25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 KASIM 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER A\ıupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkilatı İstanbul Şartı'run, 1990 Paris bildirgesini 'aşması' gerekiyor 'Paris Şartı' ııııutııMıı ıııu? OKTAYEKtNCİ Yüzyılın son uluslararası zırvesi ola- rak tanıtılan AGtT (A\Tupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkilatı) toplantısıyla ilgili ki- mi haberleri izleyenler, dûnya liderleri- nin sankı sadece "Çeçenistan'' olaylan- nı ya da •'Karabağ" sorununu göriişmek için ülkelerindeki onca sorunu bırakıp tstanbul'a geldiklerinı sanabilırler Hele bu zirveye "davet edflen" sivil toplum kuruluşlannın "listesne" göz atanlar, beş kıtadan devlet başkanlan- nm, başbakanlann ve sayısız üst dûzey diplomatın "Balkanlar'danOrtaasya'va kadar Türk kökenti halklarm nasl ezfl- dikierini" milliyetçı derneklerle dertleş- mek içın buluştuklan kanısına da kapı- labilirler. Böylesi gözlemlere ABD Başkanı Clinton'ın Efes ve Ayasofya zıyaretine ait "tam sayfa" fotoğraflı haberler ve Monica'yı unutmak ısteyen kansıylakı- zının altmda "kuğu gUHter" yazılı resim- lenyle İstanbul'daki alışvenş görüntüle- n de eklendiğınde AGlT'i "anlayabü- mek" içın gazetelere sanlanlar, licterle- rin "furizm zir\tsF için İstanbul'u ve Türkiye'yi seçtiklerini dûşûnebilirler. Oysa 63 ülkenin katıldığı AGİT bu- luşmasının "anlam ve önemi" ne eski Sovyet ülkelerinde bugün yaşayan ırkçı çekişmeler karşısındaki Rusya'nın tutu- munu tarhşmak ne de sivil toplum adı- na milliyetçi ideolojilerin propagandası- nı yapıp tarihi ve turistik yerlerde dolaş- mak. AGlT zirvesinin hem Tûrkiye, hem Avrupa, hem diğer ûlkeler ve hem de "evsahibi kent" İstanbul açısından "de- ğerini" bilebilmek ve bu zirveye katıl- manın yanı sıra "ev sahibi" olmanın da "•sorumluluğunu" kavrayabilmek icin öncelıkle 21 Kasun 1990 tarihli AGIK (Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Konferan- sı) kararlanm ve bu kararlarla ilan edi- len Pıris Şarü'nı yenıden okuyup öğ- renmek gerekiyor. Eğer "beDeÛer" bi- raz zorlanırsa. Türkiye'nin Paris'teki AGİK zirvesine hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakan düzeyinde kaükhğı, hatta Paris Şarn'nı da bütün ülkeler tek bir devlet büyüğüyle imzalarken Turgut Özal \ e Yddinm Akbulut aralannda an- laşamadıklan için "çift imzayla'' onay- ladığı hemen anımsanacaktır. Ne var kı eğer yine bellekler zorlanır- sa, bu "katmertionaya" rağmen aynı Pa- ris Şartı'run taraf ülkelere yüklediği so- rumluluklar konusunda 9 yıldır "bir ar- U çüncü bin yıla girerken teknolojik gelişme nedeniyle tüm dünyanın ortak konuşur hale geldiğine ve gelenekleri yansıtan kültürel değerlerin korunmasının da bu amaçla çok önemli olduğuna değinen Hillary Clinton, "Kültürel değerlerimizi koruyacak olan çocuklardır" dedi. Hillary Clinton, Perge antik kentini ve Aspendos 'u gezdi 'Tarihimi-jçocuklarkoruyacak* BÜLENTECEVtT ANTALYA - ABD Başkanı Bill Clinton'ın eşi Hiliary ve lu- zı Chdsea, Antalya'da Perge an- tik kentini ve Aspendos Antik Ti- yatrosu'nu gezdi. Kûltür Bakanı IstemihanTatay'ınbulundu&uzı- yarette Hillary Clinton, "Biz ABD olarak Türkiye"nin geniş. kültüretmirasnıvekahnolannın güvenliğini sağiamaya devam edeceğz. Kültürel oer yağmao- hğını önkmek temei hedefimiz- djr" dedi. Bayan Clinton da eşi gibi Atatürk'e övgüler düzdü. Aspendos Antik Tiyatro- su'nda "Dünva Kültûr Değerle- rinin Korunmast" içerikli bir ko- nuşma yapan Hillary Clinton, Atatürk'ün kültürel degerlere verdiğj öneme değindi. Clinton, Atatürk'ün "devlet başkanı &• masaydı kûltür bakanı ohnayı terdh edeceğine" ilışkın sözleri- ni anımsatarak, buradaki tarihi yerleri ve müzeleri ziyaretinden sonra. Atatürk'ün neden kûltür bakanlığı görevini istedığini da- ha iyi anladığını söyledi. Anka- ra Anadolu Uygarlıklan Müzesi ve Efes antik kentini çok beğen- diğini, Ayasofya'ya hayran kal- dığını, Topkapı Sarayfnın da sonsuz odalannı keşfetnğini be- lırten Hillary Clinton şöyle dedi: "Çok enteresan ve önemli bu kültürel mirası korudoğu için dünya Türk halkma borçhıdur. Bu getişme, Atatürk'ün \izyonu ve Atatürk ruhuyia geiişen Tür- kiyefleortaya çıknuşür. Atarürk 1920'de bir yandan Mecüs'i kur- mavacahşırkenbiryandanda Es- ki Eserler Müdürlüğü'nü kur- muştur. Atarürk bu konuyu uiu- sal önceHk görmüştüıf Üçüncübin yıla girerken. tüm dünyanın ortak konuşur hale gel- diğıni ve gelenekleri yansıtan kültürel değerlerin korunmasının da bu amaçla çok önemli olduğu- na değinen Hillary Clinton, "Kültürel değerlerimizi koruya- cakolan çocuklardır. Her çocuğa bir tarihi eser emanet edip so- rumluluk verüraeu. Küçük de ol- sa bu konuda para verilip ooun korunmasınısağlamasınıisterae- Hyiz. Bu. çocuklarunızın küJtür- k'rini unutmamasıru ve koruma- sını sağlayacakür" dedi. Hillary ve Chelsea Clinton' ın bir günlük Antalya zıyaretinde ılk durak olan Perge antik kentinde gaze- tecilenn çanta, fotoğraf makine- leri ve kameralan, özel eğitimli bir köpeğin denetiminden geçti. Daha sonra dagörevlilercekont- rol edildi. Bu arada gazetecileri taşıyan otobüste bir kelebek tipi bıçak bulundu. Bıçağın bulundu- ğu yerde oturanın kadın gazete- ci çıkması üzerine korumalar olayı fazla ciddiye almadılar. pa boyu bfle yol ahnmadığı" dahası, Pa- ns Şartı'nın o günden bu güne kimsenin "akhna bfle gelmedigT kolayca görüle- cektir. Işte böylesi bir "ihmalkârhk" ve "unutkannk" (!) içinde şirndi AGtT'e ev sahipliği yapan Türkiye'nin hiç değilse resmi söyleminde Paris Şartı'dan yine dem vurmazken dünyayı yakından izle- diklenni belirten büyük gazetelerimızde ve AGtT özel programlan yapan göste- rişli TV kanallanmızda da 21 Kasım 1990'da attığımız çifte imzanın 'içeriği'' gûndeme bile getirilmiyor. ÇevrİB-kûMr-demokrasi Peki, neydı Pans Şartı ve neydi bütün imzalayan ülkeler gibı bıze de yüklediği evrensel görevler? Buincisi; ekonomik özgürlüğün, mut- laka "toplumsal adalet" ve "çevTeden so- rumluluk'la bırlıkte ele alınması ve eğer bu ikı koşulla bırlikte yaşama geçırildiği takdirde "refahın" da sağlanabıleceğı gerçeğinı görmek; her türlü kalkınma ve hizmet politikasını bu gerçeğe göre belir- lemek. tkincisi; "kûkürd künKkterin" ve bun- lara ait vazgeçilmez değerler olan *ta- rihsd ve mimari miraan". e\Tensel ban- şı, dayanışmayı ve "birükte kalkınmayı" aynı kımlıkler ıçıresınde gerçekleştiril- mesinde "ortak zenginlikler" olarak ko- runmasını ve yaşatılmasını sağlamak. Cçüncüsü ise "demokrasivr de ışte bu evTensel değerlerin ve ortak mirasın ya- rattığı "insanhkkazanımlanna" değer ve öncelik veren; bütün insanlann ve bütün kültürlenn "eş savgmhkta'" olduğu bilin- ciyle güçlendirilmiş bir "hukukun üstün- lüğü" ilkesinın güvencesi altında savun- mak ve gelıştirmek. 1990'da verilen sözter Şimdı gerek Türkiye gerekse diğer 62 ülke. istanbul gibi dünyanın en güçlü kül- tür ve uygarlık merkezlerinden bırinde yûzyılın son zirvesi için AGİT buluşma- sıyla bir araya gelirlerken acaba yukarda özetlenen Paris Şartı ilkeleri için geçen 9 yılda ne yaptılar, ya da ne yapamadılar? Yine hem Cumhurbaşkam Sülevman De- mird hem de diğer ülkelerin devlet ya da hükümetbaşkanlan. Istanbul'dan 2000'li yıllara göndermeler yapacak tarihi ko- nuşmalannı hazuiarlarken 1990 Paris bu- luşmasındakı "sözteri" de acaba anımsa- yacaklar mı? Bütün bu AGtT zirvesırtdcn çok yansrması g^rekırken ışte ziflJfHE ve geçiyor,fleresmi konuşmalarflP^ffi ba- sına yansıyan değerlendirmelerde Paris Şartı'nın vurgulamalan yer alıyor. Eğer lstanbul'un da tıpkı Paris gibi AGtK sürecinde tarihte iz bırakması is- teniyor ve sıradan bir evsahipliği görevi- nin ötesınde evrensel misyonlar üstlenıl- mek önemseniyorsa hiç değilse tstanbul Şartı'nın bu eksikliği gidermesi ve Pans Şarb'ndan çok daha ilen, "199O'ı aşan" bir kûltür ve demokrası vizyonunu içer- mesi gerekiyor. Merakla bekliyoruz. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Atatürk'ün Kûltür Devrimi Atatürk. ölümünden iki yıl önce şöyle demıştı: "Tür- kiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür." Birçok özdeyişleri var. Ama bu, onlar içinde özel bir yere sahip. Bir büyük devrim, bundan daha güzel ve özlü bir bi- çimde anlatılamazdı. • • • Kemalist devrim, her şeyden önce bir "kültür devri- mi" idi. Çünkü geri kalmış ülke devrimleri her şeyden önce bir kültür devrimi olmak zorundadır. Bir Fransız devriminde, toplumun attyapısı çoktan değişmişti. Kapalı tanm ekonomileri geride kalmıştı. Feodal beyler güç yrtirirken sanayi ve ticaretin güç ka- zandırdıklan öne çıkmıştı. Kıriar boşalryor, kerraer gelişiyordu... Yeni bir düzen kurulmuştu. Yeni koşullann yarattğı, bir "yeni insan" söz konusu ıdi. Fransız devrimi, temelde, "eskimiş kunım"\an yeni- lemekten öte bir anlam taşımaz. Yanı, o değişen yapı- ya ayakbağı olmaktan başka bir anlamı kalmamış olan kurumlan... Oysa Anadolu devnmınde, ne değişen alt- yapı vardı, ne de yeni altyapının ürünü olan "yeni in- san".. Fransa'da devrimi "yeni insan" gerçekleştirdi. Türkiye'de ise devrim, "yeni insam" yarattı. Yeni insan da "yeni altyapı"y\\ Gelişmiş ülkelerin devrimcileri, değişmenin arkasın- dan yüriırter. Geri kalmış ülkelerin devrimcileri ise de- ğişmenin önünden... Birisi katardır, birisi lokomotif. ••• Kemalizmin erek aldığı "yeni insan", nasıl bir insan- dı?_ "Üreten, hakça paylaşan, özgürce düşünen, kendi kendiniyönetebilen" bir'msan... "Kü/luktan "yurttaşl\- ğa geçmiş olan bir insan! Atatürk'ün, devrimin temelini oluşturduğunu söyle- diği "kûltür" nasıl bir kültürdü? • • • Laik, demokratik ve ulusal bir kültür. Laiklik, sorunlara aklın ve bilimin ışığında çözüm ara- yabilme yolunu açıyordu.. Demokratiklik, -kadın erkek eşitliği dahil- eşrtliği ve özgüriüğü içeriyordu... Ulusal- lığın ise iki yönü vardı. Bir yandan, kendi tarihsel köklerine ve özkültürüne kadar gitmek... öte yandan, o "ulusal öğeleri" -Ata- türk'ün uygarlık olarak nitelendirdiği-evrensel kültür de- ğerieri ile beslemek. Ve giderek varsıllaşan ulusal kültür ile uygaritğa kat- kı yapmak. ••• Atatürk'ün "kültür devrimi" -bazılannın öne sürdük- leri gibi- Anadolu insanını köklerinden koparmadı... Tam tersine, Osmanlı döneminde unutulmuş ya da unutturulmuş olan geçmişi ile buluşturdu. Ve küçüm- senmiş, horianmış olan "halk kültürü" ile tanıştırdı. Atatürk şu sorunun yanrtını araştınyordu: "TürklerinAnadolu'da biraşiretten birdevlet kurma- lan olanaksız olduğuna göre, bu olayın gerçekyönü na- sıl açıklanmalıdır?" Bir yandan Anadolu'nun tarihi ve geçmiş külturieri - binlerce yıl öncesine giderek- bir bütün olarak ele alın- dı ve benimsendi... Bir yandan, Türklerin tarihi Orta As- ya'ya kadar uzanarak araştınldı... Bir yandan da, Arap ve Fars kültürünün etkisi altın- da yozlaşmış Osmanlı aydınının kültürü değil. özgülKj- ğünü koruyan halk küttürü öne çıkanldı. Tarih devrimi, dil devrimi, harf devrimi, okuma sefer- beriiği, halkevleri, halkodalan, köy enstitüleri, folkJor araştrmalan, hatta müzik devrimi... Hep -bu ulusallık- tan evrenselliğe yönelen- "kendine dönüş "un köşe taş- landır. • • • Atatürk için Batılılaşma bir "amaç" değildi. Sadece bir "araçtı. Taklidin hertürüne karşıydı. Çünkü, "çağdaşlaşabil- mek" için "yaratıcı olmak gerektiğine inanıyordu. Atatürk'ün kültür devrimini "Batılılaşma" sananlar, Kemalizmi hiç mi hiç anlamamışiandır! (Cumhuriyet, Kasım 1995) Oramiral İlhami Erdil 'Rotamız çağdaş Türkiye'yc erişmek' İstanbul Haber Servisi - Deniz Harp Okulu ve Deniz Li- sesi'nin 226. kuruluş yıldönümü törenle kutlandı. Deniz Kuv- vetleri Komutanı Oramiral tlhami Erdil, Türk donanmasının artık bir kıyı donanmasından açık deniz donanması haline geldiğini belirterek "Rotamız, Atatürk'ün çağdaş ve müref- feh Türkiye idealine erişim rotasıdır- dedi. Heybeliada'da bulunan Deniz Lisesi'nde düzenlenen tö- rende konuşan Oramiral Erdil, Türk tarihinın en uzun banş döneminin 76 yıllık cumhuriyet devri olduğuna dikkat çek- ri. Deniz Harp Okulu ve Deniz Lisesi'nin geride bıraktığı 226 yılın, dünya üzerindekı mevcut ülkelerin tarihinden daha uzun bir süre olduğunu vurgulayan Erdil, "Deniz kuvvetteri- ne sahip olan 163 ülke içinde Deniz Harp Okulu \e Deniz li- semizin bu tarihi zenginüğine sadece köklü ve güçlü denizci deviefler sahiptir. Dünj'anın hiçbir bahrhesi cumhurrset do- nanmanuzın gösterdi- Erzurum Işçiler ölüm sınırında ERZURUM/ANKARA (Cumhuriyet) - Erzurum Bü- yükşehir Belediyesi'nde çalı- şan ve 10aydır maaş alamayan Belediye-tş Sendikası'na bağ- lı işçilerin başlattıklan ölüm orucunun 3, gününde bir işçi hastaneye kaldınlırken diğer işçilerde derahatsızhklargö- rülmeye başladı. Ölüm orucu- na katılan belediye işçisi ts- mail Daji, aşın glikoz kaybı ve mide bulantısı nedeniyle am- bulansla SSK Erzurum Hasta- nesi'nekaldınldı. Aynı sendikaya üye 145 iş- çinin Erzurum'dan başla>'an yürüyüşkri Ankara'da tamam- landı. Işçiler, dün öğle saatle- rinde, EGO'nun Doğalgaz Abone lşletme Şefliği önünde Türk-fş Genel Başkanı Bay- ram Meral ve Türk-lş'e bağlı sendika genel başkanlan tara- fından davul zurna eşliğinde karşılandı. Işçiler, bugün Beie- diye-tş Sendikası Genel Mer- kezi'nden Türk-lş Genel Mer- kezi'ne yürüyecekler. ği nitel \e nicel geBşim hızma sahip olama- nuşdr" diye konuştu. 17 Ağustos depre- minde donanmanın büyük zarar gördüğü- nü bildiren Oramiral Erdil, 45 sanıyelik depremın tahribatının savaştan farksız oldu- ğunu belırtti. Gölcük Donanma Üssü'nün, sahip olduğu teknik lojistik, eğitim ve sos- yal altyapı imkânla- nyla kısa zamanda dünyanın sayılı üsle- rinden biri haline gel- dığinı ıfade eden Er- dil, hedeflerinin 16 Ağustos 1999 günü sahip olduklan savaşa hazırlık seviyesini idame ettirmek oldu- ğunu bildirdi. Donanmanın artık kıyı donanmasından açık deniz donanması haline geldiğini belir- ten Erdil. sözlerini şöyle sürdürdü: "De- niz Kuvvetlerimiz, geçmişte olduğu gibi, geiecekte de bu rotada a> nı azim ve iradeyle iierlevecektirr Ariston fırınlar aspiratö hediyeli... Ariston çamaşın bulaşık makineU SU ISltlCIİ hediyeli... uygun taksitlert sec ÜRÜNLER m»*,a*iHt,CBiıftnı ıw,ii.WiıW. WW»llwtr,1snK.Mİil W(gMllwt,»*Î5F«.aHıBriıt r,8+HHtt.0R*ıBrttf ])IMDwr um urunıer hemen teslimil TAJCStT I TOPUM •!'.••• uw PEŞtHAT + 6 TAKSİT PEŞBIH + 8 WKSİT . PEŞJIUT • 10 TMSTT TAKStT TOPLAM TUCSİT TDPUM UKStT TOPUM ıınu» mmim PEŞİMT+12UKSİTİ TAKStT TOPUM msum tımm 3SU»IJW ıtumm lunm mtsum iunım tımtm uurnm ımuwI74IUH ' U7UIJM ' TİBBS-OM numm tunmM i m » BUMJM JMS3JU 3H.1İ7JM 33JI5JM THB5JM 3Ut2J0» 4M.4MJM I IttSsUm 41J3UM 4(LU1M 3U21M SI4J71M I • :»ii •fTı-.t ımrTı ıt-fi-ı Imı-.t ı f v:ı ı » M'i ıi!iij-ın».i;:ı mtııv.'t ı m — uumm HSHM <MJWJW ttaum srun.t>> sutiM aunm SUJUM 57B7SÎJM Ü2KM ııjzueı 3a.auci n.mm • ısuttm nmm 34.H4JM ;44UaWB| 4UHM utırum rntım , u&njm I • •'.':• •§:•>.;.! ıP>nı..ıtııi:!i ııt'^ntı-'.-ı wınn ıın»ir>: ım1 ••< ı t ıi i t « u m niTMM nnn ıfîİMi' «•^•T~H->i' ı»;t-.< ı • :^^' ıı.-ntt ım-ı.j • ııin.iM tsLnua sLunjıJjtuaM nmm i ımıuııtUUJtm j 413.H0.WI SRSSJN HJKM S4.311MI 4IU35JI» I! ı.- i IFV m*'\t ıt!*. t->ln l>.*r-' • mınm :ı 4TjnUM , BH.ai3.M0l U.055JM 6H715.660 I 54.771JMI |TB.tt7JMİ «1U7JM I 5M.49UB I 4158UM 685-351.01 Emmo TUI>M_ »utıironaroı ınıu -••• :•• ı t - >';i n n ı - i ı 1» ' l I t '•' |1 ı.ü' i r i " l I EEIEIIEIFSZIJ HVIIıJ 0800 * 21140 42 21140 43 s*5< YMklU Saucı • TSE ••(trlillk ktlfMlm Mhlp TMtfl (apniı 1 » ytttM • •rvlı vt koıasuniı omm 650 M<vls ıltıum ARİSTONS i z i s t e y i n •rtntcrinia ı« o+e ooo - n-Uk ek bir I4«K* II. S yiU vzatabmnimit 0*uylı kitfl i(in OCRfTSlZ OANt$MA SEIVİSİ'll *«yi tn yakın ARISTOM rrnclU SEivtsl'tıi • rıyıkilirsinıı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear