25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 KASIM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /ekonomi@cumhuriyetcom.tr 13 İntepnet masaya yatırdıyor • ANKARA (ANKA) - Türkiye'de Internet ile ilgili grup an bir araya getirerek Intenet'i tûm boyutuyla tanıtmak, geliştirmek ve tartışmak amacıyla dûzetılenen Inet-tr'99 Konferansı 19 Kasım'da başlıyor. Ankara Üniversitesi'nde yapılacak olan konferansta bilgisayar ağlan, Internet altyapısı, Internet ve medikal bilişim, yeni Internet teknolojileri, Internet'te Türkçe kullanımı gibi konular tartişılacak. Repo mevduatı soHadı • AiNKARA(ANKA)- Banka ve aracı kuruluşlann yurttaşlarla yaptığı repo işlemlerinin tutan yılın ilk sekiz ayında tasarruf mevduatindakinin çok üzerinde bir artış gösterdi. Repo, ocak-ekim ' döneminde yüzde 111.9 artarak 4 katrilyon 777.7 trilyon liraya ulaştı. Aynı dönemde bankalardaki vadeli-vadesiz tasarruf mevduatlannın toplamı yüzde 83'lük artışla 15 katnlyon 448.4 trilyon liraya çıktı. Ekim sonu itıbanyla repo, tasarruf mevduatının yüzde 30.9'u oranında bir büyüklük oluşturdu. -. ' Çarşı mağazasına ödül • tSTANBUL(AA)- Alışveriş Merkezleri ve Perakende Derneği'nce (AMPD), sektörde kaliteyi arttırmak amacıyla bu yıl ilk kez düzenlenen 'Yılın Perakendecisi' ödülünü Çarşı Mağazacılık AŞ kazandı. Başan ödülleri, -alışveriş merkezleri pazarlama dalında, "Sigarayı Capitol'de bırakın" kampanyası ile Capitol Alışveriş Merkezi'ne, perakende pazarlamacılık dalında da 'Mudo Garaj Sale' ile Mudo AŞ'ye, aynca eski bir fabrikayı yeniden değerlendirerek sektöre kazandırması dolayısıyla Profilo Alışveriş Merkezi'ne verildi. Kooperatiflep kaynak arıyor • ANKARA (AA)- Türkiye SS Yapı Kooperatifieri Merkez Birliği'nin (TİJRKKONUT), Konut Edindirme Yardımı Hesabı'nda bulunan kaynağın bir bölümünün TOK.I bütçesine aktanlmasına yönelik talebınden sonra Türkiye Kent Kooperatifieri Merkez Birlıği (TÜRKKENT) de 2000 yılı bütçesinden TOKJ'ye aynlan ödenegin 25 trilyon liradan 100 trilyon liraya çıkanlmasmı istedi. Hazine iki ihale düzenliyor • ANKARA (AA) - Hazine Müsteşarlığı, gelecek hafta iki ihale birden düzenliyor. Hazine. 16KasımSalt günü biri 3 ay vadeli bono, diğeri de 3 yıl (32 ay) vadeli tahvil ihalesi olmak üzere, aynı günde iki ihale birden yapacak. thraç tarihleri 17Kasıml999 olarak belirlenen ihalelerden bonolann geri ödemesi 16Şubat20OO, tahvilin geri ödemesi de 24 Temmuz 2002 olarak belirlendi. Bono ihalesinde 396 trilyon lira, tahvil ihalesinde de 750-900 trilyon lira arasında satış yapılması öngörülüyor. Fransa-hgittere et savaşı • PARİS (AA) - Paris ve Londra arasında devam eden "et savaşuıa" bir türlü çözüm bulunamıyor. İngiltere BaşbakanıTony Blair ve Fransa Başbakanı Lionel Jospinin çözüm arayışlan çerçevesinde iki gündür sürdürdükleri telefon diplomasisinin de bir sonuca ulaşmadığı bildirildi. AB Komisyonu Başkanı İtalyan Romano Prodi'nin, iki ülke arasındaki arabuluculuk girişimleri de sonuçsuz kalırken, şu anda gözler, 16 Kasım Salı günü Strasbourg'da yapılacak Avrupa Parlamentosu toplantılanna çevrildi. Dolar dafya dedi ' Dürryanın en değersiz paralan arasında yer alan Türk Lirası dah/a dedi Ankara serbest piyasasmda dün ilk kez 500 bin lirayı aşan dolar, TL karşısında 76 yılda. 625 bin kat değer kazandı. 1950'ü yıllarda 2.8 liradan islem gören dolar 1960 ihtilalinin ardından 9 liraya çıkmış ve 70'li yıİlara kadar bu düzeyde seyretmişti. 1970'li yıllann ortalanna kadar 14 liradan islem gören dolann, 1970'li yıllann sonundan itibaren Türk Lirası karşısındaki değer artışı hızlandı. 1980'ti yıllarda ise ekonominin Kberalleştirilınesi rûzgânna kapılan Türkiye'de en biiyük erozyon TL'de oldu. Art arda yapılan devalüasyonlar siyasilere \akın kişilerin kazanç kapısı haline gelirken dolar 1980'İi yıllann başındâ 100 lira sınınnı aşü. 5 Nisan karaıian TL'nin dolar karşısındaki erimesinin hıziandığı dönem oldu. 20 bin lira düzeyinden 45 bin liraya kadar Ornıanan dolar banka ve aracı kurumlann batmasına ve binlerce bankazede ve borsazedenin ortaya çıkmasuıa neden oldu. 1980'li ydlarda "binier" olarak katlanan TL'nin artış hızı, 1990'h yıllann sonuna doğru arük "yüzbinler" ve katlan olarak değer kazanmaya başladı. 19% yüında 100 bin, 1997 yüı sonunda 200 bin, 1998 yılı sonunda 300 bin lirayı deviren dolar son olarak 21 Mayıs tarihinde 400 bin brayı, 5ü ay sonra da 500 bin lirayı gördü. Cumhurbaşkanı Demirel'in af yasa tasansını veto etmesiyle çıkan hükümet krizi 445.300 438.000 Hıkmet Uluğbay 'ın ıntıhar gırışımi 400.000 391.500 Ecevit liderliğindeki koalisyon hükümeti kuruldu. NATO'nun, Yugoslavya'yı vurmasıPKK lideri Öcalan'ın yakalanışı Mavı Çarşı'ya bombalı saldırı ve Dolar 5oo bin lira 24Kas.1998 1 Oc. 1999 17Şub. 99 14 Mart 99 25Mart99 30Mart99 18NB.99 23 Nis.99 2 Mayıs 99 19May.99 29 May.99 7Tem.99 18Ağu.99 2 Eyiül 99 12 Kas.99 Özel emeklilik güven vermedi HAZAL ATEŞ ÇAK1R Uluslararası Para Fonu (İMF) ile ya- pılacak stand-by anlaşmasının önkoşu- lu olarak yerine getirilen sosyal güven- lik, kamu mallannın satılması ve tahkim düzenlemeleriyle devlet kuçültülmeye ca- lışılırken. şimdi de emeklilik özelleşti- rilmeye çalışılıyor. Türk- lş Genel Baş- kanı Baynun MeraL Özel Emeklilik Fo- nu'na yalnızca işçiden kesinti yapılaca- ğına dikkat çekerek işveren ve devletin katkısının sona erdirilmek istendiğini söyledi. Eski SSK Genel Müdürü Kemal Kı- bçdaroğtu da u Bugün de özel emektffik sigortalan var. Ancakbunfauın fiyaskoy- U somıçlandığını hepimiz gördük" de- di. Hükümet yetkililen ıse 10 yıl vade- li bu fonlarla uzun vadeli kaynaklar bul- mayı savlarken, özelleştirme sürecini hızlandırmak için SSK'nin personeline bile maaş ödeyemez hale geldiğıni öne sürüyor. Dünya Bankası'nm nerelerde kulla- nılacağını belirlediği kredilerle, IMF politikalan doğrultusunda altyapı hizmet- leri bile özel kesime bırakılmak istenir- ken, hükümet şimdi de emekliliğin de özelleştirilmesi için kollan sıvadı. 2000 yıh mart ayında Hükümet, emeklilik yaşı ve prim öde- me gün sayısmı yükselterek çalışanlara yeni yükler getiren Sosyal Güvenlik Ya- sası'nın ardından, Özel Emeklilik Fonu Yasası'nı da 2000 yılının mart ayında TBMM'ye sunmaya hazırlanıyor. Eski SSK Genel Müdürü Kıhçdaroğlu, hükü- metin oluşturulacak fonla paralann şef- faf bir şekilde yönetileceği ve çahşan- lann ileride asgari yasam standardını sağlama şansına sahip olacağı yönünde- ki açıklamalannı inandıncı bulmadığı- nı söyledi. Özel emeklilik fonuna çahşanlarla birlikte işverenin de katılmasının "ha- yal' olduğunu vurgulayan Kıhçdaroğlu, u Emeklilik yaşının 58-60'a çekflmesi, özel emeklilik fonlannı cazip hale geb- riyor. Ancak,en büyük endişem bu sigor- ta dahndaJd hukuki Doşluklann doklu- rulmamtş olmasL Çakşanın geieceğineyö- nelik güvence \erilmiyor. Deviete aitsos- yal güvenlik kurumlannın harcamala- nnın yüksek otması nedeniyle özel si- gorta şirketkrine göre aynı süre içinde daha düşük maaş verebihrler'' diye ko- nuştu. Ozel emekliiik sandıklan ya da si- gorta şirketlerinin isteğe bağlı olması gerektiğinı kaydeden Kıhçdaroğlu. "Ki- şi arzu ederse özel emeklilik sigortalan şimdi de var. Emeklilik sigortalannın hepsi fiyaskoyla sonuçlandı. Bugün yıl- larcapara yatiranlara TL bazında birik- miş paralan sadece veriliyor'" değerlen- dirmesıni yaptı. Bu sistemin daha önce Şili'de uygulandığını anımsatan Kıhç- daroğlu, şöyle devam etti: "Orada kamu garantisi vann. Şirket- leri banran unsur reklam harcamalan oktu. Aynı şe> bizdcolursasorumlusu kim olacak? Özel emeklihkfonlarmınçabsa- bflmes için kişilerin gefrdüzeykrinin yük- sek olması lazım. Ancak bugün geçüni- ni zor bela sağlayan insanlar hangisigor- ta şirketine gidip de emekliliğini yapb- racak? Gelir dağıhmındaki bu denge- sizlikle sonuç almmaz. Üst gelir gnıpla- nnın da buna ihtiyacı yok. Koc'un, Sa- hananmikindbtremekBiğeihti>3ayok.' Türk-lş Genel Başkanı Bayram Me- ral de birçok ülkede, vergı gelirleriyle fi- nanse edilen sosyal koruma sistemleri- ne geçildiğini vurgulayarak "Bugûn gündeme getirilen ve sosyal sigortacdı- ğın yeriniabnası içinçabagösterflen özel emeklilik fonlan, sosyal güvenliği 19. yüzyıla geri götürme çabalandır. Öne- rikn sistemde yalnızca işçiden kesinti yapılmakta, işverenin ve devletin katkı- sı sona erdirilnıektedir" açıklamasını yaptı. Böyle bir sistemi onaylamanın müm- kün olmadığını kaydeden Meral, "Bu ça- hşma, özel hayat sigortacıhğı. bir destek olarak düşünülebilir. Ancak sosyal si- gortacüığın yerine özel emeklilik fonla- nnı geçirmeye yönelik girişimlere karşı çıkıyoruz ve çıkmaya de%r am edeceğiz'" diye konuştu. EmekMk yalaıu Bu arada, gazetemizi arayan bazı oku- yucular çocuklan için yıllarca prim öde- dikten sonra, emeklilik süresi dolunca ayda 6 müyon lira gibi düşük bir öde- meyle karşılaştıklannı bildirdiler. Yu- suf Aktaş, oğlu için 11 yıl prim ödedi- ğini, ancak bugün sigorta şirketinin sa- dece toplam 124 milyon lira verme ta- ahhüdünde bulunduğu bildirdi. Aktaş, "Sözleşmede paralannız do- hr bazındadeğerlendiröecekve 11 yd son- ra emekli olunacakdeniyordu.Şimdiise 25 yıldan önce ayhk ödeme yapamayız. tçeridesadece 124 milyon liranızvar, ge- Bn aluı diyorbr" diye konuştu. IMFAvnıpa Bölüm Başkanı Deppter'in, dün sabah Hazine'de, Müstesar Selçuk Demiralpile yaptığı yaldasık 2saatsüren topfauıtıya Türkiye Masas ŞefıCano CottareBide kaökü. Deppler dün Hazine Müsteşan ile görüştü 'Aıûaşmadan umuûuyum' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İMF Avrupa Bölüm Başkanı Michael Deppler, "Tûrkheilestand-by anlaşmasıyapıbnasın- dan umutiuyum. Fakat hâlâ dotdurnlacak çok boşhık var" dedi. Hazine Müstesan Selçuk Demiralp ise IMF ile stand-by an- laşmasınt 3 yıl olarak düşündüklerinı. gö- rüşmelerin bu çerçevede yürüdüğünü bil- dirdi. IMF Avrupa Bölüm Başkanı Depp- ler, dün sabah Hazi- ne tie, Müstesar Selçuk Demiralp ile yaklaşık 2 saat süren bir toplan- tı yaptı. Toplantıya, IMF Türkiye Masası SefıCarioCottareflide katıldı. Görüşme son- rası gazetecilerin soru- lannı yanıtlayan Depp- ler, görüşmelerle ilgi- li ilk izleniminüı sorul- ması üzerine, stand-by aniaşmasımn imzalan- ması konusundaumut- lu olduğunu belirtti. "Bu anlaşmamn, Tür- kiyetle IMF için iyiolacağınainanıyonmı*' diyen Deppler, amacın, Türkiye'nin düşük enflasyonlu ve dengeli bir büyüme düzeyi- ne erişmesi olduğunu kaydederek "Hem Türkiye'ıün hem de fonun isteği bu yönde. Biz bunun için burada>TZ~ dedi. Gazeteci- lerin sorulannı yanıtlayan Deppler. görüş- mede staud-by anlaşması ile gelecek para miktannm ele alınmadığın]. buna ABD'de- ki görüşmelerden sonra karar verileceğini • Hazine ile yapılan görüşmede stand-by anlaşması ile gelecek para miktarı ele almmadı. Carlo Cottarelli, işlerin yolunda gitmesi halinde anlaşma metnini IMF Yönetim Kuruîu'na 24 Aralık önçesinde sunmayı hedeflediklerini belirtti. IMF Türkiye Masası Şefi Cottarel- li de stand-by anlaşmasının işlerin yolun- da gitmesi halinde, IMF Yönetim Kuru- lu"na Noel (24 Aralık) önçesinde metni sunmayı hedefledikierini söyledi. Hazine Müsteşan Selçuk Demiralp de stand-by anlaşmasmı üç yıl olarak düşün- düklennı beh'rterek "tkiyıkiaözeBikleenf- lasyomı birinci yılda yüzde 25'e, ikind yıl- da yüzde 10'a, üçüncü yılda da onun devamı olarak alacağız. Süre- nin uzamasının. tabii stand-by anlaşmasınm kredijatesinidahafaz- U arttmcağtnı düşü- nüyoruz. Görûşmder bn çerçevede y^rüyor" diye konuştu. Eski Hazine Müste- şan Yener Dinçmen de "Stand-by'ın 3 yıttıkoi- ması, makroekonomik söyledi. madan, tanm reformo vebankac&ktakiduzen- fefflder nedeniyte daha geçerli olur" dedi. Dincmen, stand-by ile ilgili bir rakam ifade etmenîn şu an için doğru olmadığmı belirte- rek, oranm büyük ohnası durumımda buprog- rama alan güvenin artacaguu söyledi. Öte yandan Michael Deppler akşam sa- atlerinde Maliye Bakanı Oral ile görüştü. Toplanü sonrası bir açıklama yapılmazken Deppler'in bugürn Türkiye'den aynlacağı açıklandı. Opel'in Minivam Zafira Tünkiye'de Kompakt sınıftaki bir otomobilin avantajlanyla bir minivanın kulla- nım râhathğını birleştirerek bütünüy- le yeni bir pazar segmentine hitap eden Opel Zafira Türkiye'de satışa su- nuldu. Avrupa'da satışa sunulduğu günden beri büyük ilgi gören Opel Za- fira'nın sahip olduğu Flex 7 sistemi sayesinde yolcuböhımü istenildiği an tek kişilik bir yük aracından 7 kişi- lik konforlu bir binek otomobile dönüştürülebiliyor. 4317 mm'lik dış boyutuyla kolay bir kullanıma sahip olmanın yanı sıra, çağdaş yaşamın tüm gereksinimlerine cevap verecek kadar esnek bir iç mekâna sahip olan Opel Zafi- ra'ya uzun dingil mesafesi, geniş aks aralığı, yüksek ka- litedeki tasanm aynntılan, bir özellik kazandınyor. Motor Ülkemize ilk etapta 1.6 litre 16 V 100 HP (Base) ve 1.8 litre 16 V 115 HP'lik (Comfort) ECOTEC, iki mo- tor seçeneği ile ithal edilen Zafira'nın 2000 yılının ya- zından itibaren 2.0 litre Dl 16 V dizel motor seçeneği de ithal edilecek. Donanım Zafira'nın Türkiye'de saüşa sunu- lan 1.6 litre Base modeli ve 1.8 lit- re Comfort modelinde standart ola- rak sunulan güvenlik ekipmanlan ara- sında, yan darbelere karşı koruma bantlan, sürücü ve yolcu hava yas- tıklan, aktif gergili emniyet kemer- leri, kaza anında katlanabilen di- reksiyon ve pedal sistemi, 4 kanal- lı ABS, disk frenler yer alıyor. 1.8 Comfort modelinde buna ilave olarak yan hava yastıklan ve ETC (Elektro- nik Çekiş Sistemi) de standart olarak sunuluyor. Zafira'nın standart olarak sunulan aksesuvarlan arasın- da ise hidrolik direksiyon, klima, immobilizer, elektrikli ön camlar ve yan aynalar, direksiyondan kumandalı rad- yo teyp, uzaktan kumandalı merkezi kilit, kol dayama des- tekleri ve tüm koltuklarda kafalıklar bulunuyor. Türkiye çapındaki tüm Opel bayilerinde satışa sunu- lan Opel Zafira'lann satış fıyatlan 10 milyon Türk Li- rası ile 12 milyar 400 milyon Türk Lirası arasında bu- lunuyor. Kaliteye önem verilen Zafira için Opel 12 yıl paslanmazhk garantisi veriyor. TEKNİK ÖZELLİKLER Motor tıpi âlınöırhacmı^ ., ivtotorgûcö ^ ^ j *Û - îOOkm/hızlanma Maksimumta Ağırlik Opel Zafira 1.6 4sün*U6!l,16V 1598cc. 100» 135srr 176twV6 1300% Opel Zafira 1 ^ 4aBndrt.1.6tt, 16V 1796 cc. 1Î5HP 12 sn. 184ton/s 1320 kg 4S1Tmm'17«mm/1684ırw İŞÇtNİNEVRENİNDEIV ŞÜKRAN SONER Hiç Fark Etmiyor Son bir ayda çete, cinayet, mafya, yolsuzluk iliş- kileri ile bağlanblı adlan geçenleri şöyie bir anımsa- maya çalışın... Cumhurbaşkanrnın ailefotoğrafında yer alan işa- damlarından protokol müdiresine, parti başkanları- nın en yakınlanna, bakanlara, Meclis üyelerine uza- nan halkada kimlerin adlan geçmedi ki... Durumu en iyi, Içişleri Bakanı Tantan'ın açıklaması özetliyor, "Devleti saygın isimlersoydu" diyor. Evcil davasın- da, önünde ceket iliklenen adamlann sanık olarak görüleceğini vurguluyor. En ağınnı Susurluk'ta yaşadık. Daha öncesi pek çok önemli çete, yolsuzluk, vurgun olaylannda da hep aynısı oldu. Kamyon çarpması benzeri olaylar- la ortaya çıkan kirli çamaşırlar aşamasında şaşkın- lıktan küçük dilimizi yutma noktasına geldik. Tepki de duymadık değil. Hesap soruisun istedik. Sözün kısası, hesaplaşmaya yöneiik kamuoyu oluştu. Söz- de hukuk çarklan da işletilmek istendi. Sonra zamanla bize olup brteni unutturan, en azın- dan belleğımizde geri plana itmemize yol açan za- man törpüsü işledi. Yargı işlemedi. Yargının işleme- mesi sadece yargı çarklarınm iyi işlememesi ile ilgi- li hiç değildi. Asıl suç kanıtlarını yargıya ulaştıran sis- temde, siyasi iktıdar çarklannda dönen dolaplarca dosyanın içi boşaltıldı. Kimilerine dokunulmazlık çarkJan, kamu güvencesi zırh yapıldı. Özeti, hesap soracaklar ile hesap verecekler arasındaki kirii iliş- kiler ağı belirleyici oldu. Hesaplaşılamadı. Biliriçattımıza gömdüğümüz kirli çamaşırlar birik- tikçe, bilinçüstümüze yansıyan yargı, bu ülkede kir- li işlerin hesaplaşmasının yapılamayacağı oldu. "Alı- şamadık" söylemleriyie her şeye, en önemlisi, her şeyi kabullenmeye, kirlilik içinde yaşamayı olağan, kader kabul etmeye alıştık. Daha bir ileri adım atarak, "Onlann kirli çamaşır- lan temizlenmeli, ama bizimkisi bağışlanabilir" kül- türünü edindik. Bugün DYP'lilerin, FP'lilerin, ANAP'lı- lann, MHP'lilerin yaptıkları bu. Zaman zaman rakip gördüklerinin kirti çamaşırlannı el attından ortaya çı- karan çarkın içinde olsalar da, iş ciddi hesaplaşma noktasına geldiğinde, birbirlerıni bir diğerinin kirli çamaşırlan iletehdit ettiklerinde akan sularduruyor. Görünmeyen eller, "Artık bu dosyalar da kapatı- lamaz" denilen olaylarda bile hesaplaşma çarklan- nı durdurmak üzere gerekeni yapabiliyor. Sonra en kirli dosyalardan birinin sanığı konumunda olabile- cek kişiler, "Halkımız seninle gururduyuyor" slogan- lan arasında, kahraman rolünü biie oynayabiliyor, halkın oylan ile aklanabiliyorlar. Butablo sadece çete. vurgun, soygun, kirli ilişki- ler bağlantıh siyasiler, bürokratlar, sermaye odakla- n için geçerli değil. Insan haklannı, Cumhuriyeti, de- mokrasiyi, laıkliğı tehdit eden, bütün bireysel, top- lumsal, örgütlü suçlarda kendi açıklan, eksiklikleri, suçlan nedeniyle hesap soramayanlar ile hesap ve- remeyenlerin uzlaşmasını yansıtan ilişkıler ağı söz ko- nusu. Kendi yandaşlamı ne yaptp edip af kapsamına sok- mak zorunluluğunda olan MHP ile adi suçlardan ayıplı merkez sağ, siyasal islamalann, karşılıklı af kap- samında olmaması gereken suçlan af kapsamına al- mak için ittifak yapmalanndan doğal bir şey olabilir mi? Bu nedenle Evcil davasında Tantan'ın açıklama- sı, klasik bir politikacı övünmesı, "Ben işimiyapıyo- rum" olarak algılanırsa büyük yanılgı olur. Bence kendisine sorulsa mutlaka yalanlayacaktır, ancak bir anlamda Evcil davasında işi sonuna kadar götü- rebilmek üzere, kamuoyu desteğini arkasına alma çabası... Deneyimli bir polis olarak Tantan, bizden çok daha bilinçli oiarak, sözünü ettiği önemli kişile- rin Evcil dosyasını ortaya çıkarmamak üzere kulla- nabilecekleri baskı güçlerinin hesabını yapıyor. Ön- lemini almaya çalışıyor. Bir zamanlar kimi çete bağlantısı dosyalanna el at- tığı için zamanın Içişleri Bakanı Hasan Fehmi Gü- neş'in başına gelenleri anımsamamızda büyük ya- rar var. Nasıl da ışınlanıverilmiştı? Sonra Susurluk kazası ile bir kez daha açığa çı- kan bu dosyalann ıçeriğjnı dtdik dkiık eden Uğur Mum- cu'nun tetikçilerinin, bu dosyalann içindeki kirli güç odakları olmasa da aynı işi yapmak eğiliminde, az- mettirenler arasında olduklan tartışılamaz bile. Türkıye'nin sorunu, tek başına, soyguncu, vur- guncu, çete, insan hakları, demokrasi, cumhuriyet, iaiklik karşrtı güç odaklannın tek tek hatta birlikte oluş- turduklan güç ittifakı da değil. Türkiye'nin en büyük sorunu iktdar odağında, yasama-yürütme-yargı çar- kında, siyasi partilerde, parlamento içi ve parlamen- todışı muhalefetgüçlerinde... hesap soracak konum- da olanlann da bir biçimde ayıplı, hesap soramaz ko- numda olmalan. •' Bu duruma açıklık getirmek üzere, bir sendikal vurgun, yolsuzluk iddiası sürecinde, sözde hesap so- rulacak bir başkanın Türk-iş Başkanlar Kurulu'nda yaptığı bir konuşmadan örnekleme yapmak istiyo- rum. Yolsuzlukla suçlanan sendika lideri, kendisinin mal variığını açıklayıp, kendisini suçlayanlann yantn- da masum(!) ölçülerde kakJığını ortaya koyduktan son- ra "Bana hesap sorabilecek varsa sorsun" demiş, söz konusu başkanlar kurulunda, o başkanın kelle- sini isteyenlerden hiçbiri ağzını açamamıştı. Bu stradan yalın örnek bizi "Türkiye'de hiçbirşey düzelmez. Ne kadar büyük vurgun, çete, kirlilik, si- yasal sömürü olayı ortaya çıksa da hesaplaşma ola- maz" umutsuz noktasına mı götürmeli? Kirlilik he- saplaşmasının kirienmişler arasında yapılmasını bek- lemek gibi bir gaflet, aymazlık içinde olursak, her şe- yin eskisinden de kötü olması, bütün kirli dosyala- nn kapanması kadar doğal bir sonuç olamaz. Nasıl ki kendini az kirienmiş sayan sendikacıdan, çok kirienmiş sendikacının hesap sormasını bekle- mek abesle iştigal, boşa zaman yitirme, umutsa, bu da onun gibi bir şey. Bundan sonra belki de duyar- lılığımızı, asıl, hesap sormak üzere harekete geçiri- len odaklara yöneltmemiz gerekiyor. Çalışmalar yeniden başladı Koç'ta Ozbekatağı Ekonomi Servisi - Koç Grubu'nun Özbekistan yatınmı, iki ülke arasında bir süredır devam eden gerginliğin yumuşamaya başlamasıyla yeniden hareketlendi Özbekistan Cumhurbaşkanı Islam Kerimov'a löŞubat'ta yapılan suikast girişimine kanşan 2 kişinin istanbul'da yakalanması ile sertleşen ilişkilerin ardından bu ülkede bir buzdolabı fabrikası kurmak için girişimleri bulunan Koç Grubu, söz konusu projeyi bir süre askıya almak zorunda kalmıştı. İlişkilerin yeniden düzelmesiyle birlikte Özbekistan'daki Arelectro fabrikası için çalışmalara başladıklannı dile getiren Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grup Başkanı Hasan Subaşı, "Siyasi gerginük doğal olarak bu yatınmı geciktirdi. Ancak hava yeniden düzehneye başladığı için biz de harekete geçtik" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear