25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 KASIM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFÂ HABERLER RTÜK'ün yaptığı araştırmada, ceza uygulamalan yüzde 74 oranında olumlu karşılandı TV kapatmaya çiftçiden onay ANKARA (Cumhuriyet Bürosujı - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTUK) yap- tığı araştırmaya göre, yayın kuruluşlanna uy- gulanan uyan ve kapatma cezalannı en faz- la çiftçiler olumlu bulurken en çok hâkimler karşı çıkıyor. Üst kurulun kararlannın yüz- de 74 oranında olumlu karşılandığı savunu- lurken üniversite mezunlan olumsuz görüş bildirenlerin başında yer alıyor. Erzincan ili ve Doğu Anadolu Bölgesi de RTÜK'ün ka- rarlannı onaylamıyor. RTÜK tletişim Dergisi'nde yayımlanan, RTÜK Kamuoyu ve Yayın Araştırmalar Da- iresi Başkanı Ceogiz Ozdiker'in yaptığı "Türkiye Tetevizyon Yayınlan Kamuoyu Araşûrraasr ülke genelinde 6 bin 614 kişi- nin katılımı ile gerçekleştirildi. Araştırmaya katılanlann yüzde 74.5'i RTÜK uygulama- lannj olumlu bulurken yüzde 22.71' i olura- suz olarak değerlendirdi. Araştırmaya göre RTÜK'ün cezalannı olumlu karşılayanlar yüzde 84 oranı ile en fazla lç Anadolu Böl- gesi'nde yoğunlaşırken en yüksek düzeyde olumsuz değerlendirenler yüzde 33.7 oranı ile Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunuyor. Üst kurulun kararlannın onaylanma oranına göre bölgeler şöyle sıralanıyor: u İç Anadolu Bölgesi. Marmara Bölgesi. Karadeniz Bölgesi Güne> doğu Anadolu Böl- gesi Akdeniz Bölgesi, Ege Bölgesi Doğu Ana- dolu Bölgesi." Olumlu görüş bildiren illerin başında yüz- de 83 oranı ile Sıvas yer alırken bunu Anka- ra, Eskişehir. Elazığ ve Trabzon izliyor. En fazla olumsuz görüş bildirilenil ise Erzincan olurken bu ilin arkasından Zonguldak, An- talya ve Diyarbakır geliyor. Araştırmada RTÜK'ün cezalannı en çok olumlu karşılayan meslek grubunun yüzde 93 oranıyla çiftçiler oldugukaydedildi. Çift- çileri sırasıyla polisler, teknisyenler, eczacı- lar. sekreterler, öğretim görevlileri, emekli- ler ve astsubaylar izlerken en yoğun biçim- de olumsuz değerlendirmede bulunanlar hâ- kimler oldu. Olumsuz görüşte hâkimlerin ar- dından işsizler. araşürmagörevlileri ve aşçı- lar geliyor. Herhangi bir işte çalışan katılımcılann yüzde 68'i olumlu değerlendirmede bulun- du. Olumlu yanıt verenlerin başında yüzde 70 oranı ile ortaokul mezunlan gelirken bu- nu sırasıyla lise, ilkokul ve üniversite mezun- lan, doktora sonrası ve yüksek lisans eğiti- mi alanlar izledi. En fazla olumsuz görüş bil- direnler ise üniversite mezunlan oldu. Bunun arkasından doktora sonrası ve yüksek lisans eğitimi alanlar geldi. Araştırmaya göre. katılımcılar olumlu ya- nıt vermelerine neden olarak şunlan göster- diler: "Denetimsiznk kargaşa yaraOn yapti- nmlan az bile buluyorum, daha fazla olma- sı gerekir: yanşma programlannda hediye- leriçin insanlara hakaretedümekte. müsteb- cen görüntü ve konuşmaiaryayımJanmakta- dır; baa şarkılarm sözleri ve klipleri müsteb- cen ve erotiktir; kapatma kararlan daha uzun süreti olmata; medya kendisini her şeyin fistünde görüyor; televizyonlar insanian yar- gısız bir şekilde infaz ediyon Reha Muhtar'ın haberleri sunuş tarzı abarrma içermesinden dolayı insanlarda paniğe neden olmakta." Olumsuz görüş bildırenler de şunlan dile getirdiler: "Cezalardemokratik kuraüara ay lon.cay- dıncı değil; programa ceza uygulanabuir, ek- ran karartma yerüıe ağır para cezası verflme- H; haber alma özgurlüğümüz kısıtiajıryor; ba- sın-yayın ahlakı ve özgürtüğüne aykın; karar- lar objektif dep; RTÜK tarafaz degU: ceza- larda siyasi baskı unsuru ağır basıyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Rauf Denktaş ve Haydar Aliyev'le Isparta'da 'Vatandaş da soramhjlıık üstleıımeli' BAHAR TANRISE VER SAADETUSLU ISPARTA-Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, kardeşı Şevket DemireJ'in yaptırdığı kalp merkezinin açılışını Azerbaycan Cum- hurbaşkanı Haydar Aliyev \e KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş'la birlikte yaptı. Bu ülkenın ınsanlannın da sorumluluğu üst- lenmeleri gerektiğini vurgulayarak, ülkenin nimetlennden yararlanmanın ancak o şekil- de hak edilmiş olacağını söy- leyen Demırel. "Ülkeyeen u- fak zarartı bir şey olursa'ne- melazım' devipgitınemetidir. Onu tamir için ayağa kalk- mahdırlar" dedi. Aliyev ve Denktaş'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Me- tin Bostanctoğlu, Turizm Ba- kanı Erkan Mumcu. Sağlık Bakanı Osman Durmuş da dün Isparta'ya geldi. Demi- rel ve beraberindekiler Ispar- ta'da halkın yoğun ilgisiyle karşılandı. Isparta'da kardeşi Şevket Demirel' in Devlet Hastanesi bünyesinde yaptırdığı kalp merkezinin açılış törenine katılan Demirel, ülkenin,çe- te yardımcı olunması gerektiğini vurguladı. Törende cumhurbaşkanlanna steteskop hediye edıldi. Öğrencıler de, törenlerde KKTC. Türk ve Azerbaycan bayraklan taşıdı. Cumhurbaşkanı Demirel daha sonra Ülkü llköğretım Okulu'nu açtı. Burada konuşan Aliyev, çocuklara "Tür- kiye'nin bugünii ve gelecegT diye seslendi. Azerbaycan çocuklannın selamlannı ileten Aliyev, öğrencilere uğurlar diledi. Rauf Denktaş da. "Ne muüu size Atatûrk'ün irin- de yetistirilmektesiniz" dedı. Cumhurbaşkanı Demirel, daha sonra Sü- leyman Demirel Üniversıtesı'ne geçerek ya- pımına daha önce başlanan ve 8 katı çıkılan araştırma uygulama hastanesinın temsili ola- raktemelini attı. Demirel. Cumhuriyet'in ku- ruluşundan beri gerçekleştirılen atıhmlara işaret ederek "Bunlan cumhuriyet yapmadı da kim yapü. Cumhuriyeti eleştirenlere bir şey demiyorum. Eleştiren ama insaflı olun. yatı yapılabıldiğını söyledı. 20O0'+i ytltera girerken Tür- kiye Cumhurıyetf nde Ata- rürk'ün gösterdiği yönde önemli gelişmeler sağlandı- ğını anlatan Demirel, şimdi görevin halkın oldugunu kaydetti. Yurttaşlann sorum- luluk sahibi olması gerektıgi- nin altını çızen Demirel, "Ll- kenin nimetkrinden yarar- lanmak ancak o şekilde mümkün olur" diye konuştu. 'Değişiklik haar' Sağlık Bakanı Osman Durmuş, ülkenin her yerinin özel sağlık kuruluşlanyla dolmasını isterken. sağlık hizmetlerinin satm alınma- sıyla ılgili değişiklikler yap- tıklannı bildirdi. Kalp merkezinin yapılma- sına parasal katkı sağlayan Şevket Demirel de, ABD'de kalp ameliyatı oldugunu ve kalp merkezıni de bu neden- le yaptırdığını söyledı. Mer- kezin 6 milyon dolara mal ol- dugunu ıfade eden Demirel, doktorlara da Istanbul'daki hastanelerde çalışan doktor- lann aldığı kadar para veril- mesi gerektiğini söyledi. Demirel, bu merkez ile ın- sanlann yüksek sağlık tek- nolojisinden yararlanmalan- nı istediklerini anlattı. Şev- ket Demirel, altyapıda dev le- Valnız eleştirenfcr dikkaüi olsun. çünkü savn- nuculan vardır" dedı. Türkiye'nin yalnızca bugünkü milli sınırlan içındeki ınsanlardan sorumlu olmadığını belirten Demirel, Adri- yetik'ten Çin Seddi'ne kadar olan Türk dün- yasında da önemli manevi sorumluiuklan bulunduğunu söyledi. Demirel, "Korkutdu- ğu gibi Pantürkist yu da Panislamist degiliz. Kzim kocaman bir ülkemiz var. Hiçbir yeri idare etmeye talip defiliz. Zaten biz kendi ül- kemizi idarede sıkınülar içerisindeyiz" diye konuştu. Demirel 10 yıl için- de Türk dünyasının daha çok kalkınma. gelişme ve güçlü olabılme durumunda olaca- ğını kaydetti. Demirel'in konuşmasının ardından, Süleyman Demirel Üniversitesi tarafından Azer- baycan Cumhurbaşkanı Ali- yev ile KKTC Cumhurbaşka- nı Denktaş'a doktora payesi verildi. Aliyev yaptığı konuş- mada, Azerbaycan halkının Cumhurbaşkam Demirel'e minnettar oldugunu belirte- rek "Cumhurbaşkanı Demi- rel, Azerbay can işlerine o ka- dar merakndır. Bizim sorun- larunızı soruşturur, bilgi ahr. tavsiyelerde bulunur. O, yal- nızca Türkiye Curahuriye- ti'ue değü, Azerbaycan'a da başkanlık ediyor. Bu neden- lerle Azerbaycan halkı Süley- man Demirel'e ve Türk mİl- letine minnettardır" dedi. DSP'nin 14. kuruluş yıkfönümüjıde zaman zaman duyguiu anlar yaşandı. (Fotoğraf: AA) DSP'nin 14, kuruluşyüdönümü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- DSP'nin 14. kuruluş yıldönümü,Bil- kent Oteli'nde düzenlenen genış ka- tıhmlı bir törenle kutlandı. Törende duyguiu anlar yaşayan ve eşı Rahşas Ecevit'le birlikte zaman zaman göz- lerinın dolduğu gözlenen Başbakan Bülent Ecevit partılerinin 12 Eylül sonrası çok düşük oy oranlanndan bugünlere geldiğini vurguladı. Baş- bakan Ecevit, bundan sonraki hedef- lennin "tek başma iktidar" oldugu- nu söyledi. DSP ilk kez bir kuruluş yıldönü- münü. lüks bir otelde ve geniş katı- lımlı bİT törenle kutladı. 14 Kasım İ985'te kurulan DSP için 14 Ka- sım'da planlanan tören. 12 Kasım depremi nedenıyle ertelenmişti. D- SP Genel Başkaîu ve Başbakan Ece- vit ile eşi Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, sabah saatlerinden başlayan ve yaklaşık 5 saat süren et- kiriliklerin tümünde hazır bulundu. Bazı il başkanlan ve gençlık kol- lan temsilcilerinin tanm, hayvancı- lık, ülke kaynaklan, deprem sorunla- n, sanayı ile ilgilı sorunlar ve çözüm önerilerle depremlerle ilgili görüşle- re yer veren konuşmalaryaptılar. An- tal>a 11 Başkanı Coşkun Arttürk, geçmışte "mütedeyyin" ınsanlann sola karşı olduklannı ıleri sürerek "Çünkü onlara göre sokuluk dinsiz- lik demektir. İşte DSP sotu. bu ayıp ve eksiklikten kurtarmtşor" dedi. Tö- rende, sözlerıni Ecevit'in yazdığı "Takalar" ve "L^Tun" şarkılan ses- lendirildi. Ecevitler' i en fazla duygulandıran sahneler ise "Atatürk. Türk kadını, cumhuriyet gençlik" konulu görsel konferans oldu. Emekli felsefe öğ- retmeni tlknur Kahpçı'nın. Türk ka- dınınm Kurtuluş Savaşı mücadelesi, bugünkü geçliğin, ülkenin kurtuluşu için mücadele edenlere verdiği yanı- tı içeren bölümlerde Ecevitler'in gözyaşlarını tutamadığı gözlendi. Gençhği temsilen Türk bayrağı tutu- larak l *Türki>«nı'' şarkısmın söylen- diği bölüm ise dakikalarca partilıler tarafından alkışlandı. Ecevitler, gös- teride seslendiriJen "Yemea Türkü- sü, 10. Yıl Marsı. Çaoakkale Türkü- sö"ne de eşlik ertiler. Dakikalarca al- kışlanan ve 1 saatteıı fazla süren gös- terinin arduıdan. Kosova Pnştine'den gelen Drenişa grubu da halkoyunu gösterisi sundu. Programm sonunda kürsüye gelen Ecevit demokratik sol hareketingeç- mişten bugüne kadarki geiişimini an- lattı. O dönemde CHP'nin içinde bir grup muhalifin hareketi temsil etti- ğini kaydeden Ecevit, 12 Eylül son- rasında, kendisinin siyasetten yasak- lı olduğu dönemde ise bayrağı eşi Rahşan Ecevit'in aldığını vurgula- dı..Törenin arduıdan Ecevitler, parti- nin 14. kuruluş yıMönümü pastasını beraber kesnler. AMyev'den armağan Aliyev konuşmasını "Ya- şasın kahraman Türk halkı, yaşasın Atatürk.Yaşasuı Tür- kiye Cumhuriyeti" sözleriyle tamamladı. Aliyev konuşma- sının ardından, önsözünü kendisinin yazdığı Demi- rel'in hayatını konu alan "ls- tamköy'denÇankayaH-a" ad- lı kitabın 10 adedini SDÜ Kü- rüphanesi'ne hediye etti. Denktaş da konuşmasında, Türkiye'nin yıllardan ben Kıbns sorunu uğruna, dişin- den nmağından arttırdıklan- nı harcadığını ve bu uğurda, çok sayıda şehit verdiğini söyledi. Kıbns'ın Türkiye için güvenlik ve stratejik açı- dan önemine işaret eden Denktaş, "BiürizldKıbns'ta bir tek Türk bile olmasaydı Türkiye, yine de Kıbns'ı Yu- nantstan'a bırakmazdı" de- di. Cumhurbaşkanı Demi- rel'in "Türkiye,KKTC'yita- nınuşnr. KKTC'ye dokunan Türkiye Cumhuriyeti'ne do- kunmuş olur. Bu böyle bili- ne" sözlerini anımsatan Denktaş, Demirel'in yıllar- dan beri kendilerini yalnız bı- rakmadığı bildirdi. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net tr. Meğer bir bankası olmamak ne kadar keyifliymiş... Benim yok. Yazının başlığını yazdıktan sonra kalktım, belki bir yanlış yapmışım- dır diye soruşturdum. Karşı masada ka- rikatür doğurmak için dokuz doğuran Musa Kart'a sordum. Onun da banka- sı yokmuş. Oral Çalışlar'a sormadım bi- le, çulsuzun teki olduğu bence epeydir malum. Bizim katı, att katı, üst katı do- landım, ı- ıh, yok. Hikmet Çetinka- ya'dan kuşkulanıyordum, ama onun da yokmuş. Üstelik benden borç da istedi. Tüydüm. En üst kata çıkıp baktım, ora- da da bankası olana rastlamadım. llhan Selçuk gazetede değildi, yaradana sığı- nıp evine telefon edip sordum, "Abi se- nin bankan var m/"dedim. (Telefonda gördüm) gözleri parladı; soruyu soruyla yanıtladı, "Yoksa senin bir bankan mı ol- du?". Hani "evef"desem. hemen şu ka- dar ton kâğıt, şu kadar kilo mürekkep, şu kadar maaş avansı için Cumhuriyet adı- na benden kredi isteyecek... Yani tahmin ettiğim gibi, bizim gaze- tede kimsenin bankası yok. Bunun ne kadar keyifli oldugunu bile- mezstniz. Düşünsenize, hükümetin can havliyle ve IMF zoruyla, Hazine bonosu ticaretin- den milyonlarca dolar (dolar, dolar; TL, Drahmi, Rupi, Liret filan değil, dolar) vu- ran banka ve bankeriere vergi getirmesi Bizim Bankamız Yok9 OlacağıdaYok... * üstüne kopan kryamette Cumhuriyet ve amelesi hiç etkilenmeyecek. İlk kez bir ekonomik önlemden biz ya- ra almadan, cebimızdeki -zaten olma- yan- paralar azalmadan çıkacağız. (Bu son cümleyı bir bilenden tahkik etmeli. N'olur, n'olmaz...) • • • Buna karşılık medyamızın "seçkin" ka- nal ve gazetelerinde daha bugünden kanlı gözyaşlan dökülmeye başlandı. "Türkiye'nin krediriskiarttı" diyenlerden, işi "Maslak depremi" yakıştırmasına ka- dar vardıranlarsalkım saçak. istanbul'un Maslak semti büyük bankalann merkez- lerinin sıram sıram dizıldiği bir cadde ya; oradan esinlenip "Maslak depremi" öen- mekte; Anayasa Mahkemesi'nin nasıl ol- sa bu Vergi Yasası'nı bozacağı öngörü- süyle yürek ferahlataniar da cabası... Deprem, deprem dedikleri, Hazine bo- nolannın faiz gelirterine vergi getirilmesin- den ibaret. Bizim ekonomi servisinin, ekonomik boğuntu içinde bunalarak gazetecilik yapmaya çabalayan ufaklıklanndan Ha- cer Gemici, haberinı oluştururken ko- nuştuğu ve adını açıklama izni alamadı- ğından °ö/rban/<ac/"demekzorunclakal- dığı "bir bankacı" itiraf ediyor: - Doğrusu bugüne kadar devletin ka- nını çok fazla emmiştik, rantiye bu ver- giyi hak ediyordu. Eh, bunu söylemek için ne bankacı ol- maya gerek var, ne ekonomi ulemasın- dan sayılmaya. Işleyiş çok yalındı ve bu ekonomi biliminin cahili gazeteci bile bir- kaç keztırmıklamıştı. Bankalar halkın ta- sarruflannı, yüzde 60-70 faiz vererek top- luyortar. Bu tasarruflar bir araya gelince (en azından biz ölümlüler için) astrono- mik boyutlar kazanıyor. Sonra da bu pa- ralan yüzde 130'a varan ve pek de altı- na düşmeyen faizlerle Hazine'ye (yani devlete) borç veriyorlardı. Ya da elinde sıcak para tutan ve paray- la para kazanmayı hüner bellemiş ulusla- rarası tefeciler (Tabii onlar kendilerine "fe- fec/"demiyor. "Uluslararası banka, ulus- lararası finans kurumu, uluslararası yatı- nmcı" gibi cafcaflı adlarla anılıyortar), evet, uluslararası tefeciler de Avrupa, Amerika, Japonya'da olsa olsa yüzde 9-10 arası fa- iz alabilecekken, dara düşmüş Türkiye, yüzde 50'lere varan gerçek (enflasyon- dan anndınlmış) faizle borç dılenciliğine çıktığında kuyruğa giriyoriardı. Devlet de borcunun belgesi olarak bankalann ve tefecilerin eline "Hazine bonosu" tutuşturuyordu. Gerçi tutuştu- rulan Hazine bonolan ülke ekonomisini tutuşturup alev alev yakıyordu, ama ol- sun. Saadet zinciri tıkır tıkır işliyordu: Düşük faizle para topla; bu paralarla yüksek faizli Hazine bonosu al; vadesi ge- lince paralan cukkala; bu paralarla yeni- den yüksek faizli Hazine bonosu al ve pa- rana yüzde 50'ye varan faiz geliri elde et. Sanayie yatınm yapsan, fabrika kuru- lup, üretimegeçip, mallarpazarlandığın- da elde edilecek gelir yüzde 25'i buldu- ğunda sevinçten takla atarsın. Bankacı isen, sanayiciye kredi açsan, ya düşük faizle vereceksin ki Hazine bonosunun yüksek geliri varken enayilik; ya da he- men hemen devlete verdiği faizle kredi vereceksin ki bu kez de o faizle kredi alıp üretim yapacak sanayici avanak... Sonuç, yaşasın saadet zinciri! Önümüzdeki günlerde "bankası olma- yan "gazetenin "bankası olmayan ame- lesi"olarak bu konuda epey keyifli tırmık- laryazılacak... Oyte tek tınmıkla geçiştirilecek gibi de- ğil. Bu keyif kaç yılda bir nasip olur biz- cileyin çulsuzlara? Bulmuşken tadını çı- karalım... 'Türk erkeğine boynuz taktıran TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Kültür Bakanlığı bütçesinin görüşülmesi sırasında MHP'Iİ kadın milletvekili Melek Denli Karaca Çorum'da izlediği bir tiyatro oyununu Kültür Bakanı istemihan Talay'a şikâyet etti. "Mert, cesur, haysiyetli ve şerefi için ölen ve öldüren Türk erkeğinin boynuz takmış bir oyuncu oyun!' 'Domates mi Ciguli mi daha kolay yetişir?' BağımsızTunceü Milletveki- li Bekir Gündoğan, sanatın kalitesizJeştirilmesinden yakı- nıyor. Televizyonlarda her gün yeni şarkıcılann çıktığına dik- kat çeken Gündoğan, şaşkın: "Yahu, 30 günde domates bile yetişmiyor. Ama nasıl olu- yorsa sanatçı yetişiyor. Ciguli bir geliyor, bütün sanatçılan gölgede bırahyor." tarafından canlandınldığını, köylerde nasıhı elleriyle çalışan Türk kadınının da metalaştınldığını" söyleyen Karaca, "Bu erotik, müstehcen, Türk örflehyle dalga geçen oyunu hangi karanlık güçler seyrettiriyor?" diye sordu. Karaca'nın izlediği "fî/f Yeniği" adlı oyun. Georges Feydeu'nun 2 perdelik bir komedisi. Oyunun yönetmeni Ali HüroJ'la konuştuk. Hürol, Karaca'nın sözleri nedeniyle şaşkınltğınt şu sözlerte dile getirdi: "Ne oyunun konusu Türkiye'de geçiyor, ne de kahramanı Türk erkeği. Konu Paris'te geçiyor, isimleryabancı. Izleyen insan bunun Türkiye'de geçmediğini anlar. Sayın milletvekili galiba oyunu kanştırdı." Bu hafta Karaca'nın kahramanı olduğu bir öykümüz daha var. "Türk örfleriyle dalga geçen oyunlar" Karaca'nın gözünden kaçmadığı gibi, medyanın "başbuğ"una yaptığı saygısızlığa da tahammülü yok. Kuaförde gazeteleri okuyan Denli, Nesim Malki cinayetinin tetikçisi Burhanettin Türkeş'le ilgili haberleri okurken, başlıklarda sadece "Türkeş" soyadının kullanılmasına sinirleniyor. Masaya gazeteyi fırlatan Karaca, tepkisini şöyle dile getiriyor: "We bu canım. Türkeş isminin bir saygınlığı var. Haberi yazacaklarsa doğru dürüst yazsınlar. Böyle bir ismi uluorta kullanmasınlar." .- . Tek asker' ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Taşar. hükümet ortaklannı eleştirirken, partisinin "vazgeçilmez- liğini" bir fıkrayla anlattı: Komutan askere sormuş: •' '^ - - Memet, düşman sağdan ateş ederse ne yaparsın? Mustafa yanrtlamış: - Sipere yatar, sağa ateş ederim. - Soldan ateş ederse ne yaparsın? - Sipere yatar sola ateş ederim. - Peki Memet, önden ateş eder- se? • . Meclis'teki depremin şiddeti Meclis'te bir geceyarısı operasyonuyla geçirilen ve yapılan eklemelerle sarsıntıya neden olan Deprem Vergisi muhalefet milletvekillerini şaşırttı. Sık sık kürsüye çıkarak engelleme yapmaya çalışan FP ve DYP'liler sabaha karşı yorgun düştüler DYP'li Turhan Güven, yasaya eklenen ve vergi yükünü artıran maddelerie ilgili olarak "deprem' tanımlamasını yaptı ve şöyle konuştu: "Az önce Ahmet Mete Işıkara'yı aradım ama ulaşamadım. Bulsaydım 'Ankara'da deprem oluyor, kaç şiddetinde' diye soracaktm." - Sipere yatar, karşıya ateş ederim. - Peki düşman arkadan ateş eder- se ne yaparsın? Memet sinirienmiş: - Eee komutanım bu orduda ben- den başka asker yok mu? ' ' -. • Taşar, bu fıkrayı anlattıktan sonra da "Bu ordunun tek askeri biziz" di- ye övündü, ama arkasından seçme- ne sitem etmeyi de unutmadı: - Bizim de seçmenden bir isteğimiz var. Her şeyi bizden isteyip oylan baş- kasına vermesinler... Çiller'in 'sarışın ufku' TBMM'de geçen hafta boyun- ca DYP kongresi sonuçlan ko- nuşuldu. Kongre öncesinde DYP Amasya Milletvekili Ahmet lyi- maya, kuliste gazetecilerle soh- betederken "Siz kimi tutuyorsu- nuz" sorusuna duraksarnadan yanıt verdi: "Bbette, Tansu Çilfer." Veek- ledi: - Konuşması, zekâsı, "sanşın ufku"... lyimaya gibi Çilfer'in "sarıştn ufkuna" hayran olanlardan biri de Diyarbakır Milletvekili Salih Sümer'di. Ancak Sümer, kong- 'Artist5 milletvekili ANAP Istanbul Milletvekili Yılmaz Karakoyunlu, bugünlerde Meclis'in en "meşhur" kişisi. "Salkım Hanımın Taneleri" kitabının filme çekilmesi ve büyük ilgi görmesiyle yazar ve milletvekili olarak yakalayamadığı şöhrete bir anda ulaştı. Filmde kısa bir rolü de bulunan Karakoyunlu, bugünlerde Meclis koridorlannda kutlamalan kabul ediyor. re sonrasında hayal kınklığı yaşa- dı. Genel İdare Kurulu'na alınma- yan Sümer, Meclis kultsinde ar- kadaşianna dert yandı: "Halbuki bana söz vermişti, sen benim namusum, şerefim- s/n, diye." Yanında oturanlardan biri dayanamayıp sordu: - Ama siz de Tansu Hanım'ı ta- nrmıyor musunuz? Nası! inandı- nız? Sümer boynunu hafifçe kınp mahzun bir rfade takındı: - Ama ne yapayım yahu, ben onun sözlerine hep kananm. Çiller'in 'gaflı' Türkçesi "Türkiye'de sağcı ve solcu gericiler var. Biz bütün gericilere sahip çıkacağıııız!" "Ipekten demiryollan yapacağıııız!" Bu sözler, "gaflarıyla ünlü DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'e art. Açıklamak gerekirse, Çiller ilk tümcede "bütün gericilere karşı çıkacaklannı", ikinci tümcesinde de "ipekyolu yapacaklannı" söylemek istiyor... Türev Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karako\un, Emine Kaplan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear