25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İ Ş4JBAT 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM 11 ŞİRKETLERDEN • ANADOLL Honda, 1998 nhnda yaşanan durgtnluğa ve kredi faizlerinin yüksdmesine karşır, yılın başuıda beJiri«liği 12 bin adetUk saöş hedefıne ulaşarak yılı 12bin 124adetük sabşta kapattL Bu saüşlann 1.100 adedi taranât ticaret ve ihracat oianüı gerçekleşti. • GtLAN. 14 Şubat Sevgilıler Günü için müşterilenne armağan vermeye hazırlanıyor. Firma.1-15 Şubat tarihlen arasında geçerliliğı olan Gilan îndirim Kartı ıle hediye seçmek içırı gelen müşterilenne yaptıklan alışvenşlerde yüzde 5- 15 arasında değişen oranlarda ındirim yapacak. • PI.NAR.çikoJataJı krem şantiyi tüketkikrin beğenisine sundu. 150 gramlık poşet ambalajında üretüen Pınar çikolatalı krem şanti. hem çikolata hem de krem şanti lezzetini bir arada sunuvor. • MAVİ Jeans. dünya markası olma yolunda ilerlerken tekstil sektörüne kaynak sağlamak amacıyla "lptidar"ı yayımladı. Firma, eglenceli araştırma kitaplanna bir yenisinı eklerken "tp" ve "Üctıdar"ın birleşmesi ile kitaba admı veren "Iptidar" gıyimiyle çevresi üzerinde kurmaya çalıştığı iktidar alanını simgeliyor. • SWISSOTEL Istanbul-The Bosphorus, 14 Şubat Sevgililer Günü'nü. Sevgililer Günü Paketi ve bu özei gün için Boğaz manzaralı restoranı La Corne d'Or'da sunulan özei mönüsü ile kutluyor. • FRÎTO-LAY. aromasız mısır cipsi Fritos ve tuzlu kraker çeşidi Rold Glod'u Türk tüketicilerin beğenisine sunuyor. Kolesterol içermeyen Fritos. ABD başta olmak üzere çok sayıda ülkede satılıyor. • DUREX, Internet'teki web sitesinin Türkçe bölümünü kullanıcılannın hizmetine sundu. Dünyanın tek uiuslararası prezervatif markası I)urex'in sa>fası. cinsel konulann halen tabu sa>ıldığı ûlkemizde, prezervatifle ügili vanlış bilgi sahibi olanlara ya da bilgi edinmck isteyenlere hizmet amacıyla kuruklu. • AMERICAN Automobile Association (AAA) tarafından her yıl yapılan değerlendirmenin bu yilki sonuçlan açıklandı. Bu sonuçlara göre Subaru Forester 1998 yıhnda olduğu gibi 1999 yılına ait modehnde de "Zirvedeki Araç" ödülünü kendı kategorisinde kazandı. • DİAMOND Mücevherat Sevgililer Günü'nde kalpkri bir kez daha kalpli koheJeriyle fethedecek. Kalpli koheler, Diamond'un Akmerkez. Nişantaşı ve Galeria mağazalannda saöşa sunuklu. * • Ozelleştirme ve ortaklık adı altmdaki satış ve yabancılaştırma işlemleri durduruldu TEKELIviııHıMu• Sanayi Bakanı Metin Şahin'in girişimi ile TEKEL'e ait sigara fabrikalannm 'özelleştirme' veya 'ortaklık' adı altmda Amerikan, İngiliz ve Fransız şirketlerine satılması önlendi. SADITLAH USUMİ TEKELe ait sigara fabrikalannın *özel- leştirme" veya •ortaklık' adı altında Amen- kan. lngılız ve Fransız şirketlerine satılma- sı gene kıl payı önlendi. Satmak ıçın çırpı- nanlann da hevesleri bir kez daha kursakla- nnda kaldı... Rüştü Kâzun Yücelen, bundan önceki hü- kümette TEKEL'den sorumlu devlet bakan- lığına atanır atanmaz Tokat Sigara Fabnka- sı'nın satışı ile ilgili tüm işlemlen durdurmuş- tu. Ancak .AJdıisar Sigara Fabrikası'nın Ame- rikan-lngiliz ortaklığı olan BAT şirketine sa- tılıp satılmayacağı hakkında net bir açıkla- mayapılmamıştı. Bu nedenle milyonlarca türün üreticisi ile TEKEL fabnkalannda çalışan on binlerce iş- çi kuşku ıçinde yaşıyordu. Bu arada 55. hü- kümetin düşürüİmesi gündeme gelince kuş- kular daha da artmıştı. Zira Rüştü Kâzım Yücelen bir güvenceydı, ama gelecek hükü- Eski Bakan Eyüp Aşık metın veya ılgilı bakanın ne yapacagı bili- nemezdi. Buna karşılık özelleştirmeden yana olan- lar yeniden umuda kapılmışlardı. Hele Ya- lını Erez'ın başbakanlığı dörtgözle bekleni- yordu. Çünkü Yalım Erez'in başbakanlığı dönemınde TEKEL fabrikalannm yabancı şir- ketlere devTİ çok daha kolaylaşacaktı. Ancak hükümeti kurma görevi döndü do- laştı, gene Büient EcevH'e geldi. Sanayi Ba- kanlığı'na Metin Şahinatandı. Bu arada hiç beklenmedik bir şey daha oldu. TEKEL, Cumhuriyet kurulduğundan bu yana ilk kez Sanayi Bakanlığı"na bağlandı. Metin Şahin gerek bürokrasıde, gerekse sı- yasette bilinen bir ınsandı. Hele EyüpAşık'ın başlattığı TEKEL'ın parcalanarakyabancı- laştınlmasT hareketıne şiddetle karşıydı Nı- tekim göreve başladıktan kısa bir süre son- ra TEKEL yetkililerinden. sigara fabnkala- nnın yabancı şırketlere devri ile ılgıli çalış- malan durdurmalannı istedi... Böylece Rüştü Kâzım Yücelen'in ardın- Genel Müdür Mehmet Akbay Sanayi Bakanı Metin Şahin dan yenı bakan \fetin Şahin de tavır koyun- ca TEKEL'de yabancılaştırma' konusu ta- mamen gündemden düştü... En azından 18 Nisan seçimlerinde veya daha sonra Eyüp Aşık gibi düşünen yenı bir sıyasetçı TE- KELüen sorumlu bakanlığa gelene kadar... Eyüp Aşık'ın devlet bakanlığı dönemin- de TEKEL'e ait iğneden ipliğe kadar her şey yokpahasınasatışaçıkanlmıştı. Hergünga- zete ve televizyonlarda TEKEL ile ilgili ya satış ılanlan vardı ya da haberleri... Eyüp Aşık'ın kötüleme çabalan Ortalık toz dumandı. Eyüp Aşık ve kad- rosu Türkiye'de devletin en büyük gelir kay- naklanndan biri olan \ e milyonlarca tütün ure- ticımizi çokuluslu şirketlenn sömürüsüne karşı koruyan TEKEL'imızı halkımızın gö- zünden düşürmek için her türlü çareye baş- vuruyordu. Aşık. önceleri "TEKEL büyük zararedi- yor. Bütçeye yük oluyor" diye tutturdu. Ama kısa süre ıçinde bu iddıanın gerçekdışı oldu- Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, Davos 'ta liberalizmden yakındı 'Asya'yı serbest piyasa yaraladı' Ekonomi Servisi - Malezya Başba- kanı Mahathir Muhammed. serbest piyasa düzeninın Doğu Asya ekono- milerinı tahrıp ettığinı söyledi. Başbakan Muhammed Dünya Eko- nomik Forumu toplantılan için gitti- ği Davos'ta gazetecılerin sorulannı ya- nıtlarken serbest piyasanın 'herkes için iyi olması' gerekttğını söyledi. ^ ABDBaşlsan Ydnömcısı AlGore ve Hazine Bakanı Robert Rubin'in ekonomide korumacılık önlemleri- nin azaltılması çağnsmı da değerlen- diren Başbakan Mahathir Muham- med, "ABD'nin, kendi ekonomisini korumacıkk önlemlerivk' koruması nedeniyle Gore ve Rubin'in koruma- aljğa karşı olmasını anlayamıyorum" • Mahathir Muhammed, Dünya Ekonomik Forumu'nda "ABD'nin, kendi ekonomisini korumacılık önlemleriyle koruması nedeniyle Gore ve Rubin'in korumacıhğa karşı olmasını anlayamıyorum" diye konuştu. dedi. Küresel ekonomide sorunun mevcut ticaret sistemınden kaynak- landığını vurgulayan Mahathir Mu- hammed. bu sistemde ülkelerin eşit şansa'sahip olmadığını kayderti. Spekülatif girışımleri de eleştiren Malezya Başbakanı. "Bah'da birey- ler istediklerini yapabilir. Fakat Ma- lezya'da insanlann fopluma zarar ver- me hakkı yokrur" diye konuştu. Öte yandan AFP'nin haberlerin- de. yogun kar yağışı ve soğuk hava koşullan altmda yapılan zirvede, dün- ya ekonomisindeki krizler üzennde- ki tartışmalann 'karfirünasındanda- ha sert' olduğu ifade edıldi. ABD Başkan Yardımcısı Gore ve Hazine Bakanı Rubin'in korumacılı- ğı eleştiren tavırlanna karşılık diğer temsılciler, 1997 Asya ile 1998 Bre- zilya ve Rusya krizlennden görülen zarara karşılık sermaye akışını kont- rol edecek konımacı önlemleri üze- rinde durdular. Forumun dünkü bö- lümüne Filıstin Devlet Başkanı Yaser Arafatda katıldı. Mahathir Muhammed sert konuştu. âu rakamlarla ortaya çıkanldı. Zira TEKEL her yıl devlete 300 trilyon li- raya yakın bir kaynak aktanyordu. Ay- rıca trilyonlarca lira kâr ediyordu. Bu tür propaganda tutmayınca Ame- rikan, tngiliz ve Fransız şirketleri ile iş ılişkisi olan veya bu tür ilişkilere ha- zırlanan bazı hoidinglerimiz veya şir- ketlerimiz TEKEL'i 'vergi yüzsüzü' ılan ettıler. Bu, çirkinbir iftiraydı; ya- kışıksızdı, haksızlıktı... Aslında borcunu ödemeyen TEKEL değil. devlerti... Devlet. tütün destek- leme alımlanndan dogan borcunu TE- KEL'e ödemiyordu. Orneğin TEKEL, hükümetin talimatı ile devlet adına 400 trilyon liraya yakın destekleme alımı yapmış- tı. Buna karşılık 290 trilyon lira vergi borcu vardı. Devletten alacağını tahsil edemediği için vergi borcunu ödeyemiyordu. Böylece TEKEL'in 290 trilyon liralık ver- gi borcu yüksek faiz yükü ile birlikte 700 tril- yon liraya ulaştı. Devlet ıse kendi borcuna faiz çalıştırma- dıgı ıçm TEKEL'in alacağında bir tek kuruş artış olmadı. Eğer devlet borcunu zamanın- da ödemış olsaydı TEKEL'in şımdi bir ku- ruş vergı borcu olmayacaktı... Üstelik bu alışverışten ! 00 tnlyon lira da kârlı çıkacak- tı... lşte... TEKEL'e atılmak istenen ıftiranın gerçek yiizü bu... lşin en acı yanı, bu kadar çirkin ıftıralara rağmen TEKEL genel müdürünün sessız kal- masıydı. Eger genel müdür, 'TEKEL'in iti- ban ileovnandığı' gerekçesiyle tazminat da- vasıaçmış olsaydı iftiralar 1999 yılına kadar devamedemezdi... Üstelik ıddia sahipleri mahkûm ettirilebi- lirdı.Tütün Eksperleri Derneği'nin genel ku- rulunda yapılan bir panelde konuşan TEKEL'in eski ge- ne! müdürlerinden Recai Dıb- lan, Atila Candır. Esat Güç- han. Orhan Özct ve Musta- faGüçlü. TEKEL sigara fab- rikalannm yabancı şirketie- re devredilmesme, satılma- sma. ortaklıklar kurulması- na şiddetle karşı olduklannı gerekçeleri ile belırttiler. Ama ne yazik ki halen ge- nel müdürlük koltuğunda oturan Mehmet Akbay. eskı ve tecrübeli 5 genel müdüre karşı özelleştirmeyi savun- du... Tabii büyük tepki gör- dü... Milyonlarca tütün üretici- sı, TEKEL'de çalışan 40 bin işçisi adına TEKGIDA-İŞ, 14 kuruluştan oluşan Tütün Platformu, Tütün Eksperle- ri Derneği ve bilim adamla- n da birbildiri yayımlayarak TEKEL'de özelleştirmenin yaratacağı sıkıntılan kamu- oyuna açıkladılar. DUNYA EKONOMİSÎNE BAKIŞ ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA Bir kralın tahtını en büyük oğ- luna bırakmak istemesınde ga- ripsenecek bir yan olmasa ge- rek. Ürdün Kralı Hüseyin'in, bü- yük oğlu Prens Abdullah'ı ken- disinden sc>nratahta geçmek üze- re veliaht ilan etmesinın geçen hafta bütün uluslararası gazete- lerin ön sayfalannı ve yorumcu- lannı meşgul etmesı de olağan sayılabilir. Hüseyin, yıne devlet yönetme becerisini gostermiş ve hem yerine oğlunun geçmesini garanti altına almış hem de ABD'nin yönetiminın, ıfadelerını kullanırsak "Ürdün 'ün sıyasi coğ- rafyasının koşullanna uygun, is- tikrarsağlayıcı bırseçım yapmış- tır" (The Wall Street Journal 25/01). Ne ki yaşanan sürecin kı- mı özellikleri, gelişmelerin, cıddı ıstıkrarsızlık potansiyelleri taşıdı- ğını da gösteriyor. Iki garip durum Hüseyin'in, oğlu Abdullah'ı ve- liaht ılan etme sürecıne dikkatle bakınca ikı garıplik göze çarpı- yor. Bınncisı, 34 yıldır Ürdün ve- liahtı olarak bilinen ve benimsen- miş Hasan'ın bir hafta gibi bir sü- re içinde. hem de beklenmedik ve oldukça ıncrtici bir bıçımde kena ra ıtilerek harcanmış olmasıdır. Hüseyin, şimdi ülkesinın gelece- ğinı, deneyimli bir maliyeci, dip- lomat ve bürokratın yerine, hemen hiç siyasi tecrübesi olmayan bir askere bırakmıştır. Ikıncisi, önce ABD, sonra da Irak'tan Israil'e ka- dar hemen tüm bölge ülkelen Ab- dullah'ın atanmasından son de- recede memnun görünüyorlar. Bu nasıl bir atamadır ki, çıkarlan bır- birine tamamen ters bırçok ülke- yi birden memnun edebilmekte- dir? Kral Hüseyin'in, karannı açık- larken sunduğu gerekçeler, ka- rarın açıklanış tarzı, bırınci garip- liği açıklamamıza yardımcı olabi- lir. Hüseyin, altı aydırABD'de kan- sertedavisigöruyordu. İliktransp- lantasyonundan sonra iyıleştiği- ni duşünerek 19 Ocak'ta ülkesi- ne döndü. Dönerdönmez, CNN'e ülkesinin geleceğiyle ilgili yeni fi- kirleri olduğunu söyledi. Göriış- menin çok kısa olması ve CNN muhabıri Christian Amanpo- ur'un yalnızca veliahtlık üzerin- de durarak, Prens Hasan'ın ge- leceğini soruyor olması, aslında kararın çoktan verilmiş ve de pa- zarlama aşamasına geçilmiş ol- duğunu düşündürüyordu. Hüse- Kralın Kararı yin 25 Ocakgünü, yüzyüzeaçık- lamak zahmetine bile katlanma- dan. bir asker görevli tarafından elden gönderilen bir mektupla Hasan'ı görevınden aldı. (Inter- national Herald Tribune 30- 31/01), yerine veliaht olarak oğ- lunu atadı. Prens Hasan'ı görev- den alan mektupta, Hüseyin, ken- disıne danışılmadan yapılan üst düzey atamalardan, aralarında Genelkurmay Başkanı Abdul Ha- fız'ın da bulunduğu bırseri komu- tanın emeklı olmaya zorlanma- sından, ve Hasan'ın yerine en bü- yük rakip olarak görülen, Prens Hamza'nın annesi, Amerikan asıl- lı karısına yonelik bir karalama tu" (24/01). Tum bu gelışmeler, Prens Hasan'ın velıahtlıktan az- ledilmesinın arkasında ciddı bir si- yası çatışmanın yattığını düşün- dürüyor. ikincı garplığe gelince, Sad- dam Hüseyin'in oğlu Udey'ın edrtörlüğünü yaptığı Babıl gaze- tesınin başmakalesıne göre Ab- dullah'ın veliaht olarak atanması "Kralın 1960'lardan bu yana al- dığı en akıllı siyasi karardır" (The Independent 30/01). Ha'aretz'in bildirdiğıne göre "Israil savunma bakanlığı ust düzey görevlileh, Abdullah 'ın Haşımı monarşısinin istikrannı korumayayetenekli bi- n olduğunu düşünüyorfar" (28/01). kampanyası yurutulmesınden şı- kâyet ediyordu. (Jarusalem Post 27/01). Hüseyin. krallığın tekrar kendı aılesine dönmesı için, da- ha önce kardeşi Hasan'dan ken- dı çocukları yerine Hamza'yı ve- liaht ılan etmesi için yazılı bir bel- ge almaya çabalamış, ama başa- nlı olamamıştı. (News Internati- onal-Pakistan 16/01). Bir başka Israil gazetesi Ha'aretz ıse mek- tubun, açıkça admı koymasa bi- le, "bir darbe girişiminin" varlı- ğını ımaettiğıniyazdı (27/01). Mı- sır'da yayımlanan Middle East Times dergısine göre, "..yoklu- ğunda kardeşi Prens Hasan'ın devlet işlenne fazla doğrudan ka- nşması, arka planda kalmaya dık- katetmemesi, Hüseyin'in buyon- de karar almasına neden olmuş- Netanyahu, MOSSAD ve Ge- nelkurmay Başkanı ile yaptığı bir görüşmeden sonra Abdullah'ı "kı- sa donemde destekleyeceğini" açıkladı. Filistin yönetimi de Ab- dullah'ın karısının Filistinlı olma- sından hareketle, oldukça mem- nun görünüyor. Bu, Ürdün'ün nü- fusunun yüzde 65'inin, ekonomik gücü de ellerinde tutan Fılistınlı- lerden oluşmasından dolayı, ABD yönetimi açısmdan olumlu birge- lişme. ABD hemen karan destek- ledi. Albright Mısır'da verdiği de- meçte "Ürdün'ünyanındayız, bu atamanın bir sorun yaratmaya- cağını umuyoruz" dedi (The Gu- ardian 28/01). Sonra da gezısıni yarıda keserek, Abdullah'ı tebrik etmeye Ürdün'egeldı. Ürdündey- ken de ABD'nin Urdün'e, sağla- dığı yıllık 225 milyon dolarlık yar- dımı hızlandıracagını açıkladı. (Ja- rusalem Post), Suudı Arabıstan da Abdullah'ı destekliyor. Irak'ın, en son ABD saldınla- rından sonra ABD'yi kınamayı reddeden Hasan'ı neden isteme- diğıni anlamak zor değil. Filistin- lilere karşı 1965'ten bu.yana ka- tı bir politika ızleyen, Ürdün'ün kaybettiği Batı yakasında bağım- sız bir Filıstin devletini istemeyen Hasan'ı, Fılistinlılerin ve Filistin nüfusu üzennde siyasi etkisi olan Surıye'nin de istememesi anlaşı- lır bir durum. Ama İsrail'in Abdul- lah'ı desteklemesinı anlamak zor. Bunu olsa olsa 'beklegör' politi- Altı aydır ABD'de kanser tedavisi gören Kral Hüseyin'in (solda) tahtını büyük oğlu Abdullah'a (sağda) bırakacağını söylemesi, geniş yankı uyandırdı. 34 yıldır Ürdün veliahtı olarak bilinen Hasan'ın (ortada) devre dışı bırakılması şaşkınhk yarattı. kasının bir ürünü ve orta vadede değişebilecek bir tutum olarak görrnek daha gerçekçi olur sanı- rım. İsrail'in açıkça belli etmedı- ği endışeleri, bir başka kaynak, Wall Street Journal dile getirdi. ABD muhafazakâr kanadının söz- cüsü olan bu gazete şımdilik Ab- dullah'ın atanmasından yakınan belkidetekyayın. Prens Abdullah ordu içinde güçlü, halk arasında popüler. Ka- nsının Filistinlı olması nüfusun ço- ğunluğuyla iyi ilişkiler kurmasına da olanak sağlayacak. Yukanda değındiğım gibi uluslararası des- teğı de var. Üstelik istihbarat kay- naklan ABD yönetiminın, Hasan'ın tasfiyesinde birinci derece rol oy- nadığını da söylıiyorlar (WSJ 25/01). Ancak Wall Street Jour- nal, bu atamanın bölgededenge- len bozacağını düşünüyor. Wall Street'in ilk tepkisini Cumhuriyet- çılerin ve aşın sağın bir kurumu olan American Enterprise Ens- titute, Ortadoğu Araştırmalan Di- rektoru David VVurmser dıle ge- tirdi. VVurmser'in analizine göre atama Ürdün'de, Arafat'ın etkisı- ni arttıracak, bağımsız Filıstin dev- leti ilanını kolaylaştıracak. VVurm- ser, gelişmelerden, ABD'nın Fi- lıstin devletinin ilan edilmesi sü- recinı hızlandırmaya yönelik bir politika değişıkliği içinde olduğu sonucunu çıkarıyor. VVurmser, ABD'nın bu yöneliminın, Irak po- litikasını da olumsuz bir yönde etkıleyeceğinı düşünüyor. Abdul- lah'ın, Urdünlü nüfusu ıçinde gi- derekartan Israil karşrtı duygular- dan etkılenmesi olasılığı da WSJ yazarlannı kaygılandınyor. Nite- kım, Abdullah'ın neden yönetme- ye hazır olmadığını anlatan 28 Ocak tarihlı bir başmakale, Ür- dün'e atıfla "Filistin'in bırdevle- tizaten var... Hamas da seneler- dir burada üstlenmiş değil /77/?"dedikten sonra, Batı yakasın- daki bir Filistin devletinın Ürdün için hayatı bir sorun yaratabılece- ğini ilen sürdü. WSJ yazan R.L. Pollackda senelerdirHaşimi ha- nedanını devirmeye çabalayan Arafat'ın elıne. şimdı Ürdün'ün içışlerıne kanşmak için gerçek bir fırsat geçeceğini ilen sürdü. WSJ'ın yakınmalanna bakarak belki ABD'nin bölge politikasının değiş- tiğini düşünmek için çok erken. Ancak, ABD'nin Irak politikasının iflasından sonra ortaya çıkmaya başlayan belırsızliğe, bıryenisinın eklendığinı söylemek çok yanlış olmaz sanırım. Toparlamaya çabalarsak, bi- rincisi, Hasan'ın azledılmesı bir iç çatışmanın üzerinde gerçek- leşmiş gibi duruyor. İkincısı, Kral ölduğünde, siyasi sürekliliğın sağ- lanmasıartık garanti değil... Üçün- cüsü, Filistin'in bölgede etkisi ar- tabilir. Dördüncüsü, Abdullah'ın zaaflarından faydalanmak için, başta Suriye olmak üzere, Irak ve Filistin Yönetimi Ürdün'ün ıçişle- rine kanşmaya başlayabilırler. Bu- na karşılık İsrail, hele Natenyahu seçimleri bir kez daha kazanırsa, barış sürecı içindeki katı tutumu- nu pekıştirir. Görüldüğü gibi man- zara çok karmaşık; süreç, bölge istikrannı, Ürdün'ün bir ülke ve devlet olarak geleceğinı tehdit eden özellikler taşryor. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK 'Bizimkiler' Bizimkiler, öğretim üyeleri. Konu da öğretim üye- lerinin son günlerde gösterdiklerı siyasallaşma süre- o. Seçimlere gidilırken siyasallaşma olağan saytla- bilir. Yine de kimı ilginç noktalara değinmek gereki- yor. ••• Önce, çok sayıda öğretim üyesi seçimlerde aday olmak üzere görevlerınden ayrıldı. Bu doğal. Doğal olmayan iki yön var. Aday olmak üzere görevlerinden aynlan öğretm üye- lerinin çok büyük bir bölümü, büyükkent-dışı devlet üniversitelerinde çalışıyor. Bu üniversiteler kuruluş aşamasında. Buralarda öğretim üyesı eksiği olağa- nüstü boyutlara ulaşıyor. Kazanmalan durumunda isffa eden öğretim üyelerinin yerlerini doldurma ola- nağı en azından kısa sürede yok denecek kadar az- dır. Görevini bırakan öğretim üyelerinin çok büyük bir bölümü kendi dalında doktor ya da yardımcı doçent unvanını taşıyor; öğretim üyeliğinin/7fr6asamaWa/iD- da bulunuyor. Kuşkusuz büyük bir istekle seçtıkleri mesleklerinde daha ilen aşamalara gelmek, bilimsel araştırma ve yayınlanyla katkılarını arttırmak isterler- di. Ancak, öy\e olmuyor; daha işin başında asıl mes- leklerini bırakıyorlar. Bu olgunun, değişik yönleriyle incelenmesi gerekir. Irdelenmesi gereken ilk soru, genç öğretim üyele- rinin neden işlerini btrakmak istedıkieridir. Konunun bireysel bir tarafı var; genç bir öğretim üyesi sıyaset yoluyla toplumuna hizmet vermek ısteyebilir. Seçile- mezse de kimi siyasilere yakın olmanın şu ya da bu biçimde bir getinsınin olduğunu. geçmiş deneyler- den giderek, saptamış olabilir. Bireysel özlem ve is- tekler bir yana, üzerinde durulması gereken, sorunun kurumsal yönleridir. öğretim üyelerinin çalışma koşullan nasıldır? Al- dıklan maaş; kütüphane, araştırma, araç ve gereç ola- naklan ne ölçüde yeteriidir? Daha da önemlisi, öğ- retim üyeleri, üzerlerinde bir yönetim baskısı görü- yor ya da bunu yaşıyorlar mı? Kurumlaşma açısmdan bir adım daha atılsın. Öğ- retim üyeliğine seçım nasıl oluyor? Ûlkemizde üni- versite sonrası öğrenimin, yani yüksek lisans ve dok- tora programlannın durumu nedir? Bu programlann sayısal büyüklüğü ve bunun bılim dallan arasındaki dağılımı, ne ölçüde gereksinmeleri karşılıyor? Çok da- ha önemlisi, özellikle uygulanmakta olan doktora programlannın niteliği nedir? Bu programiar kendi ara- lannda ve yurtdışı ünıversitelerle karşılaştınldığında nasıl bir fotoğraf görünüyor? Bilim insanı, gerek araştırmayı ve gerekse de öğ- retimi mutlulukla yapabilmeli; yaptığı işten zevk ala- bilmeli. Her işte başan için bir önkoşul olan ış doyu- mu, bilim dünyasında apayrı bir büyük önem taşır. Öyle anlaşılıyor ki yeni kurulan devlet üniversiteleri- nin genç öğretim üyeleri yaptıkları ış ile çok da barı- şık değildir. Bu soruna önemle eğılinmelidir. • • • Bizimkilere ilişkin bırkaç gelişme daha var. Önce, değerii dostum Emre Kongar, gazetemiz- deki köşesinde başlattığı yamyamlara oyyokgirişi- rrtıni geliştirdi, yapıtlaştırdı. Yamyamlara oy yok, kinfı- lere oy verileceğini belirtmediğinden olumsuz bir tu- tumu yansıtıyordu; durumu yine Emre düzeltti. Ge- çenlerde olumlu adımı attı ve kimlere oy verilebile- ceğinin ipuçlannı verdi; okuyuculanndan Erdal Inö- nü'yü cumhurbaşkanı, Oktay Ekinci'yi de belediye başkanı seçtirmek uzere harekete geçilmesini ve bu amaçla örgütlenılmesini istedi. Böylelikle iki yamyam olmayan aday bulunmuş oldu; iyi de. cumhurbaşka- nını halk seçmiyor ve de o seçime daha bir süre var. Olsun, diyebiliriz, çünkü, Emre, biliyorsunuz, 21. yüz- yıl üzerine çalışıyor. Ikinci girişim bir başka değerii dostum Tahir Ha- tipoğlu'nun genel kurul başkanı seçildiğı Sol Güç- birtiği olayıdır. Ankara'dakı ilk toplantısını büyük bir katılımla ve düzenli başlatan bu girişim, geçen haf- ta sonu istanbul'da ikinci toplantısını yaptı. Ancak, aynı günlerde bir başka gelişme yaşanıyor; soldaki partilerden örneğin ODP seçime tek başına girece- ğini açıklıyordu. Partinin Genel Başkanı Ufuk Uras meslektaşımız da, ÖDP'nin 21. yüzyılın partisi ola- cağının altını çiziyor. Kısaca, herzaman olduğu gibi, sol, bineşirken tek- rar bölünüyor. Ve bölünerek çoğalıyor! Tam da bu ara- da solculann yüzde kaçının akıllı, yüzde kaçının da aptal olduğu tartışmaya açılıyor. Sorunun doğru ya- nıtını bulmak için seçım sonuçlanna mı bakacağız? O zaman yine çok geç kalınmış olmaz mı? • Oysa, 21. yüzyıla gırmeden de solun, toplumsal ve ekonomik yapının demokratikleşmesi; salt emeğiy- le geçinenlerin gelır düzeyinin yükseltilmesi; işsizle- re iş bulunması ve de küreselleşen bir dünyada ulu- sal üretim güçlennin geliştinimesi konulannda ya- pabileceğı çok şey olmalıydı. Yazık... e-posta: yakup@rorqual.cc.metu.edu.tr Brezilya, IMF ile yardım görüşmelerine başladı • Ekonomi Servisi - Brezılya. IMF Güney Amerika Başkan Yardımcısı Teresa fer-Minassian başkanlığmdaki Uluslararası Para Fonu heyeti ile görüşmelerine dün başladı. Görüşmelerde. Brezilya Merkez Bankası'nın kur belirlemedeki rolü ve IMF'nin Brezilya'ya vaat ettiği 41.5 milyar dolarlık yardım paketi konuşulacak. ABD'yi VVTO'ya şîkâyet eden Hîndistanda Cola boykotu • Ekonomi Servisi - Hındistan. geçen mayıs ayındaki nükleer denemeler nedeniyle Hintli şirketleri kara listeye alan ABD'yi bu karan nedeniyle Dünya Ticaret Örgütü'ne (WT0) şikâyet etti. ABD geçen kasım ayından beri aralannda Hindistan Atom Enerjisi Komisyonu'nun da bulunduğu 40 şirketle ticari ilişkilerini kesmişti. Bu arada Hindistan'ın muhalif liderlerinden olan ve eski Savunma Bakanı Mulayam Singh Yadav. halkını, Coca Cola ve Pepsi başta olmak üzere yabancı mallan boykota çağırdı. DTM'den menşe kümülasyonu el kitabı • ANKARA (.4A)- Dış Ticaret Müsteşarlıği (DTM) Türkiye'nin 1 Ocak'tan itibaren katıldığı "Pan-Avrupa Menşe Kümülasyon Sistemi" oluşumu ile ilgili bir el kitabı yayımladı. Kitapta, taraf ülkeler arasında yeni ticari olanaklar yaratacak ve anlaşmalardan beklenen faydalann azami olarak kullanılmasını sağlayacak sistemin. son derece kanşık ticari ilişkilere yeni boyutlar eklediğine dikkat çekildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear