Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 KASIM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
İ L J v U i ı v/lVJJ. / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13
Depremzede
sanayiciye arsa
• KONYA (AA) - Konya
2. Oıganıze Sanayi Bölge
Müdûrü Tevfik
Küçükşenel. Marmara
Bölgesi'nde yaşanan
deprem felaketinden
sonra birçok sanayicinin
arsa aradığını, ancak
şimdıye kadar resmi bir
başvurunun olmadığını
söyledi Küçükşenel, 3.
Organize Sanayi
Bölgesi'nınaltyapı
hizmetlerinm de
tamamlandığını, başvuru
halinde arsa vermeye
hazır olduklannı kaydetti.
Komıt
sefferberliği
• ANKARA (AA)-
Marmara Bölgesi'nde
meydana gelen deprem
sonrasında yapımı
planlanan prefabnk geçici
konutlardan sonra, kalıcı
çözüm sağlayacak olan
konut yapım proje
hazıriıklanna da başlandı.
Bayındırlık ve Iskân
Bakanlığı yetkilileri.
kasım ayı sonuna kadar
teslım edılmesı planlanan
26 bin adet prefabnkten
sonra yine bölgede inşa
edilmesi planlanan 60 bin
kalıcı konut projesine
başlanılacagmı bildirdi.
Konutlann her birinin
10'ar miry'ar liraya mal
olacağı kaydedildi.
Kışlık gıdalarda
fiyat artışı
• ANKARA (AA) - Kış
aylannın yaklaşmasıyla
bu mevsimde daha fazla
tüketilen baklıyat ve
şarküteri ürünlerinin
toptan fîyatlannda
hareketlilik başladı Bir
ay önce ortalama 250-350
bin liradan satılan nohut
360-450 bin liraya,
kırmızı mercimek 263-
400 bin liradan 400-410
bin liraya yükseldi.
Şarküteri ürünlerinden
pastırmanın kilo fiyatı bir
ay önce 4 mılyon 400 bin-
5 milyon lıra arasında
değişirken. bugün için 4
milyon 700 bin-6 mıryon
buluyot,—ı-, .,
IMF heyeti
yarın geliyor
• ANKARA (AA)-
Uluslararası Para Fonu
(IMF) Türkıye Masası
Şefi Carlo Cottarelli
başkanlığmdaki IMF
heyeti, yann Türkıye"ye
geliyor. Cottarelli
başkanlığındaki IMF
heyetinın. tstanbul ve
Ankara'da özel sektör
yetkilileri ve ekonomi
bürokratlan ıle bir araya
gelerek Fon ile Türkiye
arasında imzalanması
beklenen stand-by
anlaşması üzerinde son
rötujlann yapılması
bekleniyor. IMF heyetinin
Türkiye"de yaklaşık 15
gün kalacaği belirtiliyor.
İSO'da seçimlep
bugün
• Ekonomi Servisi -
Istanbul Sanayi Odası
(İSO) meslek komiteleri
seçımleri bugün yapılıyor.
lSO"dan yapılan yazılı
açıklamaya göre.
seçimlerin ilk aşamasında
8 binden fazla İSO üyesi,
toplam 53 komitenın 321
üyesini belirleyecek. 17
Kasım'da yapılacak
seçimlerin üçüncü
aşamasında ise oda
meclisi başkanlık divanı
ile oda yönetim kurulu
üyeleri belirlenirken 19
Kasım'da yönetim kurulu
toplanarak kendi arasında
görev dağılımını
gerçekleştirecek.
Dış ticaretin
profili
• ANKARA (AA)-
Türkiye'de. yılın ilk 8
ayında ihracatı en fazla
artan ürünlenn başında
yüzde 66.3 ile kara
taşıtlan ve parçalan geldi.
DİE verilerinden yapılan
hesaplamaya göre,
Türkiye'nin Ocak-
Ağustos döneminde
ihracatı yüzde 7.1
oranında gerilerken,
yüzde 58.9 ile mineral
yakıt ve mineral yağlar,
ihracatı en fazla artan
ürünler arasında ikinci
sırada yer aldı. Bu arada
canlı hayvan ihracatı
aynı dönemde
yüzde 77'lık düşüş
gösterdi.
Son 20 yılda faiz ödemelerinin dolar bazmda artışı yüzde 100 oldu
Ekonomi faize tesiinı• Borçlanma
politikasının devam
etmesi durumunda
Türkiye yakında
"kentilyon" ve
"sekstilyorTla
tanışmak zorunda
kalacak.
ANKARA (AA) - Ekono-
mıdekı liberalleşme ile bir-
likte kamu harcamalannı
borçlanarak karşılama yo-
luna gıden hükümetler Tür-
kiye'yi faiz batağına sü-
rükledi. Son 20 yılda faiz
ödemeleri TL bazında 754
bin 750 kat artarken dolar
bazındaki artış da vüzde
100'übuldu. DSP-MHP-ANAPko-
alisyonu. 2000 vılı bütçesinde faiz-
ler için 21.1 karriryon lira ayırmak zo-
runda kalırken söz konusu borçlan-
ma politikasının devam etmesi duru-
munda Türkiye önümüzdeki yıllarda
"kcntihon" \e *sekstiryon"la tanış-
mak zorunda kalacak.
Maliye Bakanlığı verileri üzerin-
de yaptığı hesaplamalara göre, iç ve
dış borç faiz ödemeleri özellikle
199O'lı yıllarda Türk ekonomisinin eli-
ni kolunubağladı. Türkiye'nin 1985
sonuna kadar milyar Türk Lirası ile
B u n o k t a y a n a s ı l g e l i n d i ?
Ekonomi Servisi - Cumhuriyetin ilk
yıllannda fazla veren Türkiye
bütçesinin faize teslim olmasmm
arkasında. siyasilerin
1980'li yillardan sonra oy
kaygısı ile "vergi yerine
borçlanma poUtikalanna"
ağırlık \ermesi yatıyor.
1984 yılından başlayarak
kamu harcamalannın vergi
yerine artan bir borçlanma
ile karşüanması. KtT'lerin
yüksek faizle özel sektöre
borçlanmak zorunda bırakılması. 21.
yüzyıla girerken Türk ekonomisini
tam bir faiz batağına sürükledi. 2000
yılı bütçesinde faize aynlan paranm,
milli gelirin yüzde 16.9'una ulaşması.
vergi gelirlerinin yüzde
80'inin faiz ödemelerine
gidecek olması, rakamlarla
Türkiye'nin içinde
bulunduğu çıkmazı
göstermeye yetiyor. Bu
trendin devam etmesi
durumunda önümüzdeki
yıllarda devletin vergi
dahil tüm bütçe gelirlerıni faiz
ödemelerine aktarması kaçınılmaz
görünüyor.
ifadeedilenfaızödemelen. 1986 \ı-
lında tnlyon duvarını aştı. tç \e dı^
borç faızlennde 1990yılında2hane-
li. 1993 yılında3 hanelı tnKon raka-
mıyla tanışan Türkiye, 1996 v ılında
ise bu defa katrilyonluk faiz ödeme-
lenylekarşıkarşıyakaldı. İçinde bu-
lunduğumuz yıl faızlere tek hanelı
katnlyon lıralar da yetmez oldu.
1999 bütçesinde ise faizler için
10.3 katnlyon liralık bırödenek tah-
sis edildi. 21. asnn ilk bütçesi olan
2000 yılı bütçesınden ise faizler için
21 katnlyon 133 trilyon lira çıkaca-
ğı hesaplandı. Böylece bu yıl bütçe
hedefine göre 24 milyar 777 milyon
dolar olması beklenen faiz ödemele-
rinin veni yıl için öngörülen ortala-
ma dolar kuruyla 36 miKar 879 mil-
von dolara ulaşacağı ortaya çıktı.
Türkiye'nin 1980-2000 yılı süre-
cinde yaşadığı faiz trendi önümüzde-
ki dönemde de aynen devam ederse
bu defa iç ve dış borç faiz ödemele-
rinde "kentihon** ve "sekstflyorT ıle
de tanışacağız. Eğer faızlerde 1990-
2000 yılı gelişimi. önümüzdeki 10
yılda da sürerse. Türkiye 2010 yılın-
da 35 kentilyon 767 katnlyon 602
trilyon lira faiz ödeyecek.
Â
11980den sonra faiz ödemelerinin gelişimi j
Yıllar
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
. 1993
*' 1994
1995
. 1996
1997
• 1998
1999
1999
2000
Faiz ödemeleri
(MHyarTU
28
77
375
1.081
1.916
3.378
6.181
12.486
18.608
27.029
116.470
298.284
576,115
1.497.401
2.277.917
6.176.595
(Hk9ay) 8.200.106
(Hedef) 10.300.000
(Hedef) 21.133.000
Dolar karşılığı ;
(Milyon Dolar)
368
608 y.
478 '
808 i
1.028 |
1.150 i
1.615 ]
2.239 -
2.379 %
2515 I
4.789 -
4.462
3.925
10.602
10.042
12.605 :
18.455
15.043
23.752
20.500 ,
24.777 l
36.879 ]
İngili/ kasaplar Fransız Parlamentosu önünde mangal partisi vaparak et ambargosunu protesto ettiler.
Deli dcıtuı savaşında düğiim çözülüyor
Ekonomi Servisi - Fransa'nın. *deli dana* hasta-
lığı nskı taşıması nedeniyle İngıltere'ye 3 yıldıruy-
guladığı et ithalatı yasağının yakında kaldınlacağı-
na ılişkin sinyaller venlmeye başlandı. Avrupa Bir-
liği (AB) bilımsel komitesinin geçen hafta açıkla-
dığı, ambargonun sürdürülmesıne gerek olmadığı
yönündeki karanna karşın Fransa'nın riskli buldu-
ğunu söyleyerek Ingiltere'den et ithali yasağını kal-
dırmaması üzerine tırmanan deli dana krizi çözüm
yoluna giriyor. Fransa Başbakanı LionelJospin. AB
bilımsel komitesinin karan üzerine ıthalat yasağı-
nı tekrar gözden geçıreceklerinı belırtırken Alman
parlamentosu bu konudakı oylamasını birkaç hafta
dahaerteledı.
Çarşamba günü yapılacak haftalık Av rupa Koınıs-
yonu toplantısı öncesinde A\Tupa Komisyonu. Fran-
sa ve lngiliz tanm bakanlannın katılacağı üelü bir
toplantı düzenleyerek BSE'li hayvanlardan eldeedı-
len etlerin alım-satımı nedeniyle gelişen 'delidana
kririni' birçözüme ulaştırma\ı hedefliyor.
50 biıılik taıilıe
gömiüecek
ANKARA (AA>-
Türk halkı, ilk kez
I989yılındatanıştı-
ğı50b'inliralığıl0yıl
sonra tarihe gömü-
yor. l ABD Dola-
n'nın ortalama 2 bin
316 liradan işlem gör-
düğül989yılındapi-
yasaya sürülen 50 bin
liralık banknotla 21.5
dolar alınabilıyordu.
50 bin liralık bankno-
tun pıyasaya veda ettiği 1999
yılindaısebuparayla ancak 10.4
cent alınabiliyor.
Merkez Bankası. 50 bin lira-
lık banknotlan 5 Kasım'dan itı-
baren tedavülden kaldınrken.
buna karşılık 10 milyon liralık
banknotlan kasım ayı başında pı-
yasaya sürecek. 50 bin liralık
banknotlann tedavül zorunlu-
luk süresi 4 Kasım 1999 günü
sona enyor. 50 bin liralık bank-
notlar, 5 Kasım 1999 günü iş-
lemeye başlayacak olan 10 yıl-
lıkkanuni zamanaşımı süresın-
ce Merkez Bankası ve Ziraat
Bankası'nda değıştınlebılecek.
5 Kasım 2009 gününden itiba-
• Merkez
Bankası 50 bin
liralık
banknotlan
5 Kasım'da
tedavülden
kaldıracak;
Türk halkı 10
milyonlukla
tanışacak.
ren ise kıymetlerini
tamamen yitırecek.
E7-5O0OO Türk Li-
ralık banknotlann
ön yüzünde Atatürk
portresi. "14 Ocak
1970tarih ve 1211
sayılı kanuna göre
çıkanlmıştır" ıba-
resı ve ikı ımza; ar-
ka yüzünde ise
TBMM bınasının
bırgöriintüsübulu-
nuyor. Cumhuriyettarihininilk
kâgıt paraları. 5 Aralık 1927"de
bir. beş. on, elli. yüz. beş yüz ve
bin liralıklar olmak üzere yedi
ayn değerde tedavüle sokulmuş-
tu. Henüz Harf Devnmi yapıl-
madığından, bu paralar Arap
harfleriyle basılmıştı. Ingilte-
re'de basılan "mor binliÛer".
Türkiye Cumhunyetı tarihine
en dayanıklı banknot olarak ge-
çerken 1981 'den itibaren sırasıy-
la 5 bin liralık. 10 bin liralık. 20
bin liralık. 50 bin liralık, 100
bin liralık, 250 bin liralık. 500
bin liralık. 1 milyon liralık veen
son 5 milyon liralıklar piyasaya
sürülmüştü.
D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş /ERGİfSYlLDlZOĞLULONDRA erginfoergin.demon.co.uk
Geçen hafta, Ermenistan'da iki kardeş,
bir amca ve yakınlan, parlamentoyu bas-
tılar. Başbakan Vazgen Sarkisyan, Mec-
lis Başkanı Karen Demirciyan'la altı kişı-
yı öldürdüler, 150 kişiyı bir süre tutsak al-
dılar. Bu arada, önce darbe yaptıklannı ilan
ettiler sonra da Devlet Başkanı Koçar-
yan'ın "adil yargı" sözü üzerine teslım ol-
dular. Saldın gerçekleştirenlerin belirgin bir
siyası kimliği yoktu, ne istediklen belli de-
ğildi. Saldınnın amacı, bu yazı yazılırken
hâlâ bellı değildi.
ABD muhafazakârçevrelerinin sözcüsü
Wall Street Joumal cumagünküyorumun-
da, olayın nedenleri tam olarak bilinmese
bile "kimin kazançlı çıktğr sorulduğun-
da, anlamlı bir cevap alınabileceğini ileri
sürdü. WSJ, ızlediğı akıl yürütme sonun-
da, Rusya'yı suçladı. Ancak, kimi gelişme-
lere yakından bakıldığında, Le Monde'un
cumartesi habenndeki sorulara cevap aran-
dığında, VVSJ'den farklı bir sonuca ulaşmak
da mümkün. Bu yüzden, söz konusu ola-
yı, bölgedeki "büyük oyun"'un içine otur-
tarak anlamaya çalışmak daha dogru olur
sanınm.
Oyunun hedefi petrol
Yüzyıl önce, Kafkasya ve Orta Asya üze-
rinde, dönemin hegemonik gücü Ingiltere
ve Avrasya'nın en büyük ülkesi Rusya ara-
sında, sert bir nüfuz alanlan çatışması ya-
şanıyordu. Dış polıtika yazınında, bu çatış-
manın adı "Büyük Oyun"dur. Bugün aynı
bölgede yaşanan asken, diplomatik sü-
neçler de, ABD'nın etkin kuruluşlannclan, He-
ritage Foundation'da gorevli üst düzey po-
litika uzmanı Ariel Cohen'in vurguladığı
gbi "Büyük Oyun" olarak tariflenryor. Go-
hen'ın çalışmasından da anlaşıldığı gıbi
oyunun hedefi petrol.
ABD Enerji Bakanlığı'na göre, bölgede
163 milyar varil petrol ve 337 trilyon met-
reküp gaz rezervi bulunuyor. Bu, Bat ülke-
leri açısından 500 milyar dolara yakın bir
yatınm, zaman içinde 4 trilyon dolara ya-
kın bir cıro anlamına geliyor.
Cohen'in bu çalışmasıyla, ABD Mecli-
si'nin ilgili senato komisyonunun vefdiği
raporu US Interest in Central Asıa) biriik-
te değerlendirildiğinde Zbignievv Brze-
zinski'nm, Foreign Affaires'öe yayımlanan
A Geostaregy for Eurasya (Eylül/ Ekim
1997) analızinın ışığında okuduğumuzda,
ABD'nin bölge polıtikasını şöyle özetleye-
biliriz: "Batılı şirketlerin, Kafkaslarda ve
'Büyük Oyun'
Orta Asya'da yasamsal öneme sahip
petrol ve gaz rezervterine ulaşmasını
engelleyen, bölgesel çatşmalara bir çö-
züm getirmek" (Cohen), Bu çözümleri
oluştururken, petrol ve doğal gaz yol-
lan üzerinde Rusya'nm denetim oluştur-
masını engellemek ve, bu rezervlerin
kullanımını Batılı şirketlere açık tutmak.
Batı'nın enerji güvenliğini sağlamak, bu
arada Iran'ı petrol yollan dışında tuta-
rak, Orta Asya ülkeleri üzerinde eko-
nomik, siyasi etkinlik elde etmesini en-
gellemek, Türkiye ve Azerbaycan gibi la-
ik Müslüman ülkelerin siyasi ve ekono-
mik yapılannı güçlendirmek.
Bu bağlamda. ABD'nın bölge politikası
tetter Toplukığu na gırmek zorunda kalmış-
tı. Ne kı. Şevardnadze zaman içinde tu-
tum değıştırdı. 1995'te Rusya'nm baskıla-
nna aldırmadan. Bakû-Supsa hattı proje-
sıni onayladı, peş peşegelen suikastlardan
da kurtulmayı becerdikten sonra da hızla
Rusyadan bağımsızlaşmaya başladı. Ha-
len. Rusya Abhazya yadaki aynlıkçı hare-
ket yoluyla Gürcistan üzerinde baskı kur-
maya çabaiıyor.
Azerbaycan a gelince, George Was-
hington Üniversitesi'nde
araştırmacı olarak çalıştıktan sonra Bakû
Üniversitesi'nde, Uluslararası Çalışma-
lar Merkezi'nın başına geçen Dr. Elkhan
Nuriyefin 18 Şubat 1999'da CaHfbmiya'da
Ermenistan'daki suikast ülkede ipleri yeniden Koçaryan'ın eline verdi.
pratikte. Bakû- Grozni-Novorossisk pet-
rol boru hattının işleyışinı aksatmak, buna
karşılık, Bakû-Supsa ve Bakû Ceyhan
hatlannın desteklenmesı ve ışletilmesı an-
lamınagefir. Gürcistan ve Azerbaycan Ba-
kû-Supsa hattının ikı ucunu duşturuyor. Bu
ıki ülkedekı rejimlerin, Rusya ilegüvenlikan-
laşmalannın güçlendirilmesi, Rusya açısın-
dan yasamsal bir öneme sahip. Gürcis-
tan, Şevardnadze'nin rakibi, Gamşa-
kurdiya'yı Rusya'nm yardımryla tasviye
etmesinden sonra, 1993te Rusya Dev-
sunduğu bir tebligde (The ongoing Ge-
opolitical Game ın the Caucaus and the
Caspıan Basin) vurguladığı gibi "Azerbay-
can, stratejik konumu, zengin doğal
kaynakları ve siyasi koşullan açısından
bölgede uluslararası politikanın mer-
kezindedir" Buna karşılık. "Bakû ABD'nin
bölgedeki amaçlannın siyasi ve ekonc-
mik bağımsızlığı güçlendireceğine, Ha-
zar petrollerinin Rusya'nm denetimine
geçmesini engelleyeceğine inanmak-
tadır". "1994'den bu yana yansı ABD
kaynaklı olman yabancı petrol şirketle-
ri Azerbaycan'a 40 milyar dolar yatmm
gerçekleştiTmişter''. Azerbaycan ise sü-
reklı NATO'yu bölgeye davet etmiş, NATO
Banş Ortaklığı bünyesinde gerçekleştirilen
144 askeri etkınlige katılmıştır. Dolayısıyla,
Azerbaycan'ın baskı altndatutulması, de-
nettenmesi Rusya için büyükönemesahip-
tir.
Rusya'nm Azerbaycan üzerindeki en
önemli baskı araçlannda biriyse Dağlık Ka-
rabağ bağlamında Eımenistan'dır. Geçen
sene Ermenistan başkanlık seçimlerini, Bat
yanlısı Robert Kocaryan kazanmıştı. An-
cak geçen baharda yapılan parlamento
seçimlerini, Rusya'dan yoğun yardım alan
orduya yakınlığıyla bilinen, Vazgen Ser-
kisyan'la eski Komünist Parö sekreteri,
ekonomik krizin etkisiyle geçmişi özleyen-
tenn adayı, ordu lobisınin temsilcisı Karen
Demirciyan'ın oluşturduğurttifakkazan-
dı. O günden bu yana, Koçaryan'la, onu
Azerbaycan'a karşı uzlaşmacı bir çizgi iz-
lemekle eleştiren Serkisyan arasındaki
gerginlik gıderek gelişti Bu ay başında,
Koçaryan'ın, Rusya'nın Çeçenlere askeri
yardım sağlamakla suçladığı Gürcistan'la
yeni bir ışbirliği anlaşması imzalaması
gerginliği daha arttırdı. (Radio Free Euro-
pe: 1/10). Geçen hafta gerçekleşen su-
ikast Rusya'ya yakın ıki politikacıyı tasfiye
etti. Yönetımi fiilen, Batı'ya açılmayı amaç-
layan Koçaryan'ın eline verdi. Şimdi bun-
lara şu sorulan ekleyeyım: Nasıl oluyorda
beş otomatik silahlı adam iki güvenlik aşa-
masını gecerek meclise kadar gelebılıyor?
Neden Koçaryan'a yakın kimı bakanlar,
(Güvenlik ve dışişlen bakanlan) ve siyasi ci-
nayet amaçlı çete kurmakla suçlanan Va-
no Sıradağyan saldın sırasında, hüküme-
tn sorularacevap verme günu olmasına rağ-
men. mecliste yoktu (Le Monde 30/10/99.)
Sonrada, saldından az önce, üst duzey ABD
temsilcsi, Talbot'un Koçaryan'la Serkis-
yan'a Dağlık Karabağ konusunda baskı
yapmak üzere, Ermenistan'da olduğunu,
saldından hemen sonra, Kocaryan ı des-
teklemek için geri gekjiğını "Ermenistan'ın
iç ve dış güvenltği tehdit altındadır. Du-
ruma seyirci kalamayız" (The Guardian
29/10) diyen ordunun ise gelişmelerden
çok hoşnutsuz otduğunu hesaba katalım.
Sonuçta. "Büyük Oyun"un Ermenistan
baskını bölümünde en büyük zaran Rus-
ya'nm gördüğü söylenebilir. En çok kimterin
kazançlı çıktıgını ise, artık sız düşünün.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Turp Tıcanetiyle Birikim
Yabancı hayranlığınm çok aşın gittiği ülkelerden biri de
Türkiye'dir. Hemen her konuda, yabancılann görüş ve
önerileri, çoğu kez bunların içeriğıne bakılmaksızın alınır.
Alınmakla da kalınmaz, bunlann ne kadar gerekli, yarariı
ve de uyulması zorunlu ıstekler olduğu kamuoyuna yan-
sıtılır.
Özellikle ekonomiye ilişkin konularda yabancı istekleri
kutsal sayılır; onlar tartışmasız bir biçimde benimsenme-
li ve uygulanmalıdır.
Her ne kadar, IMF ve Dünya Bankası'nın isteklerinin gö-
reli olarak üstünlüğü ya da önceliğı varsa da, genellikle
öneriyi kimin yaptığı da pek önemsenmez. Onerinin yer-
li yandaşlan onu süsler ve kamuoyunun beynine ne ka-
dar iyi ve gerekli olduğu önyargısıyla kazır.
Önceteri demıryollannı bir yana bırakın size karayolu da-
ha yararlıdır ya da demir-çelik, kimya, kâğıt gibi temel sa-
nayileri kurmayın, çünkü bu ürünlerde karşılaştırmalı üs-
tünlüğünüzyok gibi önerileryapıyortardı. Ülkeyi yöneten-
ler de bu önerilen büyük ölçüde uyguladı. Sonraları ya-
bancı istek ve önerileri daha da keskınleşti. 1980'lerden
başlayarak özelleştırmenin gereklilıği, ekonomide devle-
tin küçültülmesınin kaçınılmazlığı, yertı üretımın yabancı
ürünler karşısında kesınlikle korunmaması gerektiğı, ta-
nm ürünlerinin desteklenmemesi ve yabancı paralaha ıl-
gıli işlemlerde herhangi bir düzenleme yapılmaması is-
tekleri bu ülkede kamuoyu oluşturan kesimlenn ve ülke-
yı yonetenlerin zihınlerine iyice yerteştirildi. O kadar kı, bu
konulan, ülkenin koşullan, ekonominın gelişme sureci,
sektörel yapı ve öncelikler vb. açılardan tartışalım denil-
mesine bile olanak tanınmadı. Önerileri yapanlann yerli
sözcüleri, bir yandan demokrat, düşünce özgürluğüne say-
gılı bir görüntü sergilediler, öbür yandan da bu yerli de-
mokratlar yabancı önerilennin en azından ırdelenmesini
isteyenleri, bilımsel verilere dayanarak değıl, onyargılar-
la suçladılar çağdışı saymaya kalktılar.
• • •
Bu kadar her önerrye açık olduğunuzda, kimi yan gül-
mece türünden istekler de gelebıliyor. Bunlardan bir ta-
nesine geçen hafta tanık olundu. Ekonomik Işbirliği ve Kal-
kınma Orgütü (OECD) Ekonomi ve Sanayi Danışma Ko-
mitesi Genel Sekreten Douglas C. VVorth, "Türkiye de-
ğışıme ayak uydurmalı" dedikten sonra, değişik stan-
dartlann geçerli olduğunu vurguluyor ve bunu turp orne-
ğiyle (evet yanlış okumadınız, turp örneğiyle) açıklıyor:
Sizin çok güzel büyük turplannız var. Avrupa küçük
turpta ısrareder. Oysa Amenka Birieşık Devletleri'nde (ABD)
turplar büyüktür. Büyük turp iyi turpturgıbı sözler edıyor
(Cumhunyet, Mılliyet, 27 Ekım). Şimdi ne olacak? Turp-
lanmızın iriliği bizi ABD'ye doğru sürüklüyor; oysa biz Av-
rupa Birliği'ne tam üye olmak ıstiyoruz. OECD Komite Sek-
reteri sıradan bir insan değıl. Türkiye O'nun önensıni göz
ardı edemez. Turp sorunu çözüme kavuşturulmalı. Yok-
sa? Sorun Türkiye'nin ürettiği turplann çapı; daha doğ-
rusu büyüklüğü. Bu açmazdan çıkış yolu olarak, ikı, bıle-
mediniz üç yaklaşım olabilir. Bunlardan biri. turplann inlı-
ğine dokunmadan bunları ABD'ye satmaya çalışmak.
ABD halkı kalın turplan pek severmiş, bunlara alışıkmış.
Aslında OECD Sekreteri de bunu oneriyor. Ikınci çıkış yo-
lu, Türkıye'de üretilen turplann çapını kuçültmektir. Turp-
lann küçültülmesi sağlanabilirse Avrupa Biriiğı'ne satış ola-
nağı da artacaktır. Kırk yıldır uğraşıyoruz: bir yabancı dost
çıkıp da Avrupa Birliği'ne tam üyelıkyolunun turplann ça-
pından geçtiğini söylemedi. Bilıyorum, üçüncü biryol ola-
fak, turplanmızın inlehni ABD 'ye^ınceieript dş Avrupa 'ya
satabiliriz, diyeceksiniz. Ancak ö'zamân'a^'tiırpian ayır-
ma işı var. Burada turp ayırma işini nasıl yaparız sorusu
gündeme geliyor. Bakalım bizim yabancı bağımlısı eko-
nomi yöneticilerimiz ve yerli düşünürienmiz turp sorunu-
nu IMF'ye sormadan çözebilecekler mi?
•••
Konunun acıklı gulmece özelliği bir yana, yıllardır, Tür-
kiye'nin doğru dürüst bir ulusal üretim ya da sermaye bı-
rikimi politikası yok. Bu köşede birkaç kez vurgulandığı
gibt, ekonomi tam bir sermaye birikımi şaşkınltğı yaşıyor.
Böyle olunca da sermaye, uretimden kaçryor. hızla yük-
sek faiz getirisiyle çok daha kâriı olan para sermayeye dö-
nüşüyor.
Para senmayenın alım -satımı, yani ticareti büyük bir ön-
celik kazanıyor; ekonomiye egemen oluyor.
Türkiye üretim olanaklannı genışletmeyı, üretımini sa-
yısal ve nıteliksel olarak geliştirmeyi sağlıklı ekonomi po-
litikalanna bağlayamıyor. Hiç olmazsa bütçe ile biriikte ge-
lecek yılın ekonomi politikalarının biçimlenmesi sağlan-
malıydı. Bütçeyı, faizbütçesıne dönüştüren politıkalar, kuş-
kusuz, böyle bir açılıma olanak vermiyor.
Türkiye, kendini yönetecek beceriyi gösteremezse ya
da ülkeyi yönetenler sağlıklı bir üretim politikası uygula-
yamazlarsa, turp ömeğinde olduğu gibi, gülmece sayıla-
cak önerilerie karşılaşmayı da hak ediyor demektir.
e-posta: yakup@metu.edu.tr
Bakanlar Kurulu'nda görusülecek
KEY hesaplan
tasfiye ediliyor
ANKARA (.\A)-De\let
Bakanı Sadi Somuncuoğlu.
Konut Edindirme Yardımı
(KEY) hesabının tasfıyesine
ilişkin hazırladığı fonnülü
bugün yapılacak Bakanlar
Kurulu toplantısına götür-
meye hazırlanıyor. KEY he-
sabının tasfıyesi için Gayri-
menkul Yatınm Ortaklığı
(GMYO) formülünün dev-
reye girmesi ve
Emlak Banka-
sı'nın arsalannm
degerlendinlme-
si için Emlak Ko-
nut'a devredil-
mesi öngörülü-
yor.
Toplu Konut
İdaresrnın(TOKİ),KEYhe-
sabının Emlak Konut bün-
yesindekurulacak GVfYO'nun
hisselerinın halka arzında
değerlendirilmesi için bir for-
mül hazırladığı bildirildı.
Formüle göre, KEY hake-
dişleri karşılığında isteyene,
söz konusu GNfYO'nun his-
selerinden verilecek. KEY
hesabında 300 trilyon lira ci-
vannda kaynak bulunduğu
belirtilirken. kişi başına or-
talama 90 milyon lıra civa-
nnda konut edindirme yar-
dımı binkintısı bulunduğu
kaydedildi. Emlak Konut'un
bu arsalarla bir GMYO ku-
racağı bıldirilerek başlangıç
sermayesi 250 trilyon lira
olan ortaklığm yüzde 49 his-
sesinin halka açılması öngö-
rüldü. Bakanlar Kurulu'nda
bugün ele alınması beklenen
bu formül ile hem Emlak
Bankası'nın arsalannın de-
ğerlendirileceğı hemde KEY
hesabının kamuya hemen he-
men hiç yük getirmeden tas-
fiveedilmışola-
ca»ı ifade edii-
d ı :
Bugün yapıla-
cak Bakanlar
Kurulu toplantı-
sına aynca, dep-
rem bölgesinde
bulunanveinşa-
at seviyesi yüzde 50'nın üze-
rindeki konut inşaatı koope-
ratiflerine de ek kaynak sağ-
lanması görüşülecek.
Yetkililer. daha önce konut
kooperatiflerine 10 trilyon
liralık kaynak tahsıs edildi-
ğinı ve şımdiye kadar bunun
yaklaşık 5 tnlyon liralık bö-
lümünün kullandınldığını
anımsattı. Söz konusu kay-
nak ıle 2 bin konutun ınşa-
atının tamamlanmasının sağ-
landığını ve yaklaşık 50 tnl-
yon lira kaynak sağlannnası
halinde yeni konutlann da
birkaç ay içinde kullanıma
açılabilecegıni bildirdıler.