14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 ARALJK 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümet, tasanyı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'na geri çekmek zorunda kaldı TahLdm geriye işletflmedi • ZONGULDAK (Cttmhuriyet) - Türkiye'nin ılk özel radyosu Ereğli Kömür tşletmeleri (EKİ) Radyosu'nun spikeri Ramazan Demirci önceki akşam Zonguldak'ta yaşamını yitirdi. Zonguldak SSK Bölge Hastanesi'nde safrakesesinden ameliyat olan Demirci, daha sonra alındığı yoğun bakım servisinde kurtanlamadı. Aynı zamanda DSP Zonguldak Merkez tlçe Başkanı olan Demirci, önceki gün Ontemmuz Mahallesı"ndeki aıle mezarlığında toprağa venldi. ANAP hacker'lann azizliğine uğrah • tstaabol Haber Servisi - Anavatan Partısı'nin web sayfastnı kıran "hacker"lar, "kadın kollan" bölümüne pomografık fotograflar yerleştirdi. Anavatan Partisi'nin "http// www.anap.org.tr." adresındeki ana sayfasında yer alan ve partinın kadın kollannın çalışmalannın anlatıldığı böliimü kıran "hacker"ler, bu böliimü pornograf ik görüntûler içeren bir siteye bağladılar. ANAP'ın ana sayfasındaki "kadın kollan" bölümünü "tıklayan" Intemet kullanıcılan bu nedenle pornografik fotoğraflarla karşılaştılar. Susurluk Beletüyesi'nde I tstanbul Haber Servisi - Susurluk Belediyesi'ndeki toplusözleşme görüşmeleri yann başlıyor. Tüm Beledıye Memurlan Sendikası'ndan (Tüm Bel-Sen) yapılan yazıh açıklamada, toplusözleşme konusunun yann saat 14.00'te Tüm Bel-Sen yetkılileriyle Susurluk Beledıye Başkanı A. Hayrullah Köroğlu arasrnda görüşüleceğı belırtildi. ODP kongpesi • tstanbul Haber Servisi - Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) tstanbul tl Örgütü 2. Olağan Kongresi'nin açılışında konuşan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, "Geçen seçimlerde 25 bin üyemizle 270 bin kişiye ulaşabildiysek bu 270 bin kişiden 2.5 milyona ulaşabilmeyi, önümüzdeki dönemin en büyük hedeflennden bin olarak görüyorum" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bûrosn) - TB- MM, tahkımın genye donük ışletılmesine vize vermedı. TBMM Genel Kurulu'nda, Danıştay'ın imnyaz sözleşmelerindeki ince- leme ve karar verme yetkısıni tırpanlayan yasa kabul edıldi. Tahkimın geriye dönük ışletılmesıni öngören 3996 sayılı Yap-tşlet- Devret Yasası'nda değişıklık öngören tasan MHP ve DSP'nın dırencıyle karşdaştı Ta- sannınreddedıleceğinı anlayan hükümet ta- sanyı Plan ve Bütçe Komısyonu"na geri çek- mek zorunda kaldı. ANAP zamanında yapı- lan ıhaleleri kapsayacak bıçimde geriye dö- nük tabkim işleyişını sağlayacak düzenleme komisyona gen çekılince, ANAP'hlar genel kurul salonunu terk etti. Milli Savunma Bakanlığı 'Evcü tahliyeden sonra askere alınacak' ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Mil- li Savunma Bakanlığı. Oral Çefik, Sedat Peker ve Erol Evcil'ın askerlik dunım- lanyla ilgilı bır açıklama yaptı. Ulkücü katlıam sanığı Oral Çelik'le ülkücü mafya elebaşısı Sedat Peker'in "asker- Hğe erverişü olmadıklanna" ilışkın rapor aldıklan kaydedilen açıklamada, Erol Evcil'in cezaevınden çıktıktan sonra askere sevk edileceğı bildirildi. Açıkla- mada özetle şu bilgilere yer verildi: Oral Çellk Askerlik hizmetini yap- makta ıken sevk edıldiğı asker hastanesi tarafından hakkında "askerlige elverişK değttdir" karan venlmiştır. Muteakıben, kontrol muayenesi için bu- başka asker hastanesıne sevk edilmış ve hakkında yine aynı karar verümıştır. Sedat Peker Son yoklaması sırasın- da sevk edıldiğı asker hastanesi tarafın- dan hakkında'-askerBğeeherişlideğfldir'' karan venlmiştır. Muteakıben kontrol muayenesi ıçin bır başka asker hastane- sine sevk edılmiş ve hakkında yine aynı karar venlmıştır. Erol EVCİI Son olarak sevk edıldiğı asker hastanesi tarafından hakkında "askerüğe dverişüdir" karan verilmiştır. Askere sevkı ıçın aranmakta iken ka- muoyunca bılinen sebeplerle yurtdışına kaçtığmdan silah altına alınamamıştır. Halen tutuklu olarak cezaevinde bulun- duğundan tahliyesinin ardından askere sevk edılecek. TBMM Genel Kurulu'nda sabah saat 05.00'e kadar süren görüşmelerde Danış- tay Yasası ile 1dan Yargılama Usul Kanu- nu'nda değişiklik öngören tasan kabul edil- di. Bu yasayla, Danıştay'uı, tahkim konu- lan, tüm imtiyaz şartlaşma ve sözleşmele- rinden doğan idari davalara bakamayacağı hükme bağlanırken. imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri üzerindeki ınceleme ve dene- tim yetkisi de "düşünce bikfinneye'' indir- gendi. Danıştay 1. Dairesi'nin, baymdırlık imtıyazlan ile madenlerin rmtiyaza bağ- lanması ve maden untiyazlannın bozulma- sı işleri üzerindeki. ınceleyıp karara bağla- ma yetkisi hükmü de değiştırilerek. bu alanlara da tahkim olanağı getirildi ve Da- nıştay'uı bu alanlardaki yetkisi de sınuian- dınldı. Idari Yargılama Usul Kanunu'nda yapılan değişıklikle de tahkim öngörülen kamu hizmetlenyle ilgili uyuşmazlıklar, ıdarenin kamu yaran adına üstün tutuldu- ğu idan davalann dışına çıkanldı. Bu de- ğişıkliklerle. tahkim öngörülen sözleşme- lerde kamu yarannuı korunması olasılığı ortadan kalktı ANAP'ın ısran Yabancı fınans kuruluşlaruıın ve ihalele- n kazanan şirketlenn ıstemiyle "tahkımin geriye dönük isletilmesini" de sağlayacak 3996 sayılı Yap-lşlet-Devret Yasası'nda de- ğişiklik tasansına muhalefetin yam sıra ÇİZMEDEN YUKAR1 MUSAKART MHP ve DSP'den çok sayıda milletvekili karşıçıkh. Tasannın ilk 2 maddesi üzerinde muha- lefet ve DSP'li milletvekilleri söz alarak görüşmeleri yavaşlattılar Hükümetin ANAP kanadı, bu maddenın mutlaka çıka- nlmasuıı isterken: MHP ve DSP milletve- killennin büyük bölümü, "Hükümettenge- len tasanda, tahkjmin geriye dönük işletil- mesihükmüyoktu. Komisyonda vaptlan bu eklemeyi kabul edemeyiz" dıyerek ret oyu kullanacaklannı bildırince, hükümet ortak- lan arasmda uzun süren pazarlık görüşme- leri yaşandı. Muhalefet partilennin yam sı- ra MHP'liler, tahkimin geriye dönük işle- tilmesuıe olanak tanıyan 3. maddenin tasa- ndan çıkanlması yönünde önerge verdiler. DSP'den de bir grup mil- letvekılınin aynı yönde öner- ge hazırladığı anlaşılınca D- SP'lı Plan ve Butçe Komıs- yon Başkanı Metin Şahin ta- sanyı geri çekhğıni açıkladı. Karar. MHP ve DSP mükt- vekılleri tarafından alkışlarla karşılanırken, Enerjı ve Tabu Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümerın son derece sınır- lı bır ıfadeyle salonu terk et- tığı gözlendi Ersümer'ın ar- dından ANAP mıllerv ekıllen de salonu terk etti. Görüsmeler sırasında DYP'b Tunceh Milletvekili KamerGenç ile Enerjı ve Ta- bıi Kaynaklar Bakanı Ersü- mer arasında sert tartısmalar yaşandı. Mıllervekıllerimn eleşunlerini yanıtlayan Ersü- mer, tahkımın genye dönük ışletılmesi üe şırketlere "arü obnak" sağlandığı itıraf mda bulunurken, mılletvekıllen- ne, "Ashnda biz de bu konu- da kendmuri tam ifade ede- medik. dahaiyi bir önerigeti- rin, onu görüşeum" çağnsın- da bulundu. Muhalefet parti- len FP ve DYP. bu düzenle- meyle. "kıyak emeklilikle Medis'i yerilen yere vuran, ancak enerji ihalelerini alan roedva patronianmnödiillen- dûiknğinr ifade ettıler. DSP'den çok sayıda millet- vekili ise tahkimin geriye iş- letilmesi konusunda Enerji Bakanı Ersümer'ı de kamu- oyuna karşı "yalan söylemek- le" suçlayınca tartışma çıktı Hazırlanan raporda, yeni banker skandallarının yaşanacağma dikkat çekildi BTK, Jet-Pa'yı incelemeye aldı Fadıl Akgündüz, Jet-Pa'mn faatiyetlerini Isviçre'ye taşıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Başbakanlık Takip Ku- nılu (BTK). Almanya'dakı Türk yurttaşlardan para topla- yarak Türkiye'de gerçekleşme- si zor yatınmlara ve futbolcu- lara harcayan Jet-Pa'yı masaya yatırdı. BTK'ye sunulan değerlen- dirme raporunda, Jet-Pa'nm Almanya adli makamlannm soruşturma başlatması üzerine, bu ülkedeki bir kısım bürolan- m kapatarak Isviçre'ye taşıdığı kaydedildi. Para yatıranlann yüzde 20- 25 'inin aym anda paralaruıı ge- ri çekmek istemelen durumun- da yenı banker skandallanmn yaşanacağma dikkat çekildi. Türkiye'deki irticai faaliyetleri izleyen kurum ve kuruluşlar, kayıtdışı yöntemlerle para top- layan Jet-Pa hakkında değer- lendirme raporlan düzenledi. Başbakanlık Takip Kurulu'na da sunulan bir raporda, "Al- manya, Jet-Pa'nm yasalanna aykın olarak Türk vatandaşla- nndan para toplamasL, topladı- ğı para karşıtağuıda yasal ola- rak geçerliliği ohnayan makbuz vermesi, şirket ortaklarmm be- yan ertikkri bisselerinin kayna- ğuıı açıklayamamalan konu- sunda aldığı duyumlar üzerine harekete geçmiştir'" denildı. Jet-Pa'mn Frankfurt merkez bürosunun Aralık 98 aymdan ıribaren yüzde 10 ve yüzde 40 kâr payı karşıhğı 280 milyon mark topladığı dile getinlen ra- porda, "Geçmiş dönemlere ait kâr payı ödemeleri esnasında söz konusu paraıun hangi yatı- runlar karşıhğı elde edildtğinin belgelenmesi gerekçesiyle Al- man makamlannın soruştur- ma açtığı öğrenilmiştir*' dem'l- di. Jet-Pa'mn kâr payı adı altm- da topladığı pararun çok büyük bir kısmnıı çeşitli yatuımlarda ve alım satımlarda kullanması nedeniyle elinde nakit para bu- lundurmadığına dikkat çekilen raporda, "Böylece, Jet-Pa'ya yatınm yapanlann yüzde 20- 25'inin aynı anda paralannı al- mak için başvurmalan duru- munda, ödeme yapüamayacak ve yülar önce yaşanan banker skandaJlanndan bir tanesi da- ha gerçekleşmiş olacakür" gö- rüşüne yer verildi. Jet-Pa şirket ortaklanrun be- yan ettikleri mal \ı arlığırun kay- nağım Alman yetkılilenne açıklayamadıklan vurgulanan raporda. "Bunun nedeni olarak da toplanan paralar, hak sahibi yerine y önetki kadrolann be- saplanna kaydedilmektedir" saptamasına yer verildi. Yurtı- çinde ve yurtdışında toplanan paralar için birtakım ısim liste- lennin olduğu, bunlann doğru- luğunun hak sahiplerinin elin- deki makbuzlann ortaya çık- masından sonra anlaşılabilece- ği anlatılan raporda, "Ancak bu durumda da yukanda açıklan- dhğı gjbi müşteri hak kküa ede- meyecek, bu makbuzlar mah- kemede alacak delili olarak ka- bul görmeyecektir** denildi. Yurttaşlann ellerindeki mak- buzlann hukuki bu- geçerlilik taşımadığmı bilmediklen. ken- dilerine verilen kâr payınm ger- çekte bir faiz olduğunun farkın- da obnadıklan kaydedilen ra- porda, "Türk ve Alman yetkin- lerin gereken tedbüieri alma- ması durumunda çok ciddi problemler doğabileceği bettr- tilmektedir" uyansı yapıldı. POLİTİKA GÜJNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Lirin Tıtrek Sesi... Bir genç kadın mavi denizleri anyordu, düşlerini saklayıp birtürlü bulamadığı sabahlarda... Birçocuk yağan kara aldınş etrneden koştuaıyordu sokaklar- da yaşamın o çoğalan yalnızlığını görmeden... Bir adam yitirilmiş sevdalan topluyordu, sabahın söken şafağı karşı dağlann beyaza kesmiş yamaçlarında yansırken... Lermontov'un ateşli bir ruhla doğan aşkı, çığla- yan lirin o titrek sesine kanşıyordu... Işte o zaman acı çekiyordu ruhu... 0 siyah mavi nehirter, tartalann koyulaşan sarısı bir mum alevi gibi eriyip gidiyordu... Bilmem Raymond Carver'ın adını hiç duymuş muydu; Edip Cansever'ı, Erik Stinus'u, Turgut U- yar'ı, Yevgeni Yevtuşenko'yu hiç okumuş muydu? Dışarıda acımasız bir soğuk.. rüzgâr tüm acılann üzerinde geziniyor... Çocuklar yargıç önünde, çocuklar hüznün ve umutsuzluğun tam orta yerinde... Bır toplum çocuklanna acı çektirmekten, onlann bi- leklerine kelepçe vurdurmaktan mutlu!.. Arka bahçede ıkindiler biraz zamansız umudun kaybolduğu mevsimlere gidiyor... Bızler büyük ağıriığı olan evlerde oturuyoruz, pen- cereleri deri rengi ışık, soluk ve oynak... Artık gündüz sevişmelerinde bile vanz; çünkü tüm kuşatmalara inat o sınlsıklam öpüşlerin içindeyiz... Ağlamıyoruz eskisi gibi!.. Göz pınarlanmız dondu!.. Ama biliyoruz ki yüreklerimiz sımsıcak!.. Avuntulanmız biraz Marin Sorescu'nun dizelerin- deki gibi.. biraz da Cemal Süreya vari... En çok çiçekleri ve sulan seviyoruz... "Akan suyun ardından gıdıyor şeftali çiçekleri..." Bir aşağı bir yukan dolaşıyoruz yeryüzünde... Içimizde bir sevinç dallanıyor, sevgimiz ayık gece- lerimizi dolduruyor... Çocuklara bakıyoruz gözleri hüzün yüklü!.. Sonra, çocuklafla, kuşlarla, ağaçlarla yaşamı ku- caklryor; öğle vakti sevişmelerini başlatıyoruz... Hainler, puştlar kör bıçaklanyla köşe başlannda avlannı beklerken!.. ••• ürin o titrek sesi neyın habercisiydi? Siyah mavi nehirier, çocuklar, kuşlar doğan güneş- le bjrlikte dağların doruklarında yakılan umut ateşle- ri bizlerden kaçıyor muydu? Bir çocuk ağlıyor, bir anne yoksulluğun içinde kar- şımızaçıkıyor... Talat Sait Halman "Yalnızlığı hiç bilmeyeceksın" diyor: "Kuytular, tannlanndır." Çağlar ve sınıriar ötesinden, sana hep seslenecek can çekişen kurbanlar... ürin titrek sesi belki de Erdoğan Alkan'ın 'Eylül Kızlan'nöa çıkacaktı karşımıza: "ölüm uzak balkonunda yıldızlann Ağanrken Edirne eteklerinde Ayışığı çizerdi eylül yüzüne Dalgınlığı, kan tutan ince kızlann" Bızse o sabahlarda Voznesenski'nin telefon ku- lübesinde titreyen kızına bakıyor, yağmuriu orman- ların içinde dolaşıyorduk: "Ben Goya'yım! Çorak bir tariaya kuzgunlar gibi sûzülen düşman yuvalanndan oydu gözlerimi. , , Benacıyım! " n ^•••^vsk Ben iniltisiyim • '. >'"?« - savaşın. 41 kariannda yanmış şehirierim ben. Ben açlığım! Ben kınlmış boynuyum çıplak alana çanlar gibi sallanarak asılmış bir ihtiyar kadının... Ben Goya'yım... , Ey azap üzümleri! Top sesleriyle yürudüm Batı'ya, çağnsız konuğun kûllenyim ben! O unutulmaz göğe tabut çMleri gibi sert yıldızlar çaktım! Ben Goya'yım!" • • • Çocuklar!.. Kimileri cezaevinde, kimileri yargıda!.. Kimileri okuyor, kimileri okumuyor... Bir genç kadın düş kuruyor bir yerlerde; gündüz sevişmelerini bekliyor... Azgın sarhoşluğun ötesinde sessiz bir bedenin tit- reşimi başlamıştı... Gözlerimin kül rengi ışığında Czeslavv Milosz'un büyücüleri geziniyordu... Bir eski öykü, bir umudu yakaladı... Dedi ki: "O acılı geceden çok şey kalmadı geride./ Biraz dizinden azıcık koynundan..." Lirin titrek sesi tum evrene yayıldı... Dışanda acımasız bir soğuk vardı... hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 aengin@doruk.net.tr. Kilisenin zangoçu Kamik, çan çalmak için çıktığı kuleden, papaz efendinin, ki- lisede mum yakan cemaatin paralan at- tığı çanaktan para tırtıkladığını görmüş. Kuleden inmiş, papaza yaklaşmış: - Papaz efendi, demiş. Çan kulesin- den gördüm; acep çanaktakiparalan ce- be indiren kimidir? Papaz pişkin: - Yavrum Kamik, oradan öyle görû- nûr. Mutlaka yanılmışındır. Ama ısrar edeorsan, bir de ben çıkıp bakayım. Zangoç Kamik görduklerinden emin, razı olmuş. Papaz çan kulesine tırman- mış, Karnik aşağıda kalmış. Papaz kule- nin tepesine vannca aşağıya seslenmiş: - Zangoç Karnik efendi, demiş. Acep komşu evin kızı Eva 'yı mihrabın arkasın- da sıktştınp beceren kimidir? Kamik boynunu bükmüş: - Haklısın papaz efendi, demiş. De- mek oradan öyie görünüyormuş... ••• Bu eski Istanbul'dan kalma sevimli fık- rayı, buralarda sürterken sürekli anım- samamak olanaksız. Türkiye'nin pence- resinden bakınca ürettiğiniz değerler, yargılar ile Batı Avrupa'nın gobeğinden, Almanya'dan bakınca üretilen yargılar, değerler taban tabana zrtlaşabiliyor. Türk ya da Alman olmanız sonucu etkilemiyor. Önemli olan baktığınız pencere. Düsseldorf havaalanında temızlik iş- çisi olarak çalışan, 23 yıllık "A/amanya- Pencereler ve Pencerelerden Bakanlar... //" Rüstem E. ile sohbet ediyoruz. Aynen aktaralım: - Bizim memlekete Özal gibi adam bir daha gelmedibey. Bu Alamanya'da ya- şayan Türkler ne yapsalar onun hakkını ödeyemezler. Adam ekonominin pirefo- soruydu bey, pirefosoru. Bizim marklar onun zamanında para oldu. Lira indikçe mark kabardı; Lira düştükçe aha bu Rüs- tem kardeşinin cebi doldu. Şimdikiler enfilisiyonu düşüreceklermiş. Dûşmeye başladı say. Zaten Özal'dan sonra hiç o kadar düzgün yukan çıkmadı mark. 8u- ranın Türkleri o özal rahmetliyi çok ara- yacaklarbey, çok... ••• Alman tutuculuğunun ve muhalefetin ana partisi Hıristiyan Demokratlann, Bavyera Eyaleti'ndeki küçük kardeşi C- SU'nun başkanı Stoiber Türkiye'nin AB'ye üye adayı olarak kabul edilmesi- nı tartışıyor: - Türkiye'ye Avrupa Biriiği'nin aday üyesi statüsü tanınması bağışlanmaz bir hatadır. Bu hata ekonomik, kültürel ve tarihsel bir hata olmaktan önce coğrafı bir hatadır. Avnjpa Biriiği'nin sınıriannı Kafkaslar'a kadar genişletmek, aslında Avrupalılık bilincine ihanettir. Tûrkiye, Avrupa'da değildir. Asya'dadır. önas- ya'da... Buyrun. Avrupa tutuculuğunun pen- ceresinden TürMye "coğrafı" olarak böy- le görünüyor. Peki, bizim, Türkiye'deki penceremizden nasıl görünüyor? ••• Kırkıncı yılını geride bırakan "göç"ün sonuçlannı artık (gönüllü ya da gönül- süz) kabul etmeye yanaşan, 40 yıldır bu ülkede çalışan, vergi veren, yaşayan, do- ğan, ölen Türklerin, artık bu toplumun organik bir bileşeni olduğunu savunan Sosyal Demokratlar ve Yeşıller, bır koalis- yon ortağı olarak iktidardalar ve Alman yurttaşlığına geçışi düzenleyen yeni ya- sada, çifte vatandaşlığa olanak tanıyan delikleri kapatmak, ilkokullarda Türkçe- nin anadil dersi olarak okutulmasını ön- leyerek "zoria Almanlaştırma" denebile- cek ve keskin bır kültür kopmasına yol açmaması olanaksız bir süreci başlat- mak ve hatta Türklerin oturduğu evlerin çatılannı, balkonlarını süsleyen çanak antenleri yasakiayarakTürkçe yayın ya- pan televizyonlann çanına ot tıkamak ça- basındalar. Bir yanda ulusal sınırlan silikleştiren, tek Avrupa devletine evrilecek bir süre- ci hızlandırmaya çalışan Avrupa Biriiği, bir yanda çok halklı, çok dilli, çok dinli, çok kültürlü bir Almanya'dan ürken bir si- yasetçi ordusu... ••• Bir de hiç pencereden bakmaksızın yıllardır, on yıllardır Avrupa'nın göbeğin- de, sanki Sıvas'ta, Malatya'da, Kon- ya'da, Giresun'da, Siirt'te, Bitlis'te, Muş'ta imişçesine yaşayan kocaman bir kitle var. Bati Avrupa kentlerinde, kendini ancak iyice içine kapanarak koruyabileceğine inanan, yaşamını "ev-fabrika-kahveha- ne-cami" dörtgeni içine sıkıştırmış; kırk yıldır kendini değtl, çevresini "yabana" sayan kocaman bir kitle. Bu tartışmalann dışındalar. Bu tartış- manın taraflanndan biri olduklannı akıl- larına bile getirmiyorlar. Tartışılanın "ken- dileri" oluşu umuriannda bile değil. Onlaryaşadıklan dörtgenin dışına, sa- dece Alman bankalarından yüzde 11 fa- izli kredi çekip, yüzde 20 faiz umuduyla "Jet-Pa" bürolanna para yatırmak için çıkıyoriar. Bugün cumartesi. Tatil. Kaldığım ar- kadaş evinın penceresinin hemen karşı- sında bır Jet-Pa bürosu var. Tatil günü an kovanı gibi ışlemekte. Bense, biraz yorgun, epey bıkkın, "pencereler" ve "farklı pencerelerden bakanlar" üstüne filozofi yapmaktaytm... "Çıplaklar" sivil üniformalarını rPOLİTİHR Türkiye'de ve Batı'd« Laiklik, Devlet ve Demokrasi ıs Castodadis kasyd: Barut Fıçısı1 Muı D6tay»Geotge HewStt Gecnge Şaraşldze>Mesut Tutac |«YüzYilın bilançosu **Sosyalist Entsmasyonai •Balkanlarda devlet ve mctfYa l'GeotgeBuıhJt.'FıançoisFejtd {•AlGote «Arttaa r"~": *»Antonio Di Pietro 184sayfa George Bush Jr. Comelius Castoriadls Jacques Chevalier Nur Dolay Fıançois Fejtö AIGore George Hevvitt Turhan ngaz Gilles Kepel Ahmet Taner Kışlalı Arthuı Koestier Thierry de Montbrial Erol Özkoray Uluç Özülker Antonio Di Pietro Georges Şaraşidze Bülent Tanör Mesut Tulan Fareed Zakaria Yves Charles Zarka Satl $ N o k t a l a n : •YAY-SAT Bayılen , D Û N Y A AKTÛEL Kitapevlen'Büyük kitapevlerı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear