Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 1999 PAZARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
HKÎYİ
İstanbul
Edırne
B 10 Sınop
B 9 Samsun
_9 Adana
9 Mersin
Kocaeli B 11 Trabzon
Çanakkale B 12 Giresun
Izmır A T3 Ankara
_Y 10 Dtyarbakır
Y 9 Şanhurfa
PB 7 Mardin
Manisa
Aydm
12 Eskişehir PB 7 Sıırt
13 Konya PB 6 Hakkâri
Denizli A 10 Sıvas K 3 Van
Zonguldak A 9 Antalya A 17 Kars
bulutlu
Yurdun kuzeydoğu ke-
sımlen parçalı bulutlu,
Ota ve Doğu Karadenız
kıyılan yağmuriu/ Iç
Anadolu'nun tajzeydo-
ğusu, Doğu Anadolu
1
-
nun kuzeyı ıle Orta ve
Doğu Karadenız'ın ıç
kesımleri kar yağışlı,
öteta yerler az buiuBu ve
açıkgeçecek Manmara
ıle yurdun ıç kesımlerın-
de sıs goailecek. Hava
sıcakltğı bıraz artacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
ÇB
ÇB
ÇB
PB
7
6
9
11
12
6
10
8
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Pö
PB
Y
PB
PB
PB
Y
ÇB
8
2
14
0
-1
6
15
16
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
K
K
Y
Y
Y
Y
A
-6
3
-16
10
7
7
9
20
Münih PB 6 Zürih
3
B 1 Şam
SısJı / ^ " h , Bdutlu k
Çok bulutlu • I Yağmurkı ^ « w
Kaiı kGökgürûttûlu
Selçuk'un
ııyetlikaranH Baştarafi 1. Sayfada
muş olur. Bu, hem toplu-
mun ve hem de değerle-
rin zararınadır. Bunun
çarpıcı bir örneğinu dün-
ya, Salman Rüşdı olayın-
da yaşamıştır. Şeytan
Ayetleri gibi sıradan bir
roman, Humeyni' nin fet-
vası sayesinde hem yapıtı
hem de yazannı hak et-
medikleri biçimde ünlii
kılar ve zenguîleştirirken.
İslama zarar \ermiştir.
Aynısı iilkesinden kaç-
mak zorunda kalan
' Bangladeşli kadın ro-
mancı Teslime Nesrin
olayında vaşanmıştır.
Gerçekten, fslam. tarih-
sel gerçekler ve bilimsel
gerekçelerle bunlara ya-
nıl verebilecek güçte ikeru
sanki \eremezmiş gibi bir
haksız duruma düşürü-
lerek Batılı insanın kafa-
sında yapıtın gerçeğiyan-
sıttığı, Islamuı bundan
korktuğu izlenimi yara-
tılmış, hatta ucuz ün ve
zenginlik peşinde koşan
kinıi seriivencileri İslama
saldırarak rant sağlama-
ya özendirmiştir. Aynca,
'herkesın bir yol. yönte-
mi vardır. Allah sizleri sı-
namak için böyle yaptı.
Hayırlarda birbirinizle
yanşın' (Bakara 148,
Maide 48, Fatır 32,
Mü'minun 61) diyen ve
başkalıklan/çoğukulu-
ğu/hoşgörüyü özendirdi-
ği Doğulu ve Batılı İslam-
bilimcUerce vurgulanan
İslamın özü konusunda
yaratılan kuşku, kimi ya-
zariarda İslamın kökten-
dinci olup olmadtğı kay-
gısını uyandırmışnr... Oy-
sa İslam, hiçbir zaman
köktendinci ve integrist
olmamış, Alain Toura-
ın'in dediği gibi kökten-
dinciliği laikler kadar İs-
lama inananlar da eleş-
tirmiştir. Bu çarpıcı ör-
nekler çok yenidir. Esa-
sen düşüncelerin/inanç-
ların yasaklanması hep
aynı sonuçlan doğurmuş-
tur. Sokrates. Nesitni.
Galileo. Bruno. Voltaire
vb'nin başına gelenler ve
günümüzde bu düşünür-
lerin taçlandınldıklan
ammsanmah ve tarihin
tekerrür etmemesi için
ondan ders alınmahduu."
Adli yılın açılışındaki
konuşmasından ötürü
Selçuk hakkında "disip-
lin kovuşturması açüma-
sı ve görevden çekümeye
davet işleminin uygulan-
ması" istemiyle Yargıtay
Yüksek Disiplin Kuru-
lu'na başvuran avukat
Noyan Özkan, Selçuk'un
karara karşı oy yazısında
ayetleri örnek vermesine
de tepki gösterdi. Sel-
çuk'u, konuşmasında
cumhuriyet devrimlerine
yönelik saldınlan des-
tekledigi gerekçesiyle
suçladığım anımsatan
Özkan "Şimdiçoksakın-
calıbir durum ortaya çık-
mıştır" dedi. Özkan'a
göre Selçuk'un karşı oy
yazısında ayetlere yer
vermesinin değerlendi-
rilmesi şöylc.
"Hâkimler cumhuri-
yetin laiklik ilkesine bağ-
lıdır ve bunun için ant iç-
mişlerdir. Yapüği, bu ye-
mine aykındır. Hâkim ve
Savcılar Kanunu'na ay-
kındır. Kurandan sure-
leri mahkcme karanna
koyan kimselerin Tiirki-
ye Cumuhriyeti kanunla-
nna göre hâkimlik yap-
ma haklan yoktur. Bun-
lar gitsinler. inıamlık yap-
sınlar. Kuranıkerim'-den
alıntı yaparsanız başka
bir hâkim dehırstzhkya-
panın kolunun kesflmesi-
ni ister. Bir avukat savun-
masuıda ayetleri, sureleri
kullanamaz. Kullanırsa
suç işlemiş olur. Barodan
atılır. Türidy e hukuk dev-
letidir, laik diizen esasür.
Türkiye'deki hukuk dev-
rimine karşı yıllardır sür-
düriilen bir mücadele
var. Yargıtay Başkank-
ğı'na gelmiş bir yargıcuı
çok hassas obnası gere-
TÜBA: Depremde
kehanet olmaz
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye Bı-
limler Akademisi (TÜ-
BA). deprembilimcileri
"bilimsel tartışmalannı
kamuoyu önünde değil,
kendi aralannda sürdür-
meye" çağırdı. Marmara
ve Düzce depremlerinin
ardından kamuoyunun
net bilimsel açıklamalar
beklediğine işaret edilen
TÜBA açıklamasında,
deprembılimcilerin bi-
limsel bulguları toplum
önünde tartışmalarının.
f
kamuoyunda bilime yö-
nelik güvensizlik yarata-
cağı uyansında bulunul-
du. Bilim insanlannı da-
ha sorumlu davranmaya
davet eden TÜBA, "Bi-
lim ulaşüğı sonuçlan sü-
rekli olarak sorgular, ge-
rekirse degiştirir. l laşa-
madığı sonuçlarla ilgili
olarak kesin vurgulama-
lar yapmaz \e kehanerier-
de buiunmaz" dedi.
TÜBA, Marmara ve
Düzce depremlerinin ar-
dından televizyon ekran-
lannda sık sık boy göste-
ren ve tartışmalan ile ka-
falarda soru işaretleri ya-
ratan deprembilimcileri
bilimsel sorumluluklan
konusunda uyardı. Bilim-
sel düşüncenin gerçeği
aramayı, sorgulamayı,
tartışmayı ve ifade etme-
yi içerdiğini vurgulayan
TÜBA. •'Çağdaş toplum
düzeni ancak bilimsel dü-
şünceye ve gerçeğe saygı
ile kurulur. Ancak. bilinı
ve ifade özgürlüklerinin
kamuoyıınu yanhş yön-
lendirici ve bilgilendirici
biçimde kullanılmaması
gerekir'* uyansında bu-
lundu. Türkiye Bilimler
Akademisi "nin açıklama-
sında şöyledenildi:
"Değişen doğa koşuOa-
nnda oluşan gözlem ve
denc> lerie doğrulanıp bil-
gi üe geliştirilen ka\ ram-
lar söz konusudur. Bilim,
ulaşüğı sonuçlan süreldi
olarak sorgular, gerekirse
degiştirir; ulaşamadığı so-
nuçlarla ilgili olarak da
kesin vurgulamalar yap-
maz ve kehanederde bu-
lunmaz. Bilimin bu değiş-
mez niteliği bilimle uğra-
şanlara da biiyük sorum-
luluklar yükler. Bilim in-
sanlannın doğa ve yaşam
bhiikteliği konusunda ka-
muoyıınu bilgUendirme,
aydınlatma ve uyarma yü-
kümlülüğü de lilaşdan bi-
limsel veriler. sonuçlar ve
biürnetiği ilkeleriyie suur-
lıdır. Bilim insanlannın
kendi aralannda yapa-
cakian kuramsal çanşma-
lann ve tartışmalann çe-
lişkiler taşıdığı durumlar-
da kamuoyu önünde ya-
pılması sakıncalıdır. Bu
gerçeklerin göz ardı edil-
mesi kamuoyunda bilime
ve bilim insanına yönelik
tereddütlerin vegüvensiz-
liklerin ortaya çıkmasma
neden olabilir. Bu konuda
bilim insanlannın duyar-
lı olmalan kendilerinden
beklenir. Tersine bireysel
da\ ranışlar, bilimin top-
lumda kurumsallaşması-
nı engelley ebilir, bilime ve
bilim insanına olan say gı-
yı azaltabilir. Bilim özgür-
liiğü ile bilimsel sorumhı-
luk arasında duvarlı den-
genin korunması için bi-
lim insanının sürekli özen
göstermesi eûk bir yü-
kümlülüktür. Kamuoyu-
nu bilgUendirme ve aydın-
latma konusunda iletişim
kurumlanna da büyük
sorumluluk dûştûğü bir
gerçektir."
4
Kelle vergîsi getîrdiler'• Baştarafi 1. Sayfada
çekleştirilen ankette işadamlannın
yûzde 88.9u, "Hûkümetin dep-
rem vergisi karannı destekliyor
musunuz" sorusuna, "Hayır" ya-
nıtını verdi.
Ankete katılanlann yalnızca yüz-
de 9.2'si vergıyi desteklerken yiizde
1.9'luk bir bÖlüm ise çekimser kal-
dı. İşadamlannın yüzde 69.7'lik bir
bölümü deprem vergisinden elde
edilecek gelirin depremden zarar
görmüş bölgelerde kullanılacağına
inanmadığım bildirdi. Ankete katı-
lanlann yüzde 87.2'sinin depremze-
delere yardımda bulunduğu belir-
lendi. Yüzde 27 lik bölüm deprem
vergisi nedeniyle yardımlan azalttı-
ğını, yüzde 32.2'si durdurduğunu
bildirirken yüzde 40.8'inin yardım-
lan vergiden etkilenmedi. İşadamla-
nnın yüzde 54'ü deprem vergisin-
den sonra da yardıma devam etme-
yi düşünüyor. Yüzde 34.6'lıkbölüm,
yardım yapmamaya karar verirken
yüzde 11.4'lük kestm ise ne yapaca-
gım bilmiyor.
Deprem vergisini "keüe vergjsi"
olarak niteleyen Ankara Ticaret
Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün
ek vergilerin piyasayı şoka soktuğu-
nu, depremzedelerin sırtından faize
kaynak aktanldığını, elde edilecek
gelirlerin sistemli şekilde içborç fa-
izlerine akmaya devam edeceğıni
söyledi. Hûkümetin halkj yasadışı
yollardan para kazananlar gibi göre-
rek gece baskmı düzenlemesine bir
anlam veremediğıni ifade eden Ay-
gün, "Aceleniz ne. Yangından mal
mı kaçınyorsunuz? Vergiyi artnnr-
suuz ama önee istihdanıu sonra da
tüccar ve sanaykiyi ve nihayet vergi-
lerikendielinizkdüşüreceksiniz'" di-
ye konuştu.
FP Genel Başkan Yardımcısı Lüt-
fü Esengün ise vergi yasasının "soy-
gunculuk, adalersizlik. devletin ken-
di vatandaşını somürmesi" olduğu-
nu söyledi. Deprem vergisi yasası-
nın ekonomide büyük bir deprem
meydana getireceğini kaydeden
Esengün. "Bu vergi değiL haraçtır.
Aynca anayasanın mali \eekonomik
hükümlerle ilgili maddelerine aykı-
ndır. Anay asa>agöreherkes mali gü-
cüne göre vergi ödemelidir. İlk nr-
satta bu kanunun iptali için Anaya-
sa Mahkemesi'ne gideceğiz'* dedi.
Özel ijlem vergisi
Bu arada Maliye Bakanlığı, özel
ışlem vergisi mükellefıni, menkul
değeT sahibi ve işlemlerinde eğiti-
me katkı payını ödetnek mecburiye-
tinde bulunan kişi ve kuruluşlar ola-
rak açıkladı.
Marmara Bölgesi'nde yaşanan
depremin kayıplannı gidermek
amacıyla getirilen özel işlem vergi-
sinin uygulamasıyla ilgili tebliğ,
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısın-
da yayımlandı. Özel işlem vergisin-
de vergiyi doğuran olay, eğitime kat-
kı payınm ödenmesini gerektiren bir
işlemin yapılması veya bir kâğıdın
düzenlenerek kanunda belirlenen
yerlere verilmesi olarak belirtildi.
Bu nedenle özel işlem vergisine
tabi tutulacak işlem ve kâğıtlann, bu
kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önceki dönemlere ait olmasının ver-
giyi doğuran olay bakımından bir
önemi bulunmuyor. Özel işlem ver-
gisinin uygulanmaya başladığı ta-
rihte geçerli olan eğitime katkı payı
tutarlan, özel işlem vergisi için de
geçerli olacak.
Aksa'nm açıktaki tanklannın boşalolması sırasında martdann öldüğünü gören yöre halla depremden sonra yetkilileri sızıntni örtbas etmekle suçhryor.
Depremden kurtuldular, Aksa zehirledi
• Baştarafi 1. Sayfada
"sızmtının insan sağhğını
tehdit etmediği. olaydan yal-
nızca konıma bandındaki
meyve-sebzelerin etkilendi-
ğj" yönündeki açıklamalan-
nı yalanlıyor.
Aksa Akrilik Kimya Sa-
nayii'nin "Yakjva'yı terk et-
mesiniisteyen" yüzlerce dep-
remzededen bugüne kadar
80'i uğradığı zarann telafi
edilmesi istemiyle dava açtı.
Marmara'da olası yeni bir
depremin Aksa'nın açıktaki
tanklannın patlamasına ne-
den olabilecegi korkusu da,
Yalova'nın Taşköprü Mahal-
lesi sakinlerinin uykusunu
kaçınyor.
Aksa'nın açıktaki tankla-
nnın boşaltılması esnasmda,
martılann öldüklerine tanık-
lık eden yöre halkı, 17 Ağus-
tos depremınden sonra yetki-
lileri sızıntının sonuçlannı
örtbas etmekle suçluyor. Yö-
re halkı, depremde en çok yı-
kımın yaşandığı Ceylan,
Yüksel ve Engin sitelerinde
sevdiklerini enkazın altında
bırakarak gaz nedeniyle da-
ğa kaçtıklannı anlatıyor.
Olaydan sonra yetkililerin
çeşitli gerekçelerie Kara-
mürsel-Çınarcık arasmı bo-
şaltmaya çahştıklannı anla-
tan depremzedeler, 18-19
Ağustos tarihlerinde hasta-
nede gördükleri tedavinin
gazm etkisini yalnızca azalt-
mış olabileceğini belirtiyor-
lar. "Aksazedelerin" avukatı
ve aynı zamanda depremi de,
gaz sızıntısını da onlarla bir-
likte yaşayan Ayşe Aydemir,
olası bir depremin "yıkun d-
masa büe yörenin sonu" ola-
cağından söz ettı. Dava açı-
labildiğini duyanlardan sü-
rekli telefon aldığını ve dava
sayısının binleri bulmasını
beklediğini belirten Ayde-
mir, şu anda yalnızca 3 mil-
yon lira civannda harç para-
sı ödenerek dava açıldığını
kaydetti.
Mürüvet Aydın. Elfide
Koç, Sultan Yücepur. Lütfı
Yücepur._Sevim Tekirgöl ve
Meryem Ozden, "Aksazede-
ler"den yalnızca birkacı. He-
men hemen hepsi hastane.
doktor ve laboratuvar sıkın-
tısı çekiyor, tedavi olamıyor.
Orta ve alt gelir grubundan
olan söz konusu depremze-
delerin çoğu otomobili ol-
madığı için gaz sızıntısından
hemen kaçamamış ve bugün
de maddi olanaksızlık nede-
niyle gerekli tahlilleri yaptı-
ramıyor. Aksa'nın etrannda-
ki konıma bandının içinde
kalan meyve ve sebzelerin
"sağuğazararfaolup ounadı-
ğuun anlaşüması için gerekli
tahhilerin ABD'deyapönldı-
ğmı" anımsatan mağdurlar-
dan sızıntı esnasında hayvan-
lan ölenler de var.
Gaz sızıntısına manız ka-
lanlardan Mürüvet Aydın, şu
anda 6 aylık hamile. 2^ehir-
lenmeden sonra hastaneye
kaldınlanlar arasında olan
Ayduı, bebeğinin sağhğm-
dan endişe ediyor. Yeterince
gelişemediğini düşündüğü
bebeğinin sağlıklı doğma-
masından endişe eden Ay-
dın, deprem ve para sıkıntısı
nedeniyle gerekli bütün tah-
lilleri henüz yaptıramadığını
söyledi.
Meryem Özden de gaz sı-
zmüsından hemen kaçama-
yanlardan. Şu anda hareket
etmekte zorlanan. halsiz dü-
şen Özden, olaydan sonraki
süreçte 14 kilo kaybetmiş ve
saçlan dökülmüş.
Aksa'nın koruma bandı
sınınna yakın oturan Sevim
Tekirgöl ve Alönkum sakin-
lerinden Sultan Yücepul^te-
davi edilemeyen yaralarla
yaşamaya çalışıyorlar. Elfide
Koç da sızıntıdan kaçarak
dağa çıkan ve döndüğünde
köpeğini ölü bulanlar arasın-
da. Elfide Koç. "Herkes bi-
zim zelzele korkusuyla batta-
niyelerledağaçıknğimızı san-
dL Ama değil, biz zelzeleden
değil gazdan kaçnk. Gözleri-
miz yandı, başımız döndü,
midemiz bulandı. Oiayı fark
edince de yıkımda bağıran-
lan geride bırakarak herkes
kaçıso" diyor. Avukat Ayşe
Aydemir, olası bir depremde
Aksa'nm tanklannın patla-
masından korktuklannı ifa-
de ederek "Temel isteğinüz
Aksa tesislerinin buradan
kakhnlması ve zararlarunı-
zın telafı edilmesi. Bizierin
meyve sebze kadar değeri
yok mu?" diye konuşuyor.
Rusya PKK'yi kııllaıııyor
• Baştarafi 1. Sayfada
şanda önlem aldığı görüldü.
Salonda, terör örgütünün askeri ve
siyasi kanatlanna ait sözde bayrak-
lar, terör örgütü başmın de\
r
fotoğra-
fi ile daha önce ölen 4 teröristin fo-
toğraflan da asılı idi.
Birçoğu Türkiye kökenli yaklaşık
300 terör örgütü üyesi veya yandaşı-
nın katıldığı toplanhda sürekli slo-
ganlar atıldı, bölücülük yanlısı ko-
nuşmalar yapıldı.
Tûrk-Rus işbiriiği
Başkent Moskova dahil 3 kentte
toplam 4 apartmanın yerle bir edil-
diği, Kremlin Sarayı yakınında bir
ticaret merkezininbombalandığı son
terörist eylemlerin ardından Rusya
yönetimince. kendisine karşı yöne-
len bu teröre karşı uluslararası alan-
da yoğun bir destek arayışı başlamış-
tı.
Türkiye'nin işbirliği arayışlanna
o döneme kadar karşıhk vermeyen
Moskova yönetimi, yeni dönemdeki
arayışlanna Türkiye'yi de dahil etti
ve Rusya'nın. Başbakan BülentEce-
vit'in 4-6 Kasım günlerinde Mosko-
va'ya yaptığı ziyaret sırasında 'Tero-
rizmle Mücadelede İşbirliği Ortak
Deklarasyonu'' yayımlanması yönün-
de gınşimı oldu.
Bu isteğe Türkiye'nin de olumlu
yanıt vermesi sonucu, iki ülke baş-
bakanlannın parafe ettikleri dekla-
rasyonda, "terörisdere sığınma veya
üslenme, egitim kamplan kurma. te-
davi, dinlenme, örgüdenme ve pro-
paganda faaliyetkrinde bulunma da-
hil. hiçbiryerde terörist amaçlar için
yabancı bir ülke toprağını kullanma-
laruıa izin verilmeyecegr maddesı de
yer aldı.
Rusya Devlet Başkanı Boris Yelt-
sin'in, AGİT İstanbul Zirvesı sıra-
sında Cumhurbaşkanı SüleymanDe-
mird ile terorizm konusunu da ele al-
masının ardından Rusya Dış Istihba-
rat Servisi Başkanı V'yaçeslav Trub-
nikov Ankara'ya giderek Türk gü-
venlik makamları ile görüşmeler
yaptı. Bu dönemde aynca Rusya Iç
Istihbarat Servisi FSB. Yaroslavl böl-
gesinde bulunan PKK kampında te-
rör örgütü yanlısı faaliyet olmadığı-
nı göstermek amacıyla Türk gazete-
cilerini buraya götürdü, ancak kamp-
takilerin önceden hazırlıklı oldukla-
n dikkati çekti.
Bu gezi sırasında da FSB yetkili-
leri, Rusya'da bulunan PKK'li terö-
ristler hakkında Türk gazetecilerinin
sorulanna. "PKK yanlısı propagan-
da yapmalanna izinvermiyonız'' ya-
nıtını verdıler.
Bu işbirliği arayışı döneminde,
Rus makamlannın tek engellemesi,
Bolşevik De%Tİmi kutlamalanna ka-
nlan PKK yandaşlannın pankart. bez
veya poster acmalanna izin verilme-
mesi oldu.
Setver Tanilliokıırianyla bıüuştu
ANKARA (CumhuriyetBürosu)
- Prof. Dr. Server Tanilli. demokra-
siye geçmeyi isteyen cumhuriyet
kadrolannm demokratik, laik bir
toplum arzuladıklannı belirterek
"Ama solsuz demokrasiye geçiş,
burjuva sınıfinın kanatlan altında
bir demokrasi,Türkiye'yi demokra-
tik bir topluma değil, karmaşık so-
runlaria boğuşan ve sürekli sorun
üreten bir topluma dönûştürdü" de-
di.
Prof. Dr. Server Tanilli, bombalı
suikast sonucunda yaşamını yitiren
gazetemiz yazan AhmetTaner Kış-
lah' nin eşi Nüûfer Kışlah'yı dün sa-
bah ziyaret etti. Tanilli, daha sonra
llhan Uhan Kitabevi'nde okurlan
ile söyleşti. Bir ögrencinin 1950 yı-
lından sonra başlayan karşıdevrim
sürecıne ilişkin sorusunu yanıtla-
yan Tanilli, "Yalnızca 1950'den son-
ra değil, Atatürk'ün ölümünden
sonra da iktidann yapısında sağa
doğru eğilimler görüyoruz. 1940'h
yıllarda sağa doğru savTUİmalar
başlamış bulunuyordu. Bu 1950'li
yıllarda daha beHrginleşen ve güçle-
nen karşıdevrimin de yolunu açta"
dedi. 27 Mayıs'ın Türİciye için bir
şans olduğunu kaydeden Tanilli,
"Toplum kendisini zengin bir tar-
Prof. Dr. Server Tanilli, Ühan bhan Kitabevi'nde gençlerle söyleşti.
nşma ortamında buldu. Türkiye İş-
çi Partisi kuruldu. Ama onu da boğ-
diılar" diye konuştu.
Gençlere, 2000'li yıllarda toplu-
mun büyük sorunlannın çözümün-
de rol alacaklannı anımsatan Tanil-
li. bir düşünce yöntemine sahip ol-
malanmn önemini vurguladı. Ken-
disinin "diyalektik materyalizm"
yöntemini benimsediğini kaydeden
Tanilli. "Size şu ya da bu düşünme
yöntemini, çözüm yöntemini öner-
miyorum. Ama bir yönteminiz, dü-
şünme. sorunlan çözme yönteminiz
olmazsa, sorunkra bir sistem için-
de sürekli çözme olanağuıız da ol-
maz" dedi. Gençlerden biri-
nin"hangi parti \e hangi liderin ik-
tidarolmasıgerektiği'" sorusunu gü-
lerek karşılayan Tanilli, "Bu soru-
yu ben size sormuş olaynn" diyerek
konuşmasmı tamamladı.
Emin Değer, Tanilli'nin 1976 yı-
lmda yargılandığı dönemdeki sa-
vunmalannı anlattığı kısa bir ko-
nuşma yaptı ve Tanilli'nin savun-
masmı okudu. Mustafa Ekmek-
çi'nin eşi Aldoğan Ekmekçi de Mül-
kiyelıler Birlığı tarafından "De-
mokrasi ve insan haklan savaşımı-
na katkılan için" Tanilli'ye verilen
Rüştü Koray Ödülü'nü yazara ver-
di. 1997 yıhnda verilen ödül, Tanil-
li'nin ısteği üzerine Aldoğan Ek-
mekçi tarafından alınmıştı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAYr
• Baştarafi 1. Sayfada
deleyelim:
1- Deprem bölgesindeki yangın bile Meclis'r
titretmeye yetmedi. Iktidar ortağı partilerin kimi
milletvekilleri, "Bizim bir günahımız yok. Surayı
terkedin, başka biryerde yerleşiminizi sağlaya-,
lım, diyoruz, gitmiyorlar. Bizim ne suçumuz var*~i
diyorlardı. Milletvekillerimizin hâlâdeprem ger-5,
çeğini tüm çıplaklığıyla göremediği anlaşılıyor. '
2- Deprem vergisi diye başlayan çalışma, ver-'~
gi depremine dönüştü. Yakın-uzak geçmişte pek
çok iktidar toplumu enayi yerine koydu. Ama
bunu yapmanın da bir yöntemi olmalı. İçinde hiç
deprem sözü geçmeyen, toplumun nasıl, nere-
de kullanılacağını bilmediği ek vergiler, övündü-
ğümüz "yardımseverlik" duygusunu da erozyo-
na uğrattı. Gönüllü bağışa soğuk bakanlar, "na-
sıl olsa zorla alacaklar. O zaman niye gönüllü ba-
ğış yapalım" sorusunu yöneltiyorlar.
3- Depremle birlikte il-ilçe yöneticilerimizin dü-
zeyi de açıkça ortaya çıktı. Ozellikle vali atama-
larmda uzun zamandır, yönetim becerisinden
çok atama kararnamesine girme becerisi öne
çıkıyor. Sözümüz elbette her valiye değil. Ancak
kamuoyunun gözü önünde yaşananlar bunun
oranını gösteriyor. Buradatemel yanlış valilerde
değil, valileri siyasi partilerin il başkanlarının em-
rindeki kişiler yerine koymaya meraklı politika-r
,
cılarımızda!
4- Kızılay yardıma muhtaç hale gekJi, hâlâ bu
kurumun geleceğine ilişkin kamuoyunu tatmin
edici adımlar atılamıyor. Bir yardım kurumu dü-
şünün ki, büyük felaketin altında kalmış. Yöne-
ticileri zoriamayta istifa etmiş. Yeni yönetimin se-
çileceği kongrede sen-ben kavgası yaşanıyor.
Bu durum, depremden hâlâ ders alınmadığını
gösteriyor. Son olarak, Kızılay'ın çadır bezi alım-
larında yanlışlıklar olduğu anlaşıldı. Şu işe bakın
ki, Kızılay "bezini" alırken bile çuvaliamış!
Ne diyelim? Çöktü Kızılay bez getir, rezil olduk
tez getir!
Kimi Kızılay yöneticileri tutuklanırken, mafya-
nın sosyal yaraya şiş basması da aynca işlen-
mesi gereken bir durum.
Bilim-market!
5- Ozellikle Düzce depremınin ardından bilimin
dili çözüldü. Ne olursa olsun, bu önemli ve ya-
rarlı bir adım. Ancak bunu biraz daha "bilim eti-
ğiyle" örtüştürmek, ortamı "bilim-markete" dö-rı
nüştürmemek gerekiyor. Türkiye Bilimler ARâ-'
demisi'nin iki sayîalık duyurusundaki şu tümce '
bilimsel bakışın özeti:
"Bilim, ulaştığı sonuçlan sürekli sorgular, ge-
rekirse değiştirir; ulaşamadığı sonuçlarla ilgili
olarak da kesin vurgulamalar yapmaz ve keha-
netlerde bulunmaz."
6- Deprem konutlarına gecekondu bakış de-
vam ediyor. 30 Kasım diye bir milat konuldu.
Cumhurbaşkanından bakanına herkes, "prefab-
rîke konutlarbu tarihte hazır" deü\.
Yarın 30 Kasım. Yöneticilerimiz işin yine mak-
yajına kaçmış görünüyor. Konutların çoğu tam
olarak bitmediği halde, sırf kasım kasım kasılıp,
"bakın 30 Kasım 'da bitirdik" demek için aparto-
par "anahtar teslim" haline getiriliyor. Altyapısı
yokmuş, boşver; ısınma konusu tam çözülme-
miş, aldırma. Nasıl olsa, kışın sonu bahar değil
mi?
Bu konutlar dağıtıldıktan sonra içlerinin içler
acısı görüntülerini izlergibiyim. Yanılmayı yürek-
ten diliyorum.
Lütfen tamamlanmamış konutları da dağıtıp
hem kendinizi hem depremzedeyi rezil etmeyin!
7- Ağustos sonunda vurgulamıştık; büyük fe-
laketler ardında üç büyük kesim bırakır:
Sakatlar, gözü yaşlılar, hırsızlar!
Son şıkla ilgili burnumuza pis kokular geliyor.
Ihale aîmaya yeterli olmayanların ihaleleri alıp
komisyon karşılığı devrettiği, ihalelerin çokazfi-
yat kınmlarıyla sonuçlandığı, keşif bedellerinin
olağanüstü arttığı duyumları alıyoruz.
Ihale komitesi kriz komitesinden aktif mi ne!
DTÖ Fransa ve
Isviçre'de
protesto edildi
PARİS/CENEVRE
(AA)-ABD'nin kuzeyba-
tı ucundaki Washington
eyaletinin Seattle Lima-
nı'nda yeni raund için 30
Kasım'da toplanacak olan
Dünya Ticaret Örgütü'ne
(DTO) üye 135 ülkenin ti-
caret bakanlannın toplan-
tısı, dün Fransa ve fsviç-
re'de protesto edildi. Pa-
ris'in merkezine yürüyen
10 bin kişi, "Ekonomik
adalet, ya da kaos" diye
slogan attılar. Yürüyüş
düzenli ve sakin geçti.
Gösterinın başraı çeken
Fransız Komünist Parti-
si'nin Genel Başkanı Ro-
bert Hue, "Bu hareket,
büyük kitlesel bir hareket-
tir~ uzun vadeli hedefleri
vardır'' dedi.
Fransa'da DTÖ aleyhi-
ne Paris'in yanı sıra ülke
genel inde 30 büyük top-
lantı ve yürüyüş yapıldı.
Isviçre'de de, 3 bin kadar
çiftçi, "DTÖ'nün çizdiği
dünya serbest pazar eko-
nomisinin ilkelerine kar-
şı'' geniş katılımlı bir gös-
teri düzenledi ve Cenev-
re'deki DTÖ merkezi
önüne kadar yürüdü. Uru-
guay'da uzun toplantılar-
la (Uruguay Roundu) Ge-
nel Gümrük Tarifeleri ve
Ticaret Anlaşması
(GATT) ile temeli atılan
DTÖ, 1995 yılı ocakayın-
da kuruldu.
Merkezi Cenevre'de
bulunan örgütün genel di-
rektörü, Yeni Zelanda'nm
eski başbakanı Mike Mo-
ore. Moore, 2002 yıhnda
DTÖ genel müdürlüğünü
Tayland Ticaret Bakam
Supaçai Panitçpakdi'ye
bırakacak. ABD ile geçen
hafta Pekin'de yapılan ve
6 gün süren maraton mü-
zakerelerle anlaşma eme-
line ulaşırken, dünya eko-
nomi devi Çin Halİc Cum-
huriyeti de 2000 yılının o-
cak veya şubat ayında res-
men DTÖ'ye girmeye ha-
zırlandığını duyurmuştu.