men Türkiye'ye 'iadesi' gereldyordu. Ancak ne ol-
duysa oJdu.. Çatk, 24 Şubat giinö serbest bfrakıkfa.
MehmetŞener'in Türkiye'ye' iadesi' İsviçre Fede-
ral Mahkemesi'nin 23 Mart İ983 gün ve 455/82/KL
sayılı karan ite önlendi. Gerekçe neydi? Gerekçe Şe-
ner'in 'Kürt kökenli' oiuşuydu!
M. Ali Ağca, Oral Çelik "ve Mehmet Şener.
Bu dört ternristin ardında 12 Evlül öncesinin terör
bthnecesi saklıdtr.
Ağca, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ab-
di Ipekçi'nin öldürülmesinden sonra bir 'ihbar' üze-
rineyakalaıunışo. Ağca'yı güvenlik örgütlerine ihbar
eden Ramazan Gündüz, bir süre sonra öldürüldü.
M. Ali Agca da tutnklu bulunduğu Maltepe Aske-
ri Cezaevi'nden kaçınlmıştı. Agca">ı cezaevinden ka-
çıran örgürün içinde Oral Çelik de > ardı. Çelik. Ma-
latya kökenli bir ülkücü teröristtL İpekçi cinayetinde
Oral Çelik de\ardı.
Ağca, istanbul'da önce Çatiı"nın evinde kahr: son-
ra da 34 RF 601 plaka sayılı araba ile Ankara'ya gö-
türülür. Bu araç, Mehmet Şener'in kardeşi Hasan
Hüseyin Şener'in üzerine kayıtlıdır. Bu araç, Yalçın
Özbey adındaki bir ülkücü tarafından Hasan Hüse-
yin Şener'e sablnuşör. Yalçın Özbej 'in Agca ile or-
tak banka hesaplan okluğu, poösve MİT'çe de bifin-
mektedir.
Ağca, Papa suikasbndan önce Ispanya'nın Mavor-
ka adasına niçin gitmişti? İpekçi cinavetini araşüran
istihbarat görevlisinin o sıralar Mayorka'da bir tu-
rizm bürosunda çahşır görünmesi de acaba rasöan-
tı nuydı? Ağca ve öteki ülkücülere 'kımlik kartlan'
verdigi ileri sürülen Şahin Tolonoğlu'nun MTTteki
görevi neydi?
Bu konular hiçbir zaman aydınlanmadı; bu gidiş-
le hiçbir zaman da aydınlanmayacak... Bu konular,
Çatlı'nın cezaevinden kaçışıyla daha da karma$ık
hafc gelmiştir.
Çath*yı,öncekigün Isviçre'de cezaevmden kaçıran-
lar khnlerdir?
Çath, hiç kuşku yok. tsviçre'deki cezaevinden yine
bir örgüt tarafindan kaçınlmıştır. Bu örgüt, bugün-
lerde, AvTupa'da ve Türkiye'de büyük yankılar ya-
pacak yeni cinavetkr işleyebiHrr (Cumhuriyet, 24
Mart 1990)
Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Abdi İpekçi cinayetini değerlendirdi
'Tetik çektîren bulunanıadı9
DEVTttMSEVtMAV
Gazeteci Abdi İpekçi cınayeti-
nin işlendiğı dönemde İçişleri
Bakanı olan Hasan Fehmi Gü-
neş. İpekçi cinayetinin failleri-
nın yargılanmasına karşın olayın
hâlâ karanlıkta kaldığını belirte-
rek, "Çünkü emri verenler orta-
yaçıkanlamadı. Olayın bir ucun-
da Ağca var. Peki başında kinı
var? Bu sorunun yanıtı bence di-
ğer aydın cinayetlcrinin. toplu
katliamlann,>ani bugünkü adr,-
la Susurluk'un da yanıtı olacak-
tır" dedi.
Hasan Fehmi Güneş 20 yıl ön-
ce yaşanan ve hâlâ üzerindeki
gizperdesi kaldınlamayan İpek-
çi cinayetiyle ilgili sorulanmızı
şöyle yanıtladı:
- Soruşturma sırasında engel-
lerfe karşılastınız mı?
- Birincısı doğal birengelimiz
vardı. Emniyet yapısı henüz or-
ganize suçlan çözmeye yönelik
bir tecrübeye, arşive. telaîoloj iye
sahip değildi. Adi bir olayı he-
men buluyorduk ama böylesıne
örgütlü bir yapıyı ortaya çıkar-
mak daha zordu. Burada güçlük-
leryaşadığımızı itiraf etmek ge-
rekir.
- Buna karşın 5 ay içinde fail-
ierin bir kısmını yakaladınız»
- Evet, eylem sürecindekiler
yakalandı ve olayın bu son aşa-
masını çözdük. Aslmda ipekçi
cinayetinin bu yönüyle diğer ay-
dın cinayetlennden farklı birya-
nı var. Kim öldürdü? Mehmet
Ali Ağca. Agca nerede? Hapiste
Bu sorulann yanıtlannı verebilı-
yoruz. Hatta Ağca'ya kim yar-
dım ettı, silahı nereden aldı, ki-
me verdi, onu cezaevinden kim-
ler kaçırdı. kimier pasaport ayar-
ladı. nasıl yurtdışma kaçınldı,
yurtdışında neler yaptı? Olayın
bu yönü çözülmüş durumda. Sa-
dece bir şey var. o da eylemdeki
3. kişinin kim olduğu bılinmesi-
ne karşm, mahkemede kanıtla-
namadı. Biliyorsunuz, yıllar son-
ra bir görgütanığı ortaya çıktı. 3.
kişinin Oral ÇeHk olduğunu ifa-
de etti. Ancak hiç korumaya alın-
madı. can güvenlıği sağlanmadı
ve yüzleştirme sırasında ifadesi-
ni değiştirdi. Bu nokta dışında
• Ağca ve diğerlerinin kollandığını ve sorgulama sürecini
tamamlamalanna izin verilmediğini söyleyen Güneş "Olayın bir
ucunda Ağca var. Peki başında kim var? Bence ölüm emrini kimin
verdiği, Susurluk'un da anahtan" dedi.
İpekçi cinayeti aydınlanmış gö-
rünüyor.
- Peki neden kamu vicdam ra-
hat değil, neden hâlâ İpekçi'nin
faillerine 'meçhul' gözüyle bakı-
uyor?
- Çünkü emri verenler ortaya
çıkanlamadı. Çünkü Ağca'yı ve
diğerlerini kollayanlar ortaya çı-
kanlamadı. Ağca'nın ifadeleri-
caktır. ' • -
-Ağca sizin elinizde>dL Sorgu-
lama sürecinde bu yanıta ulaşa-
madınız mı?
- Sorgulama sürecini tamam-
lamamıza izin verilmedi ki... O
dönemde sorgulama süresini
uzatmak için Sıkıyönetim Ko-
mutanlığrndan izin alınması ge-
rekıyordu. Ve Sıkıyönetim bize
da olan yapı daha ciddi biçimde
tartışılmaya başlandı. Bu tartış-
ma en üst düzeyde yapıldı. Kar-
şımızdaki örgütlenme herhangi
bir ülkücü eylemi olarak tanım-
lanamazdı. Ama hep bizi bu be-
denin ayak parmaklanyla ilgi-
lenmeye yönlendiriyorlar. Bunu
Susurluk olayında da yaptılar.
Abdullah Çath üzerine odaklan-
Bundan 20 yıl önce öldürükn gazeteci Abdi İpekçi davası üzerindeki giz perdesi aralanamadı.
ne bakacak olursanız olayı plan-
layan Mehmet Şener'dir. Bu
mümkün değil. Şener sadece iki
uç nokta arasında iletişimi sağ-
layan bir kablo gibi. Kablonun
bir ucunda Ağca \ ar. Peki başın-
da kim var? Bu sorunun vanıtı
bence diğer aydın cinayetlennın.
toplu katliamlann, yanı bugünkü
adıyla Susurluk'un da yanıtı ola-
Ağca'yı sorgulamaya devam et-
memiz için ek süre iznini verme-
di. Daha sonra da zaten ceza-
e\inden kaçınldı.
- Birelyakahvor. diğeri sahyor.
\e bu iki el de a>nı bedene ait.
Bunu nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
- İpekçi cinayetiyle birlikte
devlet içinde ve sivil uzantılan
dı her şey. Önemli olan isimler
değil. Çatlılara, Ağcalara emir
verenlerin ortaya çıkanlmasıdır,
vani yapılması gereken bedenin
"beyni"nı ortaya çıkarmaktır.
- Ağca'mn daha sonra MHP
lideri Alparslan Türkeş'e' Emri-
nızi yenne getirdim' şeklindebir
mektup gönderdiği öne sürüldü.
Türkeş'in inkâr ertiği mektubun
Ağca tarafindan yazıldığı Türki-
ye'deki iki resmi kurum tarafin-
dan doğrulanırken, Itarya'daki
mahkeme Ağca'ya ait olmadığı-
nı öne sürdü. Bu konuda size ula-
şan bir bilgi var mıydı?
- Bakın sizin bu sorunuza baş-
ka bir olayla yanıt venmek istiyo-
rum. MHP Davası'nda Mamak
Adli Emaneti'nden silahlaryok
edildi, çalındı. Mamak Adlı
Emaneti tıpkı Ağca'nın kaçınl-
dığı askeri garnizon gibi çok iyi
korunan bir garnizondu. Bura-
dan silahı çalmak imkânsız bir
şeydir. Üstelik az sayıda da de-
ğil. 30-40'tan fazlaydı. Çalınan
silahlann özelliği henüz balistik
araştırmalannm yapılmamış, suç
haritalannın çıkanlmamış olma-
sıydı. Bu silahlar bulunamadı.
Bir askeri mahkeme, bır garni-
zon içinde görev yapıyor ve
önemli şıddet olaylanndan sa-
nıklar yargılanıyor ıken. bu şid-
det olaylannda kullanıldığı ileri
sürülen çok sayıda silah yok olu-
yor ise bunun sıradan bir örgüt
olduğunu düş'üriernezsiniz Kım-
se düşünmesin lütfen. O mahke-
melerde verilen mahkûmiyet ka-
rarlan da ınfaz edilememiştir.
Çünkü dosyalar zamanaşımına
uğradı. Bir dosya Mamak"tan
AnkaraSavcılığı'na lOyıIdage-
lemediyse resmi korumalı bir ör-
gütle karşı karşıya olduğumuz
gerçeğini kimse yadsımamalı.
- İpekçi cinayetini aydınlarma-
sı neklenen Oral Çetik'leilgili bil-
gilerin emniyetten mahkemeye
bir tüıiü ulaşamamasmı, sürpriz
tanığm koruma altına alınama-
masını da tanurüadığınız yapuun
devam ertiği anlamını mı taşıyor?
- Ben olayı Oral Çelik ya da bir
başka isme indirgemek istemi-
yorum. Çünkü olayın bütününün
gözden kaçınlmasından korku-
yorum. Ismini söyledığiniz ya da
başka kişilerin yargılanıyormuş
gibi yapıldığı ancak asıl yapıla-
nın onlann aklanması olduğunu
zaten kamuoyu da biliyor. Yurt-
dışından getirip burada aklıyor-
lar. Bu o yapının korunduğunun
bir göstergesidir. Onun için bey-
ne bakmak lazım, ayak uçlann-
da bir şey aramamak lazım, di-
yonım.
Abdi İpekçi 20. ölüm yıldönümünde anılıyor
Başında yeniliklerin öncülüğünü yaptıFaşıst tetikçıler tarafından katledilen ga-
zeteci Abdi İpekçi, 20. ölüm yıldönümünde
anılıyor. İpekçi için Türkıye Gazeteciler Ce-
mıyeti. ailesi ve çalışma arkadaşlan. Zincır-
lıkuyu'daki mezarı başında bugün saat
11,00'de bir anma töreni gerçekleştirecek.
TGC tarafından düzenlenen anma etkin-
liği ise saat 14.30'da cemıyetin Cağaloğ-
lu'ndaki Burhan Felek Konferans Salo-
nu'nda başlayacak. Yazar Çetin Altan "Ab-
di İpekçi Suikastı ve Faiü Meçhullerin Si-
yasal Kökenlerî", Abdi İpekçi'nin kızı
Nükhet İpekçi Izet de "20 Yılın Tanıklı-
ğı" konulannı irdeleyecekler
Türk basınında saygın gazeteciüğin sim-
gelerinden biri olan Abdi ipekçi. 1 Şubat
1979'da Teşvikiye'deki e\ ine giderken oto-
mobilinde öldürülmüştü. İpekçi'nin katil
zanlısı olarak 5 ay sonra 25 Haziran'da Meh-
met Ali Ağca yakalandı. Ancak Ağca, 23
Kasım'da Maltepe Asken Cezaevi'nden iki
er ve iki astsubay tarafından asker elbisesi
giydirilerek kaçınldı. Mahkeme gıyabında
sürdü.
28 Haziran 1980'de Ağca, "tasarlayarak
adam öldürmek" suçundan idam cezasına.
suç ortağı Yavuz Ça>lan da suçluyu bildir-
memekten dolayı 3 yıl hapse mahkûm oldu.
Ağca, 13 Mayıs 1981'de Roma'da Papa'yı
vurdu ve ömürboyu hapis cezasına çarptı-
rıldı. Ağca hâlâ Italya'dâkı cezaevinde kalı-
yor.
Türkiye'nin 1950-1979 yıllan arasını
kapsayan dömemine etkin bir gazeteci ola-
rak imzasını atan Abdi İpekçL 9 Ağustos
1929 yıhnda Istanbul'da doğdu. 1948 yılın-
da Galatasaray Lisesi'ni bitiren ipekçi. öğ-
rencilik yıllan boyunca karikatür sanatıyla
ilgilendi. Bir süre IstanbuJ Cniversitesi Hu-
kuk Fakültesi'nde okuduktan sonra çeşıtli
gazetelerde muhabirlik, sayfa sekreterliği,
yazı işleri müdürlüğü yaptı.
1954'te Milliyet Gazetesi Yazı İşleri Mü-
dürlüğü'ne, çok geçmeden de Genel Yayın
Yönetmenliği'ne yükseldi. Aynı yıllarda ga-
zetenin başyazarlığinı da üstlendi.
Yazılannda Atatürk ilkelerine bağlı kalın-
masını, devlet yönetimındepartızanlığınbı-
raktlarak akılcı ve çağdaş birtutum izlenme-
sini, iktidar ve muhalefet liderleri arasında
uzlaşmacı tutum aranmasını savıındu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türki-
ve Basın Enstitüsü başkanlıklan da yapan
İpekçi. "İhtilalin İçvüzü" (1965) ve "Dün-
yanın Dört Bucağmdan" gibi yapıtlara da
imza attı.
Özellikle Yunanıstan ve Türkiye arasın-
da banş ortamının yaratılması için bir gaze-
teci olarak katkı sağlamaya çabalayan ipek-
çi anısına her yıl "Abdi ipekçi Banş Odül-
leri" düzenlenıyor.
0 Galatasaray taraftan olan Ipekçı, ilk
olarak spor haberlerine tam sayfa ayınp, ar-
ka sayfaya yerleştirdi. Sporu gazetenin ikin-
ci vitnni halinegetirdi.
# Türk basınında ABGevgilili'nin editör-
lüğünde ekonimiye bir sayfa ayıran, yine
Abdi ipekçi oldu.
Oral Çelikİn ipekçi davası 9 Şubafta
İstanbul Haber Servisi - Milliyet
Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve
başyazan Abdi İpekçi' nin
öldürülmesinin üzerinden 20 yıl
geçmesine karşın olayın tüm failleri
ve tanıklan yargı önüne çıkanlamadı.
Abdi ipekçi'nin öldürülmesiyle
ilgili olarak açılan davalardan 2*si
yıllar önce sonuçlandınlırken,
dosyası o önemde aynlan suikastın
faillerinden Oral Çeük'in
yargılanmasına Türkiye'ye
getirildikten sonra başlandı.
Ülkücü Oral Çelik hakkında Abdi
tpekçi suikastına kanştığı iddiasıyla
istanbul 4. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde açılan dava, halen
devam ediyor.
Zaman aşımı tehditi altmdaki davada
Çelik'in "öldörme eylemine iştirak"
ten 20 yıla kadar ağır hapis cezasına
çarptınlması isteniyor. İpekçi suikastı
davasına 9 Şubat 1999 tarihinde
devam ediJecek.
# Milliyet onun zamanındadüzenli ola-
rak ekler yayımlamaya başladı. Ingiltere
Kraliçesi II. Elizabeth'in Türkiye'ye yaptı-
ğı ziyaret nedeniyle, ofset baskı tekniğinı
kullanarak kraliçe hakkında özel bir ek çı-
karan İpekçi'ye Elizabeth, şu sözleri söyle-
di:
"Yazık. İngiliz basun henüz bu sisteme
geçmedi. Oysa bu baskı ne kadar farklı ve ne
kadar güzeL"
0 Gazete içindeki çalışmalann. değişık-
liklerin duyurulduğu köşenın yaratıcısı da
Ipekçi'ydi. Herpazartesi günü "MiIByet'ten
Mekrup" köşesinde gazetevle ilgili gelış-
melere okuyuculara du>-urdu.
0 "Düşünenlerin Düşüncesi" başlığı al-
tında gazete dışındaki kişılerden uzmanlık
alanına giren konularda yazı almaya ilk o
başladı.
0 "SözSu^sı"' isimli birköşe açarakmu-
habir, sayfa sekreteri, karikatürist gibi gaze-
te çahşanlarına da yazı yazma imkânı tanı-
dı.
0 Gazetelerde yayımlanan "Pazar Soh-
betieri"nin yaratıcısıydı.
0 Gazeteciüğin temel kurah sayılan
"5N+K" (Kim, ne, nerede, ne zaman, neden,
nasıl) kuralını muhabirlerin haber yazmak
için kullandığı kâğıtlann üzerine bastırdı.
0 Haberde kaynağın güveniliriiğine bü-
yük önem veren ipekçi, kaynağı belirsiz ha-
berleri kaldınp, yerine kaynağı mutlaka be-
lirtilmış ve iki taraflı dogrulatılmış haber il-
kesini getirdi.
BİZBİZE.
ERDAL ATABEK
Paranın Kölesi Olunca...
Insan bir anda paranın kölesi olmaz.
Önce başarının parayla ölçüldüğünü öğrenir.
Toplumsal değerin daha çok para kazanmak ol-
duğunu görür.
Parayla satın alınan şeylerle daha iyi yaşandığı-
nı kabul eder.
Daha çok parası olanın daha çok tanındığını çev-
resinde yaşar.
Böylece para; yaşama amacının, başan hırsının
ekseni oiur.
Artık o insan, paranın kölesi olmuştur.
Para için her şeyi yapar, çünkü para salt kendi
değerini değil, başarıyı, ünü, sosyal değeri, refahı,
iyi yaşamayı da içermektedir.
Çevrenize bakınız, dillerinde başka söylemlerol-
sa da 'paranın kölelerini' her yanda göreceksiniz.
Çünkü artık 'paranın köleliği' yaygın bir ideolo-
jidir.
•••
atv'nin yarışma programı 'Tumike'üe Güner
Ümit, kadın kılığına girerek sunuculuk yaptı. Izle-
yenler önce çok tuhaf oldular, yadırgadılar, itildiler,
sonra da sinirlendiler. Sonradan Güner Ümit, bu
davranışının bir protesto olduğunu, sunuculuğun
hafife alınmasına karşı tepkisinı boyle gösterdiği-
ni açıkladı. 'Anlayanlar anladı' dedi. Biz anlama-
yanlardanız. Anlamadık, tepki gösterdık, tepkı gös-
teriyoruz. Bu program/ izleyen çocuklara, gençle-
re ne söylenebileceğini düşünüyoruz. Bu tür dav-
ranışlarla nelerin nasıl tahrip edildığini düşünme-
ye davet ediyoruz. Güner Ümit de, program yöne-
ticileri de bunları yeniden yeniden düşünmelidır. Bir
kabarede, bir özel kulüpteyapılabılecek davranış-
lann televizyon ekranında yapılmasının sosyal psi-
kolojik sonuçlan elbette düşünülmelıdir. Bir yarış-
ma rekabeti içinde her şey yapılabilir mantığı ka-
dar yanlış bir şey olamaz. Bir toplumun temel de-
ğerleriyle böyle sorumsuzca oynanmamalıdır.
Kanal D'nin 'Çarkıfelek' programında da Meh-
met Ali Erbil, şovlarını yanşlmanın dışına taşıya-
rak, cinselliği gıdıklayan, dürtükleyen çağrışımlar-
la yarışı kazanma çabasına girmiştir. 'Yatağa atı-
yorum' basitliklerine eşcinselliği belirgın birisiyle
sarmaş dolaş yatma pervasızlığı eklenerek izleyi-
d toplamak nasıl birsorumsuzluktur? Bir toplumun
ahlak değerlerinin böyle yıpratılması ne uğruna ya-
pılmaktadır ve sonuçlarını kimier ödeyecektir?
Böyle pervasız, cüretkâr davranışlar nasıl yapıla-
bilmektedir? Gördüğünü taklit etme dönemindeki
çocuklar, kimlik arayışı içindeki gençler bu görü-
lenlerden nasıl etkileneceklerdir?
Her iki programda sergilenen görüntülere 'dur'
diyecek hiçbir sorumlu, hiçbir yetkilı yok mudur?
Buna 'televizyonlann kapatma düğmesi de var'
demek yanıt değildir. Bu toplumun üniversiteleri,
sosyal kurumlan. meslek kuruluşları, sivil toplum
kuruluşları, sendikaları neden susmaktadır? Bu
olan bitene susmak hoşgörülü davranmak değil,
bağnaz gericiliğin daha da yaygınlaşmasına yoi
açmaktır. Acaba laik kesim ahlakının kendini ko-
ruma gücü kalmamış mıdır?
Bu olayterda Güner Ümit'in de, Mehme^AIİ 'pt-
bit'in de hiçbir önemi yoktur. Onfar da olayın fiğû-
ranlandır. Bu iki yetenekli sunucu, bu iki yetenekli
ekran göstericisi sadece başanlı figüranlardır. Bü-
tün bunlar, kanalların daha çok reklam alması için
yapılmaktadır. Bu olan bitenin tek amacı 'biraz da-
ha para kazanmak'Ur. Olayın içinde yer alan her-
kes için konu bundan ıbarettir. 'Paranın köleliği'ka-
bul edilmiştir, artık bunun için her şey yapılacaktır.
Bir değer sistemi üzerine oturmuş sanat etkinli-
ğiyle, birlikte eğlenmek amacıyla uzaktan yakından
ilgisi olmayan 'düzeysiz sululukyanşlan' içinde her
şey yapılabilir. Programlar birbirini zorladıkça da-
ha duyarlı sınırlar da aşılacak, izleyenin dudağını
uçurtacak daha neler yapılacaktır.
Siz yıllardır televizyon ekranlannın en önemli sa-
atlerinde insanı geliştiren, düşündürten, duygula-
nnı olgunlaştıran herhangi bir program anımsıyor
musunuz? TRT'nin (Türkiye Radyo Televizyon Ku-
rumu) kanallan şu anda en iyi kanallar durumun-
dadır. Discovery Chanal insanlara soluk aldırmak-
tadır. Bunca emek, bunca araç gereç, bunca elekt-
rik enerjisi, bunca para neler için harcanmaktadır?
Insanlann bunca zamanı nelerle doldurulmaktadır?
Sonra da hiç utanmadan. hiç sıkılmadan 200O'lı
yıllardan, dünya uygarlığına katılmaktan, gelece-
ğin hedeflerinden nasıl söz edilebılmektedir?
Siyasal partiler, sizin bu olup bitenlerden habe-
riniz yok değil mi? Sahi, siz Türkiye'de yaşamıyor
musunuz?
İpekçVden Susurlukf
a
ilginç ilişkileryumağı
1980 öncesinde Doğan
Öz'le başlayıp Kemal
Türkler'le sona eren sen
aydın cinayetleri arasın-
da önemli bir yen bulu-
nan Abdi İpekçi olayı il-
ginç ilişkiler yumağınıda
beraberinde banndınyor.
Bu ilişkilerden bazılan
şöyle:
• İpekçi dosyasında adı
geçen Ağca, Çath, Çelik.
Ozbey ve Şener'in 1980
Ağustos ayında sahte pa-
saport aldığı Nevşehir
Emniveri'nde, Susurluk
sanığı eski Özel Harekât
Dairesi'nden tbrahım Şa-
hin 'in de ayı dönemdegö-
rev yapagı ortaya çıkO.
• Ağca'nın Papa'yı
vurmasının ardından pa-
saportlann kaynağının
anlaşılması üzerine, Nev -
şehir Emniyeti yönetici-
leri hakkında dava açıldı.
Ancak. lbrahim Şahin'in
de görev yaptığı sırada
pasaport şubesinde yan-
gın meydana geldi ve tüm
evraklar yok oldu.
• Şahin'in bu görev sı-
rasında ise işkenceden 2
yu" hapis ve 1 yıl memuri-
yetten men cezası aldığı
da belüiendi. Ancak Yar-
gıtay karan "dosyada
sayfa eksik" gerekçesiyle
bozdu ve Şahin zaman
aşunı\la kurtuldu.
• Abdi ipekçi ve Papa
cınayetine adı kanşan ve
hâlâ yurtdışında kaçak
olarak yaşayan Yalçın
Özbey'in çocukluk arka-
daşı ve kuryesi olan eski
polis memuru Abdüha-
hap Dogu. eski Cumhur-
başkanı Turgut Özal'a
suikast vapan ülkücü
Kartal Demirağ'la Öz-
bey'in aynı günlerde Top-
kapı'dakı karşılıklı otel-
lerde kaldıklanna dikkat
çekti
• Malatya nüfusuna
kayıtlı Doğan Yıldinm,
.Ağca'nın cezaevinden ka-
çınlmasında rol alıyor.
Ytldırun'ı da tanrvan
Abuzer Uğurlu Ağca'yı
Aksaray bölgesisorumlu-
su \apı\or. Eski MİT'çi
Mehmet Eymürise L'ğur-
lu'nun 1974-79 yıUan
arasuıda Yıldınm kod adı
Ue MİT'e çalıştığını söylü-
vor. Uğurlu'nun Yalçın
Özbej, Oral Çelik ve Ab-
dullah Çath'yla da ilişki-
si biliniyor.
• Ağca'yı Maltepe Ce-
zaevi'nden kaçıranlar
arasında adı geçen Hanıh
Kökenç için Kutlu Sa-
vaş'ın hazırladığı Susur-
luk Raporu'nda MİT a-
janı olduğu belirtiliyor.