23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
~EM MUZ 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 lünih'te yaz sergileri farklı dönemlere ait sanatçılan tartışmaya açıyor Picasso'dan Sigmar Polke'yeCMİ SÖNMEZ - Orta Avrupa'nın önemli tür merkezlerinden bıri olan Münih ıti, yaz aylannda açılan önemli mü- sergilerinin yanı sıra etkinliklerini '. tatiline girmeden sürdüren galerile- . birbirinden ilginç 'altematif sergi •kânlannda' sunulan riskli işlerle gör- sanatlar alanında son derece hare- \\, yogun bır programa sahip. Opera stivali nedeniyle, M. Joseph Meyda- na özel bır açık hava projesi uygula- n Frankfiırtlu sanatçı Otmar Hörl, Al- ın kitsch gelenegmde önemli bir yen uı plastik bahçe cücelennın 500 tane- iı tüm meydanı kaplayacak şekilde ıtalann üzerine yerleştirmış. Galerile- ı ve pahalı butıklerin bulundugu Ma- millian Sokağı'nın başında yer alan bu nat projesi, meydandan geçen ınsan- rda kayıt bir gülümseme ıhtıyacı uyan- nyor. Köln'den. Frankfurt'tan dahada ağı indiğinizde. güneye. güneşe ya- nlaşıyorsunuz. Münıh'te havahissedi- • derecede daha sıcak. Dümdüz, ba- mlı bır kent, meydanlannı dolduran ıhv elenyle bıra bahçeleny le gülümse- ıeye. rahat olmaya davet ediyor insan- n. Sergileri ve diğer kültürel etkınlik- n bu rahatlamanın eşığinde geziyorsu- uz. İcasso'nun resim koleksiyonu HypoBank Almanya'nın önemli ban- alanndan biri olduğu kadar. Münıh'te endi ismıni taşıyan Kunsthalle'de ger- ekleştırdıgi 'müzelik sergileıie', hafta- m her günü bınlerce resımsevere son de- ece ucuz bir giriş ücretiyle mutlu saat- er yaşatıyor. Bankalann sadece ama- örleri destekleyen ikınci-üçüncü sınıf ga- erilere, hıçbir anlamı kalmayan resim ya- işmalanna, içeriksız koleksiyonlanna nilyarlan yağdırdığı ülkemiz perspek- iflerinden bakıldığında Hypo-Kunst- ıalle hem mimansi hem de sergilerini ta- ııtması bakımından neredeyse müteva- '.\ kalıyor denılebilir. 'Picasso ve Kolek- iiyonu' başlığı altında 60"ı sanatçıya ait slan 170'e yakın çalışmanın yer aldığı nu sergi. sankı Modern Resim Sana- tı'nın sancılı 1890-1920 dönemine ay- na tutuyor. Kimler yok kı bu sergıde; Matisse'ten Max Ernst'e,gümrükçü Ro- usseau'dan Cezanne'a yirmiye yakın res- sam \e çizgılenn. renklerin büyüsüne kapılan Andre Salrnon'dan M. Jacob'a, Pıcasso ve Koleksiyonu başlığı altmda 60'ı sanatçıya ait olan 170'e yakın çalışmanın yer aldığı sergi, sanki Modern Resim Sanatfnın sancıh 1890- 1920 dönemine ayna tutuyor. Matisse'den Max Ernst'e, Rousseau'dan Cezanne'a, Prevert'ten Apollinaire'e dek bir çok ismin resimleri yer alıyor bu sergide. J. Prevert'ten G. Apollinaire'e bırcok şa- irin. eleştirmenınazbilınen resimleri. lz- leyıcıye soluk alma fırsatı vermeden bir resimden ötekıne doğru adeta 'sürükle- yen' bu sergi. 20. yy. sanatmın en önem- li temsilcilerinden biri olan Pfcasso'nun kendı resmıni oluşturduğu ortamı, bu ortamın yetkin, neredeyse 'başyapıt' de- nilebilecek olan örnekleriyle son dere- ce yetkin olarak izle> iciye aktanyor. Af- rika heykellerıyle başlayan sergi. E. Vo- uillard'ın nadiren sergilenen eşsız güzel- likteki genelev desenleriyle son bulu- yor. Picasso'nunkimden nasıl veneka- dar yararlandığını ortaya çıkarmaktan çok. Picasso'nun resmıni besleyen kla- sik ve modern resim geleneklerinı gere- ğınden fazla dıdaktık bir tarzla izleyıci- lere sunan sergide Cezanne. Matisse, Braque,Renoirve Rousseau'nun resim- leri. hem sayıca hem de taşıdıklan po- tansiyel açısmdan önplana çıkıyor. Ilk kez Andv VVarhorun 'Son Yemek' dizisinden deıienen 25 çalışma sergileni>or. Fransa dışına çıkanlan Picasso koleksi- yonu. kelimenin tam anlamıyla şaşırtı- cı 'yetkinlikte' olan resimlere sahip. Da- li'den Modigliani'ye. Corot'tan G. Se- urat'ya birçok tanınmış ressamın işleri- nı koleksiyonuna seçerken ya da onlar- la resim değiştirırken Picasso ancak 1yi müzecilerde görülen bır keskinlıkle en iyisini. sanatçının kendisinı zorladığı re- simleri seçmiş. Matısse'in. Rousseau'nun resimleri bunun en önemli kanıtı duru- munda. Andy VVarhol'un Leonardo'yu yorumlayışı Leonardoda Yincrnin sanat tarihinın en çok reprodüksıyonu gerçekl'eştınlen resımlerinden biri olan 'Son Yemek' fres- kosu (1495-97} tsa'yı çevreleyen hava- nlennı uzun bır masada yemek yerken göstermektedır. Andy VVarhol'un 1986'da. ölümünden bır yıl önce genış çaplı ola- rak.tekrar yorumladığı bu 'Saa.-\feuM!k.V dizisinden derlenen 25 çalışma, Staats- galerie Moderne Kunst'ta sergileniyor. W arhol'un serigTafı v e kanşık malzeme teknıklerinı kullanarak yenıden ele aldı- ğı bu motıf. bazen ikı meıreye on met- re boy undakı de\ tu\ allerde, bazen de nor- mal boyutlu baskılarda tekrar tekrar vo- rumlanarak hem konusuna hem de onu çev releyen ikonografi dünyasına yaban- cılaştırılıyor. Bu açıdan bakıldığında VVarhol'un neden 'Son Yemek' fresko- sunun onjınalıne yakın baskılardan. gör- sel malzemelerden değıl de: en ucuz. en çok kullanılan 'klişe' kartpostallardan yola çıktığı hemen kavranabılıyor. Ser- gide yer alan dev boyutlu tuvallerde sa- natçının kimi kez altmış kez aynı nıotı- fı tekrarlayarak oluşturduğu son derece etkileyıci bır atmosferle karşılaşıyor ız- leyıcı Böylesi bır çalışmanın önünde duraklıyor izleyici, çünkü burada ne Marlı>n baskılarında görülen hareketlı çarpıcı renkler ne de NVarhol'a özgü. 'Dandv' bir atmosfer \ar. Pop renkler, bağıran imgeler yerinı son derece dın- gin. hatta meditatif denilebılecek olan dur- gunluga bırakmış. Tekrarlamalannda kı- mı kez 'Son Yemek'in tamammı. kimi kez de bu freske ait detayları birbirinden ay- rı bır mantık içinde yorumlayan sanat- çı. tıpkı. 'Disaster', 'Electric Chair', 'SkuUs' dizilerınde de görüldüğü gıbi bir tür kendisıne ait olma> an bır ımgey- le. bu imgeden bir şey çıkmayacak du- ruma gelene dek ilgilenıyor. Izleyiciyi adeta metaforlar denizine sürükleyen bu sergiyle VV'arhol, bence ne kadar ısrarlı bir maraton koşucusu oldugunu tekrar tekrar duyumsatıyor. Emil Schumacher retrospektifi 1912 yılında doğan Emil Schumacher, halen yaşavan en önemli Alman sanat- çılanndanbırisı. Daha önce Hamburg'da gösterılen bü>ük çaplı bu retrospektif Sigmar Polke, •İsimsiz' 1993. sergı, 2. Dünya Sa\aşı"ndan sonra geli- şen Soyut Resim anlayışını ulaşılması zor bir zırveye taşıyan sanatçıyı tüm yönleriyle tekrar keşfetme imkânını ta- nıyor. Yaşıtlanyla karşılaştınldığında sa- natçının soyut çalışmaya oldukça geç bir tarihte, 1950'de başladığı görülüyor. Fautrier, VV'ols, Dubuffet, 1950lerde bir- çok sanatçı için yönlendirici bir özelli- ğe sahipti. Schumacher'in 1950-60 ara- sında yaptığı resimlerinde lekesel de- ğerlerin Alman dışavurumcu resim ge- leneğine paralel bır anlayışla yorumlan- dığı görülüyor. Bu yüzden olsa gerek, sa- natçının soyut resimleri sanki daha dün yapılmışlarcasına 'taze, diri' bir atmos- fere sahip. Retrospektif, öncelikle sa- natçının figüratif göndermelerden kork- madığını söylemek mümkün. Soyut re- sim için neredeyse bırtabu olan figüras- yon Schumacher'in resimlerinde 1970'lerden itibaren giderek kendini his- settıren bır tarzda algılanıyor. Ama sa- natçı burada 'semi-fıgüratir olarak ni- telendınlebilecek olan bir tarzda doğa- ya gönderme yapıyor. 1980'lere gelin- dığinde sanatçının malzemelerini istertu- \al ıster kâğıt üzerinde son derece dına- mik. cesaretli bir tarzla kullandığı. siyah- beyazlardan uzaklaşarak ka\un ıçi-por- takal rengi arasında, kiremıt kırmızı ıle lapis lazulı mavi arasında gidip gelen skala oluşturduğu gözlemlenmekte. Schu- macher'in ulaştığı yetkinlıği gösterme- si açısından 19901ı yıllan temsil eden resimler, retrospektifin belki de en etki- leyıci çalışmalarını kapsıyordu. 85 ya- şında olmasma rağmen bu denli genç, et- rafına heyecanla, bir çocuğun merakıy- la bakabilen pek az sanatçı var. Resmin büyüsünü bozan, yeni hikâyeler bulmak zonındadır Çağdaş Alman sanatı içinde eşıbulun- mayan bır kımliğe ve konuma sahip olan Sigmar Polke'nın Galene Karl PfefTer- le'dekı sergisi, sanatçının 1960'larda ger- çekleştirdığı kâğıt çalışmalanyla 1990'la- ra ait tuvallerinden, sengrafi baskılann- dan oluşuyordu. Polke'nin (1941) Bonn, Berlin'de gösterılen dev boyutlu retrospek- tıflen, resim sanatının büyüsünü garip bır kara mızah anlayışıyla ait üst eden bu sa- natçının alışılmadık malzemelen resim- lennde nasıl bır virtüözite ile kullandığı- nı bır kez daha ortaya çıkarmıştı. Mü- nih'teki bu serginin eskı ve yeni işleri bir araya getirmesi, sanatçının geliştirdiği stratejilen de yan yana getirmesi açışm-, danönemlıydi. Dokunmuşkumaşlarûze- rine soyut ya da figüratif tarzda serigra- fik baskılar yapan, daha sonra bu baskı- lan değişik tekniklerle yorumlayarak 'çok katmanlı" birtuval yüzeyi oluşturan Pol- ke'nin sergide yer alan tuvallerinde göz- lemlenen dokular etkileyıci bır bütünsel- liğe sahıptı. Alman resminin 1970'lerde Amerikan popuna karşı getirdiği yoru- mu da temsil eden Polke öncelikle dene- meyı seven, deneyerek hem mizah anla- yışını hem de malzemeyi yorumlayışını gelıştiren bir sanatçı. Sergide yer alan se- rigrafi baskılan, kâğıt üzerine yapılmış olan resimlerden ayırmak son derece zor- du. Bu, özellikle sanatçının hangi tekni- ği kullanırsa kullansın gösterdıği araştır- macı kimltğinın ürünlerinden biriydi. Re- sim sanatının kutsal büyüsünü bozan Sig- mar Polke. izleyiciye canı sıkılmasın di- ye başka konular, temalar önererek yara- tıcılığının başka bir özelliğini ortaya çı- karmıştır. Bıyık altından hafıfçe gülerek. Lütfi Kırdar'da Kültür ve turizm tartışılacak Kühür Servisi - Boğaziçi Ünıversıtesı Turizm Işlet- meciliğı Uygulama ve Araş- tırma Merkezi ile ICarşılaş- tırmalı Avrupa Çalışmalan Merkezi ve Toplumsal Tarih Vakfi'nın ortaklaşa düzen- lediği 1. Uluslararası Kültür Mirası, Çok Kültürlü Çe- kim Noktalan ve Turizm Kongresi 25-27 Ağustos 1998 tarihleri arasında ls- tanbul'da Lütfı Kjrdar Kong- re Salonu'nda yapılacak. Altı birimden oluşan kongrede, turizm olgusunun 21. yüzyıla yaklaştığımiz günlerde giderek önem ka- zanan farklı boyutlan ve kül- türle ilişkileri tartışılacak. Türkıye'de ilk defa gerçek- leşecek kongre, bütün dün- ya ülkelerinden turizm. kül- tür. tarih. arkeoloj ı. pazarla- ma. planlama ve tunzm en- düstrisi uzmanlannı bir ara- ya getirmeyi amaçlıyor. K.atılımcılar arasında MarganetaPapandreou, Vi- yana Üniversitesı Arkeolo- ji Kürsüsü'nden Prof. War- larrüs. Çatalhö\-ük kazılan- na önemli katkılanyla tanı- nan lan Hodder, Annals of Tourism dergısinin editörü Jafer Jaferi ve TurgutV'ar'la birlikte birçok Türk \e ya- bancı akademisyen ile uz- man ver alıvor. Michael Nyman 'a göre yaşamda en iyi yaptığı ve zevk aldığı şey müzik! MüzikKühürServisi- 5. Uluslararası Istanbul Caz festivali kapsamında müzik profesörü Mic- hael Nyman on bir kışilik orkestrası>la Ce- mal Reşit Rey Konser Salonu'nda müzikse- verlerle buluştu. 20. yüzyılın en önemli bestecilerinden bi- ri sayilan Nyman'a kazandıgı ünü Jane Champion'un yönettığı Piyano(The Piano) adlı fılm getirdi. Film müziği bestecisı ola- rak tanınan Nyman. aynı zamanda Yaylı Dörtlüsü No 1, No 2 ve No 3 gibi konçerto ve yaylı dörtlüleri besteliyor. Nyman'ın mü- ziklerini yaptığı fılmlerden bazılan şöyle: Res- samın Sözkşmesi, Haş-vanatBahceâ, .AŞÇLHır- sız. Kansı ve Aşığı, Prespero'nun Kitaplan, Kansını Bir Şapka ile Kanşnran Adam. Ica- rus'un Lhişüşü, Carrington, Ogre \ e Gatta- ca. Yaptığım işi çok seviyorum Peter Greena«a\ 'le 6O'lı yıllarda tanışan N>man, Greenaway'in fılm müziklerini yap- tı. Nyman, müziğini yapacağı fılmlen seçer- ken ılk ölçütünün Peter Greenaway olduğu- nu söylüyor: "Peter Greenawa>'k 91 yüın- dan bu > ana görüşmüyorduk. En sonunda ge- çen pazartcsi görüştük. Onunla birlikte olma- >i sevi\ l orum. Önümü/deki hafta ara> ıp onun için bir fılm müziğj \apmak istediğimi sö>- leyebüirim. Projeler beni tatmin ettiği süre- ce çalışmayı sevh'orum. Onun bütün fılmle- ri rutkulan. duygulan v« düşünceleri üzeri- ne >oğunlaşıyor. Farklı filmlerin müzikleri- ni yapüm ve ünlü bir film müziği bestecisi ol- dum. Piyano'dan sonra yaptığım fılm müzik- lerinden bazılan o kadar başanh olmadı." Film müziği yapmanın bır quartet beste- lemekten farklı oldugunu ancak her şeyın ya- ratıcılıkta bittiğinı vurguluyor Nyman. "Btaş- ka birinin projesiy le. fıkirleriyle yola çıkıyor- sunuz. Karşıhklı fıkir abş%<erişioldukça önem- iğiniz herşeyiyansthyor .üzikbir anlamda da zaman demek. Müzik başlıyor ve devam ediyor. Hissettiğiniz her şeyi yansıtıyor ve hatırlıyorsunuz. li. Bazen kendimi şaşırtı\orum. Yaptığım işi çok soiyorum." Nyman. 1992 yılında Bosna'daki savaş ıçın Bosnia Time Yv'ıll Pronounceı. 1993 y ılında Ermeni depremı ıçm Out of The Ru- ıns'ı ve 1996 yılında da Hiroşıma ıçın Do- uble Concerto'yu besteledi. Peki müzik \e beste yapmak dışında dünyanın gidişı hak- kında ne düşünüyor? 'Her insan gibi baa şeylerin savaşını veriyorum yaşamda' dıy en Nyman şöyle de\am ediyor: "Sanatçı kim- liğimle küçük de olsa baa şeyler yapmak, nneriler sunmak istiyorum. Bosna sa\aşı ile ilgili bir şey ter y apmaya çalışhm. Sonuçta bir şey değişmedi \e sa\aş devam etti. Bazen ak- üf olarak değişim sağjayamıyorsunu/." Michael Nyman son olarak Andıw Nic- colo'nun yönettiği Ethan Havvke ve Jude Law'un rol aldığı "Gattaca" adlı fılmın mu- zıklennı yaptı. Sanatçı Gattaca'nın müzik ya- şamında ılgınç bir yeri oldugunu belirterek " Hollywood'da yapilan bağımsız bir film. Ye- ni Zelandalı bir yönetmenin filmi. Mükem- mel bir fılm olmasa da konusu ilgimi çekti. Filmin konusu Hollyvvood standartlan için- de gelişse de müzikal anlamda bazı abartla- ra kaçmama olanak sağladı" dıy or İstanbul çügın bir kent N y man' a göre hayatta en ly ı yaptığı v e bır o kadar da yapmaktan zevk aldığı şey mü- zik. Sanatçı. müzige tican açıdan yaklaşıp yakla^madığı sorusunu şöyle vanıtlıyor: " Besteciler. y apımcılar y a da müzisy enler bu konuda ticari düşünmediklerini ama öyle yapmaya çalıştıklannı söyleyebiliıier. Peter dreenawav'i düşünelim. Bir yanıyla olduk- ça mutlu ama diğer yanı başansızlığa uğra- ma korkusuyla nıutsu/ olabiür. İçerik ya da insanlann bazı zamanlarda hissettiği şeyier bir anda tdşinin ticari olmasma y ol açabilir. Örneğin, Pıyano ticari açıdan oldukça başa- nhydı." f ürkiye'ye ilk kez 1966 yılında gelen ve İstanbul'u çılgin bir kent olarak tanımlayan Nyman. Türk müziği hakkında yeterli bilgi- ye sahip olmadığı için üzgün. Türk müziği hakkında yazılanlan okuduğunu \-urgulayan sanatçı farklı kültürleri tanımanın önemine değiniyor: "Türkiye'yi ilk zivaren'mden son- ra şimdi de müzik yapmak için buradayım. Burada konser vermek belki de bu kültürü anlamam için bir yol. Daha şimdiden Türki- ye'ye tekrar gelmek ve yeni ilişkiler kurmak istiyorum." Sanatçı, 17. yüzyıl bestecısi John Bull'dan Romen halk şarkılanna ve Güney Hindistan danslanna dek uzanan geniş bir yelpazede çalışıyor. Birbirinden farklı müzik kültürle- rini bir araya getirirken dikkatli olunması gerektigini vurgulayan Nyman, ulusal mü- zik yapma taraftarı olmadığını belirtiyor. Önemli olanın farklı yaklaşımlar yakalamak ve yeni ilişkiler kurmak oldugunu düşünü- yor: "Müzik bir anlamda da zaman demek. Tıpkı bir boşluk gibi \e o boşluğu farklı şey- lerle doldurabilirsiniz. Müzik başlıyor ve de- >am ediyor. Hissettiğiniz her şeyi yansıtıyor ve hauruyorsunuz. Son dönemde belki mü- zik belki de psikolojik nedenlerle çok mutlu değilim. Ama yinede bu konudaçok fazla dü- şflnmek zorunda değilim. Kimse yaşamuuzı bölemez.'' Michael Nyman'ın Experimental Music- Cage and Beyond adlı kitabı 25 yıl aradan sonra Brian Eno ve sanatçının kendı önsö- züyle yeniden basılıyor. Sanatçı, şu sıralar Nkole Kidman'ın rol aldığı 'Practical Ma- gk' adlı bir filmin de müziğini yapıyor. Marquez 'in kitabı film oluyor • Cabriel Carcia MarqueZ ın Albaya Kimseden Mektup Yok adlı kitabı Arturo Ripstein beyazperdeye aktanlacak. Başrollerde Meksikalı oyuncular Fernando Luzan ve Marisa Paredes var. Film; lspanya. Meksika, ttalya. Fransa ortak yapımı. • Warren Beatty Dıane Keaton. Goldie Hav\n. Andie MacDovvell ve Gerard Depardıeu; Tovvn and Country adlı filmde rol alacak. Filmin yönetmeni ise Peter Chelsom. • Madonna ve Rupert Everett, Tom Ropelevvskı'nin yazdığı The Next Best Thing adlı fılm için hazırlıklara başladılar. Ünlü yıldız filmde otuz yaşlannda, bekâr bır kadını canlandıracak. Kadın en ıyi arkadaşını çocuğunun babası olması için ikna eder. ancak beş yıl sonra kadın başka bır erkeğe âşık olunca işler değişir. • Sean Penn Geranimo Pratt'ın hayatını film yapıyor. Yapımcılar Marlon Brando'yu başrol tçın ikna etmeye çalışırken yönetmen Eriq La Salle'yi düşünüyormuş. • Nlcholas cagee Superman Reborn adlı filmde rol alması için 15 milyon dolar ödendi. Warner Bross'un yapımcılığını üstlenmesi beklenen film, bütçesi çok yüksek oldugu gerekçesiyle iptal edildı. • Steven spielberg Arthur Golden'ın yazdığı 'Memoirs of a Geisha' adlı kitabı beyazperdeye uyarlıyor. 1929Tarın Japonyasf nda geçen öyküde Nitta Sayuri adlı bir kadının verdiği yaşam mücadelesi anlatılıyor. Öykünün sonunda ise kahraman, Doğu'nun en ünlü geyşası oluyor. Spielberg aynı zamanda 2000 yılı için Jurassic Park serisinin üçüncü filmini hazırlıyor • TimRobbins ikinci filmi 'The Craddle VVill Rock'ın çekimlerine yakında başlıyor. Susan Sarandon. John Cusack, Emıly VVatson. John Turturro, Vanessa Redgrave ve Angus McFadden'ın rol alacağı filmde 1930'lu yıllarda sahnelenen ve VVashıngton'lu bürokratların ağır eleştınsme uğrayan bır müzikal vemüzikalın oyuncularının özgürlük savaşı anlatılıyor. • Fran'sa'da 2004 yılında Doğal Sanatlar Müzesi kurulnıası planlanıyor. Jacques Chirac'ın sözcüsü Catheına Colonna yaptığı açıklamada Dogal Sanatlar Müzesi'nde Afrıka. Amerıka \e Asya'dan yapıtlar yer-alacak. 420 bın yapıtın yer alması planlanan müze Eıffel Kulesı'ne yakın bır mekânda kurulacak. 185 bin milyon dolara mal olması beklenen müze projesi önümüzdekı sonbaharda seçilecek. • Robert Altman. Gleon Closev Julıan Moore^Chns O'Donnel. Lıv Tyler. Patricia Neal, Ned Beatty ve Lyle Lovett'ın rol alacağı yeni bir fılmın hazırlıklarına başladı. Filmin adı Cookie's Fortune. • walt Disney. Rudyard Kiplıng'in yapıtından uyarlanan Just So Stories adlı fılmın müziklerini yapması için Elton John'la anlaşmaya çalışıyor. • John Hurt George Sluızer'tn yönettığı polıtık polisiye Komiser'ın başrolünde yer alacak. • Clenn Close Tnllium şırketıyle ikı film sözleşmesı ımzaladı. Filmlerden ilkı Rumer Golden'm yazdığı kitaptan yola çıkan Dark Horse. ikincisı ise lsabella L Birds'ün günlüklennden uyarlanan A Lady's Life ın the Rocky Mountaın. Haluk Levent Açıkhava'da • Kültür Servisi - Haluk Levent 28 Temmuz Salı günü saat 21.00'de Harbıye Açıkhava Tiyatrosu'nda dinleyicileriyle buluşacak. Organizasyonu Fil Yapım tarafindan gerçekleştirilecek olan ~~ konserin biletlen Vakkorama mağazalarında, Beşiktaş Kabalcı Kıtabevi'nde. Beyoğlu Metropol ve Hamlet kitabev lennde, Kadıköy İletışım Kıtabevi ve Zihni Müzik'te. Bakırköy Martı Kitabevi'nde satışa sunuldu. Konsenn bilet fiyatlan tam 2 milyon TL. öğrenci 1.5 milyon TL olarak belirlendi Galatea'da karma sergi • Kültür Servisi - Galatea Sanat Galerisi Tangül Akıncı. Avni Arbaş, Gürdal Duyar. B. Rahmı Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Zernn ICehnenıuyı, Hale Sontaş, Telga Südar Mendı. Gülseren Südar. Teoman Südar. Edis Tezel. Selim Turan ve Demet Yersel'in yapıtlannın yer aldığı karma sergiyi izleyicilerin begenisine sunuyor. 22 Temmuz'da açılacak olan sergi 30 Eylül'e dek gezilebilır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear