25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHÜRİYET 3 KASIM 1999 ÇARŞAMBA 14 kulturcf cumhuriyet.com.tr A Y D I N L I Ğ A G 1 D E N Y O L D A . . . (1) 'Bir yanm yüzyılın bilinçli tanığıyım...'Kültür Servisi - 6 Kasım'da başlayacak 18. Istan- bul TÜYAP Kitap Fuan'nın bu yılkı onur yazan Server Tanilli vılar sonra ilk kez Türkiye'ye gelerek çeşitli panellere. söyleşilere katılacak. -Sayın Tanilli, 1931 doğumluolduğunuzagöre68 vaşındasınız. Türkiye'nin en az bir yanm viiz>ılının bilinçli tanığısınız. Geriye dönüp baktığınızda. bu inişlt- çıkışb sürec size nasıl görünüyor? SERVER TANİLLİ - Evet. sizin de belirttığiniz gıbi. en az bir yanm yüzyılın bilinçli tanığıyım. l950"de Demokrat Parti iktidara geldiginde 18 ya- sındaydım ve Istanbul Hukuk Fakültesi'nin ilk sını- fında öğrenciydim. Böylece, 1950 öncesine birta- nıklığım var. Sonra. DP dönemini görüp yaşadım; arkasından. 27 Mayıs'ı ve açtığı dönemi, 7O'lı, 80'li yıllan gördüm: 9O'lı yıllann da sonlanndayız. Gerçekten ınişli-çıkışlı bir süreçtır bu... Önce. 1950 öncesiyle sonrasını birbirinden hep ayır- mışımdır. 1950 ile Türkiye'de düpedüz bir *kar- şıdetrim" iktidara gelmiştir: yaptığı erfiği ile biron yılıdaçarçuretmiştir.Oysa, 195O'de"gerçekten de- mokrat" bir parti iktidara gelmiş olsaydı: Cumhu- rıyet Dev rimi'ne sahip çıkarken planlı ve ülkenin ba- ğıınsızlığmı gözönünde tutan birkalkınma yoluna girseydi. şimdi bizi top devirmezdi. "•l'mut apğTmız o dönemle başlar. 2~! Nfayıs. bu çapaçulluğa ve karşıdevrimci gidı- şe. Cumhuriyet'inyurtsevergüçlerinin"dur*'deme- sidır. Enbaştada 1961 Anayasası'ylayepyenibirçı- ğır açmıştır. Kimi kalemler farkında değil, asıl "ü- beral" dönemi o başlatmıştır ülkemizde. Ne var kı. onun getırdıklerini. bir ıkinci karşı- devrim rüzgân silip siipürmek istemiş ve çok nok- tada başanya da ulaşmıştır: 70'li. 80'li. 9O'lı yıllar bunun öyküsüyle doludur. Içlerinde en korkuncu da. 12 Eylürdür. Cumhuriyet Devrimi'nedüşmanın bile yapamayacağını yapmıştır. - Feki. ne>e bağlryorsunuz bu ikinci u karşı-devrim " rüzgânm? SER\ ERTANİLLİ - Yığınla nedenin başına ben, Türkiye burjuvazisinin "sııufsal korku"sunu koya- rım. 196*2'de Türkive Işçi Partisi kurulup 1965 se- çımierınde de Parlamento'ya ginnce. denn bir kor- kunun içine düşmüştür burjuvalanmız. Oysa. par- lamcnto çağdaş bir görünüm kazanıyordu bununla. Adaleı Partisi muhafazakâr kanadın, sola dogru kay- mak ısteyen Cumhuriyet Halk Partisi sosyal demok- ratlığın partisi olurken. TlP de işçi sınıfının partisi rolünü oynayacaktı. tktidar. bunlar arasında alınıp \enlecek; sıyasal yaşam da. çağdaş birçehre kaza- nırken umulmadık bir istikrara kavuşacaktı. Ama olmamıştır ve oyunu bozan da Türkiye'nin sağcılandır - Sa> ın Tanilli, fikri gelişnıenizi etkileyen nedenler neler oldu? SERVERTANtLLİ - Başta, aldığım ilk ve orta eği- tımınniteliğınisöylemeliyim. Dörtdortlükbir < *Cum- huriyet çocuğu* 1 olarak yetiştirildim. Içinde doğup büyüdüğüm ailemin de etkisiyle, su katılmamış bir "laikeğijfa|i''den geçtım; ne ilk ve ortaokuida, ne de lısede. kafjlartmıza hıçbir metafizik sokulmadı. O ^ H MJörtdörtlük ^ ^ H £ı> "Cumhuriyet ^ ^ H çocuğu " olarak ^ ^ H yetiştirildim. ^^M Aileminde ^ ^ H etkisiyle, su ^ ^ H katılmamış bir ^ H "laik eğitim"den ^ ^ H geçtim; ne ilk ve I ^ H ortaokuida, ne de H^H kafalarımıza ^ ^ H A/fWr metafizik ^ ^ H sokulmadı... ^ ^ H Liseyi ^ ^ H bitirdiğimde, ^ ^ H bugün de olduğıı ^ ^ H gibiyalmz akla ve ^ ^ H bilime ^ ^ H inamyordum. Bu ^ ^ H ara</tf "devrim"e ^ ^ H i/^; Çünkii ^ ^ H Cumhuriyet, ^ ^ H devrime inanmayı jjj^B </a öğretmişti. dönemde okullarda dın dersleri yoktu. Liseyi bıtir- dığımde, bugün de olduğu gibi yalnız akla ve bıli- me inanıvordum. Bu arada u devrim"e de: Cünkü Cumhuriyet. devrime inanmayı da öğretmişti. Halk- çıydım. Haydarpaşa Lısesi'nde cıddi biredebiyat. tarih ve felsefe eğitimi gördük. O hocalanmın hep- sinı minnettarlıkla anarım. Sonra. çok düzeyli birüniversite eğıtıminden geç- tim. O yıllarda. üniversitenin bütün fakültelerinde pek yetkın öğretim kadroları vardı. 27 Mavıs'ta uyandık! - Bu birikime, Marksistliğiniz nezaman eldenhor? SERVERTANtLLt-Daha lise yıllarımdan baş- layarak. Milli Eğıtim Bakanlığı'nın yayımladığı "Dün>aKJasiWeri"nin heyecanlı bırizleyıcisi ıdim. O yıllarda Voltaire'i. Diderot'v u. Roasseau"\ u. ken- dı ana dilimde okumuştum. Böylece. devrimci bur- juva kültürünü -birölçüde- tanıyordum. Bu gelışme sürerken. fikir yaşamımda asıl köklü değişiklık. 1960'lara doğru Murat Sanca'yı tanımakla olmu^- tur: Marksizmi ondan öğrendım. Hep minnettarlık- la anarım bu seçkın aydını. Ancak onu da benı de. bırkaç ku^ağı da etkileyen bırönemlı olay vardırkı. oda27 Mayıs'tır:27Ma- yıs'ta uyandım. 27 Mayıs'ta uyandık' - Ama "A> dın lanma " diişüncesiyle tanışmanız ve onun vayıcılan arasına girişiniz daha ileriki bir ta- rihte olaraktır Bu si/reci başlatan ne olnıuşrur? SERV ERT\NİLLİ-Şu: l980"lerleberaber.Tür- kiye 12 Eylülün karanlığı içıne gömülür: ışçi sını- fının. gençlığin. daha doğrusu bütün Cumhuriyet mirasının karşısına düpedüz faşizm dikilır ve şoven- dıncı bir görüşü, "Türk-lslam sentezTnı egemen kılmak ister. Dünvadasosvalıst harekettedebirbu- nalımınayakseslenduyulurve 1990'larlasosyalız- min kaleleri çöker. Özellikle Türkive için bireksikliğin farkına varı- nzosıralar: Çağdaş tarihımiz. bir 200 vılayaklaşır biçımde "•Aydınlanma" tanhı aslında. Öyle özenti ya da taklit değil. toplumun kendi iç dınamiği. akıl- dan, özgürlükten, bilim ve ılerlemeden vana olaıı güç- lere yolları açtnış; özclHkle ejiıımdc, ötç^ü g ı g ^ de artmak üzere. dinden bağımsız. ynni iafk bir ge-* iışme belırginleşmiş ve öteki kurumfara yaygınlaşır olmuş. Cumhuriyet devrimi ise bu gelişmenin doruk nok- tası. Batı'nın önde gelen uluslan, her şeyden önce böy- le bir "Aydınlanma** devrıminden geçmişler. Sosya- lıst düşünceler bıle. bu dev rimin içınde filizlenmış. Türkiye'de de üzerinde durup ısrar edilmesi gereken işte bu. Sosyalistdevrimden önce "Aydınlanmadev- rimir 'ni gerçekleştirmek: daha doğrusu kökleştır- mek... 'Sınıf mûcadelesı" fikrini terk etmedim - Savın Tanilli bu arada Markstst dünya göriişü- nüdesürdürüyorsunuz. "Aydınlanma'üeMarksizin, çelişen kavramlar olmasa da. dünvamızda özellikie son yıllarda olan bitenler sizi de etkilemiş olsa gerek, değil mi? SERVER TANİLLİ - Elbette etkiledi. ama aynn- tıda! Y'oksa dünya görüşümün temellerı sarsılmış değil. Örneğin. daha önce de inandığım demokra- tik sürece ve parlamenter yola simdı daha çok yan- daşım, ama "sınıf mücadelesi" fikrini de terk etmiş değilim. Ancak sorun. bunu da aşacak biçımde. dü- şünmede "\ontemsorunu~dur: Ya bölük-pörçük ba- kacaksınız çağınıza ya da gerçekler dünyasında ka- larak.. ama "diyaJektik biinjnlüğü" de gözden ka- çırmadan ufku tarayacaksınız. Bılmıyorum anlatabildim mi? - V'ayunladığuıız kitaplann listesine bakıyorum: He- men hepside "Ay dınlanmacı " biranlayışlayazılmış bueseıierin çoğu, Avrupa'da kalemealınmışlar. San- ki biryazgı sizi dışanya çıkma zorunda bırakmış ve sizde bunlan y urdunuzun kültürüne armağan etmiş- siniz. Ne dersiniz? SERVER TANİLLİ - Dedığınız gibı oldu... 7 Nisan 1978'dekı talıhsız olayın arkasından. İn- giltere. Almanya ve Sovyetler Birliği'ni dolaştım ve 1980 sonlannda yurda döndüm. 12 Eylül darbe- si olmuştu. Ülke. yeni bir karanlığın ıçine gömülü- yordu. Kalırsam bütünüyle harcanıp gidebilirdim. O sıralarda Strasbourg Üniversıtesı Türk Etütleri Ens- titüsü'nden gelen bir davetı. dostlanmın tav siyesı üze- rıne kabul ertım v e 30 Ekım 1981 'de Fransa'ya doğ- ru yola çıktım. Yeni bir yaşam başlıyordu benim için. Ne yapacaktım. ne yapabilirdim' 1 Bir yandan. başında büyük Türkolog Profesör irene Melikoff'un -sonra da Paul Dumont'un- bu- lunduğu enstitüde. çağdaş Türkiye dilı ve kültürü üs- tüne dersler verirken: o huzurlu ortamda. çok önce- den tasarladığim kitaplan yazıp yayımlamaya baş- ladım. - Savın Tanilli, bir on sekiz yıllık aradan sonra ve TÜYAP'ın da "onur konuğu" olarak, 4 Kasım'da İstanbul'da olacaksııuz. Ne türlü bir duygulanış için- desiniz? SERVER TANİLLİ - Yurda, onun taşına-toprağı- na ve in<anına kavuşmanın sevincı: Ağır basan bu!.. B c ı h f •*** ^ • - 96yaşında ölen şair Rafael Alberti, savaş sonrası Ispanyol sanatının son temsilcisiydi Insani davakmnşairiydL • Yüzyıla yakın uzun bir yaşam sürdü, ancak nerede olursa olsun, hiç vazgeçmeksizin inandığı şeyleri savunduğu, . istediği şeyleri yaptığı için hep genç kaldı. Yaşamı, 1900'Ierin tüm acılan, sevinçleri ve çatışmalanna paraleldi. Kültür Servisi - Faşist Franco yöneti- mi sonrasında. tspanyollann yeniden ya- pılanmadönemıninsembolüydü...Mili- tan. komünist şair Rafael Alberti. savaş sonrasında yetişen ve aralarında Lorca, Bunuel, Dali gibı sanatçılann da bulun- duğu efsanevi kuşağın son temsilcisiy- di. 96 vaşında, doğum yeri olan Puerto de Santa Maria'daki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda eden Alberti 'nin ölümü tüm İspanya'yı yasa boğdu. 16 Aralık 1902 tarihinde dünyaya ge- len Alberti. şıire başlamadan önce re- simle uğraşıyordu C°cu kluğu ve genç- liği, çok dindar bir annenın prensipleriy- le boğuşarak. okul yıllan ise eğitimcile- rin katı kurallanna başkaldırarak geçti. 1917de ailesıyle birlikte Madrid'e ta- şınsa da onun hiç unutamadığı, gerçek dünyası hep Endülüs olacaktı... Resim çalışmalanna Madrid'de baş- ladı; ancak Ispanya içindeki yolculukla- n sırasında. rnhundaki sırlan ve kendi- sini ifade etmek için ihtiyaç duyduğu şe- yin sözcükler olduğunu anlayacaktı. An- tikçağdan başlayarak araştırdı şiıri v e da- ha ilk dizelerinde kendi toprağının renk- lerini. seslerini yazdı. Yeni İspamol şiirinin habercisi oldu Federico Garcıa Lorca. Salvador Da- li, Luis Bunuel gibi devleri yetişriren Re- sidencıa de Estudiantes di Madrid'in öğ- rencilerindendi. Ünlüolmak onlartn yaz- gısıydı adeta... Bu yazgının bir parçası da uzun yıliar sürecek dostluklardı. Özel- likle de Lorca-Alberti dostluğunun şiir. resim ve Endülüs gibi çok güçlü daya- naklan vardı. Henüz edebiyat kariyerinin başında, 23 yaşındayken, içlerinde Juan Ramon Jimenez'in bulunduğu bir jüri tarafın- dan ödüllendirilmesı Alberti'nin yazgı- sını belırleyecekti. İlk kitaplan Marine- m en Tierra ve Sobre Los Angeles'la hem eleîjtirmenler tarafından övgüyle karşı- landı hem de yeni Ispanyol şiirinin ha- bercısı oldu. Özellikle de Sobre Los AJI- geles. Alberti'nin ahlak. politika gibi ko- nulardaki eğilimlerini ve ruhundaki fır- tınaları ele veren ilk çalışmasıydı. Ardın- dan 1" Amante. El Alba del Alheli, Cal y Canto \ e Sugli Angeli geldi. 1927 yılı Alberti için sanatsal, siyasi ve duygusal açıdan çok önemli değişim- lere sahne olacaktı. Dünya edebiyatında '27 kuşağT olarak bilinecek bir şiir do- ğuyordu. Ispanyol şiiri geleneksel çizgı- sinı geride bırakıyor ve Fransız sürre- alistlerinin etkisi altına giriyordu. An- cak Alberti için daha da önemlisı. yaşa- mı boyunca sürecek büyük bir aşktı: Ma- ria Teresa Leon... Kendisi de şair ve sanatçı olan Leon ile Alberti. tspanya'nın kültür savaşın- da her zaman aktif rol oynadılar. Alber- ti, sürrealıst dönemi ardında bırakmış v e kendini gerçeklerin rüzgânna kaptırmış görünüyordu. Onunki. 'Markstst ve dev- rimci" bir şiir olarak anılacaktı. 1936 yı- lında iç savaş patlak verdiğinde. hatın sa- yılır bir siyasi geçmişe sahipti. Karısı Maria Teresa Leon'u alarak Madrid'e gıttı ve savaşın sonuna dek cmhuriyetçi- lerin yanında yer aldı. Albertı. yaşamında ve şiinnde yeni bir döneme adım atıyordu. Franco'nun yö- netime geçmesı. 38 yıllık sürgünlüğün başlangıcı oldu. Fransa. Arjantin ve Mek- sıka'dakı yolculuklannın ardından yerleş- tiğı Roma'da. dönemin sanat çevresi ta- rafından aileden biriymişçesine hemen benimsendı. Yıllar sonra yurduna dön- düğünde de resmi ve akademik unvan- larla karşılanacaktı. 96 yıllık uzun bir yaşam sürdü: ancak nerede olursa olsun, hiç vazgeçmeksizin inandığı şeyleri sav unduğu. istediği şey- leri yaptığı için genç kaldı hep Alberti. insani davaların. 'insanlığın' şairiydi. Onun yaşamı. yüzyıl tarihinin. 1900'le- rin tüm acılan. sevinçleri. aydınlıklan. ka- ranhklan veçatışmalarına paraleldi. Rafael .Alberti otuzsekizyıllık sürgiin havabndan sonra İspanva'ya dönebilmişti. 15. ÎFSAK Istanbul Fotoğraf Günleri kasım ayı boyunca izlenebilecek On üç farklı mekânda otuz beş etkinlik Cemal Yamanoğtu objektifini mankenJere vönerayor. Kültür Servisi -15. İFSAK Istanbul Fotoğraf Günleri. 13 farklı mekânda sergi. gösteri. yarış- nıa. panel ve konferanslardan oluşan otuz beş et- kinlikle kasım ayı boyunca sürecek. Fotoğraf Günleri'nin ttalyan Kültür Merkezinde yapılan açılışındaheryıl verilen fotoğraf ve sınema ödül- leri sahiplerini bulurken Marmaradepremindeyi- tirilenler anısına bir dia gösterimı yapıldı. tF- SAK'ın bu yılki fotoğraf ödülünün sahibı, Piya Kültürevi Fotoğraf Atölyesi Pi(f)a'nıngirişimi ve çok say ıda fotoğrafçının gönüllü katılımı ile dü- zenlenen "İstanbul Saydam Günleri' organizas- yonuoldu. 1999 İFSAK Sınema Ödülü ise. 1995 yılından bu yana Avrupa Filmleri Festivali-Ge- zici Festıvali 'nı düzenleyen Ankara Sinema Der- neği'ne verildi. Fotoğraf meraklılan, Pakistan ve Belçika'dan, bu ülkelerin amatör fotoğraf federasyonlarına ait iki karma sergiyi izleyebilecekler. Yurtdışından gelen diğerkonuklar ise Romanyalı TheodorRa- du Pantea ve Avustralyalı Craig Cooper. Lzun > ıllardır Isveç'te çalışan Türk fotoğrafçısı Halil Koyutürk ile yine yurtdışında yaşayan Cemal Yamanoğlu da Fotoğraf Günleri'nin konukları arasında yer alıyor. Ustalar bölümünün bu yılkı isimleri İbrahim Zaman \e Vuşuf Tuvi. Orhan Cem Çetin. 1995'ten bu yana her sayı- sı birtemaüzerinehazırlanan HayaletGemider- gısinde 'Düşdeğirmeni' başlığıylayayımlanmış. fotoğraf ve metnın özel. simbiyotik birliktelıği- ninürünüçalışmalarınısergıliyor. KazımŞahbu- dak'ın 'Çürüme ve Turuncu" başlıklı sergisiyle katıldığı etkınliklerde Marmara ve Mimar Sinan Üniversıtesı Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bö- lümü öğrencileri Ceren Semerci ve Defne Okay 'İzler', Bülent Umut v e Mert Ve>sel Kibar. 'De- mir Çeliğe Can Verdiler' başlıklı çalışmalannı sergiliyorlar. Taner Vıldırım ve Hakan Züm- rütün Çömlekçıler'iileEngüıKaban.AydınEl- ban ikilisinin Istanbul Barosu'nun desteği ile yü- rütülen çalışmalan 'Adliyelerden' başlıklı sergi- leri belgesel fotoğrafçılığın örneklerini sunuyor. Ağırlıklı olarak geride bırakılan on beş yılın unutulmayanlarından oluşan bir programı ıçe- ren Gösteri bölümünde Nusret Nurdan Eren'in 'Anıtkabir'. KamOFırafın 'Kent Üçlemesi'.Ce- mil Ağacıkoğju'nun "BırGünde". SelimCüneş'in 'Yolculuk', NevzatÇakır'ın 'Asılacak Fotoğraf- lar", îzzet Keribar'ın 'Kudüs'. Yıldınm .Ancı- .AliÖzatay'ın "Contrepoint" gösterilerı izlenebi- lecek. Merih Akoğlu Bronz Heykeller. Kazım Zaim de 'Savaş Sonrası Kosova' başlıklı çalışmalarıy- la katılacak etkmliklere. 6 Kasım'da Prof. Meh- met Bayhan. Nadir Ede, Hafize Kay narca. Tuğ- rul Saltıkoğlu ve Nazım Tımuroğlu'nun katıla- caklan 'Amatör Fofoğrafçı' başlıklı paneli Orhan Cem Çetin yönetecek. Çalışmalannda fotoğraf- tan da yararlanan sanatçı Mehmet Gün 12 Ka- sım'da "Zaman ve Yanılsama-Çağdaş Sanatta Ya- ratıcılık" konulu bir konferans verecek. Nazif Topçuoğlu da 24 Kasım'da bir konferans sunacak. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Yirminci Yüzyıl ? Aydınhk düşüncelerinden doiayı öldürülmek is- tenen bilim adamlarımızdan bin de Server Tanil- li. 1970lerde, Uygarlık Tarihi adlı ders kitabı ne- deniyle DGM'de yargılanmış, aklandığının ertesi günü de evıne gıderken sokak ortasında kurşun- lanmıştı. O günden beri. yirmı yıldır ülkesinden uzakta ya- şıyor ama aydınlanma savaşımına yazılarıyla, ko- nuşmalarıyla, kıtaplarıyla katkıda bulunuyor. Bu sürede yazdığı devyapıtı iseşu günlerdeya- yımlanan 6. cildi, "20. Yüzyıl: Yeni Bir Dünyanın Aranışında" ile tamamlanan Yüzyıllann Gerçeği ve Mirası. Yüzyılımızı ancak yedi yüz sayfaya sığdı- rabilmiş Server Tanilli. Gerçekten de "yeni bir dünyanın aranışında" geçen yüz yıl, insanoğlunu ne acı seaivenlere sürükledi. Hep daha güzel bir dünyaya ulaşma özlemiyle yanıp tutuşan insan- hğımız benzersiz sıkıntılara katlanmak zorunda kaldı. Oysa Keynes, yüzyılımızın başını, insanlığın ilerleyişinin doruğu olarak niteler: "Uluslar için gönenç, bireyler için zenginlik ve rahatlık, genel birgüvenlik duygusu." Ne güzel! Ama bu belirti- len nitelikler yalnızca dünyanın Batı Avrupa mer- kezlı küçük bir bölümü ıçindir. Geri kalanlar ise sö- mürgeciliğin çarklan arasında ezilip gitmektedir- ler. Gene de yüzyılın ilk yansının büyük savaşlan kur- tuluş ve bağımsızlık için değil, Almanya'nın başı- nı çektiği sömürgelenn yeniden paylaşımı isteği nedeniyle yaşanmıştır. Savaşlar, yıkımlar bilımın ve sanatlann gelişme- sini engelleyemedı yüzyılımızda. Hatta bütün bu yıkımların, sanatlann gelişımini kışkırttığı söylene- bilir: 1897'de yayımlandığında hiç ilgı görmeyen Andre Gide'in Dünya Nımetlen, Birıncı Dünya Savaşı'ndan sonra en çok okunan kıtaplardan bı- ri olur. Proust, Joyce gibi yazarlar insani tanıma- da yeni yollar açarlar okurlann önünde. Gerçeküs- tücülük şiir sanatını yeni doruklara taşır. Büyük savaşlar, siyasal ve toplumsal değişim- ler yaşansa da yüzyılımız asıl bılimsel ve tekno- lojik devrımlerie anılacağa benziyor. Yüzyılın ba- şından sonuna, bilim ve teknoloji öylesine değiş- ti ve bu değişimin insanlann günlük yaşamına yansıması öylesine yeni olanaklar sağladı ki yeni kuşaklar. kendilerinden öncekilerden farklı bir ha- yat sürme olgusuyla karşı karşıya kaldılar. Bir yandan ev işlerinin makineleşmesi, sanayi- de kol gücüne duyulan gereksinimın azalması, insana daha az yorulacağı bir hayat sağlarken, öte- de beyın yıkamaya dek varan ıletışım olanaklan da insan kişiliğini ağır bir saldınyla karşı karşıya bıraktı. Kitapta anlatılanları şu başlıklar altında sırala- yabiliriz: - Yüzyılın siyasal gelişmelerı, savaşlar vb., - Toplumsal mücadeleler ve gelışmeler, nüfus hareketleri, - Ekonomik gelişmeler, sermaye hareketleri, - Bılimsel ve teknik gelişmeler, - Düşünsel ve sanatsal gelişmeler. Bütün bu başlıkların birbirleriyle ustaca örül- mesi, kitabın bütünlüğünü sağlıyor. Kitabın önemı de bu noktada karşımıza çıkıyor. İnsanlığın yirminci yüzyıldaki bütün görünümleri- ni bir bütünlük içinde ızleyebiliyoruz. Nâzım, "20. Asra Dair" adlf şiirinde, "Asrım se- fil, /asnm yüz kızartıcı,/asnm cesur,I büyük/ve kah- raman " der. Tanilli'nin kitabını okuyunca, yüzyılımızın hem acı- nası. hem de övünülesi yanlannı, dahası gelecek yüzyıllara etki edecek oluşumlan da görebiliyoruz. Frankenstein tüm zamanların en korkunç karakteri • VVASHINGTON (AA) - ABD'de düzenlenen bir kamuoyu araştırmasında "ünlü roman ve film kahramanı Frankenstein. edebi yapıtlar ve sinemada tüm zamanlarda canlandınlan en korkunç karakterseçıldi. Zogby kuruluşunun düzenlediği ankete katılan Amerıkalılann yüzde 22.5'i oyunu. yazar Mary Shelley'nin I8l yıl önce yarattığı Frankenstein karakterinden yana kullandı. Ikinciliği yüzde 21.2 ile Elm Street filmlennin unutulmaz karakteri Freddy Kruegeraldı. Va.mpir Kont Dracula ise yüzde 15.6 oyla üçüncü sırada kaldı. K Ü L T Ü R » Ç İ Z t K K A M I L - M A S A R A C I r.-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear