25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14ARALIK1999SALJ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / ekonomi« cumhuriyet.com.tr 11 Bunekte rekabet, dar gefipliye yaradı • KAYSERİ(AA)- Kayseri'de 1.5 yıl önce ekmek fiyatının serbest bırakılması, aradan geçen süre ıçinde özellikle dar gelirli vatandaşlara yaradı. Kayseri Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Birliği (KESOB) Başkanı Mustafa Alan, ekmeğin fıyatını serbest bıraktıktan sonra fıyatlarda iniş çıkışlar yaşandığuu belirterek " 1.5 yıl önce 30 bin lira olan ekmek, aradan geçen uzun zamana rağmen bugün birçok maıkette 40 bin liraya saülıyor. Serbest piyasa, fınncılann 2-3 ay önce toplanarak ekmeğin fıyatını 60 bin lirada tutma kararlannı da uygulamaya koydunnadı" dedi. , Tüpgazmfiyatı arttırıldı • ANKARA (AA)- Ücretlenn yerinde saydığı Türkiye'de enflasyonu körükleyen zamlann ardı arkası kesilmiyor. Son olarak halk arasında tüpgaz olarak bilinen, Likit Petrol Gazı'nın (LPG) perakende satış fiyatlan arttınldı. Buna göre, 12 kilogramlık mutfak tüpü, Ankara'da 4 milyon 10 bin liraya, tstanbul'da 3 milyon 995 bin lira ve Izmir'de de 3 milyon 970 bin liraya yükseldi. Sebzedekf arnşatepki • KAYSERİ (AA)- Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet özhaseki, Ramazan ayında aşın şekilde artan sebze-meyve fıyatiannın, tüketicinin gerekli tavn koyması halınde eski seviyesine düşeceğini söyledi. Sebze-meyve fîyatlanndakı artışa karşı kamuoyu oluşturrnak amacıyla bir araya gelen Sendika, dernekVf %al/" > M temsilcilen, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'yi zıyaret ettiler. SB(A üpünlepine zamyapüdı • KOCAE1İ(AA)- Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikalan AŞ (SEKA) Genel Müdürlüğü, ürettiği bazı kâğıt ve karton çeşitlerinin fiyaüna, yüzde2.7ile 15.4 arasında değişen oranlarda zam yaptı. Gazete kâğıdı ise zam kapsamı dışında tutuldu. Açıklamada, kâğıt ve karton çeşitlerinin yeni Fıyattan satışlannın, dünden itibaren geçerli olduğu duyuruldu. Papa Insanr ekonomi istedi • VATtKAN (AA) - Papa II. Jean Paul, 21. yüzyılda insanlığın, ekonominın doğası ve amaçlan üzennde yeniden düşünmesı gerektiğıru söyledi. Katolik Kilisesi'nin lideri Papa n. Jean Paul, yoksul ûlkelerin borçlannın silinmesi çağnsını yineleyerek dünyada zenginle yoksul arasında büyüyen uçurumun azaltılmasını istedı. Papa II. Jean Paul, Katolik Kilisesi'nin "Dûnya Banş Günü" ilan ettiği 1 Ocak öncesinde verdiği mesajda, "Mali konulann ahlakı bir boyutunun da bulunması gerektiğini" ifade etti. fck Bıro kredisi • Ekonomi Servisi- Osmanlı Bankası, Dresdner Kleinwort Benson aracılığıyla dünyada ılk kez Euıo cınsinden "ihracat alacaklanna dayalı menkul kıymet ihracı" gerçekleştirdi. Anlaşma ilk 2 yılı ana para ödemesiz 5 yıl vadeli ihraç, libor artı 400 fıyat seviyesinde değişen faız ve 8.75 sabit kuponlu olarak yapıldı. Eylül 1999 itibariyle ihracattaki payı yıllık yüzde 4.1 'e ulaşan Osmanlı Bankası'nın, sağlanan bu kaynağı Türkiye'deki ihracatçılann fînansman ihtiyacınm karşüanmasında kullanacağı ifade edildi. Rekabet yasalan, gazete promosyonlanna ve rastgele fiyat düzenlemelerine dur diyecek Keyfi zamma AB• Çıkanlacak uyum yasalan sonucunda tüketici, zararlannı tazmin edebilecek. Serbest piyasa mantığı artık Türkiye'de alışılanın dışında yorumlanmak zorunda. Fiyatlan takip eden .-- alıcılar, piyasadaki • serbestliğin, keyfı ;t \ zamlann freni olacaklar. FATMAKOŞAR Adaylık sürecinde Avrupa Bir- hği'nin (AB) yasalanna uygun ya- sal düzenlemeleh çıkarması bek- lenen Türkiye'de, hakkını arayan tüketicinin yolu açılacak. AB ül- kelerinde olduğu gibi fıyat farkla- rmm bıhnmesıne yönelik güncel tü- ketıcı rehberlen hazırlanmasına bağlı olarak. "serbest piyasa" key- fı zamlann gerekçesi olmaktan çı- kabılecek. Diğer bir deyişle, serbest piya- sa mantığı artik Türkiye'de alışı- lanın dışmdayorumlanmak zorun- da. Fiyatlan takıp eden alıcılar, pi- yasadaki serbestliğin, keyfı zam- lann frenı olacaklar. AB'ye uyum yasalan, Türki- ye'de rekabeti ihlal eden firmala- ra da ağır yaptınmlar getırecek. Rekabeti ihlal ederek fıyat ve pro- mosyon oyunlanna başvuran ga- zeteler de, tüketicinin konınması- nın rekabetin sağlanmasına bağlı olduğunun kavrandığı AB ülkele- rinde olduğu gibi keyfı uygula- malan sürdüremeyecekler. Eksikler tamamlanacak AB'ye uyum çerçevesinde 1995 yümda çıkanlan Rekabet Yasası ve Tüketicinin Korunması Yasa- sı'nın tam anlamıyla uygulanma- sı için, eksiklenn adaylık sürecin- de tamamlanması gerekiyor. Öme- ğin Tükeüci Mahkemeleri'nin ku- rulması, tek taraflı sözleşmelerin geçeriıhğıni yitırmesi gibi. Kredi almak üzere herhangı bir bankaya gıden tüketici, tek taraflı olarak hazırlanan, okunamayacak kadar küçük harflerle yazürnış, üstelik okunsa da anlaşılmayacak dere- cede teknik bir dille yazılan söz- leşmelerle karşı karşıya kalmaya- cak. Bu çerçevede, Türk Telekom, ISK], TEDAŞ gibi kamu hızmetı sunan kurum ve kuruluşlann da tek taraflı sözleşmeleri tarihe ka- nşacak. SözleşmeleTde, basit ve anlaşılır dil kullanmak da zorun- luluk halıne gelecek. Promosyon faaliyetlenni sürdü- ren gazetelennRekabet Kurulu' nun daha ışlevsel hale gelmesıyle ken- dılerine çekıdüzen \ r ermesının gün- deme geleceğini belirten Tüketi- ciyı Koruma Derneğı (TÜKODER) Genel Başkanı MehmetSevim, tü- ketici haklannın korunması için rekabetin sağlanmasmın zorunhı ol- duğunu behrttı Se\ ım. "Bugüne kadar rekabetie ügiMyasalarfletü- ketkihaklamiaügflidüzenleıne- DTM'nin kitabında 2000 yılında yüzde 2.7 büyüme bekleniyor AB ekonomisininpembetablosu BANUSALMAN ANKARA-Avrupa Bırlığı ekono- misinin, 2000 yılında yüzde 2.7 bü- yümesi, buna karşıhk enflasyon ora- nının yüzde l.3'ten yüzde 1.6'ya M vjik^ehıjf ş^beüeniyor. AB'nırrdün- ya ticaretinaeki rakibi ve ticâretor- tağı ABD'den ıstıhdam artışı ve bü- yüme hızında gen kaldığı görülü- yor. Ehş Ticaret Müsteşarlığı'nın Ekim 1999'da bastırdığı "Avrupa Biriiği ve Türkiye'' adlı kitapta, Türkiye ve AB ilışkılen ırdelendı. AB ekonomi- sine ilişkın beklenUlere ilışkın bölüm- de şu tahmınlere yer verildı: BÜyÜme: 1998 yümda yaşanan global krizin etkisiyle büyümede beklenen düşüşün kısa vadeli olaca- ğı, 1999 yılının ikinci yansmdan ıti- barenekonomıdecanlanmanınyaşan- ması beklenmektedir. İStlhdam: 1998yüındayaratüan istihdam 1.7 milyon iken, 1999 ve 2000 yıllannda bu rakamın 2.5 mil- yona ulaşması beklenmektedir. Iş- sizlikorammn 1998-2000 yıllan ara- sında bütün üye ülkelerde gerileye- rek ortalama yüzde 9'a ulaşacağı tahmin edilmektedir. Flyatlar: EUTO bölgesinin etkisiy- le, 1998 yılmda AB genelinde yüz- de 1.5 seviyesine gerilemiş enflasyo- nun 1999 yılmda yüzde 1.3 seviye- sine genlemesi ve 2000 yılmda ise büyüme oranındaki artışa paralel ola- rak yüzde 1.6 düzeyınde gerçekleş- mesi beklenmektedir. BÛtçe-KamU Kesiml: 1998 yı- lında önceki yıllara kıyasla daha dü- şük bir büyüme ve bütçe açığmda sı- nırlı iyileşme çabalan sonunda büt- çe açığuım ulusal gelire oranı AB ge- nelinde yüzde 1.5, kamu harcama- larmm ulusal gelire oranmın ise 1999 ler ayn gibi algılandı. Ancak bn konular çok ilişküi ve piyasada re- kabeti ihlal edki faaliyetfere iân verilmemdi" diye konuştu. AB standartlanna uyum çerçe- vesinde yapılacak düzenlemelerin tüketıcilerin özellikle zararlannın tazmin edılmesi konusunda cıddı değışimler getireceğını ifade eden Sevim, "Bugüne kadar belediye- nin kazdtğı çukura düşen kişi, za- rannı tam antamıyla tazmin ede- miyordu. Ancak uyum yasalannın pkanbnasıııdansonra hakkını ara- yabflecek, yüksek tazminat alabf- lecek"dedı. Mehmet Sevim, AB'deki mev- zuatlann, işletmeler arası rekabet ve tükericiye daha iyi fıyat koşul- lannda çeşitli mallar arasında se- çim yapma ortamını sağlamayı he- deflediğını belırterek "AB'de çok önemsenen rekabet hukuku kıt- raDan, serbest pazarekooomisisis- temini benimsemiş ûlke ve toptn- luklarda bir amaç degflu pazann kendi rlinamigini tüm suni etld- lerden nzakve kendiliğinden olnş- masmısa^ayacak etkjn biraraçola- rak görülüyor" dedi. Tüketici bügilendirilecek Uyum yasalan, tüketicinin özel- likle tazmın edıhne ve bılgilenme hakkını kullanmasına yönelik dü- zenlemelergetirecek. Orta ve uzun vadede tüketici lerune gerçekleşe- cek yasal düzenlemelerden bek- lenen sonuçlar şöyle sıralanıyor: • Zarar tazminatlan sembolik ol- maktan çıkacak. Tüketici, kamu- sal hizmet veren birimlenn ihma- linden dolayı zarar görûrse tazmin hakkını kullanabilecek. • "Ürüngüvenlig" kavramı yer- leşecek. Tüketici ürûnlerle ilgili bilgilendirilirken firmalar da, eti- ketlerde ürûnlerle ilgili aynntıh bilgilere yer verecek. • Tüketici, tehlikeli ürûnlerle il- gili bilgılendirilecek. Kimyasal ürûnlerle ilgili AB'nin gözetim ve denetim kurumlan devTede ola- cak. • Tüketici, genetik yapısı de- ğıştinlmış ürünlerle ilgili uyanla- cak. • Fıyat farklannın bılinmesi için güncel rehberlerhazırlanacak. • Satış sonrası hızmetlenn tam uygulanması söz konusu olacak. • Tek taraflı sözleşmeler ge- çerlı ohnayacak. Sözleşmeler ha- zırlanırken basit ve anlaşılır bir dil kullanılacak. • Standartlann belirlendıği ku- rum ve kuruluşlarda tüketici de temsil edilecek. • Tüketici mahkemelen kurula- cak, tüketicinin hakkını araması kolaylaşacak. vrupa Birliği ekonomisinin, 2000 yılında yüzde 2.7 büyümesi, buna karşılık enflasyon oranunn yüzde 1.3'ten yüzde 1.6'ya yükselmesi bekleniyor. yılmda yüzde 49 olarak gerçekleş- mesi beklenmektedir. Dış Ticaret Carl işlemleri: 1998 yümda AB'nin toplam ıhra- caü yüzde 5 artarak 2.171 müyar do- lar, toplam ithalaü yüzde 7.5 oramn- da büyüyerek 2.163 miryar dolar ola- rak gerçekleşmiştir. 1999 yümda ih- racat arUşmm yüzde 4.7'ye, ıthalat artışının yüzde 5.9'agenlemesi bek- lenmektedir. 2000 yümda ise 1999 ikinci yan- smda beklenen canlanmaya paralel olarak ihracatm yüzde 6.2, ithalatm ise yüzde 6.7 oranında artması bek- lenmektediı. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre, 1998 yılmda dünya- da ham petrol fiyatlannın yüzde 30, petrol dışmdaki mal fiyatlannın da ortalama yüzde 15 oramnda gerüe- diği gözlenmektedir. Buna koşut, AB ekonomisinde düşük enflasyon, ekonomınin yavaşlaması ve dünya fı- yatlannda yaşanan genlememn so- nucu mal ve hizmet fıyatlannda ya- şanan gerileme dış ticaretimız açısın- dan önemli bir gelişme olarak göze çarpmaktadır. Sonuçta AB dışsatımının 1998 yı- lmda hacim olarak yüzde 5 büyü- mesine karşm, değer olarak ancak >üzde 3 artüğı, dışahmm ise hacim olarakyüzde 7 büyümesine karşın de- ğer olarak yüzde 5 büyüdüğü hesap- lanmaktadu-. Bu çerçe\'ede cari işlem- ler fazlasuun azabnaya devam ede- rek, 1997 yümda ulusal gelirin yüz- de 1.5'i düzeyinden, yüzde 1.4'e genlemesi de beklenmektedir. Büyüme Işsizlik TÜFE-Enflasyon Dtşalım artışı Dtşsatım artışı 1998 2.9 10 1.7 7.1 7 1999 2.1 9.6 1.3 5.9 4.7 2000 2.7 9.2 1.6 6.7 6.2 AB'nin ABD ve Japonya karşısında durumu (yüzde) Büyüme (Reel GSYİH) 1974-1985 1986-1990 1991-1996 İstihdam: 1974-1985 1986-1990 1991-1996 AB 3.3 3.4 0.0 1.3 0.7 ABD 2.3 2.8 4.6 1.8 2.1 Japonya 3.4 4.6 1.7 0.7 1.0 0.7 Küresel entegrasyon sorunlanna yönelik iç tepkiler ve kamuoyunun rolü ele alınacak G-20'nin ilk toplantısı Berlin'de Ek vergilerden şikâyet, 2000 programına onay TBB'den hükümete destek Ekonomi Soviâ - Hükümetın geceyansı operasyonu ile uygulamaya koyduğu ek ver- gilerden rahatsızolan Türkiye Bankalar Bir- Jiği (TBB), 2000 yüına yönelik ekonomi po- litikalanm destekleme karan aldı. Özellikle iç borçlanma senetleriae yönelik olarak vergüeadinneyi ada- îetsiz olarak değerlendıren Bankalar Birliği Kurulu, ek vergilerle kayıtiçi kurum ve kişilenn cezalandmldığı- nı ifade ederken, "Tüm bu ohnostız- hıklara rağmen ekonomkk dengekrin yeni- den kurulması, istikrarm sağlanması, enf- fasymim ve buna bağh reei faizin düşürül- mesini hedeflcyen politikalan cksttkByorBz" açıklamasmda bulundu. TBB Yönetim Kurulu, 2Arahk günü yap- tığı toplantıda aîdıklan kararlan yazılı açık- lama Üe duyurdu. TBB'den yapılan açüda- mada Türkiye ekonomisinin uzun bir süre- dir istikrarsız bir peıformansa sahip olduğu anımsatılarak işsizlik, yüksek ve kronik enflasyon, tasarruf açığırun bu istikrarstzlığm sonuçlan olduğu- na ışaret edildi Hükümetin ek vergilerini, özel- likle faize yönelik vergiyi eleştiren TBB açüdamasında, düzenlemenin yöntemi kadar düzenleme sonrasmda mali kurumlar ve bankalara yönelik açıklamala- rm da üzüntü ile karşılandığı ifade edildi. TBB, bu olumsuz gelişmelere karşm hükü- metin son olarak atttğı adımlan yerinde ola- rak değerlendırdı. ANKARA (AA) - Sanayüeşmiş ülkeler grubu G-7 ve Türkiye'nin de yer aldığı bazı önemlı yükselen pazarlann dahü olduğu G-20 oluşumunun bakanlar düzeyindeki ilk toplannst, 16 Aralık Perşembe günü Berlin'de yapılacak. Mahye Bakanlan ve Merkez Bankası başkanlannın katılması nedeniyle Türkiye'yi Maliye Bakam Sümer Oral'm temsil edeceği toplantıya, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ve Hazine Müsteşan Selçuk Demiralp ile Müsteşar Yardımcısı Ferhat Emil katılacak. G-20'nin ük iki yülüc dönem için başkanlığmı Kanada Maliye Bakam Paul Martin yaparken, Berlin'deki zirvenin ev sahıpliğini ise Federal Almanya Maliye Bakam Hans Ekhel yapacak. Berlin'deki G-20 toplantısımn ana konusunu, 1997 yılmdakı küresel mali krizden derslerin çıkanldığı, "Mali Kınlganhğı Azaltma" olurken, alt konu başhklan ise "Küresel Entegrasyon Sornnlanna tç Tepkiler ve Uhıslararası Kamuoyunuıı Rolü" şeklinde olacak. 15 Aralık Çarşamba günü, üye ûlkelerin Maliye Bakanlan ve Merkez Bankası başkanlarmm tanışması ve ortak akşam yemeğı ile başlayacak toplanü, 16 Aralık Perşembe akşamı. küresel mali konulann tartışümasıyla son bulacak. Toplantida, gelecekteki krizlerin önlenebümesi açısmdan, ûlkelerin ekonomik verilerinin şeffaflığı üzerinde de durulması bekleniyor. Zirveden sonra kısa bir sonuç metninin açıklanacağı belirtüiyor. G-20, üye ülkeler arasında, ekonomik ve mali konularda daha sıkı bilgi alışverişini teşvik ederek, küresel ekonomiyi istikrara kavuşturmak ve dünya ekonomısini sürdürülebUir bir büyüme trendine sokmayı amaçlıyor. İŞÇİMN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Okuyan SSK'yi Öpüyor Argo dili kültürüm yetersiz. Son Türk-lş Genel Ku- rulu'nda Bayram Meral, kendisini en çok kızdıran sendika başkanlanna öpücüklerini yollarken, önce in- ce bir mizah olarak algıladım. Yakın çevresinin sın- tan gülüşlerinden üst üste yinelenen sözcüklerin as- lında kötü anlamda bir tür küfür, kötülük anlamtna gel- diğini anladım. Öpücük yollamanın argo dilindeki tam anlamını öğrenemeden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, SSK'yi öpenlerden söz etmeye baş- ladı. Üniversiteierin SSK'yi soymasına ilişkin verdiği örnekler öyle yenilir yutulur değildi. Üç kez otopsi iş- lemi parası alınan genç ağır hastaydı ama, hâlâ ya- şıyordu. Cahilliğime verin ama, ben Sayın Okuyan'ın ver- diği örnekler arasında hiç özel hastarvenin görülme- mesini pek anlayamadım. Kendi partisinin iktidarla- n dönemlennde alınmış karaıiar ağırtıklı, pek çok özel hastane ve kurumla SSK arasında yapılmış anlaşma- lan bil'ıyorum. Ünlü hastane ve özel kurumlann SSK'yi soymalanna ilişkin, bir vatandaş olarak ucundan ke- narından tanık olduğum öylesine ayıplı, suç, soygu- nu oluşturan örnekler var ki... Tabii özel kurumlann kamuoyundan saklanan ayıp- ları, kamu kurumlarında işlenen suçlan, ayıplan ak- lamıyor. SSK soygununa ilişkin gerek Çalışma Ba- kanlığı gerekse üniversiteler ayağından soruşturma yapılması, suçlulann ortaya çıkanlması gerek. Her- halde hastalara verilmeyen hizmetlerin karşılığı do- landıncılığı durdurmak, birinci dereceden Çalışma Bakanlığı'nın sorumluluğu. Sayın Okuyan SSK soygununu durdurmak gibi iyi bir niyetle yola çıkmışsa, görev ve sorumluluğunun gereklerini yerine getirir. Kamuoyuna yönelik şov yapmakla zaman harcamayarak, SSK'nin kara de- liklerinden bırine yönelik önleminı alır. Gelın görün ki, insanlan çarpan bu gösterinin ardından Sayın Oku- yan SSK sağlık hizmetlerine ilişkin, sağlık hizmetle- rini emeklilik hizmetlerinden ayıran bir yasa hazırlı- ğından söz ediyor. Işçinin emeklilik hakkının büyük çoğunluk için kul- lanılamaz hale gelmesi, gasp edilmesi programının ardından, SSK güvencesinde sağlık hizmeti üzerin- de boza pişiriliyor. Sağlık hizmetlerinin özelteştirilme- si projesi için kamuoyu oluşturuluyor. _ Lütfen unutmayın, KtT'ler özelleştirilmeden önce, Özal'ın vizyonu ile özel bankalara yüksek faizle borç- landınlmış, yıllarca "bütçenin kara deliği KlTler" pro- pagandası ile beyin yıkanmıştı. Her şeye rağmen ayakta duran, bütçeye kara delik olmamakta dire- ten, kâr eden KtT'ler hâlâ bir bir, değerlerinin çok çok altında fiyatlarla ona buna peşkeş çekiliyorlar. Bizim kadar belleği zayıf olan toplumlar, hep bu- nun ağır bedeiini ödeıier. Işçinin kayıt dışında çalış- tınlmasını arttıracak, çoğunluğu için emeklilik hakkı- nı hiç kullanamama anlamına gelen yasa değişikliği öncesi de çok uzun bir dönem, "Genç emeklilercen- neti Türkiye" kampanyası yürütülmüştü. En son ener- ji ihalelerinı, nükleer santrallan dayatmak için, üç bü- yük kentte, Cumhurbaşkanı'nın köşkünde elektrik- ler kesilip durmadı mı? SSK hastanelerinin işçinin elinden alınması, zaten çok kötü, yetersiz olan sağlık hızmetlerinde en bü- yük tuzak. Sigortalı hasta sayısı katlanırken yıliardır SSK sağlık hizmetlennde yatınm yasağı vardı. Yıne de en ucuz, en işlevsel işçiye yönelik sağlık hizme- ti, kör topal yürütülmeye çalışılıyor. SSK'nin soyulmasına örnek gösterilen olaylann yaşanması hem SSK'ye yatınm yaptınlmaması hem de denetimin olmaması ile ilgili bir durum. Sağlık hiz- metlerinin özel hastanelere devri, işçinin sağlık hiz- meti hakkının elinden alınması ile eş anlamlı bir du- rum. özel hastanelerde, hem de en iyilerinde, en zenginler bile aslında insanca sağlık hizmeti alamı- yorlar. Evet, biraz içinden kurcalamış bin olarak ıddia edi- yorum: En zenginler bile sağlık soygununda, para uğ- runa gereksiz ameliyat edilip, gereksiz en pahalı kont- rollerden geçiriliyor. Türkçesi, sağlıklı tedavi göre- meden soyuluyorlar. Işte size somut bir ömek: Bir tek Istanbul'da hizmet veren özel tomografi aleti sayısK ingiltere'deki toplamdan birkaç katı fazla. Bunun açık anlamı, gereksiz çok pahalı bir tarama ite soygun de- ğil mi? Siz gelın bu tabloda özel sağlık hizmetine mahkûm edilecek dar gelirli işçinin başına gelecekleri bir dü- şünün. SSK hastanelennde bugün yaşamakta oldu- ğu çileli günlerı mumla arayacağından hiç şüpheniz olmasın. Evet durum apaçık ortada. Kendisi ne derse de- sin, nasıl birtekzip gönderirse göndersin, özel dost- luk ilişkisinde, sohbetinde çok sıcak, eski meşlektaş Yaşar Okuyan SSK'yi öpüyor. Işçinin emeklilik hak- kının elinden alınmasından sonra, çok yetersiz ama hâlâ var olan sağlık hizmeti hakkını da elinden alma- ya yönelik operasyon için kamuoyu oluşturuyor. Şüphesiz görevli bakan olarak, partisinin, ideolo- jisınin, hükümetin verdiği görevin gereğini yapıyor. Yap- tığı, politik başan bile sayılabılir. Ben asıl yeniden se- çilen Türk-lş yönetimınin, Genel Başkan Bayram Me- ral'in ne yapacağını çok merak ediyorum. Sayın Me- ral SSK'yi, SSK'li işçinin sağlık hizmeti hakkını mı yok- sa Sayın Okuyan'ı mı öpecek? Işçi örgütünün başı, elbette ki "Okuyan'ı öper" di- ye pek o kadar da emin olmayın. Malum, bir önceki ömekte yerini karıştınp, Okuyan yerine kendi sendi- kacı karşıtlannı, işçinin emeklilik hakkını öpüvermiş- ti de... TÜSİAD'ın AB adaylıgı yorumu 'Demokratikleşme açısmdan itici güç' İSTANBUL(AA)-Türk Sanayici yeîşadamlan Der- neğı (TÜStAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yü- caoğlu,Türkiye'nm AB'ye adaylık sürecinin, TÜSl- AD'ın da uzun zamandır dile gctirdiğı demokratik standartlann yerieşmesi yo- lundaki adamlann atılma- sında, "itici güç" olacağı- m bildirdi. Erkut Yücaoğ- lu, Helsinki zirvesi sonuç bikfaisi ile Türkiye-AB iliş- kilerinde yeni bir dönemin başladığına dikkati çekti. Yücaoğlu, orta vadede dış polıtika açısmdan dikkatli olmayı gerektirecek unsur- lar içermekle bırlikte bildi- rinin, Türkiye'yi resmen AB üyeliğine diğerleriyle aynı kıstaslar temelinde aday ülke ilan etmesinin, son derece ohnnhı olduğu- nu kaydetti. Lüksemburg kararlann- dan bugüne kadar geçen 2 yüda, Türkiye için son de- rece önemli mesafe ahndı- ğını behrten Yücaoğlu, bu başanda, siyaset adamla- n, diplomatlar ve srvil top- lum örgütieri gibi toplu- mun geniş kesimlerinin ça- balan ve bilinçlenen ka- muoyunun etkisinin kayda değer olduğunu ifade etti. Yücaoğlu, demokratik bir siyasal yapı ve yönetimde istikran sağlayabilen bir seçim sisteminin. hak edi- len çağdaş yaşam biçimi- nin oluşmasınakatkıdabu- lunacak düzenlemeleri olacağını vurguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear