25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
UKASIM1999CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İrtika gazetesinin 8 Eylül 1899 tarihli nüshası: Büyükada kürek yanşlan heyeti. Şehzade Abdürrahinı Efendi \e dört paşa çocuğunun topiufotoğrafi.İrtika gazetesi, tarih 9 Haziran 1899. 1899 yılı gazetelerinin gündemini deprem, cinayet, ekonomi ve 'nasıl adam oluruz' haberleri oluşturuyor 100 yü sonra ne değişti?Haber Merkezi - 100 yıl öncesinin gündeminde de deprem, ekonomik so- runlar ve siyasi boyutu da olan bır ci- nayet sadrazamın oğlu Cavit Bey'in öl- düriilmesi bulunuyordu. Eski CHP milletvekili araştırmacı Bülent Tanla 1899 yılının gazetelcn üzerinde ikı aydan fazla süren bir araş- tırma yaptı, günümüze de ışık tutan so- nuçlara vardı. Süreli yayınlar bakımından zengin olan Hakkı Tank Us kütüphanesi"nin uzun süredir hizmet verememesi. bazı kütûphanelerde kaynağa ulaşmanın çok zaman alması, her kütüphane ve kayna- ğa özgü yıpranma, eksik sayılar, bazı ciltlerin okura çıkanlmaması gibi so- runlar bu tür çahşmalarda kars.ilas.ilan engeller olarak sıralanıyor. Araştırma- da çalışma koşullannın en iyi olduğu ts- tanbul Büyükşehir Belediyesı Atatürk ICitaplıgı'nın olanaklanndan büyük öl- çüde yararlanıldığını belirten Bülent Tanla. hemen hepsi dört sayfalık çok sayıda günlük gazeteye başvurulduğu- nuekliyor. İncelenen yayınlararasında İstanbul'dayabancı dillerdeçıkan gaze- telerdebulunuyor. 1899'da yayımlanan günlük gazete- lerden inceleme olanağı bulunanlar Ba- siret. tkdam, Malumat, Sabah. Servet, Tarik, Tercümariri Hakikat olarak sayı- yoriijtoC.es Musavvsr J;en ve Edep, .esirhfrGazete. frtika; "Servet-ı unun île L'Illustration le Monde lllustre ve The Oriental Advertiser Le Moniteur Oriental'e de başvuruluyor. 1899 yılında Osmanlı devieti dışın- da gelişen belli başlı olaylar Güney Af- rika'daki BoerlerSavaşı, Filipinlerdeki milliyetçi devrim sonucu tspanyollarla ABD arasındaki savaş ve Fransa'da Al- manlara ordunun sırlannı satmakla suç- lanan Fransız subay Alfred Dreyfus'un 10 yıl hapse mahkûm edildiği dava ola- rak sıralanıyor. Cavlt Bey tn öldürülmesi Osmanlı devletinin de içinde yer al- dığı gelişmeler I. Lahey konferansı. Bağdat demiryolu imtiyazının Alman- lara verilmesı, Osmanlı devieti ile Yu- nanistan arasında müzakere edilen de- nizcilık. sınır boyu ortaklık ve konso- losluk konvansiyonlan ile 1900 Paris sergisi için hazırlıklan yapılan resmi Osmanlı pavyonu çalışmaları olarak basında yankı buluyor. Sadrazam Halil Rıfat Paşa'nın oğlu, Şûra-yı Devlet (Danıştay) üyesi Cavit Bey'in Büyükada'ya gitmek üzere gel- diğı Karaköy köprüsünde tsmail adın- da bir şahıs tarafindan öldürülmesi, 9 Ekim tarihli gazetelerde "korkunç bir cinayefolarak niteleniyor. Daha önce Istanbul 'da Ermenilerin yol açtiğı kan- şıklıklan, Anadolu'da başgösteren ayaklanmalan bastıran Serezli Sadra- zam Halil Rıfat Paşa bu olay üzerine is- tifa ediyor. Ancak kendisiyle uyum içinde olan II. Abdülhamit istifasını ka- bul etmiyor. 2 yıl daha bu görevde ka- lan Halil Rıfat Paşa görevi başında 73 yaşında vefat ediyor. Bu haber The Ori- ental Advertiser (Le Monirerur Orien- tal) gazetesinin 9 Ekim 1899 nüshasın- da geniş biçimde yer alıyor. Eylül sonu ile ekim başındaki gaze- • "Gazeteci tarihin tanığıdır" sözünü arşivler doğrular. Basında yer alan haberler o yılın, o ayın, o günün tanıklığıdır. Geçmişe yapılan bir yolculukta ilginç ve düşündürücü bir durum ortaya çıkıyor. Bir toplumun nereden gelip nereye gittiği sararmış yapraklarda görülebilir. 100 yıl önce Osmanlı döneminde yayımlanan gazetelerdeki haberler size bir şeyler anımsatıyor mu? "Depremle sarsılan kentlere yapılan yardımlar, demiryolu imtiyazının Almanlara verilmesi, Ermenilerin isyanlan, sadrazamın öldürülen oğlu, su şirketindeki yolsuzluklar, vapur ücretlerine yapılan zam, Türkler hakkında Batı basınındaki olumlu düşünceler, okurlar bölümünde eğitim sistemindeki ezbercilikten şikâyet." İrtika'dan 28 Temmuz 1899 tarihli bir fotoğraf. Lahe> Banş Konferansı'nda Osmanlı Devteti'ni temsil eden sekiz paşa. (Solda) L'Illustration gazetesinde yer alan fotoğrafta Paris Sergisi'ndeki Osmanlı Pavyonu görülüyor. teler deprem ve deprem bölgesine yar- dım haberleri vermektedirler. 19 Eylül 1899'da Aydın vilayeti dahilınde Salih- li, Bayındır, Kuşadası ve Aydın kasaba- lannda ve Sıvas vilayetinin Havza ka- sabasmda hareket-i arz vuku buluyor. Bu depremler Istanbul'da da hissedilı- yor. Avusturya ve Hevrek'te de deprem oluyor, hasara sebebiyet vermiyor. Tarik gazetelerinin depremle ilişki- lendırmediği bir olay 17 Ağustos 1999 Izmit depreminde de görüldüğü için özellikle dikkate değer: 17 Eylül gece- si Papazlık'tadoğudanbatıyadoğrubir tarafı yeşilimsi, bir tarafı kırmızımsı balon gibi bir cisim gökten yere dogru iniyor. üç saniye sonra da gök gürültü- sü gibi bir ses duyuiuyor. 16 Eylül gü- nü de tzmir ve Manisa'da gökte parlak bir cisim görüldüğü kaydediliyor. Aydın depremi Aydın depremi can ve mal kaybına yol açıyor. İzlenen günlerde de tzmir. Köyceğiz ve Mugla'da deprem olduğu- nu Rasathane-i Amire bildiriyor. tzmır depreminde 200'den fazla kişi hayatmı kaybediyor. Daha sonraki günlerde de Aydın ile Sarayköy arasında da şıddet- li bir deprem oluyor. 20 Eylül'den iri- baren Kazahisar, Sandjıklı, Aydın ve köyleri, Bursa, Balıkesir, tnegöl. Bile- cik, Bigadiç, Sakız, Midilli, Ayvalık. Foça ve Ege sahili boyunca sarsıntılar devam ediyor. Köprüler ve istasyonlar yıkıhyor. Samsun, Bafra, Alaçam'da da hafıf yersarsıntılan oluyor. Aydın depremin- de 12932 bina hasar görüyor, 738 kişi ölüyor. 657 kişi yaralanıyor. Deprem- zedelere yardım için komisyonlar ku- ruluyor, padişah, vekiller, şeyhülislam. bazı şirketler para yardımında bulunu- yor. Usküdar Türk Tıyatrosu'nda oy- nanan oyunun geliri depremzedelere bağışlanıyor. 1 Ekim sabahı Bursa, Gemlik ve Bahkesir'de. 3 Ekim akşa- mı Denizli, Aydın, Muğla ve Bozdağ'da sarsıntılar hissediliyor. Deprem haber- leri tlkdam. Ahenk, The Oriental Ad- vestiser, (Le Moniteur Onental) gaze- telerinde genış ölçüde yer alıyor. Ekonomik ve sosyal yaşamı ilgilen- diren sebepler arasında fes sanayiinde tekel talebi, bazı vilayetlerde petrol ga- zı bulunması, Rusya ve Romanya'da bulunan petrol, Fınncılan Loncası'nın belediye sınırlan dışında fınnlann ek- mek satamayacağına ilişkin kanun uy- gulamalannatepkisi, Haydarpaşa lıma- nının genişletilmesi ve Boğaz köprüsü inşası projeleri, Şirket-i Hayriye Vapur Işletmesi'nden şikâyetler ile yabancı sermayeli Terkos şirketinin Bahnye'ye ve Askeri Mektebe yeterli su vermeyi- şinin eleştirisi dikkati çekiyor. Hükümet fes sanayiindeki tekel ta- leplerini olumlu karşılamamakla bir- likte, fes yapımı için kolaylık göster- mekten yana bir turum göstenyor. Ha- ber 5 Temmuz 1899 tarihli The Orien- tal Advertiser (Le Moniteur Orien- tal)'de yayımlanıyor. Aydınlatma ve ısmmada kullanılan petrol gazı gündemi meşgul ediyor ve bu konuda dehşetli bir rekabet icra edil- diğinin altı çiziliyor. Habere 20 Şubat 1899 tarihli Sabah gazetesi geniş yer veriyor. Fınncılar Loncası ekmek satış yerle- ri ve fıyatlanyla ilgili talepleri kabul edilmezse fınnlarını kapatacaklannı duyuruyorlar. Günümüzde başka alan- larda da örneklen gorülen, örneğin ga- zete dağıtımında yaşanan rekabeti ha- tırlatan bu haber 13 Ekim 1899 tarilli The Oriental Advertiser'de yayımlanı- yor. Haydarpaşa Limanı'nın genişletil- mesi, Anadolu ve Rumeli hısarlan ara- sında 40 metre yüksekliğinde demir bir köprü projesi ile rrenlerin feribotlarla taşınması için Üsküdar ve Dolmabah- çe'de küçük limanlann inşası projeleri tkdam gazetelerinde yayımlandığı gibi, tstanbul daki Alman gazetecilerin de il- gisini çekiyor. Vapur tarifelerl Şirket-i Hayriye'den vapur tarifeleri, organizasyonun kötülüğü yüzünden ba- zılan boş, bazılan çok kalabalık sefer- ler, yüksek bilet fıyatlan, bazı vapurlar- da kapalı bölüm olmaması konulann- da şikâyetler dile getirilmekte, Kuzgun- cuk'a yeni bir vapur tahsisi istenmekte ve Beşiktaş'taki gecikmelere dikkat çe- kilmektedir. Haydarpaşa Limanı seferi The Oriental Advertiser'in 23 Şubat 1899, Şirket-i Haynye üzenne okur mektubu ise 14 Mart 1899 nüshasında yayımlanıyor. Ikdam gazetesi u su şirketinin yolstız- luklannı yazayaza usandıklannı, kum- panyanın ise>üzünün büe kızarmadığı- nı" vurgularken kışlalara, asken mek- teplere, büyük binalara su verme taah- hüdünü yerine getirmeyen Terkos şu şirketini eleştın yağmuruna tutuyor. Bu eleştiri 8 Teşrinisani (Kasım) 1899'da yayımlanıyor. Sabah gazetesi 24 Temmuz 1899'da Düyun-u Umumıye ldaresi Başkanının hazırladığı Osmanh Maliyesi ve dış borçlanma üzerine raporun özetinı ya- yımlıyor. Raporda 1897 Yunan muha- rebesi nedeniyle masraflar olağanüstü arttığıhalde yeni bir borçlanmayagidil- memış olmasından övgüyle söz edilı- yor. 1881 'den beri ıcra olunan amortis- man tediyatı Düyun-u Umumiye yö- nünde 312 milyon frank azalmaya yol açıyor. Bu rakamın da padışah tedbır ve icratıyla Osmanlı maliyesinın dikkat ve özenı sayesindetakdiri icabederbırba- şan olduğunun teslimi ısteniyor. Azaryan Efendl'nln ölümü 1899 olaylan arasında 1 Mayıs gecesi Ermeni Katolik Patriği Azaryan Efen- di'nin vefatı da yeralıyor. Müteveffa Der- saadet (Istanbul) doğmuş, Dersaadet ve Roma'da öğrenim görmüş, 1877'den bu yana görevinı sürdürüyor olup 73 yaşın- da-idi. Tercüman-ı Hakikat 3 Mayı» 1899"da Azaryan Efendi 'nin \-efatina ge- niş yer veriyor. Tercüman-ı Hakikat okuru Ömer Lüt- fu Bey, gazeteye gönderdıği yazıda sana- yide, ticarette, eğitimde nasıl ilerleme kaydedileceği üzerine, görüşlerini açıkla- makta ve hükümet halk işbirlığinın gere- ğinden, hükümetin şirketlerin gelişmesi için hangi kanunlan ve hangi kolaylıkla- n göstermesinin uygun olacağından söz etmektedir. Bu yazı 18 Kanunievvel (Ara- lık) 1899'da yayımlanıyor. Bir süreden beri bakılmayan Rejı idaresınin açtığı ka- çakçılık davaları da yeniden gündeme gelmiş ve zaman aşımı konusu açıklığa kavuşturulmuştur. Tercüman-ı Hakikat 3 Mayıs 1899'da habere birinci sayfasında yer veriyor. Sabah gazetesi 7 Kânuni- sa- ni 1899 nüshasında Berlin'de çıkan bir gazeteden alıntı yaparak Avrupalıların Türkler hakkındaki düşüncelennin batıl olduğunu, Türklerin sadık, misafirper- ver, namuslu, dürüst olduklannı ve Türk kadınlannın itibarlı mevkiıde olduklan- nı, onlara mehsus birçok gazete olduğu- nu yazmaktadır. Ünlü yazar Şemsettin Sami 2 Kanuni-sani (Ocak) 1899 tarihli Sabah'da yayımlanan yazısında okullar- daki zaman kaybını eleştirmekte, ezber sistemine karşı çıkmaktadır. Yazara göre az zamanda ve az emekle çok şeyler öğ- retmenin yolunu bulmak gerekmektedir. Mektepler bir program ıslahına ve yeni- lenmesıne muhtaçtır. Bülent Tanla sansür uygulaması yü- zünden iç ve dış siyaset alanında eleştiri niteliği taşıyan haberlere rastlanmadığı- nı, gazetelerdeki haberlerin çoğunluğunu sel, yangın gibi doğal olaylarla. cinayet, büyük elçilik etkinlikleri, ekonomi ve borsa gündeminin oluşturulduğunu be- lirtiyor. Tanla sansür uygulanmasının II. Meşrutiyet'le resmen kaldınlmasına kar- şın çeşitli biçimlerde günümüze kadar sürmüş olmasının konuyu bugün de gün- demde tuttuğunun altını çiziyor. DUZYAZI ORHAN BtRGİT Samuraylardan Ne Kalmış? Shımanoseki, Japon anakarasının güne- yinde, birdönemlerülkenin üçüncü büyük kenti olmasının kendisine sağladığı avan- tajları teknolojinin zorlamasıyla kurulan bir asma köprü sevdası yüzünden yitirmiş. Kuşkusuz, anakara ile son Japon adası Kyuşu'yu ayıran Kanmon Boğazı'na ge- len büyük ticaret gemilerini de, stratejik olayları da denetimi altında tutmak iste- yen ingilizler, limandaki konsolosluk bina- larını kapatmışlar. Öteki bazı deniz ticare- ti kuruluşları da toparlanıp Kyuşu Adası'nın çeşitli kentlerine taşınmışlar. Ama yine de Japon teknolojisinin 1972 yılında Kanmon Boğazı'nın iki yanındaki kentleri ile adadaki Kitakysu'yu bağlayan asma köprüden Shımanosekililer gurur du- yuyorlar. Bunun nedeni de 1972'de, kentlerine bir inceleme gezisinegelen dönemin Istanbul Belediye Başkanı'nın, "Biz de Boğaziçi'ne bir asma köprü yaptınyoruz madem, si- zinle kardeş şehir olalım " demesinde ya- tıyor. O gün bugün belki Istanbul bu küçük Japon kenti ile kardeş olduğunu unutmuş. Ama Shımanosekililer tam tersine bir tu- tum izlemişler. Sanat müzelerinde, birisi Topkapı Sara- yı'ndaki kilim koleksiyonundan oluşan iki sanat sergisi açmışlar. Bu yıl da müzenin kuruluşunun on altıncı yılı nedeniyle Aydın Doğan Vakfı'nın Uluslararası Karikatür Ya- rışmalarında on altı yıldırderece alan eser- leri sergiliyorlar. Ben de bu yüzden iki gün- dür Shımanoseki'deyim. Asma köprü, kente, ticaretteki üstünlü- ğün yitirilmesine mal olmuş; ama Japon teknolojisi o köprüyle yetinmemiş ve Kan- mon Boğazı'na iki de tüp geçit yapmış. Üçüncü boğaz köprüsünün yeniden gün- deme alınmak istendiği bir sırada bizim yetkililerimizin bu tüp geçitleri görmelerini isterdim. Her tüp geçit ikişer katlı. Birincisinin üst katı yayalara, altı motor- lu araçlara ayrılmış. Ikincisinin bir katından banliyö, ötekinden hızlı tren geçiyor. Bu yüzden de Kanmon Köprüsü, istanbul'da- ki kardeşleri gibi tıkanmıyor ve doğrusu yorulmuyor da. Shımanoseki ise daha çok bir yaşlılar kenti olmanın kendisine yüklediği yeni gö- revlerin üstesinden gelmeye çalışıyor. Caddelerdeki trafik ışıkları, aynı zamanda görmezler için farklı sesler ile "dur" yâjda ''geç"uyarısı ile donatılmış. Götfrî&mmln bir başka ayrıcalığı da kaldırımlarcla^^z bastonları ile izleyecekleri yol ve yönleri belirten özel taşların bulunması. Gelelim, Shımanoseki'ye yaşlılar kenti olduğu için gelen iç turistlere. Onlar, ya ülkenin en eski dini olan Çinto- izm'in buradaki tarihsel tapınağı, Akama'y\ ziyaret ederek artık sadece sembol haline gelen saygı ibadetini yapıyorlar; ya da Bu- dizmin yine giderek sembolleşen kuralları ile kendi tarihlerinde önemli bir yeri olan Genji ve Henke klanları arasındaki kanlı deniz savaşının geçtiği yerleri geziyorlar. Sekiz yıl süren bu savaşta ölen impara- torları, Budist Kozançi Tapınağı'nın hemen yanındaki bir anıtmezarda yatıyor. Shımanoseki'nin Istanbul ile kardeş kent olmasından sonra, Yamaghushi Bankası her yıl Boğaziçi Üniversitesi'nden iki öğ- renciyi birer yıllığına Japon dili eğitimi al- maları için buradaki üniversitede konuk ediyor. Ve dahası kent belediyesinde ilköğretim öğrencilerine Türk kültürü ile ilgili bilgiler aktarmak amacıyla kurulan masada Ça- nakkale Üniversitesi Japonca öğretmenlik dalını bitirmiş bir genç yurttaşımız görev yapıyor. Gencin adı, Burak Tutan. Dün sabah yaptığımız kenti tanıma ge- zisinde, eski Samuray evferinin bulundu- ğu mahalleyi de gördük. Kiraz ağaçlarının yoğun olduğu sokaklaf- da bu evlerin bugünkü sahipleri, eskf ge- niş bahçelere, yeni aileler için evlef yap- mışlar. Samurayların köşkleri mi?.. Onlar, eski Istanbul'un Erenköyü'ndekiler gibi tam bir değişime uğramış! Faks: 0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgit(ft do.net.tr. MEKTUP Baba! - ^ ^ .'•: • ' . Uzun masmavi bir yolculuğa . . çıktığını biliyorum . - Ve iyi olduğunu da - .. ... . Sanınm söyleyecekler ' -; s . '• v . ' Zaten hiç bitmeyecekti •" , •' r . ' , - Ben kendimi kandırmışım , :..;.-. Ama her şeyi gördüğüne ve duyduğuna eminim, neler düşündüğüm aramızda Şimdi bıraktığın onurlu ve hiç kirlenmemiş geçmişinin haklı gururunu omuzlarıma aldım. Yüreğin biraz acısa da baba Auguste ne demişti ölüm yatağında "Acta est fabula"* Işıklar içinde ol. . ' * Oyun bitti. • Kızın PÜRLEN ÖLÜM VE TEŞEKKÜR Değerli varlığımız, gazeteci OKTAY KURTBÖKE'nin son yolculuğunda bizzat gelen, çelenk gönderen, telefon ve telgrafla acımızı paylaşan başta T.C. Cumhurbaşkanı Sayın SÜLEYMAN DEMİREL'e, , ; "" TBMM Başkanı Sayın YILDIRIM AKBULUT'a, Başbakan Sayın BÜLENT ECEVtT'e, Bakanlar Kurulu sayın üyelerine ve TBMM sayın üyelerine, Istanbul ve Kırklareli Valilerine, emniyet müdürlerine, üniversitelerin rektör ve öğretim üyelerine, siyasi partilerin değerli başkan ve yöneticilerine. bizi yalnız bırakmayan tüm belediye başkanları ve çalışanlarına, basın kuruluşları ile değerli gazeteci meslektaşlarına, spor camiasına, dernek, vakrf ve sendika başkanlarına. adını sayamadığımız tüm dost, akraba ve yakınlanmıza sonsuz teşekkürlerimizi sunanz. GUFRAN-PÜRLEN KURTBÖKE TEŞEKKÜR Değerli varlığımız OKTAY KURTBÖKE'nin hastalığı süresince yardımlarını esirgemeyen Florance Nightingale Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. CEM'İ DEMİROĞLU'na, grup koordinatörü Sayın Opr. Dr. MÜCAHİT ATMANOĞLU'na, yönetim kurulu üyesi Doç. Dr. CEMŞİT DEMİROĞLU'na, - ' başhekim Sayın Yard. Doç. Dr. İSMAİL HAKKI EREN'e, bu son yolculukta bizi hiç yalnız bırakmayan dostumuz Uzman Doktor AFİFE BERKYÜREK UÇAR'a, hastane 3B servisi acil ve yoğun bakım üniteleri doktor, hemşire ve çalışanlanna sonsuz teşekkürlerimizi sunanz. GUFRAN-PÜRLEN KURTBÖKE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear