25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
: KASIM 1999 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAM 19 rtanbul Üıme tocaelı Canakkale Imir Nanisa A/dın Cenizli PB PB PB PB PB PB PB PB 17 18 17 18 22 21 22 19 Sinop PB 17 Adana Samsun A 18 Mersın Trabzon A 18 Diyarbakır A Giresun A 18 Şanlıurfa Ankara PB 15 Mardin Eskişehir PB 14 Sıirt Konya PB 14 Hakkâri Sıvas PB 11 Van A 11 ZanguldaK PB 16 Antalya PB 26 Kars Yurdun batı kesım- len parçalı, bulutlu. Maımara ıle iç ve Doğu kesımler sa- bah saatlennde yer yer sisli. diğer yerter az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı kuzeybatı ke- simlerde bıraz aza- lacak, diğeryerlerde değışmeyecek. DIS Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y PB PB PB Y Y Y >- / 8 9 13 13 13 14 14 Berlin Y 16 Budapeşte PB 16 Madrıd PB 19 Viyana PB 18 Belgrad A 20 Sofya A 18 Roma PB 22 Atina A 22 Münih Y 13 Zurih Y 15 Şam Moskova Aşkabat . Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire A Y PB Y PB Y PB A 9 16 5 14 14 15 15 27 A 27 / ^ Parçalı bulutlu Bulut'u ^ Çok buMlu • Yağmurly Karlı ı Gök gurûltûlü GÜNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada feti diye halka yutturarak birinci parti konumuna gelen bir Başbakan; Bülent Ecevit! Demirel, Çankaya'daki konumunu 7 yıl daha sjrdürmenin peşinde. Ecevit, deprem sonrasına çözüm bulamayacak kadar beceriksiz bir hükümeti dört yıl daha işba- şnda tutmayı amaçlryor. Demirel'le Ecevit'in "vazgeçilmezler" arasında yer almaları tek bir nedene dayanıyor: Sürdürdükleri görevi devralacakların ortaya çık- maması! Çağdaşlığa soyunan yeni ve genç bir cumhur- başkanına gereksindiğimizi içeren görüşe verilen karşılık şu: "Yerine koyacak adam yok!" Başbakanlık için de aynı gerekçe geçerli. Oysa, Ecevit DSP'nin başından şu ya da bu ne- denle uzaklaşsa, kuşkunuz olmasın yeni başba- kanlar da çıkacak, yeni siyasal oluşumlar da ye- şerecek. 76'lık Ecevit'in 76'lık Demirel'le uzlaştığını son bir kez kanıtlayan ifadeler Başbakan'dan geldi. Cumhurbaşkanı'nın görüşlerini açıklamak ya da kimi görüşlerin üzerine gitmek için sık sık kullan- dığı TRTI'deki "Söylekurtul" programında özen- le sorulan soruyu Ecevit özenle yanıtladı: "Bu Meclis'ten bir cumhurbaşkanı çıkması şu sırada kolay değil. Meclis yapısı buna pek müsa- it değil" dedi. Ülkenin yazgısına egemen olan bir Meclis'i bir başbakanın bu denli küçümser görünmesi bir ya- na; Ecevit, Demirel'in görevini Mesut Yılmaz'ın önerdiği gibi üç yıllığına değil, 7 yıllığına uzatma- yı öneriyor, istiyor. Gerekli anayasa değişikliğini başarabilirlerse... Demirel ile Ecevit'in önüne günü kurtaran kimi devinimler yerine, dağ gibi bir sorun gelecek: Devleti yenilemek! 76'lık reformist heyyy! Demirel, yenileme veya değişim konularında, gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin, şampiyon. Sonuçta Çankaya'da kalmasını sağlayacak ana- yasal değişiklikler önererek -dediğine göre- "dev- leti yen/teme "nin öncülüğünü yapıyor. Son olarak tam bir reformist havasıyla "din ata- ğı"na giriştiğini, özel uçağında süreklî kottuk sa- hibi gazeteciler aracılığıyla duyurdu.. Daha önceleri din ve Kuran konusunda söyle- diklerini şimdilik konu yapmayalım. Demirel'in ürettiğini savladığı sosyal, ekonomik, toplumsal yenıliklerden sonra el attığı; askerin ve laik cumhuriyetçi aydının beğenisini kazanmayı amaçlayan son girişim: "Din devhminin motoru olmak". Kuran'ın artık çağa uygun yorumlanmasında öncülüğe soyunuyor. Genelkurmay Başkanı'nı dış iki gezıye alarak yeniden cumhurbaşkanlığını askerin desteklediği izlenimini verdikten sonra; belki de şimdi aynı ne- denlerle din konusunu güncelleştiriyor. Bir diğer amaç; azınlıkta olan radikal Islama kar- şı, mütedeyyin vatandaşa, aydın ve çağdaş kafa- lara otta! Sanki Istanbul'un Fatih ilçesinde cüppeli ve sa- nklı yobazı halletti Demirel. 28 Ekim 1999 günü Şişli'deki Atatürk Müzesi önünden çocuğu ile ge- çen fotoğraftaki kara çarşaflı kadını çağdaşlığa soyundurabildi de... Laikliğin son derece önem kazandığı şu günler- de Kuran yorumlannda çağdaşlık anyor.. "Cumhuriyet "te 25 Ekim 1999 günü yayımlanan başyazı, "Meclis 'te 82 Anayasası 'nın antidemok- ratik içeriğini değil de biçimini değiştirmeye yö- nelik girişimlerin vaıiığı ne anlam taşıyor" diye sorduktan sonra, şöyle diyor: "Merkez sağda ve merkez soldaki 'kıdemli po- litikacılar iktidardaki siyasal ömüıierini uzatmak için' anayasayı değiştirmekte inat ederierse, he- le bu amaçta dincilerle ittifak arayışlanna gireher- se, istediklerinden çok ters sonuçlar ortaya çıka- bilir." Güncel anlatımlara ve Cumhuriyet'in yargtsına katılmaz mısınız? Geç gelen adalet• Baştarafı 1. Sayfada Koalisyon ortakları arasında restleşmeye neden olan ve kamu- oyunda "Haluk Kırcı affi" olarak bilinen af yasa tasansi kapsamın- daki Bünyamın Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu'nun karar duruş- ması dün Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruş- maya. tutukJu sanıklar Adanalı. Osmanağaoğlu ile avukatlan ve müdahil avukatlan katıldı. Adanalı'nın avukatı YalçınKa- saroglu. cumhuriyet savcısının sı- kıyönetim mahkemesı dönemınde venlen karan esas kabul ederek müvekkili hakkında ölüm cezası istediğini belirterek, müvekkıli- nin tanık anlatımlan ve delıller dıkkate alınarak beraatına karar verilmesini istedi. Pişmanlık Yasası'nın anayasa- nın eşıtlık ılkesine aykjn oldugu- nu belirten Kasaroğlu. yasanın yalmz teröristlere bazı haklar ta- nıdığını, oysa eşitlik ilkesı uyann- ca yasadan herkesın yararlanma- sı gerektiğini öne sürdü. Sanık Osmanağaoğlu'nun avukatı Mus- tafa Aksoy. olayla ilgili olarak sı- kıyönetim mahkemelen döne- mınde 13-14 kişi hakkında dava açıldığını ve bunlardan bazılan- nın beraat ettiğini, bazılannın da ceza aldığını söyledi. Tanık Tunca> ? Özkul'un olay- dan sonra verdiği ifadeye göre olayda 2 silah kullanıldığını kay- deden Aksoy, Haluk Kırcı"nın ifa- desinı de okûdu. Aksoy, müvekkı- linin olaya kanşmadığının topla- nan kanıtlar ve tanık anlatımlan doğrultusunda kesınleştiğinı ileri sürerek olay tarihinde Ülkü Ocak- lan Derneği Genel Başkanı olan Muhsin Yazıcıoğiu ıle 2. Başkan Abdullah Çatb'nın olayla ilgili farklı beyanlarda bulunduklannı söyledi. Aksoy. 1980öncesindeinsanla- nn sol-sağ ve Müslüman olan-ol- mayan diye çeşitli kutuplara bö- lündüklerini belirterek "1980 ön- cesinde kahvelerin ve otobüslerin bile a\ nldığı bir ortamda iilke bir yerlere çekilmek istenmiştir" dedi. Aksoy, tanık Duran Demirkı- ran'ın ifadelerinin gerçeği yansıt- madığını iddia etti. Olayın olduğu yere gidip keşif yaptığını belirten Aksoy, hazırla- dığı olay yerini gösteren bazı ma- ketlerle tanıklann ifadelerini oku- du ve olay ı anlattı. Aksov. "Döne- min hâkim ve savcsı olay yerine 0- derek keşif yapsaydı durum fark- b olabilirdL Yalmz ortada bir ger- çek var. Olayı 4 kişi yapmış ve 7 ki- şideöknüş. Bu gerçeği kabul etme- üyfe" dedi. Aksoy, müvekkilinin kaçmış ol- masının suçu kabul ettiği anlamı- na gelmeyeceğinı öne sürerek Os- manağaoğlu'nun emniyette iş- kence görme korkusuyla saklan- dığını söyledi. Aksoy, kuşkunun sanık lehine yorumlayabileceği olasılığı da göz önünde bulundu- rularak müvekkilinin beraatına karar verilmesini istedi. Aksoy, maketleri de mahkemeye delil olarak sundu. Söz alan diğer sanık avukatlan da müvekkillennin beraatlannı ta- lep ettiler. Sanık Ünal Osmanağaoğlu e- sas hakkındaki savunmasında. bir insanın sevgi, saygı, hoşgörü ve hizmet çerçevesi içerisinde olma- sı gerektiğini belirterek "Böylebir katliam davasında yargılanmam ruhumu derinden yaralı\or. Btz insanlan düşüncelerinden dolayı öldürecek kadar gaddar olama- yız" diye konuştu. Sanık Bünyamin Adanalı da e- sas hakkındaki savunmasında. suçsuz olduğunu ileri sürerek be- raat istedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Koçak, verilen kısa bir aradan sonra sanıklar Osmanağaoğlu ve Adanalı'nın Türk Ceza Kanu- nu'nun "teammüden adam ökliir- me" fiilini içeren 450/4. madde- sıne göre 7'şer kez ölüm cezasına mahkûm edildıklerini bildirdi. Hafıfletici neden bulamadıklannı belirten Koçak. cezalann ayn ay- n infazına karar verdiklerini açık- ladı. Koçak, gıyabı tutuklu sanıklar Mahmut Korkmaz ile Kadri Kttr- şat Poyraz'ın dosyalannın ise ay- nldığını bildirdi. Koçak, Susurluk kazasında ölen sanık Abdullah Çatlı hakkın- daki davanın ise TCK'nin "sann ğın öliimü"" hükmünü içeren 96. maddesine göre ortadan kaldınl- dığını kaydettı. Haluk Kırcı, daha önce aynı da- vadan yargılanmış ve o da 7 kez ölüm cezasına çarptınlmıştı. Da- ha sonra cezası eksik hesaplana- rak tahliye edilen Kırcı. Susur- luk'ta ortaya çıkan çetenin en önemlı isimleri arasmda yer al- mıştı. Kırcı, uzun aramalardan sonra yakalanmış ve Eskişehir Özel Tip Cezae\ i'ne gönderilmiş- ti. 1978"de, 8 Ekim'i 9 Ekim'e bağlayan gece Ankara Bahçelie\ - ler semtinde yaşayan TİP'li 7 genç. Serdar Alten. Latif Caıı. Sa- lih GüvencL Faruk Ersan. Efraim E/gL Hürcan Gürses \e Osman Nuri L'zaia, dönemın Ülkü Ocak- lan Genel Başkan Yardımcısı Ab- dullah Çatlı'nın da katıldığı bir eylemle işkence yapılarak öldü- rülmüştü. 1980 öncesi MHP'nin hukuk danışmanı Ali Yurtaslan. cinayetin dönemın MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'ın, "Bahçelievler bLzim için güvenli bir yer olmalıdır" talimatının ar- dından gerçekleştınldiğini öne sürmüştü. 'Toplumsal vicdan rahatlayacak' Müdahil a\ukat Erşen Şansal, adaietin geç de olsa tecelli ehniş olmasının toplumsal vicdanı ra- hatlatacağını belirtti. Şansal, "22. senesindedir katliam. Ama bu ka- dar zamandan sonra bile, Türki- ye gibi bir > ıgın faili meçhul dava- lann kamuo\Tjnda hâlâ kanayan yara biçiminde kalan davalar ya- şanırken bir nebze de olsa kamu- mıınu rahatlatır diye düşünüyo- rum" dedi. Çıkanlması beklenen af yasa- sından 30 kişinin yararlanacağı- nın söylendiğini anımsatan Şan- sal. şunlan söyledi: "Bunlar gerçeğe a>kın laflar- dır. Çünkü bunu diyen insanlar, bunlar kim olduğunu açıklamalı- dıriar. Kamuo>una göz kararta- rak anlatma biçimidir bunlar. Kır- cı afn di>e adlandınldı bu iş. Bu- nun adını doğru ko>alım. Affın adı 'Bahçelievler katliamı sanıklan- nın affVdır. Sadece Kırcı değil, mahkûmiyet karan verilen 2 kişi de çıkanlması beklenen af kanu- nuyla aynı kapsamdadır. Bugün- kü noktada mahkemenin verdiği karardan sonra kamuo) undan ne tepki alınır onu bir görelim. Ka- muoyunda rahatlatma yarattıysa çıkanlacak af, işte o tepkiye de mevdan okumaktır." Ma\i Akım imzaya doğruI Baştarafı 1. Sayfada dı. Rus gazına gereksinimi- miz \ar. Rusya \atinmlara başladığını bildiriyor. Bu durumda Rusya'yı daha fazla bekletmenin pek bir yaran yok" görüşünü ilet- tiği kaydedildi. Ancak Mavi Akım projesi için ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın devreye girerek Moskova'da Rus yetkililerle bu konuyu ele alması. Türkiye ve yurtdı- şında rahatsızlıklara neden oldu. Mavi Akım ile ilgili ola- rak ilgili bakanlıklann yaklaşımı söyle: Enerji: Türkiye'nin 2000'li yıllardaki enerji gereksınımi 65 milyar metreküpü bulacak. Türki- ye bu nedenle enerji kay- naklannı arttırmalı ve çe- şitlendirmeli. Mavi Akım'dan gelecek doğal- gaza da gereksinimimiz var. Türkmenistan'dan ge- lecek olana da. Bu neden- le Rusya'yla anlaşmayı da- ha fazla geciktirmenin bir yaran yoktur. Dtşişleri: Türkiye, ener- ji otoyolu olma çabasında. Bakû-Ceyhan'ın yanı sıra Türkmenistan'dan gelecek Hazar geçişli doğalgaz enerji otoyolu. amacımı- zın gerçekleşmesi açısın- dan önemli. Yapılan yo- ğun görüşmeler sonunda Bakû-Ceyhan ıle ilgili son uluslararası anlaşmalann 18-19 Kasım günlerinde yapılacak AGIT Zirvesi sırasında imzalanması ko- nusunda önemli adımlar atıldı. ABD ve Azerbay- can'dan yoğun siyasi des- tek alıyoruz. Ancak bu ül- keler Mavi Akım projesi- ni. kendi projelerini sekte- ye uğratacak bir gelişme olarak değerlendiriyorlar. Eğer zirveye 15 gün kala bu protokol imzalanırsa si- yasi destekte bir sorun ya- şayabiliriz. Öte yandan. Türkiye Cumhuriyeti. uluslararası imzalara attı- ğı anlaşmanın arkasında- dır. Dolayısıyla Rusya ile ek protokol AGİT sonra- sında da imzalanabilir. Maüye: Mavi Akım pro- jesinin fınansman maliye- tini azaltacak vergı düzen- lemelerine yönelik proto- kolün imzalanması, proje- nin bir an önce gerçekleş- mesi için gerekli. Ekonomi: Türkiye ile Rusya arasındaki ekono- mik ilişkiler Rusya'da ya- şanan büyük ekonomik kriz nedeniyle çok gerile- di. tki ülke arasındaki tica- ret hacmi geçen yılın ilk 5 ayında geçen yılın aynı dö- nemine göre yüzde 70 azaldı. Türkiye'den Rus- ya'ya ıhracat bu yılın ilk 6 ayında 300 milyon dolar- da kaldı. ilk 6 ay verileri- ne göre, Rusya'dan Türki- ye'ye ihracat sadece yüz- de 10 geriledi. Bu durum ticaret dengesini Türki\e aleyhine çevirdı. Eğer Türkiye ıle Rusya arasın- da Mavi Akım anlaşma- sıyla ilgili ek protokol im- zalanırsa; bu, ticaretin art- ması için psikolojik bir et- kı yaratabilir ve ticaret hacmi istenilen noktaya ulaşabilir. 15 Aralık 1997'de imzalanan anlaş- maya göre Türkiye, Rus- ya'dan 2000 yılında 500 milyon metreküp doğal- gaz almaya başlayacak ve bu miktar2007"de 16 mil- yar metreküpe ulaşacak. Projenin Rusya toprak- lanndan ve Karadeniz'in altından geçen bölümünü Gazprom şirketi, Samsun- Ankara kısmını ise Stroyt- ransgaz-Öztop-Hazneda- roğlu konsorsiyumu ger- çekleştirecek. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Susurluk'un silah deposu... Aklınıza ne gelirse. Bir ülke düşünün ki her şeyi bu ka- dar ortalıkta saçılıp dökülsün, her şey bu kadar gizlenip örtülebilsin! Resmi kayıttara göre, Susurluk'la ilgili hüküm giyen ilk ve tek kişi, 3 Kasım 1996'da, dönemin Istanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, DYP Şanlıurfa Mil- letvekili Sedat Edip Bucak, katliam sanığı Abdullah Çatlı ve sevgilisi Gonca Us'u taşıyan Mercedes'in çarp- tığı kamyonun şoförü Hasan Gökçe oldu. Gökçe, "ted- birsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek" suçundan 3 yıl hapts, 945 bin lira para cezasına çarpt- nldı. Ötekı davalar devam edıyor. Aranan kişıler aylar son- ra nerede olduklannı bildirip teslim olmak için randevu ve- riyor... Tutuklananlar birkaç ay içeride kalmadan tahliye ediliyor... Siyasilerin hazırladığı raporlar son kullanma ta- rihi dolunca rafa kaldmlıyor... Biri yetmezse başka bir ra- por daha hazırtanıyor... Hakkında soruşturma açılan mil- ietvekilleri yeniden seçilerek dokunulmazlık zırhına bürü- nüyor... Gidiş "delil çokluğundan beraat" olarak görünü- yor... Gelinen noktayı özetlersek şöyle diyebiliriz: "Biraz gen gidildi..." örneğin Mehmet Ağar ve Sedat Edip Bucak'ın dos- yalan Yargıtay, DGIvl, Danıştay. Içişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı arasında uzun süre gelip gitmiş, sonunda do- kunulmazlıklan kaldınlmıştı. Arkadaşlar yeniden millet- vekili seçildiler, yeniden dokunulmaz oldular! Meclis, Susurluk halkalanndan biri olmakla suçlanan Haluk KırcTyı da nasıl yargılanm diye değil, nasıl affede- rim diye tartışıyor! Kırcı'ya özel af ciddi tartışmalar yaratıyor, ama Susur- luk'un öteki kahramanlan da "doğal af kapsamı içinde! Evcil dört ayak üzerinde Susurluk'un güncel kahramanı ise Erol Evcil. Bir yıldır Bursa'da yaşayan Evcil'in ele geçirilmesinin kararlaştınl- masından sonra başlayan sorgusu devam ediyor. Genel kanı şu: Evcil konuşursa pek çok vahşi olay aydınlanır! Içeriden gelen bilgiler çelişkilı. Avukatlan susma hak- kını kullanacağını söylediler. Ancak, Evcil'in ifadeleri ışı- ğında gözaltına alındığı açıklanan kişilerin sayısı gıderek artıyor. "Evcil'in ilk ifadesi" diye başlayan haberier doğrulan- madı. Ama Evcil'in aktif yaşamındaki bağlantılannın bili- nenden daha denn olduğu anlaşılıyor. Bunlan dört gru- ba ayırabiliriz: 1 - Devletle bağlantılar. Bunun içinde milletvekilinden üst düzey bürokrata kadar geniş bir yelpaze var. 2- İş âlemiyle bağlantılar. Evcil'in kurduğu işler, spor ku- lübü yöneticiliğine kadar götürdüğü ilişkiler bunlan orta- ya koyuyor. 3- Bankalarla bağlantılar. Bir devlet memuru birkaç yüz milyon lıra kredi almaya kalksa, banka önce soyağa- anı ister, sonra sülalesinın malvarlığını, tapusunu, maaş bordrosunu dosyaya koyar... Asker kaçağı Erol, bir çırpı- da 150 milyon dolardan fazla kredı alabiliyor. 4- Yeraltı bağlantılan. Malki cinayetinin üzerindeki per- deyle örülü ilişkiler aydınlatıldığında konunun bu yanını daha iyi göreceğiz... Bu dört maddeye bakıp şunu söyleyebilir miyiz: Erol dört ayak üzerinde! Bugüne kadar yaşananlar, neyazıkkı, "Erol'adörtkol- dan soruşturma" değil, "Erol dört ayak üzerinde" tanı- mını akhmıza getiriyor. Yanılmayı diliyoruz... Susurluk'la ilgili arada bir havaya açılan davalar, sume- nin altına doğru yürütülen derin soruşturmalar da bize ya- zının başlığını anımsatıyor. Ayakkabıyı çıkarmadan çorap- lan yıkamaya çalışıyoruz... Bu kadar çok temizlik ayaklanmızı üşütecek... Kafamıza dikkat! retmene Aliyev'e 'AtatürkBartş Ödülü' verüdi ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Atatürk Uluslarara- sı Banş Ödülü. Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel tara- fından Azerbaycan Cumhur- başkanı Haydar Aliyev'e dün törenle verildi. Aliyev, Bakû- Ceyhan petrol boru hattına ilişkin anlaşmanın AGİT zir- vesinde imzalanacağını söy- ledi. Cumhurbaş.kanı Demirel, Atatürk Uluslararası Banş Ödülü'nün verilmesi nede- niyle Çankaya Köşkü"nde düzenlenen törende, Ali- yev" in "20. yüzyıla damgası- nıvuran şahsivetler arasında- ki haklı yerini uzun yülar ön- ce almış büyük bir devlet vesi- yaset adamı" olduğunu söy- ledi. Azerbaycan'ın bugün Haydar Aliyev, ödülünü Cumhurbaşkanı Süle> man Demirel'den aldı. (Fotoğraf: AA) karşısındaki en büyük meselenin Yukan Karabağ ihtilafı olduğuna işaret eden Demirel, bunun da- ha fazla vakit kaybedilmeden, ancak ülkenin çı- karlan da en gerçekçi biçimde korunacak bir şe- kilde halledilmesi gerektiğini vurguladı. Azer- baycanlı şair Bahtiyar Vahabzade'nin şiirini oku- yan Demirel'irı tanhteki ilk Azerbaycan Cumhu- riyeti'nin kurucusu MehmetEmin Resulzade'nin " Yüksekn bayrak bir daha inmez" sözlerini oku- yarak "İnmeyecektir de" diye konuşması alkış- larla karşılandı. Demirel, Türkiye'nin Azerbay- can'dan desteğini ve katkısını esirgemeyeceğini belirterek "Bizim dostluğumıız ebedidir, sarsıl- mazdır ve başkalan tarafından bozulması da mümkün değildir. Saynı Aliye>; bölgemizin banş, istikrar ve refahına yapmakta olduğunuz büyük hizmederi tarih önemle kaj dedecektir" dedi. Aliyev, Atatürk'ün rölyefi işlenmiş altın kap- lama gümüş bir plaket. altın ödül rozeti, berat ve bin Cumhuriyet Altım'ndan oluşan Uluslararası Atatürk Banş Ödülü'nü Demirel'in elinden al- dı. Aliyev, Atatürk'ün adını taşıyan bu ödülü al- manın kendisi için büyük bir şerefolduğunu kay- detti. Aliyev, "Ben hayatım boyunca çok ödül al- dmı. Ancak, Türki\e Cumhuriyeti'nin ve özellik- lede Türkiye'nin önderi Atatürk'ün adını taşıyan banş ödülünü almak benim için en yüksek mü- kafardr" diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk öldükten sonra onun vasiyetine ve ilkelerine sahip çıktığı- nı ve onun yolunda ilerlediği- ni söyleyen Aliyev, Ata- türk'ün Türkiye'yi dünyanın en önemli ülkeleriyle eşdeğer kıldığını kaydetti. Haydar Aliyev. Atatürk'ün güçlü bir ordu yarattığına işaret ederek "Türk ordusu güçlüdür ve Atatürk'ün vasiyetine daima sadık kalmışnr. Bu bizim için bü>ük bir iftihar nedenidir'* diye konuştu. Aliyev, Azerbaycan'ın her fırsatta Bakû-Ceyhan boru hattının gerçekleşmesine des- tek verdiğini, birçok devletin yaptığı baskılara direndikle- rini kaydetti. Bakû-Ceyhan hattına ilişkin son gelişmele- ri özetleyen Aliyev, AGİT zir- vesi sırasında boru hattına ilişkin anlaşmanın imzalana- cağını vurguladı. Haydar Aliyev, konuşmasının ardından Demi- rel'e Azerbaycan'da Demirel için hazırlattığı bir kitabı ve Demirel'in hayatım konu alan video kasetlerini hediye etti. Banş ödülü törenine TBMM Başkanı Yıkünm Akbulut, Başbakan Bülent Ecevit Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Krvnkoğlu. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Başbakan Yardımcısı ve Enerji vc Tabiı Kaynak- lar Bakanı Cumhur Ersümer, Anayasa Mahke- mesı Başkanı AhmetNecdetSezer, Bakanlar Ku- rulu üyeleri, ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz, Yargıtay Başkanı Sami SeJçuk ve kuvvet ko- mutanlan ile diğer çagnlılar katıldı. Dolora ve Marka bile Otomatik Günlük Faiz! EGEBANK Müracaat: En Yalan Egebank Şubesi. YIL 2000 SORUNU YOK. Egebonk Gcncl Mûdürluk: B u y u k d e r e C o d . S o 1 0 4 E s e n t e p e 8 0 2 B 0 I s t Tel: ( 3 1 2 ) 3 3 6 5 0 5 0 Faks- ( 2 1 2 ) ~~". Î 3 0 : e - p o s t o I t ' a e g e b o n k . EGEBANK ühürlüyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear