25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12KASIM 1999 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAM 19 TÜRKIYE Istanbul Edme Kocaelı Çaiakkale Izrrir Maiisa Aydırı Denizli PB PB PB PB A A A A 13 12 12 14 19 18 22 18 Sinop B 11 Adana Samsun PB 14 Mersin Trabzon Y 13 Dıyarbakır A Gıresun PB 14 Şanlıurfa Ankara B 11 Mardin Eskişehir B 11 Siirt Konya B 11 Hakkâri Sıvas B 7 Van Zonguldak B 1-1 Antalya A 22 Kars Yurdun kuzeydoğu kesımlen parçalı bu- lutlu, Doğu Karadeniz kıyılan yağmurlu, öte- ki yerter az buiuttu ve açık geçecek Hava sıcaklığında önemlı bır değışjklık olmayacak. Rüzgâr kuzey ve doğu yöolerden hafif ara sı- ra orta kuvvette ese- cek.Yurdun ıç kesım- lerinde yer yer sis gö- rülecek. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB PB PB PB PB 4 6 7 11 7 7 9 8 Münih PB 6 Zürih Bertin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB Y PB PB PB PB PB 6 1Ü 14 7 8 9 16 17 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K K K PB PB PB PB B 0 5 -6 4 13 3 10 25 9 Şam B 20 ı bufcjtlu Btiutlu ^Çokbulutlu Yağmurlu Kartı , Gok guruttulu GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada rüzgârtan" genelde yaşam kuralına dönüştürdüğü- müz rahmetli arkadaşım Şinasi Nahit Berker'in bir sözünü bizden alıp götüremedi. Şinasi, doğruluğuna inandığı bir konuyu, bir 6la- yı yalanlamasını isteyenleri, "çatlasan dapatlasan da gerçek" diye terslerdi. Gerçekleri söyleme yerine idare-i maslahat yo- luyla yaşamı güllük gülistanlık göstermek; 21. yüz- yılın dev ülkesi olacağı söylenen Türkiye'mizde yerjesmekte olan yeni ahlak kurallanndan biri. Örneğin Clinton ın "Türkiye'nin geleceğin dün- yasını biçimlendireceğini" içeren sözlerini, böy- yük özel TV'lerde ünlü haber sunucuları, böyyük gazeteler allayıp pulladılar ve... ABD Başkanı'nın ülkemizi gdeceğin lider dev- leti ilan ettiğini halka yutturdular. Oysa, o hedefe varmamız için Clinton'ın "koşul- lan" var. Bilinen gerçek: ABD başkanlannın konuşmalan öyle duygusallık falan içermiyor. Amerika, 21. yüzyılda dünyayı kendi açısından nasıl biçimlendirmek istiyor ise hareketlerini çok önceden ona göre ayarlıyor. ABD'nin Ortadoğu, OrtaAsya'daulusal yararia- nnı yadsımak olanaklı mı? Elbette hayııi ABD'nin Azeri petrolü, Türkmenistan doğal gazı ile yakın il- gisi Türkiye'ye sevgisinden mi kaynaktanıyor? Ha- di canım sen de! ABD, 21. yüzyılda Orta Asya'dan Ortadoğu'ya, bu bölgelerden Avrupa'ya uzanan politikalannda bir köprü konumunda gördüğü Türkiye'ye yer ver- meyi zoaınlu buluyor. Türkiye'ye bu görevi vermeyi ulusal çıkarlanna uygun gördüğü için şimdiden söylüyor, söyletiyor, açıklıyor. Clinton övgüye meraklı medyamızın ilk gün an- layamadığı koşullar sıralıyor. Laiklik diyor, insan haklan diyor. Yunanistan'la aramızdaki Kıbrıs dahil bütün sorunlan çözüverin, diyor. Doğallığa örnekler Kısacası, şunları şunları yapacak olursan, he- vesle beklediğin liderlik payesine kavuşursun, de- mek istiyor. Başbakanımız, kimi aydınlann "büyük Türkdev- fefVolgusunu küçümsemelerini yanıtlarken; koşul- lu övgüleri benimsemiş olacak ki, Clinton'ın konuş- masını okumalannı salık veriyor. Bu davranış belki Yeni Dünya Düzeni'ne uygun bir davranıştır. Ya da Yeni Dünya Düzeni'nde bir ül- keye büyük finans kuruluşlarının vereceği buyruk- la devlet içinde düzenlemefer yapılması da artk doğaldır. Kısacası, örneğin Ankara'nın VVashington'dan yönetilmesi de globaileşme aşkına doğaldır. Bu "doğallara" bir başka örnek mi? Işte: Başbakanımız, deprem bölgesinde yapıla- cak kalıcı konutlarla ilgili çalışmatan Devlet Baka- nı Somuncuoğlu'ndan alıp kendisine bağlamasın- daki niçini anlatırken; bu uygulamaya "yetki kar- gaşası' çıkmaması için Dünya Bankası'ndan ge- len 'istek üzerine' gerekgördüğünü" söyledi. Başbakanımız içine sindirerek Dünya Banka- sı'ndan gelen biryazıyla, üstelik,Somuncuoğlu'na daha önce haber veya bilgi vermeden bir işlem ya- pıyorve... Üstüne üstlük Washinton'dan gelen isteği o ka- dar doğal kabul ediyor ki, Dünya Bankası'nın adı- nı vererek, o banka istediği için uygulamaya geç- tiğini basına açıklayabiliyor. Neler olmuyor ki doğal olmayan? örneğin Cum- hurbaşkanı hemen her gün cumhurbaşkanı seçi- mi ile uğraşıyor. Yeniden seçilmeyi kimseden iste- mediğini söylüyor. Beri yandan yeniden seçilmesini sağlayacak ku- rallan açıklıyor ve "görevden kaçmam" diyor. Kuşkusuz bu sözler doğal olarak "istemem a- ma solyan cebime" yazımlarını anımsatıyor. Türkiye doğal olmayan doğallıklar içinde 21. yüz- yıla koşuyor. 'Düşünce Ozgürlüğü tçin Kitaplara Ozgürlük' İstanbul Haber Servisi - Aralannda yazar ve yayım- cılann da bulunduğu tnsan Haklan Demeği Istanbu] Şu- besi üyeleri, 18. Istanbul Ki- tap Fuarı'nın düzenlendiği TÜYAP Sergi Sarayı'nın önünde, düşünce ozgürlüğü önündeki engelleri. kitap toplatmalan ve muhalif ya- yınlara yönelık baskılan pro- testo ettiler. Eyiemde konu- şan yazar Vedat Türkati. ki- tap yasaklamalarının "çete oyunlannın bir parçasT ol- duğunu belirterek "Ben bir tek yasaktan yanayım, o da Türkiye'deki yasakçı kafala- nn yasaklanrnası" dedi. "Düşünce Özgüriüğü tçin Kitaplara Özgürlük" eyle- mine, eski tHD Genel Baş- kanı Akın Birdal, IHD Genel Başkan Yardımcısı Osman Baydemir, Finlandıya Baro- lar Birliği İnsan Haklan Ko- misyonu Başkanı Jan Rude, yazar Vedat Türkali, Tank Ziya EkİDCi. ses sanatçısı Su- avi IHD kuruculanndan Ni- metTannkulu ve yayımcılar katıldı. Akm Birdal. düşün- ce özgürlüğüne yönelik bas- kılann sürdügünü belirterek •'Demokrasinin olma/sa ol- maz koşulu olarak nitetendi- rilen düşünce özgüriüğü, Türkiye'de hâlâ engelleni- yorr dıye konuştu. Son dö- nemde Faik Bulut'un "Kod Adı Hizbullah", Mehmet Er- güven'in Sel Yayınlan'ndan çıkan "PusudakiTen", 1998 Politzer ödülünü alan Phflip Roth'un Ayrıntı Yayınla- n'ndan çıkan ve tüm dünya- da 21 dile çevrilen "Prirt- noy'un FervadT adlı kitabın da toplatıldığına dikkat çe- ken Birdal şöyle konuştu: "İld gündür İstanbul'da AGİT alt komisyon toptanD- lan yapılıyor, aynca 9-10 Aralık'ta Türkiye'nin AB'ye aday üyetiği için karar verfle- cek. AncakÂB üyesi olmanın kaçınılmaz koşulu olan ve düşünce ve basın özgürlüğü- nü güvence alüna alan Ko- penhag kriterlerine Türki- ye'de uyulımıyor." Vedat Türkali de Türki- ye'nin karanlık bir batak içinde ve bir çıkmazda oldu- ğunu savunarak "Bu çık- mazdan kurtulmanın tekyo- lutam bir özgüıiük içiiKk so- runlan tarûşmak ve Türld- ye'vi aydınhğa kavuştur- maktır" dedi. Türkali, ya- saklamalar yüzünden "Gü- ven" adlı kitabını bastıracak yayınevi bulmakta güçlük çeİctiğini söyledi. Aynntı Yayınlan'ndan Ömer Faruk ile Sel Yayıncı- hk'tan Seima Sana da. ken- dı yayınevlerinden çıkmış ve toplatılan kitaplar için Tüıki- ye'dekı mahkemelerden bir sonuç alamadıkJan takdirde Avrupa insan Haklan Mah- kemesi'ne (AtHM) gidecek- Ierini vurguladılar. Bakaıılar yenileniyor• Baştarafi 1. Sayfada ma sağladı. Hükümet ortaklan, Milli Güven- lik Kurulu'nun her toplantısında günderae gelen ve çıkanlması karar- laştınlan irticayla mücadele yasala- nnı da ele aldı. Zirvede, yasalardan yalnızca yurt- dışına gıden öğrencileri irticai akım- lardan korumayı düzenleyen yasanın çıkanlması benimsendi. Af konu- sunda uzlaşamayan koalisyon parti- leri, konuyu rafa kaldınrken deprem nedeniyle meydana gelen zararlann faturasını halka çıkardı. Koalisyon partileri tarafından gündeme getirilen ve anlasma sağla- namayan konularm "hükümet soru- nu" haline getirihnemesi benimse- nirken, yalnızca anlaşılan konular üzerinde çalışmalann sürdürülmesi kararlaşunldı. Af, türban, irtica pa- keti, Rusya gezisi gibi konularda ya- şanan bunalımın daha da tırmandınl- maması ve mevcut durumlanyla bı- rakılması benimsendi. MHP'li bakanlar, anlaşılamayan birkaç konu için hükümetm yıkıbna- sının anlamsız olduğunu savunarak "Koalisyon hükümetindc bö>1e an- laşmazbklar doğaldır. Anlaşma sağ- lanamayan konulardan ziyade anlaş- masağlanan konular üzerindeçalışı- larak, bu sorunlar çözüme kavuştu- rulabflir" diye konuştu. Hükümetteki bunalımların abar- tıldığını savunan MHP'li bakanlar, her sorunun yasal çerçevede ve ko- alisyon protokolüne bağlı kalınarak halledilebileceğini kaydettiler. Kabinede degjşikiik Koalisyon partisi liderlerinin, 28 Mayıs I999'da göreve başlayan ka- binede bazı bakanlann çalışmalann- dan memnun olmadıklan ve bütçe yasasının TBMM'den geçirilmesinin ardından kabineye yönelik bir deği- şikliğin gündeme geleceği kulisler- de dile getiriliyor. Liderlerin koalis- yondaki uyumu göstermek açısından bakan değişikliklerini ayn ayn de- ğil, bir anda gerçekleştirmeyi benim- sedikleri kaydediliyor. Kulislerde, hükümetin büyük or- tağı DSP'deki değişikliklerde dikkat çekici isimler Adalet Bakanı Hıkmet Sami Türk ile Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu. Af yasası hazırlıklan sırasında yıpranan Türk, DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in tepkisine hedef olmuştu. Bostancıoğlu ise bakanlığında yapüğı atamalardan duyulan rahat- sızhk sonucu parti içinde tepki top- lamıştı. Devlet Bakanı Mustafa Yilmaz da görevden alınacaklar arasmda sayı- lıyor. MHP'de görevlerinden alınacağı dile getirilenlerin daha çok akade- misyen kökenli olmalan dikkat çeki- yor. Pasif kaldıklan gerekçesiyle U- laşnrma Bakanı Enis Öksüz, Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, Devlet Bakanlan Abdulha- luk Çay ve ŞBayip Üşenmez'ın büt- çe görüşmelen sonrası düsünülen de- ğişiklikte görevlerinden alınacağı belirtiliyor. Görevden alınabilecek ANAPİı bakanlar arasında yalnızca Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'ın adı geçiyor. Fatura yine halka Hükümet, IMF'nın de geri adım atılmasına şiddetle karşı çıktığı dep- rem vergilerinin TBMM'den geçiril- mesini kararlaştırdı. Deprem nede- niyle 1999 bütçesine konulacak 500 trilyon liralık ek ödenek ve cep tele- fonlanndan yüksek gelir elde eden- lere, motorlu taşıt araçlanndan akar- yakıt tüketim vergisinin arttınhnası- na uzanan deprem vergileri çıkanla- cak. Deprem vergisi olarak gündeme getirilen vergi düzenlemelerinden sağlanacak gelirin yalnızca bu alan- da harcanmasına ilişkin hüküm yer almaması bu kaynağın, IMF'yle ya- pılacak stand-by doğrultusunda ön- görülen ulusal gelirin faizdışı fazla hedefınin tutturulmasi için kulianı- lacak. Hükümetin 2000 yılı bütçesinde öngördüğü vergi gelir hedefleri de söz konusu deprem vergileri dışında alınan KDV oranlannda, Tekel, meş- rubat gibi ürünlerden alınan ek ver- gilerde artışa gideceğini gösteriyor. Hükümet, dünyada petrol ürünle- ri fıyatlannda düşüş olduğunda akar- yakıt fıyat istikrar fonunu (AFİF) yükselterek gelinnı arttınrken, arüş Demirel, Kayseri'de üniversite ünitelerinin açılışını yaptı 'Devletin reforma ihtiyacı var' RECEPBULUT KAYSERİ - Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel, Türk Üniversitesi ve Türk devletinin reforma ihtiyacı oldu- ğunu ve devletin her kurumunun daha iyi işlemesi gerektiğini söyledi. Demi- rel. "Bu. 2000'H ydlara girerken Türki- ye Cnmhuriyeti'nm baş hedeflerinden birisidir r dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Erciyes Üniversitesi'nin Kayserili ha- yırseveT ışadamlan tarafından yaptın- lan çeşitli ünitelerin açılışı dolayısıyla üniversite senatosunca adının verildıği spor salonunda düzenlenen törene ka- tılarak konuşma yaptı. Demirel, konuş- masının başında, spor salonuna adının verilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı. Cumhuriyetin 76 yılda Türkiye'ye çok şey kazandırdığı- nı belirterek şunlan söyledi: "Bu 76 seneük banş bizim bin sene- lik tarihimizdeen uzun banşdönemktir. Bu sayede, cumhuriyetin başında bir yerden bir yen gklileme>en bir Türki- ye'den, bugün gidOemeyen yerolmayan bir Türkiye'ye gelmişiz. Bu sayede ka- ranhkUriçindebirTürkiye'den heran- lamda a> dınlık bir Türkiye'ye gelmişiz. Bunlar cumhuriyetin başanlandır." Konuşmasında, Türkiye'nin 2000'li yıllara 71 üniversite ile girdiğini belir- ten Demirel, üniversitelerin Türkiye'ye sağladığı yararlan anlattı. Erciyes Oni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Şa- hin'in açılış konuşmasında dile getirdı- ği sıkıntılara da değinerek "Sadece siz değfl, sizin bu enerjiniz \t dinamizmi- nizie Türkiye kendi ayaklanna taktığı zincirideeUerinetakdğı kefepçeyi de lo- rar"dedi. Demirel konuşmasını şöyle sürdûr- dü: "Eğer bu ulkenin insanlan, aydın- lan. sokaktald \-atandaşı ve görevlileri hiçbir şeyden çekinmeden ulkenin yara- nna obn düşüncelerini açıklıkla dilege- tirmekte kendOerini serbest hissediyor- larsa. düşüncelerini i>i niyetk dile geti- riyorlarsa bu zincirleri ve bu keiepçele- ri yaşatmak mümkün değüdir. Devlet, üniversiteier,devletin herkurumu daha iyi işkmetidir. Bu ulkenin insanlanna daha iyi hizmet vermeüdir. Bizim dev- letimiz de daha etkin olmalıdır. her üni- tesi daha etkin olmalıdır. Bu 2000'li yıl- lara girerken Türkiye Cumhuriyeti'nin baş hedeflerinden birisidir. Yanlışı. ve- rimsizi bu kadarağır bürokrasiyi savıı- namayız. O kendi kendimizicezalandır- makolur. Yanuşı yaşatamayız. Daha iyi bir Türkiye me> dana getirilmesi. bu ül- kenin insanlannın gönlündeki meşale oünaİKUr." Demirel, iyiyi meydana getirmenin şartını da şöyle ifade etti: "Oda huzur, birtik. düzenlik içinde bir Türkiye'dir, ancak hür ve serbest birTüıiave'dir. Ya- ni demokrasiyi geliştirmiş, pekiştirmiş, daha ileriye götürmüş bir Türkiye'duf Demirel, Türkiye'de demokrasinin tüm unsurlannın buiunduğunu da söz- lerine ekleyerek Türkiye'nin bugünle- re gelmesinde ulu önder Atatürk'ün önemini vurguladı. Törende bir konuş- ma yapan Dışişleri Bakanı ve Kaysen milletvekili tsmail Cem de, 21. yüzyı- lın Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi. Törende Kayseri işadamı Ka- dir Has'a da fahri doktora payidası ve- rildi. İYALOG olduğunda da AFlF'i düşürüyordu. Hükümetin kaynak gereksinimı kap- sanunda AFlF'in düşürülmemesini öngören bir çalışma üzerinde durdu- ğu öğrenüdi. 2000 yılmda dolaylı vergilere yük- lenecek olan hükümet, yine yükü dar gelirli kesim üzerine bırakıyor. Hükümetin sermaye kesiminin ge- çen yıl elde ettiği ödünü 2000 yılı bütçesinde korumayarak, hisse se- netlerinin borsa rayici üzerinden de- ğerlendinlmesini öngörmesi, serma- ye kesimine yönelik yapılacak tek vergi düzenlemesi olarak görülüyor. Ancak buna karşı sermaye kesiminin lobi faaliyetleri sürüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denet- leme Kurulu, söz konusu adaylara ilişkin sermaye kesiminin ve siyasi çevrelerin baskısı dışında Dünya Bankası ve IMF'nin karşı çıkışı ne- deniyle de oluşturulamıyor. Dünya Bankası ve FMF, Bankalar Yasa- sı'nda yeniden değişiklik isterken, Plan ve Bütçe Komısyonu'ndan ge- çen SPK yasasında da paralel deği- şiklik yapılmasım öngöriiyor. Uluslararası tahkime ilişkin uyum düzenlemelerinde, özelleştirme ya- salannın her birisinde ayn ayn deği- şiklik yapılması ağırlık kazanıyor. Bu kapsamda Danıştay Kanunu ile Idari Yargılama Usul Kanunu'nda da değişiklik yapılarak, Danıştay'm im- tiyaz sözleşmelerine ilişkin incele- me yetkisi, "görüş biktinneyk" sı- nırlandınlacak. İpekçi ödülü Tavşanoğlu 'na • Baştarafı 1. Sayfada bilim adamı, milletvekili ile Türk-Yunan dayanış- masına katkıda bulunanla- ra ödülleri geniş bir katı- lımla verildi. Bu yılki ödül- leri almaya hak kazananla- nn adlan şöyle: Stefanos Manos (Yunan parlamentosu milletvekili ve eski bakan). Anna Karama- nu (Avrupa Parlamentosu üyesi), Mustafa Mustafa (Yunanistan sol koalisyon t partisi milletvekili),^Kostas' Hacidakts (AP üyesi). Cem Özdemir ve Yannis Sakela- riu (Alman parlamentosu- nun Yunan ve Türk asıllı milletvekilleri). Cumhuriyet gazetesinden Leyla Tavşanoğlu, Türki- ye'nin Atina Büyükelçisi YaşarTogo, Yunanlı ve Türk Kadın Banşseverler, Atina ve Ankara Devlet Tiyatrola- n, Türk Mühendis ve Mimar Odalan, Yunanistan Teknis- yenler Odası ile AKUT, Ekam (Yunanistan kurtarma timleri). tki halk arasındaki tema- sa katkıda bulunanlara veri- len ödülleri Bilgi Cniversite- si Rektörü Mete Tuncay ile Türk gazeteci Yengal ve ba- zı Yunanhlar aldı. Bu yılki gazetecilik ödülleri, Üçüncü Ozel Ödül ile şiir ve sanat eserleri konusundaki tüm ödüllerin Yunanlara veril- mesi dikkat çekti. DENİZ GÖKÇE AAAHFİ EĞILMEZ ASAF SAVAŞ AKATI ^DosÜuk Treni' Atina'da G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada le. AGlT'in açılmışını yazının başında vurguladık. Birinci sözcük "Avrupa". Ama hazırlık aşamasın- daki tartışmalara bakıyoruz, Avrupa dışında her konu var: - Çeçenistan'daki kanın durması. - Ozbekistan başta otmak üzere Orta Asya ül- kelerindeki muhalif kanatlar. - Çin'deki Uygur Türklerinin durumu. Örnekler uzayıp gidiyor. Buna Türkiye ile doğru- dan ilgili durumlan da ekleyebiliriz: - Kıbns sorununun çözümü için atılabilecek adımlar. - Bakû-Ceyhan boru hattının yapımı için artık son imzanın atılması... Aslında bu durumu çok da yadırgamamak ge- rekiyor. Zira, Avrupa kendi güvenliğini yeniden bi- çimlendirirken dünyanın her köşesinde olup biten- lerie doğrudan ilgili. Ancak Avrupa'daki duruma bakışla, dünyanın öteki bölgelerine bakış arasın- da ciddi farklar var. Avrupa ile ilgili tarhşmalar bir bütünselliği içeri- yor - Birieşik Avrupa'nın önündeki engelleri nasıl kal- dıralım? - Birieşik Avrupa nasıl ve ne kadar daha geniş- leyebilir? - Kültür farklılıklannın ortak yaşamı bütünleştir- mede sağlayacağı artılar nasıl arttınlır? - Avrupa'nın savunma sistemini ortak ve yeni bir anlayışla nasıl düzenleriz? öteki coğrafyalarda olup bitenlerin tartışma ze- mini ise şöyle: - Çok küttüriülük desteklenerek nasıl farklı ya- şamlar yaratılır? - Etnik gruplann terör ortamına sürüklenmeden varlık nedenlerini arttırmalan için neler yapılabilir? Bu anlayışın Türkçesi şu: Planı yapan ülkeler kendi aralanndaki sınırian olabildiğince azaltmak için gerekli olan her şeyi deniyortar, yaşama geçiriyorlar. Planın parçası olan ülkelerin kendi içlerindekı sınırlann arttınlması için ne kullanılması gerekiyorsa onun koşullan hazıria- nıyori Türkiye'nin yeri Bu anlayışta Türkiye nereye oturuyor? Şunu söyleyebiliriz: Türkiye ne bir plan yapabiliyor ne de kendisine dayatılan planın uygulanmasına izin veriyor! Gündemdeki sıcak haberler de durumumuzu göstermeye yetiyor. Pakistan'da başbakanın de- mokratik olmayan uygulamalarına demokratik ol- mayan bir yöntemle yanrt veren Pervez Müşer- refin en azından kısa süreçte ziyaret edebileceği en batıdaki ülke Türkiye... AGİT zirvesinin yapıla- bileceği en doğudaki ülke de Türkiye... Türkiye hem Müşerref'e bir şeyler anlatmaya ça- lışıyor hem Avrupa'ya! Coğrafyamız kaderimizi beliriiyor. Kimi yorumlarda Demirel'in Müşerrefi ağırla- maktan müşerref olmadığı vurgulandı, ama öyle görünmüyor. Tam tersine müşerref oldu. Demi- rel'in "Müşerrefe dedim ki..." sözleri için şu yo- rum daha uygun olur: Pakistanım sen dinle, Türkiyem sen anla! Pakistan'ı demokrasiyi haklamakla paklamak arasında bırakıp AGlTe dönelim... 18-19 Kasım'da yapılacak zirveden olağanüstü sonuçlar bekleme- mek gerekiyor. Ancak Türidye'nin cidch bir iklim de- ğişikliğiyle karşı karşıya olduğunu da görmek ge- rekiyor. AGPTin ardından aralıktaki Helsinki zirve- sini konuşmaya başlayacağız. Türkiye'ye "AB'ye tam üyelik" statüsünün verilmesi eğilimi ağır bası- yor. ABD Başkanı Clinton'ın konuşmalan iklim de- ğişikliğiyle ilgili hava hareketliliğini arttırdı. Yunanis- tan'ın da bu durumu gördüğü için Türkiye'ye yö- nelik politikasında değişiklik yaptığı yorumlan gi- derek artryor. Bütün bu değeriendirmeierin ardından, "Türki- ye'nin içinde ne oluyor" diye baktığımızda bam- başka bir durumla karşılaşıyoruz. "AGİT" desek, "Al git" anlayıp çıkışacaklar - Sen git... SİYASİ GÜNDEMİN PİYASALARA ETKİSİ EKONOMİ KUÜSLERİNDE KONUŞULANLAR TAHMİNLER, ANALİZLER HATİCETUNCER www.ntv.com.tr BU AKŞAM 21:05 SELANİK - Atina TRT Cocuk ve Gençlik Vakfı ile Devlet Demiryollan'nm ortaklaşa düzenlediği 'Dostluk Treni' Atina'ya ulaştı. Treni karşılayanlar arasında bulunan Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, iki hal- kıntanhten gelen dostluklan olduğunu belir- terek "Bu dostluğu geliştirebilirsek ne mudu Türk ve Yunan halklanna" dedi. TRT ve Demıryollan'nın ortaklaşadüzen- lediği Dostluk Treni, saat 10.00'da Atina Merkez Gan'nda töîenle karşılandı. Treni karşılayanlar arasında, TOFAŞ-Panatinaikos basketbol maçını izlemek üzere Yunanis- tan'da bulunan Spordan Sorumlu Devlet Ba- kanı Fikret Ünlü, Türkiye'nin Yunanistan Büyükelçisi Ali Tuygan, Yunanistan Demir Yollan Yönetim Kurulu Başkanı Yorgos Murmuris, Yunan Radyo-Televizyon Kuru- mu yetkilileri yer aldı. İki ülke yetkilileri, Dostluk Treni'nde yer alan Atatürk'ün özel vagonunu gezdikten sonra Türk ve Yunan gazetecilere basın açıklaması yaptılar. Dev- let Bakanı Ünlü, Yunan gazetecilerin sorula- n üzerine. geçmişe dönük bakılmaması ge- rektiğini kaydederek "Bulunduğumuz nok- tadan başlayarak Oeriye doğru gkkfim. Geri- de kalanlan geride btrakalun. Çok güzel bir ortamdaytz" diye konuştu. İki ülke arasında dostluk ve banş arayışla- nnın deprem felaketinden sonra başladığını kaydeden Ünlü, "Atahırk ileVenizetos arasın- da başlayan dostluk bağlan giderek yükseli- yor. Bunun gururu içindeviz. Bu dostluğu tüm sektörlerde. her kademede güçlendirelim, di- yedüşünüyoruz" dedi. Telekom maçının bü- yük bir dostluk ortamında geçtiğini, Tofaş maçının da aynı şekilde geçeceğini umduğu- nu söyleyen Ünlü, Abdi İpekçi Dostluk ve Banş Ödülü Töreni'nin de dostluğu pekiştir- mede önemli olacağını kaydetti. tki toplu- mun tarihten gelen dostluklan olduğunu ifa- de eden Ünlü, "Bu dostluğu geliştirebilirsek nemurJu Türk veYunan halklanna" diye ko- nuştu. TCDD Genel Müdürü Hasan Moila- oğuDan da Yunan gazetecilerının soruları üzerine. "Demiryokular zaten birbiıierini çok severler. Bumı halk arasına yaymaya ça- bşacağtz" dedi. TRT Genel Müdürü Yücel Yener, halklar arasındaki dostluğun kurumlar arasında da sürmesinin hükümetleri ve devletleri zorla- yacağını kaydederek "F.n büyük katkıyı da medya mensuplan sağlayacak. Akdeniz kom- şusu olan iki ülke halkının ortak değerieri var" dedi. Yener, bir Yunan gazetecınin "O zaman bizi aşan nedir" sorusu ile ilgili ola- rak, zaman zaman yanlış anlaşılan siyasi tar- tışmalar, iç politikalar olduğunu belirterek "Önemli olan, halklar arasında dostluğun, sempatinin varolmasıdır. Bunun 21. yüzyıla girerken tüm dünya ülketerine örnek oiması- nı diüyonım" diye konuştu. Dostluk Treni'nde yer alan Atatürk Müze- si de Atina halkının ziyaretine açıldı. Yunan basmı Dostluk Treni Yunan gazetelerinde de il- giyle karşılandı. Vradinı gazetesi, Dostluk Treni için, 'Müslümanlann bu trenle birlik- te tekrar Vünanistan'a gelmeye teşebbüs ede- cekleri' ihtimalinin bulunduğu yorumunu yaptı. Ethnos gazetesi, 'Atatürk'ün61.ölüm yıldönümünde Türkiye'den dostluk treni ge- liyor' başlığıyla haberi verdi. Athinaiki gaze- tesi ise Dostluk Treni'yle iki ülke arasında- ki ilişkilere, dostluk ve güvenlik çerçevesin- de değişik bir anlam verilmesinin hedeflen- diğini anlattı. Yunan gazeteleri haberi genel- likle yorumsuzve Türkiye Büyükelçiliği'nin basın duyurusuna sadık kalarak verdiler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear