22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 1998 PAZAF 10 PAZAR YAZILARI Çiçekli bir Siena öyküsüSİENA ÜSTÜN AKMEN Doğa bir tuhaf. Çevre pınl pınl, sessiz ve garip. Jtalya'nm Siena sında pek çok şeyden. hatta her şeyden uzak; üstüne üstlük anlamlı bir gün olarak başladı bugün. Cilveli mi cilveli rüzgâr: sabahın ilk saatlerinde yapraklan oyuklu. çiçekleri başak şeklinde mavi ve eflatun mine çiçeklerini şöööyle bir savurdu. llerleyen saatlerde üç dilimli yaprakJan, kırmızı zeytinsi meyveferiyle azametli yûzlerce kartopu uyanmaya başlamıştı. Tam o sırada güzel, büyük ve kırmızı çiçekli çarkıfelekler duvar kenarlannda gülümsemelerinı yineliyorlardı. Önce Etrüsk merkezi olan, sonra da Augustus tarafindan Roma asken koionisı haline getinlen Siena'da Sienalılar bu pazar günü saat on bire doğru belirginleşti. Yetmiş bin Italyan. saat on bire dogru gece düşlerinden yavaşca anndı, gerindi. ayıldı. Saat on birde San Domenico Kilisesı'nın kapısından içeri, civardaki benekli ballıbabalardan yayılan nane, lavanta çiceğı. kekik kanşımı birkoku gırdi ve o anda kilısede tütsü için kullanılan ağaç sakızının kokusunu sildi. attı. Tahta sıralar arkasında dız çökmüş, dikkat kesilmış devinimsizlikte insanlar vardı ve bu pazar günü de ruhlar kınşıklıklannı bir kez daha silmekteydi. Gevşediler, rahatladıiar, çözüldüler. Ayin sonrası çan biçimindeki boruçiçekleri "mutat" gevezeliklerine yeniden başladı. Sabah pek suskundular, çünkü o an Siena'nın. kenarlan mavı bir çizgiyle çevrili, beyaz mı beyaz çiçekli gündüzsefalanndan "mustarip"'tiler. Oğle saatlerinde Sienalılann anı. tasa. bilgiçlik gibi safralannı gemilennin bordalanndan denize atabilecek denli rahat olduklan gözlemlendi. Gelelim akşamüstüne: Campo Meydanf nı çevreleyen binalar, şimdi *akşamüstö güneşi" ile yıkanmakta. Balkonlardan sarkan renkli küpeçiçekleri bugün gelişecek çılgın aşldan muştuluyor. Dokunulduğunda yapraklan pörsüyen küstümoru temiz duygulan simgelerken; rozet biçimindeki yapraklanyla şemsiyeyi anımsatan çuhaçiçekleri, oluşacak "flk" aşklan anlatıyor. Horozibikleri uzaktan bakıldığında sadece sabırsız bir kırmızı gölge gibi. Hoş kokulu melisalar etrafa huzur yaymakta. Yeşilımtırak. beyaz, güzel kokulu muhabbet çiçekleri "tevatür" olmuş bir "tevazu" içindeler. llerleyen saatlerde, Campo Meydam'ndaki Halk Sarayf nın Mangia Kulesi'ndeki çan tam beş kez "dan" dedi. Gotik saray Buonsignon'nin oralardan yaseminlerin beyaz. san, pembe çıçeklerinden yayılan hoş koku her biryanı sardı. Sıena'nın görkemli katedralinın batısmdaki üç taş kapı, akşamı aniden karşısında görünce sankı taş kesiliverdi. Gene inanılmaz bir akşam... Campo Meydam'ndaki lokantalar, barlar. kahvehaneler telaşla canlandı. Campo Meydanı üzüntüsünden, kahnndan sılkindi, bitkınin zedelenmiş yaprağı gibi kendi kendini onardı, yeniledi. Barlardan bınnde oturan genç bir çift, ıtır ve sümbül kokulanndan paylanna düşeni aldı. Genişletilmiş biçimde uzun öpüştüler. Meydana belini rutarak giren orta yaşlı adam içten. gerçek ve kendine özgü bir tavırla gitti iskemlelerden bırine "çöktü". Besbelli omurlan ağnyordu ki, otururken yüzü buruş buruş oldu. Bir kadeh şarap söyledi, kısa bir hayale daldı. Gece yağmuru gibi yorgun ve bir yaz gününün "rehaveti" ıle solmuş düşünceleri, ikinci kadeh şarapta tazelendi, canlandı. Gözlerinı uzattı, Halk Sarayı'nı Mangia Kulesi'ni ve her ikisinin doğal dekorunu oluşturan insanı, insan kalabalığını seyTCtti. Ansızın. içinde uyuklamakta olan binlerce tohumun uyandığını duyumsadı. Bel omurlarındaJci ağnlar sanki dindi. Ne garip! Bu pazar, akşam Siena"ya hiç habersiz, hem de birdenbire iniverdi. Güney Koreliler 'bakmakla'yetiniyor Güney Kore'nin içinedüştüğüekonomik durgunluk halkı zoriuyor. tndirim mevsitni baş- lamasına karşın satışlarda bü> ük bir artış gerçekleşmedi. İndirimin başlamasıyla çarşı- lara koşan halk genellikle bakrnakla \ etiniyor. Başkent Seul'deki bü> ük Mjong-Dong çar- şısının esnafı da umduğunu bulamadı. Giderek artan işsi/Jik ve kemet sıkma poiitikası Güney Kore halkına /or günler yasatıyor. İsveç de anayasayı defalarca delmiş...Isveç'in 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ne mene tarafctz oldugunu inceleyen komisyonun raporu 1993'te muhafazakâr parti lıden ve dört partı koalısyonunun başkanı Cari Bildt'e sunulunca derhal gızli damgasını yedi. Bu rapor. geçen temmuza aymda gizlilik damgasından kurtuldu. lsveç"in "Batrdanyana" tarafsızlığı çorap söküğü gibi ortaya çıkarken 20 eylülde yapılacak olan genel \ e yerel seçımler öncesi sosyal demokratlar, oldukça güç duruma düştüler. 1957 yılında kurulan ve varlığı resmen asla kabul edilmeyen Enfoımasyon Bürosu'nun (IB); önce Tage Eriander, sonra Otof Patane hükümetlerince canlı tutulduğu, sendikanın ve ordunun onavı ve yardirmyla çaiıştınldığı ortaya çıktı. Bu gayn resmı de\ let kurumu, ışyerlerindeki 22 bın sendika temsılcısininjurnallamasıyla 'aşırı solculan ve komünıstleri' fişlemiş. Amerikan teknolojısı kullanılan ışyerlerinde ve devlet ıçın duyarlılık ıçeren kurumlarda böylelerinın işe alınmasının önlenmesini ve işte olanlan da bir an önce kapının önüne koymayı göre\ edmmıştı. Raporda bu kurumun. Amerikan hükümetın ısteğı \e desteğiyie kurulmuş olduğu da yer alıyor. Bir zamanlar bu gerçeğı ifşa eden zamanın ikı genç gazetecısı ıse 'devlet güvenliğıne aykın çalışmaktan ötürü' hapis cezasına çarptınlmıştı. Gelelim günümüze. STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN Sosyal Demokrat Işçı Partı'nin (SAP) uzun yıllar genel sekreterliğini yapmış olan Sten Andersson. geçen hafta ıçınde IB'nin 'komünistleriıı Isveç'te ürmanışını önlemek için kunılduğunu' kabul etti. Başbakan Göran Persson da sosyal demokratlann 'nazizme ve komünizme karşı savaşmalannın en doğal haklan olduğunu' söyledi. Ama bu IB kurumunun kuruluşu resmen gizli tutulmuşken varlığı her dönemde yadsınmışken \e faaliyeti yasalara aykınyken bir değıl. defalarca delınmiş olan anayasayla ılgıli bir yorumda bulunmadı. Buna karşılık. kendı sollanndaki önce bir bölünmeden sonra iki partinin Moskova'dan parasal destek aldığı savı bir kez daha yınelendi. Bu savda kısmen doğruluk payı olduğu bılıniyor. Ancak Moskova'dan destek alıp almama konusu, devlet yöneticılennın ülke yasalannı çığnemelerine özel bir hak oluşturmuyor. Aynca akla bazı başka sorular geliyor. - IB kurumu neden Soğuk Sa\aş'ın sonlannın-gözüktüğü ve Knışçev'in ülkesinde Stalınizmin etkilerini azaltmaya giriştiği 1957\ılında kuruldu? Isveç'e karşı bir Rus tehlikesi artık azalmaktaydı da çünkü. Bu durumda akla Amerikan parmağı geliyor. - Neden IB'nin fişlemelen böylesıne büyük bir boyuttaydı? Acaba sosyal demokratlar kendilerinden başka bir sol partı görmek ıstemıyorlar mıydı'.' - IB. neden 1968 öğrenci olavlanndan sonra öğrencılen de fı^lemeye başladı? Lıberal egılımli Vasterbottens Kunr gazetesı bu soruya a Sosyal demokratlann gençier üzerinde kontrolü \itirmckten korkmuş olduklan" yanıtını veriyor. Acının öbür adıydı Teslime Nesrin "Alıp gidecegim başımı / Arkamda beni sevenler / Eteğimden çekecek küçük çocuğum / Eşim dikilecek kapının önünde / Koydum aklıma b'en gidecegim." Bu dizeleri, Şangladeş'ten Isveç'e kaçmadan önce yazmıştı Teslime Nesrin. "Vazar ve İnsan Haklan" adını taşıyan 1 haftalık bir konferans için Kanada'nın başkenti Ottavva'ya gızlıce geldikten sonra, ıç sızlatıcı bir dramın öyküsünü anlattı Kanada'ya. Yobazlann "ölüm fermanıyla" ülkesini terk ettıkten sonra İsveç'te de peşini bırakmayan ölüm tehditlerinin kaygısıyla yoğun bir ruhsal depremin içine düşmüştü. Bangladeşli köktendinci takımı, ozan ve romancı Teslime Nesrin'in kutsal kitabı horladığı savıyla, onun ölümünü istiyor ve dış ülkelerdeki fanatiklere ödüllü cinayet buyruklan yolluyordu. Teslime TORONTO Nesrin, kutsal kitabın adını bile ağzına almamışrı gerçekte. Bir Hint gazetesinin yaptığı röportajda "Bangladeş'e laik düzen önermiş, vaşamı bir paçavradan farksı/ olan kadınlara eşit hak verilmesini" ıstemıştı. Utanç adlı romanında ve birçok şiirinde, azınlık yurttaş olan Hindulann "gâvtır" suçlamasıyla itilip kakılmasını dile getirmesi, din tüccarlannm cenneti olan Bangladeş'te sokak ayaklanmalanna yol açacaktı. Fanatizmin bayrağını hemen eline alan politikacılar. onlann yandaşı şeriatçılarla "laiklik" isteyen kâfir Teslime'nin kellesini istediler durmadan. PEN ve Uluslararası Af Örgütü'nün desteğiyie gittiği İsveç'te kahredici bıryalnızlık içinde ve ölümden saklanarak yaşıyordu. Ottavva'dakı salonda kendısınin hemen arkasında dev yapılı bir Kanadalı polisin durduğu bölümde sürgün şairinin hüzün dolu sesinı dinledi fcanada. Yiepyem bir roman yazmıştı ve yapıtma ad aradığını söylüyordu. Bangladeş dilinde "erkek çocuğu" vardı. ama kız çocuklannı tanımlayan bir sözcük yoktu. Bu vüzden Teslime Nesrin, yeni romanına ad olarak yepyeni bir sözcük ürettı. Kız olmanın, kendi acılı kız çocukluğunun otobiyografısini tanımlıyordu yeni romanı. "Kızlann'kadınlann bitimsiz dramını, bedensel ve ruhsal deprenılerini anlattığı bu roman, İslam toplunılarındaki yadsınmaz bir gerçeğin ta kendisijdi." Teslime Nesrin, kendi dilinde kız çocuğu sözcükleri olmadığı için "meyebela" sözcüğünü üretmişti ve yapıtına bu adı koyacaktı. Tüm çocukluğunda ve genç kızlığında babasından yediği dayaklan anlattı Bangladeşli ozan ve romancı. Dayakçı babasının ağzından "Özür dilerim" sözcüklerini hep duymak istemişti, ama babasından asla böyle bir özür dileme gelmedi. "Şu anda 35 yaşındayım ve onu artık bağışladım" diyordu Teslime Nesnn. Dinleyicilerin çoğunun gözleri nemlenmişti. "Sadece laik bir toplum önerdim, beni Bangladeş'in en tehlikeli düşmanı iian etti hükümet"diyordu. Birkaç a> önce. ölüm döşeğindeki annesini görmek ve ona son kez elveda demek için Bangladeş'e gitmek istedi. Dilekçesini çöp sepetine atan vetkililer "Gelemezsin, sen yasaklısuı" diye kestirip atmıştı. Teslime Nesrin "Benim elimdeki silah değildi. sadece kalemdi" diye devam etti. ENGİN AŞKIN Ottavva'daki toplantının manşet olayı olarak beliren Teslime Nesrin, köktendinci ve törecı bağnazlığın irdelenmesine ağırlık tanıyan toplantı gündeminde, evrensel yazarlık dayanışması ve iletişim için çok yakın bir ilişki öneriyordu. Yurdunun "Sen kız ya da kaduısın, örtüneceksin, eve kapanacaksuı" dıyen uziaşımsız ve dayatıcı kültürüne daima karşı çıktığını vurgulayan Teslime Nesrin, kürtaj karşıtı Kuzey Amerikalı Katolik fanatiklenn işlediği cinayetleri de şiddetle kınadı. Mesleği doktorluk olan Bangladeşli ozan, gizlenerek yaşam sürmesi yüzünden dört yıldır çok sevdiği işini de yapamıyordu. Ottowa'dakı Ulusal Sanat Merkezi'ndeki konuşmasının ardından. polis korumasında gızlice New York'a uçtu Teslime Nesrin. 1 aydırNevv York'ta, tsveç'tekı yaşamından daha mutlu bir yaşam bulacağı ı , r ^ umgduyla dolaşrp dunryönfal'^fe) "Şimdiye kadar New Ybrk'a da . ısıııamadım" dıyen Teslime Nesrin, onu sevenlere. içli dizelerini anımsatıyordu: Başım yine ıssızlığjn dizlerinde / Gö/yaşlanmla içimi dökeceğim / Başım yine ısızlıgın dizlerinde / Sonra bir gün geriye döneceğim. Ne\v York'ta yaşayan küçük kızkardeşine yakın bir semtte. kararsızlık ve kaygı içinde yaşam sürüyordu Teslime Nesrin. Başına Bangladeşli hocalar. 50.000 Taka (1250 Amerikan dolan) ödül koymuşlardı. Yığınla köktendincinin yaşadığı Amerika'da, ensesinde soluyan ölümün korkusu ıçindeydi. VURULDUK EY HALKIM 3 UNUTMA BİZİİTÜRKÜLERİMİZ 3 -1976 1. UTAN UTAN Söz ve Müzik: Muh/ıs Akarsu Bağlamalar: Arif Sağ, Muhlis Akarsu, Yavuz Top 2. BUNDAN SONRA Söz ve Müzık. Muhlis Akarsu Bağlamalar An f Sağ, Muhlis Akarsu, Yavuz Top 3. MADEN DAĞI Anonım Gıtar (ags)- Selda Bağcan Bağlama- Osman Bayşu Kavai ArıfSağ 4. BERİ GEL HALO Anonım - Derleyen. Asık Yoksuli Bağlama: Osman Bayşu 5. O YANA DÖNDER BENİ Anonım Elektro Bağlama. AnfSağ 6. KARAOĞLAN Anonım Elektro Bağlama- ArıfSağ Bılgı ıçın tel. (0 212) 527 Bt 28 1. MADEN İŞÇİLERİ Şiir Naci Gelendost • Beste: Selda Bağcan Düzenleme. Tımur Selçuk 2. GEZ. GÖZ, ARPACIK Şiır: Enver Gökçe - Beste' Selda Bağcan Gıtar. Selda Bağcan 3. GARDAŞIM HASSO Şiir: Turgut Yarkent Beste: Selda Bağcan Çalanlar: Moğollar 4. ACIYI BAL EYLEDİK Şiir Hasan Hûseyin Korkmazgil Beste: Selda Bağcan Gitar: Selda Bağcan 5. VURULDUK EY HALKIM, UNUTMA BİZİ Şıır: Zulfü bvanelı - Beste: Selda Bağcan Gitar Selda Bağcan 6. HASAN KALESİ Anonim (Hakkârı Türkûsü) Derleyen• Selda Bağcan Düzenleme' Tımur Selçuk TÜRKJYE KOMÜNfST HAREKETl'NlN 97LİK ÜLU ÇINARI, TÜRKİYE KOMÜNİST PARTtSl'MN İLK ÜYELERİNDEN. MERKEZ KOMtTESl ÜYESİ MEHMET BOZIŞIK, (BOZ MEHMET) YOLDAŞI KAYBETTlK. ANISI ÖNÜNDE SAYG1YLA EĞILİYOR, O'NU BÜYÜK ŞAİRİMİZ SÂZM HİKMET'İN DlZELERfYLE UĞURLUYORUZ: BANA YETER YİRMİNCİASIRDA OLDUĞUM SAFTA OLMAK BİZİM TARAFTA OLMAK VE DÖVÜŞMEK. YENİ BİR ÂLEM İÇİN ^alıabettin Bakıı>aıı. Kasilı >uri 1leri. Hayali Drnizkuşu. Fadıl Barkan. Ali Eri;. Bekir Kara>el, >adun Ven. Munise Aren, Sabfllıaliin Dikıııen. Cemal Kıral. Şükrü İ nal, Haşim Kanar. Ayhaıl Vlpa^ut. l Ivi 0ğu2, Ozlem özgûr. Hiipnü Çuhadar, Süleyman Coçkun. Cemil Erevit. Mehmet Kök CtzaJtınlı. .\]par«lan Bayramgil. ^alçın Atıl^aıt, ^ecati Keleş. Mustafa Tayda^, Gülen Tun^uz, Emel A-lan. Hidayet Sanoğuz. Omer Faruk ^cnifriin. Ziya Barı». Ha-an l rel. Halil (,-Vliınli. Vusuf Işık. Na/ik Işık. Selinı Çamalan. Adenı Demirbilpk. Ziilılü Ka\alı. Kmail Malkoç. Kenıal GöylüJrr, Zi- ya Yılmaz. Gönü] Ozkan. Müfıt Sakallı. Kemal Tavdaş. Celal L>ar. Mete Vural. Yavuz Dersan. E^at (tzbayramoğlu. Güadüz Gözen. Ali ıhsan Yalçın. Nurettin YıMıran. Aybar^ Güner, Mehmet Ali l'olal. Ui Çakmak, llü«eyin Erler. Şaban Çekil. Ka>a Alılran. Alinı Araş, Aıfcr \ra>. Nihal Tayda;, Meral Scrinyel, Şükraıı Seyhan. Sadetlin Kilgin. Liilfı Dilek, Omer Ören. Muslafa Kılıc. Mehmct Açıktan. Mahmut 4karslaıı, Kemal .\lım. Ayhan Akçora, Mustafa BüeD. Ha«met Çelik. Fahreltin Çetin, Ahm>'l Çerçel. Kadriye Küçük. Hasan Erzinran. Halil Gülnar, tbrahim Hünder. Ali Karabıılul. Mnıel Kanar, Ekin Kanar. lbrahinı Kele^. Behzal Kora\ardar. Le>ent Orak. Mv\- lüt Ozyurt, Ognıan Ozkan, Emre Ozlem, .\bdurrahman Onder. Hayri Poturlar. Faruk Şafak, Dur- SUD Şahin, Ranıazan Şalıin, Samim Şendur. Hâlil Taş, TaJat Tatar, Mfumffler Toprak. Selahattin Türokay. Mehmel l tku. Muhsin Yenisöz. Remzi Vılmaz, Co^kun Yılmaz. Ali Kara. l ffur Söylc- mczoğlu. Omer (Izaür. Ym-uf Demirci. Lc\en<) Yılmaz, Ahmel İ'mit, Metin Gür. Kenan Oztürk, Cafer Taştan. Kenan Basat. Salılmı» Göymen. Bâki l nın. Asım KJıf. Havriye Kılır, l ğur lya- nık. Pa;a Erbay. Cemal Beyazta;. Ali Hiknıet Kıral. >ük»el Keskin. Vahap Ontaş. Metin Ebelürk. Hasan Ayhan. Emin Ozüdoğru. Oktay Zor. Çetin Alpdündar. Mesul Yalazan. Ali l.iitfu Gencay Yügnük, Rahaltin Arslan. Saygı Yağmur. HaJil Ibrabim Sargın. ANTİMEDYA BA YİLERDE ÇAĞOAŞYAŞAMI OESTEKL£HE OCRNEOVAI ÇAĞOAŞ YASAH DESTEKLSE DERNEĞrNDEN BU YL UNIVİRSfTELEFS GELECEK GENÇLEHE D U Y U R U Sevgi'ı Yuksek ööronıTi GençlBrı Bır>b>f engel! aşarak, tnr Yuksek Ûğre^m program;na gırebMitynz <çm sbtmi« ttdw kç*ı ömriinû tüfcâtontoctakaranı btbatamaı csKİm kutluyoruz! Ufcerr,;ır Çagda* L«ik-Ownokraük tw Socyal HıAuk Devtofl oiara^ AtatOrk llk« v DtvrlmkMi &>&un\^nöa. sonsjza dek ^aşa^as' ıçın stzler ço*t ama çok öoffnltsiniz. Asta, onünuze çtkjp b"~tah]rn yaşamsa* sorunlannizı çözme yurt burs vb sajiama karşıltğıncta Oeynımzi ve njhu^uzu e^e geçrriptadkandf ajnjçtarı doğru^tusunda Koşullandıntmış bırer robot-ndlltan twor Cumhuriy»t v« utuMl bütûnlûk ıttfmanı halıoe getırecak K191 ve f Sevpii genper ıek ısk her bmna lAaman Azgûr y* çağdvş dÛfûncaH, kmnĞi atclını kullsnın kandl tararlannı v«vn Dlr«yt«r olmafı 21 yuzyı a gırerkei yaJPıî &r meslek edfnrıekle ystırneytp tıutîjr sanat VB spordan da yararlanarak kandlnlzi gtltftırmvlfflnlz1 Sufunduğunoz yaşarn anarr» ndar. buyuk kan'lere ge«tığ)rızt)« pek çok sorununuz otacaMr Byniann çörûfntı ıçın yaffi'Z ve yalnz oktAmutun ö^reno ^lerme ve (tenifmantarmtta omortn ör&'ecsÇt Çaftdftf *• AtıtûrkçÛ kurumlan bafvunm' YokjAMartchtz, aUraz, mMıım*ğtriU b8gH«rtnlz v« yurvjprilz ottmdrt Volunuz »çik oltun. Sevgılenmızie ÇYDO OENEL HERKEZJ ve Tıim Şubeten Te( (0212)252 44 33 249 82 22 Değerli üyemiz, mizah yazan SAVAŞ BÜKE beklenmedik bir zamanda aramızdan aynldı. Ailesine ve yazın dünyamıza başsağlığı diliyoruz. EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ Türkıye Komünıst Partısf nın ulu çınan TKP Merkez Komitesi Üyesi MEHMET BOZIŞK'ı (Boz Mehmet) 30 Agustos 1998 Pazar günü saat 15.00'te yoldaşlan ve dostlannın omzunda Feriköy Mezarlığı'nda törenle sonsuzluğa uğurluyoruz. Toplanma yerı: Feriköy Son Durak. ÜRÜN 1932'den itibaren Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi; TBKP, SBP ve BSP'nin kurucusu \e Genel Yönetim Kurulu üyesi yoldaşımız MEHMET BOZIŞIK'ı yitirdık. Başımız sağolsun. Şahabettin Bakırsan. Rasih Nuri Ileri, Sabahattin Dikmen, Ali Eriş Üyemiz, değerli yazar arkadaşımız SAVAŞ BÜKE'yİ kaybettik. Ailesine, yakınlanna, yazar arkadaşlanmıza başsağlığı dileriz. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI Vakfımızın kurucu üyesi MEHMET BOZIŞIK'ı kaybettik. Ailesine, yakınlanna başsağlığı dileriz. TARİH VAKFI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear