25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14ARAUK1999SALJ CUMHURİYET SAYFA 15 Ajanlık Amerikan vatandaşı olanlara müjde... Üniversite diploması olmak koşulu ile Farsça, Çince ve Urduca bilenler '" yaşadı... Amerika, CIA'da dolgun maaşla çalışbrmak üzere ajan anyor. Başvurular Internetten "www.cia.gov" adresine yapılıyor... Biraz zorianırsa Arapçaya aşina eski Türk vatandaşı bayanlar da başvurabilir... Hete başında tûrbanı da varsa! BHIoğlu Kozan Kaymakamı Osman Ebiloğlu, Haldun TanerMn tiyatro oyununu yasaklayınca ünlendi sanryorduk meğer Tavşanlı Kaymakamı iken ün salmış. Ankara Ekin Tiyatrosu kurucusu Faruk Güvenç: "1997'de tryatromuzun 'Memleket Hikâyeleri' oyununu da yasaklamıştı. Dava ettik, kazandık ve tazminatı devlet ödemek zorunda kaldı." Ö M Ü R T L T K * rftar topçusunun başı kel mi? Jet-Pa onu da alsın! Ömür E. Kurum T«Ü 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Demiref, depremzedelerden sabır istemîş... "Sabıria yaşamasını öömnmeHviz!" zun yıllar Brüksel'de yaşayan ve Belçika ile Türkiye arasında lahana ticareti yapan gur- betçi Hadi, Helsinki'de toplanan Avrupa Btr- liği zirvesinde Türkiye'nin üyelik başvuru- su kabul edilmeden birkaç saat önce gördüğü rü- yayı yazıyor: "Geçen gün bizde de pimpiriği çıkmış son 'nas- yonal cumhuriyetçi'ler ve 'karanlıkçı'lıktan morarmış Maocular 'evrensel demokrasi istemezük, yaşasın yerli falaka, AB'den çıkalım' yaygarasını koparmış- lardı da, fakülteyi Pekin'de okuyan torunum bunu Internet'te öğrenince, 'Dede bunlarkim, anlatsana. Tezime ekleyeceğim' diye canlı resim elektronik posta göndermişti. Ben de cevap vermiştim: Geçen yüzyılın son ayında Helsinki'de toplanan AB zirvesinden hemen önce gördüğüm harika bir rüyayı bozmaya çalışmış olan meymenetsiz hortlak- lar." Ruya tabipi Evladım Hadi... Güzel bir ruya görmüşsün fakat sırtın açık kaldığı için rüya içinde rüya görmüşsün... Fakat yine de iyi görmüşsün. Rüyada dede olmak çpk güzel bir şeydir, her şey- den önce hayra alamettir. Çok yaşayacağını göste- rir. Sen çok yaşa emi! Geleceğin parlak ama geçmişin seni rahatsız edi- yor. Maoculuk içinde kalmış olmalı ki torununu bile okuması için Pekin'e göndermişsin. Çin artık eskisi gibi değil diyorsan da bir kere bi- linçaltına girmiş; istesen de çıkmıyor... Pimpiriği çıkmış nasyonal cumhuriyetçilerin yay- garası karşısında kendini fazla zorlama, işte asıl o zaman moramna olabilir. Zoriandıkça meymenetsiz horHaklar görmen bu yüzden. Ama korkmana hiç gerek yok. HorUaklar mey- menetli de olsa meymenetsiz de olsa, senin gibi mey- mun birine asla zarar veremez. Gençler "meymun"u bilmez, "maymun" zanneder diye yazıyorum; "kutlu" demektir. Senin gibi "kut- lu" ve "uğurlu" olmak herkese nasip olmaz. Hort- laklardan korkma evladım. Torununun tezine gelince... Bu tez, senin tez el- den bir doktora tezine konu olacağını gösteriyor. llk sevişmesine giderken kızına kendi ellerinie pre- zervatif vermiş olmalısın. Anlaşılan iyi korunamamış! Sen de rüyasını görüp genç yaşında torun sahibi olmuşsun. Ama söylediğim gibi rüyada dede olmak güzel bir şeydir. Uyanınca, yaşlandığını zannedip bu- nalıma filan girme. Aynada suratına bak, rahatlarsın. Rahatlamazsan aman kendini fazla zorlama, mo- rarma olabilir. Yine yaz, rahatlarsın. MademAvtupaholuyoruz,Eu- /^J \ Güzel Europa, uykudan uyan- ropa'nın öyküsünüEdith Hamil- |İMŞ$ mtş, gördüğü düşû yorumlama- ton'dan Ülkü Tamer'inçevirisiile% ^asX ~J ya çalışıyordu. İki kıta, kadın tolı- Genç diş hekimlerinin mezuniyet belgesi tanıyalım: Zeus'la sevişmesi yüzünden adı coğmfyaya verilen tek kadın lo de- ğildir, Europa'ntn ünü daha da yay- gındır. h'nun yıllarca acı çekmesi- ne karşılık Europa, bir boğa sırtın- da denizSeraştv&menin yarattığt birkaç saniye- lik şaşkmlık ve korku bir yana bırakıiırsa, hiç üzülmemiştir denebilir. Europa 'nın Zeus 'la seviş- tiği sıralarda Hera neredeydi, bilin- miyor. BHİnen bırşey var. Tannlar tan- nsı gamsız, tasasız, gönlü ne diler- se onu yapıyordu. Zeus bir ilkbahar sabahı gökteki sarayında oturmuş, tembei tembei yeryüzünü gözetiyordu. Gözlenan- sızın, kendisi için çok ilgi çekici bir yaratığa ilişti. Europa (1) ğmda, kendisinipaylaşmakistemiş- lerdi düşünde. Europa 'yı doğurdu- ğunu ileri süren Asya, onu kendisi almak istemişti. Öteki kıta ise Ze- us'un Europa'yı kendisine verdiği- ni söylemişti. Gördüğübuganpdü- şûyorumiayamadt Euro- pa; kendi yaştndaki krz arkadaşlannı topladı; deniz kıytsın- daki çiçek tahasına gittiler. Orada oyunlar oynahar, sepetterini çiçek- terte doldururtardı. Hepsi de bilirdi ki, en güzel sepet Europa'nın sepe- tidir. Hephaistos yapmıştı o sepeti. Üstünde lO'nun öyküsü, inek ol- muş, Argos'un öldürülüşü, sonra Zeus'un lo'yu yeniden kadın kılığh na sokuşu yazılıydı. (Devamıvatj Yeniden YÖK Başkanlığı'na getiri- len Kemal Gürüz'e çalışmalarında başanlar diliyor ve geçen görev sü- resi içinde kayıtsız koşulsuz himaye ettiği Osman Çakır'ın rektörlüğün- deki Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde neler olduğuna bakıyoruz... Samsun'daki Ondokuz Mayıs Üni- versitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde dekan yok, dekan vekili var! Fakat, dekan vekili diş hekimi de- ğil! Vekil dekan Murat Ertûrk, bir ve- teriner... Veteriner profesör! Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Ve- kili veteriner profesörü Ertürk, Kara- denizTeknik Üniversitesi'ndeki birsı- nav için iki günlüğüne geçici görevle Trabzon'a gidiyor. Fakültede diş hekimi profesörter ve doçentler olduğu halde dekan vekili- nin yerinde olmadığı günlerde bir yar- dımcı doçent; Hikmet Aydemir, ve- killiğe vekâlet ediyor. Ancak bu vekâletin sirkülerini gö- ren olmuyor; isteyenlere de gösteril- miyor. işte bu sırada, fakülteyi bitiren öğ- rencilere diplomalannı alıncaya ka- dar kullanacakları ve birkaç yıl bo- yunca muayenehanelerine asacakla- n "mezuniyet belgesi" veriliyor. Belgenin altındaki yetkili imza: "Yrd. Doç. Dr. Hikmet Aydemir" Dekan vekili, yerine bir yardımcı do- çenti vekil bırakmış olsa bıle mezuni- yet belgesinde bir profesörün imza- sının bulunmaması bilim dünyası için bir "skandal" niteliği taşıyor. Kemal Gürüz umursamasa da YÖK üyesi olan diş hekimi Prof. Dr. Köksal Baloş'a soralım: "Genç diş hekiminin muayene- hanesine asacağı bu belge sizin içi- nize siniyor mu?" Tutuklu yakınlarından cağrı 'Cezaevi koşvılları düzeltilsîn' İstanbul Haber Servisi - Tutuk- lu yakınlan, cezaevlenndeki uygu- lamalan eleştırerek "Devlet elini cezaevlerinden çekip deprem bölgelerine uzatsın. (, ocukları- raızın tek isteği üısenca yasa- mak" dedıler. Insan Haklan Demeği'nce ha- zırlanan "Cezaevleri Rapo- m n 'nun basına tanıtınıı nedeniy- le demeğin İstanbul Şubesi'nde dûzenlenen toplanuda görûşlerini açıklayan tutuklu yakınlan, ceza- evlenndeki uygulamalann insan- lık dışı olraasından yakındılar " Yakınlanmıza bir dilim pasta, börek götürürken bile götür- düklerimiz, arama gerekçesiyle 50 parçaya bölünüyor. Karpu- ZUD, domalesin bile içi aranı- yor" diye konuşan tutuklu yakın- lan, tek isteklerinin cezaevi ko- şullannın düzeltilmesi ve uısanca yaşama olanaklannın sağlanması olduğunun altını çizdiler. ÎHD tstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, AB'ye adaylığının açıklanmasıyla birlikte Türkiye'de de sivıl toplumun sesınin daha çok çıkması gerektiğıne dıkkat çekti. Türkiye'nin AB'ye giriş sürecıne uygun davranması gerektığıne işa- ret eden Keskin, bundan böyle ha- zırladıklan tûm raporlan, dosya- lan ve çalışmalan uluslarüstû or- ganlara ve AB'nin ilgili birimle- rineyoUayacaklannı kaydetü. Kes- kin "AB de nasıl bir ülkeyi aday ilan ettiğini bilmelidir" diye ko- nuştu. tHD Ankara Şubesi'ncede Ankara Merkez Kapalı Cezaevi önünde yapılan basın açıklama- sında, "Cezaevlerine insan hak- larının hâkim olması" ıstendi Polis tarafından önce engellenmek istenen daha sonra izin verilen ba- sın açıklamasının ardından grup olaysız şekilde dağıldı. SemaAdın davasına devam edildi Tekstilbank Merter Şubesi Müdiresi Sema Adın'ı kaçırarak öl- dürdükleri öne sürülen 9 sanığın yargılanmasına devam edildi. tstanbul 4 No'lu DGM'deki duruşraaya, tutuklu sanıklar Erdinç Kızılcık. Abdülkadir L'slu, Mesut Barlak, Muhammet Moroğ- lu, Fatih Oran, Mehmet Bozoğlu ve tutuksuz yargılanan Meh- met Uslu katıldı. Davanın diğer tutuksuz sanıkları Hasan Erke- sim ve Orhan Yazan ise duruşmaya gelmedi. Sanıkların tahliye istemlerini reddeden mahkeme heyeti, dosyadaki eksiklerin gi- derilmesi amacıyla duruşmayı erteiedi. (KEREM ILGAZ) 16 Mart davası Ayukatların reddi hâkiııı istemi kabul edilmedi İstanbul Haber Servisi - 16 Mart davasmda müdahil avukat- lann "reddi hâkim" istemi ka- bul edilmedi. tstanbul 6. Ağır Ceza Mahke- mesi'ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan Latif Aktı, Özgün Koç ve gıyabi tutuklu sanık es- ki polıs memuru Mustafa Doğan katılmadı. Mahkeme heyeti baş- kanı Neylan Feke, müdahil avu- katı Cem Alpteldn'e, geçen otu- rum "reddi hâkim" isteminde bulunduğunu anımsatarak nede- nini sordu. Bunun üzerine ko- nuşan Alptekm, başkan Feke'ye, kendisi hakkında, bu dava dos- yasına sunduğu bir belge ile bu belgeye ilişkin verdiği beyanat- ta, "MtT'i tahkir ettiği" ge- rekçesiyle İstanbul 5 Ağır Ce- za Mahkemesi'nde dava açıldı- ğmı hatırlattı. Neylan Feke'nin dava öncesinde Beyoğlu 2. Ağu Ceza Mahkemesi Başkanhğı gö- revini yürüttüğünü vurgulayan Alptekin, haklanda dava açılma- sına Feke'nin başkanı olduğu Beyoğlu 2. Ağu" Ceza Mahkeme- si'nin karar verdiğini belirterek "16 Mart davasmda verdiğim belgelerin suç unsuru taşıdığı görûşfindesmiz. 16 Mart da- vasının avukatı da benim. Suç işlenildiğini düşündüğûnfiz d»- vada tarafsız olmanız imkân- sız. O nedenle 'reddi hâkim' ta- lebinde bulundum" dedı. "Red- di hâkim" ıstemıni kabul etme- yen mahkeme heyeti, dosyada- ki eksiklerin giderilmesı ama- cıyla duruşmayı erteiedi. HAYVANLAR ISMAÎL CÜLGEÇ ÇÎZGtLlK KÂMtL MASARACI HARBÎ SEMtH POROY MIRMIRLAR UĞUR DURAK TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN NAralık GÜNEYKUTBLTNUN KEŞFU. 19ff't>£ 8UGÜN, ÂJT KEZ, NOKVBÇ/J K3ALD AMUNDS&4 GÜN£Y KUTVP HOKJAStNA ULAŞTt. 33 YAŞlHOAta D£NİZCJ,8İR SÜB£I>İK, İN6İÜZ RDSefZr&COTT'LA/AYNI AMAÇ İÇİN YAJtfŞ İÇİN. DeYDİ-OhiDAN 1O&ÜN ÖNCE, ZO£krMD€ YOlA ÇJKAN AMUNOSEN VE 4- ABKAO4ŞI, St, IZÖPeSİN ÇBtCTİĞİ KI2A/UA£lA,Ç£ŞirU YEIU£££ YİYeCEK. DEPOLAVARAK İL£Jtl£DİL£R.SON8ALAftl, YİYE- CEKLERİ A&UJ>&1 İÇİN fa6p£JO£XJN Sift KJS- MIAJI ÖU3ÛKMEK. ZOKUNDA KALPUAR.. HAVA ŞARTLARININ DA MIUMMfyiA KUTUP NOCmSI- NA VAKplLAR.eiZ ÇAD/R Xueof,TEP£SiAt£ NOHVEÇ. BAYX*StNI Ç£KrİLEf!. OHIAR. PĞMÛf •KHMNeAYKENfTMJtiSİZ SCOTÇAYNI A/OK- TXYA GEJJP, 8ü 8AY8AĞI BULA CAKTtKİ. ADANA 1. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1998/1000 Davacı Yasemin Karataş vek. Av. Orhan Yıldınm tarafından davalı Selami Karataş aleyhıne açılan boşanma davasının mah- kememizde yapılan açık duruşması sırasında: Davalı Selami Karataş'm duruşmannı yapılacağı 31.12.1999 günü saat 09.00'da mahkemede hazır bulunması veya kendi- sini temsilen bir vekil göndermesi, aksi takdirde hakkmdaki davanın gıyabında görûleceğinin bilinmesi tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 25.11.1999 Basın: 63714 GÖRÜŞ O N E R I . I L G A Z Y. Içmımar-Turizmolog Nükleer ve Turizm Nükleer santrallann hükümet karan ile Anado- lu'nun birçok yerinde konuşlandınlması nihayet gündeme geldi. Enerji eksikliğimizin tam olarak ne olduğu açık- lanmıyorsa da, göreceksiniz ki bu santrallann yer seçimi ne hikmetse hep turizm alanlarında par- sel bulacak. Türkturizmi 1985'lerden başlayarak kazandığı ivmeyi son iki turizm sezonunda kay- bettiği şaşkınlığıyla sarsıldı. 5000'den fazla seyahat acentesi, binlerce te- sis, bunlara bağlı on binlerce yan sektör yılda 12 milyar dolar girdi sağlayabiliyor turizm sektörü- ne. Ülke için Turizm Bakanlığı, seyahat acente- leri biriiği dışında turizm işkolunda yaptınmı olan başka bir kuruluş da yok. Türkiye'nin en büyük talihsizliğini turizm sek- törü yaşamıştır. Siyasiler bu sektöre hiçbir za- man gereken desteği vermemişler, Turizm Ba- kanlığı'nı sadece yandaşlanna kadro sağlayacak bir "KtV olarak değeriendirmişlerdir. Karnu ara- zilerinin turizm amaçlı yaünma açılması, turizm nos- yonundan yoksun beyinlerin şekillendirmesiyle, olabileceğin çok azını gerçekleştirebildi. Türkiye turizmi, genç turizmci yapısı, genç te- sisleri ve henüz çok fazla tahrip edilmemiş do- ğasıyla büyük bir şansa sahip. Ne var ki son iki yıldır turizmde yaşanan onca olumsuzluklara karşın turizm sektörü ortak çözüm- ler oluşturmak için bir türlü bir araya gelemiyor. Bakanlığı, acentesi, otelcisi, meslek odalan, sen- dikası, sivil toplum kuruluşian bir türlü organize olup geleceğe çare aramıyor.Onlarca acente ka- pandı, tesislerin çoğu boş, sektöre endekslenmiş esnaf kan ağlıyor. Ama hiçbir önlem çalışması yok. Paraya, çıkara, menfaata öylesine şartlandık ki tu- rizm de kendine düşeni alıyor. Ne pazariama ne tanıtım ne bakanlık ne fon.. bütün bunlann sağlanması turizmimizin kurtulma- sına yetecek mi sanıyorsunuz? Tabii ki hayır. Bodrum'da oteli dolu olanın umurunda mı Mar- maris'teki boş yataklar. Fransa ile Incoming ya- pan acentenin umurunda mı Almanya'yla çalı- şan acentenin içler acısı hali. Turizm ülke bazın- da ekip çalışması gerektiren bir sektör; ben ken- dimi kurtarayım da ne olursa olsun başkasına dediğinizde devamlılık öylesine zor ki turizmde. Ülkemizde var olanlardan çok, henüz toprak al- tında yüzlerce medeniyet kalıntılan var, 4 mevsi- mi yaşayabilen ender ülkelerden biriyiz, deniz su- yu, hava şimdiliktehlikeli boyutlarda kirli değil, ka- lan yeşil örtüyü olduğu gibi korkuyabilirsek çev- re faktörü turizme olumlu katkılar sağlayabilir. Artık iç turizmde de son 15 yıldır büyük bir ge- lişme yaşıyoruz. Türkiye artık tatil kavramında kabuk değiştiri- yor. Gelecek günlerde çalışanlann izinlerini tem- muz-ağustostan diğer aylara kaydırmayı, öğren- ci tatillerini turizm sektörüne katkı sağlayabilecek periyotlara dağıtmayı seslendinneye başlayaca- ğız. 2000 yılı inanç turizminde çok şeyler kazandı- rabilir ülkemize. Kullanmayı bir türlü becereme- diğimiz termal sulanmız gelecekte petrolden de önemli olacak. Turizm en az bir 20 yıl - 30 yıl daha ülkemize para kazandıracaktır. Yeter ki sektör kendine sahip çıksın, çevre de- ğerierini kaybetmesin.Yanltş karartann karşısına çıkabilsin? Turizm banşa açılan penceredin din, dil, ırk, renk gözetmeksizin insanlann tümünü içine alan. Ve Türkiye doğasına, çevresine, turizmine sa- hip çıkabilirse dünyanın turizm penceresi olup, ka- natlannı ardına kadar açık tutabilir. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ Otomobilde, silindirleri giriş veçdaşlarabag- layan boru. V Zeki ve yara- maz çocuk... Eski Mısır'da gûneş tannsı. 3/ "Herkes—-'sı- na derman an- yor/ Deva belli değil dert belli degil" (Ruhsa- ti)... ABD'nin bir eyaletı. 4/ Utanılacak şey, ayıp... Devlet me- murlannın maaşlannın derece ve tutarlannı dü- 3 zenleyensistemveçizel- 4 ge. 5/ Sıcak bir içecek... Üzerine yazı yazılan ta- baklanmış ceylan deri- si. 6/ Denizaym da de- nilen bir fok türü. 7/ 8 Kaynağı mitolojik çag- 9 lara dayanan kirişlı bu- çalgı... Don, şalvar. 8/ "Biz dün- yadan gider olduk/ Kalanlara—- olsun" (Yunus Emre)... Boru sesi. 9/ Bakteri öidürücü olarak kullanılan bir cins antibiyotik. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Hafif ya da şiddetli kaşıntının eşlik ettiği deri iltüıa- bı. 2/ Harman yervndekı tahılın taş ve toprakla kanşık ka- hntısı... Bir peygamber. 3/ Bir meyve... "Sophia — " : îtalyan sinema oyuncusu. 4/ Bir çağnyı yerine getirme... Lantan elementinin simgesi. 5/ Bir nota... Afiika zenci- lerinin çalı çtrpıdan yapüklan çardak gibi bannak. 6/ In- sanın kendine karşı duyduğu saygı... Gaziantep yöresi- ne özgü beyaz bir üzüm cinsi. II Bir bilim ya da sanat dalında kullanılan özel anlamlı sözcük. 8/ Tiyatro nite- liği taşıyan radyo ya da televizyon yayını... Gelecek. 9/ Ilenme, beddua... Sıtma tedavisinde kullanılan alkaloıt. ÇEKÜL "7 AĞAÇ ORMANLARI" PENDİK - KURNA KÖYÜ'nde Doğaseverleri ve "7 Ağaç Sahiplerini" bekliyor. FİDAN DİKİM GÜNÜ 15 Aralık 1999 Çarşamba ÇEKÜL VAKFI Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıima Vakfı Tel: 0 212 249 64 64 EtkinltgİBiiz dikyen herkese açık ve ncretsizdir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear