Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Çeteler ve Bağımlı Kişilik
Prof. Dr. NEVZAT YUKSEL
S
on yıllarda, çete oluşumla-
nnı sık olarak. duyuyor ve
görüyoruz. Adliyeye ulaşan
dosyalardan bir sonuç çık-
mıyor. Meclis'tekı araştırma
komisyonlan çeteleri akla-
maya^alışnor gibi. Çete oluşumunu, bir
grup nsanın çıkar işbirliği nedeniyle bir
arsyagelerek birbirini korumasu yasa ve
yönetnelik tanımayarak çıkarelde etme-
si olarak tanımlarsak. çetelerin hemen
ber kınımda değişik ötçü ve biçimlerde
bulundugunu görürüz. Bu çetelerle çıkar
ihşkisne girenler her işini kolayca çöz-
mekte, işbirlığine gırmeyenlerse değişik
biçıraerde baskı altına ahnarak sındiril-
meyeçalışılmaktadır.
lnsin ilişkilerinin ve buna doğrudan
bağlı olan toplumsal ilişkilerin sağlıklı ola-
bilmesi için haklının korunması ve her-
kesm onun yanında yer alması gerekir. An-
cak bı böyle olmamaktadır. Niçin insan-
lanmız çeteleşme eğilimıne giriyor, çete
kuruyor ya da böyle bir çetede yer alıyor?
Bu sorulann yanıtı kuşkusuz çok boyut-
lu. Sosyal ve psikolojik birçok yönü var.
Ben bu yazıda psikolojik yönünü, toplu-
mumuzda çok sık izlenen bağımlı kişi-
lik yapısı ve bağımlılık açısmdan ele al-
mak istiyorum.
Bağımlı kişilik bozukluğunun temel
niteliği, bağımlılık ve boyun eğici tutum-
dur. Bu özelliği gösteren kışilerin günlük
konularda kararsızlık ve sürekli olarak
güven arama gereksinimi vardır. Kendi
kendilerine bir işe başlayamazlar. Yalnız
kaldıklannda çaresizlik yaşarlar. Kısa bir
süre için bile yalnız kalmaya katlanamaz-
lar. Sürekli olarak yalnız kalma ve bıra-
kılma korkulan içmdedirler. Eleştiriden
çabuk incinırler. Farklı görüş ileri süre-
mezler. Sık olarak başkalannın düşün-
celerine katılırlar. Yoğun çökkünlük ve bu-
naltı yaşarlar. Kafalan sürekli olarak bı-
rakılma ve terk edilme düşünceleri ile
doludur. Isteyici ve alıcıdırlar. Kendi ken-
dine karar vermeyi gerektirmeyen yerler-
de. denetim sağlayarak bağımlılık gerek-
sinimini doyuran işyerlerinde başanlı ola-
bilirler. Birine bağımlı olma gereksinim-
leri süreklidir. Çoğunlukla başka kişilik
sorunlan da vardır.
Bu tür insanlar kendi kendilerine hiç-
bir zaman yeterli olamazlar. Yanlannda
kendilerine bakan ve destek veren kişi-
ler ararlar. Başkalannın kendilerine ba-
kıp konımasını beklerler. Kendilerini gü-
vencede hissetmelerinin önkoşulu budur.
Bu nedenle bir çeteye katılmak uygun
bir çözüm olmaktadır. Böylece bağımlı-
lık gereksinimi doyum bulmaktadır.
Bu kişiliğin gelişimi ile, özerklik ve gi-
nşim duygulannın gelişım sürecınde en-
gellenmesi arasında doğrudan bağlantı
vardır. Diğerbirdeyişle ilkçocuklukyıl-
lannda girişim duygusunun engellenme-
si bu kişiliğin gelişimine yatkınlık yarat-
maktadır.
Olkemizde ebeveyn- çocuk ilişkisinde
ve eğıtim sistemimizdeki çarpıklık, diğer
birdeyişle bağımlılığı destekleyen, ken-
di kendine yeterlilifi köstekleyen eğıtim
sistemi bu kişiliğin gelişimıni kolaylaş-
tırmaktadır.
Bu gelişim sorunundan çocuklanmızı
korumak için onlann. aile ve okulda ba-
ğımlılığı engelleyen, yaratıcılığı destek-
leyen bir biçimde yetiştirilmeleri gerekir.
Bunun için öğrencilerin algılama ve de-
ğerlendirme özgürlüğü olmalıdır. Bu öz-
gürlük, yaratıcılığın temelidir. Farklı bir
şey soran çocuğa evde anne ve babalan,
okulda öğretmeni "Sençocuksun,küçük-
sün, anlamazsın", yaklaşımı içinde ola-
bılmektedır. Oysa sormak araştırmanın te-
melidir. Araştıncılığın desteklenmesi ya-
ratıcılığın desteklenmesi anlamına gelir.
Tersi ise kösteklenmesidir.
Çocuklann kendilerini geliştirebilmek
için isteme ve sunulanı reddetme özgür-
lüğü olmalıdır. Oysa eğıtim sistemimiz
bunu hoş görmemektedır. Ne veriliyor-
sa o doğrudur. Başka doğru da yoktur. Baş-
ka seçenek olmadığına göre reddetmek
de söz konusu değildir. Öğrencilerin, al-
dıklannıvezihnindeoluşturduklannıbir
sansür süzgecinden geçiımeden anlatma
ve paylaşma özgürlüğü olmalıdır. Bu yok-
sa, dar bir zihinsel çerçevede kalacak.
düşünsel olarak yeni bir şey yaratamaya-
caktır.
Çocuklanrruzın kendini istediği yön-
de geliştirme özgürlüğü olmalıdır. Oysa
eğitim sistemimiz yanş temeline göre
kurulmuştur. Değişmesi için de hiçbir
ciddi çaba gösterilmemektedir. Burada
üzülerek belirtmeliyim ki üniversiteleri-
miz de bu eleştirilerin dışında değildir.
Eğitim sistemimiz çocuklara ancak bir
koşula bağlı olarak güven vermektedir. Bu
koşul "istenene uyma koşulu" dur. Aksi
halde çocuk "hayırsız eviat, kötü öğren-
d,düşünce suçlusu vh." şeklinde yargılan-
makta veya aşağılanmaktadır. Böyle bir
sistemin yetiştirdigi "Toboüar",erişkinya-
şamlannda sorumluluk almak, inisiyatif
kullanmak yerine birine bağımlı olmayı
yeğleyecektir. Bağımsız iradeleri olama-
yacaktır. Çetenın veya siyası iradenin pi-
yonu olacaktır.
Bireyin düşünce yapısı zenginleşirse o
ulusun da düşünce yapısı zenginleşir.
Kalkınmak, maddi zenginliğin artması
olarak anlaşılmamalıdır. Esas kalkınma,
kuşkusuz yaratıcı zihinsel gelişme ile
olur.
Gerçek Bir Atatürkçü'nün Anısına...
M. SUPHİ GURSÖYTRAK Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucıısu
S
e\gilı L'ğur Vlumcumuz'un maddi
varlığınm zalim katıllerce yok edildi-
ğinın aramızdan söküp aldıklan gü-
nün altıncı yıl dönümünde tüm se-
venleri hep beraber ıçimiz sızlayarak
24 Ocak'ta O'nu anıp sevgili eşinı ve
-yavrulannı bağnmıza bastık... Ocak ayı tüm Ata-
türkçüler açısından büyük acı ve hüzün veren bir
aydır. Çünkü bu ay içinde yalnız Uğur Mumcu de-
>gil onun gibi Atatürk önderliğinde gerçekleştiri-
len Kurtuluş Savaşı'nı, kurulan Türkiye Cumhu-
riyeti'ni ve yapılan devrimlerin uzun tanhımız içın-
-de Türk ulusunun tam bağımsızlıği ve özgürlüğü
bakımından ne anlama geldiğinin mana ve amacı-
nı özümlemiş ve onu yaşatmaya ve ileri götürme-
ye, yüceltmeye kendini adamış kurucu genel baş-
kanımız Prof. Muammer Aksoy'un da Türk dev-
leti düşmanlan zalim. karanlık ve aşağılık güçler
tarafından öldürülmüş olmalandır.
r Nitekim ulusumuza ve devletimize çok büyük
hizmetler yapmış bulunan Hasan Ali Yücel için
1995 yılı Şubat ayı içinde ADD'ce yapılan anma
-toplantısının ardından aynı zalim ve karanlık güç-
lerce genel merkeze bir bomba koymak, böylece
başkan dahil bir grup Atatürkçü öldürülmek de is-
tenmiştir.
Evet, Uğur Mumcu'yu bundan altı yıl önce kay-
betmiştik. Uğur Mumcu'nun maddi varlığını yok
etmeye kalkışarılar, herhalde Mumcu'nun ve savun-
"duğu fikirlerin de yok edilebilıneceğini sandılar.
Oysa geçen zaman içinde Mumcu; Anadolu boz-
kırlannda ve Trakya yaylalannda, dağlannda bir
rüzgâr olarak, bir halk kahramanı olarak, bir efsa-
ne olarak. milyonlarca meşale olarak yanmaya. ya-
şamaya devam etmekte ve Türk ulusunu aydınlat-
mayı sürdürmektedir.
Uğur Mumcu, artık ölümsüzler arasına katıl-
mıştır. O, bir kalpaksız Kııvayi Milliyeci, bir Mü-
dafaa-i Hukukçu olarak ulusal bağımsızlığın, öz-
gürlüğün, ulusal devletın, laıkliğin, insan haklan-
nın, hukukun üstünlüğünün, sosyal devletin yılmaz
savunucusuydu. Antiemperyalist ve antikapitalist-
ti. Yeni dünya düzenine. küreselleşmeye ve özel-
leştirme adı altında yapılan yağma ve talana, her
türlü iç ve dış sömürüye, hırsızlık ve yolsuzluğa.
mafya- siyasetçi-tarikatçıya karşıydı. Atatürkçü-
lüğün siyasi çıkar ve rant olarak kullanılmasına, po-
litikada bir yer kapmak için alet edilmesıne; loca.
salon ve klüp Atatürkçülüğüne, şekilci ve sahteci
Atatürkçülüğe, samimiyetsizliğe tamamen karşıy-
dı.. asla affetmezdi. O ülkesini ve ulusunu canın-
dan çok seven bir vatanseverdi.
lşte bunun içindir ki her yıl artan bır ılgiyle on-
binlerce genç-ihtiyar, kadın-erkek yurttaş, onun
savunduğu fikirleri, onun inancını aynı cesaretle
savunmakta, yaşatmakta ve daha da geliştirerek ile-
riye taşımaktadırlar.
Yazımın burasında, Uğur Mumcu'nun, onursal
başkanımız HıfeıVfekfct Vfefidedeoğhı'nun ölümü üze-
rine yazdığı yazıdan birkaç satır alıntı yapmak is-
tiyorum. Zira bu satırlann aynı zamanda hem ken-
disi hem de Prof. M.Aksoy için geçerli olduğu ka-
nısındayız.
"Atatürk devriminin yılmaz savunuculan birer
birer aramızdan aynlıyorlar. Velidedeoğlu ile bir-
likte bir asırlık çınar ağacı daha devrüdi. Bilge ozan
Ceyhun Atuf K.ansu'yu Türk hekimlerinin öncü-
sü Prof. Nusret Fişek'i, banş savaşçısı Av. Orhan
Apaydın'ı, anayasa ve hukuk şövahesi Prof. Mu-
ammer Aksoy 'u.. Türkiye'de sivasal bilinıin kuru-
cusu vorulmaz araştırmacı Prof. Tank Zafer Tuna-
ya'yı, Cumhuriyet gazetesinin o inançh başyazan
Nadır Nadi'yi son yokuluklanna uğurladık.
Bu insanlar, Atatürk ile başlayan aydınlanma ça-
ğının öncüleriydL Hepsi de kendi alanlannın en
yetkin insanlanydı. Kimi ciltler dolusu yapıtlar bt-
raktı gerive, kimi inanç dolu şiirler ve vazılar—
Bu kuşağı birbirine sıkı sıkı bağlavan inanç bağ-
lan Türk devriminin mayasını oluşturmuştu. Bu in-
sanlar Atatürk devrimine inanmışlardu tam ba-
ğımsızlık ilkesinin ödün vermez saMinuculanydt-
lar. Laiklik inancını, bir bayrak gibi eUerinde taşı-
mışlar. son nefeslerine kadâr da bu bayragı ellerin-
den düşürmemişlerdi.
Güçlü kişflikJern. le.. ödün vermez ta>irlanyla- bi-
gi donanımları ile birer inanç, onur ve erdem anıtı
gibiydiler. Bağımsızlık inancını, günümüz kurtka-
panlan ile dolu çıkar dümasında dirençle. inanç-
la, özveri ile savunan Kalpaksız Kuvavi Ylilliye-
ei'ydifcr. Günümüz 'Kuvayı Mılliyecileri'ne kal-
pak takarlar başlanna ne boyunlanna fışekMk- ne
de bellerine tabanca.
Onlar, bir siyasal inancın mirasçdandır.. Onlar,
aydınianmaçağınınöncüleridir._Onlar,'bizi nıah-
vetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak ıs-
>K ItCt't I
teyen kapitalizme karşı' ömürboyu savaş vermış
yürekli aydınlardır.. aydınlardır...
Ödün vermediler, bo>iın eğmediler, 'gelen ağam.
giden pasam' demediler. Velidedeoğlu, bu kuşağın
liderierinden biriydi, 88 yıllık ömrünü Atatürk dev-
rimine, Atatürk ile başlayan a> dınlanma çağına ve
hukuk bilimineaday an Velidedeoğlu, Atatürkçülü-
ğıın aramızda yaşavan en güçlü ve canlı simgesiy-
di.
Bir maratoncu gibi koştu, kostu, koştu»"
Evet, Uğur Mumcu da tıpkı Velidedeoğlu gibi
tüm hayatınca, bu yüce değerler peşinde yorulma-
dan, yılmadan koşarak yaşadı... Bir cumhuriyet çı-
nan oldu... Şöyle diyordu:
- Ben Atatiirkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben
bikim, ben anti-emper\alistim. Ben özgüıiükçü>
r
üm.
Ben Bağımsız Türkiye'den > ana> ım. Ben insan hak-
lan savunucusuyum. Ben terörün karşısındayim.
Ben yobazJann, hırsıvJann, vurgunculann, çıkar-
cılann düşmanıyım. Öyteyse, vurun, parçalaym!
Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıka-
cakbr."
Bu sözleri, kehanet gibi gerçekleşmekte, bir ke-
re daha ölümsüzleştirmektedir. Milyonlarca yurt-
taş hükümetine. devietine soruyor: Uğur Mum-
cu'nun, Muammer Aksoy'un, BahriyeÜçok'un, Çe-
tin Emeç'ın. Abdi İpekçi'nın, Cahit Tütengil'in,
Dogan Oz'ün, Bedrettin Cömert'in, Turan Dur-
«ın'un, Onat Kutlar'ın adlannı buraya alamadı-
ğım birçok masum yurttaşımızm katillerini ne za-
man yargı önüne çıkaracaksınız diye... Devlet
namus sözünü ne zaman yerine getirecek diye...
Unutmadık ve asla unutmayacağız...
CUMHURİYETTEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Medya Silahı Artık
Kiralanabiliyor
Işadamlannın medya dünyasına girmelerinin so-
nuçlannı gazetecilik mesleği adına her gün biraz
daha artan eziklikle ızliyoruz.
Son aylarda işadamlannın özellikle televizyon-
lan bir sâldırı ya da bir savunma silahı olarak gör-
dükleri, televizyon alım satımlarının yoğunluğun-
dan belli olmuştu.
Jet-Pa'nın Siirtlileri bir araya getirme gerekçe-
siyle düzenlediği etkinlikler, bu silahın, satın alma-
dan, kiralayarak da kullanılabileceğini somut bi-
çimde ortaya koydu.
Artık parayı veren düdüğü çalmıyor, teknoloji-
nin nimetlerinden yararlanarak istediği programı,
para kazanmaktan başka düşüncesi olmayan TV
yöneticileri sayesinde halk kitlelerine ulaştırmanın
yollarını bulabiliyor.
Dinci ya da şeriatçı partilerin lider ve sözcüleri
de bu sırada kendilerine tanınan olanaktan yarar-
lanarak bedavadan propagandalarını yapma ola-
nağını sağlıyorlar.
Böylece de medya kendi başına bir güç olmak-
tan çıkıp güçlerin medyası konumuna düşüyor ve
işın en tuhaf tarafı bundan zerre kadar rahatsızlık
duymuyor.
Kendilerine yapılan naklen yayın önerisini kabul
etmeyen TV yöneticilerinden öğrendiklerimiz bu
yayınların para karşılığı yapıldığının kanıtını oluş-
turuyor.
Türkiye'de özel radyo ve televizyonlarla ilgili bir
yasa ile 1 Mayıs 1994 günü yürürlüğe girerek iç
hukukumuzda da geçerli duruma gelen Avrupa Sı-
nırötesi Televizyon Sözleşmesi, bunlara uyulup
uyulmadığım denetlemekle görevli de bir Radyo
ve Televizyon Üst Kurulu var.
Yasa ve sözleşmeye göre naklen yayını reklam
sayarsanız hem yayın zamanı hem de içeriği açı-
sından kural dışı bir degeriendirme yapmış olur-
sunuz.
Yok, biz bu yayını halkı bilgilendirmek için ha-
ber niyetine yaptık derseniz, haber ve haber prog-
ramlannın desteklenmesinin yasak olması karşı-
sında yine kural dışına çıkmış sayılırsınız.
Bu Lrygulamanın hesabını umanz RTÜK soracak-
tır. RTÜK'ün bir kamu kurumu olarak konuya rek-
lam ücretinden alacağı payı hesaba katmasının ola-
nağı yoktur.
Işin bir de mesleğimizi ilgilendiren yönü var.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildir-
gesi'nin 11'inci maddesi şu kuralı getiriyor.
"Gazeteci, birbilginin, haberin yayını ya da ya-
yımlanmaması karşılığı hiçbir maddi veya mane-
vi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci, devlet
başkanından milletvekiline, işadamından bürok-
ratına kadar haber kaynağı olarak da kabul edi-
len kişi ve kurumlaha iletişimini ve ilişkisini mes-
lek ilkelehni gözeterek yürütür."
I Arkası 6. Sayfada
1. Bölüm'e katılamayan dostlarımızı da
aramıza alabilmek için...
CUMHURİYET MAHALLESİ BÜYÜYOR!
(9 huriyet Mahallesi'nin kurulacağı 150 dönümlük arazideki
233 parsel, gösterdiğiniz bü>
r
ük ilgi sonucu, kısa bir süre içinde sahiplerini
buldu. Ancak, Cumhuriyet dostlarının istekleri sürüyordu.
Şu anda, bu istekleri karşılayabildiğimiz için mutluyuz.
Cumhuriyet Mahallesi'nin 1. Bölümü'ne istediği halde katılamayan
dostlarımızı da aramıza alabilmek için, satışı tamamlanan arazinin
hemen güneyinde bulunan 170 dönümlük bir araziyi sizlere sunuyoruz.
Cumhuriyet Mahallesi'nin 2. Bölümü'nün kurulacağı bu arazide
239 parsel bulunmaktadır. Büyüklükleri 400 m2
ile 600 m2
arasında degişen
parsellerin m2
fiyatı, 28 Şubat akşamına kadar 7.000.000.-TL'dir. Ödeme
yine 500.000.000.-TL peşinat ve 6 eşit taksitte olacak... Satışlar Cumhuriyet
Kitap Kulübü bürolarında yapılacaktır.
Cumhuriyet Mahallesi 1. BölümMen haberler...
Tasarım çalışmaları ilerliyor.
Cumhuriyet Mahallesi 1. Bölüm'e katılan tüm dostlanmızın, kendilerine
gönderdiğimiz anket formlarını doldurup bize bir an önce ulaştırmalarını
rica ediyoruz. Sorularımız yanıtlanıp tüm görüşler alındıktan sonra
geliştirilecek seçenekler arasından herkes kendisiyle en uyumlu olan ev
seçeneğini saptayacak. Böylece mahallemizin, hepimizin ortak beğenisini
ve ortak yaşama bilincini yansıtan bir mimari kişiliği olacaktır.
J K M T ^
14 A R M A R A D E M I 2 I
Tapu dağıtımı bitmek üzere. ı
Tapusunu henüz almayan 1. Bölüm
arsa sahiplerinin, aşağıda belirtilen i
Cumhuriyet Kitap Kulübü
bürolarından birine bir an önce
başvurmalarını rica ediyoruz.
Bağlantı Büromuz açıldı.
Arsasını görmek isteyenlere yardımcı
olmak üzere, 1. Bölüm girişinde bir Bağlantı Bürosu oluşturduk. Ayrıca,
cumartesi ve pazar günleri saat: 12.00'de Cumhuriyet Gazetesi'nin
Cağaloğlu'ndaki merkezinin önünden araziye servis kaldırılıyor.
Ağaç dikme gezisi Şubatta!
Şubat içinde bir pazar günü, Mahallemizin kurulacağı arazide buluşup
taruşmak ve arsalarımıza kendi ellerimizle fidan dikmek için bir piknik gezisi
düzenlenecektir. Dikimde yardımcı olacak elemanları ve bedelini ödeyerek
satm alabileceğiniz fidanları biz sağlayacağız. Kesin tarih size yazılı olarak
bildirilecek, ayrıca gazetenizde de yayınlanacak.
CumhuriYe< maha lles i
"Doğayla uygarlık buluşuyor"
YİNE
DENIZ CORUNUMLU
IMARLI IFHAZLI
BAĞIMSIZ TAPULU
Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor?
•Cumhuriyet Mahallesi Istanbtıl'un batısında, Tekırdağ-Çortu yotu kavşağı üçgeninde, Çanta Köyü
beledıye sınırlan içinde kuruluyor. Istanbui'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakıka, E5 yolundan 55 dakıkadır.
•1. Bölümün hemen güneyinde yer alan 2. Bölüm araasının de elektnğı ve stabılıze yollan vardır.
•Bu arazinin de yalnızca % 14'ü evtere aynldı Kalan % 86'nın küçük bir bölümü yol ve otopark, çok
büyük bır bötümü ise bahçe ve park olacak.
Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübü büroları:
istanbul: Istıklal Cad., Zambak Sok. No:4 Kat:1 Beyoğlu - İSTANBUL (Aksanat karşıst)
Ankara: Atatürk Bulvan No: 125 Kat;4 Bakanlıklar - ANKARA
Izmir Halıt zıya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Afsancak - İZMİR
Adana: Çınartı Mah. 5 Sok. No: 1/1 Aksu Han Dortyolağzı - ADANA
Tel: 252 38 81-252 38 82 Faks: 252 38 62
Tel: 419 50 20 pbx Faks: 417 19 57
Tel: 441 12 20 pbx Faks: 441 91 17
Tel: 363 12 12 pbx Faks: 363 12 15