25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İnıtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı Orhan Erinç • Gcnel Yayın Koordınatoru Hikmet Çetinka\a# Yazıı<len Mudüni İbrahim Yıldız # Sonımlu Mudur Fikret İlkiı # Haber Vlerkezı Muduriı Hakan Kara # Görsel Yönetmen Fikret Eser Istıhbarat Cengiz N ıldırım • Ekonomı Özlem V üzak # kı:]lur Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yücelman • Makalelcr. Sami Karaören • Düzeltmc Abdullah Yazıcı 0 Fotoâraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Beige Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Ba^kan). Orhan EriiK;. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinka> a, Şûkran Soner. Ibnıhim \ ıldız, Orhan BursaİL Mustafa Balba\, Hakan Kara. AnkaraTemsilciii Mustafa Balba> Ataturk Bulvan No 125. Kat 4. Bakanlıklaı-Ankarj Tel- 4195020 (7 hat). Faks-41>)5O2''#lzmırTcmMİciM ScrdarKızık. H Zı>aBK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117 • AciınaTemMİciM.Çetin Yiğenoğlu, InonuCd. 119 S No 1 Kat I. Tel 363 12 ll.Fak-> 363 12 15 Muesse»; Mudıırü C stün Akmen • kıxırdmator Ahmet Korulsan # Muha- ^ebe Bülcnl ^ ener • İıfarc Hüse\in Gürer* Bılgı-I,leın Nail Inal • B; j : savar Sıslenı Mürmet ÇUer#Salı> FaziklKııza MEDYA C: • Vonelım Kurulu Baîkan! - Oenc! Mııduı Gûlbin Erduran # koordınaior Reha Işıtnıan # tıertd MudıırYjrJımuM Se\da(,oban Tel 514 07 53 - 51 •'9580-51184*0-61.Faks 5138463 \a\ınıU\an \e Basan: Yem Cıun Habcr Aıansı. 3aMn \e Yayınohk \ Ş TurkiN-JsiıCad 19 41 CaSaloSlu 34334 Islanbul PK 246-Sırkreı 3+13 5 Lunbul Tel (0212)512 J5U5(2Uhatı F.ıU (0 212ı 511 *~-)5 www.cumhurivet.com tr 27EKİM 1999 İmsak: 5.548 Güneş: Öğle 12.55 Ikindi: 15.47 Akşam: 18.15 Yatsı 19.3: Ormanlara yatırım • ANTALYA(AA)- Kızılçam ağaçlannda budamanın büyümeye etkısını ve ekonomık sonuçlannı belırlemek amacıy la. Antalya ormanlarında. Dünya Bankast"nın desteğiyle bir proje başlatıldı. Batı Akdenız Ormancılık Araş,tırma Müdürlüğü'nde görev yapan orman yüksek mühendisi Dr. Neşat Erkan başkanlığında yürütülen projenın. Türkiye'nın gelecekteki odun açığını kapatmada kullanılacak en uygun türolan kızılçamın kalıtesinı arttırmayı amaçladığı bıldirildi. Zile Kalesi • ZİLE(\A)-Tokat'ın Zile ilçesınde. Roma dönemine ait Julius Sezar Kalesi'nin turizme açılması için çalışmalar başlatıldı. İnceleme ve araştırma yapmak üzere ilçeye gelen Ziirih Üniversıtesi Roma Dönemi Yazılı Taşlar Araştırma Başkanı Prof. Dr. Christian Marek. Zile Kalesi'nin Roma döneminin en muhteşem eserlerinden bin olduğunu kaydettı. Marek, "'Bızım ıçin kalenin değeri çok biiyük. Zıle'de kayıtlara girmemiş. birçok yazılı ta^ \ar" dedı. Kuşadası'nm kardeşleri • KLŞADASI(AA)- Tunzmdeki durgunluğu çeşitli >öntemlerle çözmeye çalışan Kuşadasi'nın kardeş kentlen çoğalıyor. kuşadası Beledıyesi ile Makedonya'nın Gorçe Petro\ kenti arasında kardeş kent protokolü imzalandı. Protokolle, iki kent arasında ekonomık, kültürel ve sosyal konularda ışbirlığinın arttırılması hedefleniyor. 'Cumhupiyet Tıpmanışı' • KAYSERİ(AA)- Hacılar Dagcıhk ve Kış Sporlan Merkezı (HADAK.) üyesi bir grup dağcı. 29 Ekim Cuma günü Erciyes Dağ-'na •Cumhuriyet Tırmanışı' yapacak. HADAK Başkanı İsmail Yılmaz. tırmanışa 26 dağcının katılacağını ve tırmanışın ıkı grup halınde ıkı ayn kuKardan gerçekleştınleceğinı kaydetti. Yılmaz. yann 15 dağcının Çobanını, 11 dağcının ise Sütdonduran Yaylası 'nda kamp kuracağını ve 29 Ekım Cuma günü saat 04.00"te Şeytanderesı ve Kuze> Buzulu kulvarlanndan tırmanışa başlayarak ana zinede buluşacaklannı söyledi. Yeni kurulan enstitüler • ANKARA (AA) - Boğazıçi Üniversıtesi'nde Aydın Doğan lletişim Enstitüsü. Bilkent Üni\ersitesi'nde de Eğıtim Bilimleri Enstitüsü kuruldu Bakanlar Kurulu'nun. söz konusu enstıtülerin kuruluşlanna ilişkin karan. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Neandertal insanı gençleşti • PARİS(AA)- Neandertal insanının. Orta Avrupa'da bugüne kadar kabul edilenden 6 bin yıl daha sonra. diğer bir deyişle 28 bin yıl öncesine kadar yaşamını sürdürdüğü acıklandı. Amenkan Proceedingsofthe National Academy of Sciences dergısınde yayımlanan bir araştırmaya göre. son neandertal insanının dünyanın bu bölgesinde günümüzden 34 bin yıl önce ortadan kaybolduğu \e yerini cro- magnon ınsanına bıraktığı kabul edılirken, Hırvatıstan'ın kuze>batısındaki Vindija mağarasında ortaya çıkanlan tbsıllere uygulanan yenı radyo- karbon tarih belırleme yöntemiyle. bunlann 28 bin ıia 29 bin yıl öncesine ait olduğu anlaşıldı. 20 yaşındaki milli sporcu Yasemin Dalkılıç'ın hedefi büyük Rekonıhazıdcmıyov 2000lerde üniversite Eğitim sistemi ezbercilikten uzaklaştınlmalı Istanbul Haber Servisi-Mıllısporcumuz Yasemin Dalkılıç "Bayanlar Serfoest Da- hş"ta dünya rekoru kırmaya hazırlanıyor. Yaklaşık 7 aydır haftada altı gün. günde 4 saat yoğun bırçahşma programı uygulayan Dalkılıç. 31 Ekim 1999'da Bodnim- Yalı- çiftlik'te 68 metre dennliğe tüpsüz dalma- yı deneyecek. ODTÜ Matematik Bölümü öğrencisı olan 20 yaşındaki Yasemin Dalkılıç. güne spor salonundaki egsersızierle başlıyor. ardından dalışantrcnmanlannageçıyor. Hafif bir öğ- le yemef ınden sonra ikı saat dınlenen Dal- kılıç. ağırlık ve kondısyon egsersizlenyle Newsweek dergisi günlük çalışmasını tamamlıyor. Yasemin Dalkılıç. bu büyük düşünü ger- çeğe dönüştürmeyı deneyeceği dalışta. sa- dece palet. maske ve şnorkel kullanacak. Dal- kılıç. inişini kolaylaştıımak ıçın ağırlık kul- lanabılecek. ancak inıştekı bu avantajı ge- n dönüşte dezavantaja dönüşecek. Dalkılıç. rekor denemesı sırasında yaklaşık 2.5 da- kika su altında kalacak. Bu süre ıçinde mey- dana gelebilecek tehlikelı birolaya müda- hale etmek üzere 11 dalgıç belirii derinlik- lerde hazır bekleyecek. Aynı anda Sahil Gmenltk'e bağlı gemilerde çevre güven- liğıni sağlayacak. Yasemin Dalkılıç'ın, hedeflediğı dün- ya rekorunu kırabilmesı ıçin 68 metre de- rinliğındekı plakayı alıp su yüzüne ba> ıl- niadan çıkması ve bu plakayı dalış plat- formundaki hakeme vermesi gerekıyor. Bayanlar Serbest Dalış'ta Avrupa rekoru 58 metre ile Rosanna Majorca'ya. Dun- ya Rekoru ise 67 metre ile ABD'lı Tanya Streeter'a ait. 1992 yılında Yükseliş Spor Kulübü Yüz- me Takımı'na katılan Yasemin Dalkılıç, 1994"ten sonra antrenmanlanna aynı ku- lübün paletli yüzme takımı ile devam et- tı. Aynı yıl Paletli Yüzme Milli Takımı'na secılen Dalkıtıç. Çın'de düzenlenen "6.Dfln- >a Paletli V iizmeŞampiyona$ı"na katıldı. 1995"te Fınlandıyacla düzenlenen Avru- pa Şampıyonasfnda. 1996"da \lacans- tan'dakı Dünya Şampıyonası'nda yanştı. 199"?de ODTL Sualtı Topluluğu Ser- best Dalış Grubu"na katılan Dalkılıç. 1998"de İtalya'da düzenlenen "2. Serbest Dalış Dünya Şampiyonasrnda ülkemızı temsıl ettı \e bayanlarda en ıvı dereceye ulaşiı. Dalkılıç. halen 400 metre. 800 metre tup- lu ve4\100 metre bayrakdallanndaTür- kiye rekorunu elinde bulunduruyor. İstanbul Haber Servisi- Emeklı OrgeneralKemal Yavuz. eğıtımın. ülkede ekonomık ve sosyal denge- sizlikierın arttığı bir or- tamda yalnızca ayrıcalık- lı bir sınıfın hakkı olama- yacağını vurgulayarak Türk toplumunun seçkın- lertopluluğuvla kalkındı- rılamayacağını. toplumcu anlayış ile kalkınabıleceğı- ni söyledi. Marmara Cnı- versıtesi (VlC) Uluslara- rası Tekstil ve Konfeksi- yon Teknolojılerı Araştır- ma ve L'ygu- lama Merke- zi (ITKAR) Müdürü Prof. Dr İnci Tez- can ise ünıver- sıtelerın uz- manlıktan ön- ce kültürel kimliğıne sa- hıp bir seçkın- ler topluluğu oluşturması gerektığinı söyledi. ML LTICAR tarafından önceki gun. Göztepe Kam- pusu'nda düzenlenen "MOOTerde Ünhçrate" ko- nulu panelde konuşan Emeklı Orgeneral Kemal Yavuz. 21 yüzyılda Türk eğitim sısteminin ezberci- likten uzak. öğrenmeyi öğ- renmeye ve kültüre daya- lı olması gerektığinı söy- ledi. Yavuz, şunlan söyle- di: •*LnlüfilozofPlaton'un felsefe okulunun kapısın- da 'geometri bılme>en bu kapıdan gırmesın' yazıyor- du. Bizim deacaba ünh*er- sitelerimi/in kapısının iç Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi'nde düzenlenen panele katılan konuşmacılar ğitim sisteminin değişmesi gerektiğini vurguladı. yüzüne "felsete eğıtımı al- mayan bu kapıdan çıka- maz" yazmamız mı gere- kir?"LTK-\R Müdürü Prof. Dr Incı Tezcan ise üntversıtelerındaranlam- da orta düzeylı öğrencıye kültürlü bir insan ve nıte- likli zihınsel birmeslek sa- hibi olmayı öğrettiğini ve öğretimin güncel olması gerektığinı belırterek. "Ile- ri okJuklan bilinen ulusfa- ra öy künmey i ilke edinen- kr.onlann bilimsd araştır- malannı bitirip sonuç akna- lannı bekleye- rek çağdışı kalmayabaş- tan mahkûm o4urlar"dedı. ML Rek- törYardımcı- M Prof. Dr. Emre Dölen günümüzde yükseköğreti- mın özel ve kamu kuru- luşlannın "ta- şeronu" halı- ne gelmeye başladığını sa- vunarak bu kuruluşlann bılimsel araştırmalan ken- dı olanaklanyla yapmaya başlamasıy la ünıv ersitele- nn özgürce ürettiğı bılgı- ye talebin azalmaya baş- ladığını söyledi. MÜ Fen Bilımlen Ens- titüsü Müdürü Prof Dr. .\lp Sayarıseuygarlıktanhının karanlık ve aydınlığın inış- li- çıkışlı ev rımı olduğunu belırterek. Prof. Dr.^Ah- metTaner ktşlalı'nm oldü- rülmesının. bazı çe\reler- ce. karanlığı yönlendiren oda*kların anlık sözde ba- şarısı olduğunu söyledi. 'fürkiye'detatıl çokavantajh' NEW YORK (AA) - ABD'nin önde gelen der- gılerindenNevvsvveek. l 7 Ağustos'taki şıddetlı dep- remden sonra Türkıye'nın büyük çapta turizm gelın kaybına uğradığını belir- terek "turizm kuruluşlan- nın yapnklan indirinıler sayesinde Türkiye'nin tu- rizm açısından şimdi çok cazip hale geküğine" dık- kat çektı. Turizm Bakanlığı ven- lerine dayanan Amerikan dergisi. "Türki>«'nindep- rem yüzünden bu yıl yüz- de 30 oranında turizm ge- liri kaybına uğradığını" kaydettikten sonra. sade- ce Istanbul'un ugradığı za- rann 100 milyondolar ol- duğunu bildirdi. "Turist gelmemesinde. depremin yanı sıra ülkedeki siyasi ortamın da rol oynadığını" savunan derei. "hüküme- tin şimdi turist çekmek amacıyla. 32 ülkcyi kap- sayan ve mali tutan40 mil- yon dolar olan bir kam- panya başlattığınr duyur- du. Bu bağlamda otel ve turistik tesislerin yüzde 40"a varan fiyat ındırimi yaptıklarını belirtendergi. "otel ve tesislerde bir gece- lik oda fiyatının, 3 öğün yemek ve >erli şarapdahiL 50 dolara kadar dûştüğü- nü" yazdı "Istanbul'un şu anda deprem açısından Caüfor- nia'dan daha tehlikeli ol- madığmı" da duyuran der- gı. "depremin. saraylarve camiler gibi Istanbul'un gözde tarihi ve turistik yer- lerine hiçbirzarar verme- diğinin" de altını çizdi. Dergıdekı yazının sonun- da. "siyasal durum da ar- tiksükûnrteka\uşnj" de- nıldı. e-posta : tan (a prizma. neL tr Kozmetik lazerler, estetik cerrahide neşterin pabucunu dama attı Estetikte lazer mucizesiÇeviri Servisi - Karacığer hastalıklarının ciltte yol açtı- ğı lekeler, ıstenmeyen tüyier. göz ve ağız çevresındekı kı- nşıklar, dovmeler bugün ar- tık lazertedavisi ıleanındayokedili- yor. Dişçıler. dışlenn beyazlatılması işleminde bıle lazerden y ararlanıyor- lar. ABD'de gelecek yıl estetik lazer uygulamalanna 3.4 milyon dolar har- canacağı tahmin edılıyor; oysa 1996'da bu rakam 1 milyon dolar cıvarında seyredıyordu Bronz ten modasının gıderekgeçerliliğıniyitirmesiylepek çok insanın güneş lekelerınden kur- tulmak içın lazer tedavısıne başvura- cağına şımdiden kesin gözüyle bakı- lıyor. "Bugün Amerikan sağbk politika- sını belirleyen en Önemti etmeny aşam süresinin uzaması. Kadınlar 90 yaşı- na kadar yaşarken erkeklerdeyaşam süresi 80'e yaklaşnor'" dıye konuşan Amerikan Kozmetik Cerrahi Heyetı üyesi Dr Echvard Lack. "45ile70yaş arasındaki hastalanmın başvuru ne- deni çoğunhıkla kınşıklann. lekelerin veçatiayan damarlann gkkrilmesi*" dı- yor. Son yıllarda, lazerin, stetoskoptan sonra tıp dünyasındaki en önemli tıb- • Hızlı, kansız ve ağnsız bir şekilde çirkinlikleri yok eden lazer. nekahet döneminin kısahğı \e ucuzluğu ile de klasik yöntemlere tercih ediliyor. bi cihaz olduğu ileri sürülüyor. Bir zamanlarmesaılennin büyük birkıs- mını burun düzeltme operasyonları- na ay ıran estetik cerrahlar, şimdi mu- ayenehanelerini "y üz gençleştirme'" merkezleri halıne getiriyorlar. Bugün kozmetik alanında en az 50 çeşit la- zer sistemi pazarlanıyor. ABD'de yal- nızca tüyleri yok eden lazer makine- lerı 1997'de 85 milyon dolarlık bir pazar oluştururken bu yıl 185 dolar- lık bir pıyasaya ulaştı. Lazerin başlıca kullanım alanla- nşöyle: Ciltsoyma- 1994 yılından bu yana lazerlar kınşık v e güneş lekelerini yok etmekte kullanılıyor. Uygulamada cil- dm üst tabakası buharlaştığı içın alt- takı kolajen fiberler uyarılarak cıldin yenılenmesıne yol açıyor. Aynı iş kım- yasal"peeling"yoluyladayapılmak- la bırlıkte lazer. ucuzluğu ve pratik- lığı açısından daha yaygın bir şekil- de kullanılıyor. Lazer ile soyma işle- minde anestezi gerekiyor. Ayrıcaope- rasyondan sonra titiz bir cilt bakımı- na gereksinim duyuluyor. Bu da maske ve özel kremleryar- dımıylayapılıyor. Bu neden- le hastalar uzun süre "Phan- tom of the Opera"daki haya- let gibi dolaşmak zorunda kaiıyor. Lekeierin giderilmesi - Bu işlem ço- ğunlukla doğuştan gelen lekelerin yok edilmesindekullanılır. Doktorlara gö- re bu teknik çocuklar üzerinde yetiş- kmlere oranla daha başanlı. Aynca akne yaralannın, yüzeye yakın kılcal damarlann yol açtığı deri lekelerini gi- dermekte başvnrulan bu uygulama, ya- ralar derinleştikçe acı verebilir. Tüylerinvokedilmesi-1995 yılın- da Amenkan Gıda ve llaç Dairesi. la- zerlerın istenmeyen tüy lerin yok edil- mesinde kullanılmasına izin verdi. Derinın altındaki kıl folıkülüneerişe- rek yakan lazer. kılın büyümesini en- geller. Ancak lazenn tüyleri sürekli ola- rak yok edip etmediği henüz bılinmı- yor. Kadınlarözellikle yüzlerindeki is- tenmeyen tüylerden kurtulmak içın bu yönteme başvuruyor. DişJerin beyadaülması- Lazerlerın en yoğun olarak kullanıldığı alanlar- dan birıdir. Yalnızca dişlerin beyazla- tılmasında değil. dolgularda da kul- lanılıyor. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Fakir de Gitti... Aramızda nesil farkı da vardı. metot farkı da: o, 'enstitülü' köy yazarlardandı: en onde gelenle- rinden; ben '40 Karanlığı' Toplumcu gerçekçi ya- zarlannın ikinci kuşağından; sadece, bu kadarı bi- le, o dağdağalı 70'li yıllarda, tartışmamıza yeterdı; tartışmışızdır da, ama o iş başka, ıkı insan arasın- daki dostça yakınlık başka! Ağzından duymuşumdur, eserlerını yayımlayan yayınevinin 'danışmanı'olduğum zaman, biraz kay- gtlanmış; beni belkı de kalem tartışmalarındaki sert üslûptan, elı sopalı bırisı sanıyordu; fakat yayınevi- nin Ankara'da Tunalıhilmi Caddesi'ndeki ofisinde göz göze gelir gelmez, ıçinde kımıldanan kuşkula- nn yanlışlığını anlamıştı: İnsan insana, pekâlâ anla- şabilecektik. Dost bile olabilırdik. Bir bakıma, olduk da zaten! Fakir'i saman kâğıda basılmış. kötü münekkep ko- kantaşradergilerindeyayınladığı. şiirleriyle tanırrnş- tım; yeni bir imza: Tahir Baykurt adını Tahir'den Fakir'e değiştirmesı, ne kadar hoşuma gitmediyse; ilk hikâyeleri, sonralan romanlan o kadar hoşuma gittı: Diyalektik sayamayacağım. eleştirel' bir ger- çekçılik yapıyordu ama; öyle dikkatlı. özenli ve yü- rekten yazıyordu kı, saygı duymamak. düpedüz ayıp olurdu. Hele o metinleri. nasıl ölesıye çalışarak, dünyaya getirdiğini öğrendikten sonra! Kanrtca gibi çalışmak, başka nasıl olur? Bazı öğle sonlan, çat kapı, gelir: elinde tükenmiş, yeni basımı yapılacak bir romanı, karşılıklı otu- ruruz; o şirin gülümsemesi, pınltılı bakışları, ortalığı aydınlatır; ellerimizde. ınce belli, yaldızı panldayan çay bardaklan; çevremızı görunmez kalorifer sıca- ğı kuşatmış, dışarıda gok mavi kar! Kitabı elinden alır, sayfalannı çevirdıkçe. hayrete düşerim: düşme- mek mümkün mudür? Çünkü aynı metni. nasıl en az beş kere elden geçirdiğini öğrenmişimdir; hatta bunun için, kendine mahsus bir yazım tekniği ge- liştirdiğıni! İlk müsveddeyi. daktiloda beş satır ara- lığıyla çalatuş yazıyordu: ondan sonraki her çalış- masında, satır boşluklarından birisi, değiştirılmiş ve düzeltilmiş, yeni cümlelerle dolduruluyor: beşinci satır boşluğu. dolduruldu mu, roman bitmiştir! Hayır, tekrar basım metinlerinin, dızgi ve baskı hatalarını düzeltmekle yetinmez: onlan da müsved- de gibi alır, adeta 'ince ayarını' yapardı. Kannca gibi çalışmak. başka nasıl olur, söyler mi- siniz? Estetikte, insanı ve toplumu yok etmek!... Şöyle bir düşundum: son üç ayda, şehirde dola- şırken, kıtap okuyan sadece üç kişı görmüşüm: Din o ince, varla yok arası, saydam kız; Boğaz va- purunda. pencerenin kenarına oturmuş, kalın çer- çeveli gözlükleriyje elındekı romana eğilmiş, başını bile kaldırmıyor. ötekısı, Beşiktaş'ta, hani 'Şairler Parkı' var ya, ağaçlann koyu neftı gölgelediğı bir kuy- tu sıraya saklanmış, orta yaşlı hanım; ne vakit yo- lum düşse, elinde kıtabıyla, onu orada, bir başka dün- yaya dalmış, görüyorum. Uçüncüsü. bazı günler o sabah pastahanesine düşüp. önüne açtığı romanın sayfalan arasında kaybolan, kıvırcık saçlı, sivılceli oğ- lan; kimbilir hangı fakültenin oğrencisi? Izmirgazetecıliğimde (1965/1973), Körfez vapur- larında, ne kadar çok kıtap okuyan olurdu! Paris'ten henüz dönmüştüm, orası kahvede, parkta, sokak- ta, metroda, herkesin kitap okumasıyla ünlü bırşe- hir: daha çok 'komprador' mayalı bir 'ticaret' ve '//- man' şehrisayılanIzmir'de,okuyanlangörmek, şa- şırtıcı ve sevindiricı: hem hoşuma gidıyor, hem yü- reklendiriyor. 12 Mart ve 12 Eylül, onlardan sonra yaşadığımız Özal/Çiller döneminin. 'özelleştir- me'ci ve 'küreselleşme'ci 'amerikancılığı'; 27 Ma- yıs'ı müteakip bereket kazanan okuma çabamızı nasıl da bıçak gibi kesmiş; sonra da, post/ moder- nist birfanteziye kaydıımıştır: eskiden -ve sâhiden- okumak, okuyanın kendisini, yurdunu ve dün- yasını anlaması demekti; bizim nesil, kuramsal kitaplan, romanlardan sonra okuduğundan mı nedir, her türlü 'çözüm' önerisinde, çok daha ger- çekçi, çok daha tutarlı davranmıştır; oysa, son zamanlarda okumak, grafik değeıiendirmek gibi bir şey; çünkü estetikte araç, amaca dönüştürüldü: yâ- nı dil, onun kullanılış biçimı; yâni ses, onun kullanı- lış bıçimi; yalnız renk ve şekil, onlann kullanılış bi- çimleri; yakaladıklan beşeri ve toplumsal 'gerçe- ğın' diyalektik anlatımından, önemli sayılıyor: bu ne- yi gösterir, asıl amacın, estetikte insanı ve toplumu yok etmek olduğunu mu? O zaman elbette ortaya bir 'eser' çıkmıyor. bir 'marifet' çıkıyor. Eğersanat eserini yığınlaraduyurup. ikisini özleş- tirecek Media; aynen estetik gibi, olanca sosyalli- ğini kaybetmişse, elinde olmayarak 'manfetı' tercih edip göklere çıkaracak; ayaklan yere basan. toplum- cuyu, toplumsalı, hatta insancıyı görmezden gele- cektir. Günümüzde okuma eylemınin diyalekttği, iş- te bu koşullar altında oluşuyor, çok da mühim, zira artık ne 'eleştirel gerçekçılik'\e 'toplumcu gerçek- çılik' tartışmalan içindeyiz; ne 'Narodnik'likle 'Mark- sistlik' tartışmalan içinde; dahası, gerçekçilikle/ro- mantikliği bile tartışmıyoruz: çünkü, estetiği, bü- tünüyle toplumsal işlevselliğinden soyutlamak isteyen, bir 'baskı' yaşanıyor; bu baskıya dire- nişin oluşması, neyle mümkün; başka koşullar altında çabşmış, ama mahiyetleri ve mayalan 'ger- çekçi' ve 'muhtevacı' olan bütün sanat eserle- rinin, okunmasıyla; yurttaşta, dil, yurt ve tarih bi- lincini, -yâni ulusal direnişin akaryakıtını- oluş- turacak, işte bu çabadır. Diyalektik, neyi gerektirir sanıyorsunuz? Özellikle, Fakir Baykurt!... Fakir Baykurt'u. öncelik'le okumayı! En başta onun, olağanüstü inceltilmiş ve ada- makıllı yoğunlaştırılmış 'tesbit' gücünden ya- rarianmak için; yüzyılın sonundaki 'kırsal'; yüz- yilın ortalanndaki hangi 'kırsal'ın devamıdır; böy- lece anlarsınız. Dahası, o zaman yanlış duran öğ- retmen/imam çelişkisi, tarımsal kapitalizm olu- şurken, bir ağa/ırgat çelişkisinden daha ağırlaş- tığı; ya da ikisinin birleşmesinden, çok daha kahredici bir çelişki ortaya çıktığı için, Anado- lu'yu saran 'tarikatçılığın1 özünü kavrarsınız! Ni- hayet Türk köylüsünün, hangi yöreden, hangi tö- reden olursa olsun; nasıl sağlam bir mayadan yoğrulduğunu, ne büyük bir sabır ve tahammül birikimine sahip olduğunu, satır satır, kelime ke- lime önünüze serdiği için, geleceğimize güve- niniz artar, umutlanırsınız! Diyalektik başka nedir sanıyorsunuz? http://www.prizma.net.tr/AILHAN hrtp://www.bilgiyaymevi.com.tr./ailhan Faks/0-212/26019 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear