29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•te Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Gcncl Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 0 Genel Ya\ın Koordınatöru Hikmet Çetinka\a# Yazıışlerı Mudürii İbrahim Vıldız # Sorumlu Mudür: Fikret İlkiz 9 Haber Merkezi Mudürü Hakan Kara 9 Görsc! Yonetmcn Fikret Eser Ktıhbarat Cengiz \ ıldırıın 9 Ekonomr Özlem Y üzak • K.ultur Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makalcler Sami Karaören 9 Dıızeltme Vbdullah Yazıcı 9 Fotoğraf' Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgi-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberleri Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç. Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinka>a. Şiikran Soner, Ergun Balcı. ibrahim \ ıldı/. Orhan Bursalı, Mustafa Balba\. Hakjın Kara. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125. K.at:4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7 hat). Faky 4195027 •İzmırTem.sılcisi SerdarKızık, H.ZıvaBK 1352S 2 3 Tel. 4411220. Faks 4419117 9 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, tnonuCd. 119 S. No 1 Kati.Tel:363 12 II. Faks-363 12 15 Müessese MuduriL C stûn Akmen # Koordmator Ahmet korukan # Vluh.ı- sebe Bûlent Yener • Idare Hüseyin Güm-Clşletme Önder ÇeBk • Bıİgı- işlem. !Nail İnaJ # Bılgısa>ar Sıslem Mürihrt ÇUer*Satış FazBel Kuza MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gölbin Erduran 0 Koordmator Reha Işırman • Genel MudürYardımcısı SevdaÇoban Tel: 514 07 53 - 5139580-5138460*1.Faks 513M63 \ a v n n l i ) an t e Basan: Yenı Gun Haber \jansı Basın \e > a \ ı n u l ı k \ 5> Turkoca^ı Cad 3<> 41 O ğ a l o e l u 34314 I*t PK 240 kurıhııl Tel 10 ; i 2 l 512 05 05 (2U hat) VA- | O 2 I 2 ) 5 1 3 > 1ŞUBAT1999 İmsak: 5.39 Güneş: 7.09 Öğle: 12.25 tkindi: 15.02 Akşam: 17.27 Yatsı: 18.51 Parjs'te iç çamaşırı şovu • Haber Merkezi - Paris'te sergılenen 1999-2000 sonbahar kış iç çamaşın gösterisinde mankenler güzeilikleriyle izleyenleri büyüledi. Sabancı'nın hat koleksiyonu • CHICAGO(AA)- ABD'nın iinlü müzelerinden Metropolitan'da sergilenen Sakıp Sabancı hat koleksiyonu, 25 Şubat'ta da California'nın önemlı •müzelerinden Los Angeles Country Müzesi'nde sergilenmeye başlanacak. Müze yöneticılen 16. yüzyıldan 20. yüzyılın başlanna kadar önemlı hattatlara ait eserlerin yer aldığı sergiyı Van Gogh sergısınin bulundugu bir dönemde açarak geniş kitlelere izletmeyi amaçlıyorlar. Dil izleme grubu dernekleşiyor • Istanbul Haber Senisi - Türkçenin yanlış kullanımını önlemek amacıyla 6 yıl önce kurulan Türkçe Gönüllüleri Dil izleme Grubu. çalışmalannı dernek çatısı altında sürdüımeye çalışıyor. Aksaray'dakı Gönül Düğün Salonu"nda yapılan toplantıda konuşan Türkçe Gönüllüleri izleme Grubu Başkanı Hüseyin Movit, yabancı sözcük kullanma alışkanlığının artması ve sözcüklerin yanlış kullanılmasından dolayı Türkçenin bozulduğunu söyledi. Bektponik rehber' • KOCAELİ(AA)- Görme engellilerin, evierinin ya da işlerinin dışındaki ıhtiyaçlannı daha rahat gıderebilmelerı amacıyla, "Elektronik Rehber" üretildi. Izmitli görme özürlü Engin Albayrak ve Muzaffer Türker'in önerisiyle. TÜBİTAK. Marniara Araştırma Merkezi'nde (MAM) projelendirilerek üretilen "Elektronik Rehber"in işleyişi, kentin değişik noktalanna konulan vericiyle. özürlü kişide bulunan alıcı arasında bağlantı kurularak gerçekleştiriliyor. TUS başvuruları bugün başlıyor • ANKARA (AA) - Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı'na (TUS) başvurular l-12Şubat 1999tanhleri arasında yapılacak. ÖSYM, Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde, üniversitelerin tıp fakültelerinde ve Gülhane Asken Tıp Fakültesi'nde tıpta uzmanlık eğitimi görmek üzere alınacak adaylan, sınava tabi tutacak. Sınava başvurmak ve katılmak için sınav tarihine kadar ilgıli fakültelerden mezun olma şartı gerekiyor. Temiz enerji •I ANKARA (AA)- Türkiye nın ekonomik olarak güneşteri sağlayacağı enerji potansiyeli, yıllık 25 milyon ton petrole eşdeğerde bulunuyor. Bir yıl boyunca 80 milyon ton petrol eşdeğerindeki güneş enerjısıni kullanamayan Türkiye. yılda 25 milyon ton petrol ithal etmek için 2.5 milyar dolar döviz ödüyor. Güneş kuşağında yer alan Türkiye'de güneşlenme süresi yönünden en zengin bölge 3 bin 16 saat ile Güneydoğu Anadolu bölgesı. Bu bölgeyi 2 bın 923 saat ile Akdenız, 2 bin 726 saat ile Ege bölgeleri izliyor. Türkiye Araştırmalar Merkezi Müdürü Faruk Şen, 1999 yılmdan umutlu 'Türkiye'nin turizm şaıısı fazla' BAHARTANR1SEVER ANKARA - Türkiye Araştırmalar Mer- kezi Müdürü Faruk Şen. Türk turizminin 1999'da geçen yıla oranla A\ rupa'dan da- ha fazla ilgı göreceğını belirtırken. bu doğrultuda Almanya'dan gelecek turist sayısında yüzde 18 artış hesapladıklan- nı bildirdi. PKK. lideri Abdullah Öcalan bunahmı sırasındaTürkiye'nın ımajının sarsıldığı- nı,bu nedenle ltalyan turist sayısındadü- şüş olacağını belirten Şen. bu yıl yüzde 30 oranındabırde\alüas>on beklentisi ol- duğunu söyledi. Türkiye Araştırmalar Merkezi Müdü- rü Faruk Şen. 1998'de Alman tunst say ı- sının yüzde 10 artması yönündeki hede- fe ulaşılamadığınadikkatçekerken, bun- da. Antalya'da yaşanan PK.K. olayı. bazı • Faruk Şen, "Türkiye çok revaçta. Almanya'da orta sınıfın alt dilimi değil, orta sınıfı ilgi gösteriyor. Almanya'dan 2 milyon 350-400 bin arasında turist geleceğini tahmin ediyoruz" dedi. firmalann uygulamalan ve Dünya Futbol Şampiyonası'nın etkili olduğunu belirt- ti. Almanya'da 10 büyük rur operatörüy- le görüşerek hazırladıklan araştırmaya göre. 1999'da bu ülkeden gelecek tunst sayısının yüzde 18 oranında artmasını bekledıklerini bildiren Şen. şunlan söy- ledi: "Türkiye çok revaçta. Almanya'da or- ta sınıfın alt dilimi değil. orta sınıfı ilgi gös- teriyor. Alman turistin yüzde 20-24 daha fazla harcama yapması bekleniyor. Al- manva'dan 2 miKon 350-400 bin arasın- da turist geleceğini tahmin ediyoruz." Şen. geçen yıl turizm sektöründe bü- yük bir bunalım yaşayan Türkiye'ye bu yıl Avrupa'da daha fazla şans verildiğini belirtti. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yüz- de 10-50 daha fazla yurtdışı tatili yapıla- cağından hareket edildiğini anlatan Şen. "Bundan Türkiye de payuıı alacak. Tür- kiye"deki harcama ve hizmet sektörü ar- tık iyileşmiş durumda. Türkiye'ye gelme- nin iki nedeni var: Çok genç ve akrif bir personelin olması ile Akdeniz Bölgesi'nde en yeni tesislerin burada bulunması. \e fi- vatlar çok düşük" dedı. Öcalan bunahmı nedenıyle İtalya'da Türkiye imajının yıprandığını vurgula- yan Şen. bu nedenle İtalyan tunst sayı- sında düşüş beklediklerini söyledi. Şen. Italya'nın Ingıltere. Fransa ve Alman- ya'dan sonra AB'nin en fazla gezen ül- kesi olduğuna dikkat çekti Türkiye"de bu yıl yüzde 30 oranında bir devalüasyon yapılması beklentisi olduğunu savunan Şen. "Bu, Türkiye'deki hizmetlerin Av- rupah turistier için çok daha ucuzlaması demek. Bu sayıiar o zaman çok daha yu- kanya çıkabilir" diye konuştu. Türkiye Araştırmalar Merkezi tarafın- dan turizme ılişkin olarak yapılan araş- tırmanın sonuçlan. mart ayında Alman- vaEssen'degerçekleştirilecek Turizm Fu- an'nda açıklanacak. Gösterinin hangi sıradan izleneceğini 'soyluluk' belirliyor DefUelerinya&sız kımılları Karl Lagerfeld. Avrupa sosyetesinin ilgiyle izlediği modacılardan. Çeviri Servisi - Moda dün- yası sadece baş döndürücü man- kenlerle, muhteşem kreasyonla- nn sergılendiği defılelerden oluş- muyor. Bu defilelerı izleyenler \e modacıların kreasyonlann- dan satın alanlar moda dünyası- nın oluşumunda \e ayakta kal- masındaki en büyük etkenler ara- sında. Oysa uzaktan bakıldıgında. hayranlık dolu gözler ve gülüm- semelerle podyumları ızleyen •üstsınıf s^ircinin kendine öz- gü bir kuraılar dünyası var. Bu kurallann en gözle görülür u>- gulaması izleyicilerinoturdukla- n koltuklar. Modanın kalbının attığı New York, Londra.Tokyo, Milano ve Münih gibı şehırler arasında sürekli seyahat eden bu insanlann defıleler sırasında otur- tulduklan yerlenn, onlann ünle- n \e aristokratik unvanlarıyla yakın ılgisi var. Lacroix, Cha- neL Dior, Valentino. L ngaro > a da Saint Laurent defüelennde pod- yumu çevreleyen ılk sırada otu- racak müîtennm adt olmasa da kimliği her zaman belli. Bu sıra oncelıkle Avrupa anstokrasisi, \ogue, Elle, Harper's Bazaargi- bi moda dergılennin yayın yönet- menlen, Begüm Han gıbı bu mo- daevlerınin kraliyetlere mensup müşterileriyle, Hollywood ve müzikdünyasının 'gerçek'yıldız- larının terzilerine aynlıyor. Bu seçimlerde en önemlı iki unsuru asaletin derecesi belirli- yor. Artık gündemde olmayan bir ad kolaylıkla listeden siline- bilirken, bir başkası onun yerini alabiliyor. Durgun birdönem ge- çiren oyuncu ya da sanatçı bir- denbıre kendini ıkinci yada üçün- cü sıranın koltuklanndan birin- de bulabilivor. Kadmlar 'modern' korunuyor ANK.ARA (ANKA) - Evli çiftlenn yüzde 98i tarafından kullanılan ge- beliği önleyicı yöntemler ıçınde en çok modern yöntemler tercıh edıliyor. Ka- dın ve erkeklerin yüzde 67 si modern yöntemleri kullanıyor. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüt- leri Enstitüsü tarafından yapılan 1998 Türkiye Nüfus ve Saglık Araştırma- sı'nda Türkiye'deki evli çiftlenn doğum kontrolü için modern yöntemleri ter- cih ettiğı belirlendı. Evli çiftlerin ne- redeysetümününaıleplanlamasihak- kında bilgı sahıbı olduğu kaydedılen araştırmada. çiftlerin yüzde 98'inden fazlasının aıle planlaması yöntemini kullandıklan saptandı. Araştırmada, "Genel olarak. modem yöntemler ge- lcneksel > öntcmkrcoranla daha skı kul- lanılmaktadır" denıldı. Evli tüm kadınların yüzde 67'sı ve kocalann yüzde 68'inin bir modern yöntem kullandığı kaydedıldi. Araştır- mada. ev li kadınlann en çok spıral ya da doğum kontrol hapını kullandıkla- n ve yüzde 31'inın de eşinin prezer- vatıfle korunmasmı seçtiği belırtildi. Araştırmaya göre, geleneksel yön- temlerden bırisi olan takvım yöntemi çok az kullanılıyor. Araştırmada, do- ğum kontrolü için kanallann bağlan- ması yöntemınin hemen hemen hiç kullanılmadığı belırlendi. 3. köprüyepanayırlı protesto Amavutköy SemtGirişimi. İstanbul Boğazı'nda y apılmak istenen 3. köprüve karşı başlattığı protesto e> lemlerini çe- şidendirerek sürdürüvor. Semt girişimince üçüncii köp- riiyü protesto amacıyla diin dü/enlencn "Arna'vutköv Panayın"na çok sayıda politikacı, sanatçı ve khie örgütîi temsilcisi destek v'erdi. Arnavutköy tskele Mevdanı'nda düzenlenen panay ıra katılanlar. "Köprii Amnda l v uma- yacağtz" yaâlı kokartı taktilar, "Ha iiçüncü köprii, ha tan- ker kazası", "Arnavutköy -Çamlıhemşin el te*\"Üçiincü köprü\e hayır" afışleri taşıdılar. Protestocu grup adına yapılan açıklamada, iiçüncü köprünün kendilerini ~bo- ğazlayacağı" belirtilerek "Üçüncii köprü yapılırsa ken- tinıkin ulaşun sorunu daha da büv üyecek. Üçüncü köp- rüyü sadece Arnavutköy'de değiL İstanbul'un hiçbir ye- rinde görmek istemivoruz" denildi. Panayın düzenleyen Arnav utköy lüler," Ne alırsan Arnav utköy için" sloganıy- la sartıkları eşyalann gelirini semtin güzelleştirilmesi ve korunması için kullanacaklarını söylediler. Panayırda üçüncü köprünün yapımına karşı imza toplandı. Pana- yıra, CHP millervekili Ercan Karakaş, ANAP Milletve- kili Bülent Akarcalı, FP millervekili M. Ali Şahin. İstan- bul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Beşiktaş Beledi>e Başkanı Ayfer Ata>', Çağdaş \aşamı Des- tekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Say- lan ile sanatçılar Rutkay A/iz, Yavuz Bingöl, Hülya Koç- yiğh\y«zar I^jtife Tekin. çizerimiz İsmail Gülgeç'in de ara- lannda bulundugu kalabalıkbir yurttaşgrubu destek ver- di. (Fotoğraf: UGUR DEMİR)" 'Inanç turizmi'nde projemiz yok • Kuşadası Turizm Derneği Başkanı Mustafa Oğuzkaan, "Inanç turizmi açısından oldukça zengin bir potansiyele sahip ülkemizin bu olanaklannı kullanmamamız için hiçbir neden yok" dedi. e-posta : tan (a prizma. net. tr LATtFSANSÜR KUŞADASI - Isa Pey- gamber'in doğumunun 2000'inci yıldönümü çer- çevesinde turizmcılerin umutlabeklediği 'inanç tu- rizmi' konusunda ulusal dü- zeyde hiçbir proje üretil- memesi tedirginlik yarattı. İki yıl önce "Anadolu 2000" adıyla hazırlanan, bir türlü uygulamaya konul- mayan projenin ne olduğu bilinmezken, turizmciler yerel ölçekte çalışmalara başladı. ttalya'nın. 2000 yı- lı kutlamaprogramı için 1.8 milyar dolar bütçeayırarak 50 milyon ruristi ağırlama- yı hedeflerken, Avrupa Bir- liği üyesi ülkelerin, kutla- malarda Avrupa kimliğinin ön plana çıkanlması ıçın çalışmalaryaptıgını belırten Kuşadası Turizm Derneği Başkanı Mustafa Oğuzka- an. "İnançturizmiaçısından oldukça zengin bir potansi- yelesahip ülkemizin bu ola- naklannı kullanmamamız için hiçbir neden yok. Bugün yeryüzünde 2 nıily an aşkın Hıristiyan yaşamaktadır. 2000 yüında bunlann dini merkezlere doğru büyük kitleler olarak ziyaretleri söz konusudur. Ülke gene- linde uygulanacak ulusal bir proje olmadığı için geç kalmadan yerel ölçekte ça- lışma yapmakta yarar var" dedı. Oğuzkaan, Selçuk ile Kuşadası"nın yerel ölçekte ortak proje üretmesi gerek- tığini söyledi. tzmir'in Selçuk ilçesinin, tanhi değerleri ile ünlü bir merkez olduğunu, Kuşada- sı'nındabannmaveeğlen- ce hizmeti vereceğini vur- gulayan Mustafa Oğuzka- an, "Meryenı Ana ve diğer kalıntılar Selçuk'u çekim merkezi yapabilir. Ancak konaklama ve diğer sosyal aktiviteler için burası yeter- sizolduğundan, bannma ve eğlence merkezi. iklimi.de- niz ve doğadan yararianma olanaklaruun çokluğu ne- deniyle Kuşadası ön plana çıkmaktadır. İnsanlar ge- zip görecekleri yer kadar, raharlıklannı da düşünmek- tedirler. Bu nedenle Selçuk ve KuşadasL 2000 y ılı inanç turizmi organizasyonunu ortakyapmak zorundadır" diye konuştu. Kutiama programı önerileri Meryem Ana ayini (15 ağustos): Efes'te yapılan 3. Konsül toplantısı, Meryem Ana kilisesinde konsüller toplantısında kutsal kitap Incil' in kabul edilmesi (13 ekım); Yedi kılisenm ılkinın Efes'te yapılması. Saint Je- an Bazilikası'nın Impara- torJüstinyentarafından yap- tınlması; Meryem Ana'nm Bülbül Dağı'na yerleşme- sı gibi önemli günler ve ta- rihler belirlenerek ayn ay- n kutiama programlan ya- pılacak ve bu programlar internet. medya ve diger araçlar kullanılarak dünya- ya duyurulacak. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Dip Dalgası'!.. f^iruze mavisi bir ilkbahar aydınhğı içinde, çalışıyorum: I Ste-Genevieve kütüphanesı, Quartier Latin, Pa- ris: 1963. Nasıl bir şaşkınlığa uğradığımı anlatamam: 'Clasissisme'le 'Romantisme' arasında saydığım Vıc- tor Hugo, sürgün dönüşu mılletvekili olmtışturya (1896); Meclıs tutanaklarında, yerini belırten sıfat 'aşın sol- cu 'ymuş meğer. ('ertreme gauche'), öyle yazıyor. Hu- go'nun, 1848'den sonra 'cumhunyetçı' olduğu doğ- rudunotarihte, 'a/mr)L/nyefç/'ninyeri. 'aşınsol'! Birbaş- ka şaşkınlığım daha var: 'Allahlar Susamışlardı'öan başka. hiçbir eserini gönülden okuyamadığım Anato- le France, zigzaglı edebıyat hayatının sonunda. han- gı partıye yazılarak ölmüştür, bilir mısinız? Fransız Ko- münist Partisi'ne! Şu muthiş 'tespit', onaa'rt; "Kanun, yüksekeşitlık ilkesi çerçevesınde, hem zengınlere hem yoksullara, köprü altında uyumayı, sokakta dilenmeyi ve ekmek çalmayı yasak etmıştir." Sanatta 'gerçekçilik' ('Realisme'), hemen gerçek- leşmedi: 'Classisme', soylulann (aristokrasi), 'Roman- tisme' burjuvazinın sanatıydı; gerçekçilık. ancak XIX. yy'ın ortalanna doğru, yani 1848 Inkılabı'ndan sonra aldıyürüdü. Fikirteriyle 'Kralcı' alan Balzac'ı, Marks'ın mektubunda Engels'e övmesi, fikirierinden değildi el- bette; romancınm, eserinde toplumsal diyalektıği işle- yişindendi. Buradan bakılınca, Balzac da 'gerçekçidir', Flaubert de, 'Stendhal da! Roman. aslında burjuva- ziylebiriikteyükselirama; ihanete uğramış 'yoksullar'm tepkisi. önce 'gerçekçiliği', daha sonra 'naturalisme'i getirecektir: Zola, 'deneysel bir gerçekçilıkten' söz edıyordu; bu, 'Aydınlanmarun' yükseten yöntemi 'Po- sıtivisme'm, edebiyata uyarlanmasıdır. Gâzinin büyükinsanlıkhareketi dediği... eu kısa özet, neyı anlatıyor? İnsanoğlu, doğa, top- lum ve birey ilişkilerinin 'anatomisini' ve •fizyo- lojisini', ancak inkılâplar yüzyılı'nda keşfedebilmiş- tir. sanatın, 'sosyal işlevselliği' de, o tarihte netie- şiyor, onun içindir ki, 'klâsık' romancı. üstelik soytu, Ge- orge Sand 'devrimcı' gazetelerde yazar; 'klâsik' Hu- go, sürgüne gıder; 'klâsik' Anatole France, Dreyfus- se olayı patlak verince. Zola'ya iltihak etti: Zola, bili- yorsunuz, zaten olayı 'patlatan' kalem! Sanat ekolle- rinin hemen hepsi, XX. yy başında, 'gerçekçilik' konağına varmışlardır; hem de, sade suya tirtt, 'tu- tanak' gerçekçiliğinin değil; arasında 'şiirsel ger- çekçiliğin', 'eleştirel gerçekçiliğin', 'sosyalist ger- çekçiliğin' de bulundugu, büyük toplumsal bilinç- lenme kervanına! Hareket o kadar büyük, o kadar güçlüdür ki, yüzyılın başında; 'Anatole France'a to- kat 1 bildirisiyle meydana çıkan, gerçek/üstücü (sur- realiste) 'marginal'ler; Freud'a yaslanıyorlardı, ama, siyaset söz konusu oldu mu, trotskist'tıler. Andre Bre- ton, Trotskiy'nin 'ahbabıdır.' Bunun anlamı, tek ve denn, sanatçı ancak iki yüz- yıldır, toplumsal mekanizmanın' nasıl işlediğini kavramtştır; kavradığı için de, 'en çok insana, en büyük saadet' ilkesinin, peşine düşmüş: Koestler, Malraux, Hemingvvay, Sperber vb. Ispanya iç sava- şında nıye savaştılar sanırsınız? London, Sınclair, Dre- iser, 'Arnerikan Rüyası' yerine, niyesosyalizmi seçmiş- lendi? Gâzi'nin çeşitli söylevlennde 'Büyük İnsanlık Ha- reketi' adını verdığı. 'dip dalgası' gelıyordu da. ondan! 'Soğuk Savaş'tan itibaren, Sistem'in, sanatı ısrar- la 'soyut'a itmek gayretini anlayabilmek için, önce bu kısa özeti kavramak lazımdır. 'Sistem'in savunma stratejisi'!.. XIX. yy'da ıkı büyük 'kafa', 'ınsari ve 'toplum' bil- mecesıne, iki ayn 'çözüm' önermışti: Marks, di- yalektikle, 'toplumsal mekanizma'daki 'işleyişin' içyüzünü ortaya döküyor; Freud ise, birey'in dav- ranış mekanizmastndaki, 'işleyişin' içyüzünü! 'Frank- furt Filozoflarf, Reich, Adorno, Marcuse, Habermas vb. bu iki yöntemi "uzlaştırmayı' denediler, ortaya, psikolojinin de diyalektiğini içeren, ilgînç bir yön- tem çıkıyordu. Buysa, edebiyatın, -bütünüyie sana- tın- hem bireyi, hem toplumu ezen', üstelik doğa- yı 'katleden' 'Sistem'e karşı, topyekûn 'kalkışma- sı' anlamına gelecekti. Düşünebiiıyor musunuz? O sı- ra, 'Sistem', tarihte hiç içine düşmediği bir 'bunalım' geçiriyor: /. Dünya Savaşı, Komünist (1917) ve 'Kema- list (1919) ınkılaplannı getırmiş; 'Mazlumlar' (proletar- ya ve sömürge halklan) ayaklanıyor 30'lar demek, 'bü- yük ekonomik çökuntü' demek; II. Dünya Savaşı, hem 'Sosyalist Blok'un yayılması, hem de 'Uçuncü Dün- ya'nın ayaklanması anlamına gelir ki, Liberal Burjuva- zi 'müddet-i hayatında' böyle muazzam bir 'kuşat- ma' görmemiş: 'pazan' daraldıkça daralıyor, han- diyse Bat Avrupa'yla, Kuzey Amerika'ya sıkışmış gibidir. XX. yy'ın son üç çeyreğine damgasını vuran bu 'Dip Dalgası'nın yükselışınde, elinde hürnyet ve ıstıklâl bay- rağıyla, en önde koşanlar kımler? Şaırier, yazarlar, res- samlar, besteciler, şarkıcılar; kısacası, sanatçılar! 'Sis- tem'in, 'savunma stratejisi' önce onları 'devredışı' bt- rakmayı hesaba alırsa. kendi hesabına yanlış mı yapar? XX. yy'ın büyük sanatçılannı düşünüversenize! Gorkiy, Ehrenburg, Steinbeck, Robeson, Neruda, Picasso, Pavese, de Sica, Visconti, Aragon, Sartre, Camus, Nâzım Hikmet ve daha nıcelen, aynı yolun yolcusu! En iyisi, geçen yüzyıldan bu yana süregelen, bu yürü- yüş ıstıkarnetını değiştirmektır: 'sosyal', 'somut' ve 'ger- çek' üzerine mi kuruluyor, sanattaki büyük 'devrim', artık 'sanal' ve 'soyut' üzerinde gelişecektir; eğer, edebiyatçıyı, -sanatçının bütününü- 'somut'tan ve 'gerçek'ten kopanrsan; halklan şekillendiren 'sa- nat', 'devre/dışı' bıraktın demektir; 'mazlumlann', onlann 'sosyal ve beşerf sorunlannın yerini; aslın- da kimseye bir şey söylemeyen, 'soyut' ve 'sanal' gerçekler alacaktır ki, hele bu 'marifeti' tercih eden- lere, 'yüklüce bahşişler1 verilebilirse, sanatçılann da 'kaybedecek şeyleri' olacağı için, sesleri pek çık- maz! Filmi tersine oynatmak'!.. f Ooğuk Savaş'ın civcivli döneminden itibaren, tah- O min edılebıleceği gibı ABD'den başlayıp yayılan, Post/Modernizm'ın 'püfnoktası' ışte burasıdır 'inkâr- cılığı', -eğer bunu yapmazsa, 'gerçekçi' ve 'somut', dolayısıyla 'ilerici' edebiyat ve sanat 'geleneğine' bağlanması gerekeceğinden-; 'soyutluğu' ve 'sa- nallığı' ise, -bu sayede 'mazlumlara' karşı yeniden saldınya geçmiş 'Sistem'in, neler yaptığına kolay- ca 'gözlerini yumabileceğinden-'! Hele bu 'göz yum- malar', bu 'inkâriar', 'tüketici' piyasasında, 'meta' ha- linedönüşmüşfîlmler, kitaplar,tablolarsayesınde, 'ton- la'para kazandınyorsa! Neticede, liberal burjuvazi. sa- natçıya ve yazara önem vermeyişinin. ciddi bir hata ol- duğunu anlamıştır; onu 'etkisiz hale getirmenin', ça- resi, meğer ne kadar basitmiş, onu da 'burjuva'ya dönüştürmek! Böylece. Geçen yüzyılda yaşanmış film 'tersıne' göstenlıyor. o zaman, 'klasikler' 'romantiğe', 'romantikler', 'gerçekçi'ye mi dönüşürlerdi; 'aristok- rat', elinde bayrak, 1848'de barikatlarda boy mu gös- terirdi; 'burjuva', FKP üyesi olarak mı ölürdü; şimdi efendim, aksi yaşanacaktır: 7şç/' kökenli yazar, 'dolar milyoneri' olacak; 'köylü' kökenlisi, yurdunda değil, 'ecnebi' de keyif çatacaktır! O kadarla kalsa lyi, sorunun bir de psiko/patolojik boyutu var ki, ayrıca konuşuruz! httpı// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear