25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 1999 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI Istanbul B 19 Sinop B 17 Adana Edime B 21 Samsun Kocaeli B 20 Trabzon B 17 Mersın Çanakkale B 21 Giresun Izmir A 24 Ankara JY 16 Diyarbakır A B 15 Şanlıurfa B 17 Mardin Manisa _ A 2 4 Eskişehir B 17 Siirt Aydın _A 26 Konya B 17 Hakkâri PB 14 Denizli A 22 Sıvas B 13 Van Zonguldak A 17 Antalya A 27 Kars Doğu Karadenız'ın ao- ğjsu ıte Doğu Anado- lu'nun doğusu çok bu- lutlu yaŞmuriu. Doğu Anadolu nun doğusu- nun yukseklen karia ka- nşık yağmurlu. otekı yerier az bulutlu ve açık geçecek. Marmara ıle yurdurı ıç kesımıerinde sabah saatıennde yer yersisgooılecek Hava sıcaklığı yurdun ıç ke- sımlerinde bıraz arta- cak. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 9 10 10 18 12 18 20 15 Berlin PB 15 Moskova Münih PB 15 Zürih Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB PB PB PB PB PB 14 18 20 15 17 22 25 PB 18 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahlre Y Y Y Y Y Y PB 23 8 23 18 21 16 26 B 28 Parçalı bdutlı Bulutlu k Çok bulut'L, Yağmurlu Sulu kar , G6k gurûltülu Soruşturmada ilerleme yok • Baştarafi 1. Sayfada Ekim'de uğradığı su- ikastla ilgili soruşhırma geniş çaplı olarak sürdü- rülüyor. Suıkastın ardın- dan gözaltına alınan çok sayıda kişinin ve görgü tanıklannın defalarca ifa- desialındı. Bukişilerara- sından güvenlik güçleri- ne teslim olarak eylemi üstlenen 16 yaşındaki C. G. tutuklandı. Güvenlik birimleri. so- ruşturmayla ilgili olarak 'somut ipuçlanna" ulaş- tıklannı kaydettiler. Suikastın hemen ardın- dan Emniyet Genel Mü- dürlügü. Jandarma Genel Komutanlıgı, MtT ve DGM eşgüdümünde oluşturulan çalışma gruplan inceleme ve araştırmalanna çok yön- lü olarak başladı. Kışlalı'mn otomobili- nin alev almasının ardın- dan söndürmek için çevr rede bulunan beton kam- yonlanndan su sıkılmıştı. Jandarma yetkilileri, bu işlem sırasında kanıtlann bazılannın kaybolduğu- na dikkat çekmişlerdi. lçişleri Bakanı Sadettin Tantan. kanıtlann kay- bolduğu değerlendirme- leri konusunda "Su hadi- sesi güvenlik güçlerinin müdahaksinin öncesinde olnıuş. Vatandaşlar ya- nan aracı söndürüp soğu- tabilmek için su sıkmış- lar" dedi. Araca su sıkı- larak kanıtlann kaybedil- mesi 24 Ocak 1993'te Uğur Mumcu'nun katle- diîdiği olayın ardından yürütülen soruşturmanın akıbetini akıllara getirdi. Emniyet Genel Mü- dürlügü'nde oluşturulan "Bombalı Olaylar Arşi- vpnde bulunan ve ger- çekleştiren örgütlerin belli olduğu olaylarla karşılaştınlarak sonuca gidilmeye çalışıldı. Kış- lalı suikastının işlendiği gün olay yerinde görülen şüpheli 1 'i kadın 5 kişi- nin robot resimleri çizil- di. ancak emniyet yetkili- lerinin bekledikleri bazı gelişmeler nedeniyle re- simlerdağıtılmadı. Resimlerin dagıtılma- sında sakınca gördükleri- ni belirten yetkililer. ile- riki aşamalarda bu yola gidilebilecegini kaydetti- ler. Suikastın ardından Türkiye'den çıkış yap- mak isterken şüphe üze- rine 3 lranlı gözaltına alındı. 12 saat sorgulan- dıktan sonra serbest bıra- kıldı. Iranlılann gözaltına alınmalan Ankara ile Tahran arasında diploma- tik bunalıma neden oldu. Iran. "Gereksiz yere gö- zaltına aldınız" derken Türkiye. "Bu kişilerden resmi pasaport çıkmadı. Polis görevini yerine getir- di" yanıtını verdi. Dış bağlantı kuşkusu nedeniyle denetimierart- tınldı ve son 4 ay içerisin- de Ortadoğu ülkelerin- den Türkiye'ye giriş ya- panlar incelemeye alındı. lstihbarat servisinin şüp- heli bulduğu ve zaman zaman faaliyetlerini kontrol ettiği bu kişilerin sayısının 500'e yakın ol- duğu bildirilirken incele- me çalışması yapılan bu kişilerin bazılannın 3 ve- ya 4 kez giriş-çıkış yaptı- ğı belirlendi. Görgü tanıklannca Kışlalı öldürülmeden ön- ce Çayyolu'nda sık gö- rüldüğü ve "şüphefi" ol- duğu bildırilen füme renkli arabalar inceleme- ye alındı. 1000'den fazla füme renkli araba ortaya çıkarken verilen bilgiler sonucu bu rakam 150*ye kadarindirildi. Yetkililer. bunlann olayla ilgisi olup olmadıgının kesin bilin- mediğini belirtirken "Ay- nca böyle bir şey varsa bt- le plakasının gerçek olup olmadığı da belirsiz" açıklamasını yaptılar. Saldırıda kullamlan bombada yer alan pilin,^ yıldır piyasada bulunma- dığı belirlendi. Buneden- le bombanın eskiden ha- zırlandığının ya da eyle- mi gerçekleştiren örgü- tün. bu anlamda bir stoka sahip olduğunun bir gös- tergesi olabileceği kayde- dıldi. Olayla ilgili olarak ifa- desi alınan aralarında görgü tanıklannın da bu- lunduğu 10kişi28Ekim günü serbest bırakılırken 16 yaşındaki C. G'nin gözaltı süresi uzatıldı. C.G. önceki gün çıkanl- dığı Ankara DGM Yedek Hâkimliği'nce "suçlulu- ğu hakkında kuvvetli be- lirti bulunduğu gerekçe- sivle" tutuklandı. Af restleşmesi I Baştarafi 1. Sayfada rerse böyle olur, VeB gi- rerse böyle otunın yanın- da değttiz. Aynı kapsam içinde birini istifade etti- receksiniz, diğerinin alö- na şerh koyacaksınız. Böyle şey olmaz" dedi. Kırcı'yla ilgili madde- den yaklaşık 50 kişinin ya- rarlandığmı, MHP'nin Kırcı'yla ilgili bir dayat- masının olmadığını savu- nan Üşenmez, şu görüşle- n dile getirdi: "Bu kapsam içine 50'ye yakın Idşi giri- yor da, Haluk Kıra da bu- nun içinegiriyorsa girer ta- bü.Diğerleri istifade ediyor da o niye istifade eonesin? Bizim bövle bir dayatnıa- mız yok. llla da Kıra me- selesi getirilİTOr. Artık 12 Eylül öncesini unutmamız laam. Eğer biztekrar geti- rip de 12 E\1ül'ü koyarsak huzurortamı bozulur.Vaz- ieçsinler aftan. bizirn böy- le bir sıkınhmız yok. Bizim programımızda da yok bu. Kendilerinin işine geldiği aibiçıkacak.öbürleri de ol- mayacak: böyle bir şey ol- maz. Böyle af tasansını biz kabuletmeyiz. Yani birzih- niyetvar ki kendi sempatik gördüğü kişilere af gelirse JÜzeL kendisine sempatik olmayanlara ise kötü; bu- nun adına o zaman af den- mez. Kesinlikle de buna evet' demeyiz." Tasanyı içine sindiremeyenlerin o>r vermemesini öneren Cşenmez, "Zorlayan var mı? Kim beni zorlayacak da o> kuUandıracak?"' dı- ye konuştu. MHP iideri De\let Bahçeli. kamuoyu baskısı nedeniy le çetelerin kapsam dışına çıkanlma- sına "evef" demesine kar- şın parti içinde bu konuda da rahatsızlık ortaya çıktı. Bayındırlık \ e Iskân Baka- nı Aydın da, affm gündem- .lerinde olmadığını, ancak toplumda bir beklenti ol- ması nedeniyle bu konuda . fedakârhk yapan bir parti olduklannı savunarak "Fe- dakâriık yapan bir parti olarak biz neyin pazarlığt- nı yapacağız" diye sordu. Aydın. 313. maddenin de af kapsamma alınması konusunda ısrarlı olacak- larını kaydederek "313. maddey le bir dönemde ya- pılan haksızlığın ortadan kaldınlmasına önem veri- yoruz. Bu kime fayda geti- rir; biz bununla ilgilenme- yiz. Biz tek başına kişilerî düşünmeyiz. Ama 313. maddeyle yapılan haksız- lıklann kaldınlması yö- nûnde bir ısranmız var" diye konuştu. Aydın. Budak'ın açıkla- malannm anımsatılması üzerine de "Biz MHP ola- rak af konusunda Sayın Budak'tan daha rahatsızız. Eğer beüi rahatsızlıklar \arsa aftan vazgeçelim. Sa- yın Budak bunu grubunda dile getirirken kabul ettire- bilirse aftan hemen vazge- çeUm" dedi. MHP Grup Başkanvekili İsmail Köse de "affın çıkmamasmın kendilerini rahatlatacağı- nı" söyledi. Bor oyununa geçici engelleme H Baştarafi 1. Sayfada başlayan "pcşkeşin boyurJiin" tekel konumunda olan maden yataklan- nın da eklenmesiyle büyüyor. Özelleştirmelerle HAVAŞ'ı. Ho- pa Limanı'nı, Samsun-Sinop-Or- du elektrik dagıtım şebekesini, Ça- yırhan Termik Santrairnı. Türkiye Kömür lşletmeleri'ne ait Çayır- han'dakı bazı üniteleri, ardından te- kel konumu olan tronanın işletme- sini de alan ve Susurluk skandalın- da adı geçenlerden Turgay Ciner'e bor madeninin dağıtımının bırakıl- ması girişimi KİGEM ve Türkiye Maden-lş'in girişimleri sonucunda şimdilik durdumldu. Sabah Gru- bu. Etibank'ı özelleştirmeyle alan CavitÇağlar'a önce ortak olup, ar- kasından tamammın sahibi olur- ken: borun satılmaya çalışıldığı Turgay Ciner'in de Sabah Grubu içinde yer alan atv'nin ortağı ol- ması dikkat çekivor. 'Soysal'a teessüf ediyorum' Eti Holding Genel MüdürüZiya Gözler. "BizdeMümtaz Soysal ka- dar vatanı düşünüyoruz. Soysal'a teessüf ediyorum. Kendisine çok sert bir mektup yazacağım" der- ken. borla ilgili yapılmaya çalışılan işlemin, Eti Holding'in ürününü pazarlaması olduğunu ileri sürdü. Ciner'e ait SERENA dışında 6 fir- manın daha teklif sunduğunu, 3'üyle görüşüldügünü. 3'üyle ile- riki günlerde görüşmenin planlan- dıgını. ancak 26 Ekim 1999 Salı günü yapılan yönetim kurulu top- lantısı'nda SERENA AŞ'nin "150- 200 bin ton mal isteminin ve öğiit- me tesisi kurma talebinin" yasala- raaykın bulunarak reddedilmesiy- le diğer firmalann teklifleriyle il- gili işlemlerin de "küDiyen" orta- dan kalktığını savundu. Gözler. ürün satışının yapılıp ya- pılmayacağı konusunda belki Da- nıştay'a görüş soracaklannı belir- tirken "Boru Avrupa'ya satanz. Yunanistan'da, İtalya'da, fspan- ya'da öğütülür. Bunlar da madem Avrupa'da öğütülüyor. niye Türki- ye'de özel sektör aracılığıy la öğü- tülmesin diye teklif getirmişler. An- cak 2840 ve 3213 sayılı yasa buna engel teşkil ediyor" diye konuştu. Gözler'in altında imzasının bulun- duğu. "Alıcı (SERENA), Tiirki- ye'de öğütülmüş kolemanit fiberg- las ve diğer uç üriinleri üretimi ile ilgili ön hazırlıklannı tamamlamış olup, yatırımını gerçekleştirmeden önce hammadde akışını temin et- mek için ihracatı da kapsayacak bi- çimdeki takriben yılda 150-200 bin ton kolemanit talebi, taraflann mu- tabakatı sonucunda uygun görül- müştür" denilen çerçeve anlaşma- sının yasaya aykın olduğunu söy- lemesi dikkat çekti. Danıştay 1. Dairesi. oybirliğiyle 26 Mayıs 1999 tarihinde verdigi kararla. 233 sayılı kanun hükmün- de kararnameye göre iktisadi dev- let teşekküilerinin sermayesinin ta- mamının de\lete ait olduğuna ve iktisadi devlet teşekkülleri ile ka- mu iktisadi kuruluşlannın anonim şirket olamayacağına hükmetti. Buna karşın Etibank Genel Müdür- lüğü'nün Eti Holding AŞ ve 7 bağ- lı ortaklıkla anonim şirkete dönüş- türüldügünü ve Türk Ticaret K.anu- nu'na göre de holding şirketlerinin anonim şirket olarak kurulamaya- cağını bildiren Danıştay, 233 sayı- lı KHK'nin holding yapısının ka- rar almayı zorlaştırıcı olduğunu be- lirterek benimsemediğine dikkat çekti. Danıştay'ın karan Danıştay, bor tuzlan, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesinin 2840 sayılı yasa- ya göre dev let eliyle yapılmasının zorunlu olduğunu. 21 "72 sayılı ya- sanın da devletçe işletimin ancak "ilgili iktisadi devlet teşekkülii r> y le olabileceğini hükme bağladıgını vurgulayarak. bu durumda bor tuz- lannın özel kişilerin de pay sahibi oldugu bir anonim şirket eliyle iş- letilemeyeceğini bildirdi. Eti Holding Genel Müdürü Göz- ler. Danıştay kararında sözü edilen Eti Bor AŞ'de hisse sahibi olan özel kişiler. kendisi ve yönetimden 4 arkadaşı olduğunu açıkladı. Göz- ler. kendilerinin kamu adına ortak olduklarını, Danıştay "ın ise kendi- lerini özel sektör olarak görmesi nedeniyle Eti Bor AŞ'nin oluşturu- lamayacağına karar verdigini ileri sürdü. Gözler. Danıştay'ın Eti Holding AŞ ile Eti Bor'un anonim şirket olamayacağı ve holding yapısın- dan çıkanlması karan üzerine her türlü işlemi yaptıklannı ve statü- nün değişmesi için konunun Ba- kanlar Kurulu gündeminde oldu- ğunu söyledi. " Gözler, 1997 yılında Etibank özelleşririlmeden önce hazırlanan rapora göre. borun devlet eliyle iş- lenmesi. tekelden her türlü üretim, işletme ve dağıtımının yapılması gerektiginin anımsatılması üzeri- ne. yeni pazarlarbulunması ve re- kabetin sağlanması gerektiğini, an- cak var olan yasal düzenlemeyle bunlann yapılamayacağını ileri sürdü. Gözler, yasa degişikligi is- teyip istemediğine ilişkin soruya ise "Kanun degişikliğini bilemiyo- rum. Bu konuda Danıştay karar ve- rir. Bu bir mevzuat meselesi" dedi. Ânıtkabir'in Ban^adeşli konuğu • Baştarafi 1. Sayfada mirel, Bangladeş ve Türki- ye arasında çifte vergilen- dirmenin önlenmesi anlaş- masının imzalanmasının ardından yaptıgı konuşma- da, iki ülkenin ılişkilerin- deki ortak tarihe ve deger- lere dikkat çekti. Bangla- deş'in Kurtuluş Savaşı'nda Türk haJfcma-verdiği mad- di ve nıaııevj destegvanım- satan Demırel. "Kendileri- ne ikinci vatanlanna hoş- geldin,diyorum'"dedi. De- mirel, Bangladeş'in geniş dogal kaynaklannın Türk işadamlan açısından ciddi- yetle degerlendirilmesini istedi. İki ülkenin bölgesel ve uluslarası konularda ben- zer görüşleri paylaştığına dikkat çeken Demirel, Bangladeş'in serbest piya- sa ekonomisini tüm kural- lanyla işletmeye yönelik çabalannı takdirle karşıla- dıklannı söyledi. Demirel. telekomünikasyon ve elektrik şebekelenni yeni- leyen Bangladeş'in Türk girişimciler için önemli bir > atınm alanı olduğuna işa- ret ederek "Ülkemizde Or- tadoğu, Kafkaslar ve Avru- pa için köprü olarak kulla- nılabilir. Bangladeş, Mer- sin başta olmak iizere ser- best ticaret bölgelerimiz- den yararlanabilir" dedi. Bangladeş Cumhurbaşka- nı Ahmed'inilkdışziyare- tini Türkiye'ye gerçekleş- tirmek için diğer ülkelerin önerilerini reddettiğini vurgulayan Demirel, "Bu gerçek dostluğun ve kar- deşliğin işaretidir" diye ko- nuştu. Bangladeş Cumhurbaş- kanı Shahabuddin Ahmed, AvTupa'da önemli bir yer edinmeye başlayan Türki- ye ile ilişkilerin geliştiril- mesinin kendileri açısın- dan çok önemli olduğunu söyledi. Atariirk'e hayran- lıgını yineleyen Ahmed Türkiye'nin girişimiyle kurulan D-8 forumunun başka alaplarda i^bprliğini ' yaşâmageçinnesinı istedi. Ahmed. daha çok öangla- deşli ögrencinin Türki- ye'ye gelmesini istedikle- rini de belirterek depremde zarar gören yurttaşlar için taziyelerini yineledi. "Türk halkının maruz kal- dığı trajedi, bizim de tiraje- dimizdir" diyen Ahmed. i- ki ülkenin özel sektörlerle- rinin yatırımlannı arttır- mak amacıyla iş konseyi kurulmasını önerdi. Ahmed, Çankaya Köş- kü'nde daha sonra Başba- kan Bülent Ece\it ile gö- rüştü.Ahmed, TBMM Ba§- kanı Yıldınm Akbulut'u ziyaretinde de Atatürk'ün Bengladeş'te büyük bir saygınlığı bulunduğunu, "ülkenin tüm e\ lerinde bi- linen bir devlet adamı oldu- ğunu" söyledi. Atatürk'ün gözetimi ve yönetiminde kurulan modelin önemine işaret eden Ahmed "Mo- dern bilim ve teknolojiyi benimsemiş modern Tür- kiye'nin, tüm Müslümen ülkeler için model olarak değeıiendiriunesi gerekir" görüşünü dile getirdi. Bu- gün Ankara'dan ayrılacak Ahmed deprem bölgesin- de incelemelerde buluna- cak. Aliyev ödülünü almak için geldi J kanı Haydar Aliyev, "Atatürk Banş ()dülü"nü almak ve deprem böJgesin- de inceiemeler yapmak ûzerediin İstanbul'a gcldi. Atatürk Havalimam'nda, tstanbul \alisi Erol Çakır, 3. Kolordu ve Batı Garnizon Komutanı Korge- neral Attila Kurtaran, İstanbul Büvükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna ve diğer yetkililer tarafından törenle karşdanan konuk Cumhur- başkanı Aliyev. bugün Cumhurbaşkanı Süleynıan Demirel ile biriikte Ko- caeli İ niversitesi'nin yeni eğitim yılının açıhş töreninc katılacak. Demirei ve /Miyev, Sanry bahçe'de yaptırılan deprem konuttannı ve bir çadırkenti ziya- ret ettikten sonra Ankara'ya hareket edecekler. Aliyev'e, akşam saatierin- de Çankaya Köşkü'nde düzenlenecek törenle Cumhurbaşkanı Demirel ta- ra&ndan ''Atatûrk Banş Ödülü" verflecek. (Fotoğraf: AA) CHP'de 6 muhalefet yapımyoruz' eleştîrisi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP'de bazı parti meclisi (PM) üyeleri, partinin, başta ceza- evlerinde yaşanan olaylar, ülkücü katil Haluk Kırcı'nın af tasansı kapsamına alınması ve MHP kad- rolaşması olmak üzere Türkiye'nin gündeminde yer alan konularda "suskun kakhğını" belirterek ge- nel merkezyönetimine "yeterlide- recede toplumsal muhalefet yapı- lamıyor" eleştîrisi getirdiler. CHP Genel Başkanı Altan Oymen eleş- tirilere "Biz toplumsal muhalefet görevünizi yerine getiriyoruz, ama basuı yeterii derecede yer vermi- yor" yanıtını verdi. Budoğrultuda. PM'nin sadece siyasi gündemle önümüzdeki günlerde yeniden top- lanması önerisi getirildi. CHP PM, dün Altan Öymen başkanlığında genel merkezde top- landı. Sabah saat 10.00'da başla- yan ve gecenin geç saatlerine ka- dar süren toplantıda. PM üyesi Prof. Dr. Yakup Kepenek tarafın- dan hazırlanan "CHP Halk ile Bir- iikte Çözüm L'retiyor" projesi onaylandı; üye yazımı, parti mec- lisi. gençlik kollan ve kadın kolla- rı yönetmelikleri tartışıldı. Toplantıda genel merkez yöne- tımi "içine kapanmakla" ve Türki- ye'nin gündeminde yer alan konu- larla ilgili olarak yeterii muhalefet yapmamakla eleştirildi. PM üyesi Sinan Yerlikaya, partinin cezaev- lerinde yaşanan olaylar, Haluk Kır- cı'mn af kapsamına alınması, MHP kadrolaşması konularında "suskun kajdtğmı" savundu. Yerli- kaya ' nın " Lye kayinaruun yenilen- mesi, yönetmelikler; bunlar bizim iç işlerimiz. Tabii ki yürüyecek. A- ma toplumsal muhalefetin öncülü- ğünü yapmamız lazım. Ezilen yurt- taşlara kim sahip çıkacak. Partiye profesöıierin gelmesiyle yükseliş sağlanamaz. En büyük profesör halknr"dediği öğrenildi. Bazı PM üyelerinin Yerlikaya'nın eleştirisi- ne destek verdiği belirtildi. 'Basın yer vermiyor' Genel Başkan Altan Öymen'in. eleştirilere "Biz toplumsal muhale- fet görevimizi yerine getiriyoruz, a- ma basında yeterii derecede yer bulmuyor" yanıtı verdiği kayde- dildi. Bu doğrultuda. PM'nin önü- müzdeki günlerde parti içi konula- ra girmeden sadece siyasi gündem- le bir toplantı daha yapması öneri- si getirildi. PM üyesi Hasan Fehmi Güneş de yeni üye kayıtlannın 31 Ocak 2000'e kadar durdurulmasının ne- denini sordu. Aralarında Memet Yula. Esin Fahna Temel ve Demet Işık'ın da olduğu bazı PM üyeleri. gençlik kollan yönetmeliğinde yaş sının- nın 30'dan 26'ya düşürülmesine karşı çıktılar. PM üyeleri Sosyalist Enternasyonal'de bile yaş sınınnın 27 olduğunu belirterek bunun 27 ya da 28 olarak değiştirilmesi öne- risini getirdiler. Kadın kollan yö- netmeliğinin geçici I. maddesinde yer alan "Kadın kollan kurultayı- nın tarih, yer ve gündemini M\'K belirier'* hükmü Kadın Kollan Başkanı GüldalOkuducu'nun tep- kisine neden oldu. MYK'nin 5 Ekim 1999 tarihli toplantısında görevden alınan Bur- sa il örgütü, bu karara PM'de gö- rüşülme istemiyle itiraz etti. PM, Bursa il örgütünün itirazını da gün- demine aldı. Altan Öymen, "CHP Halk ile Biriikte Çözüm Üretiyor" projesi- nin onaylanmasından sonra. top- lantıya verilen arada yaptığı açık- lamada. projeyle ilgili bilgi verdi. Projey le yerel çalışmalann daha et- kin ve verimli hale getirilmesi. si- vil toplum örgütleri ile işbirliği ve dayanışmanın sağlanmasının ve yerel politika üretilmesinin amaç- landığını arüatan Öymen. CHP programmın hazırlık çalışmalan- na da katkı sağlanmasının planlan- dığını söyledi. Öymen. il örgütle- rinin, ilçe yönetimlerinin ve CHP'li belediyelerin bölgelerinde- ki sendikalar, meslek odalan. sivil toplum örgütleri ve üniversitelerle işbirliği yaparak yerel sorunlannı ve bunlara yönelik çözüm önerile- rini bir bildiri haline getirerek ge- nel merkeze göndereceklerini söy- ledi. Bildirilerin bölge toplantıla- nnda tartışılacağını aktaran Öy- men, bu amaçla 8 bölge toplantısı ile İstanbul. Ankara ve Izmir'de il toplantılan düzenleneceğini aktar- dı. Üye kayıtlannın yenilenmesine devam edildiğini kaydeden Öy- men. bazı sorunlar çıkabildiğini belirtirken kendisinin lstanbul'da Beşiktaş ilçesine kayıtlı olduğunu bilmesine karşın. kaydının Çanka- ya ilçesinden çıkmasını örnek gös- terdi. Öymen, merkez yönetim ku- rulunun (MYK) yannki toplan- tısının Sakarya'da yapılacağını da bildirdi. G U N D E M ML'STAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada Ardından ekledi: "Irtica tehlikesi konusunda Genelkurmay'ın gö- rüşlerine katılmıyoruz. Mifli Güvenlik Kurulu 'na kar- şı değiliz, ama bu kurumun sivil kişilerden oluşma- sı gerekli." Kutan, partisinin ABD'nin gözünde oturduğu ye- re de kilim serdi: "Her siyasi akımın radikal unsuhan vardır. Islami akımda da radikal olan ve radikal olmayan unsur- lar vardır. Türkiye 'de Iran tipi rejim isteyen, yüzde 1-2'yigeçmez..." ABD strateji uzmanlarının Türkiye için biçtiği "ılımlı Islami yönetim" modelinin ayırdında olan FP'liler, VVashington'a ayak basar basmaz yapa- cakları görüşmeler için kendilerince sağlam bir ze- min oluşturdular. FP ekibinin ABD'den sonraki durağı Orta Asya ülkeleri... Türkiye'de laik, demokratik yapının korunup güç- lendirilmesinden yana olanlar. sağcısıyla solcusuy- la, askeriyle siviliyle, işçisiyle işvereniyle omuz omu- za veremezlerse, önümüzdeki dönem yaşanacak- lara ilişkin ipuçları, çağımızın doğallığı içinde Was- hington'dan geliyor. Kimileri şunu söyleyebilir: - Kardeşim baksanıza, adamlar "ılımlıyız" diyor- lar. Varsın ılımlı islam oluversin, amma da katısınız! Eğer o yola girilirse, son durağın ne olacağını kimse kestiremez. Bu yol için verilecek ödün, al- mak istedikleri ödünün miktarını arttınr! Konunun güncelliğini dikkate alarak, Türkiye'de Islami esaslara dayalı bir yönetim kurmak isteyen- lerin boyutlarını. kullandıkları araçları, iktidara gel- mek için düşündükleri yöntemleri açalım... Hedefte birleşen, yöntemde ayrılan iki ana kesim var: - Milli Görüş ve Gülen grubu. Milli Görüşçüler sandıktan çıkmak ve hemen ik- tidarı ele geçirmek istiyorlar. Gülen grubu ise san- dığı değil, siyaseti ve devlet kurumlannı ele geçir- meyi hedefliyor. Her iki yol da uçta birleşiyor. Her iki kesim de ekonomiden siyasete, medya- dan eğitime kadar kendi kurumlarını oluşturdu... Sorun, sorunu görmeyenler Bu iki akımın kullandığı üç silah var: Eğitim, para, kadrolaşma... İktidara geliş yöntemindeki tartışmalar ne olursa olsun, bu üç silahı mutlaka beraberierinde bulun- duruyoriar. 29 Ekim günü bu köşede cumhuriyeti ve demok- rasiyi anlatmaya çalışırken "Cumhuriyet: Okul... Demokrasi: Dersler..." başlığını kullanmıştık. Eğer siz ders programlannm yapım-yönetim, katmı ele geçirirseniz, o oktrtdan çikacak öğrenCftere- istedî- ğiniz biçimi verebilirsiniz. Milli Eğitim BakaNığı'nın çok büyük işlevi var. MEB Kitap Inceleme Komis- yonu'nun raporiarından anlıyoruz ki, hâlâ İBDA- C'nin yayın organı Furkan tarafından basılan kitap- lar, "önerilenler" arasında yer alıyor! Bugün salt "türban özgürlüğü" için yola çıkan- lar. bunü "demokratik hak" olarak isteyenler, yann "evrim teorisinin" ders kitaplanndan tümüyle çıka- nlmasını isteyecekler. Buna başladılar bile. Ertesi gün, bütün ders programlarının dini esaslara da- yandırılmasını isteyecekler. Sonra bilimin ruhuna fatiha! Para, bu kesimin en kolay ulaşabildiği silah ol- du. Bir kısmı devletten. bir kısmı dışarıdan. Ülkede kara paranın cirit atmasından onlar da yarartanıyor- lar. Parayla Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını bile satın alabiliyortar. 29 Ekim gecesinden milyon do- larlarla televizyon kanalları satın alıp, kendi propa- gandalarını yapabiliyorlar. Kadrolaşmanın boyutlan için bir örnek vermek- le yetinelim. irtica yayınlan konusunda illerden ra- por isteniyor, yüzde 70'inden gelmiyor! Genel olarak karamsar bir tablo çizdik. Karam- sar mıyız? Hayır. Sorunu ortaya koymak, çözümün başladığını gösterir... Bugün için en önemli sorun, bunlan sorun ola- rak görmeyenler ve göremeyenlerdir! Jet-Pa'nın oyunu İstanbul Haber Servisi - Kurduğu "saadet zinciriy- le" özellikle gurbetçilerden bugüne dek büyük miktar- da para toplamayı başaran Jet-Pa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Ak- gündüz. saadet zincirinin devamını sağlamak ama- cıyla sahnelediği oyunlan- na bir yenisini daha ekledi. Bir Ingiliz dizayn firma- sına yaptırdıgı iki adet pro- totip otomobile Osmanlı tuğrasını andıran bir logo ve "İmza" markası yapıştı- ran, Fadıl Akgündüz, 29 Ekim akşamı Lütfı Kırdar Kongre Salonu'nda düzen- ledigi ve 10 televizyon ka- nalında naklen yayımlanan tanıtım töreninde. "Sürt'te kuracağımız fabrikada bu otomobillerden yılda 100 bin adet üreteceğim" dedi. Fadıl Akgündüz, Cum- huriyetin 76. kuruluş yıldö- nümüne denk getirdiği ta- nıtım törenine başta Cum- hurbaşkanı Sülevman De- mirel olmak üzere bakan ve siyasileri getirtmek için çok çaba harcadı. ancak ba- şanlı olamadı. Bu amaçla törenden bir süre önce Cumhurbaşkanı Demirerie görüşen Ak- gündüz, Demirel ve diğer etkili siyasilerden bu kez umduğu desteği bulamadı. Tanıtım kampanyası için, 2 milyon dolan 10 televizyon kanalındaki canlı yayınla- ra olmak üzere toplam 3 milyon dolar harcayan Jet- Pa Holding, kampanya için "Türkiye'yi dünyaya taşn yacağız" sloganını kullan- dı. Tanıtım töreninde konu- şan Fadıl Akgündüz. halk arasında "desteksiz atış" olarak nitelenen türde va- atlerde bulundu. Türkiye'de üretim yapan toplam 7 otomobil devinin yıllık üretimi yaklaşık 500 bin civanndayken. Akgün- düz, Siirt'te 2002 yılında üretime geçeceğini öne sür- düğü fabrikasında yılda 100 bin. sonraki yıllarda Batman'da kurulacak fab- rikada ise 250 bin otomobil üreteceğini duyurdu. Türkiye'deki ekonomik rakamlardan habersiz vaat- lerini tam gaz sürdüren Ak- gündüz. her iki fabrika için toplam 2.7 milyar dolarlık yatınmdan, 200 bin kişiye istihdam yaratmaktan ve 7 milyar dolarlık ihracattan (Türkiye'nin yıllık ihracatı yaklaşık 30 milyar dolar) dem vurdu. Yasadışı yollardan para topladığı gerekçesiyle Al- manya'da hakkında soruş- turma açılan Fadıl Akgün- düz'ün hedefi yine gurbet- çiler. iki adet prototip oto- mobil dışında şimdilik elin- de başka bir şey bulunma- yan Akgündüz'ün 3 milyon dolarlık kampanyanın meyvelerini toplamak üze- re önümüzdeki günlerde Avnıpa'dakı gurbetçilerın kapısını çalacağı belir- tiliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear