25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erlnç 0 Genel Yayın Koordmatörü: Hikmet Çetinkaya # Yaznşleri Mudurü: lbrahim Yüdız • Sonımlu Müdür: Fıkret tlkiz 0 Haber Merkezi Mudürü. Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser tstıhbarat. Cengjz Yıldınm 0 Ekonomi: Ozlem Yüzak 0 Kültur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Dûzeltme Abdullah Yazıct 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu Ilhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktıy Kurtböke. Hikmet Çetinluna, Şükran Soner, lbrahim Yüdız, Orfaan Burak, Mustafa Balbay, Hakan Kara. AnkaraTemsılcisi Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7 hat), Faks 4195O270tzmirTemsılasi:SerdarKızık, H.ZıyaBiv. 1352 S.23Tel.4411220, Faks:4419117 0 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğju, Inönü Cd 119 S.No.l Kat:l,Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü Cstün Akmen 0 Koordmatör: Ahmet Kornlsan • Muhasebe: Bulent Yener0tda- re: Hüseyin Gflrer 0 Bilgı-lş- lem Nail tnal 0 Satış: FazUet Knza MEDYA C: • Yönetun Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gülbin Erduran 9 Koordınatör Rcka Işranan • Genel MûdürYardımcısı. SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Yayımb\an \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yaymcılvk A.Ş Ttırkocağı Cad 39 4İ Cagaloglu 34334 lstanbu! PK: 24« - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (O/212)512O5OSt20haıı Faks: 10 212ı 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 29 KASIM 1999 tmsak:5.28 Güneş: 7.00 Öğle: 11.59 tkindi: 14.23 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.11 Rusya'daki moda şova büyük ilgi • Haber Merkezi - Rusya'nın başkenti Moskova"da devam eden moda günleri ilgiyle izlenmeye devam ediyor. Çeşhii ülkelerden Moskova'ya gelen modacılann kreasyonlan Moskovalılar tarafından beğeniyle karşılandı. Birbirinden gûzel mankenler ise taşıdıklan kıyafetler kadar ilgi çekti. TÜBİTAK Havelsan işbirliği • Haber Merkezi- Türkiye'nin uygulamalı araştırmalar yapan bilim ve teknoloji merkezi TÜBtTAK-Marmara Araştırma Merkezi ile askeri yazılım geliştirme alanında uzmanlaşmış Havelsan A.Ş. arasında Bilişim Teknolojileri alanında işbirliği başlatılıyor. Bu bağlamda ilk adım olarak "Hareketli Sistemlerde Engel Sezme ve Erken Uyan" konusunda Batı Avrupa Ortak Askeri Sa\Tinma Projeleri çerçevesinde, TÜBlTAK- Marmara Araştırma Merkezi Bilişim Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Çoklu Ortam Sistemleri Grubu ile Havelsan A.Ş. araştıncılan ortak çalışmalara başlayacak Erkeklerde sertleşme sonunu • İstanbul Haber Servisi- lstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroandroljı Merkezi Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, Türkiye'de yaklaşık 5 milyon erkekte sertleşme sorunu bulunduğunu bildirdi. Hattat. yaptıklan araştırmaya göre, 40-70 arasındaki erkeklerin yûzde 69'unda sertleşme sorunu bulunduğunu söyledi. 'Vardiyalı sistem olumlu' • İstanbul Haber Servisi - İstanbul ll Sağlık Müdürü Mecit Çalışkan, Istanbul'da 6 hastanede pılot uygulaması başlayan "vardiyalı sistem"in olumlu sonuçlar verdiğini ileri sürerek gündüz hastanelerdeki yığılmalann azaldığmı bildirdi. Çalışkan, uygulama ile hem kadro fazlası hekimleri çalıştırdıklannı, hem de hastaneleri 8 saat daha fazla kullandıklanm belirtti. Bergamalılar eylem yaptı • BERGAMA(AA)- lzmir'in Bergama üçesinde Eurogold'u protesto eden köylüler, Çanakkale-lzmir karayolunda konvoy oluşturdu. Çevre Yürütme Kurulu Başkanı Oktay Konyar'ın başkanlığında Ovacık Çamköy meydanında toplanan köylüler, başta siyanürle altın araması yapacağı belirtilen Eurogold firması olmak üzere, uluslararası tahkim yasası. atom santralı, Hemşin Hidroelektrik Santralı ve Çan Termik Santralı'nı, teneke çalarak protesto etti. Başbakan Schröder, Türkiye'nin başvurusu halinde insan haklarına dikkat edeceklerini söyledi Ahnanya'nm Leopard II sıknıüsıGÜRAYÖZ BONN-Türkiye'nin Leopard II tanklanna yönelik isteği, Al- man hükümetinin başına dert ol- du. Almanya" ya giden ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın Türkiye'nin 14milyarmarkıbu- lan bu tanklan satın almaya ka- Tarlı olduğu, sorunun Ankara açısından çözülmüş bulunduğu. geride kalan tartışmalann sade- ce Alman iç polıtikasını ilgilen- dirdiği yolundaki açıklamalan, Almanya'daki koalisyon hükü- metinin küçük ortağını yeniden sarstı. Hıristiyan Demokrat ve Hıris- • Türkiye'nin ithal etmek istediği Leopard II tanklanyla ilgili olarak Ankara'dan yapılan her açıklama SPD-Yeşiller hükümetine ömür biçenleri sevindiriyor. Mesut Yılmaz'm açıklamalan, Yeşiller'i yine kanştırdı. Öte yandan Der Spiegel'in "Türkiye ve Almanya tank satışı konusunda anlaştı" haberi yalanlandı. tiyan Birlik partileri yetkilileri ile görüşmeleryapmak üzere Al- manya'ya giden Mesut Yılmaz'ın sözleri üzerine bir açıklama ya- pan Birlik 90/Yeşiller Sözcüsü Anrje Radcke. partisinin Türki- ye'ye silah ihraç edilmesine ke- sinlikle karşı çıkacağını hatırla- tırken, koalisyon protokolünün çiğnenmeyeceğini de vurguladı. Protokol geregi tank satışı gibi te- mel ilkeleri ilgilendiren önemli sorunlarda hükümet partılerin- den birinin üzerinden atlamanın mümkün olmayacağını kayde- den politikacı, Mesut Yılmaz'ın ifadelerini şaşkınlıkla karşıladı- ğını söyledi. Radcke, Tankuı Ankara'ya test için gönderilme- si. görûnen o ki. tam bir maska- rabk" diye konuştu. Der Spiegere yalanlama Öte yandan Almanya Dışişle- ri Bakanlığı sözcüsü Andreas Michaetis, dün Alman Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Der Spiegel dergisinde yer alan, '•Koalisyon ortaklan Tûrkiye'ye verilecek tanklar konusunda an- laştı'' ıddıasının uydurma oldu- ğunu söyledi. Almanya'ran Rheda- Vfeidenb- rück kentindeki Sosyal Demok- rat Parti (SPD) delegeleriyle bi- raraya gelen Almanya Başbaka- nı Gerhard Schröder, Tûrkiye'ye tank verilmesi için insan hakla- n konusuna dikkat edileceğini kaydetti. Görüşmede, bir dele- genin insan haklan nedeniyle Tûrkiye'ye tank verilmemesini istemesi üzerine Schröder, "Tür- Idye'den bize 1000tankkonusun- da bir başvuru olmadı. Bu ne- denletanklann verflip verilmeme- si konusunda karar almamızsöz- konusu degildir. Böyle bir başvu- ru olduğunda insan haklanna dikkat edeceğiz" dedi. Alman- ya'da yayımlanan Der Spiegel dergisi, sosyal demokrat ve ye şillerden oluşan hükümetin, Tür- kiye'yetanksatışı konusunda üç koşulun yerine getirilmesine bağ- lı olarak anlaştığını öne sürmüş- tü. Derginin pazartesi günü ya- yımlanacak sayısında yer alan haberde SPD'li Başbakan Ger- hard Schröder ile Yeşiller Parti- si üyesi Dışişleri Bakanı Josch- ka Fischer'in, Tûrkiye'ye 1000 adet Leopard II tankı verilmesi- ni üç koşula bağladığı kaydedil- di. Der Spiegel. sözkonusu koşul- lann, "Abdullah Öcalan, Kürt konusuw Kfcns Rıım Kesimi* nin AB'ye tam üyeüğT konulannı içerdiğini iddia etti. 'Şımank' Kızüonlu Korosu Kültür Bakanuğı'nın katkılan. Çankaya Rotary Kulübü ve Türk- Rus Öpera Bak Dernegi'nin organizas\onuyla başkente gelen. 'Kızılordu Korosu" adıyla bilinen, •Rus Ordu Korosu ve Dans Topluluğu', Atatürk Spor Salonu'nda muhteşem bir gösteri sundu. Uzerlerinde ünifornıaJan bulunan koro. ilk olarak tstiklal Marşı'ru salondakilerİe biıiikte söyledi. Daha sonra Rusya Ulusal Marşı'nı okuyan koro, Rus halk şarkılannın yanı sıra Tanju Okan'ın •Sarhoşum' parçası De Tarkan'ın 'Şımank' parçasını Türkçe seslendirdi. e-posta: tan (« prizma. net. tr Türk mucit 'Buluşuma kendimde inanamadım' İstanbul Haber Servisi - Amerika'da gerçekleştirdiği "Karbon fiun kaplama" bu- luşu ile sûrtünme katsayısı- nı 0.001 ile normalden 800 defa daha düşük hale getir- meyi başaran Türk mucit Dr. AH Erdemir. bu buluşa baş- langıçta kimsenin, hatta ken- disinin dahi inanamadığını söyledi. Teknolojik geüşme- lere ayak uyduran ülkelerin 21. yüzyıhn ileri ülkeleri ola- cağını vurgulayan Erdemir, "Tûrkiyedeartıkteknotojigp- liştirebair halegetaıeüdir, ta- şuna suyla değinnen dön- mez" dedi. CNR Otomotiv Fuan'nın konuğu olarak Istanbul'a ge- len Erdemir, bir seminer ver- di. Geliştirdiği karbon türü- nün sürtünme katsayısının neredeyse sıfira yakın oldu- ğuna dikkat çeken Erdemir, en çok kullanım alanı mo- torlar olan buluşunun, Ame- rikan teknoloji çevTelerinde flaş haber haline geldiğini, birçok ödüle layık görüldü- ğünü anlattı. Erdemir, buluşun pratiğe dönüştürülmesi halinde bü- yük kazançlar sağlanabile- ceğini, ancak adaptasyon ve mükemmeliyet için zamana ihtiyaç bulunduğunu vurgu- ladı. Erdemir, borikasitin hem gres yağına hem de motor yağına katkı olarak ilave edi- lerek sürtünme katsayısının azaltılmasına ilişkin buluşu- nun da ticari şekle dönüştü- gunü söyledi. Amerikalıla- nn araşürma çalışmalan için mılyonlarca dolar harcadik- lannı anlatan Erdemir, "Bu- luş elde edilirse miKarlarca dolar elde edi>oriar. Ehima- da ileri teknolojide kullandan ucuz icatlar pek kalmadı" dedi. Erdemir'in buluşu uzay araştırmalan ve araç üreti- minde kullanılabilecek. TÜBlTAK ödüllü öğrenci Amerika'da eğitim alıyor Dk Türk astronotu yetişiyor SÖYLEŞİ ATTİLA ILHAN NEW YDRK(AA)-Lisedeyken ge- zegenler ve uydular konusunda yaptı- ğı çalışmalarla TÜBÎTAK ödülünü ka- zanan Cemocan Yeşil adlı Türk öğren- ci, ABD'nin en gözde üniversitelerin- den MIT'te (Massachusetts Institute of Technology) aynı başanyı gösterınce. geleceğin astronotlannı ye- tiştirme çabası içindeki Amerikan Hava Kuvvetle- n'nin dikkatini çekti. 1981yüındaNewYork'ta doğan Cemocan Yeşil, uzay ve astronotluk konulanna duyduğu ılgı>i şöyle anla- byor "Uçakveuzay konulan benim için hepöncdiklhdLAv'ailkinişiie ilgili oku- duklanmveizkdiklerim. hayattaki he- deflmi bu konu üzerinde yoğunlaşor- mama sebep oldu. Bu alandaki ilk cid- di çalışmalanm ortaokul 3. sınıfta baş- ladı. İlk projem .\pouo-ll'in Aj "a ini- şryieUgiliydive büyük ilgigördü. Bu pro- je\i Mars'a vapılabilecek insanlı bir yokulukla ilgili teorik projem iztedi. Aynı yd model roket yapunı alanoıda- ki çaüşmalaruna basladım ve kaü ya- latla çahşan ve paraşütk yere inebflen iki kademefi model rokeüer yapüm." Lisede, sınıf arkadaşlanyla birlikte 'Model Roket Kulübü' kuran Cemocan Yeşil, en büyük hayalinin NASA'da ast- ronot olmak olduğunu biien arkadaş- lannın kendisine 'Neil Armstrong Jr' adını taktıklannı belirtiyor. • Üniversite eğitiminin yaru sıra askeri eğitimini de sürdüren Yeşil, gelecek yıl astronotluğun ilk adımı olan uçuş eğitimlerine başlayacak. Yıne lıse yıllannda hazırladığı ast- ro-fızik projesinin yanı sıra "gezegen- lere göktaşı çarpmalanna yönelik tah- min yöntemİeri' ile TÜBrfAK Lisele- rarası Fen Proje Yanşması Birincılik Ödülü'nü kazanan Cemocan Yeşil, bu ödülü. tSTEK Vakfı'nın özel başan ödülünün izlediğini kaydediyor. Arka- daşlanyla bırlıkle askeri amaçlı olarak canlı görüntü kaydedip bunu uydu ve- ricisiyle yerdeki alıcılara yollayabüen bir de roket inşa ettiklerini vurgulayan Yeşil, ABD'ye gelmeden önce Istan- bul'da Hava Harp Okulu ve tTÜ'de konferanslar vermeye davet edildiğini belirtti. NASAfletanışma Cemocan Yeşil'in NASA ile tanış- ması, 1997 ve 1998 yaz aylannda ka- hldığı, MTT'in 'UzavSistem- leri Laboratuvan'nda' gös- terdiğı üstün başan üzerine gerçekleşti. Uzay Sistemle- ri Laboratuvan'nda birlikte çahşüğı Prof. DavidMiDer'ın tavsiyesi üzerine MIT'e ka- bul edilen Cemocan Yeşil. "MtT'e kabul edildiğimde hedefîmi asrronot olmak ya da en azuıdan NA- SA'da çahşmakolarak kesin şekilde be- lirlemiştim" şeklınde konuştu. Bunun sonucu olarak MIT. Harvard Tufts ve Wellesley üniversitelerinin ortak olarak yürüttükleri Hava Kuvvetleri Yedek Subay Eğitim Programı'na dahil edı- len Yeşil, üniversite eğitiminin yanı sı- ra askeri eğitime de başlamış oldu. Ye- şil, bu bağlamda bazı askeri hava üsle- ri ve ABD Savunma Bakanlığı Penta- gon'da askeri eğitimlere katılıyor. EN ÇOK GELEN tSTEK: KOC4MI DA KAYBEDEBİLİR MİSİNtZ? Copperfield uçuyor, uçuruyor İstanbul Haber Servisi- Dünyaca ünlü sihirbaz David Copperfield. inanümaz gösterileri kadar o>r unculuk gücü, sahne hâkimiyeti, espri yeteneği, izleyicileriyle kurduğu sıcak iletişim ve kıvrak zekâsıyla da Türk göstensiyle alıyor. Müzik eşliginde spotlar sahneye yöneldiğinde Copperfield, kollanndan bağlı genç bir kadının kurtulmasma yardım ediyor. "Özgüriüğüne" kavıışan kadınla Copperfield iki cins arasındaki tutkuyu kısa ama muhteşem bir dans izleyenlerinden büyük beğeni topluyor. Sihir dünyasında bugüne dek gerçekleştirilmiş en iyi illüzyon olarak kabul edilen "sahnede uçma" numarasını tstanburdaki gösterisinde de yineleyen Copperfield, gösterisinin sonuna doğru, "Her gittiğim ülkede benden hep aynı şe> istenir. Çok sayıda kadın, 'Acaba kocamı da kaybedebilir misiniz' diye sorar'' esprisinin ardından sahneye aldığı 13 izleyiciyi bir platform üzerindeki sandalyelere oturtuyor. Sonra, platformun üzerine beyaz bir perde iniyor, küçük bir patlama ve kıvılcımlarla birlikte perde bir iki saniye sonra kalktığında platformda sadece boş sandalyeler görünüyor. Ancak, Copperfield, en çok alkışı Passion (tutkû) adlı ünlü gösterisiyle anlatıyor. Ardından. bu kez Copperfield'in kollan bağlanıyor ve üzerinde bulunduğu platform perde ile kapanlarak yukan çekiliyor. Platform sahnenin tavanına yükseldiğinde bir patlama ve etrafa saçılan kıvılcımlarla birlikte perde düşüyor. O an Copperfield'i bekleyen gözler genç kadınla karşılaşıyor. Copperfield ise sahnede genç kadının yerinde görünüyor. Ve saniyelik bir şaşkınhktan sonra salon alkıştan inliyor. Copperfield, sihirli gösterileri kadar çalışma dısiplini, oyunculuk yeteneği, parlak zekâsı ve verdiği insani mesajlarla izleyenlerin gönlünde taht kuruyor. Türkiye'ye gelmeden önce bir süre Türk dili ve kültürü üzerine çalıştığı anlaşılan Copperfield izleyicilerle sıcak iletişim kuruyor. Gösterisıne ortak ettiği izleyicilerden Setim ısımli kişiye sık sık "SeMm sebm" diye takılan Copperfıeld diğer kişilere de benzer espriler yapıyor. Gösterinin sonunda anne ve babasını izleyicilere tanıtan Copperfield Amerika dışında gittiği her ülkeye anne ve babasını da götürdügunü belirterek "Sevdikkrinizin, yanınızdakilerin kıymetini iyi büin" çağnsıyla gösterisini bitiriyor. Copperfield'in yeni hizmete giren Mydonos Gösteri Merkezi'ndeki 5 günlük şovu bu gece sona eriyor. 'Osmanlı' Konusunda İnce Ayar'f Çağa Ulaşmak', Ne Demek?!.. (Eski Rusya da, Ismail bey Gasprinskiy'/n Ce- did yandaşı Türkçüleh 'çağdaşlaşma'yı savunurtar- dı; Kadimistler ise, Buhara Şeriatçılan, Cedid'/e- rin hasm-ı bi-âmanı; bilir misiniz ki, Çariık, daima Kadimistler'den yana olmuştur: yâni Türk'ü ve Müslüman'ı, 'Geçmişte' tutmaktan yana! Ben de tuhafım, bunu söylemek için (Eski) Rusya'ya git- meye ne gerek var; 'Çağdaşlaşma' yandaşı, Mü- dafaa-i Hukuk ve Kuva-yı Milliye'ye karşı; Hali- fe/Padişah Vahdettin, Devlet-i Aliyye'y/, olduğu gibi Ingirtere Devlet-i Fehimesi'ne teslim etmek- te tereddüt etmemiş, aynca, '... manevi (hilafet) gücünü, Müslümanlann bulunduğu ingliz sömür- gelerinde, Ingiltere'denyana kullanma' taahhü- dunegırmişti.(Bkz. 'SınaAkşin, istanbul Hükümet- lehveMillı Mücadele', s. 572. Cem Yayınevi, 1976) XIX. yy Islâmlığı, bir sömürge Islâmlığıdır: Hali- fe/Padişah, Şeriat / korumak gerekçesiyle, ülkenin ekonomisini Emperyalizrn'e açar; peki, XX. yy Is- lâmlığı, başka türlü mü? Ürdün Krallığı, ya da Su- udi Arabistan, size hangi çağnşımlan yaptinyor. 'Üm- met 'parametreleri' içinde, bir 'inanç' toplumu için; ülkeyi, 'küreselleştirmek'! Fakat, niye gerçeği gör- meyelim: XIX. yy 'ilericiliği', acaba ne kadar 'çağ- daş'tı; 'çağdaşlaşmayı' ne mertebe öngörmüştü? Osmanlı, Rus, Acem ya da Çinli, onlar 'ilericiliği', üst/yapısal düzeyde almışlardı; yâni, 'Emperya- list'in 'komprador' kültürûnü, 'çağa ulaşmak' sanı- yorlardı: Bunun, neticede, aynı ekonomik tutsaklı- ğı getirdiği, tecrübesiyle sabittir: Dtşardan örnekara- maya gerekyok, hem Tanzimat ve Meşrutiyet bu- nun kanıtıdır, hem de, Mustafa Kemal sonrası, 'ye- ni' Türkiye! Ne yâni, işin başındakiler bile, ekonomiyi 'küre- selleştirmek'le övünmüyorlar mı?) Tark'ı fark edîn, lütfen... < Çağdaşlaşma' deyince, sık sık, iki şeyi birbiri- Vj'ne karıştırmış durmuşuz. Hâlâ karıştırıyoruz. Kültür 'emperyalizm 'ini, 'Komprador Kültürü'nü eleştirdim ya, bazılan çıkıyor, benim ne türden bir 'ulusal bileşim'ci olduğunu bilmediğinden; gele- neksel kültürün kayttsız şartsız savunucusu okju- ğuma hükmediyor. Yooo, olmadı: Peçetelerle hav- lulan birbirine kanştırmayalım. Durumu acaba, şöy- le aydınlatabilir miyim: Bat toplumları da, öncele- ri, 'ümmet' toplumlanydı; anlamını çıkarmış olsa- nız gerek, bu demektir ki, o toplumlarda da belirte- yici öğe 'd/n'di uzun süre; Hıristiyanlık, bütün ku- rallan ve kurumlanyla Batı'lı toplumlara 'hükmedi- yor'; krallar, imparatoıiar bile, Papa'nın önünde baş egiyordu. O dönemlerde Batı'iı toplumlarda, ay- dınlann bilim ve edebiyat dili neydi dersiniz? Lâtin- ce, yâni Incil'in dili! Batı'lı toplumiann, 'ümmet' aşamasından 'mil- lef aşamasınageçmesi, Merkantilizm'le başlamış; Burjuvazi'nin toplumsal sınıf olarak, ülke ülke, ege- menliği ele geçirmesiyle, sonuçlanmıştır. O zaman, ne görüyoruz, birer ikişer 'laikleşiyohar': Papahk'ın etkisinden sıynlıyorlar; Calvin'cilik, Luther'cilik gi- bi, büyük mutezile hareketlerine gidiyortar. Bu ara- da Latince de ortaklaşa kültür dili olmaktan çıkı- yor; her millet kendi dilinden bir kültür bileşimi, bir sanat bileşimi kurmaya yöneliyor. Fransızlar Fran- sızca'yı; Almanlar Almanca'yı; Ingilizler Ingilizce'yi yüceltiyorlar. Bilimin ve dilin, genellikle kültürün, Kilise ve Din denetiminden çıkması, Rasyonalizm'in (Akılcılığın) egemenliğini sağlıyor; bu da elbet 'pozitif bilimle- rin gelişmesine, yeni keşif ve icatlara, giderek 'En- düstri Uygartığı'na! Bat'lı ülkeler, tektek, kendi ulu- sal ünitelerini gerçekleştirip, sanayileşmeyi izleye- rek, Emperyalizm aşamasına vardıklarında; içlerin- de yaptıklan 'ulusal' bileşimi; geri kalmış, henüz 'ümmet' aşamasındaki toplumlara 'evrensel' bir bileşim imiş gibi sunuyorlar. Bu toplumlan, küttürel yönden de yozlaştınp, sömürebilmek için, bir oyun- lan. Buraya kadar, tamam mı? Ümmet'ten millet'e intlkal... Doğu'lu toplum, diyelim 'Osmanlı Toplumu', henüz 'ümmet' aşamasındadır; ortaklaşa de- ğerler 'dinsel' değeıierdir; ortaklaşa bilim ve kültür dili Arapça'dır; toplumda 'mutlak egemenlik', ay- nı zamanda 'Halife' ('Papa') olan Padişah'ın elin- detoplanmışbulunuyor. Bu toplum, henüz Rasyo- nalizmçağınavarabilmiş bir toplum olmadığından, -başka bir deyişle; alt-yapısı henüz bir milleti oluş- turacak özellikleri kazanamadığından-, Emperyalist- ler ona musallat olacaklardır, gelişmtş saydıklan, ken- di küttürlerini, 'aynen' benimsetmeye çalışacaklar- dır; eğer Osmanlı toplumundan bazı aydınlar çıkar da, bu 'aşılama' yabancı kültürü benimserse, bun- lar 'Komprador' kültürün 'yozlaştırdığı' adamlar- dır, toplumlarıyia ilişkileri kopar, 'yabancılaşırlar*. 'Emperyalist' bir kültürü benimsemek, 'emper- yalist' bir ekonomiyi benimsemek kadar bok- tan, aşağılık bir şeydir, bunda tereddüt yok, yal- nız... Doğu'lu toplumlar, bu arada 'Osmanlı Toplu- mu1 da, 'ümrnef aşamasından çıkacak, 'millef aşa- masına geçecektir, ne olacaktır o zaman, peki; 'üm- met' kavramı içinde nitelikleri eritilmiş milletler, dil- leri ve özgül kişilikleriyle, 'ulusal bileşimleri'ni ger- çekleştireceklerdir. Arapça ortaklaşa kültür dili ol- maktan çıkacaktır; dahadaönemlisi, pozitif bilim- lerin geliştirilmesi, bunun tekniği uygulanabil- mesi icin rasyonel (quartesien) bir kafa gereke- cektir. Işte bu 'evrensel' olan tek şeydir, yâni Vön- tem' din, 'metottur. Bunu alıp geleneksel kültür ve sanat mirasımızın verdiği malzemeyi kullanarak, şimdiki toplumsal koşullanmıza uygulayacağız, bun- dan 'millet' olarak, 'ulusal bileşimi'mo. çıkacak. Evrensel' olan, metot1 tur... j Ik andığım 'Batacılık'tır, 'komprador' kültürüyle 1 'yozlaşmakt\r, yaratıcı bileşimden, (terkip, syrrthe- se) uzaklaşmaktır. Tanzimat'tan Mustafa Kemal'e kadar yapılan odur; Mustafa Kemal'den sonra, günümüze kadar yapılan da, odur. Ikinci söyledi- ğim, Türkiye'yi bir ulus, Türk Kültürü'nü ve sa- natnı 'ulusal bir bileşim' yapma çabasıdır ki, ya- ratıcıdır, sadece yöntem olarak, cağdaş Rasyo- nalizm'i ('Hayatta en hakiki mürşit ilimdir 1 ) alır, 'çağdaş' koşullann, 'çağdaş' sanat ve kültürü- nü yaratr. Bu, potansiyel olarak, Mustafa Kemal döneminde var olmuştun ufak tefek, uygulanma- sına da çalışılmıştır; 'çağdaşlaşma' budur, işin doğrusudur. Peki ya onu yapacak yerde, 'gelenekseli sürdür- mek' iddiası, onu nereye koyalım? rrttp://www.prizrna.net.tr/AlLHAN httpy/www.bilgtyayınevi.com.trJailrıan Faks/O-212/26019 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear