Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
260CAK 1999 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 19
TURKIYE
lstanbul PB 8 Sinop
Edme
9 Adana PB 16
PB 6 Samsun
Kocaeli PB 10 Trabzon
Çanakkale PB 8 Giresun
Izmr Y 14 Ankara
Maiisa PB 13 Eskişehır
Aytiın Y 14 Konya
Denizli Y 9 Sıvas
Zonguldak A 7 Antalya Y 18 Kars
Mersin
Divarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
A
A
A
A
A
A
18
12
14
12
10
3
5
Yurdun güneybatı ke-
simlen çok bulutlu,
Güney Ege ile Batı
Akdeniz yağmur yer
yer sağanak yağışlı, Helsinki
DIS MERKEZLER
PB -1 Berlin K 6 Moskova
K -0
Mamıara ıle yurdun \ç Stockholm K -1
ye doğu kesirnlerı sıs- Londra Y 10
Amsterdam Y 7
Y 6Hava sıcakJığı yurdun BE11
*361
kuzey kesimlennde
artacakdigeryerierde Bonn
değışmeyecek. Münih 8
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürih
K
Y
K
PB
PB
Y
PB
Y
3
13
3
5
4
14
14
7
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Şam
Y
K
K
PB
K
PB
A
A
9
-6
7
9
2
10
20
17 Kahire
alı bulutlu Sıslı
* *
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
tındadır."
Hemen her zaman oy derdine düşen kadrolann
irtica konusunda üzerierine düşeni gerektıği kadar
yapmamas) nedeniyle laikliğin milletin parçası olan
Silahlı Kuvvetler'in de güvencesi altında olduğu-
nu, tabii Ecevit söylemiyor.
"Laikliği özümseyememiş küçük bir azınlıktan"
söz eden Başbakan, artık bunlann "Türkiye'de et-
kili olamayacaklannı" anladıklannı söylüyor.
18 Nisan seçimlerinde camiler ve başka kanal-
larda yapılan etkili dinsel propagandanın kimi par-
tilere ne ölçüde yarariı olduğu ortaya çıkacak.
Başbakan, "laiklik karşıtı davranışlaria biryere
vaniamayacağını artık herkesin görmüş olması ge-
rektiğini" öne sürüyor ki, 18 Nisan seçimleri bu ko-
nuda da aydınlatıcı olacak.
Başbakan'ın ajanslara yansıyan, nedense ga-
zete sütunlannda fazla yer almayan TV söyleşisin-
de -anımsadığımıza göre- kimi eksiklikler göze çar-
pıyor.
Geçende sözünü ettik. Hürriyet Başbakan Ece-
vit'e şu soaıyu yöneltti:
"Kamuoyunda 28 Şubat sürecinin devam etti-
ği, ordunun müdahil dunımunun sürdüğü yolun-
daki tartışmalan nasıl karşılıyorsunuz?"
Başbakan, 23 Ocak'ta yayımlanan demecinde
şöyle diyordu:
"28 Şubat süreci denen sürecin defteri de ben-
ce çoktan kapandı."
Ecevit, bir gün sonra TV'de laiklik karşıtı tavırla-
nn geçersizliğinden söz ettikten sonra, bu açıkla-
malannı özetleyerek "defterin kapatılması zama-
nının geldiğini söyledim" dedi.
Bir gün önce "28 Şubat süreci denen sürecin
defterinin çoktan kapandığını" söylemekle, bir gün
sonra "Defterin kapatılması zamanının geldiğini
söylemek" arasındaki fark, açık seçik ortada.
Fakat, TSK irticayla savaşımı yeterli bulmadığı-
nı basına duyurduğu kimi bilgi notlanyla, üstelik hü-
kümetleri rahatsız edecek ifadelerden özenle ka-
çınarak göstenyor.
Gerçekleşmeyenler
TSK'ye göre irtica ile mücadele hangi aşamada
ve Ecevit'in de ortağı olduğu 55. hükümet zama-
nında ne ölçüde başanlı?
Örneğin tarikatlar sorununda şöyle diyor: "Tari-
katlar 1998 yılında kimi hedeflerine ulaşmalanna
karşın başta türban yasağı olmak üzere birçok ko-
nuda halkın desteğinı kazanamamışlardır."
Bu ifadede acaba neden "hükümet" denilmiyor
da onun yerine "halkın desteğinden " söz ediliyor?
Zirabu konudakı tarjışmalarda Ecçvit'nn o$ak ol-
duğu 55. hükümetin Başbakanı MesıfTYılmaz,
türban yasaklannın "yumuşatılmasını" savundu.
MGK karan ile "özel ellerde" bulunan binlerce
caminin Diyanet Işleri'ne bağlanması kararı, aylar-
dır bir türlü yaşama geçirilemedi.
Beşinci sınıfı geçen çocuklann Kuran kurslanna
gitmesi yasağını Yılmaz hükümeti deldi.
Kesintisiz 8 yıl uygulaması dışında 28 Şubat gü-
nü MGK'de alınan,"çeşitli siyasal çalkantılara yol
açan, sonunda da demokratik kılıf için Yılmaz'ı ve
DSP'yi iktidara getiren kararların pek çoğu uygu-
lamaya geçemedi.
Tarikatların elindeki yurtlar devlete alınacaktı.
Gereksinilen yeterli para bulunamadığı gerekçesiy-
le gencecik beyınleri dinsel öğretılerle yoğuran "ta-
rikatyurtlan" hâlâ işlevini sürdürüyor.
Ecevit'in bir cümlesı, köktendıncı kesimde ba-
kıntz nasıl yankılandı: (Akit gazetesi-24 Ocak) "28
Şubat bitti, diyen Ecevit'e siyasilerden çağn: Is-
patla Ecevit."
Kendi yollannda bir adım daha atabilmek için ir-
tica Başbakan'ın bir cümlesini işte böyle kullanı-
yor, sömürüye hazırlanıyor.
Ecevit geçmişte olduğu gibi içten eleştirilere hâlâ
danlıyor mu?
Yağmurtu Kart
Cumhurbaşkanı Demirel iki günlük resmi ziyaret için Cezayir'e gitti
w
lldli iüsldler gelistirîlmeir5 O 5ORHANERtNÇ
CEZAYİR - Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel, bi-
rer Akdeniz ve Ortadoğu ül-
kesi olan Tûrkiye ile Cezayir
arasındaki ilişkilerin geliştı-
rilrnesinin, bu bölgelerdeki
banş, istikrar ve refah açısın-
dan önem taşıdığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
Cezayir Cumhurbaşkanı Li-
amineZeroual m çağnsı üze-
rine, 2 günlük resmi birziya-
rette bulunmak amacıyla
Türk Hava Yollan'na ait özel
Göksu uçağı ile Cezayir'e
gitti. Demirel'i Esenboğa
Havalimanı'ndan TBMM
Başkanı Hikmet Çetin, Baş-
bakan Bülent Ecevit Genel-
kurmay Başkaıu Orgeneral Hfise>in Knnkoğhı,
Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Se-
zer. FP Gene! Başkanı Recai Kutan. Ankara Vali-
si Erdoğan Şahinoglu ıle Ankara Emniyet Müdü-
rü Cevdet Saral uğurladı.
Demirel uçakta. gezisine eşlik eden gazetecile-
rin isteğı üzerine gezisini değerlendirdi ve sorula-
n yanıtladı. Gezisini "gedkmiş bir gezi" olarak ni-
teleyen Demirel, Türkıye'nin, Kuzey Afrika'ya
özel bir itina gösterdiğini kaydetti. Cumhurbaşka-
nı Demirel şöyle devam ettı: "Bu ülkeler. küttür
bakunından. tarih bakımından btzimle müştereği
olan ülkeler. Kuzey Afrikadaki ülkelerde bize kar-
şı muhabbetvar,dosuukvar veCezayirTebiziın çok
Demiren Cezayir'de Cumhurbaşkanı Liamine Zeroual karşüadı. (Fotoğraf: AA)
iyi tkari münasebetlerimiz var. Bu münasebener
daha da çok gelişecek. Ben istedim ki, epeyce ara
verümiş olan yüksek seviyedeki zivareder kesiime-
sin. OnJardan bize cumhurbaşkanı se\ iyesinde hiç
ziyaret vaki olmamış. Bizim 10 sene evvel bir ziya-
retimiz var ama (onlargelsin)diye beklemeye, ben-
ce bugünkü dünya şartfanıtda gerek yok."
Demirel ve beraberindekileri taşıyan THY'ye ait
özel uçak Göksu, Cezayir Hayri Bumedyen Hava-
alanı'na indi. Havaalanmdan El-Mithak Devlet
Konukevi'ne geçen Demirel, burada ilk olarak Ce-
zayir Senato Başkanı Bachir Boumaza'yı kabul
etti. Demirel daha sonra Cezayir Millet Meclisi
Başkanı Abddkader Bensalah ile görüştü. Cum-
hurbaşkanı Demirel, son ola-
rak Cezayir Başbakanı Sma-
UHamdani'yı kabul etti. Gö-
riişmelerde, Türkiye'nin Ce-
zayir Büyükelçisi Burhanet-
tin Muzve Dışişleri Bakanlı-
ğı yetkileri de hazır bulundu-
lar. Demirel daha sonra Tür-
kiye'nin Cezayir Büyükelçi-
si Burhanettin Muz'un onu-
runa büyükelçilikte verdiği
resepsiyonakatıldı. Cumhur-
başkanı Demirel, resepsiyon
sırasında kabul ettiği Türk
toplumu temsilcileriyle anı
fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
resepsiyon sırasında Türk ga-
zetecilerle de kısa bir süre
sohbet etti. Kuzey Afrika ül-
kelerinin, Türkiye için fev-
kalade önemli oldugunu belirten Demirel, "Arap
Birtiği mesetei bakımından çok önemli. O cephe-
den Türkivc'ye > öneietnkcek husumederi karşua-
mada, fev kalade yaraıt olur" dedi.
Cumhurbaşkanmın bugünkü görüşmeleriyle il-
gili bilgi veren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyü-
kelçi Necati Utkan, Demirel'in Cezayir Cumhur-
başkanı Liamine Zeroual ile kısa süre baş başa gö-
riiştüğünü anımsattı. Utkan, Zeroual'in görüşme-
de, Demirerin ziyaretine büyük önem verdikleri-
ni diie getirdiğini söyledi. Cezayir Cumhurbaşka-
nı Zeroual'in ilişkileri daha ileriye götürme arzu-
sunu da ifade ettigini bildiren Utkan, Cezayir'in
bunun için gerekeni yapacağını kaydetti.
Mumcu'nun ışığı yiııe aydınlattı
I Baştarafı 1. Sayfada
gerçekleştirildi. Katılımın yoğun
olduğu etkinliği çok sayıda yurttaş
ayakta izledi. Etkinlik. UğurMum-
cu'nun kendi sesinden konuştnası
ve ünlü ozan Nâzun Hikmet'in şi-
irinin yer aldığı belgesel nitelikli
bir sinevizyon gösterisi ve Ancyra
dda'ür^esırasî n'înrhınikonseriy-
le başladı.
Dans ve müzikle bütünleşen gös-
ten, izleyicileri büyüledi. Yücel Er-
ten'in yönettiği sahne gösterisinde
tiyatro sanatçılan Rüştü Asvau. Tü-
laj Bursa, Metûı Coşkun, Yeşim Gül,
Berin Ötenel ve Levent LTgen rol al-
dı. Sanatçılara. Modern DansToplu-
luğu ve müzisyenler eşlik etti.
Gösterinin sona ermesinin ardın-
dan, sahnenin kenanna dizilen
mumlar yakıldı. Uğur Mumcu'nun
seslenişinde duyguîu anlar yaşanır-
ken sanatçılar dakikalarca ayakta al-
kışlandı. Şililı şairin "Halkızbiz,ye-
niden doğanz ölümlerde" dizesi
Uğur Mumcu'nun gür sesinden sa-
londa çınlarken sahneyi kırmızı ka-
ranfile bogan izleyiciler arasında
anaokulu çağındaki küçûkler de var-
du
Meşaleli yürüvüş
CHP Kadıköy llçe Gençlik Kolla-
n üyeleri, önceki gün ellerinde me-
şalelerle Kadıköy tskele Mevda-
nı'ndan Altıyol'a kadar yürüdüler.
Pankartlar taşıyan ve "Mumcıüar
burada. katiller nerede", "Susma
sustukça sıra sana gelecek" slogan-
lan atan grup, daha sonra Mumcu
anısına saygı duruşunda bulundu.
Kadıköy Gençlik Kollan Başkam
Tunmay Gelirli'nin konuşmasının
ardından grup, polisin güvenlik ön-
lemleri altında dağıldı. Anma etkin-
liğine CHP lstanbul Milletvekili AI-
gan Hacaktğlu da katıldı.
Amt önünde nöbet
Işçi Partisi'nin gençlik kolu olan
öncü Gençlik üyesi bir grup da ön-
ceki akşam Beşiktaş Uğur Mumcu
Anıtı'nda anma toplantısı dûzenle-
di. Ellerinde Mumcu'nun posterleri
ile meşaleler taşıyan topluluk anıtta
saygı duruşunda bulundu. Grup,
açıklama yaptıktan sonra dağılırken
ikisi kız dört kişi anıtta sabaha ka-
dar nöbet tuttu.
Mimarsinan Belediye Başkanhğı
ve Mimaroba CHP Örgütü de önce-
ki akşam CHP'nin lokalinde bir an-
ma etkinliği gerçekleştirdi.
Gaziosmanpaşa Gazi Mahallesi
Ismet Paşa Caddesi'nde toplanan bir
grup da ellerindeki meşalelerle
Mumcu'yu andılar. Çeşitli slogan-
lar atan grup, bir süre sonra sessiz-
ce dağıldı.
Mumcu'nun öldürüldüğü tarih
olan 24 Ocak'ta başlayan anma et-
kinkklen. hafta boyunca surecek.
Atatürkçü Düşünce Derneği
(ADD), 30 Ocak 1990 tarihinde öl-
dürülen, derneğin kurucu genel baş-
kanı Prof. Dr. Muammer Aksoy ile
Uğur Mumcu'yu hafta boyunca bir-
likte anacak.
ADD tstanbul Şubesi'nin 28 O-
cak Perşembe akşamı saat 19.30'da
Atatürk Kültür Merkezi'nde düzen-
lediği anma gecesinde Zonguldak
Milletvekili Prof.Dr. MümtazSoy-
sal konuşacak ve Üç Deniz Toplulu-
ğu bir konseT verecek. Gecede Ata-
türkçü çalışmalanndan dolayı arala-
nnda gazetemiz, Radyo Cumhnri-
yet ve lstanbul Oniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlunun
da bulunduğu çeşitli kurum ve kişi-
lere ödül verilecek.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Der-
neği Kadıköy Şubesi'nin Mumcu
anısına düzenlediği panel yarın saat
16.00'da Caddebostan Kültür Mer-
kezi'nde yapılacak. Panelde gazete-
miz yazarlan AB Sinmea Şükran So-
ner, Prof. Dr. Türkel Minibaş ve
Ümit Ziteli konuşacaklar.
Cumhuriyet Kadınlan Derne-
ği'nce düzenlenen anma programı
da 31 Ocak Pazar günü saat 18.00'de
Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde
başlayacak. Marmara Üniversitesi
Ûğrencileri Orkestrası'nın dinletisi-
nin ardından başîayacak panelde ga-
zetemiz yazan AIi Sirmen, Cumhu-
riyet Kadınlan Derneği Genel Baş-
kanı Şenal Sanhan, Galatasaray
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Süheyi Batam ve Aydınlık Dergisi
Yazan Adnan Akfırat konuşacaklar.
Kadıköy Belediyesi ve lstanbul
Kız Lisesi Eğitim Vakfi 'nca birlikte
düzenlenen etkinlik 28 Ocak Per-
şembe günü saat 18.00'de başlaya-
cak. Meriç Velidedeoğlu'nun hazır-
ladığı ve Aii Düşenkalkar'ın sunaca-
ğı "Düşüncelerde Uğur Mumcu"
isimli saydam gösterinin ardından,
"Çeteter ve Devtet" konulu bir açık
oturum düzenlenecek. Prof. Dr. Nec-
la Arat'ın yöneteceği açık oturum-
da gazetemiz Genel Yayın Koordina-
törü Hikmet Çetinkaya, gazetemiz
yazan ve Ankara Temsilcisi Musta-
fa Balbay ve Hürriyet Gazetesi Baş-
yazan Oktay Ekşi konuşacaklar.
ADD Silivri Şubesi 29 Ocak Cuma
günü saat 12.00'de Uğur Mumcu
Meydanf ndan Atatürk Anın Tören
Alanı'na kadar bir yürüyüş düzenle-
yecek.
Yürüyüşün ardından saat 13.00'te
Beyaz Saray Turistik Tesisleri'nde
bir panel gerçekleştirilecek.
Ege'de banş çağnsı
I Baştarafı 1. Sayfada
Bu Megalı Ideaya baglı olarak Yunanistan, bağım-
sızlıgınm ilanından itibaren topraklannı Osmanlı
lmparatorluğu aleyhine 3 katına çıkarmıştır. Lozan;
her iki tarafin yaşamsal önemdeki çıkarîan arasın-
da bir uyum sağlayarak Ege'de denge kuran ve bu
dengeyi güvence altına alan bir anlaşmadır. Bu an-
laşma ilişkilerde bir mihenk taşı olarak kabul edil-
mektedir. Türkiye ile Yunanistan arasında uzun sü-
re çözüm bekleyen birçok problem vardır. Bu prob-
lemler doğal olarak karmaşık ve birbırleriyle bağ-
lantılıdır ve çoğunlukla Ege Denizi üzennde odak-
lanmaktadır. Problemlerin çözülmemesi durumun-
da Türkiye ile Yunanistan arasında yeni sürtüşme-
lere yol açabilecektir ki bu durum Ege'de iki tarafı
kolaylıklaönceden niyetedılmemiş çatışmalara sü-
rükleyebilecektir.
Hak ihlall: Yunanistan karasulannı 6 milden 12
mile genişleteceğini açıklamaktadır. Yunan kara-
sularının genişletılmesi son derece adaletsiz bir du-
rum olacak ve haklann ihlali anlamına gelecektir.
Ege'de karasulannın 6 milin üzerine çıkanlması
yalnızca Türkiye açısından değıl tüm ülkeler açısın-
dan da kabul edılemez bir durumdur.
'Adalart İStismar ediyor*: Lozan ve Paris an-
laşmalannın hükümlerine göre Ege'deki bazı ada-
lann egemenliği silahlı güç bulundurmama koşu-
luyla Yunanistan'a devredildi. Aniaşmalann açık
hükümlerine karşın Atina yönetimi silahlandırma-
yı hızllandırmıştır. Tek taraflı eylem ve işlemleriy-
le oluşturduğu bu duruma hukukı zemin oluşturmak
için bu adalan NATO'nun faaliyet alanına sokma-
ya çalışmakta, bu bölgelerde askeri faaliyetler için
Notam'lar ilan etmekte, üçüncü ülkelerin adalarla
ilgili faaliyetlerini istısmar etme gayretine girmek-
tedir.
Kardak ammsâtmaSI: Ege'de egemenliği an-
laşmalarla Yunanistan'a devredilmemiş birçok ada,
adacık ve kayalık mevcuttur. Son zamanlarda Yu-
nanistan. bu coğrafi formasyonlann statüsünde de-
ğişiklik yaparak bunlan sözde yerleşim alanlanna
dönüştürmeye çalışmaktadır. Bu. Yunanistan'ın
Türkiye'ye karşı genişleme politikasına diğer birör-
nektir. Ya da bir oldubitti yaparak Ege'yi Yunan gö-
lü haline getirme arzusundadır. Kardak olayı Ocak
1996'da bu meyanda oluştu ve bunun sonucunda i-
ki tarafin silahlı gücü karşı karşıya geldi.
Hava satıasını suiistimal ediyor: Bu so-
run, uçuş bildirim alam (FIR) ve Yunanistan'ın söz-
de 10 millik hava sahası iddialanyla ilgilidir. Ege
hava sahası konusundaki anlaşmazlığın temelinde
yatan neden, FIR sorumluluğunun sanki bu sorum-
luluk egemenlik hakkı tanıyormuş gibi Yunanistan
tarafindan devamlı suiistimal edilmesidir. Yunanis-
tan 6 millik karasulan üzerinde sözde 10 millik bir
uluslararası ha\a sahasına sahip olduğunu iddia et-
mektedir. Ne Türkiye ne de başka bir filke Yunan
Azerbaycan'a tepki
• Baştarafi 1. Sayfada
spekülasvonlannın. Bakû'nûn resmi tutumu-
nu yansıtmadığını btlen Rusya. Azerbay-
can'm bu açıklamalara uygun bir degerlen-
dirme yapmasını beklemektedir" denildi.
Cumhurbaşkanhğ! Dış Polıtika Müşaviri Ve-
fe Gulizade'nin önerilerinin, Azerbaycanh
yetkililerin benzer açıklamalanrun devamı
niteliğinde olduğu iîeri sürülen bildiride,
"Böviesî açıklamalann, bölgede istikrar ve
banş ya da sürmekte olan çaüşmalara kaha
bir çözüm bulma kaygısı düşünülmeden sarf
edildiği açıktır"' ifadesi kullanıldı.
Bildiride "Rusya.Kafkasiar"datarihiveje-
opoJHik güç dengesini boznıayi. yeni snuriar
yaratmayı, Azerbaycan'la Rusya arasındaki
ilişkileri bozmayı ve kamuoyunu bu yönde
değiştirmey i amaçlayan hertürlü gjrişüni la-
namaktadır" denildi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar AB-
yev'in dış politika müşaviri Vefa Guiizade,
. bölgedeki Rus askeri gücüne karşı bir den-
ge oluşturmak amacıyla NATO'nun,
ABD'nin ve Türkiye'nin Azerbaycan'da ka-
lıcı bir şekilde asker yerleştirmesi önerisin-
de bulunmuştu.
iddia ve tehditlerini kabul eder.
PangalOS LavriOII'a gitti': PKK'nin Türki-
ye ve Batı Avrupa için en tehlikeli terör örgütü ol-
duğu tüm Avrupa ülkelen ve ABD tarafindan ka-
bul edilmiştir. Türkiye ve Yunanistan aynı savun-
ma teşkilatına üyedirler. Buna karşın geçen 10 yıl
boyunca Yunanistan ısrarla terör örgütü PKK'yi
desteklemiştir. 22 Aralık 1998'de Yunanistan Dışiş-
leri Bakanı Teodoros Pangalos, Atina yakınlannda-
ki Lavrion kampına bir törene katılmak üzere gide-
rek Ocalan'ın resmi ve pankartlan altında Türki-
ye'ye ülkemizin toprak bütünlüğünü hedefalan suç-
lamalar yöneltti. Bu tür davTanışlar ne ilişkilere kat-
kı sağlar ne de bir müttefik ve hatta devlet olmak-
la bağdaştmlabilir.
Kibrısta çözüm konfederasyon: uiusia-
rarası kamuoyunun şiddetli muhalefetine rağmen
Güney Kıbns Rum Yönetimi gerginliği urmandır-
ma politikası izlemektedir. GKRY'de kişi başına sa-
vunma harcaması yaklaşık 850 dolardır ve bu mik-
tar ABD düzeyine eşittir. Ortak savunma doktrini-
nin bir parçası olarak Yunanistan ve GKRY, askeri
planlannı birbirine entegre etmişlerdi. Ağır silah
tedariki, bir askeri hava üssünün yapımının tamam-
lanması ve bir deniz üssunün inşası Doğu Akde-
niz"de banş ve istikran bozacak son derece ciddi ve
kışkırncı gelişmelerdir. Kalıcı bir banş için KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbns konfederas-
yonu önerdi. Bu yapının her iki tarafin güvenliğine
katkıda bulunacağına ve iki halkın kimlik ve refa-
hının güvence altıpa alınacağuıa inanıyoruz.
'OlUmiU adim bekliyOrtlZ': Türk-Yunan iliş-
kilerinin gelişmesi yalnızca Türkiye'ye bağlı de-
ğildir. Hem Türkiye hem de Yunanistan bu amaca
ulaşmak için müşterek çabalarda bulunmalıdır.
Kendi payımıza biz Yunanistan'la karşılıklı anlayış
sağlamak ve ilişkilerimizi gerçekleştirmek için her
türlü çabayı gösteriyoruz. Türkiye. anlaşmazlıkla-
n diyalog ve iyi komşuluk ilişkileriyle ortadan kal-
dırmaya katkıda bulunmaya hazırdır. Şüphesiz bu
Yunanistan'ı da içermektedir. Daha güvenli ve is-
tikrarlı birbölge için Yunan mantalitesinde değişik-
lik zorunluluktur. Bu değişikliğı göziemledıgimiz
takdirde buna karşıhk vermeye hazınz.
Temizel: Piyasalarda
meltem esiyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Maliye Ba-
kanı Zekeriya Temizel,
"ekonomide olağanüstü
kararlann ahnacağı''
beklentisinin olumsuz-
luk yarattığını belirterek
"Böyle bir şey yok. Yü-
rüyen çarkı daha sağlam
hale getirmeye çalışıyo-
ruz, hepsi bu" diye ko-
nuştu. Temizel, daha ön-
ce yaprak kıpırdamayan
piyasalarda meltem es-
meye başladığı, başta ba-
vul turizmi olmak üzere
birçok sektörde canlılık
hissedildiğini söyledi.
Temizel, Vergi Yasası'na
ilişkin eleştirilerin bilgi-
sizlikten ve önyargıdan
kaynaklandığını vurgu-
ladı. Ekonomideki son
gelişmeleri Cumhuri-
yet'e değerlendiren Te-
mizel, kamuoyunda ola-
ğanüstü önlemler alına-
cakmış gibi bir hava es-
tirildiğini, böyle bir ge-
lişmenin olmayacağını
açıkladı. Temizel bu ko-
nuda şu düşünceleri sa-
vundu: "Bir hükümetin
ekonomide yapması ge-
reken şeyin yüzde 50'si
tnevcut çarkı işletmek,
yüzde 50'si de btınu biraz
daha sağlam hale getir-
mektir. Biz çarkı işleriyo-
ruz, yüzde 50 tamam.
Eğer gündemimizdeki
yasalan da çıkartabilir-
sek, bunun üzerine en az
vüzdc 20 ekledik, demek-
tir. Bayramda mesai yap-
mamızın temel nedeni de
bu çarkı daha sağlam ha-
le getirmek. Ancak bu ça-
baları. bir paket hanrîa-
nıyor ya da olağanüstü
kararlar aümyor, diye yo
rumlamak yanhş ohır."
Ekonomik ve Sosyal
Konsey öncesi hüküme-
tin neler yapabileceği ko-
nusunda çalıştıklannı
söyleyen Temizel. "Bu
toplanü önümüzdeki dö-
nem atacağımız adımlar
açısından beürleyici ola-
cak" dedi.
Temizel, Brezilya ile
Türkiye'yi karşılaştır-
manın yanlış olduğunu,
orada alınan kararlan bi-
zim almamızı gerektire-
cek bir durumun kesin-
likle olmadığını söyledi.
Piyasalardaki canlan-
maya da dikkat çeken Te-
mizel, "Eskiden yapra-
ğuı kıpırdamadıgı alan-
larda şimdi meltem esi-
yor. Örneğin Laleli açıl-
dı. Ba\ul turizmi canla-
nıyor. Bunun Rusya'daki
iç düzenin yeniden sağ-
lıklı hale gelmesiyle de il-
gisi var" diye konuştu.
Temizel, bayram önce-
si yapılan ödemelerin de
piyasayı olumlu etkiledi-
ğini belirterek "Vurttaş-
lanmızın büyük bölümü
gereksinimleri için harca-
ma yaparken önemli dili-
mi bu paralan repoda de-
ğerlendirdi" dedi.
XA.^^I'
Sulukar »GökgCrüm»
w w
G U N D E M 3MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
"Adli Tıp Kurumu'ndak) görevi sırasında, yasa-
dışı örgüt üyelerine yardımcı olmak!"
Haberi alınca, bir doktorun böyle bir suçlamay-
la nasıl karşı karşıya kalabildiğini araştırdık. Aca-
ba başka suçlamalar var da salt bu yanı mı bize u-
laştı!
Hayır... Dr. Akpınar'a yönelik suçlama net:
"Görevi sırasında terör örgütü üyelerine yardım-
cı olmuş." . ,.
Nasıl yardımcı olmuş?
Gözaltına alınan kişiler Adli Tıp Kurumu'na mu-
ayeneye geldiğinde onlara "gereğinden fazla" ra-
por vemniş!
Kime göre gereğinden fazlaymış?
Güvenlik güçlerine...
DemeKki, Dr. Akpınar gözaltında tutulan kişile-
ri muayene ederken, "Tümü sapasağlam, paslan-
maz çelik bunlann yanında teneke kalır" dese so-
run yoktu!
Ama Dr. Akpınar öyle yapmamış... "Hekimlik gö-
revimi yerine getjrmeliyim, muayene sonucu ne çı-
karsa rapora onuyazmalıyım" demiş.
Yani görevini yapma suçu işlemiş!
Bir an Dr. Akpınar'ın haksız olduğunu, raporlan
taraflı verdiğini düşünelim. Bu, terörle mücadele-
yi değil, Adli Tıp Kurumu'nu ilgilendiren bir durum.
Kurum, idari soruşturma açar, gereğini yapar.
Dr. Akpınar'ın tutuklanması ise iki aşamalı oldu.
9 Ocak günü terörle mücadele ekiplerince gözal-
tına alındı, 13 Ocak'ta serbest bırakıldı. Aynı gün
DGM Savcılığı karara itiraz etti. Yeniden gözaltına
alındı, ikinci dört günlük gözaltından sonra 18 O-
cak günü tutuklandı, Kırşehir Cezaevi'ne gönde-
rildi.
Tutuklamanın iki temel nedeni vardır:
- Zanlı kaçabilir.
- Delilleri karartabilir.
Adli Tıp Kurumu doktoru nereye kaçabilir?
Böyle bir "soruşturmada" hangi delilleryok edi-
lebilir? Yoksa bu terörle mücadele tıpla mücade-
le haline mi geldi?
Yoksa Adli Tıp Kurumu'nda görevli doktorlara,
"Ayağınızı denkalın, terör suçundan gözaltına alı-
nıp size gelmiş kişilere istenen biçimde rapor ver-
mezseniz siz rapohu hale gelirsiniz" mi denmek
isteniyor?
Biraz araştınnca Dr. Akpınar'ın bir suçu daha or-
taya çıktı:
Ankara Tabip Odası'nda yönetim kurulu üyesiy-
ken işkence görenlerie ilgili bir kurul oluşturulmuş.
Burada görev almış!
Tabip Odası yöneticileri şunu söylüyor:
"Eğer Türkiye'de işkence yapılmamasını iste-
mek ve bu ydndeçabâ harcamâksuçsa, bünu he-
pimiz işledik."
Acaba Sağlık Bakanı Dr. Güven Karahan bu
gelişmeleri "Bolu beyi" gibi mi izliyor?
Adli fabbın işlevi...
Dr. Akpınar'ın görev yaptığı "Adli Tıp'ın kamu
düzeni açısından çok temel bir işlevi var. Bu alan
başlı başına bir bilim dalı. Bir bakıma tıbbın yargı-
yı tedavi etmesi...
Birinsanzarargördü... Yaralandı, zehirlendi, vu-
ruldu... Hakkını araması için bunun saptanması
gerekiyor. Burada adli tıptaki hekim, hakem olu-
yor.
Bu pencereden bakınca Dr. Akpınar'a yönelik
suçlamanın ne kadar tehlikeli bir boyut taşıdığı da-
ha açık ortaya çıkıyor.
Dr. Akpınar'a sonjyorlan
"Sen kim oluyorsun da, iyi hakemlik yapan bir
hekim oluyorsun?"
Toplumsal yaşamı sağlıklı örgütlenmiş ülkelere
oranla bize adli tıp biliminin gelmesi geç oldu. Ad-
li tıp 17. yüzytlda pek çok Avrupa üniversttesinde
ders konusu olurken, bu alandaki kurumlaşma ta-
mamlanmışken bize 1908'de geldi. O yıl kurulan
Sıhhıye Müdüriyet-i Umumiyesi'ne bağlı Tababet-
i Adliye Şubesi bugünkü Adli Tıp Kurumu'nun do-
ğumdaki adı...
Bilinen o ki, yeryüzünde yaralama, öldürme olay-
lanna ilişkin ilk rapor lö 40'ta Sezar'ın öldürülme-
sinde hazırianm^. 23 yerinden yaralanan Sezar'ın
ölümünde hangi darbelerin etken olduğu tek tek
saptanmış...
Adli tıbbın "ö/7/m"oluşu ise 1650'yedayanıyor...
Dr. Akpınar'ın karşı karşıya kaldığı durumun man-
tğı, Türkiye'yi biraz geriye götürüyor.
Çok değil, 1600'lerfalan!
Hükümetin borç sıkınüsı
H Baştarafi 1. Sayfada
tüm üyelere sesleniyorum.
Bu bir parti meselesi değiL
Türkiye huzur içinde $eçi-
me ghmeB" diyen Cumhur-
başkanı Süleyman Demi-
rel, borç sorunu için TB-
MM'de siyasi partilerin be-
raberlik göstermelerini is-
tedi Cumhuriyet'ınedindi-
ği bilgilere göre, IMF heye-
tinin Ankara gezisinin ana
hatlan şöyle:
- Heyet, öncelikle seçim
ekonomisi konusundaki
hassasiyetini dile getire-
cek. Bu konuda daha önce-
ki örneklere dikkat çeke-
cek. Hükümet ise sadece
IMF'ye değil, kamuoyuna
da kendisini bağlayıcı söz
verdiğini, seçim ekonomi-
sinin kesinlikle uygulan-
mayacağını vurgulayacak.
- İkinci önemli unsur da
seçim sonrası kaygılar ola-
cak. Seçim öncesinde uy-
gulanan programın seçim
sonrasında da uygulanıp
uygulanmayacağının gü-
vencesi aranacak.
Ankara buna yanıt ola-
rak da Bütçe Yasası'nı gös-
termeye hazırlanıyor. Büt-
çenin seçim sonrasını da
bağlayacağı anımsatılacak.
55. hükümetin 1998yılmın
başında çizdiği programa
büyük ölçüde uymuş olma-
sı, 1999'da da aynı yapının
devam edeceği izleninüni
vermede önemli bir unsur
olarak kullanılacak.
- Hükümet, IMF heyeti
Ankara'dayken Bütçe Ya-
sası'nın yanı sıra bankalar-
la ilgili düzenlemeyi içeren
yasayı Meclis'ten çıkarma-
ya çalışacak.
Buna ek olarak Sosyal
Güvenlik Yasası'nın en
azından Meclis gündemine
gelmesini saglayacak. An-
cak bu çalışmanın seçim-
ler öncesi yasalaşması bek-
lenmiyor.
- Ankara, IMF heyetiyle
fmans boyutunu da içeren
bir anlaşma imzalamayı
hedefliyor. Anlaşmanın
özellikle fmans boyutu ol-
ması konusunda hüküme-
tin atacağı adımlann heyet-
le görüşmeler sürecinde
kesinleştirilmesi amaçlanı-
yor.