Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
•te
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Gcncl Yayın Yonetmenı Orhan Erinç
0 Genel Ya\ın Koordınatöru Hikmet
Çetinka\a# Yazıışlerı Mudürii İbrahim
Vıldız # Sorumlu Mudür: Fikret İlkiz
9 Haber Merkezi Mudürü Hakan
Kara 9 Görsc! Yonetmcn Fikret Eser
Ktıhbarat Cengiz \ ıldırıın 9 Ekonomr Özlem
Y üzak • K.ultur Handan Şenköken 9 Spor
Abdülkadir Yücelman 9 Makalcler Sami
Karaören 9 Dıızeltme Vbdullah Yazıcı 9
Fotoğraf' Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgi-Belge
Edibe Buğra 9 Yurt Haberleri Mehmet Faraç
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç. Oktay
Kurtböke. Hikmet Çetinka>a.
Şiikran Soner, Ergun Balcı.
ibrahim \ ıldı/. Orhan Bursalı,
Mustafa Balba\. Hakjın Kara.
Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı
No: 125. K.at:4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7
hat). Faky 4195027 •İzmırTem.sılcisi SerdarKızık,
H.ZıvaBK 1352S 2 3 Tel. 4411220. Faks 4419117
9 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, tnonuCd. 119
S. No 1 Kati.Tel:363 12 II. Faks-363 12 15
Müessese MuduriL C stûn Akmen #
Koordmator Ahmet korukan # Vluh.ı-
sebe Bûlent Yener • Idare Hüseyin
Güm-Clşletme Önder ÇeBk • Bıİgı-
işlem. !Nail İnaJ # Bılgısa>ar Sıslem
Mürihrt ÇUer*Satış FazBel Kuza
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gölbin
Erduran 0 Koordmator Reha
Işırman • Genel MudürYardımcısı
SevdaÇoban Tel: 514 07 53 -
5139580-5138460*1.Faks 513M63
\ a v n n l i ) an t e Basan: Yenı Gun Haber \jansı Basın \e > a \ ı n u l ı k \ 5>
Turkoca^ı Cad 3<> 41 O ğ a l o e l u 34314 I*t PK 240 kurıhııl Tel 10 ; i 2 l 512 05 05 (2U hat) VA- | O 2 I 2 ) 5 1 3 >
1ŞUBAT1999 İmsak: 5.39 Güneş: 7.09 Öğle: 12.25 tkindi: 15.02 Akşam: 17.27 Yatsı: 18.51
Parjs'te iç
çamaşırı şovu
• Haber Merkezi - Paris'te
sergılenen 1999-2000
sonbahar kış iç çamaşın
gösterisinde mankenler
güzeilikleriyle izleyenleri
büyüledi.
Sabancı'nın hat
koleksiyonu
• CHICAGO(AA)-
ABD'nın iinlü
müzelerinden
Metropolitan'da sergilenen
Sakıp Sabancı hat
koleksiyonu, 25 Şubat'ta da
California'nın önemlı
•müzelerinden Los Angeles
Country Müzesi'nde
sergilenmeye başlanacak.
Müze yöneticılen 16.
yüzyıldan 20. yüzyılın
başlanna kadar önemlı
hattatlara ait eserlerin yer
aldığı sergiyı Van Gogh
sergısınin bulundugu bir
dönemde açarak geniş
kitlelere izletmeyi
amaçlıyorlar.
Dil izleme grubu
dernekleşiyor
• Istanbul Haber Senisi -
Türkçenin yanlış
kullanımını önlemek
amacıyla 6 yıl önce kurulan
Türkçe Gönüllüleri Dil
izleme Grubu. çalışmalannı
dernek çatısı altında
sürdüımeye çalışıyor.
Aksaray'dakı Gönül Düğün
Salonu"nda yapılan
toplantıda konuşan Türkçe
Gönüllüleri izleme Grubu
Başkanı Hüseyin Movit,
yabancı sözcük kullanma
alışkanlığının artması ve
sözcüklerin yanlış
kullanılmasından dolayı
Türkçenin bozulduğunu
söyledi.
Bektponik
rehber'
• KOCAELİ(AA)-
Görme engellilerin,
evierinin ya da işlerinin
dışındaki ıhtiyaçlannı daha
rahat gıderebilmelerı
amacıyla, "Elektronik
Rehber" üretildi. Izmitli
görme özürlü Engin
Albayrak ve Muzaffer
Türker'in önerisiyle.
TÜBİTAK. Marniara
Araştırma Merkezi'nde
(MAM) projelendirilerek
üretilen "Elektronik
Rehber"in işleyişi, kentin
değişik noktalanna konulan
vericiyle. özürlü kişide
bulunan alıcı arasında
bağlantı kurularak
gerçekleştiriliyor.
TUS başvuruları
bugün başlıyor
• ANKARA (AA) - Tıpta
Uzmanlık Eğitimi Giriş
Sınavı'na (TUS) başvurular
l-12Şubat 1999tanhleri
arasında yapılacak. ÖSYM,
Sağlık Bakanlığı eğitim
hastanelerinde,
üniversitelerin tıp
fakültelerinde ve Gülhane
Asken Tıp Fakültesi'nde
tıpta uzmanlık eğitimi
görmek üzere alınacak
adaylan, sınava tabi tutacak.
Sınava başvurmak ve
katılmak için sınav tarihine
kadar ilgıli fakültelerden
mezun olma şartı gerekiyor.
Temiz enerji
•I ANKARA (AA)-
Türkiye nın ekonomik
olarak güneşteri sağlayacağı
enerji potansiyeli, yıllık 25
milyon ton petrole
eşdeğerde bulunuyor. Bir yıl
boyunca 80 milyon ton
petrol eşdeğerindeki güneş
enerjısıni kullanamayan
Türkiye. yılda 25 milyon
ton petrol ithal etmek için
2.5 milyar dolar döviz
ödüyor. Güneş kuşağında
yer alan Türkiye'de
güneşlenme süresi
yönünden en zengin bölge 3
bin 16 saat ile Güneydoğu
Anadolu bölgesı. Bu
bölgeyi 2 bın 923 saat ile
Akdenız, 2 bin 726 saat ile
Ege bölgeleri izliyor.
Türkiye Araştırmalar Merkezi Müdürü Faruk Şen, 1999 yılmdan umutlu
'Türkiye'nin turizm şaıısı fazla'
BAHARTANR1SEVER
ANKARA - Türkiye Araştırmalar Mer-
kezi Müdürü Faruk Şen. Türk turizminin
1999'da geçen yıla oranla A\ rupa'dan da-
ha fazla ilgı göreceğını belirtırken. bu
doğrultuda Almanya'dan gelecek turist
sayısında yüzde 18 artış hesapladıklan-
nı bildirdi.
PKK. lideri Abdullah Öcalan bunahmı
sırasındaTürkiye'nın ımajının sarsıldığı-
nı,bu nedenle ltalyan turist sayısındadü-
şüş olacağını belirten Şen. bu yıl yüzde
30 oranındabırde\alüas>on beklentisi ol-
duğunu söyledi.
Türkiye Araştırmalar Merkezi Müdü-
rü Faruk Şen. 1998'de Alman tunst say ı-
sının yüzde 10 artması yönündeki hede-
fe ulaşılamadığınadikkatçekerken, bun-
da. Antalya'da yaşanan PK.K. olayı. bazı
• Faruk Şen, "Türkiye çok revaçta. Almanya'da orta
sınıfın alt dilimi değil, orta sınıfı ilgi gösteriyor.
Almanya'dan 2 milyon 350-400 bin arasında turist
geleceğini tahmin ediyoruz" dedi.
firmalann uygulamalan ve Dünya Futbol
Şampiyonası'nın etkili olduğunu belirt-
ti. Almanya'da 10 büyük rur operatörüy-
le görüşerek hazırladıklan araştırmaya
göre. 1999'da bu ülkeden gelecek tunst
sayısının yüzde 18 oranında artmasını
bekledıklerini bildiren Şen. şunlan söy-
ledi:
"Türkiye çok revaçta. Almanya'da or-
ta sınıfın alt dilimi değil. orta sınıfı ilgi gös-
teriyor. Alman turistin yüzde 20-24 daha
fazla harcama yapması bekleniyor. Al-
manva'dan 2 miKon 350-400 bin arasın-
da turist geleceğini tahmin ediyoruz."
Şen. geçen yıl turizm sektöründe bü-
yük bir bunalım yaşayan Türkiye'ye bu
yıl Avrupa'da daha fazla şans verildiğini
belirtti.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yüz-
de 10-50 daha fazla yurtdışı tatili yapıla-
cağından hareket edildiğini anlatan Şen.
"Bundan Türkiye de payuıı alacak. Tür-
kiye"deki harcama ve hizmet sektörü ar-
tık iyileşmiş durumda. Türkiye'ye gelme-
nin iki nedeni var: Çok genç ve akrif bir
personelin olması ile Akdeniz Bölgesi'nde
en yeni tesislerin burada bulunması. \e fi-
vatlar çok düşük" dedı.
Öcalan bunahmı nedenıyle İtalya'da
Türkiye imajının yıprandığını vurgula-
yan Şen. bu nedenle İtalyan tunst sayı-
sında düşüş beklediklerini söyledi. Şen.
Italya'nın Ingıltere. Fransa ve Alman-
ya'dan sonra AB'nin en fazla gezen ül-
kesi olduğuna dikkat çekti Türkiye"de
bu yıl yüzde 30 oranında bir devalüasyon
yapılması beklentisi olduğunu savunan
Şen. "Bu, Türkiye'deki hizmetlerin Av-
rupah turistier için çok daha ucuzlaması
demek. Bu sayıiar o zaman çok daha yu-
kanya çıkabilir" diye konuştu.
Türkiye Araştırmalar Merkezi tarafın-
dan turizme ılişkin olarak yapılan araş-
tırmanın sonuçlan. mart ayında Alman-
vaEssen'degerçekleştirilecek Turizm Fu-
an'nda açıklanacak.
Gösterinin hangi sıradan izleneceğini 'soyluluk' belirliyor
DefUelerinya&sız kımılları
Karl Lagerfeld. Avrupa sosyetesinin ilgiyle izlediği modacılardan.
Çeviri Servisi - Moda dün-
yası sadece baş döndürücü man-
kenlerle, muhteşem kreasyonla-
nn sergılendiği defılelerden oluş-
muyor. Bu defilelerı izleyenler
\e modacıların kreasyonlann-
dan satın alanlar moda dünyası-
nın oluşumunda \e ayakta kal-
masındaki en büyük etkenler ara-
sında.
Oysa uzaktan bakıldıgında.
hayranlık dolu gözler ve gülüm-
semelerle podyumları ızleyen
•üstsınıf s^ircinin kendine öz-
gü bir kuraılar dünyası var. Bu
kurallann en gözle görülür u>-
gulaması izleyicilerinoturdukla-
n koltuklar. Modanın kalbının
attığı New York, Londra.Tokyo,
Milano ve Münih gibı şehırler
arasında sürekli seyahat eden bu
insanlann defıleler sırasında otur-
tulduklan yerlenn, onlann ünle-
n \e aristokratik unvanlarıyla
yakın ılgisi var. Lacroix, Cha-
neL Dior, Valentino. L ngaro > a da
Saint Laurent defüelennde pod-
yumu çevreleyen ılk sırada otu-
racak müîtennm adt olmasa da
kimliği her zaman belli. Bu sıra
oncelıkle Avrupa anstokrasisi,
\ogue, Elle, Harper's Bazaargi-
bi moda dergılennin yayın yönet-
menlen, Begüm Han gıbı bu mo-
daevlerınin kraliyetlere mensup
müşterileriyle, Hollywood ve
müzikdünyasının 'gerçek'yıldız-
larının terzilerine aynlıyor.
Bu seçimlerde en önemlı iki
unsuru asaletin derecesi belirli-
yor. Artık gündemde olmayan
bir ad kolaylıkla listeden siline-
bilirken, bir başkası onun yerini
alabiliyor. Durgun birdönem ge-
çiren oyuncu ya da sanatçı bir-
denbıre kendini ıkinci yada üçün-
cü sıranın koltuklanndan birin-
de bulabilivor.
Kadmlar 'modern' korunuyor
ANK.ARA (ANKA) - Evli çiftlenn
yüzde 98i tarafından kullanılan ge-
beliği önleyicı yöntemler ıçınde en çok
modern yöntemler tercıh edıliyor. Ka-
dın ve erkeklerin yüzde 67 si modern
yöntemleri kullanıyor.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüt-
leri Enstitüsü tarafından yapılan 1998
Türkiye Nüfus ve Saglık Araştırma-
sı'nda Türkiye'deki evli çiftlenn doğum
kontrolü için modern yöntemleri ter-
cih ettiğı belirlendı. Evli çiftlerin ne-
redeysetümününaıleplanlamasihak-
kında bilgı sahıbı olduğu kaydedılen
araştırmada. çiftlerin yüzde 98'inden
fazlasının aıle planlaması yöntemini
kullandıklan saptandı. Araştırmada,
"Genel olarak. modem yöntemler ge-
lcneksel > öntcmkrcoranla daha skı kul-
lanılmaktadır" denıldı.
Evli tüm kadınların yüzde 67'sı ve
kocalann yüzde 68'inin bir modern
yöntem kullandığı kaydedıldi. Araştır-
mada. ev li kadınlann en çok spıral ya
da doğum kontrol hapını kullandıkla-
n ve yüzde 31'inın de eşinin prezer-
vatıfle korunmasmı seçtiği belırtildi.
Araştırmaya göre, geleneksel yön-
temlerden bırisi olan takvım yöntemi
çok az kullanılıyor. Araştırmada, do-
ğum kontrolü için kanallann bağlan-
ması yöntemınin hemen hemen hiç
kullanılmadığı belırlendi.
3. köprüyepanayırlı protesto
Amavutköy SemtGirişimi. İstanbul Boğazı'nda y apılmak
istenen 3. köprüve karşı başlattığı protesto e> lemlerini çe-
şidendirerek sürdürüvor. Semt girişimince üçüncii köp-
riiyü protesto amacıyla diin dü/enlencn "Arna'vutköv
Panayın"na çok sayıda politikacı, sanatçı ve khie örgütîi
temsilcisi destek v'erdi. Arnavutköy tskele Mevdanı'nda
düzenlenen panay ıra katılanlar. "Köprii Amnda l v uma-
yacağtz" yaâlı kokartı taktilar, "Ha iiçüncü köprii, ha tan-
ker kazası", "Arnavutköy -Çamlıhemşin el te*\"Üçiincü
köprü\e hayır" afışleri taşıdılar. Protestocu grup adına
yapılan açıklamada, iiçüncü köprünün kendilerini ~bo-
ğazlayacağı" belirtilerek "Üçüncii köprü yapılırsa ken-
tinıkin ulaşun sorunu daha da büv üyecek. Üçüncü köp-
rüyü sadece Arnavutköy'de değiL İstanbul'un hiçbir ye-
rinde görmek istemivoruz" denildi. Panayın düzenleyen
Arnav utköy lüler," Ne alırsan Arnav utköy için" sloganıy-
la sartıkları eşyalann gelirini semtin güzelleştirilmesi ve
korunması için kullanacaklarını söylediler. Panayırda
üçüncü köprünün yapımına karşı imza toplandı. Pana-
yıra, CHP millervekili Ercan Karakaş, ANAP Milletve-
kili Bülent Akarcalı, FP millervekili M. Ali Şahin. İstan-
bul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna,
Beşiktaş Beledi>e Başkanı Ayfer Ata>', Çağdaş \aşamı Des-
tekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Say-
lan ile sanatçılar Rutkay A/iz, Yavuz Bingöl, Hülya Koç-
yiğh\y«zar I^jtife Tekin. çizerimiz İsmail Gülgeç'in de ara-
lannda bulundugu kalabalıkbir yurttaşgrubu destek ver-
di. (Fotoğraf: UGUR DEMİR)"
'Inanç
turizmi'nde
projemiz yok
• Kuşadası Turizm Derneği Başkanı
Mustafa Oğuzkaan, "Inanç turizmi
açısından oldukça zengin bir potansiyele
sahip ülkemizin bu olanaklannı
kullanmamamız için hiçbir neden yok" dedi.
e-posta : tan (a prizma. net. tr
LATtFSANSÜR
KUŞADASI - Isa Pey-
gamber'in doğumunun
2000'inci yıldönümü çer-
çevesinde turizmcılerin
umutlabeklediği 'inanç tu-
rizmi' konusunda ulusal dü-
zeyde hiçbir proje üretil-
memesi tedirginlik yarattı.
İki yıl önce "Anadolu
2000" adıyla hazırlanan, bir
türlü uygulamaya konul-
mayan projenin ne olduğu
bilinmezken, turizmciler
yerel ölçekte çalışmalara
başladı. ttalya'nın. 2000 yı-
lı kutlamaprogramı için 1.8
milyar dolar bütçeayırarak
50 milyon ruristi ağırlama-
yı hedeflerken, Avrupa Bir-
liği üyesi ülkelerin, kutla-
malarda Avrupa kimliğinin
ön plana çıkanlması ıçın
çalışmalaryaptıgını belırten
Kuşadası Turizm Derneği
Başkanı Mustafa Oğuzka-
an. "İnançturizmiaçısından
oldukça zengin bir potansi-
yelesahip ülkemizin bu ola-
naklannı kullanmamamız
için hiçbir neden yok. Bugün
yeryüzünde 2 nıily an aşkın
Hıristiyan yaşamaktadır.
2000 yüında bunlann dini
merkezlere doğru büyük
kitleler olarak ziyaretleri
söz konusudur. Ülke gene-
linde uygulanacak ulusal
bir proje olmadığı için geç
kalmadan yerel ölçekte ça-
lışma yapmakta yarar var"
dedı. Oğuzkaan, Selçuk ile
Kuşadası"nın yerel ölçekte
ortak proje üretmesi gerek-
tığini söyledi.
tzmir'in Selçuk ilçesinin,
tanhi değerleri ile ünlü bir
merkez olduğunu, Kuşada-
sı'nındabannmaveeğlen-
ce hizmeti vereceğini vur-
gulayan Mustafa Oğuzka-
an, "Meryenı Ana ve diğer
kalıntılar Selçuk'u çekim
merkezi yapabilir. Ancak
konaklama ve diğer sosyal
aktiviteler için burası yeter-
sizolduğundan, bannma ve
eğlence merkezi. iklimi.de-
niz ve doğadan yararianma
olanaklaruun çokluğu ne-
deniyle Kuşadası ön plana
çıkmaktadır. İnsanlar ge-
zip görecekleri yer kadar,
raharlıklannı da düşünmek-
tedirler. Bu nedenle Selçuk
ve KuşadasL 2000 y ılı inanç
turizmi organizasyonunu
ortakyapmak zorundadır"
diye konuştu.
Kutiama programı
önerileri
Meryem Ana ayini (15
ağustos): Efes'te yapılan 3.
Konsül toplantısı, Meryem
Ana kilisesinde konsüller
toplantısında kutsal kitap
Incil' in kabul edilmesi (13
ekım); Yedi kılisenm ılkinın
Efes'te yapılması. Saint Je-
an Bazilikası'nın Impara-
torJüstinyentarafından yap-
tınlması; Meryem Ana'nm
Bülbül Dağı'na yerleşme-
sı gibi önemli günler ve ta-
rihler belirlenerek ayn ay-
n kutiama programlan ya-
pılacak ve bu programlar
internet. medya ve diger
araçlar kullanılarak dünya-
ya duyurulacak.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Dip Dalgası'!..
f^iruze mavisi bir ilkbahar aydınhğı içinde, çalışıyorum:
I Ste-Genevieve kütüphanesı, Quartier Latin, Pa-
ris: 1963. Nasıl bir şaşkınlığa uğradığımı anlatamam:
'Clasissisme'le 'Romantisme' arasında saydığım Vıc-
tor Hugo, sürgün dönüşu mılletvekili olmtışturya (1896);
Meclıs tutanaklarında, yerini belırten sıfat 'aşın sol-
cu 'ymuş meğer. ('ertreme gauche'), öyle yazıyor. Hu-
go'nun, 1848'den sonra 'cumhunyetçı' olduğu doğ-
rudunotarihte, 'a/mr)L/nyefç/'ninyeri. 'aşınsol'! Birbaş-
ka şaşkınlığım daha var: 'Allahlar Susamışlardı'öan
başka. hiçbir eserini gönülden okuyamadığım Anato-
le France, zigzaglı edebıyat hayatının sonunda. han-
gı partıye yazılarak ölmüştür, bilir mısinız? Fransız Ko-
münist Partisi'ne! Şu muthiş 'tespit', onaa'rt; "Kanun,
yüksekeşitlık ilkesi çerçevesınde, hem zengınlere hem
yoksullara, köprü altında uyumayı, sokakta dilenmeyi
ve ekmek çalmayı yasak etmıştir."
Sanatta 'gerçekçilik' ('Realisme'), hemen gerçek-
leşmedi: 'Classisme', soylulann (aristokrasi), 'Roman-
tisme' burjuvazinın sanatıydı; gerçekçilık. ancak XIX.
yy'ın ortalanna doğru, yani 1848 Inkılabı'ndan sonra
aldıyürüdü. Fikirteriyle 'Kralcı' alan Balzac'ı, Marks'ın
mektubunda Engels'e övmesi, fikirierinden değildi el-
bette; romancınm, eserinde toplumsal diyalektıği işle-
yişindendi. Buradan bakılınca, Balzac da 'gerçekçidir',
Flaubert de, 'Stendhal da! Roman. aslında burjuva-
ziylebiriikteyükselirama; ihanete uğramış 'yoksullar'm
tepkisi. önce 'gerçekçiliği', daha sonra 'naturalisme'i
getirecektir: Zola, 'deneysel bir gerçekçilıkten' söz
edıyordu; bu, 'Aydınlanmarun' yükseten yöntemi 'Po-
sıtivisme'm, edebiyata uyarlanmasıdır.
Gâzinin büyükinsanlıkhareketi dediği...
eu kısa özet, neyı anlatıyor? İnsanoğlu, doğa, top-
lum ve birey ilişkilerinin 'anatomisini' ve •fizyo-
lojisini', ancak inkılâplar yüzyılı'nda keşfedebilmiş-
tir. sanatın, 'sosyal işlevselliği' de, o tarihte netie-
şiyor, onun içindir ki, 'klâsık' romancı. üstelik soytu, Ge-
orge Sand 'devrimcı' gazetelerde yazar; 'klâsik' Hu-
go, sürgüne gıder; 'klâsik' Anatole France, Dreyfus-
se olayı patlak verince. Zola'ya iltihak etti: Zola, bili-
yorsunuz, zaten olayı 'patlatan' kalem! Sanat ekolle-
rinin hemen hepsi, XX. yy başında, 'gerçekçilik'
konağına varmışlardır; hem de, sade suya tirtt, 'tu-
tanak' gerçekçiliğinin değil; arasında 'şiirsel ger-
çekçiliğin', 'eleştirel gerçekçiliğin', 'sosyalist ger-
çekçiliğin' de bulundugu, büyük toplumsal bilinç-
lenme kervanına! Hareket o kadar büyük, o kadar
güçlüdür ki, yüzyılın başında; 'Anatole France'a to-
kat
1
bildirisiyle meydana çıkan, gerçek/üstücü (sur-
realiste) 'marginal'ler; Freud'a yaslanıyorlardı, ama,
siyaset söz konusu oldu mu, trotskist'tıler. Andre Bre-
ton, Trotskiy'nin 'ahbabıdır.'
Bunun anlamı, tek ve denn, sanatçı ancak iki yüz-
yıldır, toplumsal mekanizmanın' nasıl işlediğini
kavramtştır; kavradığı için de, 'en çok insana, en
büyük saadet' ilkesinin, peşine düşmüş: Koestler,
Malraux, Hemingvvay, Sperber vb. Ispanya iç sava-
şında nıye savaştılar sanırsınız? London, Sınclair, Dre-
iser, 'Arnerikan Rüyası' yerine, niyesosyalizmi seçmiş-
lendi? Gâzi'nin çeşitli söylevlennde 'Büyük İnsanlık Ha-
reketi' adını verdığı. 'dip dalgası' gelıyordu da. ondan!
'Soğuk Savaş'tan itibaren, Sistem'in, sanatı ısrar-
la 'soyut'a itmek gayretini anlayabilmek için, önce
bu kısa özeti kavramak lazımdır.
'Sistem'in savunma stratejisi'!..
XIX. yy'da ıkı büyük 'kafa', 'ınsari ve 'toplum' bil-
mecesıne, iki ayn 'çözüm' önermışti: Marks, di-
yalektikle, 'toplumsal mekanizma'daki 'işleyişin'
içyüzünü ortaya döküyor; Freud ise, birey'in dav-
ranış mekanizmastndaki, 'işleyişin' içyüzünü! 'Frank-
furt Filozoflarf, Reich, Adorno, Marcuse, Habermas
vb. bu iki yöntemi "uzlaştırmayı' denediler, ortaya,
psikolojinin de diyalektiğini içeren, ilgînç bir yön-
tem çıkıyordu. Buysa, edebiyatın, -bütünüyie sana-
tın- hem bireyi, hem toplumu ezen', üstelik doğa-
yı 'katleden' 'Sistem'e karşı, topyekûn 'kalkışma-
sı' anlamına gelecekti. Düşünebiiıyor musunuz? O sı-
ra, 'Sistem', tarihte hiç içine düşmediği bir 'bunalım'
geçiriyor: /. Dünya Savaşı, Komünist (1917) ve 'Kema-
list (1919) ınkılaplannı getırmiş; 'Mazlumlar' (proletar-
ya ve sömürge halklan) ayaklanıyor 30'lar demek, 'bü-
yük ekonomik çökuntü' demek; II. Dünya Savaşı, hem
'Sosyalist Blok'un yayılması, hem de 'Uçuncü Dün-
ya'nın ayaklanması anlamına gelir ki, Liberal Burjuva-
zi 'müddet-i hayatında' böyle muazzam bir 'kuşat-
ma' görmemiş: 'pazan' daraldıkça daralıyor, han-
diyse Bat Avrupa'yla, Kuzey Amerika'ya sıkışmış
gibidir.
XX. yy'ın son üç çeyreğine damgasını vuran bu 'Dip
Dalgası'nın yükselışınde, elinde hürnyet ve ıstıklâl bay-
rağıyla, en önde koşanlar kımler? Şaırier, yazarlar, res-
samlar, besteciler, şarkıcılar; kısacası, sanatçılar! 'Sis-
tem'in, 'savunma stratejisi' önce onları 'devredışı' bt-
rakmayı hesaba alırsa. kendi hesabına yanlış mı yapar?
XX. yy'ın büyük sanatçılannı düşünüversenize! Gorkiy,
Ehrenburg, Steinbeck, Robeson, Neruda, Picasso,
Pavese, de Sica, Visconti, Aragon, Sartre, Camus,
Nâzım Hikmet ve daha nıcelen, aynı yolun yolcusu!
En iyisi, geçen yüzyıldan bu yana süregelen, bu yürü-
yüş ıstıkarnetını değiştirmektır: 'sosyal', 'somut' ve 'ger-
çek' üzerine mi kuruluyor, sanattaki büyük 'devrim',
artık 'sanal' ve 'soyut' üzerinde gelişecektir; eğer,
edebiyatçıyı, -sanatçının bütününü- 'somut'tan ve
'gerçek'ten kopanrsan; halklan şekillendiren 'sa-
nat', 'devre/dışı' bıraktın demektir; 'mazlumlann',
onlann 'sosyal ve beşerf sorunlannın yerini; aslın-
da kimseye bir şey söylemeyen, 'soyut' ve 'sanal'
gerçekler alacaktır ki, hele bu 'marifeti' tercih eden-
lere, 'yüklüce bahşişler1
verilebilirse, sanatçılann da
'kaybedecek şeyleri' olacağı için, sesleri pek çık-
maz!
Filmi tersine oynatmak'!..
f Ooğuk Savaş'ın civcivli döneminden itibaren, tah-
O min edılebıleceği gibı ABD'den başlayıp yayılan,
Post/Modernizm'ın 'püfnoktası' ışte burasıdır 'inkâr-
cılığı', -eğer bunu yapmazsa, 'gerçekçi' ve 'somut',
dolayısıyla 'ilerici' edebiyat ve sanat 'geleneğine'
bağlanması gerekeceğinden-; 'soyutluğu' ve 'sa-
nallığı' ise, -bu sayede 'mazlumlara' karşı yeniden
saldınya geçmiş 'Sistem'in, neler yaptığına kolay-
ca 'gözlerini yumabileceğinden-'! Hele bu 'göz yum-
malar', bu 'inkâriar', 'tüketici' piyasasında, 'meta' ha-
linedönüşmüşfîlmler, kitaplar,tablolarsayesınde, 'ton-
la'para kazandınyorsa! Neticede, liberal burjuvazi. sa-
natçıya ve yazara önem vermeyişinin. ciddi bir hata ol-
duğunu anlamıştır; onu 'etkisiz hale getirmenin', ça-
resi, meğer ne kadar basitmiş, onu da 'burjuva'ya
dönüştürmek! Böylece. Geçen yüzyılda yaşanmış film
'tersıne' göstenlıyor. o zaman, 'klasikler' 'romantiğe',
'romantikler', 'gerçekçi'ye mi dönüşürlerdi; 'aristok-
rat', elinde bayrak, 1848'de barikatlarda boy mu gös-
terirdi; 'burjuva', FKP üyesi olarak mı ölürdü; şimdi
efendim, aksi yaşanacaktır: 7şç/' kökenli yazar, 'dolar
milyoneri' olacak; 'köylü' kökenlisi, yurdunda değil,
'ecnebi' de keyif çatacaktır!
O kadarla kalsa lyi, sorunun bir de psiko/patolojik
boyutu var ki, ayrıca konuşuruz!
httpı// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm