25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 1999 PAZAR PAZAR KONUGU Salkım Hanımın Tanelerifılminin Türkiyesi 'nde müfettiş olan Cahit Kayra o günlerin perde arkasım anlatıyor 'Varhk Vergisi yanlış uygulandı' o ^ Geçmişi irdelemek gerekiyor1 - Devletin belgelerinin araşttrmacılann ince- lemesineaçdması acaba hiç düşünülmüyormu? - tngütere bunu yapıyor. Bu iş bizde zor. Önce- likle bu belgelenn kullanılabilir şekilde olmadık- lartnı düşünmek lazun. Bizim arşivlenmiz bu ba- kımdan çok zayıf. tkincisi, Türkiye'de daha böy- le bir uygulama olmadı. Ama arnk herhalde kiı- rulacaknr Bunun için ciddi bir teşkilat lazun. Şu anda böyle bir teşkilat yok. Bu belgeleri bugûn bütün saydambğjyla orta- ya dökmek zararlı değil yararlı olur. Belki bir ta- rihte Türk toplumunun manevi açıdan bu gerçek- leri kaldıramayacağı dûşûnûlmüştür. Ama artık toplumumuz bu gerçekleri kavrayacak ölçüde ol- gunlaşmıştır. Bakm Varlık Vergisi çok yakın bir geçmiş. Ama o olayı yaşayan ınsanlardan sadece bir-ikı kışi kalmıştır. Bu geçmışı bıraz ırdelemek- te yarar var Yani, 1942 konjonktürünü, savaşın getırdığı yozlaşmalar ıçındeki toplum yapısını bil- mekte yarar var. O zamankı hükümetı böyle bü- yük bir vergiyi toplamaya iten faktörkr nedir? Bunu bilmek gerek. Böyle büyük bir vergiyi top- larken azınlıklara yüklenmenin gerekli olduğunu söylemıyorum. Bakıa, Varlık Vergisi'yle ilgili ya- zılmış hemen bütün kitaplarda azınlıklardan Türklere oranla 10 kat daha fazla vergı alındığı yazıhdır. Bu, madalyonun bir tarafına bakmak de- mektir. Bu vergi üç gruptan alınıyordu. Bu üç grup şöyleydi: Fevkalade mükellefler, beyanna- melı mükellefler, iratlı mükellefler. Fevkalade mükelleflenn sayısı 500, beyannameü mükellef- lerin sayısı 2000, iratlı mükelleflerin sayısı da çok yüksektir. Türklerden vergi mükellefi olanlar 4 bm kişidır. Bunlar içinde fevkalade vergi veren- ler de vardır. Buna Ibrahim AM, Madra ailesi da- hildir. Içlerine dönmelenn de ahnmasıyla azmlık vergi mükeUefleri 28 bin taşidir. Dört bin kişinin ödedıği vergi 24.5 milyon lıra, 28 bin kişinin öde- dıği vergı ise 273 milyon liradır. Yedi-sekiz kat ediyor. Ama bir de madalyonun öbûr yüzünü çe- virelim. 24.5 milyon lırayı 4 bin kişi ödemiştır. Yükümlü başına 6 bin lira düşer. 273 milyon li- rfayı.da 28 bin laşı ödemiştır. Burada yükümlü ba- f.şmaiû-biDİırabile düşmez. Bazı mükellefî erden .çokbüyükparalar alındığı doğrudur. Ama bumik- tan bütün mükelleflere dağıttığuuz zaman görü- yoruz ki birisinden 6 bin üra, öbüründen yakla- şık 10 bin lira ahnmıştır. Yani azınlıklara yükle- nen yüksek. Turklere yüklenen yükün kişi başı- na yüzde 50 fazlasıdtr. Ama baştan da söylediğim gibi yanlışlık burada. - Neden? -Çünkü azınlıklar zengindi. Gönül rahatlığıy- la daha fazla da vergi verebılirlerdı, ama verme- dikleri ıçin Varhk Vergisi geldi. Açık bir şey söy- |emek gerekıyorsa VarlıkVergisi'nde açıkbir nk- çılık vardır. Bir de o günün konjonktürünü düşû- nelirn. Devlet adamlannın büyük bir vergi almak için yapmak istediklenni düşüneüm. Burada Ma- liye Teftiş Kurulu'na da bir yer ayıralun. Böyle bir vergiyi toplayabilmek için hûkümet o zaman Malıye Teftiş Kurulu"nu seçti ve işi ona bıraktı. Teftiş kurulu da bunu elinden geldiğince dürüst bir bıçimde yapmaya çabştı. Biz Maliye Teftiş Kurulu çalışanlan olarak ne ırkçıydık, ne aptaldık, ne de hırsızdık. Ama ne ya- zık ki içimizde bir tek fire verdik. O verdiğimiz fire, bu kampanyayı yöneten Istanbul Defterdan FaikÖkte oldu. Faik ökte, Varhk Vergisi'nin top- lanması sırasuıdakı emlak satışlannda bir Enne- ni vatandaşın evinı satın aldı. Faık Ökte, teftiş he- yetinin en zeki kişisiydi. Bunu nasıl yaptığını an- lamak mûmkün değüdir. Bundan sonra, 1947'de yazdığını söyiediği ki- tabı yayımlanıyor. Sanıyorum, 1950'de hûkümet değışınce korkuya kapıldı da Varhk Vergisi'nde yer alan partilüeri çokağır biçimde eleştiren o ki- tabı yazdı. Irkcılık yapılması iyi olmadı' - Siz bir de Varlık Vergisi döneminin konjonk- türünü anlatacaktuuz... -Evet. Ikinci Dünya Savaşı nedeniyle pek çokki- şi askere ahnmıştı. Bir milyon kışiböyleceûretim- den çekümış, tüketici durumagelmıstL Sıtma. fren- gı, şeker hastalıklanna karşı Uaç bulunmuyordu. îstanbul'da, HaydarpaşaLisesi'nde okuyan çocuk- lara sabun verilemediği için öğrenciler bitlenmiş- lerdi. Orada da bir ironi var. Bu öğrenciler bit ya- nşı yaparlardı. Askeri okullardaki çocuklara bili- yoruz ki kurtlu pinnçten yapıhnış pilav veriliyor- du. O sırada Abnanlar Yunanistan'a gırdi. Biz de 300 bin kişılik bir kuvveti Çatalca'ya çektik. Bu- nun ne büyük bir facıa olduğunu size anlatamam. Bu koşullaTda, dönemin hükümetı finansman sağ- lamak durumundaydı. Ama yanlış bir finansman yaptı. VarlıkVergisiyine alınabilırdi, ama böyle de- gil Üstelik ırkçılık yapıhnazdı. irkçıhk yapıhnası- nı hiçbir şey bağışlatamaz. Ama yanlışlıklar orada da bitmedı. Aynı yılda, yani 1942'de, Mahsulat-ı Arziye Vergisi çıkardık. Bu, sonradan ToprakMah- sulleri Vergisi oldu. Ondan 15 yü önce bırakılmış olan Aşar'ı gerisin geriye getirmıştik. Ama başka da çare yoktu. Askere yiyecek, hayvanlara yulaf yetiştırilınesi gerekiyordu. PORTRE /CAHİT KAYRA LEYLA TAVŞANOĞLUBir süredir kamuoyunda bir kitap ve bundan uyarlanan birfilm tartışıhyor. Kitap, ANAP milletvekili Yılmaz Karakoyunlu 'nun, 1942yılında ilan edilen Varlık Vergisi olayının anlatıldığı belgesel roman niteliğindeki "Salkım Hanımın Taneleri". Film de aynı adı taşıyor. Gerek kitapta, gerekse defılmde gerçekleri çarpıtan yanlışlar ve hatalar olduğu söyleniyor. Burada hemen şunu belirtmeliyiz ki ismi geçen kişiliklerden gazeteci Selim Ragıp Emeç, kitapta hep Gece Postası gazetesini okııyor. Oysa Selim Ragıp Emeç 'in gazetesinin ismi Son Posta dır. Ethem lzzet Benice 'ye ait olan Gece Postası 'nı kendi gazetesinden daha iyi haberci bulduğu için mi Selim Ragıp Emeç kitapta Gece Postası 'nı okuyor? Bu soru insanın kafasına bir çengel gibi takılıyor. Kitaptaki bazı kisiliklerin gerçek yaşamda olduklarından başka türlü yansıtılmaya çalışıldığı eleştirileri de var. Hatta Varlık Vergisi 'nin, o dönemin konjonktürü yeterince anlatılmadan kitaba konu edildiği de eleştirilerden bir kısmı. Bütün bu eleştirileri ve pek çoğuna göre birfacia olan Varlık Vergisi 'nin amaçlannı, uygulanışını, o dönemde yapılan ırkçılığı, azınlık ve az da olsa Müslüman vergi mükelleflerinin Aşkale'de bir toplama kampına sürgün ediliş nedenlerini, verginin hayatta kalan çok az sayıdaki uygulayıcılarından Cahit Kayra 'yla konuştuk. 1917, îstanbuldoğumlu. 1938'deAnkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (o zamanki adıyla Mülkiye) yükseköğrenimini tamamladu Önce maliye müfettiş muavini, ardından maliye müfettişi oldu. 1942 'de ilan edilen Varlık Vergisi dö'neminde maliye müfettişi olarak vergiyi uygulayan ekip içinde yer aldu Maliye Bakanlığı 'mn çeşitli kademelerinde görev yaptu 1950-51 arası Gelirler Genel Müdürlüğü göreviniyürüttü. Ma{iye Bakanlığı 'ndan emekli olduktan sonra siyasete atüdu CHP'den milletvekili seçildL 1974'teki CHP-MSP koalisyon hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı oldu. 1980 yılında aktif siyasetten ayrüdu Pek çok kitap yazdu Varlık Vergisi'nin ilam sırasında maliye müfettişi olduğunuz için vergiyi birebir uygulayan uzmanlar arasında yer aldınız, ıkinci Dünya Savaşı sırasında bir kısım ticaret erbabında aşın zenginlik tespit edildl O nedenle, zamanın Şükrü Saracoğlu hükümeti Varhk Vergisi adı altında bir vergi çıkardu Bu vergi- nin amacı neydi? -Varlık Vergisı'nin arkasındaki düşünsel plan, o sırada ekono- minin ve özellikle bir milyon kişıuk bir ordunun finansmanıdır. Ama o sırada aşın bir milliyetçılik havası esti ve Başbakan ile muhtemelen arkadaşlan, bu vergiyi çok zengin olan azınhklara karşı bir sılah olarak kullanmayı düşündüler. Bunun yanında baş- ka nedenler de vardı. . - Neydi o nedenler? - Fiyatlara müdahale etmek gibi dûşünceler vardı. -Aradan 57yü gibi bir zaman geçmesine karşın bu verginin sadece azınlıklara uygulandığı söylendi. Oysa, o dönemde Ikin- ciDünya Savaşı 'ndan dolayı başta kaçakçılık olmak üzere meş- ru ve gayrimeşru yüksek kazanç elde eden herkese bu verginin uygulandığı biliniyor. Sizce bu, vergi tekniği ve kamu maliyesi açısından doğru bir karar mıydı? - Varhk Vergisi karan yanlış bir karar değildır. Aynı tarihte ln- giltere'de yüksek kazançlann yüzde 98'i vergi olarak alındı. Is- viçre'de de Varlık Vergisi vardı. Yalnız, Varhk Vergisi uygulama- sında o ülkelerde hesap kitap yapılmıştı. Oysa o tarihte Türki- ye'de bütün vergi beyannamelilerin sayısı 2000'dir. Üstelik o be- yannameh vergi mükelleflerimn hesaplan da öyle yeterli değil- di. . - t j Varlık Vergisi bir baş vergisidir. Baş vergilerinın bütün sıkın- tılannı da ıçerir. Ama bunun ötesinde keyfilik çok vardı. Bu keyfilik daha çok azınhklan hedefliyordu. O tarih- te özellikle Îstanbul'da ticaret hayatı- nın büyük kısmı azınlıkların elındey- di. Mükellef sayısına baktığınız za- man Türklerden ancak 4 bin kişi ver- güendirmek için bulunabihnişken azınlıklardan 28 bm kişi tespit edil- miştir. Burada hemen birparantez aç- mak isterim. Bu verginin büyük yükü azınlıklann üzerinde kaldı. "Dönmeiere ağır vergüer" - Peki, hangi grup en çok yük al- tında kaldı. - Dönmelerdir, yani Selaniklıler. Çünkü dönmeler önce Türklerin liste- sindeydiler, daha sonra bu listeden çı- kanlıp azınlıklara konuldular. En ağn- vergileri onlar ödediler. Varlık Vergisi uygulamasında en büyük iki vergi vardır. Birincisi yahu- di Benjamin Barzuay'ın, öbürü de dönme Bezmenkr'in vergisi. Burada çok acıklı bir irom var. Var- hk Vergisi dönemini anlatan Salkım Hanımın Tanelen romanından sine- maya uyarlanan aynı adh filmin yö- netmeni Tomris Giritlioğlu da ironi- den söz ediyor, ama ben filmde pek öyle ironi görmedim. Kimilerinin üzerinde durduğu önemli noktalardan birisi, bu verginin Cumhuriyet'ın başmdan beri başlayan azmlıklann Türk toplumuna entegre ohna eğilımini sakatladığıdır. Dönmelerde ise entegre ohna egilimi değil, entegre ohnaktaydılar. Bunlan çok yalandan bümemin nedenı önce Feyzi Âtı Okulu'nda, daha son- ra da Boğaziçi Okulu'nda okumamdu'. Bunlar dönmelerin okul- lanydı. Kuruculanmn başında da GaUp Sandakı Bey geliyordu. Bu okulu yürüten de Hı£n Tevfik'tı. Bu kişiler Türk eğitim çahş- malanna büyük hizmetler yapmışlardır. Önemli de füar adamla- n yetiştirmişlerdir. Bunlardan birisi Hıfzı Tevfik'ti. Buradakı ironi şöyle: E>önmeler ağır biçimde vergılendiriliyorlar. Üstelik Türk top- lumuna entegre olan bu dönmeiere karşı çok ciddi bir ırkçılık po- litikası güdülüyor. Bunlann en önde gelen isimlerinden birisi Hıfzı Tevfik. Ama o Hıfzı Tevfik sonraki yıllarda Turancılık akı- mının önderlerinden NihalAtsız'la birhkte Türkçülük yaptığı için takibata uğramıştı. Size bir anımı anlatmak ıstıyorum. Maliye Teftiş Heyeti için- de çok değerli bir müfettiş vardı. Bu kişi Suat Bey adh bir dön- meydi. Varhk Vergisi sırasında onu vergi uygulamasında görev- lendirmediler. Yani bir nevi kuşku duyuldu. Acaba Suat Bey ken- di grubundan olan ınsanlara yardnncı olur mu, diye onu Varlık Vergisi uygulamasına kanştırmadılar. Bu da daha düşük düzey- de bir ironi olarak kabul edilebilır. - Bugün Türkiye'de bir karapara sorunu, uyuşturucu ticare- ti var. Acaba o günün Saracoğlu hükümeti, bugün cesaret edi- lemeyen radikal kararlan almak zorunda mı hissetti kendini? - O tarihte bazı kaçak maddelerın ticaretinin olduğunu söyle- yebılinm. Yoksul bir ülkede zengin olabilırsiniz. Ama yoksul bir ülkede zengin gibi yaşamamak daha akılhca olur. Zengin gibi ya- şarsanız dikkat çeker. Burada biraz felsefe yapmak istiyorum. Türk toplumunun yaşam teknolojisi çok yoksuldur. Gerek ya- bancılann, gerekse de azmlıklann yaşam düzeyleri o zaman Türk toplumuna göre çok yüksekti. Yaşam biçimleri de daha farklıy- dı. Bütün bunlar dikkati çekmiş, rahatsız etmiştir. Özellikle An- kara'da yaşayan msanlan doğal olarak kıskançhk duygulanna sevk etmiştir, denilebılir. Bu zenginlik Türkıye ıçin büyüktü. Yoksa rakamlar çok da önemli değıldı. - Burada size sormak istediğim bir soru var. Bu kıskançlıklar ne olursa olsun, insanlanAşkalegibi bir toplama kampınagön- dermek sizce insani bir uygulama mıdır? - Elbette insani bir uygulama değil Böylesıne bir yanlış nasıl yapıldı? Bunu düşünemiyorum. Bu bağlamda söylemek istedi- ğim bir şey var: Bu vergı tümüyle o kadar yanlış ki... O vergıden 600 milyon lıra toplayacak yerde sadece 300 milyon üra toplayabüiyorsunuz, hem de sonsuz sorunlar çıkanyorsunuz. İstanbul'dakı o tarihteki zenginlığın ihtıyaç duyulan fınansmana hatta 600 milyon lıra üzerinde de katkısı olabilırdi. "Hedeflenen para toplanamadı" - Peki, hedeflenen bu para neden toplanamadı? - Öyle bir yaklaşım oldu kı ters tepkı yaptı. Teknik bakımdan yapılan yanlışlıklar nedeniyle hedeflenen o para toplanamadı. Bu ınsanlar Aşkale'de kampa gönderilmekle kahnadılar, kendi- lerinin ve hatta yakınlarının gaynmenkullen haraç mezat satıldı. Ellerinde hiçbir şey kalmadığı halde de baskı olsun dıye Aşka- le'ye gönderildiler. Demek ki Aşkale'ye gönderilme tedbin de sonuç vermedi. Bu derece kötülüklere yol açan bir önlemin alnnp alınmama- sına çok iyi karar vermak lazımdı. Vizyon budur. Biz, sınavunı- zı verdik ve 1942'de maliye müfettişi olduk. O promosyonun en zayıfi da bendim. Onu da söyleyeyim, iyi bir müfettiş de değil- dim. Burada kj^çük bir felsefe dahayapayım: Çocuk doğüftdia kendini dört du\r ar arasmda bulurmuş. Birme- lek gelff, ona bir merdiven vererek "Bunnnla istediğin yere çık" deEthem lzzet Benice 'nin GecePostasıgazetesiaçıkve onu oku- yor. Acaba kendi gazetesine değil de Gece Postası 'na mı itibar ettiği mesajı verilmek isteniyor? - Kitapta daha buna benzer bırçok yanlış var. Romanda dikka- timi çeken bu: nokta var. Vergı operasyonunu Îstanbul Defterda- n Faik Ökte yürütüyor. Birçok da arkadaş adı geçiyor ki ohlann hepsi rahmetli oldu. Orada Rıfat Donat'm aklanması var. Bunlar zararlı sayıhnaz, ama gerçek değil. Anlaşıhyor ki bu roman Fa- ik Ökte'nin kıtabına dayanıyor. Faik Ökte kendi kitabında, kendini aklamak ıçin birçok şeyler anlatmıştır. Kitapta onlann etkisı görülüyor. Rıfat Donat'ı çok hassas bir arkadaş olarak göstermış. Aslında Rıfat sert bir çocuk- tu. Söylemek istediğim, romanda bu tür ufak tefek bazı değiştir- meler olduğu... - Peki, sizfilm hakkınaa ne düşünüyorsunuz? -O konuda düşünürler ikiye aynldı. Bir yanda Hıncal Uluç, Ha- san Pulur, Hflmi Yavuz ve daha başkalan, öbür yandaysa filmin sahiplen var Yılmaz Karakoyunlu da filmin çok güzel olduğu- nu söylüyor. Etyen Mahcupyan, fıhnın danışmanı olan Murat Bel- ge, yönetmeni Tomris Giritlioğlu, Rjdvan Akar da doğal olarak filmi desteklıyorlar. Binnci grup ırkçılık konusunda fihni epey- ce eleştırdi. Ben bu kavgaya kanşmak istemiyorum. Yahıız şunu söylemek ıstıyorum: Birgörüntüyü ilk gördüğünüz an ıle daha sonra gözünüzün önü- ne getu-diğiniz zaman arasında farklıhklar vardn:. Filmde melod- ramatık bir yan var. Bizim Türk fîlmlerine özgü melodramlardan parçalar bulunuyor. Bunlar kaybolur gider, geriye bir öz kahr. Bu özü, Hasan Pulur, Hihru Yavuz, Hıncal Uluç çok belirgin bir bi- çimde ele aldılar. "Ortada bir kötü Türk\ar, bir de iyi Ermeni ^"ar. Bu bir Ermenierdenıinin idealizas>onudur" dediler. Karşı taraf ise bunun böyle yapılmasının bir yanlışlık olmadığı- nıbelirtti. Bence Etyen Mahcupyan'ın yanlı- şı, kitaptaki Lui'yi Leon yapmasıdır. Buna hıç gerek yoktu. Çünkü roman- da anlatılan, Varlık Vergisi sırasında gerçekten ohnuş bir olaydır. Bakın size bir olay anlatayım. O tarihte ParseğGevrekyan diye Erme- ni bir işadamı vardı. Büyük paralar kazamyordu. Zamaıun en iyi tanın- mış ve sevilen Türk aktristıyle, Ca- hide Sonku'yla yaşıyordu. Filmde Lui'yi Leon yapacak yerde Cahide Sonku'yla Parseğ Gevrekyan'ı filme soksaydı konunun sofisnkasyonunu daha da arttırmış olurdu. "Belgesel böyle çekjlmez" dermiş. Ama çocuk hep yanlış yere çıkarmış. Işte, ben de yanhş yere çıktun. Maliye müfettışhğı benım için değıldı. Burada asıl söylemek istediğim şey, bizim promosyondaki in- sanlann davraruşlandır. Memduh Aytûr ve Burhan Ulutan bızun promosyonumuzun yıldızlanydı. En yakm arkadaşımdı. Bizim grubun benimle birlikte en gencıydi. Bana. Varlık Vergisi'yle ıl- gili olarak, "Buişinsonuçokfenaolacak'' demıştı. OlacakJan gör- müştü, vizyonluydu. Ama bizler müfettiştik. Bize bir görev ve- nlmişti ve onu yapmaya çalışıyorduk. "Kitapta yanlışlıklar var" - Isterseniz biraz da Yılmaz Karakoyunlu 'nun yazdığı Salkım Hanımın Taneleri adh kitaba dönelim. Kitapta, sizin de söyledi- ğinizgibi bir kitleninhedefalındığı mesajı var. Yine kitapta, Var- lık Vergisi Yasası çıktıktan bir süre sonra bir gece vakti çıkarı- lan bir kanunla verginin iptal edildiği, vergiyi ödeyenin de öde- diğiyleve Aşkale 'yegittiğiyle kaldtğı, ödemeyenlere ise hiçbirşey olmadığı anlatüıyor. Bunun doğruluk derecesi nedir? - Bunlar yanlış değildir. Ama vergiyi iptal eden kanun çok son- ra, 1943 yılının sonbahannda çıktı. Bir konuya bilimsel, bir de sanatsal olarak yaklaşırsınız. Bı- limsel yaklaşırken bir gerçeği ararsınız. Yılmaz Karakoyunlu bir sanat eseri yapmıştır. Sanat eserinde de doğruyu değil, güzeli arar- sınız. Yalnız, burada da bir özellik var. Tema olarak tarihi bir ko- nuyu ahmşsınız. Tarihi konu da 4. Murat, 1. Selim ve onlann asklan değil. Ha- rem konusunda ıstediğıniz kadar hayah şeyler yazabilır, hayali filmler yapabılirsiniz. Oysa Varlık Vergisi yakm bir geçmişin olayı ve bunu yaşayan ınsanlar var. Kitapta bunlann adlanmn ya- ni sıra benımkı de geçiyor. Tabıi ki yazarlık hakkınızı kullanacaksuuz. Ama hal böyle olunca biııncisı, yanlış bir şey yazmayın, ikincısı de bazı doğru- lan söylüyorsanız başka bazı doğrulan da söylememezHk etme- yın. Romanın sanatsal değeri üzerinde bir şey söyleyemem, çün- kü sanat eleştırmeni değiüm. - Kitaptagörebildiğim kadanyla ciddi hatalar var. örneğin Se- lim Ragıp EmeçSon Posta gazetesinin sahibidir. Ama hep önün- - Türkiye 'de en büyük eksiklikler- den birisi, özellikle hazırlanacak be- yaz küaplara, o olaylan yaşamış ki- süerin katkıda bulunmalan çağnsı yapılmamasu Belki bu çağn yapıl- saydı Salkım Hanımın Tanelerigibi . çok eleştiri alan belgesel roman ni- teliğindeki kitapların daha çok ger- çeği yansıtır biçimde kaleme alın- malangerekektL Siz Varlık Vergisi'nin uygulayıcüanndan biri- si olarak devletten böyle bir davet aldınız mı? Ya da Yılmaz Ka- rakoyunlu bu kitabı yazarken hiç sizin bügilerinize başvurdu mu? - Hayır, devletten böyle bir davet almadım. Yılmaz Bey'in de kimlerle görüştüğünü bilmiyorum, ama benimle görüşmedi. Aslında belli mevkilerde bulunmuş kışilerin anılannı yazma- lan gerektiğini düşünüyonım. Benim de "38 Anılan'' adh bır kı- tabım var. Bakın, devletin bu konuda ne tür bir çalışma yaptığını bihni- yorum, çalışma yaptığmı da sanmıyorum. Ama bilenlerin bu ko- nuda bildiklennı yazmalanm isterim. Biz Maliye Bakanlığı için- de bu operasyonu yapan kişilerin en küçükleriyiz. Esas bü>oik- ler var. Örneğin Ssüt Naci Bey, Ferit Melen Bey. Onlar daha son- ra bakan da oldular, büyük mevkilerde bulundular. Ama geride hiçbır anı kitabı buakmadüar. Çok yazık. Burada kitap ve film konusunda bir şey söylemek istiyorum. Herhangi sanal bu kitap yazarsanız, yani Kurt Vonnegut ya da Isaac Asimov'un yerine geçerseniz istediğınizi kaleme alabilırsi- niz. Ama bir belgesel yazarken dış dünyayı kendi ıç dünyanıza göre değiştiremezsiniz. Evinizin içıne göre dışardaki dünyayı de- ğıştiremezsiniz, ama dışardaki dünya evinizin içıni değıştınr. Ya- ni, dış dünyayı istediğınız gibi yazamazsınız. - Varlık Vergisi'nden ve Mahsulat-ı Arziye Vergisi'nden top- lam ne kadarpara alındı? - Varlık Vergisi'nden 315 milyon lira, Mahsulat-ı Arziye Ver- gısi'nden önce ürünün yüzde 10'u kadar ürün alındı. Ondan son- ra da para istendi. Bununla da bitmedi. Bir de Hayvan Vergisi al- dık. Bütün bu uygulamalarda müfettiş olarak bulundum. Köylü- nün ikı keçisi varsa onlardan para istedik. Hayvan Vergisi'nden 129 milyon üra, Mahsulat-ı Arziye Vergisi'nden 239 milyon lira tahsil ettik. Demek kı ikisınin toplamı Varhk Vergisi'nden çok daha fazlaydı. Bununla beş-on bin kişiyi değil, milyonlarca insa- ni sıkıntıya soktuk. O zaman savaşa girmemek için bunlar gerek- li görüldü. Ama burada yineüyorum: Hiçbir neden ırkçı davTanışı aklaya- maz. Bugün de nrkçıhğı eleştirirken nicçıhk yapmamak zorun- dayız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear