25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 KASIM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA İ L J v U i ı v/lVJJ. / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13 Depremzede sanayiciye arsa • KONYA (AA) - Konya 2. Oıganıze Sanayi Bölge Müdûrü Tevfik Küçükşenel. Marmara Bölgesi'nde yaşanan deprem felaketinden sonra birçok sanayicinin arsa aradığını, ancak şimdıye kadar resmi bir başvurunun olmadığını söyledi Küçükşenel, 3. Organize Sanayi Bölgesi'nınaltyapı hizmetlerinm de tamamlandığını, başvuru halinde arsa vermeye hazır olduklannı kaydetti. Komıt sefferberliği • ANKARA (AA)- Marmara Bölgesi'nde meydana gelen deprem sonrasında yapımı planlanan prefabnk geçici konutlardan sonra, kalıcı çözüm sağlayacak olan konut yapım proje hazıriıklanna da başlandı. Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı yetkilileri. kasım ayı sonuna kadar teslım edılmesı planlanan 26 bin adet prefabnkten sonra yine bölgede inşa edilmesi planlanan 60 bin kalıcı konut projesine başlanılacagmı bildirdi. Konutlann her birinin 10'ar miry'ar liraya mal olacağı kaydedildi. Kışlık gıdalarda fiyat artışı • ANKARA (AA) - Kış aylannın yaklaşmasıyla bu mevsimde daha fazla tüketilen baklıyat ve şarküteri ürünlerinin toptan fîyatlannda hareketlilik başladı Bir ay önce ortalama 250-350 bin liradan satılan nohut 360-450 bin liraya, kırmızı mercimek 263- 400 bin liradan 400-410 bin liraya yükseldi. Şarküteri ürünlerinden pastırmanın kilo fiyatı bir ay önce 4 mılyon 400 bin- 5 milyon lıra arasında değişirken. bugün için 4 milyon 700 bin-6 mıryon buluyot,—ı-, ., IMF heyeti yarın geliyor • ANKARA (AA)- Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkıye Masası Şefi Carlo Cottarelli başkanlığmdaki IMF heyeti, yann Türkıye"ye geliyor. Cottarelli başkanlığındaki IMF heyetinın. tstanbul ve Ankara'da özel sektör yetkilileri ve ekonomi bürokratlan ıle bir araya gelerek Fon ile Türkiye arasında imzalanması beklenen stand-by anlaşması üzerinde son rötujlann yapılması bekleniyor. IMF heyetinin Türkiye"de yaklaşık 15 gün kalacaği belirtiliyor. İSO'da seçimlep bugün • Ekonomi Servisi - Istanbul Sanayi Odası (İSO) meslek komiteleri seçımleri bugün yapılıyor. lSO"dan yapılan yazılı açıklamaya göre. seçimlerin ilk aşamasında 8 binden fazla İSO üyesi, toplam 53 komitenın 321 üyesini belirleyecek. 17 Kasım'da yapılacak seçimlerin üçüncü aşamasında ise oda meclisi başkanlık divanı ile oda yönetim kurulu üyeleri belirlenirken 19 Kasım'da yönetim kurulu toplanarak kendi arasında görev dağılımını gerçekleştirecek. Dış ticaretin profili • ANKARA (AA)- Türkiye'de. yılın ilk 8 ayında ihracatı en fazla artan ürünlenn başında yüzde 66.3 ile kara taşıtlan ve parçalan geldi. DİE verilerinden yapılan hesaplamaya göre, Türkiye'nin Ocak- Ağustos döneminde ihracatı yüzde 7.1 oranında gerilerken, yüzde 58.9 ile mineral yakıt ve mineral yağlar, ihracatı en fazla artan ürünler arasında ikinci sırada yer aldı. Bu arada canlı hayvan ihracatı aynı dönemde yüzde 77'lık düşüş gösterdi. Son 20 yılda faiz ödemelerinin dolar bazmda artışı yüzde 100 oldu Ekonomi faize tesiinı• Borçlanma politikasının devam etmesi durumunda Türkiye yakında "kentilyon" ve "sekstilyorTla tanışmak zorunda kalacak. ANKARA (AA) - Ekono- mıdekı liberalleşme ile bir- likte kamu harcamalannı borçlanarak karşılama yo- luna gıden hükümetler Tür- kiye'yi faiz batağına sü- rükledi. Son 20 yılda faiz ödemeleri TL bazında 754 bin 750 kat artarken dolar bazındaki artış da vüzde 100'übuldu. DSP-MHP-ANAPko- alisyonu. 2000 vılı bütçesinde faiz- ler için 21.1 karriryon lira ayırmak zo- runda kalırken söz konusu borçlan- ma politikasının devam etmesi duru- munda Türkiye önümüzdeki yıllarda "kcntihon" \e *sekstiryon"la tanış- mak zorunda kalacak. Maliye Bakanlığı verileri üzerin- de yaptığı hesaplamalara göre, iç ve dış borç faiz ödemeleri özellikle 199O'lı yıllarda Türk ekonomisinin eli- ni kolunubağladı. Türkiye'nin 1985 sonuna kadar milyar Türk Lirası ile B u n o k t a y a n a s ı l g e l i n d i ? Ekonomi Servisi - Cumhuriyetin ilk yıllannda fazla veren Türkiye bütçesinin faize teslim olmasmm arkasında. siyasilerin 1980'li yillardan sonra oy kaygısı ile "vergi yerine borçlanma poUtikalanna" ağırlık \ermesi yatıyor. 1984 yılından başlayarak kamu harcamalannın vergi yerine artan bir borçlanma ile karşüanması. KtT'lerin yüksek faizle özel sektöre borçlanmak zorunda bırakılması. 21. yüzyıla girerken Türk ekonomisini tam bir faiz batağına sürükledi. 2000 yılı bütçesinde faize aynlan paranm, milli gelirin yüzde 16.9'una ulaşması. vergi gelirlerinin yüzde 80'inin faiz ödemelerine gidecek olması, rakamlarla Türkiye'nin içinde bulunduğu çıkmazı göstermeye yetiyor. Bu trendin devam etmesi durumunda önümüzdeki yıllarda devletin vergi dahil tüm bütçe gelirlerıni faiz ödemelerine aktarması kaçınılmaz görünüyor. ifadeedilenfaızödemelen. 1986 \ı- lında tnlyon duvarını aştı. tç \e dı^ borç faızlennde 1990yılında2hane- li. 1993 yılında3 hanelı tnKon raka- mıyla tanışan Türkiye, 1996 v ılında ise bu defa katrilyonluk faiz ödeme- lenylekarşıkarşıyakaldı. İçinde bu- lunduğumuz yıl faızlere tek hanelı katnlyon lıralar da yetmez oldu. 1999 bütçesinde ise faizler için 10.3 katnlyon liralık bırödenek tah- sis edildi. 21. asnn ilk bütçesi olan 2000 yılı bütçesınden ise faizler için 21 katnlyon 133 trilyon lira çıkaca- ğı hesaplandı. Böylece bu yıl bütçe hedefine göre 24 milyar 777 milyon dolar olması beklenen faiz ödemele- rinin veni yıl için öngörülen ortala- ma dolar kuruyla 36 miKar 879 mil- von dolara ulaşacağı ortaya çıktı. Türkiye'nin 1980-2000 yılı süre- cinde yaşadığı faiz trendi önümüzde- ki dönemde de aynen devam ederse bu defa iç ve dış borç faiz ödemele- rinde "kentihon** ve "sekstflyorT ıle de tanışacağız. Eğer faızlerde 1990- 2000 yılı gelişimi. önümüzdeki 10 yılda da sürerse. Türkiye 2010 yılın- da 35 kentilyon 767 katnlyon 602 trilyon lira faiz ödeyecek. Â 11980den sonra faiz ödemelerinin gelişimi j Yıllar 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 . 1993 *' 1994 1995 . 1996 1997 • 1998 1999 1999 2000 Faiz ödemeleri (MHyarTU 28 77 375 1.081 1.916 3.378 6.181 12.486 18.608 27.029 116.470 298.284 576,115 1.497.401 2.277.917 6.176.595 (Hk9ay) 8.200.106 (Hedef) 10.300.000 (Hedef) 21.133.000 Dolar karşılığı ; (Milyon Dolar) 368 608 y. 478 ' 808 i 1.028 | 1.150 i 1.615 ] 2.239 - 2.379 % 2515 I 4.789 - 4.462 3.925 10.602 10.042 12.605 : 18.455 15.043 23.752 20.500 , 24.777 l 36.879 ] İngili/ kasaplar Fransız Parlamentosu önünde mangal partisi vaparak et ambargosunu protesto ettiler. Deli dcıtuı savaşında düğiim çözülüyor Ekonomi Servisi - Fransa'nın. *deli dana* hasta- lığı nskı taşıması nedeniyle İngıltere'ye 3 yıldıruy- guladığı et ithalatı yasağının yakında kaldınlacağı- na ılişkin sinyaller venlmeye başlandı. Avrupa Bir- liği (AB) bilımsel komitesinin geçen hafta açıkla- dığı, ambargonun sürdürülmesıne gerek olmadığı yönündeki karanna karşın Fransa'nın riskli buldu- ğunu söyleyerek Ingiltere'den et ithali yasağını kal- dırmaması üzerine tırmanan deli dana krizi çözüm yoluna giriyor. Fransa Başbakanı LionelJospin. AB bilımsel komitesinin karan üzerine ıthalat yasağı- nı tekrar gözden geçıreceklerinı belırtırken Alman parlamentosu bu konudakı oylamasını birkaç hafta dahaerteledı. Çarşamba günü yapılacak haftalık Av rupa Koınıs- yonu toplantısı öncesinde A\Tupa Komisyonu. Fran- sa ve lngiliz tanm bakanlannın katılacağı üelü bir toplantı düzenleyerek BSE'li hayvanlardan eldeedı- len etlerin alım-satımı nedeniyle gelişen 'delidana kririni' birçözüme ulaştırma\ı hedefliyor. 50 biıılik taıilıe gömiüecek ANKARA (AA>- Türk halkı, ilk kez I989yılındatanıştı- ğı50b'inliralığıl0yıl sonra tarihe gömü- yor. l ABD Dola- n'nın ortalama 2 bin 316 liradan işlem gör- düğül989yılındapi- yasaya sürülen 50 bin liralık banknotla 21.5 dolar alınabilıyordu. 50 bin liralık bankno- tun pıyasaya veda ettiği 1999 yılindaısebuparayla ancak 10.4 cent alınabiliyor. Merkez Bankası. 50 bin lira- lık banknotlan 5 Kasım'dan itı- baren tedavülden kaldınrken. buna karşılık 10 milyon liralık banknotlan kasım ayı başında pı- yasaya sürecek. 50 bin liralık banknotlann tedavül zorunlu- luk süresi 4 Kasım 1999 günü sona enyor. 50 bin liralık bank- notlar, 5 Kasım 1999 günü iş- lemeye başlayacak olan 10 yıl- lıkkanuni zamanaşımı süresın- ce Merkez Bankası ve Ziraat Bankası'nda değıştınlebılecek. 5 Kasım 2009 gününden itiba- • Merkez Bankası 50 bin liralık banknotlan 5 Kasım'da tedavülden kaldıracak; Türk halkı 10 milyonlukla tanışacak. ren ise kıymetlerini tamamen yitırecek. E7-5O0OO Türk Li- ralık banknotlann ön yüzünde Atatürk portresi. "14 Ocak 1970tarih ve 1211 sayılı kanuna göre çıkanlmıştır" ıba- resı ve ikı ımza; ar- ka yüzünde ise TBMM bınasının bırgöriintüsübulu- nuyor. Cumhuriyettarihininilk kâgıt paraları. 5 Aralık 1927"de bir. beş. on, elli. yüz. beş yüz ve bin liralıklar olmak üzere yedi ayn değerde tedavüle sokulmuş- tu. Henüz Harf Devnmi yapıl- madığından, bu paralar Arap harfleriyle basılmıştı. Ingilte- re'de basılan "mor binliÛer". Türkiye Cumhunyetı tarihine en dayanıklı banknot olarak ge- çerken 1981 'den itibaren sırasıy- la 5 bin liralık. 10 bin liralık. 20 bin liralık. 50 bin liralık, 100 bin liralık, 250 bin liralık. 500 bin liralık. 1 milyon liralık veen son 5 milyon liralıklar piyasaya sürülmüştü. D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş /ERGİfSYlLDlZOĞLULONDRA erginfoergin.demon.co.uk Geçen hafta, Ermenistan'da iki kardeş, bir amca ve yakınlan, parlamentoyu bas- tılar. Başbakan Vazgen Sarkisyan, Mec- lis Başkanı Karen Demirciyan'la altı kişı- yı öldürdüler, 150 kişiyı bir süre tutsak al- dılar. Bu arada, önce darbe yaptıklannı ilan ettiler sonra da Devlet Başkanı Koçar- yan'ın "adil yargı" sözü üzerine teslım ol- dular. Saldın gerçekleştirenlerin belirgin bir siyası kimliği yoktu, ne istediklen belli de- ğildi. Saldınnın amacı, bu yazı yazılırken hâlâ bellı değildi. ABD muhafazakârçevrelerinin sözcüsü Wall Street Joumal cumagünküyorumun- da, olayın nedenleri tam olarak bilinmese bile "kimin kazançlı çıktğr sorulduğun- da, anlamlı bir cevap alınabileceğini ileri sürdü. WSJ, ızlediğı akıl yürütme sonun- da, Rusya'yı suçladı. Ancak, kimi gelişme- lere yakından bakıldığında, Le Monde'un cumartesi habenndeki sorulara cevap aran- dığında, VVSJ'den farklı bir sonuca ulaşmak da mümkün. Bu yüzden, söz konusu ola- yı, bölgedeki "büyük oyun"'un içine otur- tarak anlamaya çalışmak daha dogru olur sanınm. Oyunun hedefi petrol Yüzyıl önce, Kafkasya ve Orta Asya üze- rinde, dönemin hegemonik gücü Ingiltere ve Avrasya'nın en büyük ülkesi Rusya ara- sında, sert bir nüfuz alanlan çatışması ya- şanıyordu. Dış polıtika yazınında, bu çatış- manın adı "Büyük Oyun"dur. Bugün aynı bölgede yaşanan asken, diplomatik sü- neçler de, ABD'nın etkin kuruluşlannclan, He- ritage Foundation'da gorevli üst düzey po- litika uzmanı Ariel Cohen'in vurguladığı gbi "Büyük Oyun" olarak tariflenryor. Go- hen'ın çalışmasından da anlaşıldığı gıbi oyunun hedefi petrol. ABD Enerji Bakanlığı'na göre, bölgede 163 milyar varil petrol ve 337 trilyon met- reküp gaz rezervi bulunuyor. Bu, Bat ülke- leri açısından 500 milyar dolara yakın bir yatınm, zaman içinde 4 trilyon dolara ya- kın bir cıro anlamına geliyor. Cohen'in bu çalışmasıyla, ABD Mecli- si'nin ilgili senato komisyonunun vefdiği raporu US Interest in Central Asıa) biriik- te değerlendirildiğinde Zbignievv Brze- zinski'nm, Foreign Affaires'öe yayımlanan A Geostaregy for Eurasya (Eylül/ Ekim 1997) analızinın ışığında okuduğumuzda, ABD'nin bölge polıtikasını şöyle özetleye- biliriz: "Batılı şirketlerin, Kafkaslarda ve 'Büyük Oyun' Orta Asya'da yasamsal öneme sahip petrol ve gaz rezervterine ulaşmasını engelleyen, bölgesel çatşmalara bir çö- züm getirmek" (Cohen), Bu çözümleri oluştururken, petrol ve doğal gaz yol- lan üzerinde Rusya'nm denetim oluştur- masını engellemek ve, bu rezervlerin kullanımını Batılı şirketlere açık tutmak. Batı'nın enerji güvenliğini sağlamak, bu arada Iran'ı petrol yollan dışında tuta- rak, Orta Asya ülkeleri üzerinde eko- nomik, siyasi etkinlik elde etmesini en- gellemek, Türkiye ve Azerbaycan gibi la- ik Müslüman ülkelerin siyasi ve ekono- mik yapılannı güçlendirmek. Bu bağlamda. ABD'nın bölge politikası tetter Toplukığu na gırmek zorunda kalmış- tı. Ne kı. Şevardnadze zaman içinde tu- tum değıştırdı. 1995'te Rusya'nm baskıla- nna aldırmadan. Bakû-Supsa hattı proje- sıni onayladı, peş peşegelen suikastlardan da kurtulmayı becerdikten sonra da hızla Rusyadan bağımsızlaşmaya başladı. Ha- len. Rusya Abhazya yadaki aynlıkçı hare- ket yoluyla Gürcistan üzerinde baskı kur- maya çabaiıyor. Azerbaycan a gelince, George Was- hington Üniversitesi'nde araştırmacı olarak çalıştıktan sonra Bakû Üniversitesi'nde, Uluslararası Çalışma- lar Merkezi'nın başına geçen Dr. Elkhan Nuriyefin 18 Şubat 1999'da CaHfbmiya'da Ermenistan'daki suikast ülkede ipleri yeniden Koçaryan'ın eline verdi. pratikte. Bakû- Grozni-Novorossisk pet- rol boru hattının işleyışinı aksatmak, buna karşılık, Bakû-Supsa ve Bakû Ceyhan hatlannın desteklenmesı ve ışletilmesı an- lamınagefir. Gürcistan ve Azerbaycan Ba- kû-Supsa hattının ikı ucunu duşturuyor. Bu ıki ülkedekı rejimlerin, Rusya ilegüvenlikan- laşmalannın güçlendirilmesi, Rusya açısın- dan yasamsal bir öneme sahip. Gürcis- tan, Şevardnadze'nin rakibi, Gamşa- kurdiya'yı Rusya'nm yardımryla tasviye etmesinden sonra, 1993te Rusya Dev- sunduğu bir tebligde (The ongoing Ge- opolitical Game ın the Caucaus and the Caspıan Basin) vurguladığı gibi "Azerbay- can, stratejik konumu, zengin doğal kaynakları ve siyasi koşullan açısından bölgede uluslararası politikanın mer- kezindedir" Buna karşılık. "Bakû ABD'nin bölgedeki amaçlannın siyasi ve ekonc- mik bağımsızlığı güçlendireceğine, Ha- zar petrollerinin Rusya'nm denetimine geçmesini engelleyeceğine inanmak- tadır". "1994'den bu yana yansı ABD kaynaklı olman yabancı petrol şirketle- ri Azerbaycan'a 40 milyar dolar yatmm gerçekleştiTmişter''. Azerbaycan ise sü- reklı NATO'yu bölgeye davet etmiş, NATO Banş Ortaklığı bünyesinde gerçekleştirilen 144 askeri etkınlige katılmıştır. Dolayısıyla, Azerbaycan'ın baskı altndatutulması, de- nettenmesi Rusya için büyükönemesahip- tir. Rusya'nm Azerbaycan üzerindeki en önemli baskı araçlannda biriyse Dağlık Ka- rabağ bağlamında Eımenistan'dır. Geçen sene Ermenistan başkanlık seçimlerini, Bat yanlısı Robert Kocaryan kazanmıştı. An- cak geçen baharda yapılan parlamento seçimlerini, Rusya'dan yoğun yardım alan orduya yakınlığıyla bilinen, Vazgen Ser- kisyan'la eski Komünist Parö sekreteri, ekonomik krizin etkisiyle geçmişi özleyen- tenn adayı, ordu lobisınin temsilcisı Karen Demirciyan'ın oluşturduğurttifakkazan- dı. O günden bu yana, Koçaryan'la, onu Azerbaycan'a karşı uzlaşmacı bir çizgi iz- lemekle eleştiren Serkisyan arasındaki gerginlik gıderek gelişti Bu ay başında, Koçaryan'ın, Rusya'nın Çeçenlere askeri yardım sağlamakla suçladığı Gürcistan'la yeni bir ışbirliği anlaşması imzalaması gerginliği daha arttırdı. (Radio Free Euro- pe: 1/10). Geçen hafta gerçekleşen su- ikast Rusya'ya yakın ıki politikacıyı tasfiye etti. Yönetımi fiilen, Batı'ya açılmayı amaç- layan Koçaryan'ın eline verdi. Şimdi bun- lara şu sorulan ekleyeyım: Nasıl oluyorda beş otomatik silahlı adam iki güvenlik aşa- masını gecerek meclise kadar gelebılıyor? Neden Koçaryan'a yakın kimı bakanlar, (Güvenlik ve dışişlen bakanlan) ve siyasi ci- nayet amaçlı çete kurmakla suçlanan Va- no Sıradağyan saldın sırasında, hüküme- tn sorularacevap verme günu olmasına rağ- men. mecliste yoktu (Le Monde 30/10/99.) Sonrada, saldından az önce, üst duzey ABD temsilcsi, Talbot'un Koçaryan'la Serkis- yan'a Dağlık Karabağ konusunda baskı yapmak üzere, Ermenistan'da olduğunu, saldından hemen sonra, Kocaryan ı des- teklemek için geri gekjiğını "Ermenistan'ın iç ve dış güvenltği tehdit altındadır. Du- ruma seyirci kalamayız" (The Guardian 29/10) diyen ordunun ise gelişmelerden çok hoşnutsuz otduğunu hesaba katalım. Sonuçta. "Büyük Oyun"un Ermenistan baskını bölümünde en büyük zaran Rus- ya'nm gördüğü söylenebilir. En çok kimterin kazançlı çıktıgını ise, artık sız düşünün. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Turp Tıcanetiyle Birikim Yabancı hayranlığınm çok aşın gittiği ülkelerden biri de Türkiye'dir. Hemen her konuda, yabancılann görüş ve önerileri, çoğu kez bunların içeriğıne bakılmaksızın alınır. Alınmakla da kalınmaz, bunlann ne kadar gerekli, yarariı ve de uyulması zorunlu ıstekler olduğu kamuoyuna yan- sıtılır. Özellikle ekonomiye ilişkin konularda yabancı istekleri kutsal sayılır; onlar tartışmasız bir biçimde benimsenme- li ve uygulanmalıdır. Her ne kadar, IMF ve Dünya Bankası'nın isteklerinin gö- reli olarak üstünlüğü ya da önceliğı varsa da, genellikle öneriyi kimin yaptığı da pek önemsenmez. Onerinin yer- li yandaşlan onu süsler ve kamuoyunun beynine ne ka- dar iyi ve gerekli olduğu önyargısıyla kazır. Önceteri demıryollannı bir yana bırakın size karayolu da- ha yararlıdır ya da demir-çelik, kimya, kâğıt gibi temel sa- nayileri kurmayın, çünkü bu ürünlerde karşılaştırmalı üs- tünlüğünüzyok gibi önerileryapıyortardı. Ülkeyi yöneten- ler de bu önerilen büyük ölçüde uyguladı. Sonraları ya- bancı istek ve önerileri daha da keskınleşti. 1980'lerden başlayarak özelleştırmenin gereklilıği, ekonomide devle- tin küçültülmesınin kaçınılmazlığı, yertı üretımın yabancı ürünler karşısında kesınlikle korunmaması gerektiğı, ta- nm ürünlerinin desteklenmemesi ve yabancı paralaha ıl- gıli işlemlerde herhangi bir düzenleme yapılmaması is- tekleri bu ülkede kamuoyu oluşturan kesimlenn ve ülke- yı yonetenlerin zihınlerine iyice yerteştirildi. O kadar kı, bu konulan, ülkenin koşullan, ekonominın gelişme sureci, sektörel yapı ve öncelikler vb. açılardan tartışalım denil- mesine bile olanak tanınmadı. Önerileri yapanlann yerli sözcüleri, bir yandan demokrat, düşünce özgürluğüne say- gılı bir görüntü sergilediler, öbür yandan da bu yerli de- mokratlar yabancı önerilennin en azından ırdelenmesini isteyenleri, bilımsel verilere dayanarak değıl, onyargılar- la suçladılar çağdışı saymaya kalktılar. • • • Bu kadar her önerrye açık olduğunuzda, kimi yan gül- mece türünden istekler de gelebıliyor. Bunlardan bir ta- nesine geçen hafta tanık olundu. Ekonomik Işbirliği ve Kal- kınma Orgütü (OECD) Ekonomi ve Sanayi Danışma Ko- mitesi Genel Sekreten Douglas C. VVorth, "Türkiye de- ğışıme ayak uydurmalı" dedikten sonra, değişik stan- dartlann geçerli olduğunu vurguluyor ve bunu turp orne- ğiyle (evet yanlış okumadınız, turp örneğiyle) açıklıyor: Sizin çok güzel büyük turplannız var. Avrupa küçük turpta ısrareder. Oysa Amenka Birieşık Devletleri'nde (ABD) turplar büyüktür. Büyük turp iyi turpturgıbı sözler edıyor (Cumhunyet, Mılliyet, 27 Ekım). Şimdi ne olacak? Turp- lanmızın iriliği bizi ABD'ye doğru sürüklüyor; oysa biz Av- rupa Birliği'ne tam üye olmak ıstiyoruz. OECD Komite Sek- reteri sıradan bir insan değıl. Türkiye O'nun önensıni göz ardı edemez. Turp sorunu çözüme kavuşturulmalı. Yok- sa? Sorun Türkiye'nin ürettiği turplann çapı; daha doğ- rusu büyüklüğü. Bu açmazdan çıkış yolu olarak, ikı, bıle- mediniz üç yaklaşım olabilir. Bunlardan biri. turplann inlı- ğine dokunmadan bunları ABD'ye satmaya çalışmak. ABD halkı kalın turplan pek severmiş, bunlara alışıkmış. Aslında OECD Sekreteri de bunu oneriyor. Ikınci çıkış yo- lu, Türkıye'de üretilen turplann çapını kuçültmektir. Turp- lann küçültülmesi sağlanabilirse Avrupa Biriiğı'ne satış ola- nağı da artacaktır. Kırk yıldır uğraşıyoruz: bir yabancı dost çıkıp da Avrupa Birliği'ne tam üyelıkyolunun turplann ça- pından geçtiğini söylemedi. Bilıyorum, üçüncü biryol ola- fak, turplanmızın inlehni ABD 'ye^ınceieript dş Avrupa 'ya satabiliriz, diyeceksiniz. Ancak ö'zamân'a^'tiırpian ayır- ma işı var. Burada turp ayırma işini nasıl yaparız sorusu gündeme geliyor. Bakalım bizim yabancı bağımlısı eko- nomi yöneticilerimiz ve yerli düşünürienmiz turp sorunu- nu IMF'ye sormadan çözebilecekler mi? ••• Konunun acıklı gulmece özelliği bir yana, yıllardır, Tür- kiye'nin doğru dürüst bir ulusal üretim ya da sermaye bı- rikimi politikası yok. Bu köşede birkaç kez vurgulandığı gibt, ekonomi tam bir sermaye birikımi şaşkınltğı yaşıyor. Böyle olunca da sermaye, uretimden kaçryor. hızla yük- sek faiz getirisiyle çok daha kâriı olan para sermayeye dö- nüşüyor. Para senmayenın alım -satımı, yani ticareti büyük bir ön- celik kazanıyor; ekonomiye egemen oluyor. Türkiye üretim olanaklannı genışletmeyı, üretımini sa- yısal ve nıteliksel olarak geliştirmeyi sağlıklı ekonomi po- litikalanna bağlayamıyor. Hiç olmazsa bütçe ile biriikte ge- lecek yılın ekonomi politikalarının biçimlenmesi sağlan- malıydı. Bütçeyı, faizbütçesıne dönüştüren politıkalar, kuş- kusuz, böyle bir açılıma olanak vermiyor. Türkiye, kendini yönetecek beceriyi gösteremezse ya da ülkeyi yönetenler sağlıklı bir üretim politikası uygula- yamazlarsa, turp ömeğinde olduğu gibi, gülmece sayıla- cak önerilerie karşılaşmayı da hak ediyor demektir. e-posta: yakup@metu.edu.tr Bakanlar Kurulu'nda görusülecek KEY hesaplan tasfiye ediliyor ANKARA (.\A)-De\let Bakanı Sadi Somuncuoğlu. Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesabının tasfıyesine ilişkin hazırladığı fonnülü bugün yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısına götür- meye hazırlanıyor. KEY he- sabının tasfıyesi için Gayri- menkul Yatınm Ortaklığı (GMYO) formülünün dev- reye girmesi ve Emlak Banka- sı'nın arsalannm degerlendinlme- si için Emlak Ko- nut'a devredil- mesi öngörülü- yor. Toplu Konut İdaresrnın(TOKİ),KEYhe- sabının Emlak Konut bün- yesindekurulacak GVfYO'nun hisselerinın halka arzında değerlendirilmesi için bir for- mül hazırladığı bildirildı. Formüle göre, KEY hake- dişleri karşılığında isteyene, söz konusu GNfYO'nun his- selerinden verilecek. KEY hesabında 300 trilyon lira ci- vannda kaynak bulunduğu belirtilirken. kişi başına or- talama 90 milyon lıra civa- nnda konut edindirme yar- dımı binkintısı bulunduğu kaydedildi. Emlak Konut'un bu arsalarla bir GMYO ku- racağı bıldirilerek başlangıç sermayesi 250 trilyon lira olan ortaklığm yüzde 49 his- sesinin halka açılması öngö- rüldü. Bakanlar Kurulu'nda bugün ele alınması beklenen bu formül ile hem Emlak Bankası'nın arsalannın de- ğerlendirileceğı hemde KEY hesabının kamuya hemen he- men hiç yük getirmeden tas- fiveedilmışola- ca»ı ifade edii- d ı : Bugün yapıla- cak Bakanlar Kurulu toplantı- sına aynca, dep- rem bölgesinde bulunanveinşa- at seviyesi yüzde 50'nın üze- rindeki konut inşaatı koope- ratiflerine de ek kaynak sağ- lanması görüşülecek. Yetkililer. daha önce konut kooperatiflerine 10 trilyon liralık kaynak tahsıs edildi- ğinı ve şımdiye kadar bunun yaklaşık 5 tnlyon liralık bö- lümünün kullandınldığını anımsattı. Söz konusu kay- nak ıle 2 bin konutun ınşa- atının tamamlanmasının sağ- landığını ve yaklaşık 50 tnl- yon lira kaynak sağlannnası halinde yeni konutlann da birkaç ay içinde kullanıma açılabilecegıni bildirdıler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear