25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 12 KASIM 1999 CUMA O L A J L L A K V-CJ C r O K I J k Ş H j K olay.gorus@cumhuriyet.com.tr - Senin cep numaran kaçtıf - Yaz: 0533... - 0533? Turkcell değil mi yanif - Bildiğimiz Turkcell - Eee, ne farkı var? Hiçbir farkı yok Sadece 0533'le başlıyor. Peki anlaştık. Sen şunun geri kalanını ver bakalım! Kayıt Dışı Ekonominin Gücü... Kemal KILIÇDAROGLU VAVEK (*) Başkanı G eçen yasama döneminde çıkan vergi yasa- sını biz de eleştirmiştik. Çünkü tasan yasa- laştna sûreci içinde yeterince tartışılmamış, "Nereden buldun"' sorusunu soracağım di- ye bazı çevrelere büyûk ödûnler verilmişti. O kadar ki "Reform" olarak sunulan tasan vergi gelirlerinde ciddi düşüşlere yol açmış, sistemin kendi içinde var olan tüm otokontrol mekanizmalan kaldınlnuştı. Bugün "nereden bukhın" uygulamasını eleştirenler, o dönem- de tasanyı yere göğe sığdıramıyorlardı. Oysa yapılanlann re- formla yakından uzaktan bir ilgisi yoktu. Çünkü yapılan de- ğişikliklerde; optimal vergi hasılatını sağlayacak, vergi yû- künü gelir gruplan arasında adil olarak dağıtacak, vergi po- litikası yolayla ekonomik kalkınmanm yolunu açacak ve sos- yal adaleti sağlamaya yardımcı olacak hükümler ya yoktu ya da oldukça yetersızdı. Ayncayasalaşan tasan. "kayıtdışıekn- nomiyi kayda alma" gıbi ciddi bir iddiayı da taşıyordu. Bu- nu sağlamak ıçın "malj mUat" ilan edilmiş, yükümlüler açı- sından "beyaz sayfa"lar açılmıştı. Kimse "nereden buklun" uygulamasının ekonomiyi kilitleyeceğini söylemiyordu. Çün- kü amaç, önce ödünleri almaktı. Tasan yasalaştı ve ödünler alındı. Artık sıra "nereden buklun" uygulamasını kaldırma- yagelmişti. Çünkü "mali rnilat"çalışmamıştı. 30 Eylül 1998 tarihi itibanyla, sadece 4 mılyar ABD Dolan ve 500 triryon liralık bir para kayda alınabilmişti. Oysa kayıt dışı varlığın bu rakamlann çok üstünde olduğu biliniyordu. Kişiler elle- rindeki kayıt dışı varlıklannın önemli bir bölümünü kayda al- dırmamışlardı. Çünkü "mali milat" amacına ulaşsaydı, "ne- reden buidun" uygulamasma bu denli tepki gelmezdi. Kayıt dışını büyütmek: Tasan yasalaşüktan sonra, bu ko- nuda Cumhuriyet'in sorduğu bir soruya şu yanıtı vermiştik: "_ Yapılan değişikliklerden sadece 'nereden buidun' uygtıla- ması ayakta kaldı. Şündi o da tar&şılıyor. O zaman şu sonı ak- la geiiyor. Peki biz bu değişiklikleri niçin yapük" (**) Bugün için bu sorunun yanıtı aslında çok açık. Bütün o değisiklik- leri kayttdışı ekonomiyi büyütmek için yaptık. Çünkü, o ta- rihte tartışılıyordediğimiz "nereden buidun" uygulaması ar- tık yok. Parlamento, bu uygulamayı erteleyen tasanyı onay- ladı. Kayıtdışı ekonomi lobisi iyi çalıştı ve sonuç aldı. Yani hükümet kayıtdışı ekonomi lobisine teslim oldu! Uımıdumuz kayıtdıp: "Nereden bukhın?" uygulamasının getirilmesiyle birlikte, 30 ila 100 miryar dolar arasında bir paranın, yurtdışına çıktığını değişik çevreler söylüyorlar. Bunlara göre para çıkmasaymış, ekonomik durgunluk ol- mazmış. Yine bu çevrelere göre durgunluğu aşmak ve eko- nomideki dinamizmi yeniden kazanmak için "nereden bui- dun" uygulaması kaldınlmalıydı. Bunun açık anlamı şudur. Bu çevreler diyorlar ki, "Kaçırdığım ve kaçıracağım vergile- rin hesabuu bana sormayacaksuı. Ben arzu ettiğim kadar ver- gi Öderim. Üstüme geürsen, alır paramı yurtdışına çıkanm." Ve sız de hükümet olarak bu söyleme teslim oluyorsunuz. Ya- ni vergiden vazgeçmeyi göze alarak "nereden buidun" uy- gulamasını erteliyorsunuz. TÜSİAD kadar bile cesur olamı- yorsunuz. Çünkü onlar "_2rinci yüzyıla, kayıtdışı ekonouû- sinin büyüklüğüfleövünen bir ülkenin işadamlan olarak gir- mek istemiyoruz" deme yürekliliğini gösteriyorlar. Kayıtdışı ekonomiyi kayda alma amacıyla yola çıkıp, ka- yıtdışı ekonomiye teslim olan bir hükümet nasıl başanlı ola- bilir? Bizim açımızdan elbette ki bu bir başan degildir. An- cak ekonomik faaliyetlerini kayıtdışı yürütüp, vergisiz gelir elde edenler açısından hükümetin geri dönüşü başanlı biradım- dır. Hatta onlann gözünde bunu yapanlar birer devrimci (!) bile sayılabilırler. Oysa bunun dev let ciddiyetiyle bağdaşır hıç- bir yanı yok. En azından, dün yaptığını bugün bozan bir hü- kümetin yurttaş gözünde inandıncılığı kalmaz. Gelirin daha adil dağilımını isteyecek ve bunu parti programınıza yaza- caksınız, ama hükümet olunca da gelip, kayıtdışı ekonomi- ye teslim olacaksınız. Yazılanla eylemin taban tabana zıt ol- duğunu herhaide hükümet edenler de bıliyor. Sonuç: Hükümetin "nereden buidun" konusundaki geri adı- mı, aslında bu kesimin ne denlı güçlü duruma geldiğıni gös- termesi açısından ilginçtır. Iktıdann, sosyal güvenlik konu- sundaki kararlılığını>"bu konuda göstermemesı, kayıtdışı eko- nominin, artık siyasal iktidan belirleme aşamasına geküğini gösteriyor (.'). Bunun da Türk sıjasa! yaşamı ve ekonomısı açısından sağlıklı bir gelişme olmayacağı açıktır. Vergi yasa tasansı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülürken gerçekleri gören bir sayın parlamenter a>Tien ağırlaştırmadan vergi tabanını yaygınlastırmayı sağlamayı amaçlayan vergi reformunu imha etmeyeceği inancı ve beklentisi ile hepini- zi saygı ile selamlıyorum. (***) Ama ne inanç ne de beklen- ti bu sayın parlamenterimizin umduğu gibı çıkmadı. Tasan "jet hmyla" kayıtdışı çalışanlann lehine çıktı. Hem de adın- da "sol" sözcüğü olan bir partinin iktidan döneminde. Peki "nereden bukhın" sorusu bugün için sorulamayacak mı? Ka- nımızca bu soruyu sormaya engel yasal bir düzenleme bu- gün için yok. Bu kanımızın yasal dayanaklannı bir diğer ya- zıda sizlere sunmaya çalışacağız. (*) Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği. (**) 15 Haziran 1999günlû Cumhuriyet (***) Ramis Aydın, Sakarya Milletvekili (DSP) Denetçilere Haksızlık... î. Zafer KARAKULAK DENETDE Genel Başkanı C umhuriyet'in 22 Eylül 1999 tarihli nüshası- nın 2'nci sayfasında Araştınnacı - Yazar Ay- dın Olgun imzasıyla yayımlanan "Bürokra- side Kıyım Rüzgârlan" başlıklı yazınm ikin- ci sütununda "Siyasal iktidariar işierine gel- meyen bir bürokraü yerinden etmekiçin dev- letin denetim organlannı kuUanmaktadırlar. Bunda da başi Başbakanhk Teftiş Kurulu çekmektedir" tümcelennc yer ve- rilirken makalenın son paragrafında "._ önemli bir başka ko- mı da denetim kurumlarmın hanriadıklan soruştunna rapor- lannın ne denli gerçeğe uygun olduğudur. Müferöşlerin ha- zıriadığ] soruştunna raporian ile yüce adaletin huzunına çı- kanlanbürokraüannbûv'ükbirbölümünün "aklandığı" bir gerçektir. Müfettişlerin iki imzah bir raporla ydlannı ve ya- şamlannı göre> lerinevermiş koskoca müstesaıian, genel mû- dürieri, müdürleri açtğa aldıklan, bu gibi personeün sistem gereği oldukça uzun süren yargı safhasında maddi ve mane- vi sıkınnlara düştüğu unutulmamahdır" tümcelerine yer ve- rildiğı görülmüştür. Müfettişler, kurumun en üst amirine bağlı olup, soruştur- ma emirleri bu üst amirlerce verilir. Söz gelimi, başbakanhk müfettişi başbakandan, bakanlık müfettişi bakandan, genel müdürlük müfettişi de genel mûdürden soruşturma emri alır. Müfettişlerin düzenlemiş olduğu tüm raporlar usul ve esas yönünden teftiş kurulu başkanhğınca incelenerek başbakan, bakan veya genel müdür onayıyla ilgili merciye gönderilir. Fezlekeler Memurin Muhakematı komisyonlanna verilir, karar organlan ise sırasıyla ilçe idare kunıllan, il idare ku- rullan, bakanlık Memurin Muhakematı komisyonlan ve Da- nıştay 2. Dairesi'dir. Bu komisyonlarca da yargı lanma, yar- gılanmama, düşme, görevsizlik, soruşturmanın geçici olarak durdurulması karan verilebilmekte olup, soruştunna yürüten müfettişin bu komisyonlarda görev alması, onlan etlcileme- si, kararlarda söz sahibi olması söz konusu degildir. Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile ilgili 3628 Sayılı Yasa çerçevesinde düzenlenen soruşturma raporian da cumhuriyet savcılıgına tevdi edilerek cumhuriyet savcılan- nın verecekleri kovuşturma ya da takipsizlik karan doğrul- tusunda işlem görür, kovuşturma (takibat) karan verilmesi ha- linde ise rapor başsavcının "görûMû" işleminden sonra ilgi- li mahkemesine sevkedilır. Disiplin soruşturma raporian disiplin cezası vermeye yet- kili amire, disiplin kuruluna ya da yüksek disiplin kurulu'na gönderilir, bu kunıllarda tartışılması sonrasında nihai karar verilir. Müfettişlerin ceza verme yetkısi de yoktur. Müfettişler ic- rai işlemlere kanşamazlar. Sadece inceleme ve soruşturma yaparak bulgu ve belgeleri ilgili merciine tevdi etmek zorun- dadır. Saym Aydın Olgun bugün soruşturmanın kimin emriyle baş- latıldığını. raporun hangi aşamalardan geçtikten sonra işle- me girdiğini, hangı kurullardan geçtikten sonra cumhuriyet savcılıgına intikal ettiğini bilmemektedir. Araştırmacı yazar- lık suçlamaktan değil, incelemekten. sorgulamaktan, bilin- meyenleri ortaya koymaktan, doğruyu saptırmamaktan ge- çer. Müfettişlerin hazırladığı raporlar yine bürokratlann oluş- turduğu kurullardan geçmek suretiyle cumhuriyet savcılık- lanna gitmektedir. Görevi sorusturmak olan bir müfettişin üst makamdan ge- len emri kabul etmemek, işleme sokmamak, taraflardan bir veya birkaçının yaranna davTanmak gibi bir yetkisi yoktur. Bir şikâyetin, bir başvurunun ıncelenmesi sonucunda bir suç varsa fezleke veya soruşturma raporu düzenlenip ilgili ku- nıllara veya ilgili makama sunulması kamu hizmetinin bir ge- reği değil midir? Müfettişler soruşturduklan konulan bir rapora bağlamak, raporda kişisel duygulardan uzak objektif olmak, mevzuatın gerektirdiklerini belirtmek zorundadır. Müfettiş raporlannı uygulamak, işleme koymak başka mercilerin görevidir. O halde mesleğe yönelen bu saldın neden? Müfettişler de diğer bürokratlar gibi kamu yönetiminın iyileştirilmesi, kamu işlemlerinin sağlıklı, düzenli, adil yü- rümesi hususunda çaba sarfeden kişilerdir. Bu kunıllann, kunıllan oluşturan bireylenn eksiklikleri var- sa eleştiririz. Çünkü bizler de onun gibi insanlığa yaraşır gü- zelliklerin yaratılmasına çahşıyoruz. lnsan haklanna saygı- nın geleceğin Türkiyesi'nin temel taşı olduğuna inanıyor. ge- lecek kuşaklara güzel eserler bırakmanın da bu düşünceden geçtiğine inanıyoruz. Aydın Olgun'un gazetenizde yayımlanan yaasıyla ilgili ola- rak çok sayıda denetim elemanı telefonla şahsıma başvurmuş, yazann haksız ve sorumsuz eleştirilerini dile getırmişlerdir. Tepkimızin gazeteniz sütunlannda değerlendirileceğine inanıyor, saygılar sunuyorum. PENCERE KaratktaVıruşanlar!.. Bir süreden beri ortalığı birbirine katan teiaşe mü- dürteri türedi: - Karanlıkta kalacağız.. - Neden?.. - Enerji yatınmı yok.. -Peki, ne olacak?.. - Soğuktan donacağız.. - Deme!.. - Zemheride titreyeceğiz.. - YapmaL - Bu gidişle fabrikalar paydos eder, üretim du- nır, ekonomi zokayı yer!.. - EyvahL , s - Geceleri mum ışığına kalınz.. - Çare?.. - Çare tahkimdiri.. - Neden enerji yatınmlannı biz yapamryoruz?.. Gücümüz yok mu?.. - Yok!.. - Niçin?.. - Batmışız!.. AkJımızı başımıza toplamazsak ha- pı yutanz; yabancılar bizim yargıya güvenemiyor- lar, yargıçlanmıza kuşkuyla bakıyortar... - Sonra?.. - Tahkim Yasası çıkb mı enerjisorunu çözülür, çün- kü yabancı sermaye kapıda bekliyor; gelir yatınm- lannı yapar; bu iş biteri.. Teiaşe müdürleri, ülkeyi avuçlan içine alan yaban- cı güçlerin memurlan... • Biz bize benzeriz!.. Enerji sorunu zengin Batı ülkelerinde doğal ko- şullan içinde serinkanlılıkla çözülür; bize gelince maazallah kan çıkar, kir türetir, pislik üretir. Teiaşe müdürleri amaçlanna çabucak ulaştılar, önce "tahkim'e yattık. Ama, kızılca kıyamet sürüyor. Medya ışin içinde!.. Koalisyon ortaklannın arasın- da kan kokusu gibı para kokusunu soluyanlar açık ve gizli "faaliyet" içindeler. Hangi kavşaktayız?.. Suriye, Irak, Azerbaycan, Türkmenistan, Hazarcoğ- rafyası, Rusya, Amerika, vb. bu kapsamda oyuna giriyorlar; Fırat ve Dicle üzerinde kurulan barajlar, bölgede su savaşını gıdıklıyor; Anadolu doğudan ba- tıya akaryakrt koridoru; petrol boru hattı bizden mi geçecek, bizim dışımızda mı döşenecek?.. Nüfus patlamasını yaşıyoruz, sanayileşme yo- lundayız, enerjiye elbette gereksinme var; ama, el- den ayaktan düştüğümüz için ötekine berikine yal- var yakar oluyoruz. Cadı kazanı fokurduyor... . ": " Nedir bu kazanın adı: • - ' ; Emperyalizm!.. Egemenler, petrol üzerine çıkar denetimini yaşa- dığımrz coğrafyada sürdürüyorlar. • Türkiye'de enerji alanı karanlıkta vuruşanlann sa- vaş meydanı gibi... Yalnız dışandan içeriye sis bombası atılmryor, içerde "Yağma Hasan'ın Böreği" düzeninden ya- rarlanmak isteyenlerin kavgası yakında ortaya dö- külecek!.. Ulusal çıkarlara göre ayarlanması gere- ken enerji polrtîkasını özel tezgâhlara havale eden- leri suçlamak da boşuna!.. Bir kargaşaya doğru yol alıyoruz; yangından mal kaçınr gibi 'tahkim'\ çıka- ranlann marifetleriyle ülke enerji alanında bir yem- liğedönüşebilir... Bizden habervemnesL Gidiş o gidiş.. Bizim güzelim ülkemizde eksikliği en çok göze çar- pan şey, "bağımsız siyasal irade"ö\r. Astl bu alanda karanlıktayız. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLÎYE HUKUK MAHKEMESİ NDEN EsasNo: 1998/1257 Davacı Cengiz Balveren vekili tarafindan davalı Aygül Balveren aleyhine açılan boşanma davası nedeniyle Veri- len ara karan gereğince, Eşme ilçesi. Tokmakh köyü h: 0079'da nüfusa kayıtlı Kemal kızı, Neriman Perihan'dan olma, 10.03.1966 doğumlu Aygül Balveren'i Ulubey Şi- rintepeMah. 181 Sok. No: 12/A, Siteler/ Ankara adresın- den araştınlmış, adresı tespit edilemediğinden adına ıla- nen tebliğıne karar verilmiş olup, adı geçen davalı Aygül Balveren'in duruşmanm bırakıldığı 21.12.1999 günü sa- at 9.00'da mahkememızde hazır bulunması veya kendinı- zi bir vekille temsil ettirmeniz, aksi takdirde davanm yok- lugunuzda devam edip sonuçlanacağı hususu tebligat ye- rine kaim olmak üzere ilan olunur. 1.11.1999 Basm: 54708 - Yaz: 0533... Yeni ahnan Turkccll numaraiarı bundan boyle 05.^3 iie başKıyacak. 0532 ve 0533 arasında hiçbir fark yok: Aynı hizmetlen aynt tarifeler. aynı ileri reknoloji... \e tabii aynı Turkcell kaiitesi. 444 0532 \\\\.turkcell.com.tr TURKCELL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear