Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 EKİM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kutturCa cumhuriyet.com.tr 15
Mahir Günşıray'ın 'Kanlı Düğün'ü, Lorca'nın yapıtlan ve sözleriyle de besleniyor
• "Bizim
sahneleyeceğimiz
Kanlı Düğün, çok
yönlü bir sanatçı
olan Lorca'nın
yaşamöyküsüyle
birlikte oluşmuş bir
oyun. Onun
yaşamını bire bir
• sahnelemektense
yapıtlanndan yola
çıkarak yeni bir kişi
yarattım. Kanlı
Düğün ve Lorca bir
araya geldiği zaman
benim istediğime
çok yakın bir metin
çıktı ortaya.
Lorca'nın
öldürülüşü, kanlı
düğünlerin
yaşandığı bir
ülkenin insanlannın
durumundan
aynlamazdı zaten."
anatçınm 'öliime u&mm'öyküsiiKültür Servisi- "Onun havatı başb başına birya-
prtür" demişti yönetmen Luis Bunuel. yuzyılın ef-
sanevi şaıri Federico Garcia Lorea'dan söz eder-
ken. Bunuel. yalnızcabırşainn yaşamını tanımla-
mıyordu bu sözlerle. Aynı zamanda bir müzisye-
nin, bir ressamın, bir tiyatro sanatçısının. bir sos-
yalistin yaşamını niteliyordu. Lorca'nın ölümü.
bu yapıtın son perdesiydı: Sol kanatta yer aldığı
ve/veya homoseksüel olduğu gerekçesiyle öfkeli
adaletin hakkında verdiğı idam hükmü infaz edil-
diğinde Ispanya lç Savaşı henüz ilk günlerinı sü-
rüyordu. Ispanyol FaşıstÖrgütü'nün silahlı grubu-
nun bir üyesi Lorca'nın arkasından iki el ateş etti-
ğinde perde kapanmıştı ya da onu öldürenler öyle
sanyorlanü.
Geçen yıl doğumunun yüzüncü yıldönûmü tüm
dünyada İcutlanan büyük şairin bu "uzun yaşamı".
Istanbul Devlet Tiyatrosu'nun yeni oyunu -Kanlı
Düğün"le sahneye geliyor. Mahir Günşıray'ın yö-
netmenliğinde sahnelenen oyun, Lorca'run ünlü oyu-
nu "Kanh Düğün"ün öyküsünün çerçevesinde, şa-
inn yaşamının ızini sürüyor. Roza Hakmen tara-
findan Türkçeye çevrilen yapıtın dramaturgisini Zer-
rin Yamkkaya Sağlaın, ve Mahir Günşıray müzik-
lerini Turgay Erdener, sahne tasanmını Claude Le-
on, kostüm tasanmını Gülhan Kırçova, ışık tasan-
mını Önder Ank ve müzik yönetmenliğin Faris
Akarsu gerçekleştiriyor. Birim Tiyatro Aziz Ne-
sin Sahnesi'nde 14 Ekım'de prömiyen yapılacak
olan oyunda Serpil Tamur. Ülkü Duru. Ozlem Gü-
veti, Serap Eyüboğlu, Alptekin Serdengeçti, Kür-
şat Alnıaçık, Suna Selen, Seda Yddız, Ayça Dam-
gacı, Ece Eroğju. Dikmen Seymen, Alper Deveh'oğ-
lu, Ercüment SerpiL Evren Yaacı, Güven Ince ve
Senem Keçeci rol alıyor.
Günşıray, yeni bir metin oluşturmuş
Lorca'nın Kanlı Düğün'ü. ölümün gölgesinde
hüküm süren gururu, şehveti ve aşkı irdeler. Te-
ması bir gazete haberinden alınan oyun, karşı ko-
nulamayacak denli büyük bir tutkunun, gelenek ve
şereften inşa edilen taş duvarlara çarpıp darmada-
ğın oluşunu anlatır. Ölüm, kaçınılmaz sondur ve
bu kez. bir düğün zamanı gelir çatar. Dışanda iç
savaş hüküm sürmektedir, içeride düşmanlığın ko-
kusunun sindiği bir düğün...
Mahir Günşıray, Kanlı Düğün'ü sahnelemeye
karar vermeden çok önce, özünde bir sanatçının ya-
şamının yer aldığı: yapıtlanyla, savaşımıyla, uğ-
radığı haksızlıklarla ve erken gelen ölümüyle bir
sanatçıyı anlatan bir oyun sahnelemek istiyordu.
Bu noktada aklına gelen ilk ısım Sabahattin AU ol-
du. Amacı, biyografik bir anlatım sunmak değil-
di; yapıtlanndan yola çıkarak yazann yaşamına
değinmeleryapmak istiyordu. Çeşith nedenlerden
dolayı bu arzusu gerçekleşemedı. O dönemde, Lor-
ca'nın yaşamöyküsünü inceleme fırsatını bulmuş-
tu. Henüz 38 yaşındayken dunyanın en kanlı iç sa-
vaşında ölüme yenık düşen şairin yaşamı Günşı-
ray 'a yeni bir esin verdı: Sahneleyeceği oyun öy-
le olmalıydı ki, yalnızca Sabahattin Ali'nin ya da
Garcia Lorca'nın değil. bir 'sanatçı'nın ölüme uza-
nan öyküsünü anlatsın. O dönemde tstanbui Dev-
let Tıyatrosu'ndan konuk yönetmen olarak bir oyun
sahnelemesi konusunda teklıfalan sanatçı, Lorca'nın
Kanlı Düğün'ünun bu konsept için çok uygun bir
metin olduğuna karar verdı ve nisan aymda çalış-
malanna başladı.
Ancak kısa bir süre sonra Aziz Nesin Sahnesi'nde
sahnelenmeye başlayacak oyun yalnızca Kanlı Dü-
ğün'ün metnini içermıyor. Oyunun metninde önem-
lı kısaltmalara gıden Günşıray: Lorca'nın 'Hayat
Riiyası" adlı az bilinen bir kısa oyununu, şiirleri-
ni, konferanslanndaki bazı sözlerini de ana öykü-
nün ıçine yerleştirerek yeni bir metin oluşturdu. "Bi-
zim sahneleyeceğimiz Kanh Düğün, çok yönlü bir
sanatçı olan Lorca'nın yaşamöyküsüyle birlikte
oluşmuş bir oyun. Onun yaşamını bire bir sahne-
lemektense yapıtlanndan yola çıkarak yeni bir ki-
• "Bugün
üzerinde
yaşadığım
topraklarda da
benzer
tehlikeler var.
Kanlı Düğün,
yalnızca bir
tiyatronun işgal
edilişinin
değil, kanla
sonuçlanan
düğünlerin
öyküsü."
şi yarattım" diyor Günşıray. "Kanh Düğün ve Lor-
ca bir araya geldiği zaman benim istediğime çok ya-
kın bir metin çıktı ortaya. Lorca'nın öldürülüşü. kan-
lı düğünlerin yaşandığı bir ülkenin insanlannın du-
rumundan aynlamazdı zaten." Kanlı Düğün, da-
haönce de Istanbul ŞehırTıyatrolan tarafından sah-
nelenmişti. O yorumu ızlememış Günşıray, ancak
yazann bir diğer ünlü yapıtı 'Bernarda Alba'nın
Evi'nde rol almış. Devlet Tiyatrolan'nın Tiyatro
an der Ruhr'la ortaklaşa sahnelediği oyun Alman-
ya'da otuza yakın kentte oynanmış.
Faşizm ve ırkçıhk farklı da olsa sürüyor
Günşıray'ın Kanlı Düğün'ü bugünün dünyasın-
dan da besleniyor. Yüzyılın başında tüm Avru-
pa'yı, ama en çok da lspanya'yı kan gölüne çevi-
ren faşizmin ve ırkçılığın, bugün farklı görünüm-
lerde de olsa hâlâ sürdüğünü vurguluyor sanatçı:
"Bugün üzerinde yaşadığım topraklarda da ben-
zer tehlikeler var. Bir tiyatro oyununu engellemek
isteyen yöneticilerie karşılaşabiliyoruz. Böyle olay-
lan yüzyılın başında da yaşamıştı insanlık. Demek
ki çok şey değişmemiş. Oyun, yalnızca bir tiyatro-
nun işgal edilişinin öyküsü değil; kanla sonuçlanan
düğünlerin öyküsü. 19. yüzyılda İspanya'da bir dü-
ğün yaşanmak istendL ama sonunda düğün kana
bulandı. Bizim toplumumuzda düğünü, şenliği çok
seven, yaşamayı bikn bir toplum. Ama hep kana
ve aynmcıhga doğru sürükleniyoruz ve gitgide ölüm
tadmı iyi bilen bir ülke olmaya başladık. Korkarun,
bir gün, Lorca'nın dediği gibi, hepimiziıı içine dü-
şeceği çok büyük bir çukur açdacak."
Bugünün toplumundan yapılan çıkanmlarla olu-
şan bir oyunda, bugünün bireylen olan oyuncula-
nn kendi bakış açılannı, durumlannı oyuna aktar-
malan kaçınılmaz. Günşıray. bu anlamda geniş bir
hareket alanı bırakmış oyunculara. Sık sık "Bu
oyunu nasıl oy nayabüir$iniz"in yanıtını istemiş on-
lardan. Oyunu, oyunculann kendi ayaklannm üze-
rine basıp bir şeyleri anlattıklan bir yapıta dönüş-
türebilmek için büyük çaba sarfetmişler. Ve orta-
ya, bir Ispanyol yapıtı değil, Birim Tiyatro Aziz
Nesin Sahnesi'nde oyunculann 1999'da yarattığı,
onlann öyküsünü anlatan bir oyun çıkmış
Bozkurt Kuruç ve Osraan VVöber'in sanat yö-
netmenliğini yaptığı dönemde Istanbul Devlet Ti-
yatrosu'ndan aynlan Mahir Günşıray, Kanlı Dü-
ğün'ün konuk yönetmeni olarak yeniden buluşu-
yor bu kurumla. Kısa bir süre sonra, Devlet Tiyat-
rolan'nın çatısı altında kadrolu sanatçı olarak ça-
lışmaya başlayacak. Ancak yine de kurumun işle-
yışini eleştirmekten vazgeçmiş değil. Özerkliğin
olmaması. yöneticılerin Kültür Bakanhgı tarafın-
dan atanması ve görevden ahnması, Günşıray'ın
öteden ben dile getirdiği sorunlar. '"Halihazırda-
ki yasa yürürlükte kaküğı sürece bu tiir sorunlar
da hep olurr
dıyor. "Oysa sanatçılann bu sorun-
lan yaşamamalan gerek. Sanatçdar yalnızca işle-
rini yapmau. tiyatro yapmah."
Günşıray'ı Devlet Tiyatrolan'na dönmeye iten
en önemli etken, Nesrin Kazankaya'mn sanat yö-
netmenliğıne gelmesı olmuş. Kazankaya'mn sağ-
lıklı bir işleyiş sürdürebileceğine çok güvendiğini
söyleyen Günşıray, çekişmelerin ortasma sürüklen-
mediği ve işini yapmasma izın verildıği sürece bu-
rada kalacağını dile geririyor. Kanlı Düğün'ün ça-
lışmalan biterbitmez, Istanbul Sanat Merkezi'nde
sahnelenmek üzere yeni bir oyunun çalışmalanna
başlayacak sanatçı. Franz Kafka'mn 'Ceza Kolo-
nisi' adlı yapıtından uyarlanan oyun, 'Ceza Kolo-
nisinde' adını taşıyor. 'Çocuğum' diye nitelendir-
dığı kendi tiyatrosu Tiyatro Oyunevı'nde de Fri-
da Kahlo'nun yaşamını anlatan tek kişilik bir oyu-
nu yönetecek. Hemen ardından, Bernard-Marie
Koltes'in 'Ormanlann Hemen Önündeki Gece'
adlı oyununu oynayacak. Geçen yıl sahnelediği
'Antigone' ve 'Hikaye-i Don Kişot' konusunda he-
nüz karar vermiş değil. Ancak Antigone'yi yurt-
dışındaki festivallere götürmeyi amaçlıyor.
I s t a n b u l D e v l e t S e n f o n i O r k e s t r a s ı y e n i s e z o n a y a r ı n b a ş l ı y o r
Dk konserler Chopin'in anısma verilecek
Kültür Servisi - Istanbul Devlet
Senfoni Orkestrası 1999- 2000
konser sezonuna yann başlıyor.
Orkestranın yann ve cumartesi gü-
nü gerçekleşecek ilk konserleri
Chopin anısına düzenlenecek. Ma-
rek Pijannvski'nin yönettiği kon-
senn solistı İdil Biret. Konserde
Chopin'in 1 NumaralıPiyanokon-
çertosu ve W. Lutoslawski'nin Or-
kestra Konçertosu seslendirilecek.
GelecekhaftayinePijarowski'nin
yöneteceği orkestraya solist ola-
rak Eser Bilgeman eşlik edecek.
Konserde Mozart'm 41 nolu sen-
fonisi, Liszt'ın 2 numaralı Piyano
Konçertosu ve Strauss'un Till Eu-
lenspiegel adlı yapıtlan seslendi-
rilecek.
22-23 Ekim'dekı konserleri
Charfcs Ofivieri Munroe yönetecek.
Bülent EvcO'in solist olarak katı-
lacağı konserlerde A. Haçarur-
yan'ın Flüt Konçertosu, R. Stra-
uss'un 'Ve Zerdüşt Dedi Ki' baş-
lıklı yapıtlan seslendinlecek. tD-
SO 2'9-30 Ekim tarihlennde Erol
Erdinç yönetımde. Gülsin Onay
eşliğinde E. Erinç" tn Ağıt adlı ya-
pıtını, AJL. Saygun'un 1 Numara-
Şef Marek Pijarovvski
lı Piyano Konçertosunu. Cemal
ReşitRey'm Enstantaneleradlı ya-
pıtını ve B. Tarcan'ın 3. Orkestra
süitıni seslendirecek.
5-6 Kasım tarihlerinde, gerçek-
leşecek konserleri Alexandcr Kri-
nıetz yönetecek. Burçin Büke'nin
solist olarak eşlık edeceği konser-
de Rahmaninof un yapıtlan seslen-
dinlecek. Atatürk'ü Anma Kon-
sen 12-13 Kasım tarihierinde Hik-
met Şimşek yönetiminde düzen-
lenecek. 19-20 Kasım tarihlerinde-
ki Rodrigo'nun Anısına ba^iıklı
konserlen ise IonescuGalati yöne-
tecek. Konserlenn solistlen ara-
sında AUbnso Moreno. Eugenia
Rodriguez. Marcela Sfrisso ve Wal-
ter Ujaldon yer alacak. Konserde
J. Rodrigo'nun Gitar Konçertosu
'Aranjuez' ile Dört Gitar için Kon-
çertosu, L.Cbenıbini'nin Re Ma-
jör Senfonisi dinlenebilecek. 26-
27 Kasım'da Alexander Rahbari
yönetiminde gerçekleşecek kon-
serlere solist olarak Ida Kavafıan
ve Peter V^Hley eşlik edecek.
Aralık a>inın ilk konserini yine
Rahbani yönetecek, SeHm Ay kal
solist olarak katılacak. 10-11 Ara-
lıkta EmhiGüven Yaslıçam'ın yö-
netiminde gerçekleşecek. konserin
solistı Ayla Erduran.
17-18"Aralık konserlerini Vla-
dimir AltschuDer yönetirken so-
list olarak Miceal O'rouke eşlik
edecek. Altschuller, 24-25 Aralık
tarihlerinde yöneteceği konserle-
re ise solist olarak Ilaaa loff katı-
lacak.
tDSO 2000 yılının ilk konserle-
rini 14-15 Ocak tarihlerinde Barok
Haftası başlığı altında gerçekleş-
tırecek. Ionescu Galati nin yöne-
teceği, Suna Kan'ın solist olarak
katılacağı konserde Vivaldi'nin
Mevsimler'i, Bonoci'nin 7. Sen-
fonisi, L. Boccberini'nin Re Minor
Senfonisi seslendirilecek. 21-22
Ocak konserlerini Juozas Domar-
kas yönetecek. Efe BaJtacıgil ın
solist olarak katılacağı konserde
Çaykovskı ve Şostakoviç'ın yapıt-
lan seslendirilecek. Domarkas'ın
28-29 Ocak'ta yöneteceği konser-
lerin solistı ise Gary Karr.
4-5 Şubat'ta Erol Erdinç yöne-
timinde gerçekleşecek konserle-
nn solisti Ruşen Güneş olacak.
Stephen Layton 11-12 Şubat'ta
The Hflüard Ensemble'ın eşlık ede-
ceği orkestra>ı yönetecek. 18-19
Şubat'ta gerçekleşecek 'tsmetlnö-
nü'yü Anma Konseri'nı ise Ren-
gfan Gökmen yönetecek. lsmail
Aşan'ın solist olarak katılacağı
konserde C. Idiz, Adnan Saygun
ve T. Erdener'ın yapıtlan seslen-
dinlecek. 25-26 Şubat tarihındekı
konserler Orkestra Solistlen baş-
lığı altında düzenlenecek IMaıün
Turnovsky yönetiminde gerçekle-
şecek konserin solistleri RecepGü-
müş, Ayşegül Kirmanoğlu ve Çi-
Piyanist Gülsin Onay
men Karaönteroğullan olacak.
Marek Pijarovvskı'nin 3-4
Mart'ta yöneteceği konserlenn so-
lısti VTctor Tretjakov olacak. 10-
11 Mart tarihli konserleri Antonio
PirolB yönetecek. Gregory Cass,
Hüseyin Coşkun, Ccm Akçora ve
Sertan Sancar'ın kaülacağı konser-
lerde \Vagner ve Schumann'ın ya-
pıtlan seslendirilecek. 24-25 Mart
tanhlennde ise Andrew Greeırtro-
od'un yöneteceği konserlere Hak-
kı Oztürk eşlik edecek. Greenvvo-
od, RüyaOztuma ve Dke Aksoy'un
solist olarak katılacağı 31 Mart-1
Nisan konserlerini de yönetecek.
7-8 Nisan tarihlerindeki Ope-
ralardan Seçmeler başhklı konse-
ri Erol Erdinç yönetecek. 14-15
Nisan tarihleriruje Vladimir Altsc-
huller yönetiminde gerçekleşecek.
Vladimir Karainev'in solist ola-
rak katılacak. Mozart'ın Müzik
Şakası, S. Prokofief in Peter ve
Kurt başhklı yapıtlannın seslendi-
rileceği, Vladimir Altschuler'in
yöneteceği Çocuk Konseri 21-22
Nisan'da düzenlenecek.
28-29 Nisan tarihli konserlerin
şefi Alexander Rahbari, solistleri
de MarieDeRahbari ve Sevin Berk
olacak. Ionescu Galati 5-6 Mayıs
tarihlerinde Rene Giessen'in so-
list olarak katılacağı konserleri yö-
netecek. 12-13 Mayıs tarihlerinde
Ender Sakpmar yönetiminde ger-
çekleşecek konserlenn solisti ise
Gürcan Tüyei olacak.
19-20 Mayıs tarihlerindeki Bra-
vo Broadway başhklı konserleri
Erol Erdinç yönetecek. Konsere
solist olarak Jan Hanath Doug
Labrecque ve Michael Maguire
katılacak.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
'Niteliksiz Adam' ya da
Bir Çevirî Serüveni
Avusturyalı yazar Robert Musil'in (1880-1942)
"modernizmin roman alanındaki başyapıtı" diye
de adlandınlan dev roman Nrteliksiz Adam, bi-
ten on dokuzuncu yüzyıl ile başlayan yirminci
yüzyıla yönelik en temel, aynı zamanda da en
acımasız hesaplaşmalardan birini içerir. Yazannın
bütün yaşamı boyunca yazmayı sürdürdüğü bu
eserde, günümüzde de tartışmakta olduğumuz
sorunlardan hemen hiçbiri eksik değildir.
Musil'in eserieriyle çok eskilere uzanan bir ta-
nışıklığım vardı. Sanınm bu tanışıklık, Türkiye'de
otuz yıiı aşkın bir süre kalan eski Avusturya Kül-
tür Ataşesi ve gerçekTürk dostu Prof. Hans Erich
Kasper'in bana, Musil'in bütün eserienni arma-
ğan etmesiyle başlamıştı.
Ancak bu yazarla çeviri bağlamında ilk ilişkim,
Yaşarken Açılan Miras başhklı denemeler kita-
bını Yapı Kredi Yayınlan için çevirmemle gerçek-
leşti. Bu kitap, kendi başına da çok önemliydi; ama
daha o zamanlargünün birinde Niteliksiz Adam'ı
çevirmeyi aklıma koymuş olduğumdan, sanınm
kitabı biraz da sonraki büyük çeviri çaltşmasına
bir tür giriş, yazann üslubunun dilimizdeki karşı-
lıklannı bulma bağlamında bir tür "alıştırma" yap-
ma amacıyla çevirmiştim.
Niteliksiz Adam'ın yaklaşık dört yüz sayfalık bi-
rinci cildinin çevirisini geçen günlerde tamamla-
dım. Çeviri -herzamanki gibi- başlangıçta tahmin
ettiğimden çok daha uzun bir süre aldı. Dolayı-
sıyla kitapla çevrilmekte olduğu duyulduğundan
beri ilgilenen okurlara, yayındaki gecikmenin Ya-
pı Kredi Yayınlan'ndan değil, fakat benden kay-
naklandığını bildirmeyi dürüstlüğün birgereği sa-
yıyorum.
Böyle acımasız çevirilerin tamamlanan her aşa-
ması, bende yaptıklanmla hesaplaşma gereksi-
nimini doğurur. Uzun biryol boyunca nelerle çar-
pıştığımı, dilin hangi duvarlannı aşmak, hangi tu-
zaklanndan kendimi korumakzorunluluğunuduy-
duğumu, başlangıçta biliyorum sandığım neleri
bilmediğimi ve hangi açılardan çeviri uğraşında
kendimiyeniden eğitmeyi gerekli bulduğumu dü-
şünürüm. Kişisel inancıma göre böyle bir hesap-
laşma, işini ciddiye alan bir çevirmen açısından
aynı zamanda bir tür ahlaki gerekliliktir ya da öy-
le olmak zorundadır.
Niteliksiz Adam'ın birinci cildini tamamladık-
tan sonraki hesaplaşmam sonucunda, kendi öze-
limde yaptığım belki de en önemli saptama, bu
tür bir çeviri çalışması için önceden belli bir bitiş
tarihini karariaştırmanın benim açımdan anlam-
sızlığı ve olanaksızlığı oldu. Kanımca böylesine bü-
yük bir edebiyat eseri için falanca tarihte bitiririm
demek, üstelik bu konuda birde sözleşme imza-
lamak, bir yazann belli bir romanı, bir ressamın
resmi, bir heykeltıraşın heykeli için kesin bitiş ta-
rihi vermesi kadar saçma bir tutum.
Çünkü böyle bir çevin bağlamında yapılan iş,
kesinlikleyabancıdildeyazılmışolanın dilimizde-
ki karşılığını bulmakla, yani sart dil düzeyinde ya-
pılacak bir çalışmayla sınıriı değil. Yalnızca bu ka-
dan bile yeterince güçlük kaynağı olabilirken Ni-
teliksizAdam gibi bir eserin çevirmenini içine sü-
rüklediği çok daha büyük savaşlar var.
örneğin, bir yabancı dilde anlatılan için, yaza-
nn nasıl üslup seçtiğini, hatta kımi zaman - Nite-
liksiz Adam'da olduğu gibi - kaç üslup seçmiş
olduğunu saptamak, arkasından da onlann Türk-
çe'deki karşılıklannı, Türkçe'nin anlatım kurallan
içerisinde yabancılığın ym'p gitmesine meydan
venneksizin, başka deyişle Türkçe metnin Türk-
çe doğrultusunda olabildiğince çeviri kokması-
nı sağlayacak ölçüde bulabilmek gibi...
Böyle bir savaşta bazı anlar gelır, çevirmen her
iki dile ilişkin dil düzlemindeki bilgi dağarcığının,
bu dağarcık ne kadar zengin olursa olsun, ken-
disine yetmediğinin, o dağarcığa karşın ortada ve
savunmasız kaldığının bilincine varabilir.
Işte o anlar, bir edebiyat çevirisinde yaraöcı-
lık sınırının da belirginleştiği anlardır. Artık çevir-
men, gerçek bir sınır çızgisiyle karşı karşıyadır. Çiz-
ginin ötesine geçebilmesi, Türkçe için kafasında
kurguladığı üslubun yazann üslubuyla özdeş ol-
duğuna inanması koşuluna bağlıdır. Böyle biröz-
deşlik ise yalnızca dış benzerliklerden değil, fa_;
kat ancak dil uygulaması bağlamındaki deneyim-
lerin zenginliğinden, edebiyat birikiminden ve
eserde betimlenen imgelerin bütün bu birikimte-
melinde içselleştihlebilmesinden kaynaklanabilir.
Bu nedenledirfci her edebiyat çevirisi, çevirmen
açısından bir "Bana göre... "yi zorunlu olarak içe-
rir. Çevirinin başansını belirieyecek olan ise bu
"Bana göre... "nin yazann "bana göre... "siyleör-
tüşme oranıdır.
Böyle bir çalışmanın hiçbirbugün'de kâğıda dö-
külebilecek bir bitiştarihi olamaz. NiteliksizAdam'm
-şimdilik!- bana verdiği en büyük derslerden bi-
ri, sanınm bu oldu.
ahmetcemalfrı superonline.com
acem20(g hotmail.com
üons Kulüpleri Kitap Şenliği
• Kültür Servisi - Levent Lions Kulubü, Dünya
Lions Hizmet Günü nedeniyle 8-9 Ekım
tarihlerinden bir kitap şenliği düzenleyecek.
Şenliğin sponsorluğunu Cumhuriyet Kitap Kulübü
üstleniyor. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür
Merkezi'nde düzenlenecek olan şenlik 8 Ekim'de
saat 16.00'da 118-T Yönetim ÇevTesi Genel
Yönetmeni Aydın Ektirici tarafından yapılacak.
Tony Mourtris'ten
dostluk konsepi
• Kültür Servisi - Yunanlı sanatçı Tony Mourtzis &
Orfeo Greco bugün ve yann saat 20.00'de Ankara
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda
bir konser verecek. Aynı konser cumartesi günü saat
20.00'de Istanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde
tekrarlanacak. Konser geliri Türkiye Eğitim
Gönüllüleri Vakfi'nın deprem bölgesindeki Hayat
Projesi'ne katkı olarak bağışlanacak. Orfeo
Greco'nun kurucusu Tony Mourtzis, 'Yunanistan'ın
sesi' olarak tanımlaruyor. 1966'dan bu yana
Almanya'da yaşayan Mourtzis, 1972'de Orfeo Greco
topluluğunu kurdu. Grubuyla tüm Avrupa'da
turneler yaptı. Danimarka'da Skagen ve Sicilya'da
Trapani festivallerine katıldı. Tony Mourtzis
1996'da Istanbul Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda da bir konseT vermişti.