25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26OCAK1999SAU OLAYLAR VE GORUŞLER Gümrük Günü ve Türk Gümrük Yönetimi ? RAMAZAN ULUDAĞ Gümrük Müsteşan G ümrük tşbirliği Konseyita- dış ticaretinin dışa açıhmının başanldığı rafından benimsenen bir 1980'li yıllardan itibaren gürnrükler, tica- protokol gereği heryıl ocak ret ve sanayi sektörünün ilgi alanına çok ayının 26. günü "Dünya hızlı girmiştir. 1983-1993 yıllan arasında Gümrük Günü" ilan edıl- Maliye ve Gümrük Bakanlığı bünyesinde miştir. Uluslararası bir ni- etkinliğini sürdüren teşkilat, 1993 yılın- rafından benimsenen bir .protokol gereği her yıl ocak ayının 26. günü "Dünya Gümrük Günü" ilan edıl- miştir. Uluslararası bir ni- telik kazandınlan Dünya Gümrük Günü, Gümrük tşbirliği Konseyı'ne üye tüm ül- kelerde kutlanmaktadır. Türkiye. son on yıl- dır aralıksız bu önemli günü kutlamakta- dır. Gümrük işbirliği esasen, dünya ticare- tinin kolaylaştınlması ve bu yolla ülkele- rarası mal ve sermaye akımının arttınlma- srndan yola çıkılarak tesıs edilmistir. Bu ara- da ülkelerarası ticarette haksız rekabete yol açabilecek engellerin ortadan kaldınl- ması ile gümrük işlemlerinin basitleştiril- mesi. standartlaştınlması, tüm ülke güm- rüklennde tek tip eşya tasnif sisteminin hazırlanması, her türlü gümrük kaçakçılı- ğının önlenmesı, gümrük venlerine esas teş- kil edecek eşya değerinin belirlenmesin- de standart ilkelerden hareket edilmesi ko- nulannda uygulama bırliğı sağlanmak ıs- tenmiştir. Bugün 46. yıldönümü kutlanacak olan "Dünya Gümrük Günü" münasebetiyle Türk Gümrük Idaresi'nin hangi düzeyde bulundugunu tanhsel bir bcyut içinde Türk kamuayuna aktarmak istıyorum. Gümrük teşkilatı, cumhuriyetin ilanına kadar ernniyetteşkiiarı ile birlikte sınırlar- dan giriş ve çıkış yapacak kaçak mallarla mücadele eden yan asken teşkilat niteli- ğinde ıken. 1931 yılında Atatfirk'ün em- riyle Gümrük ve Tekel Bakanlığı olarak or- ganize edilmistir. 1970'li yıllara kadar ış- levinde farklı bir gelişme gözlenmeyen kurumun, bu tarihlerden sonradünya tica- retındeki gehşmeye koşut olarak, önemi bir- denbire ön plana çıkmıştır. Özellikle, Türk dan itibaren Başbakanlığa bağlı Gümrük Müsteşarlığı haline dönüştürülmüştür. Ye- niden yapılanmasuu 19% yüına kadar sür- düren Gümrük Müsteşarlığı, 1 Ocak 1996 tarihinden itibaren AB ile tesis edilen güm- rük birlığine geçiş sürecini, bu alanda bir düzenleme olmaksızın bugüne kadar uy- gulama başansını gösterebilmiştir. Halen 10 bın çahşanı ve 280 civannda bulunan gümrük bırimi ile yıllık 100 milyar dola- ra ulaşan dış ticaret hacmini, bir miryona yaklaşan TIR geçişini ve 12 milyona ula- şan yolcu işlemlerini dünya normlanna uygun bıçimde sürdürmektedir. Her türlü eleştiriye açık olan gümrük teşkilatının son on yıllık geçmişinde kay- da değer bir aksakhğın gözlenmediğı bi- linmektedir. Bazı olaylann içine çekilerek suç izafe edilme gayretlerinin sonuçsuz kaldığı ve gümrüklerin kurumsal olarak ge- riye gitmesi bir yana, çağı yakalama gay- reti içinde olduğu herkesin malumudur. Bu cümleden olarak; Türk Gümrük tdare- si son yıllarda dışa açılmış ve pek çok ül- ke ile gümrük alanında işbirliği anlaşma- sı yapmıştır. Bugün itibanyla 25 ülke ile yaptığı anlaşma yanında başta ECO ol- mak üzere bazı uluslararası kuruluşlann gümrük organizasyonlannda önderlik gö- revi üstlenmışbulunmaktadır. Halen, Azer- baycan, Afganistan, lran, Pakıstan, Türk- menistan. Kırgızistan. Kazakistan. özbe- kistan, Tacikistan ve Türkiye'nin ortaklı- ğı niteliğindeki bu organizasyonun top- lam nüfusu, AB ile neredeyse eşıt düzey- dedır. Toplam nüfusun AB'ye dahil üDce- lerde 361 milyon, ECO ülkelerinde ise 350 milyon olduğu dıkkate alımrsa, potansiyel büyük bir pazann karşımızda durduğu ka- bul edilmelidir. Öte yandan genelde Balkan ülkelerini kapsayan ve 11 üye ülkenin katılunını içe- ren SECI organizasyonunda Türkiye etkin bir rol oynamaktadır. Amavutluk, Bulga- ristan, Yunanistan, Romanya, Moldavya, Ukrayna, Makedonya, Bosıa-Hersek, Hır- vatistan, Slovenya, Macaristan ve Türki- ye'nin katıhmıyla oluşturulan teşkilatın ana görevlerini belirleyen belgenin hazır- lanması tamamen Türk gümrük uzmanla- nnın eseridir. Amacı. üye üikeler arasın- da gümrük alanında işbirliğini öngörmek olan teşkilat. kaçakçıhk ve illegal mal ti- caretinin önlenmesi bağlammda etkin bir rol oynayacaktır. Aynca, AB ile gümrük bırliği alanında yaptığımız anlaşma çerçevesinde hazırla- nan "gümrük yasa tasansT TBMM'nin gündeminde bulunmasma karşın, 1.1.1996 tarihinden bugüne kadar uyumu sağlaya- cak olan mevzuat eksikliği nedeniyle ara- mızda herhangi bir anlaşmazlık söz konu- su olmamıştır. Ortaya çıkan her engel mil- li mevzuatın yorumlanması ve Türk Güm- rük Idaresi'nin işleme yönelik uygulama tekniklerinin yürürlüğe konması ile aşılmış ve Türkiye'nin katılmak durumunda ol- duğu komisyonlarda milli çıkarlanmız sa- vunulmuştur. Dileğimiz bir an önce güm- rük yasa tasansınm TBMM tarafindah ka- nunlaştınlması ve mevzuat açısından AB ile eşit düzeye getirilmemizdir. Çağdaşlaşmada öncûlûk Dış ilişkiler konusunda önemli başan- lar sağlayan Türk Gümrük tdaresi, içte de Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ile Dünya Gümrük Örgütü'nün (WCO) üye ülkele- rin gümrük idarelerinin modernizasyonu için çaba göstermelerini öngören tavsiye kararlannı en etkin şekilde uygulayan ül- kelerin başında gelmektedir. Tavsiye kara- nna bağlı olarak, Türk Gümrük ldaresi GtMOP projesini (Gümrük Idaresi'nin Modernizasyon Projesi) hazrrlamış ve pro- jeyi hayata geçırmeyi başarmıştır. Gümrük denetımlerinin daha etkin bir şekilde ya- pılması, dış ticaret erbabına kaliteli hizmet sunma, dış ticaret ıstatistiklerinı daha doğ- ru ve hızlı hazırlayarak siyasi otoritenin et- kin ve hızlı karar almasını temin etme gi- bi amaçlan kapsayan projenin realize edi- Iebilmesi için 1995 yılında Dünya Banka- sı ile yapılan ikraz anlaşması ile 45 mil- yon dolarlık bir kredi temin edilmistir. Fransız hükümetinden sağlanan 2.2 milyon dolarlık uzun vadeli kredi ve milli bütçe olanaklan da bir araya getirildiğinde, yak- laşık 70 milyon dolarlık bir bütçe büyük- lüğiıne erişilmıştir. Fransa'dan satın alınan SOFIX adlı yazılımın Türk versiyonu ha- zırlanmış ve BtLGE adı verilmiştir. Halen Türk dış ticaret hacminın yüzde 30'unu kapsa> an bilgisayar sistemi ile her türlü gümrük işlemi on-line yöntemiyle yapılabilmektedir.Artıkbusistemdebirdış ticaret elemanı gümrüğe gelmemekte ve tüm işlemlerini bilgisayarortamında yapa- bilmektedir. Örneğin, bir ithalatçı malını herhangi bir ülkeden getirip bir depoya koyduktan sonra evinden ya da işyerinden kendisine verilen şifre aracılığıylagümrü- ğü ile konuşabilmekte ve beyannamesıni tescil ettırmekte. malm hangi risk unsur- lannı taşıdığını ve fiziksel muayenesınin yapılıp yapılmadığmı daha önceden belir- lenenriskprofıllerine göre öğrenebilmek- te, hesaplanan gümrük vergi ve resimlen- ni hangi bankaya aktarabileceğini bilmek- te, dolayısıyla ithal ettiği malı için gümrü- ğüne uğramasma gerek kalmamaktadır. Bu halilye konu yalın bir otomasyon ola- yı değildir. Konuya ekonomik ölçütler kullanılarak yaklaşıldığında, dünyanın her yennde gümrükler kayıt dışı ekonominin panzehiri olarak değerlendirilmektedir. Çünkü, gümrük kapılanndan gıren her eş- ya beyan edilerek kayda girmektedir. Bu bakımdan kaçakçılık konusu olmayıp güm- rüklenmiş eşyanın tümü kayıtlı ekonomi içinde yer almaktadır. Bu yönüyle iç tica- rete konu olan bir eşya kolaylıkla kayıt dı- şı tutulabilir iken aynı eşya ıthal ya da ih- raç edildiğinde kayda girmek durumunda kalmaktadır. Böylece bilgisayarlı ortamda çalışan gümrükler. kayıtlı ekonominin ge- lişimine katkıda bulunmaktadır. Tüm güm- rük işlemlerinin bilgisayar ortamında de- ğerlendirilmesi projesi, 2000 yılınm orta- lannda dış ticaret hacminin yüzde 95'ini kavTayacak şekilde tamamlanmış olacak- tır. Bilgisayar projesi ile eşanlamlı olarak sür- dürülen birdiğerproje ıse gümrük çalışan- lannın nıtelıklerinin çağdaş düzeye ulaş- tınlması projesidir. Artık, geleneksel yön- tem ve zihnıyetle vürütülemeyecek kadar kompleks bir hale gelen dünya ticaretinin nıtelikli elemanlara gördürülmesi zarure- ti ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, gümrükler- de görev alacak personehn mesleki bilgı- si yanında yabancı dıl bilgisine de önem verilmektedir. Bu alanda da ciddi geliş- meler kaydedılmiştır. 1993 yılında, 9300 personel arasında yabancı dil bilen ele- man sayısı 5 ıken bu sayı günümüzde 200'ler düzeyine ulaştınlmıştır. Aynca, konulannda iyi eğitim görmüş üniversite mezunlan arasında yapılan yanşma sınav- lan ile uzman gümrükçüler alınmaya ve gümrük teşkilatında istıhdam edilmeye başlanmıştr. Ozetle, Türk Gümrük ldaresi, çağı ya- kalama çabasına girmiş ve bilişim tekrıo- lojisinden yararlanmaya başlamıştır. Dış ti- caretin evrenselliği de dikkate alınarak Türk gümrükçülerinin çağdaşlıkta geri kal- mayacağını önemle belirtmek gerekir. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bu Yağma Düzeninde.•• •• Uzun söze, derin çözümlemelere, araştırmala- ; ra, incelemelere, saptamalara hiç mi hiç gerek yok. Herşey bütün acılığı. çirkinliğiyle gözler önünde: •• Istanbul'un orta yerinde, Karagümrük'te bir spor kulübü yurttaşlara erzak dağıtıyor... Birkaç kişi kamyonun üstüne çıkmış, toplanan yoksullara tor- •« balar dağıtıyor. Birer kilo makarna, mercimek vb... ? Geçen yıl Diyarbakır'da da görmüştük bu man- zarayı. Çamurlar içinde, atılan paketleri kapışan, .birbiriyle itişen, yaşlılann, kadınlann, çocuklann elinden paketleri çekip alan gözü dönmüş insan- lar... Haydi, orası geri kalmış bir bölge idi! Iğrenç- ti, ayıptı, insanjıkdişıy.dı... Yardırn yapanlar^yarar- lı olmak istemişlerdı, ama bu işi bir düzenle bece- remediklerijçifi kprkunç biı^kargaşaya nedervQİ- muşlardı. ? Bayram öncesi Karagümrük'te yaşananlara ne ' demeli? Bir iki milyonluk erzak torbasını elde et- mek böylesine bir ölüm kalım sorunu mu olmalıy- dı? lyilik yapacaksan bunu uygarca başarmanın yo- lu yok muydu? Kamyonun üstündeki insanlann savurduklan paketleri, torbalan ite kaka kapışan kalabalık, ülkemizin içinde yaşadığı aşırı yoksullu- ğun en canlı göstergesi degilse neydi? Varlıklılar daha bayram öncesinden kent dışına koştular. Arabalannda, uçaklannda!.. Dinlence köy- lerinde, otellerinde, gözlerini gerçeklere kapayıp ke- yif çattılar. Içlerinden bir kısmı trafık canavanna kurban gitse de, boştur böylelerini yollanndan dön- dürmek. Toplumda günden güne açılan bu eşrtsiz- lik uçurumu umurlannda değil! Bu çarpık gidışin nasıl korkunç bir sonuca gittiğinı gören kim? Han- gi yetkili, hangi sorumlu? Bir demokraside uygulanması gereken üç amaç vardır: Eşitlik, özgürlük, kardeşlik... Fransız Büyük Devrimi'nden bu yana değişmeyen ilkeler!.. Bizim de attı ok'umuz var. Bu, yalnız bir partinin malı de- ğil, Cumhuriyet Devrimi'nin kilometre taşlarıdır. Halkçılık, devrimcilik derken anlatılmak istenen, yurttaşlar arasında tam eşitliktir. Özgürlük de, an- cak eşitliğe dayanan bir toplumda yaşanabilir. Bir süredir içinde yaşadığımız bir bozuk düzen var. Buna yağma düzeni adını vermemiz gerek! Yağma, kim eîine bir şey geçirirse kapıp kaçacak, yasalardan. toplumdan, çevresinden... Vur vura- bildiğine çal çalabildiğine!.. Şu günlerde başka bir yağmaya koşuşanlan izliyoruz. Bu da milletvekil- liği sandalyesi kapmak yarışı!.. Koskoca bilim adamlan, genel müdürler, valiler, elçiler görevleri- ni bırakıp kapağı Meclis'e atmanın çaresini anyor- lar. Öyle ya milletvekılliği sorumsuz bir iş! Üstelik de türlü olanaklar sağlıyor. Değerti hukukçu Ismet Kemal Karadayı ge- çen gün yazıyordu: "Milletvekilliği başlı başına bir meslek mi?" Niye en yüksek devlet görevlisinden kat kat üstün aylık alsınlar! Neden iki yıl milletve- killiği yapana ömür boyu milyara yakın gelir sağ- lansın? "Milletvekillerinin aldığı maaşlarhukuka ay- kındır, ödenmemesi gerekir" diye dava açan hu- kukçu haksız mı? Sık sık yinelemeli, davullarla duyurmalı sağır sul- tanlara Atatürk'ün sözünü: "Biz yoksul bir halkız, ne olduğumuzu bilelim"... Işte kent merkezlerin- de birbirini iterek, birbirinin elinden kaparak bir iki milyonluk erzakı evine götürmek savaşındaki hal- kımız!.. Utanç duymuyor mu bu ilkel kapışmayı seyredenler? Yamyamlar bile değişti. Prof. Kon- gar'ın sık sık yazdığı gibi, bizler bir yamyamlar toplumu mu olduk? Öyleyse, kravatlı yamyamlan siyasal arenadan uzaklaştırmayı başlıca görev bil- meliyiz... 10. Yılında ADD ve Muammer Aksoy SERKANAKSUYEK S on yıllarda ocak ayı bu ülkenin ile- rici, devrimci ve Atatürkçüleri için oldukça hüzünlü geçiyor. Onat Knt- lar, Metin Göktepe, UğurMumcu ve Muammer Aksoy'un ocak ayı için- de aynlmalan bu soguk aya ayn bir hüzün veriyor. Atatürkçü Düşünce Dernegi'nin (ADD) ku- rucu genel başkanı, büyük hukukçumuz Mu- ammer Aksoy bundan dokuz yıl önce evinin önünde uğradıgı hain saldın sonucu yaşama ve- da etmişti. 90'lı yıllann başında, kör kurşunlara hedef olan nice aydınımız gibi Muammer Ak- soy da düşünceleri ve hedefleriyle aramızda ya- şamaktadır. ADD ise yurt çapındakförgütlenme- sini tüm olanaksızlıklanna karşın sürdürmeye ve Aksoy gibi hedef olmaya devam etmektedir. .„. Ancak ne var ki, şeriata ve faşizme karşı bir aydınlanma hareketi olarak dogan ADD, kimi çe- kişmelere, siyasal kaynaklı didişmelere sahne olmaktadır. Muammer Aksoy'un ölüm yıldönü- münde ADD'nin kendisini ciddi bir özeleştiri süz- gecinden geçirmesi gerekmektedir. Özellikle Uğur Mumcu'nun öldürülmesinden sonra hak- lı olarak önü alınamaz şekilde büy-üyen demek, son beş yıl içinde geçirdiği sürecin sıkıntılannı da yaşamaktadır. Kunıluş aşamasında sınırlı bir ÖTgütlenme ile, smırsız bir dûşün hareketi olma amacındaki ADD'nin, üye ve şube sayısında bir patlama yaşanmıştır. 10 yıl içinde Türkiye'nin en büyük sivil toplum öı^ütü olan ADD'nin, üye ve şube fazlalığına paralel siyasal ağırlığı ol- ması gerektiği tartışmasız bir gerçek olarak kar- şımıza çıkmaktadır. Siyasal gelecekleri uğruna Atatürk devrimlerinden ödün veımekte durak- samayacak şekilde yetiştirilmiş politika esnafi- na; yol gösterici, fikir verici ve baskı yapıcı bir ADD, 10. kunıluş yıldönümünde bizlerin en bü- yük özlemidir. Bu özlem, siyasetin insanın mi- desini bulandıran içeriğinden bunalen binlerce Atatürkçüyü ADD çatısı altına itmiştir. Cumhu- riyetimizin kurucusu, büyük önder ÎV^ustafa Ke- mal'in düşüncesini yaşatmak ve gelecek nesil- lere aktarmak amacıyla Halkev leri ve Köy Ens- titüleri benzeri bir rnodele yönelmesi, dernegin halen devam etmekte olan devletten bağımsız ya- pısıyla birlikte düşünüldüğünde, gelecek için umut verici bir gelişme olacaktır. Siyaset-ADD ilişkileri ise, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yönlendirici ve yol gösterici özelliğini yitirmemelidir. Aynca Yeni Dünya Düzeni pro- jesinin dayatıldığı günümüzde emperyalizme ve vahşi kapitalizme karşı yurt çapındaki tüm Ke- malist örgütlenmelerin birlikte hareket etmele- ri, bir zorunluluktan öteye ulusal bir görevdir. 1989'dan bu yana bu ülkenin insanlan çok acı çekmişlerdir. Kİsırsiyasi çekişmelerbozuk eko- nomik dengeler, çağdaşlıktan ve aydınlıktan ve- rilen ödünler, baskılar ve yasaklar, 3. bin yıla bir adım kala toplumda haklı bir karamsarlık hava- sı yaratmıştır. Ancak unutulmaması gereken, Cumhuriyetin 75. yılında halkm Atatürk'e ve O'nun âydınli- ğına satup çıkmast, bünyemizdeki dunıl güçün ne kadar kuvvetli ve etkili olduğu gerçeğidir. Başta ADD ve sivil toplum kuruluşlanna düşen görev Mustafa Kemal 'e ve onun devrimlerine ina- nan tüm kişi, kurum ve kuruluşlarla ortak hare- ket etmektir. Parçalanmışlığın ve bölünmüşlü- ğün kime ne yarar sağladığını görenlerin artık uyanma ve hareket etme vaktidir. ANMA Ne çabuk da geçü ondön (14) sene Senı hep anyor ve anıyoruz.. Bıncık sevgıli oğlumuz, kardeşimız. dayıınız 217 1960 n ... , 2. .1985 ^ » Ç " ^ ' 1 ' Bölge (il) Futbol Hakemı (3749). Nlannara Ümversitesı Işletme Fakültesı son sınıföğrencısi (4379) Beşiktaşh T.GUNAY ER'imizi kaybetmenın I4"üncü yılında. 29.1 1999 Cuma günü saat 15.30'da, Osküdar Selımiye Çıçekçı Camıı önünde buluşup mezan başına gıdecegız Onu unutmayanlara ve sevenlere duyurunız Daıma Evlat Acısı ve Hasretıyle Yaşayan StNANERveAtLESt tLAN GAYRİMENKUL MALEV AÇIK ARTTIRMAİLANI BEYOĞLU 3. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1997/66 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli olup satılmasına karar verilen gayrimenkulün: 1) Tapu kaycn ve yeri: Hüseyinağa Mah. Balo Sok. ile Solakzade Sokağa cepheli ve Balo Sok. No: 9'dan girişli, 4 pafta, 334 ada, 5 parsel sayıh gayrimenkulün tamamı. 2) Imar Durumu: Bu yer 1' 1000 ölçekli 1977 tasdık tanhli 3. etap planında yolda kal- dığından imar durumu düzenlenemediği bildirilmiştir. Aynca 1993 tarih ve 4720 sayıh kurul karan ile kentsel SlT alanı ilan edildiğınden, kurul karan almdıktan sonra imar durumu tanzim edileceği anlaşılmıştır. 3) HaB hazır durumu: Parselin boyutlan 6.00 m. x 8.30 m. olup Balo Sokağı ile So- lakzade Sokagı'na cepheli zemin ile 5 normal katlı bina mevcuttur. Zemin kat lokanta olup normal katlarda işyeri vardır. Bina 50 m2 mıktarlı olup, elektrik ve su tesisatı mev-. cuttur. 4) Kı>nıeti: Binanın tamamına mahkeme karan ile 4.900.000.000.- TL kıymet takdir edilmistir. Saöş şartian: I- Satış, 1.3. 1999 günü saat 11.00'den 11.30'a kadar Beyoğlu 3. lcra Müdürlüğü'nde açık arttırma suretıyle yapılacak. Bu arttırmada tahmin edilen kıyme- tin yüzde 75'inı ve rüçhanh alacakhlar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflan- nı gecmek şartı ile ıhale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taah- hüdü bakı kalmak şartıyla 11.3.1999 Perşembe günü aynı yer ve aynı saatte ikincı art- tırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu rtüktar elde edılememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ılanında gösterilen müddet sonun- da en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelınin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı gecmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nisperinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın temınat mektubunu \r ermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istedığinde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebilır. İha- le pulu, KDV, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergıler ile tellaliye rüsumu satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ılgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindekı haklan- nı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddıalanm dayanağı belgeleri ile on beş gün için- de daıremize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Öıaleye katılıp daha sonra ıhale bedelini yatırmamak suretıyle ıhalenın feshine se- bep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettıkleri bedel ile son ıhale bedeli arasındaki fark- tan ve diğer zaraıiardan ve aynca temerrüt faızinden müteselsılen mesul olacaklardır. Ihale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup mas- rafi verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacak- lan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1997/66 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdür- lügümüze başvurmalan ilan olunur. 14.1.1999 (*) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 2331 KALBİNİZ SİZtNİÇİN ÇALIŞIYOR, YASÎZ TÜRKKALPVAKFI 19MaytsCd.No:8 \lu;ı\cııc. lcşlıis. Tcıkıvi. Kcntr. Şişli/İSTANBUL Tel: (0212) 212 07 07 (pbx)10Hai Faks:{0212) 212 68 35 Prof. Dr. TARIK ZAFER TUNAYA ANISINA ÇARŞAMBA TOPLANTILARI SİYASETTE AHLAK Konuşmacı Prof. Dr. EfiDAL İNÖNÜ Sunuş ? RIDVANAKIN (Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi) 27 Ocak 1999 Çarşamba 17.30-19.30 TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİ (Eskı Beyoğlu Evlendırme Daıresı) 26 OcaL Sai Saat:17.00-19.00 Konuklanmızla söyleşıp, kitaplannı imzalayacak Istıklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksim Tel: 252 38 81 '82 TÜRKİYE-YUNANtSTAN DOSTLUK DERNEĞ1 GENEL KURULU Türkiye-Yunanistan Dostluk Dernegi'nin Olağan Genel Kurul Toplantısı 20 Şubat 1999 tarihinde, ço- ğunluk sağlanamadığı takdirde 27 Şubat 1999 Cu- martesi günü saat 11 OO'de dernek merkezinde (Ge- neral Yazgan Sokak, 10/10, Tünel-Istanbul) aşağıda yazılı gündeme göre yapılacaktır. Yönetün Kurulu GÜNDEM: 1 - Açılış ve yoklama, 2- Kongre Başkanlık Divanı seçimi, 3- Yönerim Kurulu faaliyet raporu ile Denetleme Kurulu raporunun okunması ve oylaması, 4- Yönetim Kurulu'nun aklanması, 5- Tahmini bütçenin görüşülerek onaylanması, 6- Tüzük değişikliği, 7- Dernek organlan için seçimleryapılması, 8- Dilek ve öneriler, 9- Kapanış. Başka Türkiye Yok Haydi Fidan Dikelim ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ PENCERE Solun Yüzde Kaçı Aptal?.. Ocak ayının sonuna geldik, cüce şubattan son- ra mart çabuk geçer, nisan seçim ayıdır, şim- diden herkes seçimi konuşuyor. iki soru gündemde: - Seçim olacak mı?.. - Olacak.. - Seçim olacak da ne olacak?.. Kime sorsan kaşlarını kaldınyor, dudaklannı büzüyor, üç harfli bir sözcükle anlamsızlığı vur- gulayan bir yanrt veriyor: - Hiç!.. Şoförün brri kesti attı: - Boşverabi, dedi, kafanıyorma, seçim me- çim bize yaramıyor... Üsteledim: - Peki, ne olacak?.. - Abi, sen de tuhafsın, şimdiye kadar ne ol- duysa bundan sonra da öyle olacak... • Başbakan Ecevtt demiş ki: ; "CHP barajı aşamaz..." Bülent Bey'in istediği ne: "CHP'ye verilen oy boşa gider, bana oy vehn." Verelim... Ancak taş çatiasa CHP'den başka partiye oy vermeyecek kitleler var; diyelim ki Ecevit'in dediği oldu, CHP barajı aşamadı, yüzde 9'da takıldı; Meclis'e giremedi. Ne olacak?.. Solda toplam oy belli: Üç aşağı beş yukan yüzde 25; CHP yüzde 9 aldı mı DSP'ye ne ka- lır? Parlamentoda sol büsbütün budanır, hele MHP de barajı aşıp Meclis'e girerse, yeme de yanında yat!.. Tepeden tırnağa sağcı Meclis ne işe yarar?.. Ne olacak?.. Seçimden sonra Meclis'in büyük çoğunluğu- nu oluşturan sağcı partiler: - Bülent Bey, siz yine azınlık hükümeti ku- run, bizsizi destekleriz.. mi diyecekler?.. Cüce şubat gelir geçer, mart kapıdan baktı- nr, kazma kürek yaktırır, sekiz hafta sonra ni- san dedin mi gelsin seçimler... Seçimde ne olacak?.. : " Üç harfli bir sözcük; • -Hiç!.. Peki ne olacak?.. Sol birleşemedikçe ülke sağcı partilerin elin- de perişan olacak; sağcı partiler soldakileri kukla gibi oynatacak; solda güçbirliği gerçek- leşmedikçe, solun canına okunacak; bu gidiş- le sol büsbütün silinecek... Solun Aziz Nesin "Bumilietinyûzae 6O'ı aptal" mı demişti? Solun yüzde kaçı aptal?.. . , , Cumhurrtat 1 ANMA GUNÜ TAKSİM SERGİ SALONU'NDA 28 Oak Perşembe Saat: 18.00-20.00 Konuşmocılar: FERRUH DOĞAN - TAN ORAL - BEHİC AK P.E.N YAZARLAR DERNEĞI YAZARLAR SENDİKASI katkılanyla İstıklal Cad. iFransız Konsolosluğu yanı) Taksim Tel: 252 38 81/82 ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MYMET TAKDİR RAPORUNUN İLANENTEBLİĞİ 1998/746 Alacaklı TüAiye lş Bankası AŞ tarafından borçlular Nil- gün Gülşen ve Zekeriya Kaleli hakkında 718.128.986 TVnin (Masrafsız) tahsiline ilışkın olarak yapılan takip nedeniyle; Kayden hacizli olup borçlu Zekeriya Kaleli adına kayıtlı An- kara, Çankaya, ICavaklıdere Mahallesi'nde kain 9026 ada, 12 numaralı parseli teşkil eden 880 m2 miktanndakj arsa vasıflı taşınmazın 16300/880000 hissesinin satışa esas kıymet takdi- ri yapıtauş olup, biluiaşilerce tanzim olunan 3.9.1998 tanhli raporia taşınmazın borçlu hissesine 652.000.000 TL kıymet takdir edilmiş ve borçlunun adresi tespit edilemediğinden adı- na kıymet takdir raporunun ilanen tebligine karar venlmışnr. Kaıar geregince borçlulann işbu ılanın yayımı tarihinden iti- baren 7 günlük yasal süreye üaveten 15 gün. ki toplam 22 gün içinde kıymet takdın hakkında varsa ıtırazlannı ilgılı mercie yapmalan, olmadığı takdirde kıymel takdirinın kesinleşmiş sayılacağı, kıymet takdir raponınun borçlular adına teblığı ye- rine kaım olmak üzere ilan olunur. 7 1 1999 Basın: 2189 tETT pasomu kaybettim. Hükümsüzdûr. BAYKAL KARAGÖZ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear