25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 OCAK 1999 SALI HABERLER Siirt Valiliği'nm çalışmaları • Haber Merkezi - Türkiye'de ilk kez Siirt'te uygulanan ve l yıl süren çalışmalar sonucunda 3 bin 500 çıftin resmi nikâhlan kıyıldı, nüfus kaydı bulunmayan 15 bin kişi ise nüfiısa tescil edildi. Siirt Valisi Osman Acar. bölgelerinde medeni nikâhı ve nüfiıs kaydı olmayan yurttaş bırakmamayı hedeflediklerini bildırdi. Acar. bu amaçla başlattıklan Toplumsal Kalkınma Projeleri (TOKAP) kapsamında, yaptıklan araştırmalar sonucu tespit ettikleri medeni nikâhı olmayan çiftler, resmi olarak evlendirdiklerini ve nüfiıs kaydı bulunmayanlan da nüfusa tescil ettirdiklerini belirtti. Kadmm Statüsü b Birimi' • GAZİANTEP(AA)- Gazıantep Valiliği bünyesinde, "Kadının Statüsü ll Birimi" kuruldu. Birimde kadınlara sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal yaşamdaki konumlannı güçlendirecek hizmetler verilmesi amaçlanıyor. Bu bırim aracılığıyla kadınlann, hak, fırsat ve olanaklardan erkeklerle eşit oranda yararlanmalan için kamu kunım ve kuruluşlan, yerel yönetimler ve gönüllü kadın kuruluşlan ile işbirlıği yapılacak. Kadmlar için sorunlanna ilışkin olarak ilk başvunı yeri olacak olan birim, kamu kurum ve kuruluşlan ile yörel yönetimlerin, gönüllü kadın derneklerinin, kadınlara yönelik eğitim, sağlık, kültür ve diğer hizmetlerini koordine edecek. frolcülere suç duyurusu • GAZlPAŞA(AA)- Gazipaşa Tunzm, Tanıtma ve Çevre Derneğı (GATÇED) Baskanı Bülent Kocabaş, trolcü teknelerinın Gazipaşa açıklannda dip trolu ile avlandıklanriı ve trollere takılan binlerce yavru balığı denize attıklannı belirterek trolcüler hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklannı söyledi. Eğitime destek • EDREMİT(AA)- Van'ın Edremit ilçesi Kaymakamlığı, 5.5 milyar lira harcayarak liseye bilgisayar merkezi kurdu. Edremit Kaymakamı Ahmet Cengiz. Edremit Lisesi'ne kuduklan bilgisayar merkezinde 25 bilgisayar bulunduğunu söyledi. Kaymakam Cengiz. bu merkezin kurulması için valilikten de büyük destek gördüklerini belirterek "Kurduğumuz bilgisayar merkezi Atatürkçü gençlerimize armağan olsun" dedi. Özel sektöre odul • NEVŞEHİR (Cumhuriyet Bürosu) - Avanos Belediyesi, ilçenin tanıtımına katkıda bulunan 12 özel sektör temsilcisi ile basın ve yayın kuruluşlanna özel hızmet ödülü verdi. Belediye Başkanı Ruhi Top'un makam odasında düzenlenen törende konuşan Avanos Kaymakam Vekili Abdullah Kalkan, devlet ımkânlanyla yapılan tanıtım amaçlı çalışmalann yanında özel sektörün de bu alanda önemli çalışmalara imza attığını söyledi. Kalkan, Avanos'un tanıtımına katkıda bulunanlara teşekkür etti. Kadro sevbıci • KONYA (AA) - Konya Köy Hizmetleri 2. Bölge Müdürlüğü'nde, 144 mevsimlik işçi, 4 Ocak 1999 tarihi itibanyla kadroya alındı. Bölge Müdürlüğü yetkilileri, uygulamanın Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde'deki 144 mevsimlik işçiyi kapsadığını belirtti. 55. hükümetin programıyla icraatı arasında 'çelişkilerle' dolu biryıl yaşandı Yeni bir yılın başlanndayken, geride kalanl998'lebirlikte55. hükümetin 'icraatı' da sona eriyor. Bir buçuk yıl önce ilan edilen hükümet programıyla 'uygulanan' politikalara bakıldığında ise ortaya şu tablo çıkıyor: "Program hedeflerinin tersini yapmak için sürdürülen biriktidaryılı..." Başbakan Vılma/'ın açılışını yaptığı Beykoz-Kavacık'ta- ki iş merkezleri kaçak inşaatlar olarak gerçeklestirildi. Hükümet programında sivil toplumla çevre için işbirliği yapılacak dendi ama yağma projeleri devreye sokuldu 55. Hükümet İzmit Körfezi kıyısındaki SEKAfidanlığmıKoç- Ford fabrikasına bedelsiz olarak tahsis etti. Söylenenlerin 'tersf yapddıOKTAYEKİNCİ Siyasal tarih. 1998 yılını "55. hükümet yılT olarak da yazmaya hazırlanıyor. Gerçi Mesut Yümaz'ın başbakanlığı altında bir araya gelen ANAP, DSP ve DTP'li Bakanlar Kurulu'nun TBMM "den CHP destegiyle güvenoyu alarak Cumhurbaşkanf nın da onayıyla göre\e başla- dığı gün takvimler 1 Temmuz 1997\i gösten- yordu. Ne var ki ilk 6 ay yoğun olarak 28 Şu- bat 1997 kararlannın "önceUklerine" aynldı- ğından, örneğin 8 yıllık kesintisiz ilköğretim yasasının çıkanlması dışındaki hemen tüm ''hü- kümet programı hedefleri" için asıl kollann sı- vandığı aylar 1998'e yayıldı... Peki, 55. hükümetin program hedefleri neler- di? Yılmaz, Ecevit ve Cindoruk. hangı ılkeleri yaşama geçırmek için partılerinı bu ortaklığa katmışlar. CHP de yine hangi politikalara "gü- venoyu'' vererek azınlık hükümetıne "görev yapma" olanağını sağlamıştı? Bu sorulann yanıtını anımsayabilmek için hiç kuşkusuz öncelikle 55. hükümetin TB- MM'de "onaylanan" programına yenıden göz armak gerekıyor. 7 Temmuz 1997 günü Başba- kan Mesut Yılmaz tarafindan Meclis kürsüsün- den okunarak ilan edilen programda, daha o ta- rihte altını çizdiğimiz "çevre. kültür. kentkşme. yönetime kaühm ve demokratik denetim" vb. gibi konulardaki kimi vurgulamalar aynen şöy- leydi: 1) Bllgilenme hakkl: Hükümet progra- mı, idari işlemlerde "gizliliğinterkedileceğr ve açıklık ilkesine geçileceğı. böylece "bilgiye u- laşma hakkuuT da olanak sağlanacağinı belır- tiyordu. ' 2) D«mokratik katllim: Programa gö- re 55. hükümet; yerel hızmetlere ilişkin karar- lann alınması, uygulanması ve denetlenmesi süreçlennde "demokratik katahmı ve şeffafhğı sağiaMcı" tedbirleralacaktı... 3) Tarlh ve doğanın korunmasi: Programın "kültür" başlıklı bölümünde. doğal ve arkeolojık SİT alanlannın korunması ve in- sanlığın ortak mirası olarak gelecek nesillere aktanlması için "etkin ömemkr" alınacağının altı çiziliyordu... 4) çevre dostu kentlesme: Kentieş- mede "doğal dengenin" ve "¥«111111 tanm top- nddannuı" korunmasına "özen" gösterileceği sözü verilen 55. hükümet programında. kente göç edenlerin yenı yaşam koşullanna uyum sağlamalan yönünde de "projeler üretileceğT belirtilmiştı... 5) Katllimci turlzm: Programın "tu- rizm" bölümünde de dıkkat çeken vurgulama; "yerel yönetimlerin ve halkın rurizmle Ugili ka- rarlara kanlmasT \ e aynı süreçte doğal ve kül- türel degerlerin zengınleştirilerek "sürekliüfi- nin saglanması" şeklindeydı... 6) SÜrdÜrÜlebillr tanm. Kalkınmada çevreye bağlıhğın bir ifadesi kabul edilen "sür- dürülebilirlik'' kavTamı da 55. htikümet prog- ramınm özellikle "tanm" bölümünde yer alı- yor ve bu sektörün "çevreyi de konp-an" teş- viklerle desteklenecegı açıklanıyord/ı... 7) Milll parklar Ülkesl: Programın "or- mancıuk" bölümünde öne çıkan vurgulama ise "uluslararası miras" şeklinde tanımlanan mil- li park. tabiat parkı ve tabıatı koruma alanlan- nm "sayı ve nitelik yönünden" geliştirileceği- ne dair sözlerdi... 8) Ulaşımda demiryolu ve denlz- yOlli: 55. hükümet programının "yıllann ulu- salbekkntisi" olan en önemli "müjdelerinden" bin de demiryolu ve denizyolu taşımacılığının ulaşım sektöründe gerekli yeri almaya başlaya- cağı yönündeki sözlerdi. O kadar ki hükümet aynı programda ve ayn bir başlık altında denız taşımacılığını teşvik için bir "Denizcflik Bakan- hğı'nın da kuruûcağuu" belirtiyordu... 9) Dofial kaynakları tüketmemek: Programın, "çevre ve doğal kavnaklann korun- ması" başlığını taşıyan bölümünde de; "gelecek kuşaklara insanayakışır bir çe\ re bırakmak te- melamaçur'" deniyor ve bunun ıçm de "doğa- yı tüketmeden kalkınmanın" sağlanması yö- nünde "sivil toplum kunıllanyla işbirliği yapı- lacağı" sözü verilıyordu... 10) Çevreye saygılı enerji: Bütün bunlara koşut olarak programın "enerji altva- pısr konusundaki hedeflen de "çevreye duyar- İı" ilkelerle belırlenıyor. "yenDenebinrkaynak- lara dayanan" enerji projelerine ağırlık verıle- ceğı vurgulanarak. "kalitesiz kömürte" çalışan termik sanrrallar da sorgulanıyordu... Programla çelişen uygulama Yaklaşık l .5 yıl önce TBMM kürsüsünden ı- lan edilerek güvenoyu venlen işte bu sözler için, 1998 yılı boyunca "nderin yapıkiığınr irdele- diğimizde ise karşımıza çıkan sonuç şöyle özet- lenebilir: 55. hükümet. bütün bu konularda "program hedeflerinin tersini" vaşama geçirmek için bü- yük çaba gösterdi. Sankı ilan edılmemış ve giz- li tutulan farklı bir hükümet programı da var- mışçasına. hemen tüm bakanhklarda yukanda- ki ılkelenn açıkça çığnendi|i davranışlar ve po- litikalar sergılendi... Dilersenız. bu sonuca varmamıza neden olan gözlemlen, aynı sırayla ve aynı konularda özet- lemeye çalışalım: 1) Bilgi vermeme politikasi: Bu ko- nudakı en çarpıcı gösterge. "Koruma Kuruhı Karar1an"nm ya>imlanması" yönündeki talep- lere Kültür Bakanlığı'nın yıne yanıt vermeme- sı oldu. Benzer şekılde bırçok çevre düşmanı proje "gizJir olarak üretilırken. örneğin Boğa- zıçfne 3. köprü projesi bile "kamuoyundan saklanarak" gelıştinldı... 2) Katılım yerine dışlama: özellikle mımar v e mühendıs odalannın imar ve yapı laş- ma kararlanna aıt süreçlerdekı "mesleld dene- tim" taleplen bu hükümetçe de dıkkate alın- madı. Hazırlanan "Yerel Yönetimler Refor- mu"(!) yasa taslağında bile hükümet progra- mındaki "demokratik denetim" ilkesi göz ardı edildi... 3) Tarih ve doğava İmar hakki: 55. hükümetin bu konudaki hemen tüm davranış- ları da yıne programdaki hedefin tersıne bir çız- gi izledı. SİT alanlannı geliştirmek bir yana, bu gıbi kararların engellenmesı ıçın "ertdn" çaba- lar gösterildi. tzmır-Kordonboyu StT karan bi- le onca açık haklılığına rağmen hukuk dışı yön- temle durduruldu. 4) Yağmacı kentlesmeye ödül: Yi- ne program hedeflen bir kenara bırakılarak, bü- tün vapılar "kaçak 1 " ve üstelık ormanlan, su havzalarını yasadışı şekilde ışgal eden yerleş- meler "beledhe" ilan edilerek ödüllendırildi- ler. Kente göç edenlere ise sağlıklı ve uyumlu yaşam ıçın proje üretmek yerine. kaçak yapıla- nna "tapu" \enlerek devlet elıyle yağma kül- türü a^ılandı 5) DarbeCİ turizm: 55. hükümetin prog- rammdakı sözlerını "tersineçevirdiği" belkı de en radıkal davranışı ise "turizm merkezleridar- besi" oldu. Bir bölümü duyarlı kamuoyu tepkı- si sonucunda vazgeçılerek, bir bölümü de gö- nüllü kuruluşlann açtıklan da\alar sonucunda durdurulabilen %e doğrudan yeşıl alanlarla SİT'leri ve ormanlan ımara açan bu kararlar. halkın katılımı bir yana. yerel yönetımlere bile sorulmadan almmışlardı... 6) Sürdürülemez tanm: Hükümetin bu konudaki eevreve duvarsız tercihi de tanm alanlannın "tanm dışı amaçlar için kullanılma- smda" kimi ayncalıklı sana\ı yatınmlanna ola- nak sağlayan "yönetmelik değişikliğiyle" açığa çıktı. Iznik Gölü kıyısındaki Cargill'e. tzmit Körfezi'nde SEK.^ fidanlığındakı Koç-Fordor- taklığma fabrika ıznı için "mevzuat ayarlama- lan" yapıldı. mahkeme kararları ışlevsiz bıra- kılmaya çalışıldı... 7) Milli parklarda gerilim: Program bu gıbi orman ve koruma alanlannı "geliştir- mekten" söz etse de yenı milli park. tabiat par- Imara açmak için turizm merkezi ilan edilen > erler arasında tarihi Yüdız Sarayı SİT alanına giren Barbaros Parkı da \ ardı kı vb. çalışmalarda bir arpa boyu yol gidilme- diğı gibi. Fırtına Vadisi"ndeki HES projesinde olduğu gıbi kımı mıllı parklar da "kalkınma- ya"(!) feda edılmeve başlandı. 8) Ulaşımda ille de karayolu: 55. hü- kümet. Ulaştırma Bakanlığı'nın onca isteğine ve direnı^ıne rağmen, "kendi bakanlıgını da dinleme>erek" Boğaziçi'ne demiryolu tüp ge- çi^ yerme 3 karayolu köpriisünü dayatan bir si- yasi ıktidar olarak tanhe geçiyor. Karadenizkı- y ı yolu tam bir "karavokru histerisi" içinde ve denız ulaşımıyla entegrasyonu bile hiç düşünül- meden, doğava \e tanhe karşı duyarsızlık için- de devreye sokulurken. demıryollanmız yine yerınde saydı ve "ü\e>' evlat" muamelesı sür- dürüldü .. 9) Doğal kaynaklar kalmasın: Hükü- met programı eğer "doğaJ kaynaklar projeleri engellemeyecektir'' şeklinde yazılsaydı. 55. hü- kümetin bırçok bakanı da "en büyük çevreci benim" dıy erek çev re düşmanı yatınmlara des- tek \ermegeniımı ıçındekalmayacaktı... Prog- ramda "si\il toplumla işbirtiğT ve hatta "des- tekleme" sözü \eren hükümet. Göko\a'dan Bergama'y a. Akkuyu'dan Çanakkale'ye kadar hemen tüm yörelcrdekı çe\re karşıtı projelere karşı çıkan sı\ıl toplum kuruluslanyla sürekli bir çatişma yaşadı. O kadar ki yargı kararlan bi- le dınlenmedı ve "dogal kaynaklan koruyun* dıyen mahkemeler hükümet kararlarıyla işlev- sızkılındı... 10) Ülke bir yana. enerji bir yana: 55. hükümetin "yenilenebilirkaynaklaria ener- ji üretme" şeklındeki hedefı de kâğıt üzerinde Jcaldı. Düşük kalıtelı kb'mûrü kullanm»ugnir* ( ' doğavı. denizı \e ormanlan gözden çrkartan' termik santrallarhükümetten "tamdestek" bu- lurken, StT \e milli park nıteliğindeki akarsu vadileri bile yap-ışlet-de\ret yağmacılığının HES projelcnne kurban edılıyor... ... Ve yasadışı temefler İşte böylesi bir süreçte >ıne özellikle I998'in "temel atma" \e "açıhş" törenlerine baktığı- mızda ise sadece C umhurbaşkanı DemireTin değıl. ondan çok daha yoğun bir şekilde Baş- bakan Mesut Yılmaz'ın \e hatta kimi bakanla- rın da "yasal olmayan inşaatlara" siyasi destek- lerini verdıklerını görüyoruz. O kadar kı beledıyelerin yıkım karan verdik- leri tesısler bile aynı siyasi destekli törenlerle hizmete açılırken, bazı arazı tahsıslerınde de "mahkemelerdurdurma karan venneden inşa- atın yükselmesiiçin" projesi ve planı henüz ha- zır bile olmayan yatmmlara "başlama şampan- yalan'patlatıldı... SİT kararlannda 'bürokratik karmaşa' NERMtNBAYÇBS SlT kararlan öncesindeki tespit sürecine yeni uygulamalar getiren ilke karan konımacilar arasında tar- tışma yarattı. Karann iptali istemin- de dava açmaya hazırlanan Mimar- larOdasi İstanbul Büyükkent Şube- si. aşılması zor bir dizi bürokratik engel olarak nitelendirdiği yeni uy- gulamalarla SlT kararlan aİınması- nm zorlaşacağını öne sürerken Kül- tür Bakaniığı Koruma Genel Mü- dürlüğü de, SlT'in aksine güvence- ye alındığını savundu. Koruma Yüksek Kurulu'nun 14.7.1998 tarihinde aldığı 602 sa- yılı söz konusu ilke karanna göre, Konima Kurulu kararlanna veri oluşturmak üzere, bir bölgenin ya da yapı grubunun kültürel ve doğal değerlerini saptamak için yapılan tespit çalışmalanna bundan böyle valilik ve belediyelere bağlı kunı- luşlardan temsilciler de kaülacak. Bir diğer yenilik de, çalışmalar so- nunda temsilcilerce imzalanan bel- gelerin ilgili valilik ve belediyelere teslim edilmesi, ardmdan da bu bel- gelerin 15 gün süreyle askıya çıka- nlarak kamuoyuna duyurulması. Koruma kurullan ancak bu aşama- dan sonra karar alabilecekler. Ka- rar kapsamında aynca, koruma ai- hna alınacak alandakı tüm yapılaş- malann tür, oturum ve kat adetle- riyle ruhsat ve yapı kullanma izin belgelerinin temin edilmesi isteni- yor. Getirilen bir diğer koşul da, alandaki kamuya yönelik tüm imar ve inşa faaliyetlerinin durdurulma- sı. lstenilen bazı belgelerin elde edilmesinfn olanaksız olduğunu be- lirten Mimarlar Odası tstanbul Şu- besi Başkanı Prof. Dr. Afife Barur. karann, korunması gerekli alanlann SlT kapsamına alınmasım önerile- mez bir duruma getirdiğini öne sür- dü. Batur, öngörülen uygulamanın yıllan alacak korkunç bir arşiv ça- lışması gerektirdiğini vurgulayarak "Bu.tespitçahşmalannın htanı kes- mek.doîayTsıyia da SİT ilanını yoku- sa sürmek için getirilmiş bir yön- temdir. söz konusu uygulamay la ya- pdmış olsay dı Tarihi Yanmada asla SİT ilan edüemezdl çünkü burada- ki vapdann çoğunun ruhsaü \e kul- bnan izin belgeleri yoktur" dedi. Barur. ne kadar uzun süreceği bellı olmayan tespit çalışmalan sı- rasında her tür imar faaliyetinin durdurulmasmın da olanaksız ol- duğunu, aynca bölgedeki diğer ku- ruluşlann buna karşı çıkacağmı vurguladı. Barur, Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Yasası'nın 17. maddesi uyarınca yapılaşmanın. ancak tesciîle (ilan) birlikte durdu- rulabiieceğine dikkat çekerek "LyTilmadığı takdirde tespit süre- dnde getirilen insaat yasağuun bir yaprınmı olamaz, çünkü suç teşki etmez*1 dedi. Barur, kurul daha karar verme- den çalışmalarla ilgili bilgilerin as- kıya çıkanlmasını ise SlT ilanına vuruimuş son darbe olarak nitelen- dirdi. Koruma Genel Müdürü Kemal Soyer ise. ılke karannın, SlT karar- lannı baltalamaktan öte, aksine et- kin kıldığını ve güvence altına alm- dığını söyledi. Soyer, tespit süreci, karar aşaması ve sonrasında gerek teknik gerekse alanın korunmasın- da büyük sorunlar yaşandığına dik- kat çektı. Karan bazı yönleriyle oiumlu karşılayan Bursa Koruma Kurufu Başkanı Prof. Dr. Mete Tapan da, özellikle karşılaştıklan kadastral sorunlar açısından ilgili temsilcile- rin katılımının yerinde olduğunu, ancak Türkiye gibi bir ülkede uzun bir süreyi alacak, bu tür aşılması zor işlemlerle SlT ilanı yapılama- yacağının da gözden kaçrnhnama- sı gerektiğini vurguladı. NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR Türkiye'nin uluslararası alandaki yüzakı Ara Güler. 70 yaşında. Güler, dünya fotoğ- raf sanatçıhğının en önde ge- len isimlerinden birisı. Picas- so'dan, Dali'ye, Indra Gan- di'den Iran Şahı'na kadar uzanan birçok önemli fotoğ- rafta onun imzası var. Picas- so'nun bir biyografi kitabı için günlerce onunla birlikte çalışmıştı. Güler, doğma büyüme bir Istanbullu olarak en güzel İs- tanbul fotoğraflarını bizlere armağan etti. Geçen günler- de, onun esertenni bir araya toplayan iki Ara Güler albü- mü çıktı. Birisi, Yapı Kredi Ya- yınları'ndan "Al İşte İstan- bul", diğeri llker Maga'nın hazırladığı "Ara Güler'e Say- gı." "Al İşte İstanbul" albü- mü usta yazar Çetin Altan'ın yazılanylazenginleştirilmişti. llker Maga'nın hazırladığı albümde Ara Güler, şunları söylüyordu: "Sevgisiz insan, insansız da fotoğraf olmaz." Nebil Özgentürk, atv'deki "Bir Yudum İnsan" programına geçen hafta bu büyük fotoğ- raf ustasını konuk etmişti. O- nun insan sevgisiyle dolu yü- reği fotoğraflanna, yaşamına yer etmişti. ••• Özgentürk'ün programının en çarpıcı bölümlerinden bi- risi Güler'in babasıyla ilgili anlattıklarrydı. Güler'in baba- sı Şebinkarahisar'ın bir kö- yündendi. Gençliğinde Şe- Ara Güler'i listeden kim çıkardı? bınkarahisar'dan Istanbul'a gelmişti. 1915 Ermeni tehcı- rinde bütün aile yok olur, an- cak Ara'nın babası Istan- bul'da olduğu için hayatta kalır. Ara, babasıyla onun ölümünden 4 ay önce birlik- te memleketi olan Şebinka- rahisar'a gider. Köyde tanı- dık kimse yoktur. Köyün çeş- mesinden su içerler, eski ev- lerini ziyaret ederler. Baba- nın köyüne bu ilk ve son hü- zünlü gezisi, Ara'nın objekti- fiyle ölümsüzleşir. O fotoğ- raflar yitip giden bir tarihin belgeleri olarak arşivlerde yerini alır. Ara Güler'le ilgili bu yazıyı yazmaya hazırlanırken Atillâ Dorsay'ın yazısını okudum. Bu yazıdan Ara Güler'in "Devlet Sanatçılan" listesin- den adının silindiğini öğren- dım. Silindiğini öğrendim di- yorum, çünkü Ara Güler'in "Seçici Kurul" tarafindan be- lirienen listede adının oldu- ğunu biliyordum. Üstelik "Seçici Kurul" bu listeyi Cumhurbaşkanı'nın önerdi- ği isimlerden seçmişti. "Devlet Sanatçı "lannın na- sıl seçildığinin öyküsünü bel- gelere dayanarak daha önce yazmıştım. Ara Güler, "Seçi- ci Kurul" tarafindan belirle- nen 18 kişi içindeydi. Aklıma onun isminin daha sonra çi- zileceği gelmemişti. Üstelik cumhurbaşkanlığı bu listeyi arttırmak istediği için yönet- melik değiştirilmiş ve sayı 80'lerin üzerine çıkanlmıştı. Bu arada, bir el araya gir- miş ve Ara Güler'i listeden silmişti. Güler'in "Devlet Sa- natçısı" seçilmesi ona bir şey kazandırır mıydı? Sanmıyo- rum. O, zaten, ülkemizin sa- nat alanında en önemli isim- lerinden birisiydi. Bunun Cumhurbaşkanı, Kültür Ba- kanı ve 28 yıldır değişmeyen Güzel Sanatlar Genel Müdü- rü tarafindan kabul edilip edilmemesi, ancak onu se- çenlere bir onur kazandırabi- lirdı. Ara Güler, bir konuşmasın- da Atillâ Dorsay'a: "Göre- ceksin, bu ödülü bana asla vermeyecekler. Öğrencim olan bir fotoğraf sanatçısına bile verdiler, ama bana ver- meyecekler" diyor. Dorsay, 'niçin' diye soruyor. Yanıt vermek istemiyor. ısrar edin- ce dayanamıyor ve şunları söylüyor; "Ermeniyim de on- dan." Burada söz biter. Türkiye, birçok ulusun ulus-devlet yaratma sırasındaki bilinen süreçlerinden geçti. Bu sü- reç, çeşitli acımasızlıklarla. ırkçılığın ağır bastığı gerıci müdahalelerle lekelendi. Türkiye, birçok rengini ve zengınliğinı ne yazık ki akılsız politikalarla yıtırdı. Ara Güler, yitıp gıden bir tarihin, bir zenginliğin ayak- ta kalmış nadir temsilcilerin- den birisi. Ülkemizin kültürü- ne, tarihine katkıda bulunan önemli insanlarımızdan. O, bu ülkenin kardelenlerinden. Gözümüz gibi kıymet vere- ceğimiz, az bulunur seçkin ustalarından. Onun devlet sanatçısı se- çilip seçılmemesinin bir öne- mi yok. Ama o önemsemiş. Şimdi merak ediyorum, Ara Güler'in ismini listeden kim çizdi? Cumhurbaşkanı mı, Kültür Bakanı mı, Güzel Sanatlar Genel Müdürü mü? Cevap bekliyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear