25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-93 CASIM 1999 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 CrUNCELcÜlVEYT ARCAYÜREK • laştarafı 1. Sayfada fcadı • " ' - - Economik önlemlerde "kamuda öyle, özelde böye" anlayışıyla düzlüğe çıkılamayacağını özel sekör erbabının yüzüne pat diye söyteyiverdi. Ksacası an kovanına elini sokmuş. An beyleri adıra kimi medya yorumcuları Cottarelli ekibine söytemediklerini bırakmıyor. INF, hükümete dayatmalarda bulunurken ses çıka-mayanlar, aynı kuruluş özel sektöre uğrayın- CB "nüstemleke valısi edasıyla dolaşan bu adam kim' diye basbas bağınyor. Doğruları gösteren Güngör Uras'ın yazdığına göre; IMF heyeti "özel sektör eğer enflasyonun düşnesini istiyor ise" diye söze başlıyor ve iş dün- yamzı ayağa kaldıran mantığı söylüyor: "Eğer özel sektör hükümete inanıyor ise ve de 2O0C yılında enflasyonun yüzde 25 'e inebıleceği- ni görüyor ise, özel sektörde 2000 yılı için ücret ve fıyat artışlannı yüzde 25 ile sınırlamalıdır". Ekonominin düzlüğe çıkabilmesi için; "Ücret ve... î-yatar-tış-la-n-nı yüzde 25 ile sınıriandırma" koşdunun IMF tarafından özel sektöre bildirilme- si kopanlan kıyametin asıl gerekçesi. Zira, ış âiemimiz böyle önenleri pek sevmiyor. Bir zaman evvel Türk hükümetinin üretilen mallara as- gari ölçekte zam yapılması önensini konuşulacak değerde bulmamıştı özel sektörümüz... Fakat, benzeri biröneri IMFgibi uluslararası ku- aıluştan gelince... stand-by ve 2000 yılı bütçesi üzerindeki çalışmalanndan övgüyle söz edilen Cottarelli, bir saatte müstemleke valisi kılığına ve kimfiğine sokuluverdi. Bizde kıyamet, küçük ve büyük olarak ikiye aynlıyor. iş çevrelerine göre; hükümetlerle oynayan, öne sürdüğu koşulları kabul etmekte zorlanan hükü- metlerın başına gelenler küçük kıyamet. Ekonomıyi olumlu doğrultuda yürütebilmek için özel sektörün üstüne düşen görevlerı söylemek, hatta anımsatır olmak, büyük kıyamet! IMF'nin özel sektör çıkarması, bir bakımaoçev- relere egemen olan "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" felsefesinin de sonu demek. Çuvaldızla iğne Bu kesim, çuvald/zın hükümetlere, iğnenin ken- dilerine batınîmasına alışmış bir kez. "Kamunun üreteceği mal ve hizmetlerin fiyatla- n yüzde 25 enflasyona göre belirtenirken, özel sektörün ürettiği mal ve hizmetlerin fiyatlan yüz- de 25'ten fazla artarsa, ekonomide istenilen hu- zur ve istikrann sağlanamayacağını" öne süren IMF haksız mı? Bir başka ilginç sonuç daha kendiliğinden orta- ya çıkıyor: Dünya Bankası'nın, yetki kargaşasını önlemek için Türk hükümetinin görev bölüşümüne bile mü- dahale ettiğini Başbakan Ecevit açıkladı. Medyadaki demeçlerden biliyoruz: 2000 yılı büt- çesi IMF'nin hükümete bildirdiği koşullarla hazır- landı. Cottarelli "bütçenin tam IMFgörüşlerine uy- gun olduğunu" söyledi. Bu somut örnekler Türk hükümefırrînekOfiomi polıtıkalannın VVashington'dan yönetildiğini bir kez daha kanıtladı. Ne ki, artık özel sektörümüz de IMF'nin gözeti- mine giriyor. Devleti oluşturan kimı kurumlann bir ayağı Tür- kiye'de ise, diğer ayağı VVashington'da. Cumhurbaşkanı Demiret'in "Deprem vergisi adı kamuoyunda hoş karşılanmadı. Adını değiştirin, a- ma yeni vergiler salın " dediği rivayet olunuyor. Hükümet, Çankaya'nın uyansını dikkate aiarak "ek vergı" adı altında halkımızdan 4 katrilyoncuk toplamaya hazırlanıyor. Kuzu gibi halkımız seçeneksiz hükümetle, hü- kümetimiz IMF ve Dünya Bankası ile... Gül gibi geçiniyor. Böyyük devlet, böyyük! • ADD'ye kaıılı saldırı • Baştorafı 1. Sayfa- rek'in kanlar ıçindeki ce- sediyle karşılaştı. Dernek yetkilılerinin durumu bildirmesi üzeri- ne olay yerine gelen emni- yet yetkılileri inceleme ve soruşturma başlattı. Bom- ba olasılığına karşı olay yenneçağnlan bomba uz- manlannın beklenmesi nedeniyle ceset, cınayetin işlendiğı yerde uzun sûre bekletıldi. Şeriatçılar ve Fazilet Partisı seçmenlerinin yo- ğun olduğu Bağcılar ılçe- sinde geçen yıl şenatçıla- nn ışlettıği bır karate kur- su saptanmış, kursun ol- duğu yere giden basın mensuplan sakallı kişile- rin saldınsına uğramıştı. Fazilet Partili Bağcılar Belediye Başkanı Feyzul- îzin^arakyurtdış!nakt îtn O l a yd a n s o n r a ADDTflerdernekbinasıönündebasınaçıklamasyapö.(KEREM ILGAZ) Kaymakamı Cevdet Ekmekçfye. "Ata- marşlann buiunduğu kasetlerin lstanbul türkCumhuriyeti'ııde mchter marşı ça- bnmaz" diyerek tepki gösterirken töre- ne katılan askeri yetkililerin müdahale- siyle marşlann çalındığı teyp kapatıl- mıştı. Kaymakam Cevdet Ekmekçı, tıği için katılmadığı Bağcılar Meyda- nı'ndaki 10 Kasım Atatürk'ü anma tö- reninde ise mehter marşı ve kahraman- lık tûrküleri çalınmıştı. Bunun ûzerine CHP, DSP, İP ve ADD'liIenn de arala- nnda buiunduğu yurttaşlar, Bağcılar Valiliğı tarafından cumhuriyetin 75. yı- lı nedeniyle hazırlandtğını. törenın otga- nizasyonunun ise îstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlediğini söylemişti. Şeriatı Hukuka Sokma Çabalan... • Baştarafi 2. Sayfada kat çekici olan bır nokta da şudur: Cumhuriyete karşı çı- kanlar. karşıdevrimci)er,top- lumsal yapıda meydana geti- rilen bütün öteki değişiklik- leri bir yana koyarak, aslm- da bunlann bır çeşıt aracı ış- levine sahıp olan laıklik ıl- kesme saldırmayı yeğlemış- lerdır. Bu tavır nedensız de- gildır. Karşıdevrimcilerin amacı, dinın toplumsal ilişkiler ve kurumlar üzerindeki ege- menlik ve etkinliğını yeni- den kurarak poiitikanın ala- nını daraltmakü. Buradaki başan Cumhuriyetin kurucu kadrolannın meşruluk te- mellerini ortadan kaldıra- caktı. Aynca, bu ilkeyle ilgi- li olarak oluşmaya başlayan toplumsal onay da daha baş- teHgıçtaengellenmış olacak- tı. Atatürk'ün "irtka" adıy- la anılan davranışlar karşı- sındaki çok şiddetli tepkısi- nı anlayabilmek için bu nok- taya dikkat etmek gerekır Aradan bunca yıl geçtik- ten sonra, laiklık tartışması- nın ülkenin sıyasal günde- mınde hâlâ yer almakta bu- lunması da şaşırtıcı değildir. Koşullarda meydana gelmış olan köklü değışikliklere karşm, toplumda.dınin siya- set alanının dışında tutulma- sı konusunda kokleşmiş bir "geuel onay" henûz oluşma- mıştır. Böyle olunca, dın özgür- lügü maskesi altında hareket eden güçler, yenıden, dinin sıyasal alana yayılması biçi- mındekı asıl amaçlannı ger- çekleştirme faaliyetlerine gi- rişmişlerdir. Aslında Türkiye'de din özgürlüğüne karşı çıkan kimse yokturve bu özgürlük de anayasanın güvencesi al- tındadır. Ne ki, amaç bu 6z- gürlüğü elde etmek değil. bunu kullanarak. siyaset ab- nını işgaletmektir. Sonına bu açıdan bakılınca, anayasaya bağlılık andı içmiş bütün po- litikacılar için tutulacak bıri- cik yol, Cumhunyetin temel tercihı olan laiklık ilkesini ödün vermeden, inançla sa- vunmaktır. Bu açıdan okullara zorun- lu din dersi koymak, tarikat- lara göz kırpmak, öğrenim birliğinin yıkılmasına yo+- açacak uygulamalara çanak tubnak ne kadar yanlış ol- muşsa, şeriat hükümlerini şöyle ya da böyle mevcut la- ık sisteme "entegre" ederek karntayapıb bır hukuk düze- ni kurma önerisi de o kadar yanlış olacaktır. Politik kad- rolar, din özgürlüğü konusu ile laıklik ilkesini birbirine kanştırmakta devam ederler- se, çok geçmeden, üzerinde koşuşup durduklan politika zemininin altlanndan kayıp gittiğıni ve genye siyasal varlıklannın devamını ge- rektirecek hiçbir desteğın kalmadığmı göreceklerdir. 65 gunlük hapis cezası var Eski Devlet Bakanı Akkaya tutuklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Eski Devlet Baka- nı Kemal Akka>a, "taahhü- dûihlaT \e "malbeyanuıda buJunmamak" suçlanndan hakkında venlmış toplam 65 gunlük hapis cezası ne- deniyle tutuklanarak ceza- evıne konuldu. Asayiş Şube Müdürlüp lnfaz Büro ekiplerince dün Ankara Adliye Sarayı'na getirilen Akkaya, infaz sav- cısı HaülVeniçıkan'inhuzu- runa çıkarıldı Yeniçıkan, Ankara 1, 2 ve 3. İcra^Ceza Mahkemelerince "taahhü- dii ihlal" ve "mal be>anında bulunmamak" suçlanndan Akkaya hakkında verilmiş toplam 65 günlûk hapis ce- zasının infaz işlemlerini gerçekleştirdi. Tutuklanan Akkaya, Ankara Maskez Kapalı Cezaevi'ne gönderil- di. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada diler gibi sorulann da yanıtlan dava günü belli olacak. Ankara'daki gelişmelere dönme- den önce Evcil'in ikametine aynlan Kartal Cezaevi'ne Erol Bey için geti- rilen eşyalann listesini verelim: Çanak anten, televizyon, buzdola- bı, halı, ortopedikyatak, havlular, seh- paiar... Eşyalar durumu anlatıyor... Erol Bey'e 'çanak' tutulmuş, bilinen bir- kaç olay dışındaki Susurİuk bağlantı- lan 'buzdolabına' konmuş, arkadaşın ayaklanna 'halı' serilmiş, duruma or- topedik biçimde 'yatak'Uk edilmiş, Susurluk'a 'havlu' atılmış olmaması- nı dileyelim. Büyüklerimiz de 'seh- pa'y\ portatif kullanır, bazen idam için, bazen çerez için! Cezaevlerine oda tipi sistem geti- rilmesinın yoğun tartışıldığı günlerde, saft bu yöntemin sorunu çözmeyece- ğini vurgulayıp şu saptamayı yapmış- tk: Bugünkü anlayışı değiştirmeden o- da sistemine geçilirse, kimi cezaevle- rinde 4 kişilik odada 14 kişi ka/ır, kimi cezaevlerinde bir kişi 4 kişilik 2 oda- yı birleştirir, villa tipi konut yaptınr! Erol Bey'in durumu bunu doğrulu- yor. Doluluk oranının yüzde 10O'ü bul- duğu cezaevinde bir kişiye gonderi- len eşyalann bilineni bu kadar! Erol Bey bu eşyalan herhalde çok yataklı birkoğuşun köşesine koymayacak... Ankara'ya gelelim... Şu sözler Içiş- leri Bakanı Sadettin Tantan'a art: "Türkiye'yi soyanlar arasında say- gın isimler var... Arşivlere bakın; 1980'H yıllarda saygı duyduğunuz, halen de saygı gösterdiğınız isımlerin de bu soygun düzeni ıçinde bulundu- ğunu göreceksiniz... önünde ceket ilıklenen isimler soygun düzeninin ıçinde... Susurtuk'u Meclıs katletti!" Tantan bu sözleriyle şu noktalann altını çizmiş oluyor - Bugün Türkiye'de bir soygun dü- zeni vardır. - Buna kanşanlann arasında 1980'li yıllardan bu yana saygı duyulan isım- ter bulunmaktadır. - Bu kışiler soyguna katıldıklan hal- de saygınlıklan sünmektedir. - Kimi milletvekillerı bu kişilerın önünde ceket iliklemektediri Bu sözferi Meclis dışından birisi söylese: Mesut Bey, tuzluk görse mikrofon sanıp derin tümcelerle verir veriştirir: "Meclis'in saygınlığına gölge dü- şürme cüretine ginşerek Türkıye'yi nereye götürdüğünü bilmeyen gafıl- lerin gündeme getirdiği suçlamalara haklılık verme eğilimine girmek kadar rejimi yaralayıcı, siyaseti karalayıcı, Meclis Vhalkın gözünde paralayıcı bır tavırolamayacağınısöyiemeyibir gö- rev bildiğim gibi, bu kişilerin asıl amaçlannın ne olduğunu her fırsatta gündeme getirmek de boynumun borcu, her demecimin harcı olmaya devam edeceğim!" Kiralık mahkûm! Meclis'te buntarolurken Ankara'da iki adli olay daha vardı. Evcil'in yanın- da çalışan emekli emniyet müdürü Yusuf ılhan'ın kardeşi Yunus llhan Ankara'da yakalandı. Yunus Bey'in suçu basit. Arkadaş Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nde çalışırken zim- metine para geçirmek suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptınlıyor. Suç kesinleşince kendısi yerine ceza- evinde yatacak kiralık mahkûm an- yor. Vedat Erdoğan'la 40 bin dolar ve bir daıre karşılığı anlaşıyor. Olay 2 yıl 4 ay sonra açığa çıkıyori Ankara'da dün Susurluk-Evcil bağ- lantılannın başka halkasını oluşturan bir davaya devam edildi. Emniyet Ge- nel Müdurlüğu'ne hıbe edilen suikast silahlanyla bu silahlara ait susturucu- ların kaybolmasına ilişkin dava! Konuyla ilgilı ikı dava açılmıştı, dün bunlar birleştınldi. Tek dava, 15 sanık oldu. Dava konusu ne? Suikast silahlannın kaybolması. Nerede, ne zaman kaybolmuş? Emniyet Genel Müdurlüğu'ne hibe edildikten sonra! Yazıyı Meclıs'le noktalayalım. Hak- kında ıkı tutuklama karan bulunan es- ki Devlet Bakanı Kemal Akkaya, en son Meclis koridoriannda görükJü! Akkaya haklı... En güvenli yer diye düşünmüştüıi BOLOGNA BAMTELİ TAYFUN TALİPOGLU • ATATÜRK BELGESEÜ • BALIKÇI ŞUAYİPİN YAŞAMINDAN KISA BIR KESİT • HARRANLI KAOINUR BUAKŞAM 22:05 AB KAPISINDA CEM DUNA MERÂL GEZGİN ERİŞ VE TÜSİAD BAŞKANI ERKUT YÜCAOĞLU KÜRESELLEŞME VETÜRKİYENİN AB ÜYEÜĞİ AŞAMASINDA YAPMASI GEREKEN EKONOMİK DÜZENLEMELER 1905 23 Kasım Salı 19:00 Hemen iiye olun, yenilemenizi son giine bırakmayın! (0212)225 55 55 www cine5.com.tr sadece www.nfv.eom.fr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear