Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Imtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erlnç
0 Genel Yayın Koordmatörü: Hikmet
Çetinkaya # Yaznşleri Mudurü: lbrahim
Yüdız • Sonımlu Müdür: Fıkret tlkiz
0 Haber Merkezi Mudürü. Hakan
Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser
tstıhbarat. Cengjz Yıldınm 0 Ekonomi: Ozlem
Yüzak 0 Kültur Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 0 Dûzeltme Abdullah Yazıct 0
Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu Ilhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktıy
Kurtböke. Hikmet Çetinluna,
Şükran Soner, lbrahim Yüdız,
Orfaan Burak, Mustafa Balbay,
Hakan Kara.
AnkaraTemsılcisi Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı
No: 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7
hat), Faks 4195O270tzmirTemsılasi:SerdarKızık,
H.ZıyaBiv. 1352 S.23Tel.4411220, Faks:4419117
0 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğju, Inönü Cd 119
S.No.l Kat:l,Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Müdürü Cstün Akmen
0 Koordmatör: Ahmet Kornlsan
• Muhasebe: Bulent Yener0tda-
re: Hüseyin Gflrer 0 Bilgı-lş-
lem Nail tnal 0 Satış: FazUet
Knza
MEDYA C: • Yönetun Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran 9 Koordınatör Rcka
Işranan • Genel MûdürYardımcısı.
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
Yayımb\an \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yaymcılvk A.Ş
Ttırkocağı Cad 39 4İ Cagaloglu 34334 lstanbu! PK: 24« - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (O/212)512O5OSt20haıı
Faks: 10 212ı 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 29 KASIM 1999 tmsak:5.28 Güneş: 7.00 Öğle: 11.59 tkindi: 14.23 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.11
Rusya'daki moda
şova büyük ilgi
• Haber Merkezi -
Rusya'nın başkenti
Moskova"da devam eden
moda günleri ilgiyle
izlenmeye devam ediyor.
Çeşhii ülkelerden
Moskova'ya gelen
modacılann kreasyonlan
Moskovalılar tarafından
beğeniyle karşılandı.
Birbirinden gûzel
mankenler ise taşıdıklan
kıyafetler kadar ilgi çekti.
TÜBİTAK
Havelsan
işbirliği
• Haber Merkezi-
Türkiye'nin uygulamalı
araştırmalar yapan bilim
ve teknoloji merkezi
TÜBtTAK-Marmara
Araştırma Merkezi ile
askeri yazılım geliştirme
alanında uzmanlaşmış
Havelsan A.Ş. arasında
Bilişim Teknolojileri
alanında işbirliği
başlatılıyor. Bu bağlamda
ilk adım olarak "Hareketli
Sistemlerde Engel Sezme
ve Erken Uyan"
konusunda Batı Avrupa
Ortak Askeri Sa\Tinma
Projeleri çerçevesinde,
TÜBlTAK- Marmara
Araştırma Merkezi Bilişim
Teknolojileri Araştırma
Enstitüsü Çoklu Ortam
Sistemleri Grubu ile
Havelsan A.Ş. araştıncılan
ortak çalışmalara
başlayacak
Erkeklerde
sertleşme
sonunu
• İstanbul Haber Servisi-
lstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Üroandroljı Merkezi
Başkanı Prof. Dr. Halim
Hattat, Türkiye'de yaklaşık
5 milyon erkekte sertleşme
sorunu bulunduğunu
bildirdi. Hattat. yaptıklan
araştırmaya göre, 40-70
arasındaki erkeklerin
yûzde 69'unda sertleşme
sorunu bulunduğunu
söyledi.
'Vardiyalı
sistem olumlu'
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul ll Sağlık Müdürü
Mecit Çalışkan,
Istanbul'da 6 hastanede
pılot uygulaması başlayan
"vardiyalı sistem"in
olumlu sonuçlar verdiğini
ileri sürerek gündüz
hastanelerdeki
yığılmalann azaldığmı
bildirdi. Çalışkan,
uygulama ile hem kadro
fazlası hekimleri
çalıştırdıklannı, hem de
hastaneleri 8 saat daha
fazla kullandıklanm
belirtti.
Bergamalılar
eylem yaptı
• BERGAMA(AA)-
lzmir'in Bergama
üçesinde Eurogold'u
protesto eden köylüler,
Çanakkale-lzmir
karayolunda konvoy
oluşturdu. Çevre Yürütme
Kurulu Başkanı Oktay
Konyar'ın başkanlığında
Ovacık Çamköy
meydanında toplanan
köylüler, başta siyanürle
altın araması yapacağı
belirtilen Eurogold firması
olmak üzere, uluslararası
tahkim yasası. atom
santralı, Hemşin
Hidroelektrik Santralı ve
Çan Termik Santralı'nı,
teneke çalarak protesto
etti.
Başbakan Schröder, Türkiye'nin başvurusu halinde insan haklarına dikkat edeceklerini söyledi
Ahnanya'nm Leopard II sıknıüsıGÜRAYÖZ
BONN-Türkiye'nin Leopard
II tanklanna yönelik isteği, Al-
man hükümetinin başına dert ol-
du. Almanya" ya giden ANAP
Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın
Türkiye'nin 14milyarmarkıbu-
lan bu tanklan satın almaya ka-
Tarlı olduğu, sorunun Ankara
açısından çözülmüş bulunduğu.
geride kalan tartışmalann sade-
ce Alman iç polıtikasını ilgilen-
dirdiği yolundaki açıklamalan,
Almanya'daki koalisyon hükü-
metinin küçük ortağını yeniden
sarstı.
Hıristiyan Demokrat ve Hıris-
• Türkiye'nin ithal etmek istediği Leopard II tanklanyla ilgili olarak Ankara'dan yapılan her açıklama
SPD-Yeşiller hükümetine ömür biçenleri sevindiriyor. Mesut Yılmaz'm açıklamalan, Yeşiller'i yine
kanştırdı. Öte yandan Der Spiegel'in "Türkiye ve Almanya tank satışı konusunda anlaştı" haberi yalanlandı.
tiyan Birlik partileri yetkilileri
ile görüşmeleryapmak üzere Al-
manya'ya giden Mesut Yılmaz'ın
sözleri üzerine bir açıklama ya-
pan Birlik 90/Yeşiller Sözcüsü
Anrje Radcke. partisinin Türki-
ye'ye silah ihraç edilmesine ke-
sinlikle karşı çıkacağını hatırla-
tırken, koalisyon protokolünün
çiğnenmeyeceğini de vurguladı.
Protokol geregi tank satışı gibi te-
mel ilkeleri ilgilendiren önemli
sorunlarda hükümet partılerin-
den birinin üzerinden atlamanın
mümkün olmayacağını kayde-
den politikacı, Mesut Yılmaz'ın
ifadelerini şaşkınlıkla karşıladı-
ğını söyledi. Radcke, Tankuı
Ankara'ya test için gönderilme-
si. görûnen o ki. tam bir maska-
rabk" diye konuştu.
Der Spiegere yalanlama
Öte yandan Almanya Dışişle-
ri Bakanlığı sözcüsü Andreas
Michaetis, dün Alman Haber
Ajansı'na yaptığı açıklamada,
Der Spiegel dergisinde yer alan,
'•Koalisyon ortaklan Tûrkiye'ye
verilecek tanklar konusunda an-
laştı'' ıddıasının uydurma oldu-
ğunu söyledi.
Almanya'ran Rheda- Vfeidenb-
rück kentindeki Sosyal Demok-
rat Parti (SPD) delegeleriyle bi-
raraya gelen Almanya Başbaka-
nı Gerhard Schröder, Tûrkiye'ye
tank verilmesi için insan hakla-
n konusuna dikkat edileceğini
kaydetti. Görüşmede, bir dele-
genin insan haklan nedeniyle
Tûrkiye'ye tank verilmemesini
istemesi üzerine Schröder, "Tür-
Idye'den bize 1000tankkonusun-
da bir başvuru olmadı. Bu ne-
denletanklann verflip verilmeme-
si konusunda karar almamızsöz-
konusu degildir. Böyle bir başvu-
ru olduğunda insan haklanna
dikkat edeceğiz" dedi. Alman-
ya'da yayımlanan Der Spiegel
dergisi, sosyal demokrat ve ye
şillerden oluşan hükümetin, Tür-
kiye'yetanksatışı konusunda üç
koşulun yerine getirilmesine bağ-
lı olarak anlaştığını öne sürmüş-
tü. Derginin pazartesi günü ya-
yımlanacak sayısında yer alan
haberde SPD'li Başbakan Ger-
hard Schröder ile Yeşiller Parti-
si üyesi Dışişleri Bakanı Josch-
ka Fischer'in, Tûrkiye'ye 1000
adet Leopard II tankı verilmesi-
ni üç koşula bağladığı kaydedil-
di. Der Spiegel. sözkonusu koşul-
lann, "Abdullah Öcalan, Kürt
konusuw Kfcns Rıım Kesimi* nin
AB'ye tam üyeüğT konulannı
içerdiğini iddia etti.
'Şımank'
Kızüonlu
Korosu
Kültür Bakanuğı'nın
katkılan. Çankaya
Rotary Kulübü ve Türk-
Rus Öpera Bak
Dernegi'nin
organizas\onuyla
başkente gelen. 'Kızılordu
Korosu" adıyla bilinen,
•Rus Ordu Korosu ve
Dans Topluluğu',
Atatürk Spor
Salonu'nda muhteşem bir
gösteri sundu.
Uzerlerinde ünifornıaJan
bulunan koro. ilk olarak
tstiklal Marşı'ru
salondakilerİe biıiikte
söyledi. Daha sonra
Rusya Ulusal Marşı'nı
okuyan koro, Rus halk
şarkılannın yanı sıra
Tanju Okan'ın
•Sarhoşum' parçası De
Tarkan'ın 'Şımank'
parçasını Türkçe
seslendirdi. e-posta: tan (« prizma. net. tr
Türk mucit
'Buluşuma
kendimde
inanamadım'
İstanbul Haber Servisi -
Amerika'da gerçekleştirdiği
"Karbon fiun kaplama" bu-
luşu ile sûrtünme katsayısı-
nı 0.001 ile normalden 800
defa daha düşük hale getir-
meyi başaran Türk mucit Dr.
AH Erdemir. bu buluşa baş-
langıçta kimsenin, hatta ken-
disinin dahi inanamadığını
söyledi. Teknolojik geüşme-
lere ayak uyduran ülkelerin
21. yüzyıhn ileri ülkeleri ola-
cağını vurgulayan Erdemir,
"Tûrkiyedeartıkteknotojigp-
liştirebair halegetaıeüdir, ta-
şuna suyla değinnen dön-
mez" dedi.
CNR Otomotiv Fuan'nın
konuğu olarak Istanbul'a ge-
len Erdemir, bir seminer ver-
di. Geliştirdiği karbon türü-
nün sürtünme katsayısının
neredeyse sıfira yakın oldu-
ğuna dikkat çeken Erdemir,
en çok kullanım alanı mo-
torlar olan buluşunun, Ame-
rikan teknoloji çevTelerinde
flaş haber haline geldiğini,
birçok ödüle layık görüldü-
ğünü anlattı.
Erdemir, buluşun pratiğe
dönüştürülmesi halinde bü-
yük kazançlar sağlanabile-
ceğini, ancak adaptasyon ve
mükemmeliyet için zamana
ihtiyaç bulunduğunu vurgu-
ladı. Erdemir, borikasitin hem
gres yağına hem de motor
yağına katkı olarak ilave edi-
lerek sürtünme katsayısının
azaltılmasına ilişkin buluşu-
nun da ticari şekle dönüştü-
gunü söyledi. Amerikalıla-
nn araşürma çalışmalan için
mılyonlarca dolar harcadik-
lannı anlatan Erdemir, "Bu-
luş elde edilirse miKarlarca
dolar elde edi>oriar. Ehima-
da ileri teknolojide kullandan
ucuz icatlar pek kalmadı"
dedi. Erdemir'in buluşu uzay
araştırmalan ve araç üreti-
minde kullanılabilecek.
TÜBlTAK ödüllü öğrenci Amerika'da eğitim alıyor
Dk Türk astronotu yetişiyor
SÖYLEŞİ ATTİLA ILHAN
NEW YDRK(AA)-Lisedeyken ge-
zegenler ve uydular konusunda yaptı-
ğı çalışmalarla TÜBÎTAK ödülünü ka-
zanan Cemocan Yeşil adlı Türk öğren-
ci, ABD'nin en gözde üniversitelerin-
den MIT'te (Massachusetts Institute of
Technology) aynı başanyı gösterınce.
geleceğin astronotlannı ye-
tiştirme çabası içindeki
Amerikan Hava Kuvvetle-
n'nin dikkatini çekti.
1981yüındaNewYork'ta
doğan Cemocan Yeşil, uzay
ve astronotluk konulanna
duyduğu ılgı>i şöyle anla-
byor "Uçakveuzay konulan benim için
hepöncdiklhdLAv'ailkinişiie ilgili oku-
duklanmveizkdiklerim. hayattaki he-
deflmi bu konu üzerinde yoğunlaşor-
mama sebep oldu. Bu alandaki ilk cid-
di çalışmalanm ortaokul 3. sınıfta baş-
ladı. İlk projem .\pouo-ll'in Aj "a ini-
şryieUgiliydive büyük ilgigördü. Bu pro-
je\i Mars'a vapılabilecek insanlı bir
yokulukla ilgili teorik projem iztedi.
Aynı yd model roket yapunı alanoıda-
ki çaüşmalaruna basladım ve kaü ya-
latla çahşan ve paraşütk yere inebflen
iki kademefi model rokeüer yapüm."
Lisede, sınıf arkadaşlanyla birlikte
'Model Roket Kulübü' kuran Cemocan
Yeşil, en büyük hayalinin NASA'da ast-
ronot olmak olduğunu biien arkadaş-
lannın kendisine 'Neil Armstrong Jr'
adını taktıklannı belirtiyor.
• Üniversite eğitiminin yaru sıra askeri
eğitimini de sürdüren Yeşil, gelecek yıl
astronotluğun ilk adımı olan uçuş
eğitimlerine başlayacak.
Yıne lıse yıllannda hazırladığı ast-
ro-fızik projesinin yanı sıra "gezegen-
lere göktaşı çarpmalanna yönelik tah-
min yöntemİeri' ile TÜBrfAK Lisele-
rarası Fen Proje Yanşması Birincılik
Ödülü'nü kazanan Cemocan Yeşil, bu
ödülü. tSTEK Vakfı'nın özel başan
ödülünün izlediğini kaydediyor. Arka-
daşlanyla bırlıkle askeri amaçlı olarak
canlı görüntü kaydedip bunu uydu ve-
ricisiyle yerdeki alıcılara yollayabüen
bir de roket inşa ettiklerini vurgulayan
Yeşil, ABD'ye gelmeden önce Istan-
bul'da Hava Harp Okulu ve tTÜ'de
konferanslar vermeye davet edildiğini
belirtti.
NASAfletanışma
Cemocan Yeşil'in NASA ile tanış-
ması, 1997 ve 1998 yaz aylannda ka-
hldığı, MTT'in 'UzavSistem-
leri Laboratuvan'nda' gös-
terdiğı üstün başan üzerine
gerçekleşti. Uzay Sistemle-
ri Laboratuvan'nda birlikte
çahşüğı Prof. DavidMiDer'ın
tavsiyesi üzerine MIT'e ka-
bul edilen Cemocan Yeşil.
"MtT'e kabul edildiğimde hedefîmi
asrronot olmak ya da en azuıdan NA-
SA'da çahşmakolarak kesin şekilde be-
lirlemiştim" şeklınde konuştu. Bunun
sonucu olarak MIT. Harvard Tufts ve
Wellesley üniversitelerinin ortak olarak
yürüttükleri Hava Kuvvetleri Yedek
Subay Eğitim Programı'na dahil edı-
len Yeşil, üniversite eğitiminin yanı sı-
ra askeri eğitime de başlamış oldu. Ye-
şil, bu bağlamda bazı askeri hava üsle-
ri ve ABD Savunma Bakanlığı Penta-
gon'da askeri eğitimlere katılıyor.
EN ÇOK GELEN tSTEK: KOC4MI DA KAYBEDEBİLİR MİSİNtZ?
Copperfield uçuyor, uçuruyor
İstanbul Haber Servisi- Dünyaca
ünlü sihirbaz David Copperfield.
inanümaz gösterileri kadar
o>r
unculuk gücü, sahne hâkimiyeti,
espri yeteneği, izleyicileriyle
kurduğu sıcak iletişim ve kıvrak
zekâsıyla da Türk
göstensiyle alıyor. Müzik
eşliginde spotlar sahneye
yöneldiğinde Copperfield,
kollanndan bağlı genç bir kadının
kurtulmasma yardım ediyor.
"Özgüriüğüne" kavıışan
kadınla Copperfield iki
cins arasındaki tutkuyu
kısa ama muhteşem bir
dans
izleyenlerinden
büyük beğeni topluyor. Sihir
dünyasında bugüne dek
gerçekleştirilmiş en iyi illüzyon
olarak kabul edilen "sahnede
uçma" numarasını tstanburdaki
gösterisinde de yineleyen
Copperfield, gösterisinin sonuna
doğru, "Her gittiğim ülkede
benden hep aynı şe> istenir. Çok
sayıda kadın, 'Acaba kocamı da
kaybedebilir misiniz' diye sorar''
esprisinin ardından sahneye aldığı
13 izleyiciyi bir platform
üzerindeki sandalyelere oturtuyor.
Sonra, platformun üzerine beyaz
bir perde iniyor, küçük bir patlama
ve kıvılcımlarla birlikte perde bir
iki saniye sonra kalktığında
platformda sadece boş sandalyeler
görünüyor. Ancak, Copperfield, en
çok alkışı Passion (tutkû) adlı ünlü
gösterisiyle
anlatıyor.
Ardından. bu
kez
Copperfield'in
kollan bağlanıyor
ve üzerinde bulunduğu
platform perde ile kapanlarak
yukan çekiliyor. Platform
sahnenin tavanına yükseldiğinde
bir patlama ve etrafa saçılan
kıvılcımlarla birlikte perde
düşüyor. O an Copperfield'i
bekleyen gözler genç kadınla
karşılaşıyor. Copperfield ise
sahnede genç kadının yerinde
görünüyor. Ve saniyelik bir
şaşkınhktan sonra salon alkıştan
inliyor. Copperfield, sihirli
gösterileri kadar çalışma dısiplini,
oyunculuk yeteneği, parlak zekâsı
ve verdiği insani mesajlarla
izleyenlerin gönlünde taht kuruyor.
Türkiye'ye gelmeden önce bir süre
Türk dili ve kültürü üzerine
çalıştığı anlaşılan Copperfield
izleyicilerle sıcak iletişim kuruyor.
Gösterisıne ortak ettiği
izleyicilerden Setim ısımli kişiye
sık sık "SeMm sebm" diye
takılan Copperfıeld diğer
kişilere de benzer espriler
yapıyor. Gösterinin sonunda
anne ve babasını izleyicilere
tanıtan Copperfield Amerika
dışında gittiği her
ülkeye anne ve
babasını da
götürdügunü belirterek
"Sevdikkrinizin, yanınızdakilerin
kıymetini iyi büin" çağnsıyla
gösterisini bitiriyor.
Copperfield'in yeni hizmete giren
Mydonos Gösteri Merkezi'ndeki 5
günlük şovu bu gece sona eriyor.
'Osmanlı' Konusunda İnce Ayar'f
Çağa Ulaşmak', Ne Demek?!..
(Eski Rusya da, Ismail bey Gasprinskiy'/n Ce-
did yandaşı Türkçüleh 'çağdaşlaşma'yı savunurtar-
dı; Kadimistler ise, Buhara Şeriatçılan, Cedid'/e-
rin hasm-ı bi-âmanı; bilir misiniz ki, Çariık, daima
Kadimistler'den yana olmuştur: yâni Türk'ü ve
Müslüman'ı, 'Geçmişte' tutmaktan yana! Ben de
tuhafım, bunu söylemek için (Eski) Rusya'ya git-
meye ne gerek var; 'Çağdaşlaşma' yandaşı, Mü-
dafaa-i Hukuk ve Kuva-yı Milliye'ye karşı; Hali-
fe/Padişah Vahdettin, Devlet-i Aliyye'y/, olduğu
gibi Ingirtere Devlet-i Fehimesi'ne teslim etmek-
te tereddüt etmemiş, aynca, '... manevi (hilafet)
gücünü, Müslümanlann bulunduğu ingliz sömür-
gelerinde, Ingiltere'denyana kullanma' taahhü-
dunegırmişti.(Bkz. 'SınaAkşin, istanbul Hükümet-
lehveMillı Mücadele', s. 572. Cem Yayınevi, 1976)
XIX. yy Islâmlığı, bir sömürge Islâmlığıdır: Hali-
fe/Padişah, Şeriat / korumak gerekçesiyle, ülkenin
ekonomisini Emperyalizrn'e açar; peki, XX. yy Is-
lâmlığı, başka türlü mü? Ürdün Krallığı, ya da Su-
udi Arabistan, size hangi çağnşımlan yaptinyor. 'Üm-
met 'parametreleri' içinde, bir 'inanç' toplumu için;
ülkeyi, 'küreselleştirmek'! Fakat, niye gerçeği gör-
meyelim: XIX. yy 'ilericiliği', acaba ne kadar 'çağ-
daş'tı; 'çağdaşlaşmayı' ne mertebe öngörmüştü?
Osmanlı, Rus, Acem ya da Çinli, onlar 'ilericiliği',
üst/yapısal düzeyde almışlardı; yâni, 'Emperya-
list'in 'komprador' kültürûnü, 'çağa ulaşmak' sanı-
yorlardı: Bunun, neticede, aynı ekonomik tutsaklı-
ğı getirdiği, tecrübesiyle sabittir: Dtşardan örnekara-
maya gerekyok, hem Tanzimat ve Meşrutiyet bu-
nun kanıtıdır, hem de, Mustafa Kemal sonrası, 'ye-
ni' Türkiye!
Ne yâni, işin başındakiler bile, ekonomiyi 'küre-
selleştirmek'le övünmüyorlar mı?)
Tark'ı fark edîn, lütfen...
< Çağdaşlaşma' deyince, sık sık, iki şeyi birbiri-
Vj'ne karıştırmış durmuşuz. Hâlâ karıştırıyoruz.
Kültür 'emperyalizm 'ini, 'Komprador Kültürü'nü
eleştirdim ya, bazılan çıkıyor, benim ne türden bir
'ulusal bileşim'ci olduğunu bilmediğinden; gele-
neksel kültürün kayttsız şartsız savunucusu okju-
ğuma hükmediyor. Yooo, olmadı: Peçetelerle hav-
lulan birbirine kanştırmayalım. Durumu acaba, şöy-
le aydınlatabilir miyim: Bat toplumları da, öncele-
ri, 'ümmet' toplumlanydı; anlamını çıkarmış olsa-
nız gerek, bu demektir ki, o toplumlarda da belirte-
yici öğe 'd/n'di uzun süre; Hıristiyanlık, bütün ku-
rallan ve kurumlanyla Batı'lı toplumlara 'hükmedi-
yor'; krallar, imparatoıiar bile, Papa'nın önünde baş
egiyordu. O dönemlerde Batı'iı toplumlarda, ay-
dınlann bilim ve edebiyat dili neydi dersiniz? Lâtin-
ce, yâni Incil'in dili!
Batı'lı toplumiann, 'ümmet' aşamasından 'mil-
lef aşamasınageçmesi, Merkantilizm'le başlamış;
Burjuvazi'nin toplumsal sınıf olarak, ülke ülke, ege-
menliği ele geçirmesiyle, sonuçlanmıştır. O zaman,
ne görüyoruz, birer ikişer 'laikleşiyohar': Papahk'ın
etkisinden sıynlıyorlar; Calvin'cilik, Luther'cilik gi-
bi, büyük mutezile hareketlerine gidiyortar. Bu ara-
da Latince de ortaklaşa kültür dili olmaktan çıkı-
yor; her millet kendi dilinden bir kültür bileşimi, bir
sanat bileşimi kurmaya yöneliyor. Fransızlar Fran-
sızca'yı; Almanlar Almanca'yı; Ingilizler Ingilizce'yi
yüceltiyorlar.
Bilimin ve dilin, genellikle kültürün, Kilise ve Din
denetiminden çıkması, Rasyonalizm'in (Akılcılığın)
egemenliğini sağlıyor; bu da elbet 'pozitif bilimle-
rin gelişmesine, yeni keşif ve icatlara, giderek 'En-
düstri Uygartığı'na! Bat'lı ülkeler, tektek, kendi ulu-
sal ünitelerini gerçekleştirip, sanayileşmeyi izleye-
rek, Emperyalizm aşamasına vardıklarında; içlerin-
de yaptıklan 'ulusal' bileşimi; geri kalmış, henüz
'ümmet' aşamasındaki toplumlara 'evrensel' bir
bileşim imiş gibi sunuyorlar. Bu toplumlan, küttürel
yönden de yozlaştınp, sömürebilmek için, bir oyun-
lan.
Buraya kadar, tamam mı?
Ümmet'ten millet'e intlkal...
Doğu'lu toplum, diyelim 'Osmanlı Toplumu',
henüz 'ümmet' aşamasındadır; ortaklaşa de-
ğerler 'dinsel' değeıierdir; ortaklaşa bilim ve kültür
dili Arapça'dır; toplumda 'mutlak egemenlik', ay-
nı zamanda 'Halife' ('Papa') olan Padişah'ın elin-
detoplanmışbulunuyor. Bu toplum, henüz Rasyo-
nalizmçağınavarabilmiş bir toplum olmadığından,
-başka bir deyişle; alt-yapısı henüz bir milleti oluş-
turacak özellikleri kazanamadığından-, Emperyalist-
ler ona musallat olacaklardır, gelişmtş saydıklan, ken-
di küttürlerini, 'aynen' benimsetmeye çalışacaklar-
dır; eğer Osmanlı toplumundan bazı aydınlar çıkar
da, bu 'aşılama' yabancı kültürü benimserse, bun-
lar 'Komprador' kültürün 'yozlaştırdığı' adamlar-
dır, toplumlarıyia ilişkileri kopar, 'yabancılaşırlar*.
'Emperyalist' bir kültürü benimsemek, 'emper-
yalist' bir ekonomiyi benimsemek kadar bok-
tan, aşağılık bir şeydir, bunda tereddüt yok, yal-
nız...
Doğu'lu toplumlar, bu arada 'Osmanlı Toplu-
mu1
da, 'ümrnef aşamasından çıkacak, 'millef aşa-
masına geçecektir, ne olacaktır o zaman, peki; 'üm-
met' kavramı içinde nitelikleri eritilmiş milletler, dil-
leri ve özgül kişilikleriyle, 'ulusal bileşimleri'ni ger-
çekleştireceklerdir. Arapça ortaklaşa kültür dili ol-
maktan çıkacaktır; dahadaönemlisi, pozitif bilim-
lerin geliştirilmesi, bunun tekniği uygulanabil-
mesi icin rasyonel (quartesien) bir kafa gereke-
cektir. Işte bu 'evrensel' olan tek şeydir, yâni Vön-
tem' din, 'metottur. Bunu alıp geleneksel kültür
ve sanat mirasımızın verdiği malzemeyi kullanarak,
şimdiki toplumsal koşullanmıza uygulayacağız, bun-
dan 'millet' olarak, 'ulusal bileşimi'mo. çıkacak.
Evrensel' olan, metot1
tur...
j Ik andığım 'Batacılık'tır, 'komprador' kültürüyle
1 'yozlaşmakt\r, yaratıcı bileşimden, (terkip, syrrthe-
se) uzaklaşmaktır. Tanzimat'tan Mustafa Kemal'e
kadar yapılan odur; Mustafa Kemal'den sonra,
günümüze kadar yapılan da, odur. Ikinci söyledi-
ğim, Türkiye'yi bir ulus, Türk Kültürü'nü ve sa-
natnı 'ulusal bir bileşim' yapma çabasıdır ki, ya-
ratıcıdır, sadece yöntem olarak, cağdaş Rasyo-
nalizm'i ('Hayatta en hakiki mürşit ilimdir
1
) alır,
'çağdaş' koşullann, 'çağdaş' sanat ve kültürü-
nü yaratr. Bu, potansiyel olarak, Mustafa Kemal
döneminde var olmuştun ufak tefek, uygulanma-
sına da çalışılmıştır; 'çağdaşlaşma' budur, işin
doğrusudur.
Peki ya onu yapacak yerde, 'gelenekseli sürdür-
mek' iddiası, onu nereye koyalım?
rrttp://www.prizrna.net.tr/AlLHAN
httpy/www.bilgtyayınevi.com.trJailrıan
Faks/O-212/26019 88