25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26OCAK1999SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 Çukuroyalı Otomotiv mahkemede • Ekonomi Servisi - Düzenlediği hileli otomotiv kampanyalan ile 2 bine yakın tüketiciyi dolandıran Çukurovalı Otomotiv'in duruşması mağdurlann katılımı ile dün Eyüp Adliyesi'nde yapıldı. Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER). kampanyalı otomobil satışlannın "dolandmcılığa" dönüştüğûnü açıkladı. Dernek, Çukurovalı Otomotiv'in, düzenlediği kampanyalarla tüketiciyi 5 trilyon lira dolandırdığını bildirdi. Konya'da içki tükethni arttı • KONYA(AA)- Konya'da geçen yıl içki ve sigaraya toplam 16.5 trilyon lira ödendi. Tekel Satış ve Pazarlama Bölge Müdürlüğü yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Konya'da bir önceki yıla oranla sigara tüketiminde yüzde 10, içki tüketiminde yüzde 5 dolaymda artış oldu. Bir yılda toplam 2 milyon 170 ton sigara, 2 milyon 90 şişe de içkinin tüketildiği Konya'da, sigaralarda 600 ton ile Kısa Maltepe. içkide de 1 milyon 600 bin şişe ile rakı ilk sırada yer aldı. ABD'de petrol üpetimi düştü • HOUSTON(AA)- ABD'de faaliyet gösteren petrol sondaj sayısının son 55 yılın en düşük seviyesine gerilediği bildirildi. ABDdeki petrol sonda kuyusu sayısının 588'e duştüğü belirtildi. ABD'de petrol ile ilgili araştırmalar yapan Baker Hughes'un Piyasa Araştırmalan Müdürü Tony McAloon, "ABD'de petrol bulmak ve çıkarmak. dünyanın herhangi bir yerinde bu işi yapmaktan çok daha pahalıdır" dedi. üretim rekoru • MUĞLA(AA)- Muğla'nın Yatağan ilçesindeki 3x210 megavat kurulu güce sahip Yatağan Termik Santralı'nın, 1998yılınia gerçekleştirdiği elektrik üretimiyle Türkiye'dekı termik santrallar arasında ilk sırada yer aldığı bildirildi. Santral, 1998 yılında yaklaşık 4 milyar kwh elektrik eneıjisi üretti. GAP'ta bereket • ISPARTA(AA)- DevletSulşleri(DSl) Genel Müdürü Doğan Altınbilek, Güneydoğu Anadolu Projesi'nde sulamaya açılan alanlarda geçen yıl 50 trilyon liralık tanm ürünü elde edıldiğini bildirdi. Şanlıurfa ve Harran ovalannda 1995 yılından bu yana ancak 47 bin hektarlık alanda sulu tanm yapılabildiğini belirten Altınbilek. sulu tanm yapılan söz konusu alanın 80 bin hektannda pamuk, geri kalan 20 bin hektannda ise mısır, hububat, sebze ve meyve üretimi yapıldığını kaydetti. Trilyonlarca lira kâr eden holding ve şirketlerin ödediği vergi çalışanlarmki kadar Vergide beyan komedisiEkonomi Servisi- Kurumlann beyan et- tıkleri gelirler üzerinden ödedikleri vergi- ler, neredeyse işçi ve memurun ödedigi dü- zeyde kaldı. Trilyonlarca lira kâr eden hol- dingler ile diğer şirketlerin ortalama yıl- hk kazançlannı, 9 milyar 80 milyon lira olarak beyan ettikleri ortaya çıktı. Binler- ce işçi ve memur ise 1998 yılında 500 mil- yon lira gelir vergisi ödedi. Bu kuruluşlann beyan ettikleri gelirler üzerinden ödedikleri verginin ücretlilerin düzeyinde kalması, "Dört-beş işçi ya me- mur bir araya geJerek holding kurabüir mi?" sorusu ile mizaha dönüşmeye baş- ladı. Gelirier Genel Müdürlüğü'nün Bilgi lş- lem Merkezi'nce beyannameleri değer- lendırilen 314 bin 357 özel sektör ve ka- rnu kuruluşunun, kurumlar vergisi için devlete 2 katrilyon 721 trilyon 516.6 mil- yar lira gelir beyan ettiği bildirildi. Hol- dingler ve diğer şirketlerin 1997 yılı ge- lirleri için 1998'de verdikleri kurumlar vergisi beyannamelerine göre bu kuruluş- lann yılda ortalama sadece 9 milyar 80 mil- lller Adana Ankara Bingöl Bursa Eskişehir Gaziantep Istanbul izmir Malatya Trabzon Kazanç (bin TL) • ^ L 4.018.346 [ \ ) 10.759.884 t * \ ( 314.620 , \ < ^J) 15.587.332 I \ W * 12.349.125 ] ^ v JL 1.342.997 B^Vm, 23.564.806 • n l 6.611.478 ^ A • 3.016.025 A • i 1 1.798.147 1 Vergi (bin TL) ^ r ^ 1.008.656 A\U 2.684.372 f rtj\ 77.162 M 1.651.548 y \ 3.086.772 F>-V 335.422 M ^ J 3.730.735 (\^d 1.650.815 l\WJjk 416.457 V\//VR 463.484 yon lira kazanç elde ettikleri kaydedildı. Söz konusu beyanlara göre, holdingle- rin ve büyük şirketlerin merkezı durumun- daki Istanbul'da 53 bin 673 kurumlar ver- gisi mükellefi, devlete I998'de bir önce- ki yıl için l katrilyon 264 trilyon 793.8 mil- yar gelir elde ettiğini bildirdi. tstanbul'daki kurumlann beyan ettiği bu rakam, Türkiye'dekı kurumlar vergisi- ne tabi toplam gelirin de yüzde 44.3 'ünü oluşturdu. Bu beyanlara göre Istanbul'da- ki özel sektör devlerinin yıllık ortalama ka- zancı 23 milyar 564 milyon lira seviyesin- de kaldı. KlT'lerin de yoğunlukta olduğu Anka- ra 'daki 47 bin 729 kurumlar vergisi mü- kellefınin devlete beyan ettiği toplam ge- lir de 513 trilvon 558.5 milvar lira olarak belirlenirken söz konusu şirketlerin yıllık ortalama kazançı ise 10milyar759.8mil- yon lira olarak hesaplandı. Aynı şekilde tzmir'deki 33 bin 581 ku- rum da devlete 222 trilyon 20 milyar lira- lık gelir beyanında bulundu. Beyanlanna göre bu kuruluşlann yıllık ortalama kazan- cı 6 milyar 611.4 milyon lirayı aşmadı. Kurum beyannamelerine göre işletme- lerin en az gelir elde ettiği il ise Batman oldu. Bu ilde ortalama yıllık kazanç tuta- n 309 milyon 806 bin lira seviyesinde ger- çekleşti. Çalışan kadar vergi Kurumlann beyan ettikleri gelirler üze- rinden ödedikleri vergi de, genel olarak ne- redeyse işçi-memur düzeyinde kaldı. Is- tanbul'da kurum başına ortalama vergi 3 milyar 730.7 milyon lira olurken bu rakam Ankara'da 2 milyar 684.3 milyon lira, tz- mir'de 1 milyar 650.8 milyar lira, Bur- sa'da 1 milyar 651.5 milyon lira olarak tespitedildı. Geçen yıl binlerce ücretli ise 400-500 milyon lira gelir vergisi ödedi. lOyüsonra ekmek 125 milyon lira Türkiye'nin yıHardır kurtulamacüğı kronikleşen enflasvonua, gelecek 10 yıİda da aynı hızla devam etmesi durumunda mal ve hizmetlerin fiyatlan bol sıfırlı düzeylere çıkacak. Bazı temel mal ve hizmetierde son 10 >ılda ulaşüan rakamlan baz alarak >-apüan araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Buna göre, son 10 yüda tstanbul'da en fazla artış, banliyö treni ve öğrenci bileti fiyatlannda gerçekleşti. Banlhö trenine binmek isteyen bir kişL, 10 >ıl önce 200 lira öderken bugün 500 katlık arüşla 100 bin lira ödiryor. Arbşlann aynı hızla sürmesi durumunda 2009 yılında banliyö treni bilet ücreti 50 milyon lira, öğrenci bileti de 10>il sonra 37.5 müyon lira olacak. ;bEbrr,-e'cr Döriztn Türk Lirası karşısındaki artışı dikkate afcndığında ise Alman Markı. ABD Dolan'nın önünde yer akh. Son 10 yıl içinde Alman Marla, Türk Lirası karşısuıda 190.80 kat artış gösterirken ABD Dolan'ndaki artış 176.12 kat oMu. Enflasyon böyle giderse... 10 yıllık artış (kat) Dolar (S.P) Mark (S.P) 57.936.900 37.206.000 Petrol-Tüpgaz S. benzin N. benzin ğ 12 kg. tüpgaz J i 802 752 6.000 219.400 204.900 2.220.000 (273.5) (272.4) (370.0) 60.005.900 55.814.760 821.400.000 J Beledıye Otobüsü (İst.) -Normal -öğrenci -Banliyö treni Köprü gecıs ucreti (Otomobil) 350 150 200 150.000 75.000 100.000 (428.5) (500.0) (500.0) 64.275.000 37.500.000 50.000.000 Samsun ve Maltepe Y. Rakı (Büyük) Y. Rakı (Küçük) Küçük jeton Beyaz Peynır Zeytin., „•....«« Rıze çayı (1 kg) 1 Kg. Ayçiçek y. Et (1 kg-lst) Ekmek (1 kg) Süt (1 litre) Yumurta Aspirin 100.000 1.250.000 700.000 10.000 1.200.000 1.109.000 1.500.000 560.000 2.800.000 280.000 140.000 20.000 234.800 (166.6) (238.1) (250.0) (66.6) (200.0) (483.3) (365.8) (280.0) (466.6) (448.0) (200.0) (160.0) (342.2) 16.660.000 297.500.000 175.000.000 666.600 240.000.000 ~2ftt.630.000 548.700.000 156.800.000 1.306.480.000 125.440.000 28.000.000 3.200.000 80.348.560 Evsahipleri için son günler Ekonomi Servisi-1998 yılına ait kirage- lirlen için beyanname verme süresi bu ay sonunda bitiyor. Vergi kanunu uyannca 1998 yılı içinde, kiraya verdiği konutun- dan 240 milyon liranın üzerinde bir kira geliri elde edenler bu ay içinde beyanna- me vermek ve ilk taksidi ödemek zorun- da. Bu süre içinde beyanname vermeyen ya da eksik beyanda bulunanlar istısnadan yararlanamayacaklar. Aile reisı kavramı kalktıgı için kira geliri olan eşler de. ayn ayn beyanda bulunacak. Bırmükellefınbir- den fazla konuttan kira gelin elde etmesi halinde ise kira gelirlen toplamında, bir de- falık istisna söz konusu olacak. Beyanname üzerinden hesaplanan ge- lirvergisi, ocak, nisan ve temmuz aylann- da üç eşit taksitte ödenecek. Vatandaşlar, vergi ve fon payını bağlı olduklan vergi dairesinin yanı sıra, bağlı olduklan vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sı- nırlan içindeki diğer vergi dairelerine öde- yebilecek. Verginin hesaplanmasında, 1998'de geçerli olan ve 750 milyon lira- lık ilk dilime yüzde 25'lik vergi oranının uygulandığı gelir vergisi tarifesi dikkate alınacak. Konutlardan elde edilen kira ge- lirlen beyan edilmez veya eksik beyan edilirse, 240 milyon liralık istisna sının or- tadan kalkacak. Beyan edilmesi gereken kira gelirinın bildirilmemesi durumunda, mükellef adına 2 kat usulsüzlük cezası ke- silecek ve mükellefin geliri, Takdir Komis- yonu'nca belirlenecek. Prof. Oğuz Oyan, aynı politikalann sürdürülmesinin yine rantiyeye yarayacağını öne sürdü 4 Enflasyon takınbsından vazgeçin'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türk-Iş Araştırma Müdürü Prof. Dr. Oğuz Oyan, dışandan kaynak bulma umutlan yok olan hükümetin, enflasyonda düşme eğilimi sürerken yüksek faizlerle borçlanmasının "rant aktannum hızlandıracağına'' dikkat çekti. Faizleri indiremeyen hüküme- tin tüm politikalannı enflasyona bağlama saplantısından vazgeç- me rezervi bulunduğunu belirten Oyan. Merkez Bankası'ndan kısa vadeli avans kaynaklannın da kul- lanılması gerektiğini söyledi. Türk-tş Araşurma Müdürü Prof. Dr. Oyan, ekonominin kaynak ge- reksiniminin dışandan çözülme- si gerekliliğine dikkat çekerken bunun dünyanın içinde bulundu- ğu ekonomik durum. hükümetin geçıcıliği nedeniyle zor olduğunu • Türk-îş Araştırma Müdürü Prof. Oyan, dış kaynak olmadığı için içeriden borçlanarak borçlann ödenmesi durumunda hükümetin mali sistem karşısında pazarlık gücünün daha da zayıf konuma düşeceğine dikkat çekti. Mali sistemin de bundan yararlanacağını belirten Oyan, bu kesimin konsolidasyon söylentileri çıkararak "faizlerin körüklenmesini" sağladıklannı belirtti. \airguladi. Oyan. dış kaynak olma- dığı için içeriden borçlanarak borç- lann ödenmesi durumunda hükü- metin mali sistem karşısında pa- zarlık gücünün daha da zayıf ko- numa düşeceğinedikkat çekti. Ma- li sistemin de bundan yararlana- cağını belirten Oyan, bu kesimin konsolidasyon söylentileri çıka- rarak "faizterin körüklenmesini'' sağladıklannı belirtti. Oğuz Oyan, borç ödemesinde Merkez Bankası kaynaklan kulla- mmının mümkün olduğunu vur- gularken "Geçen yılarahk sonun- da en az 200 trflyon lira kısa vade- li avans kullanabilirlerdi. Bö\ lece bayramdan önce>üzde 1181e borç- landık di>c ba>ram vapmazlardı. Kısa vaddi a\ans limitini kullana- bilir, hatta bu limiti de art&rabflir- ter" diye konuştu. Tüm politika- lann enflasyonla mücadeleye bağ- lama saplantısından kurtulunma- sı gerektiğini söyleyen Oyan, hü- kümet yetkililerinin de son açık- lamalannın bıraz bu yönde oldu- ğuna dikkat çekti. Oyan. enflasyon- da ortalamada düşme olmaması- na karşın böyle bir eğilim içine girildiğini belirtirken "Bu hfikfi- met açısnıdan bunda Brarcı ohnak akılcı görüunüyor" dedi. Oyan, Merkez Bankası kaynak- lannın kullanımı ve parasalcı po- litikalann "hiperenflasyona" ne- den olacağı kaygılanna ilişkin ola- rak "Bütûn iç borçlarmı tasfiye et- mek anlamında parasala politi- ka>a gidebileceklerini zannetmi- yorum. Hicbiriktidar me>'vesiniyi- yemeyeceği vükün ainna girmez"" değerlendirmesini yaptı. Hükü- metin sınırlı olan avans kullanımı- na yönelebileceğini kaydeden Oyan, 1998 yılının ilk 4 ayı için borç yükünden çok faizlerinin yük- sekliğinin "vahim" olduğuna dik- kat çekti. Hükümetin enflasyonu bu kadar baskı altında tutmaktan vazgeçerek üretim sektörünü de se- vindirebileceğini belirtti. Oyan, iktidardaki DSP'nin, pa- rasal sıtantı nedeniyle IMF'ye ya- salann çıkanlması güvenceleriy- le bağlanması ve sonuçtada bir şey alamaması durumunda daha olum- suz sonuçlarla karşı karşıya kala- cağına dikkat çekti. Oğuz Oyan, Türk Lirası"nın enflasyon farkından daha fazla düşürülmesi anlamı'na gelen reel devalüasyona gitmesinin gerckli ol- madığını vurguladı. Otomotivde yatınm çok üretim yok İSTANBUL (AA) - Türk otomotiv sektörü, yıllardır yapılan milyarlarca dolarhk yatınm- larla yıllık 800 binleri aşan üretim kapasitesi- nin sadece yanya yakınını kullanabiliyor. Ge- çen yıl, sektördeki 844 bin 877 adetlik kapasi- teye karşın, piyasa şartlannı dikkate almayan yatınmlar, daralan iç pazar ve ihracatın isteni- len düzeye ulajamama- sı gibi nedenlerin de et- kisiyle, sadece 405 bin adetlik üretim yapıldı. Kapasite kullanım ora- nı da yüzde 47.39'da kaldı. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre. sektörde Tofaş yıllık 250 bin adetlik üretim kapasitesi ile bi- rinci, Oyak Renault 160 bin ile ikinci, Toyota- sa 100 bin ile üçüncü sırada yer ahyar. Otomobil üretiminde de 624 bin adetlik ka- pasiteye karşın, geçen yıl bunun sadece yüzde 38.45'ikullanılabildi. Hyundai Assan,kapasi- te kullanımında yüzde 64.78 ile ilk sırada yer aldı. Otomotivde 1998 yılı kapasite ve kullanım oranları FİRMAUR A.HONDA A.ISUZU BMC CHRYSLER FORDOTOSAN HYUNDAİ ASSAN KARSAN MAN M.BENZTÜRK OPEL OTOKAR OTOYOL OYAK RENAULT TEMSA TOfAŞ TOYOTASA TRAKSAN TÜMOSAN T.TRAKTÖR TZD.K UZEL TOPLAM TOPLAM KAPASİTE 30,000 7,500 21,500 9,000 64,400 52,000 9,000 3,750 7377 25,000 5,350 12,200 160,000 14,300 250,000 100,000 18,000 - 30,000 - 25,000 844,877 1998 ÜRETİMİ 8,251 7,200 11,955 5,200 39,887 32,582 8.480 1.365 6,719 7,030 2,971 6,537 88,506 10,312 92,99 14.513 1,270 1,750 28,261 2,846 26.373 405,002 TOPLAM KAP.KUL<%) 27.50 96.00 55.60 57.78 61.94 62.66 94.22 36.40 85.30 28.12 55.53 53.58 55.32 72.11 37.20 14.51 7.06 - 94.20 - 105.49 47.39 G. Doğu'da 75 bin işsiz ENVERSEVtŞ İşçi pazanna gelenlerin sayısı her geçen gün arüyor. DtYARBAKK - Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu bölgelerinde tş ve işçi Bulma Kurumu mü- dürlüklerinde yapılan başvuru sayısının her ge- çen yıl arttığı belirtildi. Diyarbakır, Batman, Bingöl, Bitlis, Mardin, Muş, Siirt, Şunak, Hak- kâri, Malatya, Elazığ ve Şanlıurfa'da yapılan başvuru sayısının 75 bine ulaştığı, bu rakamın da geçen yıllara oranla yüzde 30 artış gösterdi- ği ve 75 bin başvurudan yalnızca yüzde 5'inin işe yerleştirilebiliği açıklandı. Iş ve İşçi Bulma Kurumu Diyarbakır Bölge Mü- dürü Nusret Baştaş, geçen 1998 yılı içinde ku- rumlannabaşvurankişi sayısının 20.843 'eulaş- tığını belirterek, bu başvurulardan yalnızca 396 kişinin işe yerleştirilebileceğini söyledi. Nusret Bas.taş, "Başta Diyarbakır Organize Sanayi BoT- gesiohnak üzere bötgcdeki diğer illerdeyanm kal- nuş diğer işletmelerin faalhete geçebflmesi gerek, Bunlann gerçekteşebilmesi halinde onbinlerce Idşirahatlıklaişeyerleştirilebilir 1 ' dedi. Diyarba- kır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesi Kutbettin Arzu ise bölgedeki kayıtlı 75 bin işsizin yanı sıra kayıtsız ve "gjzfi" denebile- cek işsiz sayısının ise 200 binlere ulaştığını söy- ledi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Emek Cephesi Üç günlük bayram tatilinin 9 güne çıkanlması- nın, ekonomik kriz içindeki bir ülkeye bedeli kımin umurunda. Bayram sayesinde büttin sorunlan 9'u çok aşan gün için dondurmuş olmak az şey mi? Dokuz günlük tatile çıkışın havası, dönüşün uyum sorunu derken öncesi, sonrası bir sürü gün daha kazanılmış oluyor. Ecevit hükümeti, kriz, alınacak önlemler, Mec- lis'ten geçirilmesi istenen yasalar, IMF, Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesi, hatta Apo konusun- da yapacağı ilk çıkışlar için çok önemlı soluk ala- cak bir zaman kazandı. Biz "Nerede kalmıştık" diyerek gündeme ısınma- ya çalışırken gündem kendini dayatıyor. Başbakan Ecevit, her ne kadar IMF uzmanlannın gelişini, Tür- kiye'ye dayatmalarını kamuoyunun dikkatinden uzak tutmak istiyorsa da hükümet olarak IMF'ye öncelik verip vermeyecekleri, kendi gündem ve öncelikleri ile belli olacak. Ecevit hükümetinin ilk icraatlan arasında Ekono- mik Sosyal Konsey'in toplanması olduğu açıklan- dı. Ekonomik Sosyal Konsey, Ecevit'in her ıktida- ra gelişinde gündeme gelmiş bir konudur. Ancak Ecevit'in birözlemi, hükümet icraatı anlayışının bir parçası olarak değerlendirmek yanlış olur. Ecevit, geçmiş başbakanlıklarında da Ekonomik Sosyal Konsey'i iktidar uygulamalarında yapmak istedik- lerinde önemli bir araç olarak görmüştü. Işçı-işve- ren-bürokrasi taraflann tartışmasından, onayından geçmiş konulan hükümet programına almak, uy- gulamak yüzde yüze yakın başarıya ulaşmak an- lamına gelebilir. Gelin görün ki demokrasilerde çok geçerli olan, Ekonomik Sosyal Konsey'i, Türkiye'de işletebil- mek hâlâ çok zor gözüküyor. Geçmiş deneyimler, daha oluşumundan başlayan tartışmaların, Kon- sey'den ortak kararlar hiç çıkmadan dağılmasını ge- tirdiğini gösteriyor. Ecevit hükümetleri de dahil olmak üzere bütün iktidarlar Ekonomik Sosyal Konsey'i, üçlü tarafla- nn tartışmasından senteze ulaşmak olarak değıl de iktidariann almak istedikleri kararlara özellikle işçi cephesini zorlama aracı olarak düşünmüşlerdi. Çarpıklık, Konsey'in oluşumunda hükümet-işveren. ideolojik cephesinin, ağıriığtnın olması ile başlıyor- du. Bunun doğal sonucunda da önce temsilden çı-" kan tartışmalar, sonra konu dayatmaları ile büyü- yor, emek cephesinin örgütlerinin tek tek çekilme- - leri, karşı çıkışlan ile Konsey bir karar alamadan da- • ğılmış oluyordu. Ecevit hükümeti farklı, ışlevsel Ekonomik Sosyal Konsey için adım atacak mı? Önce eşit temsil, sonra da dayatmacı olmıyan bir gündemle işçi, meslek örgütlerinin karşısına çıka- cak mı? Belki de Ecevit hükümetinin niyetinden daha ön- ce ve önemli olan konu, emek cephesi üzerıne son çabalar. Tabii ki sendikalann sürekli kan kaybetme- si, son kriz, işten atılmalar, özelleştirme, gündem-; deki sözleşmeler, hükümetin programındakı IMF da- yatmaları, sosyal güvenlık reformu(!) yasa tasarısı, kamu çalışanlannın sendikal haklarını geriye götür- meyi öngören yasa tasarısı.. başta can yakan, emek cephesi için yaşamsal sorunlar, birlikteliği, cepheyi yeniden gündeme getirmiş bulunuyor. Uç işçi konfederasyonu ve kamu sendikal konfede- rasyonlan zoraki de olsa, tabandan gelen baskılar karşısında yeniden bir emek cephesi oluşturma arayışındalar. Beşli inisiyatifsizliğe dönüşen işve- ren örgütleri ile birlikte oluşturdukları "beşli inisi- yatif" hareketinı, yoğun eleştirıler karşısında da dondurarak "emek cephesi" girişimini öne çıkar- dılar. Yann bir araya gelerek gündemdeki sayısız konu için görüş ve eylem birliği oluşturmaya çalı- şacaklar. "Biz bu filmi çok gördük. Bu kaçıncı bir araya gelişleri. Kaçıncı birlikte ciddi bir iş yapmadan baştaişçiyi, emekçileri oyalamalan" deyıp de ge- çebiliriz. Ya da yığılan sorunlar karşısında olmak- olmamak noktasında daha ciddi bir gelişmenin beklentisi içine girebilir, umutlanabiliriz. Herarayış, iyimserçıkış karşısında umutlanmak, insanın doğasında var. Yeni oluşturulmak istenen "emek cephesi" ile hiç değilse gündemdeki Eko- nomik Sosyal Konsey çalışmalan, yasa tasanları, hükümet uygulamalan için ilkeli bir sendikal hare- ket, emek cephesi ağırlığı ummak, fazla bir şeyler istemek mi oluyor? Bankacüardan özelleştirme eleştirisi Ekonomi Servisi - Dış- bank Murahhas Azası Dr. Viıral Akışık, Türkiye'ye en büyük kötülüklerin özelleştirmelerle yapıldı- ğını belirterek "Bundan sonra yapılacak özelleş- tirmelerde Idmse kamu- oyu desteği alamaz. Çün- kü güven kalmadı'' dedi. Akışık, Türkiye için ya- kın gelecekte en önemli sorunun, yerli tasarrufun güvensizlik nedeniyle dı- şan kaçması olacağını söyledi. Akışık, dün düzenledi- ği basm toplantısında, dünya mali piyasalannın son dönemdeki gelişme- leri ve Dışbank'ın 1998 yılı çahşmalarını değeT- lendirdi. Türkiye gene- linde 51 şubesi bulunan Dışbank'ın 1998 yılında 25.2 trilyon lira kâr elde ettiğini söyledi. Bankanın özkaynak kârhlığının yüzde 101.2 oranında gerçekleştiğini kaydeden Akışık, kasa ve bankalar hesabındaki anında kullanılabilir var- lıklannı da 88.8 trilyon lira düzeyinde tuttuklan- nı bildirdi. Türk mali sisteminin zayıf olduğunu belirten Akışık, "Bugün Türki- ye'nin 200 muŞar dolar Gayri Safi Milİi Hasılası var. Mali sistem ise 80 mil- yar dolar. O\sa bu raka- mın 300 milyardolara çık- ması gerekirdi" açıkla- masmı yaptı. Rusya'da yaşanan kri- zin ardından Türkiye'den 8 milyar dolar tutannda bir para çıkışının olduğu- nu belirten Akışık, piya- sada 4.5 milyar dolarhk bir eksik bulunduğunu kaydetti. Türkiye'nin bu açığı kapatması için dış borç bulması gerektiğini ya da ekonomide yüzde 2.5 oranında bir daralma- ya gitmesi gerektiğini ifa- de etti. Kamuya uyan Kamu sektörünün kay- naklannı "harvuruphar- man savurmamasi" ge- rektiğini bildiren Akışık, haziran aymdan sonra ekonominin rahatlamaya başlayacağını anlattı. Aİcı- şık, bankalara yüzde 100 devlet güvencesi verilme- si konusunda da "Banka- br bauyordiyerekyeniden yapüandınnvor. Başkala- n para batınyor, biz ödü- yoruz" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear