25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 1999 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Üniversitelerimiz PlT)f. Dr. HAiVIZA BULUT İzmıı Lnnet sıteleı ı Ogıetım Ehmanlaı ı Det neğı (ÎZL l\'tDER) Başkanı G unumuzde ulkelennre- çırmeve hazır ınsan gucunu vetıştıren kabet gucu gelışmış- lık olçutu ve geleceğı bılım ve teknolojıdekı ustunluklenyle belır- lenmektedır Bu gerçek. ulkelen bılımın bır ulkenın genel ekın (kultur) duze\ının bır ışleu (fonksıyo- nu) olmaktan çıkanlması ve ekonomık gelı>mışlığıne bağlı olarak yonlendınl- mesıne son venlmesı polıtıkasına vo- neltmıştır Buradaamaç teknolojı uyar- la\abılme ve teknolojı uretebılmedır Bıınun ıçın de o ulkenın köklübırbılım- sel araştırmavegelışnrmealtyapısınasa- hıpolmasıgerekır Çunku teknolojı ure- tebılme ve uyarlayabılme bu altyapı- nın \e dolayısıyla bılımın bır ı^levıdır Araştırma \e gelıştırme (AR-GE) so- nucunda elde edılen bılgının \e tekno- lojının >ayılması evren<«lleşmesı veva- şama geçırılmesınde temel unsur hıç kuşkuMiz, ı> ı yetışmış. konusuna gerçek- tenegemen araştıncı yaratıcı ınsangu- cudur Bu gut, bugun ınsanlık ıçın, ul- keler ıçın, bır ahinsel sermaye olarak gorulmektedır Bu guce sahıp olmavan bır ulke araç gereç \e parasal olanak- lan olsa bıle geri kalmışhk damgasını sılememektedır Bılım teknolojı, araştırmave gelıştır- me denıldığınde doğal olarak unıver- sıteler akla gelmektedır Ünıversıteier, bi- lunı \e teknolojik gelişmelen oğrenmek - oğretmek, ozumsemek - ozumsetmek, veniletnek - veniletmek ve katkı ko\- mak - katkı koydurtmak ıkılılennı va- şama geçıren ve bu ıkılılen vaşama ge- kurumlardır Buıkılılervebuluş-yeniJik- uvarlama (ımenfjon- innovation-ımita- tion) uçlusu unıversıter ışlev lenn teme- lıdır Bu nedenle unıversıteler bırtop- lumun dınamıgı geleceğı \e o toplumu u>gardun>aya çağdaş dunvayataşıyan lokomotıf olarak gorulur Lnıversıtelenn bırtoplumunyaşam- !>al onemı olan kurumlann başmda yer- almasının bırdığernedenı de, unıversı- telenn teknolojik ve toplumsal serma- >e demek olan bilgTvı urermesı ve bu bılgının toplumun bıçımlendınlmesın- devesıstemınçalıştınlmasındakullanıl- masıdır Bu gerçek unıversıtelere yük- lenen gore\ lere siyasi ve ideolojik boyut getırmektedır Bugun, gen kalmış ulke- lerdekı unıversıtelenn \e ulusal araştır- ma merkezlennın yerel araştırmalara,sa- dece akadetnik kan\ er aJmaya, somıçla- n sorgulanmayan fason >a da tahlil tu- ru araştırmalara hızmet \enr \ a da ış- lev lennı \ apamaz konuma getınlmesın- de sıvasal ve ıdeolojık vaklaşımın pa- vıvadsınamaz Gen kalmış ulkelerdekı unı\ ersıtelerde ozgun araştırmalann va- pılmaması duşunmenın ve sorgulama- nın vasaklanması tek kıtap ve tek go- ru^le ınsanlann kardeşlığe da\et edıl- mesı de bu sıyasal ve ıdeolojık yaklaşı- mın bır sonucudur Llkemızde de durumbundan farklı de- ğıldır Bugun, unıversıtelenmızın tıcan kurumlara donuşturulmesı vabancıdıl- le eğıtım vapmava ozendınlmesı ozel- leştınlmesı bellı bır sosyal sınıfa hızmet ederduruma getınlmesı, ıçının boşaltıl- ması ışlev sızleştınlmesı veyenidünya duzeni adı venlen yeni sömürgectltgın ' doğrulfusunda yapılandınlmasının te- melınde yıne bu sıyasal ve ıdeolojık bo- yut vardır ÜnJversitelerin sorunlan Turkı>e"de, unıversıtelenmızın yapı- landınlmasının yasalçerçevesı 6ICasım 1981 'de çıkanlan 2547 sayüı \ ükseköf- retim Vasası ıle çızılmıştır Bu yasa ıle unıversıtelenmızın var olan sorunlan daha da ağırlaştınlmıştır Bunun başlı- ca nedenı, yasanın merkeziyetçi, anti- demokratik,hiyerarşik ve btmırgan do- nanımlı olmasıdır 2547 sayılı Yuksekoğretım Yasası'nın yururluğe gırmesınden bu yana geçen 17 yıl boyunca, bılım ınsanlanmızın ku- rumlanna yabancılaştınlması hızlandı- nlmış, toplum ve ulke sorunlan karşı- smda sessız kalmalan başanlmış ve a>- dın olma gorevlen unutturulmuştur O gunden bugune. eğıtım ve oğretımde ez- ber - kalıp ağırlığını koymuş ve nıtelık duşmuştur Sıyası oncelık ve tercıhler- le tabela unıversıtelen açılmış unıver- sıtelenn bazılannda sı>ası kadrolaşma- lara destek venlmış. bılım dışı goruşler taban bulmuş, ozgur ve ozgun duşunme budanmış ve bılım ınsanlanmızın ın- sanca ve onurluca yaşaması ve urerme- sı ıçın koklu duzenlemelere gıdılmemış- tır Çağdaş demokrasılenn ve bılımsel anlavışın en temel ılkelen olan kaübm- cıbğın ve pav laşımcıuğın esamesının ol- madığı ve atanmışlann tek egemen ol- duğu ststem, unıversıtelenmızın evren- sel bılımsel ve toplumsal gereksınım- len karşılamadakı öncu gorevını, loko- motıf gorev ını yenne getırmekten uzak tutmaktadır Bu sıstem ünıversıtelen- mızı kaygı vencı bır çıkmazın eşığıne ge- tırmıştır Bugun unıversıtelenmız bü- yuk bır kaynak sıkıntısı ıçınde kıvran- makta unıversıter ışlev lennı yenne ge- tırememekte ve korkunç bır nıtelıksel a^ınmayı yaşamaktadır Ünıversıtelen- mızde \r-Ge etkınlıklen durma nokta- sındadır Eğıtım ve oğretımde çağdaş yontemler uy gulanmamakta, ezber - ka- lıp eğıtımın tek yontemı olmayı sürdür- mektedır Eğıtımde fırsat eşitsızlığı ur- kutucu boyuttadır Tam gün çahşma uy- gulanamamaktadiT Unnersıtelenn tı- carethaneye, yerleşkelenn gecekonduya ve hastanelenn de muayenehaneve do- nuşturulmesıne seyırcı kalınmaktadır Akademık yukseltme v e atamalarda ya- şanan nıtelıksel aşınma tehlıkelı boyut- tadır Bazı ünıversıtelerdekı kadrolaş- ma hareketlen zarar vermektedır Araç gereç, kutuphane laboratuvar penyodık- ler araştırma kıtaplan ders kıtaplan baştaolmak uzere, unıversıter ışlev lenn olmazsa olmaz donammlannın yokluğu onemsenmemektedır Maaş yetersızlığı nedenıyle başanlı mezunlann araştırma görevlılığı'ne tlgı gostermedığı dokto- ralannı tamamlayanlann unıversıteler- den aynldığı doçent ve profesorlenn yan-zamanlı (part- tıme) çahşmayı yeğ- leyerek ıkıncı uçuncü ış kapılannı zor- ladığı y a da erken emekhlık ıstey erek ozel sektöre.ozel unıversıteleregeçtığı, ünı- versıtelerde kalanlann da vakıflar do- ner sermave, ek ders, ıkıncı öğretım ara- cılığı ıle gelırlennı arttırmava çalıştığı bır tehlıkelı gıdışın sonucu olarak orta- ya çıkan Ar-Ge etkınlıklennın son sıra- lara kaymasına unıversıter ışlev lenn ye- nne getınlmemesme ve boylece toplu- mun zarar gormesıne parmak basılma- maktadır Bugun 53'u devlet ûnıversıtesı olmak uzere 73 unıversıtemızvardır 1933 te 1 1946da3,1973'te9, 1981'de I9vegu- numuzde 73 ûnıversıtesı olan Turkıye, dunya olçeğınde bılımsel açıdan olma- sı gereken yerde değıldır Turkıye, GSYlH'nın(l)yalnızcayûzdeO 3'unu 'Vr-Ge ıçın ayıran, 10 bın etkın nufus ıçın 8 araştırmacı personelı olan ûnıv er- sıtelennı bır futbolcunun transfer ucre- tı kadar bıle olmayan bır butçey le ay ak- ta tutmaya çalışan ve bılım adamlannı geçım derdı ıle uğraşrıran bır ulkedır Turkıye, devlet unıv ersıtelennın kayna- ğını keserken, ozel unıversıtelenn har- camalannın yuzde 45'ını (kı bunun ne denlı gerçekçı olduğu tartışılabılır') kar- şılayan, ozel unıversıtelere bırçok ola- nak yaratan ve Hazıne arazılennı altın tepsı ıçınde sunan bır ulkedır Unrversiteden DaruJfunun'a: Bu tab- lo, Cumhunyetımızın 75 yılında unı- versıtelenmızm geldığı noktayı anlat- maktave unıversıtelenmızın 1933 Unı- versıte Reformu öncesı Darulfiinun un ışlevsel olarak düzeyıne ve konumuna getınlışını çağnştırmaktadır Turk bı- lım ve ûnıversıte tanhınde çağdaş an- lamda ılk unıversıter kurumlaşmaya ge- çışı sağlayan 1933 ÜnKersite Reformu 'na damgasını vuran Cenevre Lnıversıtesı Eğıtbılım öğretım uyelennden Prof Dr Albert Makhe'ın Darulfunun ıle ılgılı eleştın ve gözlemlenne bakmak. bugu- ne ışık tutması bakımından önemlıdır Ge- lecek y azımda bu avnntı uzennde dura- cağım (1) Gayrt safiyurtıçı hasıla ARADABÎR İLHAN tREM Sarmısak Büyüsü, Çürük Süpürge...Ekranlardakı ulaşılmaz yaşam ve sanat seyırlıklennın, aslında bır sarmısak buyusu ıle çozulebıleceğını hertel- den sanatçılık poirtıkacılık muteber ınsanlık (i) payesı- ne kolayca duhul edılebıleceğını anlayan vasatlann sah- neye hucurrHJdur bu 1946 lardan başlayarak, Anadolu ınsanını "meğer ne kolaymış" anafıknnde doğudan batıya koşe don- melere savuran bır çuruk supunge 1 Once korkaktılar Duşler otesı uçsuz bucaksız şehırier Terk edılen yerlerdekılere hıç benzemeyen adamlar kadınlar saçlar sakallar kupeler etekler, bacaklar Oralardan gelerek once usulca varoşlara konuşlanıp sonra şehrın ve butun ulkenın kan dolaşımına adımıy- la, ısyanıyla şarkısıyla, kutturuyle egemen olarak obu- lanık rengını veren msanlann karşı konulmaz kaçınıl- maz bır yaptınm guçlen vardı Sozde çağdaş olan, yuzlen geleceğe donuk gorunen kentlılenn ıçlerı ışlen ve ılışkılen, çoktandırduyarsız bır kalınlığın ruzgânnda arabesk kokuyordu Başlangıç noktası çoktan unutulmuş, bugunku şar- ka dogru gerıye kaykık ıflah oimaz toplumsal gorun- tumuzun açıklaması en ozetle bır yumurta / tavuk hı- kayesıdır Toplumsal hayat kultur ve devlet kuttursuzluğe su- samıştı eskı deyımıyle teşne ıdı Kultursuzluk, toplumu hayatı ve kulturu yedı Yobazlık ve çete urbaları ıle donanmış, yanlış bıldık- len demokrası adına 28 Şubat ın rovanşını alıp devle- tı de yeme sevdasındalar Cehaletın yozlugun, kultursûzluğun erdem sayıldı- ğı Sanatçı gıbı devlet adamı gıbı ınsan gıbı olanların çoktan unutulmuş asıllanndan ote payelerie alkışlandı- g bu garıp surecın ılk altın yılları olan 1980 lerden baş- layarak yaratık bır katastrof yaşanıyor Turkıye de Şehırlen hayatı çeperlerden merkeze ışgal eden ya- şamasızlar ordusu naıf dengeler ıçınde urkekçe gele- cek çaga hazırlanan guzellıklen, zucacıyecı dukkânına gıren filler gıbı tarumar ettı Enderrastlananevrenselguzellıklenndışında cokuzun yıllardır sanat kultur, ınsanlık dıye ele alıp ınceledığı- mız kokladığtmız nesne aslında çoktan hazmedılmış bır kultursûzluğun dışkısıdır Bu karanlık oluşumun ılk yıllannın o zamankı çoğun- luğu ol jşturan ev sahıplen Yanı, yaşam ve sanat du- ruşlanyla (') çagdaşlık kulubunun ınsanları Bır bır yazhklara (sayfıye kentlerıne) kaçıp soluk ara- yan şımdılerın azınlıkları Bu arabesk goçun ışgal kuv- vetlen karşısında çağdaşyaşam haklannı korumak ıçın hıçbır kokten çabaya gırışmeden olumune kazanma- ya gelen yakası bağrı açık o kalabalığa nerdeyse top- yekun teslım oldular Vasatın gucunu bunyelennde hıssettıler Kolaylasan hayat ışlenne geldı ve donuşume uğra- yıp genye gıttıler Şımdılerde enayı ve ctınozor mertebesınde yokluğa yalnızlığa terk edılmış uç beş ınsan dışında, sustular Çok doğal kı gelenler şarkılanyla bıriıkte geldıler Tıngıldemeyen hayat felsefelen ve kalıcı şarkılan ol- madığından gelenlere çagdaşlık şarkılan soylemek ye- nne oncelerı sentez ve uzlaşma kulplan takarak son- ra lyıce kazanma arsızlıgı ıçınde Allah ne verdıyse, Ba- tı nın hazırfast-food rrtmlen uzennde, gelenlenn acılı dun- yalarına ucuzezgıler sızlanmalar argo, kufur kıyamet şarkı gıbı bır şeyler ureterek servıs verdıler/ verıyorlar Cuzdanı gıttıkçe kabaran cahıl kalabalıklara değerlı bır kuçuk yaşam şıfresı oğretmektense, "halk" dedık- lenodelı harannındalkavukluğunasoyundular Artık ya- şam şeklıne donuşen bu anlamsız kalınlığa, makam- landınlmış eserlennı (ij, vucutlannı ruhlannı, kayıp kışı- lıklennı sunuyorlar Ve en yuksek yukseltılı (rakımlı) tepelerden en alt kat manlara kadar toplum da gerçek sanattan ve hayat- tan bıhaber yaşamasızlar ordusunca ışgal edıldığın- den, varoşlann ve kalabalık cehaleie bır şekıide teslım olmuşların curetı anafıknndekı bu hayasız gosten ka- palı devre alkışlar ve odullerte "keller sağrfiar bırbınnı ağıriar" sahnesınde suruyor Moskof mezarlıklannda ade-ı ıtıbar bekleyen buyuk Turk şaırlennden pasaport alamadığı ıçın bu dunyadan goçen çağdaş turku devlennden duşuncelennden otu- ru hapıste olan yazarlardan duşunurlerden soz etme- nın dınozorluk sayıldığı bu dıbe vurmuş karanlıklar dı- yarı uluslararası başarılarla yuzumuzu ağartan gerçek sanatçılarıçın repogunlerındetatıllennıgeçırebılecek- lerı eşsız bır guneş ulkesıdır artık1 Ama bız hep buradayız Bu coğrafyadan kaınatlara hayatımızla ve yaratım- lanmızla, evrensel sevgı guzellıklen tohumlamayı sur- duruyoruz Sıslı sessız sılık gorunen çağrılar ıçınde Şımdılık azınlıkta gorunen orgutlu sıvıl guçlerın hep bıriıkte bır elverme ıle, bu yarımadayı kaçınılmaz guzel- lıklere uçurabıleceğıne yurekten ınanıyoruz Düşünmeyi ve Yaşamayı Oğretmek. MUZAFFER GÜRBOĞA E gıtımdeyenı aravışlarveuygulama- lar var Bazı okul ve unıv ersıtelerde etkın (aktıf) eğıtıme geçılmıştır Et- kın eğıtım merkezınde oğrencı olan onun kışısel gelışımını temel alan oğrencı odaklı bır eğıtımdır Gelış- mı> ulkeler neden en buyuk yatınmı eğıtım alanı- na >apmaktadırlar 1 Eğıtım 21 vuzvıhn en strate- jık sılahıdır Ekonomık \ e toplumsal gelışmenın ıkı ana da>anağı var Bunlardan bın sermaye bınkı- mı oburu ve daha da onemlı olanı nıtelıklı ınsan gucudur Ataturk un belırttığı gıbı "Eğıtıındirki, bir ulusu \a ozgur. bagımsız, şanlı v«yuksek bir top- lum halınckvaşatır yadaesaretvcsefalets terkeden" Bugun ıçınde bulunduğumuz durumu ve eğı- tımde vaşanân kargaşavı daha ıvı anlamak ıçın bı- rev len eleştvmjekt§n«2aklaşıp «ısterae yonelme- mız bızı sağlıklt duşuncf \ e tav trlara ulaştmr In- sanlanmızın çoğunun mutsuz olduğunu, yaşamdan zevk almadığını kendısını gerçekleştırememenın sıkıntısı ıçınde olduğunu hemen fark etmek müm- kun Neden etkın (aktıf) eğıtım gundeme gelmek- te çozum olarak sunulmaktadır 0 Nedenı açık. et- kın eğıtım ıle toplumun mutluluğu amaçlanmak- tadır Doğaldırkı bıreysel amaçlar toplumun amaç- lan dışında duşünulemez Etkın eğıtım sorgulayan, araştıran, tartışan, bıreyler yetıştıren bır eğıtım yontemıdır Bu yontemle eğıtılenler gerçekte va- şama sanatını öğrenmektedırler Yaşama farklı açı- lardan ve şaşırarak bakabılmektedırler Oğretmenlere bundan böyle buvuk gorevler ve sorumluluklarduşmektedır Eğıtımde bılgılendır- me gıbı tek yonlu sunu >erıne, bılgıye nasıl ulaşı- lır 9 Neden-sonuç ıhşkısı ve bılgıyle soran arasın- da nasıl ılışkıiendırme yapılabılır 9 Bunlan kav- ratmak gerekır oğrencıye Eğıtımde pencereler açarak yaşamın renklenne değışık bakış açılan ge- lıştırmelıdır Yaşam kapısmm altın anahtarlannı vermelıyız Patton bu konuda şo^Je der "Ne \a- pacağını sövlevin, nasıl >apaca£ınrsö\lemeyin." Ojruifarda öğretmenlerm tek^rrMcuvıujredat konularını ^etıştirmek, bılgı yuHlemesı yapmak olmamalı Hele temel duşunce şu hıç olmamalı "Ben anlatacağım.Sonra bana bunlan kusacaksn." Oğrencılenn ılgı alanlannı belırlev ıp o yonde ye- teneklennı gelıştırmelerıne olanak sağlanmalıdır Oğrencılenn gerçek veteneklen keşfedılmedığı ve gelıştınlemedığı ıçın nıcezengınlıkler. guzellıkler harcanmaktadır Kavram yenne yeteneklen körel- ten ezber sıstemı dayatılıyor Uzülerek belırtey ım. soru soran oğrencı art nıyetlı sayılmaktadır Öğ- rencıye en hızlı oğrenme donemınde hemen komut venhyor "Sus,otur." Soru soran oğrencı zaten oğ- renmeye gudulenmış, merak oluşmuş demektır Bu fırsat harcanıp ışm kolayına kaçılıyor Bılım adamlan ezben zıhınsel bır soykınm ve toplumsal felaket olarak değerlendırmektedırler Bı- lımsel tutumun temellen olan onyargılı yaklaşım duygusallıkvetembellıkgıdenlmedıkçe eğıtımde havanda su dovmuş olacağız Aşın koruyucu nıtelık taşıyan aıle kulturumuz çocuklarımızın kışıhklennın gelışmesını engelle- mektedır Kendı sorununu kendısının aşması ıçın sınırh destek vermelıyız Sınayarak, deneverek, test ederek sorun çozme becensını >me kendı ka- zanmalıdır Ozguven olufümunun temellen bö>- . leceatıbnışolur ^ «---<• » ,. Genç, ^ aşaraını ozgârce belırleyecek ve mesk-. ğını seçebılecek donanıma kavuşmalıdır Sanatla duşunce e> lerru arasında yoğun bır bağ vardır Bu nedenle gençlenmıze guzel sanatlan sevdırmek ıçın yardımcı olmahyız Sanatla ılgılenen bırey ozgur ve varatıcı olur Gençlenmızı bağnazlıktan, yaşam yoksulu olmaktan kurtaralım Seçim Sürecinin Etik Süzgeci YUCEL TOP T urkıve seçım sûrecme gınnce partı- ler arası geçışler yenıden gundemı ışgal etmeye başladı Bır sıyasetçı, v ıllardır sıyaset vaptığı partıden ay- nlıp gene yıllardır eleştırdığı bırpar- tıve neden gecer 0 Bunu kendıne ve "kendisi için sivasetyapoğını iddia etöği halka" na- sıl anlatır" 7 Bu soru bızım gıbı bu tur "vuksek si- vaset" erdemıne enşmemışlerce anlaşılamasa da, "ulkenin yuksek çıkarlanr nm zorunlu kıldığı bu "jataj geçışler",bırbasmtoplantısı ıle özlubırbı- çımde açıklanır Yenı partı kendısıne yıllarca her turlu eleştınde bulunmuş bu 'Şeni değeri" hemen bağnna basar v e her ıkı taraf da geçmışı unutup >enı uvenın eskı partısıne. gene eskı »oylemlerle eleştınye başlarlar Bence onemlı olan mustafı sıyasetçının gerek- çelen değıldır Çünku çok muhtemeldır kı, bu ge- rekçelenn bır kısmı venlı koşullarda ve o sıyaset- çının mantığı açısından doğrudurlar Onemlı olan ulkemızdekı bu tur Myaset v apmav ı kabullenen *sı- vaset etiğı"dır Llkemızde bır partımn programı- nın ılkelennın \ e projelennın hıçbır onemı yok- tur Onemlı olan sıvasetçılerdır Şu son otuz vıl- da kurulup bozulan partılen hemen sayamayız. ama bu sure ıçınde sıvaset yapanlan kolayca hatırla- nz Lzun \ ıllar yaşadığım Belçıka'da Yeşıller Par- tısı nden seçılıp parlamentoya gıren bır mılletve- kılı partısınden ıstıfa edıp Sosvalıst Partı've ge- çınce adamı tefe kovdular Gunlerce basında alay konusu oldu Oysa zavallı daha seçım propagan- dalan esnasında Yeşıller Partısrnın sosyal guven- lıkle ılgılı programını beğenmedığını, bu konuda- kı anlayışının Sosvalıst Partı'ye yakın olduğunu soylemış ve seçıldıkten sonra da sosyal güvenlı- ğı ılgılendıren konularda hep Sosyalıst Partı'yle bırlıkte dav ranmıştı Yanı bır bakıma partı değış- tırmesının ahlakı gerekçelen vardı Seçıldığı par- tının kımı polıtıkalanyla uyuşmuyordu ve başka bır partıyle bıriıkte oy kullanıyordu Ama bızım ulkemızde aralannda felsefı olarak en yakın bır ılışkı olmayan bır partıden dığenne geçışler, ar- tık gundelıkolay lar halme geldığı ıçınaklıma şöy- le sorular taküıyor - Sıyası partı programlannın hıçbır anlamı yok mu° - Sıyas partılenn tabanını oluşturanlar, aynı sos- >al sınıfin ınsanlan mP - Partıler profesyonel sıyasetçılenn bellı do- nemde kullandıklan araçlar mı9 - Kjşılenn sıyasal vaşamlannın sıyası partıle- nn sıyasal vaşamlanndan daha uzun olduğu ül- kemızde, kışı kultu partının ustûndeyse, bu pro- fesyonel sıyasetçıler nıye bır partıye gerek duyar- lar 17 - Yıllarca ıçınde sıyaset vaptığı bır partının yo- netımıveyaprogramıylaçelışkıdeolduğununfar- kına. gonlunde yatan adavlığm gerçekleşmeye- ceğını anladığı gun mu vanvorlar 9 - Yıllarca kullandıklan soylemı bır elbıse gıbı çıkarıp venı bır formayı gıyerken vıcdanı ve ah- lakı bır sıkıntı duyuyorlar mı 9 - Antıdemokratık uygulamalar yapan bır partı- de yıllarca neden kalıyorlar 9 - Terk ettıklen partı gerçekten antıdemokratık bır ışleyışe sahıpse bu tûr uygulamalar başkalan- na yapıhrken değıl de neden kendıne yapılınca kı- yamet kopuyor 9 - Gıtuklen partının daha demokraük olduğunun kanıtı ne 9 Kendılennm oraya gıdışı bu konuda yeterlı bır gösterge mı 9 Eğer oyle ıse ıçınde bu- lunduklan sure boyunca eskı partılennın de de- mokratık olduğunu kabul edıyorlar mı 9 - Aralannda kâğıt uzennde buyuk farklılıklar bulunan partılenn» en ûst dûzey yönerıalen bıle kolaylıkla partı değıştırebılıyorlarsa, ya bu partı- lenn bırbırlennden farklan yok ya da sıyasetçıle- nn bırbırlennden farkı yok Her ıkı halde de as- lında Turkıye'de hâlâ tek partı rejımınde olundu- ğu ızlenımı venlmıyor mu9 Kuşkusuz bu tur sorulan uzahnak mumkun ve partısıne kûsup rakıp partılere geçen sıyasetçıler, bunlan çok ıyı bılıyorlar Sorun bır yandan sıya- set yapması gereken toplumsal kesımlenn sıya- setten uzaklaştmlmalanndan, dığer yandan da ar- tık bıreysel çıkarlann toplumsal çıkarlann onune geçınlmesınden kaynaklanıyor Çunkü, bır yok- sulun sınıf değıştırmesı kolay değıldır O durumu- na kızsa da aynı sınıfin ferdı olarak kalmak zo- rundadır Ama onun adına sıyaset yaptığını soy- leyen bınsı, kafası kızınca tam da karşı bır partı- > e geçebılıyorsa v e bunun da hıçbır ahlakı muev - vıdesı voksa. bızlere yutturulan ^iıksek toplum- sal çıkarlar" hep mıdemıze oturacak demektır İki Turlu Seçim... Dr.FARUKGUÇLU S ayın Cumhurbaşkanı nedense yerel !>eçımler oncesı durmadan ıkı turlu s>eçım onermektedır Buna bır kisim medvadakatılmaktadır Ancakbılın- mesı gereken şudur kı ıkı turlu seçım sadece FP'lı beledıye başkanı seçıl- mesınıonlemez avnen 12 Ev lul harekâtındaoldu- ğu gıbı beledıyelerden solu da sıler Işın ganp tarafı da FP hlere venı seçımlerde yer vermemek ısteyenler, aslında. öncekı seçım- lerde RP'lılere beledıvelen armağan edenlerden baş- kalan değıldır Kuşkusuz. "padişatT yetkılenne sahıp, metropol- len yonetecek beledıye başkanlannı halkın buyuk çogunluğu seçmelıdır Ömeğın \nkara'nın şım- dıkı anakent beledıye başkanı sadece üç bın oy farkıvla bu goreve gelmıştır Ama bundan daha onemlısı, beledıye başkanını denetlemesı gereken beledıve meclıslen başkanın vesavetınden kurta- nlmalıdır Hıç kımse beledı>e başkanının fazla, beledi) e meclıslennın az olan yetkılennden yakın- mamaktadır Sadece ve sadece gorunenleuğraşmak- tadır Yıne hıç kuşku yok kı, ıkı turlu seçım ısteyen- ler bu gıbı seçımlenn nası! sonuçlar doğuracağı- nı da onceden bılıvorlardır Belkı de asıl amaçla- n solu ve FP'yı yerel yonetımlerden sılmektır Bu duşuncenın demokratık olmadığı açıktır \ncak onu açılmak ıstenen ANAP, acaba bundan on yıl oncetumbeledıyelerdeyonetımde değıl mıydı9 Ta- nhın en buyuk yerel > onetım yolsuzluklan ANAP'lı beledıvelerce ıcra edılmedı mı° tkı turlu seçım ısteyenler, hangı gerekçelerle olursa olsun, demokratık bır yaklaşım ıçınde de- ğıldırler -Vynca halkı sağcı-solcu ya da laık-dıncı gıbı yapay aynmlara zorlamaya kımsenın hıçbır hak- lı gerekçesı olamaz fkı turlu seçım, yenı yapav a> - nmlar ya da ganp ıttıfaklar demektır Aslolan, demokrasının aksayan yönlennı du- zeltmek ve halkı bılınçlendırmek olması gerekır- ken yapay zorlamalarla ıstenen sonuçlan elde et- mek mumkun değıldır Kısa süreçte belkı başan- lı olabılırsınız, ama uzun donemde yenı sorunlar yaratmış olacağınız açıktır Ulkemızdekı yerel yonetımlerde demokrasının ışlemedığı yolsuzluklann denetlenemedığı par- tızanlığın alabıldığıne fazla olduğu açıktır Ama bun- lan onlemenın yolu asla ıkı turlu seçım değıldır Sız beledıye meclıslenne gereken onemı v ermez- senız halkı denetım konusunda eğıtmezsenız ıkı turlu değıl beş turlu yapsanız da ıstedığınız temız ve demokratık sonucu elde edemezsınız Memu- run yargılanması yasası değışmedığı surece, vol- suzlular yapanın yanına kâr kaldığı surece ne yap- sanız kalıcı çozümlere ulaşamazsmız Ulkemızde ozelhkle büyuk kentlerde onlarca beledı>e başkanı geldı geçtı Halk acaba şımdı ka- çının adını anımsar ya da kaçı kalıcı eserler bıra- kıp gıtmışhr9 Sözun kısası, eğer ıkı turlu seçım der- ken asıl amacınız solu ve FP'yı devre dışı bırak- maksa bunu başaramazsınız Ama halk arasında denn ve yapay aynmlar yaratırsınız Şımdı poh- pohladığınız kımı partıler, çok değıl. daha dûn ul- kemızde yolsuzluğun tohumunu eken, enflasyonu yükselten partıler değıl mıdır9 PENCERE Maskaralık... Orhan Barlas dostumuz demış kı - Ismet Paşa sag olsaydı, başkentte yaşanan olaylan nasıl yorumlardı? . ? - 'Maskaralar' derdı inonu'nun polıtıka sozluğundekı en ağır lafın 'maskara' olduğu bılınıyor • Maskara'nın sozlukte uç anlamı var "1) Eğlendırıcı, sevımlı, hoşa gıden hareket- ler yapan kışı (Çoğunlukla çocuk ıçın kullanı- lır)" "2) 'Onursuz, kepaze, rezıl' anlamında haka- ret sozu olarak kullanılır " "3) Bırşeyı, bırkımseyı maskara etmek, boz- mak, ışe yaramaz hale getırmektır " ismet Paşa 'maskara 'yı hangı anlamda kul- lanırdı bılmıyorum ama, inonu sanırım sozcu- ğun bıleşkesınden yararlanırdı, ustelık 'maska- ra', 'soytan'ya da 'palyaço' sozcuklennı de kapsayan bır zengınlığe sahıptır • Ankara'da hukumet kurma çalışmaları en ha- fıf deyışle maskaralığa donuşmedı mı 1 ^ Polıtı- ka sırkı başkentın orta yenne çadırını kurmuş numaralannı sergılıyor Ancak bunu gerçek sırk-' le karıştırmak yanılgısına duşmekten sakınalım ' Sırk kendısıne gore saygınlığı olan bır gostenyı > sergıler Aslan terbıyecılen, at cambazları, tra- < pez hunerbazları, palyaçolar uzun çıraklık eğı-' tımınden geçmışlerdır, alınten dokerek yetış- mışlerdır, halkın alkışlarını kazanmak ıçın ben- lıklerını sanatlarına vermışlerdır, yaşamlarını rı- ı zıkoya sokarak mesleklennde ustalığa erışmış- lerdır Sırktekı soytarı alkışlanır Ya polrtıkada soytarılık yapan kışıye ne denır?.. ' ismet Paşa adını koymuş - Maskara!.. • Ankara da hukumet kurma oyunlarına katı- lanların tumu maskara mı?.. ı Hayır Ama, tehlıke nerede7 Soytarı olduğu bılınen-; lerle 'al takke verkulah' oyunlara katılan polıtı- kacı, "ben de sıyasette numara çevıreyım"der- ken sonunda madara olacak, maskara olduğu- ' nu anladığında ış ışten geçecektır j Maskarayla duşup kalkan maskara olur Çadırın orta yerınde bır takla, ıkı takla, uç tak- la, beş takla Enseye tokat Kıça şaplak Sen onla oyna, ben bunla, bızler de otekiyle ya da berıkıyle oyun kuralım Sonunta yatıp yuvarlanalım • Uç buçuk aylık hukumet ıçın 'sallan yuvarlan oyunu' sonuçta ne getırecek'' Ha Alı Hoca, ha HocaÂfiı Partı genel başkanlarının duzenleye- ceğhıglelerle gerçekleşecek seçımden sonra re|im blfaz daha yozlaşacak, yuzde 2Ö'nın altın- da oy ve boy sıralamasına gırecek partıler, halk- tan bıraz daha kopacaklar ve "halk bızı seçtı" dıye yalan soyleyecekler Nedır bunun adı: Maskaralık' ismet Paşa sağ olsaydı ne soylerdı? - Vah vah, derdı, ben "mılletın makûs talıhı- m" Inonu'deyendım sanıyordum, ama, aldan- mışım ANMA Bır karaniık kış akşamında Geldı kara habenn Kocaman bır çığ duştu evımıze Ansızın kapandı umut kapılarımız Ne kadar zorlasak nafıle Sevgili NEMİT'imiz Butun akraba ve dostlanmız tek yurek olduk Butun arkadaşlann, yoldaşlann ev ladımız oldu Yıne de yaşamdan kopanlışının 1 yılında sevgın, hasretın acın hıç dınmedı JANSET-AYTEN-CEVAT ARSLAN ANTALYA 1. SULH HLKUK iVIAHKEMESİ'NDEN Sa>ı 1997 97 1998 1177 Davacı Alı Kamaç vekılı tarafmdan davalılar Ayşe Mutı vs aleyhlenne açılan ızalevı şuyuu davasının va- pılan duruşması sonunda Davalılar Hasan Çelık, Mustafa Şevkı Çolakoğlu Şe- nfe Çolakoğlu ve Yılmaz Çelık e karar ozetının ılanen teblığıne karar venlmış olmakla Buna gore \ntalya Ahatlı Mah 1444 ada, 31 parsel- de kayıtlı bulunan taşınmazın hıssedarlan arasında tak- sımı mumkun olmadığından satışı suretıyle şuyuunun gıdenlmesıne karar venldığı ve vukarda adı geçen da- valılara karann ılanen teblığ edılmesıne, davalılar tara- fından kanunı suresı ıçerısınde temvız edılmedığı tak- dırde karann kesınleşeceğı ve adı geçen davalılara ka- rar ozetının ılanen teblıS edıldığı ılan olunur 2112 1998 Basın 67921 BANDIRM \ 2. \SLİ\T HUKUK \L\HKE\1ESİ'NDEN 1998 273 DuruşmaGunu 3 2 1999 Duruşma Saatı 09 30 Duruşma Yen Bandınna 2 4.slıve Hukuk mahkeme- sı Davacı Murat Yaşar \ekıh tarafmdan, davalı Nılufer Yaşar aleyhıne açılan bo^anma davasına esas olmak uzere, Davalı Nılufer Yaşar ın tum araştırmalara ragmen teblıgata yarar açık adresı tespıt edılemedığmden dava- lıva duruşma gunu vedava dılekçesının ılanen teblığıne karar venldığınden aşağıda yazılı duruşma gunu ve sa- atınde mahkememızde hazır bulunmadığı v ev a bır v ekıl tarafmdan temsıl edılmedığı takdırde tahkıkat ve vargı- lamaya yokiuğunda devam edıleceğı ve hukum venle- ceğuhtar olunur 18 11 1998 Basın 58943
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear